SÜREKLİ DEVRİM TEORİSİ ÜZERİNE - Sınıflar ve Devlet
LOIZOS MICHAEL
SINIFLAR VE DEVLET
Troçki'nin, muzaffer bir demokratik devrimde devlet iktidarının sınıf karakterini, devrime "önderlik eden" sınıf öznesinin tanımlanmasından çıkardığını gördük. Troçki'nin çıkarımı şu teze dayanıyordu:
Bütün sorun şundan ibarettir: Hükümet politikasının içeriğini kim belirleyecek, onun içinde sağlam bir çoğunluğu kim oluşturacak? [89]
Troçki'nin Sürekli Devrim teorisinde, özellikle “öncü” ve “bağımsız” roller kavramları içinde gizlenmiş olarak -partilerin diğer kitle örgütleriyle birlikte oynayacağı belirli siyasi sınıf mücadelelerinin “sonuçları” olarak değil-, devlet düzeyinde sınıfların ve sınıf çıkarlarının siyasi partiler mekanizması aracılığıyla “temsilinin” görüşü vardır.
Köylülerin bağımsız bir siyasi parti yaratamayacakları, bu nedenle proletarya ile köylülük arasında demokratik bir ittifak olamayacağı söylendi, ve sonuç olarak, "...proletaryanın önderliğinde toplanan ulusun temsili organı ... proletaryanın egemenliği için demokratik bir giysiden başka bir şey olmayacaktır." [90]
Bu teoride, köylülerin çıkarlarını dile getirebilecek bir köylü partisinin olmaması nedeniyle, köylülerin sınıf mücadeleleri devlet düzeyinde “görünmez”.
Lenin, 1905'teki Bolşevik kongresinde şu noktaya değinmişti:
Köylü komiteleri, hem mevcut koşullara hem de, diyelim ki, hükümetin organları olacakları bir geçici devrimci hükümete uygun, esnek bir kurumdur. [91]
Lenin'in analizinde, köylüler devlet düzeyinde temsil edileceklerdi, çünkü onların kitlesel demokratik örgütleri, güçlü, bağımsız bir köylü partisi kurulup kurulmadığından bağımsız olarak bu devletin organlarını oluşturacaktı.
Lenin, proletaryanın köylülükte feodal sosyal ve politik ilişkilere karşı güçlü bir müttefiki olduğuna inanıyordu; bu müttefikin, uğruna mücadele etmeye hazır olduğu kendi nesnel sınıf çıkarları vardı, bu nedenle bu çıkarlar, Çarlığın yıkılmasından kaynaklanacak olan devlet düzeyinde temsil edilecekti.
Köylülerin mücadelelerine yol açan “gerçek ihtiyaçları” vardı; başarılı bir devrim, eski düzenin kaçınılmaz direnişine karşı ayakta kalabilmek için, bu çıkarları tanımak ve bunların köylü kitlelerinin yararına olan politikalarda ifade edilmesini sağlamak zorundaydı.
Rus demokratik devriminde işçi ve köylü diktatörlüğünü hem mümkün hem de gerekli kılan şey buydu. Geçici hükümetin fiili bileşimi - bu hükümetteki partilerin ilişkisi - sadece hangi sınıfların mevcut olduğuna bakarak ve sonra cevapları sınıf özelliklerinden çıkararak - önceden belirlenemezdi. Bu sınıfların mücadeleleri, mücadelelerinin biçimleri ve sonuçları, devrimci hükümetin bileşimini ve partilerin ilişkisini belirleyecektir.
Buraya kadar söylediklerimizden, Lenin'in burjuva devrimi kavrayışında iki analiz zemini olduğunu görebiliriz - birinci zemin, burjuva-demokratik devrimin radikal bir şekilde tamamlanması için gerekli olan sınıflar ittifakına atıfta bulunur; proletarya ve köylülüğün demokratik diktatörlüğü sloganı bu analiz zeminine atıfta bulunuyordu. İkinci zemin, geçici devrimci hükümetin bileşimine ve partilerin birbirleriyle olan ilişkilerine atıfta bulunuyordu. Bu analiz düzeyinde, hükümetin kesin bileşimi konusundaki soru açık bırakıldı; güçlü bir köylü partisi bu hükümette çoğunlukta olabilir veya olmayabilir.
Önemli olan teorik nokta, ikinci analiz zeminini birinciden çıkarılamaz olmasıdır. Çünkü bu, yalnızca devrim pratiğinin çözebileceği somut bir sorundu.
Troçki'ye göre, proletarya ve köylülüğün koalisyonu - Lenin'in analitik çerçevesindeki ilk analiz düzeyi......ya mevcut burjuva partilerinden birinin köylülük üzerinde nüfuz sahibi olduğunu ya da köylülüğün kendi başına güçlü bir bağımsız parti yaratacağını varsayıyor, ancak ne birinin ne de diğerinin mümkün olmadığını göstermeye çalıştık. [92]
Lenin ile Troçki arasında analitik bir fark olduğunu görebiliriz.
Troçki'nin analizinde sınıf ittifakları sorunu, bir parti ilişkisi sorununa indirgenir: Köylülük -Rus devriminde- bağımsız bir parti tarafından temsil edilemeyeceğine göre, o halde Lenin'in öngördüğü gibi bir ittifak olamaz.
Kendisini teorik olarak Troçki'den uzaklaştıran Lenin, şunları ileri sürdü:
Sınıfların bir "koalisyon"u, ne belirli bir güçlü partinin ne de genel olarak partilerin varlığını hiç bir şekilde varsaymaz. Bu sadece sınıfları partilerle karıştırmaktır. Belirli sınıflardan oluşan bir "koalisyon", en azından, mevcut burjuva partilerinden birinin köylülük üzerinde egemenliğini kuracağı ya da köylülerin güçlü bir bağımsız parti oluşturması gerektiği anlamına gelmez...Rus devriminin deneyimi, proletarya ve köylülüğün “koalisyonunun” yüzlerce kez, en çeşitli biçimlerde kurulduğunu gösteriyor... [93]
Lenin'in stratejisinde birbirine indirgenemeyecek iki analiz zemini varken, Troçki'de bu iki zeminin bir birleşimi vardır.
Bu nedenle Troçki'nin “Köylülük tarafından desteklenen Proletarya Diktatörlüğü” sloganının, Lenin'in kullandığından temelde farklı bir teorik analiz tarzından türetildiğini görebiliriz. Troçki'nin muzaffer bir demokratik devrimde devlet iktidarının niteliği sorununu, geçici hükümet içinde hangi sınıf öznesinin homojen bir çoğunluk oluşturacağı sorusuna indirgemesine yol açan, işte bu analiz zemininin çöküşüydü.
Ve Lenin'in bu iki zemin arasında sınır çizmeye dikkat etmesi, onun hem Troçki'ye hem de Martov'a karşı şunları söyleyebilmesine neden oldu;
“Bütün meselenin, hükümetin politikasını kimin belirleyeceği, kimin homojen bir çoğunluğu oluşturacağı” olduğu doğru değildir....
Devrimci sınıfların diktatörlüğü sorunu ... herhangi bir devrimci hükümette "çoğunluk" sorununa ya da sosyal-demokratların böyle bir hükümete katılımının kabul edilebilir koşulları sorununa indirgenemez. [94]
Troçki ve Menşevik teorisyenlerin temel olarak - Lenin tarafından eleştirilen - aynı teorik ve analitik çerçeveyi paylaştıklarını belirtmiştik;
Onlar “sınıf öznesinin öncü rolü” sorunsalından aynı mantıksal sonuçları çıkardılar;
her ikisi de geçici bir devrimci hükümete sosyal-demokrat katılımını yalnızca Sosyal-Demokrasinin o hükümetteki egemenliği temelinde savundular,
Menşevikler, Rus demokratik devrimine böyle bir katılıma karşı çıkarken, Troçki ve Parvus bunu destekledi.
Hem Troçki hem de Menşevikler için bu katılım (egemen siyasi güç olarak), siyasi iktidarın proletaryanın siyasi temsilcisi aracılığıyla fethini oluşturuyordu.
(Şüphesiz ki stratejik sonuçları olan) taktiksel farklılık, Menşevik stratejide devrimci sürecin öznesi olarak teşkil edilenin burjuvazi olduğu gerçeğinden kaynaklanıyordu, [95] Troçki'nin stratejisinde ise, "bağımsız" ve "öncü" rol kavramları aracılığıyla, devrimci sürecin öznesi olarak teşkil edilen proletaryaydı.
Eğer Menşevikler, Troçki gibi, "burjuvazinin" burjuva-demokratik devrimde "öncü" bir rol oynayamayacağına ikna olabilseydi, o zaman onların teorik varsayımlarının mantığı ve akıl yürütme tarzları onları Troçki'nin Rus devrimi tahminini kabul etmeye zorlayacaktı. Bu, 1905'te devrimci fırtınaların zirvesinde Menşevik hizbin önemli kesimlerinde olan şeydi ve buna (gerçi Martov, Aksel'rod veya Plekhanov olmasa da) Martynov, Dan ve Cheveanin gibi etkili Menşevizm teorisyenleri dahildi.
İsrail Getzler'e göre:
Birçok Menşevik, bir burjuva devrimine olan inancını kaybetmeye başladı. Burjuvaziyi ya hain ve karşı-devrimci olarak ya da fiilen yok diye reddettiler... [96]
Theodore Dan ın kendisi ,
"Troçkist temaların", Menşeviklerin önemli kesimlerinin açık onayıyla, Iskra yayın kurulunun seçkin üyelerinin (öncelikle Martynov ve bu satırların yazarı) sözlerinde ve makalelerinde gitgide daha yüksek sesle yankılanmaya başladı"ğını itiraf etti [97]
Troçki ve Menşeviklerin teorik ve politik anlayışlarının yüzeyde radikal bir şekilde karşıt gibi görünen şeyleri uzlaştırmanın mümkün olduğunu, aralarındaki kesin farkın teorik politik fark olmadığını, daha çok özel bir taktiksel fark olduğunu kabul edersek, kolayca anlaşılır; devrimci sürecin “önderi” olarak hangi sınıf hareket edecek? sorusuna farklı bir yanıt verdiler.
Rus demokratik devriminde burjuvazinin devrimci kapasitesi hakkında farklı bir değerlendirmeye sahip oldukları için, başlangıçta farklı cevaplar verdiler. Bu siyasi tahmin farkı çözüldüğünde, Menşeviklerin önemli kesimleri “Sürekli Devrim” stratejisine geçiş yaptı.
Martynov, İki Diktatörlük adlı eserinde, eğer Sosyal-Demokrasi, halkın başarılı bir silahlı ayaklanmasını hazırlar, zamanlamasını yapar ve yürütürse, azami programını uygulamaya koymadan elinde tutamayacağı ve konsolide edemeyeceği siyasi iktidara sahip olacağını savundu. [98]
Bu, Troçki'nin devrimin sürekli doğasını karakterize etmek için kullandığı akıl yürütme tarzının tam olarak aynısıydı.
Hemen ... iktidarın sosyalist çoğunluğa sahip devrimci bir hükümetin eline geçmesi, programımızın maksimum ve minimum olarak bölünmesi tüm önemini yitirir ... Bir proleter hükümet hiçbir koşulda kendini bu sınırlar içinde tutamaz. [99]
Proletaryanın temsilcilerinin hükümete güçsüz rehineler olarak değil, ama önder güç olarak girmeleri gerçeği, maksimum ve minimum program arasındaki sınır çizgisini yok eder; yani kolektivizmi günün gündemine yerleştirir. [100]
Troçki, sosyalizme geçiş sürecini, işçi sınıfının devlet iktidarını elinde tutmasından, proletaryanın başarılı burjuva-demokratik devrime önderlik etmesi gerçeğinden çıkarmaktadır.
Burjuva devriminin sosyalist devrime dönüştürülmesi - minimum ve maksimum program arasındaki ayrımın ortadan kaldırılması, bir sınıf öznesinin - proletaryanın - devrimci süreçteki öncü rolünün mantıksal etkisidir.
Devamı; KENDİNDEN FERAGAT
Hiç yorum yok