Faşizm üzerine Marksist Leninist Görüşler.
“Kendi başına ne kadar doğru olursa olsun, Faşizmin hiçbir genel karakter tanımlaması, bizi, faşizmin gelişiminin özgül özelliklerini ve tek tek ülkelerdeki ve onun çeşitli aşamalarındaki çeşitli faşist diktatörlük biçimlerini incelemek ve hesaba katmak sorumluluğundan kurtaramaz. Her ülkede, ulusal özel bağları, faşizmin kendine özgü ulusal özelliklerini araştırmak, incelemek ve tespit etmek ve buna göre faşizme karşı etkili mücadele yöntemlerini ve biçimlerini belirlemek gerekir.” (7) Dimitrov
Özellikle Komintern kongrelerinde yapılan konuşmalar- bazıları içinde reformist olarak görülebilecek söylemler olmasına rağmen -sonuç olarak konuyu ve belirleyici olanı “sınıfsal temelde “ ele almış olmalarıdır.
Kongre de Klara Zetkin, “Faşizm şu anda, dünya burjuvazisinin en güçlü, en yoğun genel saldırısının klasik bir ifadesidir” diyordu. (8)
Freimuth Faşizmin proleter devrimler çağında karşı devrimin klasik biçimi olduğu, Faşizmin büyük burjuvazinin proletaryaya karşı yürüttüğü bir savaş aracı olduğu ve işçi sınıfının yükselişine karşı bir terör hareketi olduğunu söylüyordu.
Bordiga, faşizmi özünde “büyük burjuvazinin gerici kesiminin burjuva orta katmanlarını harekete geçirmesi ve faşizmin büyük burjuva çıkarlarının korunması” olduğunu söylüyordu. (9)
Tüm üyeler tarafından bağlayıcı niteliğe sahip olan Komintern Programı “Kapitalist Buhran ve Faşizm” başlığı altında yapılan tespitler temelinde “Burjuvazinin emperyalist çağda saldırısı faşizm biçimini almıştır” özünde noktalandı.
“Faşizm, Savaş Tehdidi ve Komünist Partilerin Görevleri” raporunda“Faşizm, mali sermayenin en gerici, en şoven ve en emperyalist unsurlarının açık terörist diktatörlüğüdür” değerlendirmesi faşizmin genel tanımı olarak kabul edildi. Devamında Dimitrov tarafından geliştirilip onaylandı.
“Faşizm” diyordu Dimitrov “proletarya ve burjuvazinin üstünde yer alan bir devlet gücü olmadığı gibi, devlet mekanizmasını ele geçirmiş olan küçük burjuvazinin bir başkaldırısı da değildir. Faşizm, ne sınıflar üstünde var olan bir güç, ne de lümpen proletaryanın ya da burjuvazinin mali sermaye üzerindeki iktidarıdır. Faşizm mali sermayenin iktidarıdır. Faşizm, işçi, köylü ve aydın kesimlerin yükselen devrimci taleplerine karşı örgütlenmiş bağnaz milliyetçi bir iktidardır.“ (7)
En geniş anlamıyla ele alındığında, Tekelci kapitalizmin faşizm politikalarında özel bir açıklık ve keskinlikle ifade edilen en modern politikaları, bu çürüme eğilimlerini, teknik ilerlemeyi ve üretici güçlerin gelişimini engelleyip durdurabilir mi?
Modern dünya kapitalizminin gerçekleri ışığında bu kesinlikle doğrudur; ve kapitalizmin şu ya da bu daldaki ya da belirli kısa ömürlü aşamalardaki özel hızlanma örneklerinin hiç birisi, modern kapitalizmin çürüme, yozlaşma ve gerileme yönünde artan eğilimlerinin oluşturduğu hâkim olan karakterinin bu genel yasasıyla çelişemez, ve Sosyal-Demokrat teorilerde olduğu gibi, yeni ilerleme eğilimleri, her zamankinden daha büyük genişleme ve yeni çiçeklenme eğilimleriyle de değil.
Her iki eğilim de belirli aşamalarda ve durumda izlenebilir; ancak çürüme eğilimleri, geriye dönük eğilimler sürekli olarak öncekinden daha güçlü büyür ve ilerleme eğilimi öncekinden daha zayıf bir şekilde ilerler.”
"Sermayenin tekelci biçimi, kapitalizmin asalak yozlaşması, çürümesi ve gerilemesi unsurlarını giderek daha fazla geliştirir" -Komintern Programı
Ve “faşizm, tam da bu sürecin keskin ve yoğunlaştırılmış bir ifadesi ve onu ileriye götürmede doğrudan bir faktördür. “ (2)
“Faşizm, büyük ölçekli sermayeye karşı küçük burjuva politikalarının isyanını değil, büyük ölçekli sermayenin politikasını temsil eder; faşist ideolojinin büyük ölçekli sermayeye karşı küçük burjuva propagandası, pratiğin aksine, yalnızca demagojidir.
Faşizm, gerçekte, mevcut kapitalist topluma karşı çıkan tuhaf, bağımsız bir doktrin ve sistem değildir. Faşizm, tam tersine, modern kapitalizmin en tipik eğilimlerinin ve politikalarının, aşırı çürümenin belirli koşullarında en eksiksiz ve tutarlı işleyişidir.
Tüm modern kapitalizm ve Faşizm için derece farklılığına tabi olan bu ortak özellikler nelerdir? Bu özelliklerden en önemlileri şu şekilde özetlenebilir:
· Ekonomik-sosyal kriz nedenleriyle alınan baskıcı, gerici tedbirler karşısında kaçınılmaz olarak artacak kitlesel muhalefetin güçlenip, yoğunlaşıp, örgütlü bir cephe olarak tehdit haline gelmesini engellemek
· Ve dolayısıyla sınıf çatışmalarının ilerlemesinin tehdit ettiği devrim karşısında kapitalizmin sürdürülmesini sağlamak.
· Bağımsız işçi sınıfı hareketinin sınırlandırılması ve bastırılması ve örgütlü bir sınıf iş birliği sisteminin kurulması.
· Parlamenter demokrasiye karşı başkaldırı ve onun işlevsiz hale getirilmesi.
· Parlamenter burjuva demokrasinin, başkanlık sistemine geçiş gibi sistem biçimi değişikliği
· Bu tedbirler sonucunda kapitalist diktatörlüğün yoğunlaşması
· Devlet müdahalesiyle kamu sektörlerinin özelleştirilmesi, beslenen ve güçlenen tekelci sanayi ve mali şirketler.
· Emperyalist blokların oluşması, yoğunlaşması .
· Artan emperyalist karşıtlıkların kaçınılmaz eşlikçisi olarak savaşa doğru ileri adımlar.
· Yerel, Bölgesel Savaşlar ve savaşların yaygınlaşması tehlikesinin güçlenmesi.
Faşizmin bu özellikleri, farklı derecelerde, tüm modern kapitalist devletlerin tipik özelliğidir. Konu üzerine (bilinçli - sağ sapma, oportünizm vb., hariç) bilinçsizce kafa karışıklığının altında yatan neden de budur. Bu daha geniş anlamında, tüm modern kapitalist devletlerin Faşizme doğru gelişmesinden bahsetmek mümkündür. “ (2)
Amaçlar, Nedenler – Faşizmin zaferi
Faşizm, burjuva devlet diktatörlüğünden “iktidarı” alıp kendi eline mi geçirdi? Faşizm hiçbir ülkede kendi başına, kendi iradesiyle "iktidarı eline geçirmedi". Her zaman, her durumda faşizm, burjuva diktatörlüğü tarafından yukarıdan aşağı iktidara getirildi.
Bir sistem biçimi olarak Faşizm, neden değil sonuçtur.
“Lenin’in emperyalizmi“ çürüyen kapitalizm ”olarak tanımlamasının anlamı; kapitalizmin genel krizi döneminde bu sürecin ileri bir aşamasının fenomeni olarak faşizmin rolü; ve özellikle faşizmin, üretici güçlerin gelişmesiyle bağlantılı olarak geriye dönüştüren bir faktör olma rolüdür. . ………… bu şekilde faşizm, emekçi kitleleri zincirleyen kapitalist biçimler ile üretici güçler arasındaki aşırı çatışma aşamasının bir ifadesidir.
Faşizm, özgül koşullar altında modern tekelci kapitalizmin özgün bir biçimidir ve tekelci kapitalizmin tamamı, gerçekte, tekelci kapitalizmin en genel karakteri - çürüyen kapitalizm olması ve, üretici güçlerin gelişiminin önünde bir engel olmasıdır.
"Tüm tekel gibi, bu kapitalist tekel de hatasız bir şekilde durgunluk ve çürüme eğilimine yol açar." Lenin
“"Üretici güçler ile kapitalizmin çürümesi sürecinin özelliği olan kapitalizmin mevcut sosyal biçimleri arasındaki çatışmanın artan yoğunluğunu göstermek acil zorunluluktu. Bu çatışmanın 1917'den itibaren Birinci Dünya Savaşı ve dünya devriminin başlangıcı noktasına kadar yoğunlaşması, kapitalizmin genel krizini veya kapitalist çöküş dönemini oluşturur. Bu dönemde faşizm, yok olmaya mahkûm kapitalist sınıfın iktidarını sürdürme ve çelişkileri aşırı şiddet yoluyla aşma ve böylece mevcut toplumsal biçimleri üretim güçlerinin gelişmesi pahasına sürdürme çabasını temsil eder.
Özellikle:
(1) tüm işçi sınıfı örgütlerini bastırarak sınıf mücadelesini boğmak;
(2) sözde "planlama", sübvansiyonlar, üretim ve ticaret kısıtlamaları vb., yoluyla ekonomik çelişkilerin üstesinden gelmek için aktif devlet müdahalesinde bulunmak
(3) eski siyasi partilerin ve bölünmelerin yerini (ya da egemenliğini) alan tek bir hükümet partisinin birleşmesiyle burjuvazinin iç çelişkilerinin üstesinden gelmek;
(4) uluslararası çelişkilerin üstesinden gelmek için savaş ve fetih için yoğunlaştırılmış örgütlenmeye girmek
Bu dönemde faşizm, yok olmaya mahkûm kapitalist sınıfın iktidarını sürdürme ve çelişkileri aşırı şiddet yoluyla aşma ve böylece özellikle üretim güçlerinin gelişmesi pahasına mevcut toplumsal biçimleri sürdürme çabasını temsil eder:
(1) tüm işçi sınıfı örgütlerini bastırarak sınıf mücadelesini bastırmak;
(2) aktif devlet müdahalesi, sözde "planlama", sübvansiyonlar, üretim ve ticaret kısıtlamaları vb. Yoluyla ekonomik çelişkilerin üstesinden gelmek;
(3) eski siyasi partilerin ve bölünmelerin yerini alan tek bir hükümet partisinin birleşmesiyle burjuvazinin iç çelişkilerininüstesinden gelmek;
(4) savaş ve pazar fethi için yoğunlaştırılmış örgütlenmeyle uluslararası çelişkilerin üstesinden gelmek.
İtalyan faşizminin yükselişi, Avrupa'da özellikle Almanya'da daha sonraki gelişmelerin ön koşulu ve habercisi olarak görülüyor.
Mekanik kadercilikle hiçbir ortak yanı olmayan, devrimci Marksist kaçınılmazlık anlayışı onun anlayışının tam kalbidir ...
Devrimci Marksizm’in kaçınılmazlığı, pratikte, özgül toplumsal koşullarda yaşayan insan iradelerinin, bu koşullara bilinçli olarak tepki verme ve verili koşullar içinde gördükleri alternatif olasılıklar arasındaki çizgiyi bilinçli olarak seçme yoluyla gerçekleşir.
Biz “Kaçınılmaz sonucu” bilimsel olarak tahmin edebiliyoruz, çünkü bilinci yöneten sosyal koşulları ve bu sosyal koşulların gelişim çizgisini analiz edebiliyoruz.
Biz Çelişkilerin büyümesini ve bunun sonucunda sömürülen çoğunluğun daha büyük devrimci bilinci ve iradesi üreten güç birikimini, tüm engelleri aşacak ve fethedecek kadar güçlü hale gelene kadar analiz edebiliyoruz.
Biz Her başarısızlığın, her yanlış yolun seçilmesinin yalnızca geçici olabileceğinin kesinliğini bilimsel bir hassasiyetle ortaya koyabiliriz, çünkü sonuç hiçbir şekilde devrimci bilinç ve iradeyi üreten çelişkileri çözemez, ve bu nedenle bu çelişkiler, nihai zafere kadar yalnızca yenilenmiş ve yoğunlaştırılmış mücadeleye yol açabilir.
Bu süreç kaçınılmazdır …… Bu savaşan devrimci bilinç, hiçbir şekilde kaçınılmaz bir sonuca boyun eğmez, ancak en aktif olarak dengeyi değiştirmeye ve bir alternatifin zaferini ve diğer alternatifin yenilgisini eyleme geçirerek kesinleştirmeye çalışır. “ (2)
Faşizmin Belirli Durumlarda Kaçınılmazlığı
Faşizm genel olarak burjuva açısından “kaçınılmaz” bir sistem biçimi değildir. Özel durumlarla “kaçınılmaz” hale gelir. Aynı şekilde – onu zorunlu kılan özgül siyasal bunalımın çözülme sürecine bağımlı olarak – sonsuza kadar “kalıcı” bir sistem biçimi değildir. Faşizm ya sermayenin siyasi amacını yerine getirdiğinde, ya sermaye içi çelişkilerin derinleştiğinde geldiği gibi gitmesinin yolu açılır, ya da – kendi kısa vadeli ekonomik amacına büyük ölçüde ulaşsa bile ekonomik sorunları daha da kötüleştireceğinden - emekçi halkların mücadelesinin sonucunda yıkılır. Faşizmin geliş biçimi ve süreci de gidiş biçimi ve süreci de güçler dengesine ve güçler dengesindeki değişimlere bağlıdır.
Faşizm güçler dengesindeki değişimlere, özellikle gelişen emekçi halkın mücadelesinin gücüne bağımlı olarak “demokrasi oyunları” ve “ aldatıcı ama etken reformlar” yoluyla çözülme (geriye dönüş) süreci içine girerek ömrünü uzatabilir – istisnai durumlarda, yine mücadelenin zorlaması etkeniyle, sermayenin diğer bir kesiminin darbesi ile çözülebilir – geriye, ya da yeni bir biçimde burjuva diktatörlüğüne dönüş. Faşizm sadece devrimle yıkılabilir, yok edile bilinir.
-- “Faşizm”Sonucuna ulaşan “Nedenler” üzerine
Hiç yorum yok