Header Ads

Header ADS

5G Teknolojisi ve Coronovirus Salgını Bağlantısı üzerine

5G teknolojisinin Corona virüsü ile bağlantısı, daha da ileri giderek virüsün kaynağı olduğu üzerine yazılar, haberler ve paylaşımlar yaygın bir şekilde hızını devam ettirmekte. Doğa ve yaşam arasındaki diyalektik  temelinde böylesine bir bağlantı "olasılığı "  her zaman , dolaylı ya da dolaysız farklı derecelerde ve etkinliklerde her zaman vardır. Ancak aklı başında ilerici bir insan bu bağlantıyı tek başına, ya da bir kaç etkenlere bağımlı olarak değil, bilimsel, ekonomik, sosyal ve siyasi bir bütünlük içinde ele almak zorundadır.

5G teknolojisiyle Corona virus salgını arasındaki bağlantı, virüsün kendisi ile değil, virüs salgınının Çin de "başlaması" (ki bu "başlama" deyimini ilk  test yapılıp "tespit edildiği" ilk yer olarak algılamak gerekir" ) arasındaki bağlantı olasılığı yönünde göz önünde bulundurulması gereken daha fazla "pratik" ilişkiler var. Bunları incelediğimizde, ekonomik ve siyasi yapı ve çatışmalar bütünlüğün ün bir parçası olduğu bağlantısı olasılığından söz edebiliriz - yani Çin ABD arasındaki ekonomik ve siyasi çatışmanın bir parçası olan 5G teknolojisine hakimiyet mücadelesi. (unutmayalım, bu teknolojiye hakimiyet, özellikle ABD açısından var olana ilave olarak 1.2 milyar daha kullanıcıyı ve pazarını da beraberinde getirecektir)

Bu yaygınlaştırılan teorinin bir versiyonu, koronavirüsün 5G ağından yayılan radyasyonun bir sonucu olduğunu söylüyor, bir diğeri virüsün doğal bir enfeksiyon olduğunu ancak 5G ile daha da kötüleştiğini söylüyor, bir başkası salgının tüm insanları aldatmak için tasarlanmış bir aldatmaca, 5G ağının fiziki olarak yerleştirilip yaygınlaştırılması pratiklerinden dikkatleri dağıtma oyunu olduğunu söylüyor.

Birinci iddiayı destekleyecek hiç bir kanıt yok. Öne sürülen ilk iddia Wuhan ın 5G teknolojisinin ilk kurulduğu şehir olduğu idi. Ancak kanıtlı gerçek, Wuhan dan önce, Beyjin, Şanghay, Guangzho ve Hangho gibi büyük nüfuslu şehirlerde önceden kurulmuş olduğudur.

Virüsün Çin'de değilde diğer yerlerde başlama olasılığını ele alsak bile, yapılan araştırmaya ve John Hopkins Üniversitesinin sunduğu haritaya göre, 5G nin kurulduğu yerlerle virüs salgınlarının yaygın olduğu yerler arasında hiç bir bağlantı yok. Virüs salgının en yaygın olduğu 10 ülke içinde olan , Fransa, Türkiye ve İran da 5G  teknolojisi yok. 

İkinci iddia, olasılıklar içinde olabilir, ancak önceki 3G, 4G teknolojisi de değişik oranda da olsa, radyasyonla bağlantılı olarak, benzer sağlık sorunları olduğu  tartışılıyordu. Bunun direk 5G ye atıflanması, düşündürücüdür. 

İyonlaştırıcı Olmayan Radyasyondan Korunma Uluslararası Komisyonu'nun, - mobil kulelerin radyasyon çıkışıyla ilgili yönergeler belirleyen uluslararası gözlemcilerin belirttiği gibi: bu teorileri doğrulayacak hiçbir bilimsel kanıt yok. Her ne kadarda güvenilirlikleri, özellikle büyük sermayenin çıkarları olduğu konularda sınırlı olan WHO (Dünya Sağlık Örgütü) ve Almanya'nın Radyasyondan Korunma Bürosu kablosuz teknolojiye maruziyetin olumsuz sağlık etkileriyle ilgili bir araştırmanın olmadığını söylüyor. Yani bu teorinin her iki olasılığı ele alıp inceleyen ve sonuçlandıran kanıtsal bir araştırma yok.

Uzmanların genel açıklamasına göre,"radyasyon ve virüsler etkileşime girmeyen tamamen farklı nesneler - biri biyolojik, diğeri elektromanyetik spektrumun bir parçası. SARS-CoV-2, enfekte olmuş bir kişinin gözlerinden, burnundan veya ağzından radyasyon yoluyla değil damlacıklar tarafından yayılır. Bir cep telefonunun SARS-CoV-2'nin yayılmasına yardımcı olabilmesinin tek yolu, enfekte olmuş bir kişiden gelen bu damlacıkların yüzeye düşmesi ve bu damlacıkların onunla temas eden sağlıklı bir kişiye aktarılmasıdır." Ancak bunu "direk etkileşim" olarak ele alıp, yinede "dolaylı etkileşim" olasılığını göz önünde bulundurmak bizi hatalardan ve kalıplaşmalardan koruyan diyalektik bir yaklaşım olur. 

Üçüncü iddianın , "virüsün bir aldatmaca olduğu " kısmını bir kenara atarsak, bir ölçüde , eksik ve birincisine bağlandığı için hatalı olmasına rağmen, diyalektik bağlantılı doğruyu içinde taşıdığı olasılığını söyleyebiliriz. 

Önce 5G nin ne olduğu ve öncellerinden farkının ne olduğuna bakalım;

"En yeni nesil mobil iletişimi olan 5G," deniyor " kullanıcıların önceki cep telefonu standartlarına göre daha hızlı (saniyede 10Gbit'e varan oranlarda) kablosuz veri aktarmalarını sağlayan daha yüksek frekanslar ve bant genişliği kullanacaktır. Önceki 'G' ağları 700 MHz ile 6 GHz arasındaki frekansları kullanıyor. 5G ağı 28 ila 100 GHz arasındaki frekanslarda çalışacak." Yani 4G, 3G'den 10 kat daha hızlı,  5G'nin 4G'den 1.000 kat daha hızlı olması bekleniyor.

Kırsal ve kentsel alanlarda var olan WiFi kulelerine ek olarak, 5G ağları için frekans seviyelerini artırma ihtiyacı , sokak tabelalarına, sokak ışıklarına yükseltici antenler ilave etmek gerekiyor.

Şimdi geriye, var olan 3G ve 4G ye dönersek 5G de olduğu gibi, radyasyon tehlikesi belki karşılaştırma derecesi anlamında olmasa da her zaman olasılığı vardı.

Bir çok ülkeden 250 bilim insanı, Birleşmiş Milletler ve Dünya Sağlık Örgütü'ne, diğer radyo frekansı yayan cihazların yanı sıra kablosuz telefonların (2G, 3G ve 4G ağları ve yayın antenleri) ürettikleri Elektro Manyetik Alan (EMF) radyo dalgaları nedeniyle kanser riskleri oluşturduğu üzerine rapor vermişti.. "her seviyedeki canlı organizmalar" diyordu bilim adamları,"akıllı telefon cihazları ve iletim kulelerince üretilen elektromanyetik alanlara maruz kalarak etkileniyor...Hasar insanlarla sınırlı değildir, çünkü hem bitki hem de hayvan yaşamında zararlı etkilere dair artan kanıtlar vardır."

2G, 3G ve 4G teknolojileri üzerine bilimsel çalışmalar, stres, sperm ve testiküler hasarın, beyindeki elektriksel aktivitedeki değişiklikler, hücresel DNA hasarı ve kalsiyum aşırı yüklenmesi de dahil olmak üzere nöropsikiyatrik etkilerin, insanların EMF'lere maruz kalmalarının bir sonucu olarak ortaya çıkabileceğini gösterdi 

Farklı frekansların, insan vücudu ile farklı şekillerde etkileşime girdiği ancak daha fazla sayıda düşük frekanslı anten, radyo frekansının radyasyona daha fazla maruz kalmayı da beraberinde getireceği olasılığını ele alırsak, bu anlamda 5G bu riski arttırabilir.

Hiç bir teknolojik gelişim ekonomik, sosyal ve siyasi yapı ve bu bağlantılarda  "çıkar" lardan ve "çıkar" çatışmalarından bağımsız düşünülemez. 

4G Şirketler
İsveç li TeliaSonera şirketi , ticari olarak 4G'yi piyasaya süren ilk operatör oldu. 2009'un sonlarında Stockholm ve Oslo şehir merkezlerinde idi.

Amerika Birleşik Devletleri'nde hakim olan mobil iletişim teknolojisi 4G ilk olarak Aralık 2010'da Verizon Communications Inc.'in birkaç düzine şehirdeki müşterilere ticari bir ağ oluşturmasıyla başladı. Haziran 2016'da, dünyanın dört bir yanındaki mobil operatörler ve telekomünikasyon ekipman şirketleri, beşinci nesil mobil ağları pazara sunmak için gerekli teknolojileri ve donanım sistemlerini geliştirmekte zorlandılar.

Qualcomm, 3G CDMA standardı ve 4G LTE standardı da dahil olmak üzere kablosuz iletişim teknolojileri geliştiren ve ticarileştiren Kalifornia'da yerleşik bir ABD şirketirir ve 80,6 milyar dolarlık bir piyasa değerine sahiptir. Qualcomm 4G de yüzde 21 ile ikinci sırada, 3G'nin çok daha büyük bir payına sahip

Ericsson, piyasa değeri 26 milyar dolar olan İsveçli bir telekomünikasyon ekipmanı ve hizmetleri şirketi. Şirket, 5G donanım geliştirme konusunda Telia ile birlikte en önde gelen , dünya çapında mobil operatörlerle saha denemelerine ve araştırma programlarına katılan bir şirket.

Nokia Corporation, 32.8 milyar dolarlık piyasa değerine sahip bir Finlandiya telekomünikasyon ekipmanı ve veri ağı şirketi. Ericsson gibi Nokia da, dünyanın her yerindeki mobil operatörler tarafından nihai dağıtım için yeni 5G telsiz erişim ürünlerinde gelişmiş test aşamalarına giren bir şirket.

Yeni 5G teknolojisi tüketiciler için bir gerçeklik haline gelmeden önce iki geçişin olması gerekiyor.
Mobil operatörler, Çinin Huawei ve Çin'in ZTE SZ, İsveç'in Ericsson ve Finlandiya’nın Nokia'sı tarafından yapılan 5G ile ağlarını onun seviyesine getirmek zorundalar. Ve telefon üreticilerinin ağa bağlanmaya hazır, dahili 5G telsizli telefonlar yapmaları gerekiyor.

Qualcomm, "akıllı telefon" iletişim çiplerinde, akıllı telefonlardaki tüm temel bant radyo çip yapımının yarısını oluşturan , bu alanda pazara hakim olan, ve Mobil iletişim donanımında büyük rol oynayan son büyük ABD teknoloji şirketlerinden biridir.

Diğer çiplerin çoğu Asya'dan geliyor: Tayvan MediaTek pazarın yaklaşık dörtte birini elinde tutarken, iki büyük akıllı telefon üreticisi olan Samsung Electronics ve Huawei, kendi cihazları için çipler geliştiriyorlar. Huawei, HiSilicon olarak bilinen bir yan kuruluş aracılığıyla çalışıyor.

5G Şirketler
Donald Trump hükümeti, Singapur merkezli mikroçip üreticisi Broadcom Ltd'nin 117 milyar dolarlık rakip Qualcomm'u devralmasına Çin'in yeni nesil mobil iletişimde veya 5G'de üstünlük sağlayacağına dair endişeler nedeniyle engel oldu.

Gerçekte, 5G teknolojisi, çoğu Asya'dan olan, donanım, yazılım ve yarı iletkenlerde, Silikon Vadisi'nin Asya'ya, özellikle Çine bağımlılığını artıran, çok daha geniş bir oyuncu yelpazesi için fırsatlar oluşturarak telekom ekipmanı üretimini dünyaya , özellikle Asya'ya açmanın ekonomik temellerini oluşturuyor.

Batı ülkeleri, 5G ağ sunumlarında Huawei Technologies Co. ekipmanlarına durmadan engeller oluşturmaya çalışıyor. Ancak bu yeni nesil iletişim ağları konusunda Çin'de geliştirilen teknolojinin merkezde olacağı temel gerçeğinin normal yollarla değiştirilemeyeceği ortada.

ABD Dış Politika sitesi "sadece dahili" olanlar için Ocak 22 de "5G Açıklandı başlıklı" bir içerik yayınladı. İçeriği bilmiyoruz ama başlangıcında şunları söylüyor;
Beşinci nesil Mobil ağların veya “5G” nin sürekli gelişimini çevreleyen tartışma, yoğun beklenti, derinlemesine korku ve genel karışıklık yarattı. 5G, dönüştürücü bir teknoloji olma gücüne sahiptir, ancak yaygın olarak yanlış anlaşılmıştır. Barclays'ın anketi, işletmelerin sadece yüzde 28'inin 5G'nin ne olduğunu ve ne yapabileceğini bildiğini gösterdi. Bu boşluk, 5G'yi daha iyi anlayabilen ve etkili 5G stratejileri oluşturabilen şirketler için rekabet avantajı yaratıyor. 5G serimizde FP Analytics, 5G'nin üç farklı özelliğini analiz ediyor: Teknoloji ve Altyapı, Gelişen endüstrinin ve ticari ve jeopolitik etkilerin çeşitliliğinin tam olarak anlaşılması için gerekli olan Küresel Rekabetçi Alan ve Ulusal Güvenlik.
Görüldüğü gibi, ABD 5G teknolojisini Ulusal Güvenlik ve Küresel Rekabetin önemli bir unsuru olarak görmektedir. 

5G teknolojisinin "virüsün kendisi" ile dolaylı ya da dolaysız ilgisi olasılığı, "virüs salgınının" 5G teknolojisi üzerine "rekabet" ve "ulusal Güvenlik" anlayışından kaynaklanan pratiklerle bağlantısı ile karşılaştırıldığında, ikincinin birinciye oranla çok daha fazla olasılığı olduğu yönündedir. Yani sorumlu olan "Virüs", ya da "5G" değil, ekonomik, siyasi çıkarlar, ve bu çıkar çatışmalarını oluşturan, yaygınlaştıran ve "doğa-insan yaşamına değer vermeyen" var olan kapitalist  sistemdir. Gerek virüsün kendisinin oluşması ya da mutasyonu ve yaygınlaşma hızı, etkilenenlerin çoğunlukla fakir ve emekçi kesimlerin olması, alınan önlemlerin sermayeyi koruma yönünde işlemesi , geniş kitleleri korumadaki yetersizliği, bağlantıların ve sorumluluğun kapitalist sistemde olduğunun kanıtlarıdır. 

Gerçekler inatçıdır, Diyalektik mantık bize olaylara bir bütünlük içinde, insan doğa ilişkisi, sınıfsal çatışmalar ve boyutları, ve bu temelde olasılıkları göz önünde bulundurarak değerlendirmemizi öğretir..

Salgının 5G teknolojisi olan yerlerle bağlantısı olmaması, bu iddiaların yersizliğini büyük ölçüde kanıtlamaktadır. Aynı şekilde Çin de bu virüsün tespit edilip bir ay içinde kontrol altına alınması, erken yakalama nedeniyle bu başarının sağlanıldığının bir göstergesi olabilir. Diğerlerinde bu kadar yaygın olması, salgının buralarda çok daha önceden başlamış olma olasılığını canlandırır. Test yapılmazsa "tespit" edilemez. İlk testi yapan, ilk önce virüsü "tespit " eder. Bu tespit o virüsün ilk orada başladığının, orijininin orası olduğunun kanıtı değildir. Virüsün daha önce başka ülkelerde olup, test edilmediğinden "ortaya çıkmamış" olma olasılığı büyük ölçüde olasılıklar içindedir. 

Çok söylenen ve tekrarlanan yalanlar "doğru" olarak kebullenilir, bir gün gerçekler ortaya çıksa da , özgül le ilgili olarak artık önemini ve değerini kaybetmiş olur. Burjuva açısından haber olayla bağlantılı olduğu dönem içinde önemlidir. Burjuva Medya bu konuda uzmanlaşmıştır. Bir saldırıda, saldırının önemini küçümsemek için, resmi açıklama olan "hiç bir ölü kaybımız yok" u yayınlar. Ancak o olay yerinden başka yere taşınan yüzlerce yaralının taşındıktan bir kaç gün sonra ölümünü yayınlamaz. Daha sonradan yayınlansa bile, artık önem ve ciddiyetini kaybetmiştir, "ilk algılattırma " hakimiyetini korur.  Corona salgınıyla ilgili olarak da ilk algılattırma "Çin Virüsü" ve ya da "Çin 5G teknolojik virüsü" kitle anlayışında hakimiyetini korumakta. Asıl  konu ve gerçek bağlantıları, gözlerden uzak tutulmakta...

Erdoğan A
9 Nisan 2020

Hiç yorum yok

Blogger tarafından desteklenmektedir.