Header Ads

Header ADS

Anti-Emperyalist Savaşlar Üzerine – Lenin, Stalin ve E. Hoca’dan

(bu bağlamda Avrupa, ABD ve Avustralyalı Troçkist varyasyonların değerlendirmelerinin çorbasının yapılıp sunulduğu, Elif Çağlının "sömürgecilik sona erdiğinden ulusal kurtuluş savaşları da sorun olarak Tarihi Özelliğini kaybetmiştir" teorisi üzerine)

Marksist Leninist Konular ve Okunması Gereken Yazılar

En Çok Kafa Karışıklığı olan Marksist Leninist Konular ve  Okunması  gereken Yazılar

--> İçindekiler sayfası ve PDF indirme bağlantısı

Yetersiz teorik bilgi nedeniyle, ancak özellikle anti-emperyalist savaşlar sorununda büyük ölçüde bilinçli olarak yaratılan kafa karışıklığı, bazı ML Devrimcilerinin emperyalist saldırganlığa karşı doğru tavır almalarını engelliyor. Teorik bilgi eksikliği genellikle belirli bir durum veya koşul için yapılan değerlendirmelerin her duruma, her koşula bir slogan olarak genellemesine neden oluyor. IŞİD'in ve Suriye'deki diğer emperyalist-vekillerinin "ilerici", "rejime karşı özgürlük savaşçıları!", oradaki Savaşın "Emperyalist savaş "olarak tanımlaması ve "vatan savunması" nın orada geçerli olmaması vb., - bilinçli ya da bilinçsiz, bu kafa karışıklığının güncel örneklerini teşkil ediyor. Bütün bu burjuva revizyonist değerlendirmeler ve kafa karışıklığı, klasikleri okuma tembelliğinden, konuyu incelemek ve Marksizm’in diyalektiğini uygulamak yerine ezbere ve sloganla öğrenmeyi tercih etmekten kaynaklanmaktadır.

Lenin, bu tür tembellik ve ,ezbercilik, lafazancılık, slogancılık pratiğine atıfta bulunarak şöyle söylüyor;

" Uyuz acı veren bir hastalıktır. Ve insanlar devrimci lafazanlık (slogancılık) uyuzuna yakalandılar mı bu hastalığın sadece belirtisi bile dayanılmaz acıya neden olur.

Emekçi halkın tüm bireyleri için, sade, açık, kavranabilir, aşikâr ve herkesçe tartışma götürmez nitelikte olan gerçekler bile, yukarıda bahsettiğim cinsten uyuz hastalığına yakalanmış olanlarca çarpıtılır. Bu çarpıtma genellikle, iyi-bilinen teorik doğruların özümlenememesi ya da bunların çocuk kabalığı, okul-çocuğu tavrıyla ilgisizce tekrarlanıp durması (insanlar "neyin ne olduğunu" bilmezler) nedeniyle, en iyi, en saygın ve en yüce dürtülerden kaynaklanır. Fakat bu durumda da uyuz zararlı olmaktan kurtulamaz.” ( P20 ) )

Lenin'in "emperyalist savaşlara" karşı duruş konusundaki değerlendirmesi, söz konusu savaşın türü hakkında herhangi bir değerlendirme yapılmadan her türlü savaşa uygulanıyor. Haklı ve haksız, ilerici ve gerici, emperyalist ve anti-emperyalist savaşlar arasında ayrım yapmadan alınan bir tavır, kaçınılmaz olarak dürüst bir Marksist Leninist'i karşı devrimin tarafına götürür.

Burjuva revizyonistleri, karşı-devrimci Troçkistler tarafından bilinçli olarak yaratılan kafa karışıklığı, onların “emperyalizm çağında artık ulusal savaşlar olamaz”, dolayısıyla “anti-emperyalist savaşlar geçmişte kaldı”"sonuçlamalarından kaynaklanır veya doğrudan bununla bağlantılıdır.

Gerçekte, Marksist Leninistler için anti-emperyalist savaşlar sadece çağımızda kaçınılmaz ve hayati derecede önemli olmakla kalmaz, aynı zamanda belirli bir ülkede ve dünya ölçeğinde kapitalizmin yenilgisi için özelde ve genel olarak sosyalist devrimin önemli bir parçasıdır.

"Genel olarak emperyalizme karşı mücadele" diyor Enver Hoca,

 " ve onun her ülkedeki araçları,  her komünist partinin stratejisinin temel sorunlarından biridir ve anti-emperyalist veya sosyalist herhangi bir devrimin zaferi için belirleyici koşullardan biridir. Aynı zamanda, onun emperyalizme karşı tutumu, her ülkenin ulusal çerçevesi içinde ya da uluslararası ölçekte faaliyet gösteren her siyasi gücün, siyasi ve ideolojik konumunu değerlendirmek için bir mihenk taşı görevi görür. Başka bir deyişle, emperyalizme karşı duruş her zaman, bir yanda gerçek yurtsever ve demokratik devrimci güçleri, diğer yanda gerici, karşı-devrim ve ulusal ihanet güçlerinden ayıran bir sınır çizgisi olmuştur."" (P24)

Bu nedenle burjuva revizyonist tuzağa düşmemek, emperyalistlerin saflarında yer almamak ve onların sözcülüğünü yapmamak için, savaşların farklı türlerini, farklı değerlendirmeleri anlamak ve doğru tavır almak çok önemlidir. Anti-emperyalist savaşların önemini kavramak çok önemlidir, çünkü bu savaşlara karşı duruş, devrim ve karşı devrim, Marksizm Leninizm ile burjuva revizyonizmi, komünizm ve anti-komünizm arasındaki farkı tanımlar. Ve anti-emperyalist savaşların başarısı, yalnızca herhangi bir ülkede değil, dünya ölçeğinde kapitalizmin yenilgisi sürecini kısaltmada önemli bir rol oynayabilir.

Sorunu incelemeye, çoğu kafa karışıklığının ortaya çıktığı ve kötüye kullanıldığı, Lenin'in en çok alıntı yapılan değerlendirmesinden başlamalıyız: “"Kişinin Kendi Hükümetinin Yenilgisi", kendi burjuvazisinin hakkını savunması anlamına gelen anavatan savunmasıdır."

Ana Vatan Savunması - Emperyalist savaş

""kapitalistlerin çıkarları doğrultusunda yürütülen yağmacı bir savaş olan, emperyalist savaştır" (P41)

Hepsi olmasa da, savaşlar arasında herhangi bir ayrım yapmayanların çoğu, iddialarını desteklemek için Lenin'in aşağıdaki değerlendirmesini aktarırlar;

"Proletaryanın bakış açısından, "anavatanın savunmasını" tanımak, mevcut savaşı haklı çıkarmak, onun meşru olduğunu kabul etmek anlamına gelir. Ve savaş, o anda düşman birliklerinin konuşlandığı ülke -benim ya da başka bir ülkede- ne olursa olsun, emperyalist bir savaş olarak kaldığı için, anavatanın savunmasını kabul etmek, aslında, emperyalist, yağmacı burjuvaziyi desteklemek ve tamamen sosyalizme ihanet etmektir " (P49)

Ve/veya;

"Bir proleter, “vatan hainliği” suçunu işlemeden, “kendi” emperyalist “Büyük” Gücünün yenilgisine, parçalanmasına katkıda bulunmadan kendi hükümetine sınıfsal bir darbe vuramaz ya da, "bizim tarafımızla" savaş halinde olan (aslında) kardeşine, "yabancı" ülkenin proleterine yardım edemez.” (S66)

Ancak bu "alıntıyı" yapanların hiçbiri paragraftaki anahtar kelimelere dikkat etmiyor, yani; "şimdiki savaş", "emperyalist savaş". Lenin, bu alıntılarda, ML'nin savunma savaşlarına değil, emperyalist, saldırgan savaşlara karşı duruşundan bahsediyor.

Lenin konuşmasında,  "Mevcut savaş emperyalist bir savaştır ve onun temel özelliği budur. Emperyalist bir savaş tamamen farklı bir konudur. Mevcut savaşın emperyalist olduğunu fark etmeyen sosyalistler, onun tarihsel bir bakışını ele almayan, savaş hakkında hiçbir şey anlamayacaktır." (S73)

Yine Kienthal'deki Sosyalist Konferansta şöyle diyor ;

" Mevcut savaş - tam da savaşan her iki grubun "büyük" güçlerden oluştuğu için, emperyalist bir savaştır..." (P80)

Ve yine 2. Sosyalist Konferansta :

Mevcut savaş emperyalist bir savaştır, yani son derece gelişmiş, tekelci kapitalizm temelinde çelişkilerden doğan bir savaştır" (P92)

Lenin’in o kırpılıp her savağa uygulanmaya çalışılan alıntıda Emperyalist savaşlardan, emperyalistler arasındaki savaşlardan bahsettiği tartışma götürmez bir şekilde açık ve nettir.

Lenin bir sürü eleştiri ve yazılarında "Ana vatan savunması" sorununa açıklık getirir. “Emperyalizm çağında” diyor,

“anavatanın savunması, kişinin kendi burjuvazinin yabancı halkları ezme hakkını savunmak anlamına gelir. Ancak bu, yalnızca tüm emperyalist savaşlar için, yani emperyalist güçler veya güç grupları arasında bir savaş" için doğrudur.

Ve devam ediyor;

 "Yazarlar, "Ana vatan savunması" sorununu Partimizin sunduğundan çok farklı bir şekilde ortaya koyuyor gibi görünüyor. Biz Emperyalist bir savaşta "ana vatan savunmasını" reddediyoruz. Bu Partimizin Merkez Komitesi Manifestosu ve Bern kararlarında olabildiğince açık bir şekilde söylenmektedir... tezlerin yazarları, genel olarak anavatan savunmasından, yani ulusal bir savaş için de reddediyor gibi görünüyorlar, belki de “emperyalizm çağında” ulusal savaşların imkânsız olduğuna inandıklarından. " (S104)

Blankizm üzerine yazdığı yazısında bunu daha da netleştiriyor;

"Bu konudaki proleter bakış açısı, savaşın belirli bir sınıf tanımlamasından ve emperyalist savaşa -yani, kapitalist ülke grupları arasında (ister monarşiler ister cumhuriyetler olsun) kapitalist ganimetin paylaşımı için bir savaşakarşı uzlaşmaz bir düşmanlıktan ibarettir. " (S115)

Ve P. Kievsky'ye Yanıtını bitiriyor

"Anavatanı savunmak emperyalist bir savaşta yalandır, demokratik ve devrimci bir savaşta değil." (P201)

Lenin, Zinovyev'e yazdığı mektubunda şöyle özetliyor;

"Genel olarak “ana vatan savunmasına”, genel olarak “savunma savaşlarına” hiç de karşı değiliz. Bu saçmalığı hiçbir zaman tek bir kararda (ya da benim hiçbir makalemde) bulamazsınız. Anavatanın savunulmasına ve savunma pozisyonuna 1914-16 emperyalist savaşında ve emperyalist çağa özgü diğer emperyalist savaşlarda karşıyız. Ama emperyalist çağda aynı zamanda “haklı”, “savunmacı”, devrimci savaşlarda [yani (1) ulusal, (2) sivil, (3) sosyalist vb.] olabilir. " (P119)

Burjuva revizyonistleri hariç, her Marksist Leninist için bu alıntılar, Lenin'in savaşlara yönelik “anavatanın savunması” tutumunu genelleştirmediğini, yalnızca “emperyalist savaşlara” yönelik tutumdan bahsettiğini şüphesiz bir şekilde açıklığa kavuşturmalıdır.

Anti-emperyalist savaşlar geçmişte mi kaldı? - Emperyalist savaşlar ve anti-emperyalist savaşlar

“Ulusal savaşlar çağı geçti”, “bu geçmişin bir sorunudur” diyenler için, Lenin, Marksizm ve Proudhanizm Üzerine, yazısında aksini söylüyor. "Marx ve Engels", diyor,

"emperyalizm dönemini görecek kadar yaşamadılar. Sistem şimdi her biri diğer ulusları ezen bir avuç emperyalist "Büyük" Güçler"... bugün esas olanemperyalist güçlerin, emperyalist burjuvazinin ve sosyal-emperyalistlerin birleşik, hizalanmış cephesine karşı durmak ve emperyalizme karşı tüm ulusal hareketlerin sosyalist devrim için kullanılmasıdır." (S122)

Enver Hoca, Emperyalizm ve Devrim adlı eserinde konuyu onun sosyalist devrimdeki önemiyle bağlantılı ele alıyor.

"Ulusal-demokratik, anti-emperyalist, ulusal kurtuluş devriminin sosyalist devrimle bağlanması ve iç içe geçmesi, çünkü bu devrimler, proletaryanın ve halkların ortak düşmanları olan emperyalizme ve gericiliğe saldırarak, aynı zamanda büyük toplumsal dönüşümlerinde yolunu açmakta, sosyalist devrimin de zaferine yardımcı olmaktadır. Tam tersi olarak da,  sosyalist devrim, emperyalist burjuvaziye vurarak, onun ekonomik ve politik konumlarını yıkarak, kurtuluş hareketlerinin zaferi için elverişli koşullar yaratır ve onların zaferini kolaylaştırır.

Dolayısıyla devrimin çözüm için ileri sürülen bir sorun olduğu, gündemde olduğu sonucunu çıkardığımızda, sadece sosyalist devrimi değil, demokratik anti-emperyalist devrimi de aklımızda tutmaktayız." (S131)

Benzer şekilde Lenin, “Yeni Çağ Anlayışımız” adlı yazısında şöyle der; "

 "Çağ" ile "şimdiki savaş" arasındaki ilişkinin doğru bir Marksist tanımını veriyoruz: Marksizm, her bir savaşın somut bir değerlendirmesini gerektirir. "

ve devam ediyor;

Makalenin başında "emperyalizm çağı" kavramı çarpıtılarak, ulusal hareketin yalnızca gelişmiş Batı ülkelerinde değil, genel olarak tamamlandığı izlenimi uyandırılıyor." (P133)

Junius'un broşürüne yönelik eleştirisinde, Lenin konuyu kapsamlı bir şekilde ele alıyor. Broşürden alıntılara atıfta bulunan Lenin şöyle yazar;

"Junius'un hatalı önermelerinin ilki, ilki Uluslararası grubun 5 No'lu tezinde yer almaktadır:

 ““Bu dizginsiz emperyalizm döneminde (çağında) artık ulusal savaşlar olamaz. Ulusal çıkarlar, emekçi halk yığınlarını can düşmanları emperyalizmin hizmetine sunmak için yalnızca bir aldatma aracı olarak hizmet eder.””

Bu varsayım, birinci bölümü mevcut savaşın emperyalist bir savaş olarak tanımlanmasına ayrılan 5 No'lu tezin sonudur. Genel olarak ulusal savaşların reddedilmesi, mevcut savaşın ulusal bir savaş değil, emperyalist bir savaş olduğu fikrinin tamamen doğru bir şekilde vurgulanması veya tesadüfi bir şekilde aşırı vurgulanması olabilir. Ancak bunun tersi doğru olabileceğinden, çeşitli sosyal-demokratlar, mevcut savaş yanlış bir şekilde ulusal bir savaş olarak gösterildiği için tüm ulusal savaşları yanlışlıkla reddettikleri için,bu hatayla hesaplaşmak zorundayız.

Junius'un broşüründe (s. 81) şöyle deniyor;
Artık ulusal savaş olamaz”, dünyanın bir avuç “Büyük” emperyalist güç arasında paylaşılmış olması ve bu nedenle her savaş, ulusal bir savaş olarak başlasa bile, emperyalist bir savaşa dönüşür ve bu nedenle emperyalist güçlerden veya koalisyonlardan birinin çıkarlarını etkiler.”

Bu argümanın safsata lığı aşikardır. Elbette, Marksist diyalektiğin temel önermesi, doğadaki ve toplumdaki tüm sınırların geleneksel ve hareketli olduğu ve belirli koşullar altında kendi karşıtına dönüştürülemeyen tek bir fenomenin olmadığıdır. Ulusal bir savaş, emperyalist bir savaşa dönüştürülebilir ve bunun tersi de mümkündür.

Yalnızca bir safsatacı, birinin diğerine dönüştürülebileceği gerekçesiyle emperyalist savaş ile ulusal savaş arasında bir fark olduğunu inkâr edebilir.

Sömürge ve yarı-sömürge ülkelerin yürüttüğü ulusal savaşlar, emperyalizm çağında yalnızca mümkün değil, aynı zamanda kaçınılmazdır. .......... Her savaş siyasetin başka yollarla devamıdır. Sömürgelerin ulusal kurtuluş siyaseti, kaçınılmaz olarak sömürgelerin emperyalizme karşı ulusal savaşlarıyla devam edecektir.

Ulusal savaşlar, emperyalizm çağında Avrupa'da bile imkânsız görülmemelidir. “Emperyalizm çağı”, şimdiki savaşı emperyalist bir savaş haline getirdi; bu (sosyalizmin gelişine kadar) kaçınılmaz olarak yeni emperyalist savaşı doğurur; mevcut Büyük Güçlerin politikalarını tamamen emperyalist politikalara dönüştürdü.

Ancak bu “çağ”, örneğin küçük (varsayalım, ilhak edilmiş veya ulusal olarak ezilmiş) devletlerin emperyalist güçlere karşı yürüttüğü ulusal savaşların olasılığını hiçbir şekilde engellemez, aynı zamanda Doğu Avrupa da büyük ulusal hareketlerin olasılığını da engellemez. "" (S139)

"Proleter Devrimin Askeri Programında Lenin, soruyu yeniden netleştirmek için ele alıyor:

Enternasyonal grubunun 5. Bölümünde şunları okuyoruz: “Bu dizginsiz emperyalizm çağında ulusal savaşlar artık mümkün değildir.” Bu açıkça yanlıştır.

Broşüründe yukarıda alıntılanan “tezler”i savunan Junius, emperyalist dönemde emperyalist bir Büyük Güç'e karşı her ulusal savaşın, rakip bir emperyalist Büyük Güç'ün müdahalesine yol açtığını söylüyor. “Her ulusal savaş, bunun emperyalist bir savaşa dönüşmesidir.” Ama bu argüman da yanlış.

Emperyalizm altında ulusal savaşların tüm olasılığını reddetmek teoride yanlıştır, tarihsel olarak açıkça yanlıştır ve pratikte Avrupa şovenizmine eşdeğerdir: Avrupa'da, Afrika'da, Asya'da vs. yüz milyonlarca insana zulmeden milletlerin mensubu olan bizler, mazlum halklara, onların "bizim" milletlerimize karşı savaş açmalarının "imkânsız" olduğunu söylemeye davet ediliyoruz!

Üçüncüsü, tek ülkede sosyalizmin zaferi, genel olarak bütün savaşları bir çırpıda ortadan kaldırmaz. Aksine, savaşların olasılığını varsayar.

Kendimizi kelimelerin yanlış yönlendirmesine izin vermemeliyiz. Örneğin, "anavatanın savunması" terimi, birçokları için nefret uyandırıcıdır, çünkü hem açık oportünistler hem de Kautskyciler, mevcut yağma savaşı hakkındaki burjuva yalanını gizlemek ve örtbas etmek için kullanırlar. Bu bir gerçek. Ama bundan siyasi sloganların anlamını artık anlamamamız gerektiği sonucu çıkmaz. Şimdiki savaşta “anavatanın savunmasını” kabul etmek, onu “haklı” bir savaş, proletaryanın çıkarlarına yönelik bir savaş olarak kabul etmekten başka bir şey değildir - tekrarlıyoruz, çünkü her savaşta işgaller olabilir.

Ezilen ulusların emperyalist Büyük Güçlere karşı savaşlarında “anavatanın savunmasını” reddetmek tamamen aptallık olur...

Teorik olarak, her savaşın, politikanın başka yollarla devam etmesinden başka bir şey olmadığını unutmak kesinlikle yanlış olur. Şimdiki emperyalist savaş, iki Büyük Güç grubunun emperyalist politikalarının devamıdır ve bu politikalar, emperyalist dönemin ilişkilerinin toplamından doğmuş ve beslenmiştir. Ama tam da bu çağ, zorunlu olarak, ulusal baskıya karşı mücadele ve burjuvaziye karşı proleter mücadele politikalarını ve sonuç olarak, olasılığı ve kaçınılmazlığı da doğurmalı ve geliştirmelidir; ilki, devrimci ulusal isyanlar ve savaşlar; ikincisi, proleter savaşlar ve burjuvaziye karşı isyanlar; ve üçüncüsü, her iki türden devrimci savaşın bir bileşimi, vb." (P156)

Sorgulanamayacak şekilde Lenin'den anladığımız gibi, “Emperyalizm çağında ulusal savaşlar artık mümkün değildir,” “geçmiş meselesidir” vb., iddialar yanlıştır, dolayısıyla anti-Marksist Leninist’tir.

Savaşları nasıl ayırt ederiz?

Savaş Türlerinin Tanımlanması -Savunma ve SaldırganSavaşlar Arasındaki ayırım;

"Savaş bizim üzerimize gerçekten zorlandığında, gerçekten haklı bir savunma savaşı olur". (S160)

Lenin, Sosyalizm ve Savaş adlı eserinde farklı yaklaşımlara ve nedenlere dikkat çekiyor;

Sosyalistler, uluslar arasındaki savaşı her zaman barbar ve acımasız olarak kınadılar. Ancak savaşa karşı tavrımız, burjuva pasifistlerin (barışın destekçileri ve savunucuları) ve Anarşistlerinkinden temel olarak farklıdır. İlkinden, savaşlar ve ülke içindeki sınıf mücadelesi arasındaki kaçınılmaz bağlantıyı anladığımız için farklıyız; sınıflar ortadan kaldırılmadan ve Sosyalizm yaratılmadan savaşın ortadan kaldırılamayacağını anlıyoruz; ve ayrıca, iç savaşları, yani ezilen sınıfın ezen sınıfa, köleleri köle sahiplerine, serflerin toprak sahiplerine ve ücretli işçileri burjuvaziye karşı yürüttüğü savaşları tamamen meşru, ilerici ve gerekli olarak gördüğümüzden farklıyız.

Biz Marksistler, her savaşı ayrı ayrı incelemeyi tarihsel olarak (Mark’ın diyalektik materyalizmi açısından) gerekli görmemiz bakımından hem pasifistlerden hem de Anarşistlerden farklıyız. Tarihte, tüm savaşlara kaçınılmaz olarak eşlik eden tüm dehşet, vahşet, sıkıntı ve ıstıraba rağmen ilerici olan, yani istisnai olarak zararlı ve gerici kurumları yok etmeye yardımcı olarak insanlığın gelişimine fayda sağlayan sayısız savaş olmuştur (örneğin,  otokrasi veya serflik), Avrupa'nın en barbar despotizmi (Türk ve Rus). Bu nedenle, mevcut savaşın tarihselolarak özgül özelliklerini tam olarak incelemek gerekir. " (P166)

Lenin, “kendi ulusunun diğer uluslara karşı uyguladığı şiddete göz yuman bir proletarya sosyalist olamaz” diyerek devam eder;

“Emperyalizm, dünya uluslarının bir avuç “büyük” güç tarafından sürekli artan baskısının çağıdır ve bu nedenle, ulusların kendi kaderini tayin hakkı tanınmadıkça emperyalizme karşı sosyalist uluslararası devrim için savaşmak imkansızdır. . “Hiçbir ulus, diğer ulusları eziyorsa özgür olamaz” (Marx ve Engels). “Kendi” ulusunun diğer uluslara karşı en ufak bir şiddetine göz yuman bir proletarya, sosyalist bir proletarya olamaz. ” (P166)

Lenin, "Marksizm ve Emperyalist Ekonomizmin Bir Karikatürü" adlı makalesinde savunmacı, saldırgan, adil olmayan, gerici, ilerici savaşlar arasındaki farkı açıkça açıklar. "O halde, bir savaşın "özünü" nasıl açığa çıkarabilir ve tanımlayabiliriz?" Sorusunu sorar; ve şöyle cevap verir;

"Savaş, politikanın devamıdır. Sonuç olarak, savaştan önce izlenen politikayı, savaşa yol açan ve neden olan politikayı incelememiz gerekir. Eğer bu emperyalist bir politikaysa, yani mali sermayenin çıkarlarını korumak ve sömürgeleri ve yabancı ülkeleri soyup zulmetmeye yönelik bir politikaysa, o zaman o siyasetten doğan savaş emperyalisttir.

Eğer bu bir ulusal kurtuluş politikasıysa, yani ulusal baskıya karşı kitle hareketinin bir ifadesiyse, o zaman bu politikadan kaynaklanan savaş bir ulusal kurtuluş savaşıdır.

Dar kafalı, savaşın "politikanın devamı" olduğunun farkında değildir.

Kısacası: emperyalist Büyük Güçler arasında veya Büyük Güçler ile ittifak halindeki bir savaş, emperyalist bir savaştır.

Emperyalist uluslara karşı bir savaş, gerçek bir ulusal savaştır.

... Ezilen bir ulusun yabancı bir zalime karşı yürüttüğü savaşta "vatan savunması" bir aldatmaca değildir. Sosyalistler böyle bir savaşta "anavatanın savunmasına" karşı değillerdir."

Gerçekten Ulusları özgürleştirmek için verilen savaşların inkarına düşmek, Marksizm’in mümkün olan en kötü karikatürünü sunmaktır. …Demokratik bir savaşta "ana vatan savunmasının" reddedilmesi, yani böyle bir savaşa katılmanın reddedilmesi, Marksizm ile hiçbir ortak yanı olmayan bir saçmalıktır." (S167)

Lenin, Savaşa Karşı Marksist Tutum üzerine şöyle diyor;

"Sosyalistler, 'anavatanın savunması için' savaşları veya 'savunma' savaşlarını, yalnızca "yabancı baskısını ortadan kaldırma" anlamında meşru, ilerici ve adil" olarak kabul ederler,".

Bir örnek veriyor ve devam ediyor:

“İran, Rusya'ya karşı, "vb." "Bunlar, ilk saldıranın kim olduğuna bakmaksızın, adil ve savunma amaçlı savaşlardır; herhangi bir sosyalist, ezilen, bağımlı ve küçük devletlerin zalim, köle sahibi ve yağmacı 'Büyük' ​​Güçlere karşı savaşında zafer diler." (P167)

Stalin, The Foundation of Leninizm adlı eserinde Lenin'in yaklaşımını şöyle özetler;

"Leninizm şu tezlerden yola çıkar:"

a) Dünya iki kampa bölünmüştür: mali sermayeye sahip olan ve dünya nüfusunun büyük çoğunluğunu sömüren bir avuç medeni ulusun kampı; ve bu çoğunluğu oluşturan sömürgelerdeki ve bağımlı ülkelerdeki ezilen ve sömürülen halkların kampı.

c) Bağımlı ve sömürge ülkelerdeki ezilen halkların emperyalizme karşı devrimci mücadelesi, onların baskı ve sömürüden kurtuluşunun tek yoludur. " (S175)

Savaşları emperyalist savaşlar - emperyalist büyük güçler arasındaki savaşlar - ve anti-emperyalist savaşlar - emperyalist baskıya, sömürüye ve saldırganlığa karşı savaşlar olarak tanımlamak, aynı zamanda herhangi bir savaşa karşı devrimci duruşu ve karşı-devrimci duruşu tanımlar. Revizyonistler, anti-emperyalist savaş yürüten "ulusal hareketin karakteri"nin "gerici" olduğu bahanesiyle, çoğu zaman saldırgan emperyalist savaşı haklı çıkarmaya ve emperyalistlerin yanında yer almaya çalışırlar.

Stalin, ML tutumunu açıklar ve altında yatan ilkesel nedenlere açıklayıcı bir örnek verir:

"Ulusal hareketlerin büyük çoğunluğunun tartışma götürmez devrimci karakteri, belirli özel ulusal hareketlerin olası gerici karakteri kadar göreli ve özgündür. Emperyalist baskı koşulları altında bir ulusal hareketin devrimci karakteri, harekette proleter unsurların varlığını, hareketin devrimci veya cumhuriyetçi bir programının varlığını, hareketin demokratik bir temelinin varlığını zorunlu kılmaz. Afganistan Emiri'nin Afganistan'ın bağımsızlığı için yürüttüğü mücadele Emir'in ve ortaklarının monarşist görüşlerine rağmen, nesnel olarak devrimci bir mücadeledir, çünkü bu mücadele emperyalizmi zayıflatır, dağıtır ve baltalar." (P175)

Stalin daha da ileri giderek, bir burjuva ulusal hareketinin emperyalizme karşı burjuva mücadelesinin ilerici, devrimci bir mücadele olduğunu, emperyalizm tarafında yürütülen “sosyalizm!” mücadelesinin ise gerici bir mücadele olduğunu söylüyor.

"Aynı nedenlerle, Mısırlı tüccarların ve burjuva aydınların Mısır'ın bağımsızlığı için yürüttükleri mücadele, Mısır ulusal hareketinin liderlerinin burjuva kökenine ve burjuva unvanına, sosyalizme karşı oldukları gerçeğine rağmen, nesnel olarak devrimci bir mücadeledir.

İngiliz "İşçi" hükümetinin Mısır'ın bağımlı konumunu korumak için yürüttüğü mücadele, aynı nedenlerle, bu hükümetin üyelerinin proleter kökenine ve proleter unvanına, sosyalizm "tarafı" olmalarına rağmen gerici bir mücadeledir.

Hindistan ve Çin gibi diğer, daha büyük, sömürge ve bağımlı ülkelerde, kurtuluş yolunda atılan her adımın, geleneksel demokrasinin taleplerine ters düşse bile, emperyalizme vurulan bir buharlı çekiç darbesi olduğu, yani kuşku götürmez bir şekilde devrimci adım olduğundan bahsetmeye bile gerek yok." (K175)

Stalin bunun nedenini Lenin'den alıntı yaparak açıklıyor;

“Lenin, ezilen ülkelerin ulusal hareketinin geleneksel demokrasi açısından değil, emperyalizme karşı mücadelenin genel bilançosunun gösterdiği gibi, fiili sonuçlar açısından değerlendirilmesi gerektiğini söylerken haklıydı, yani, "tek başına değil, dünya ölçeğinde değerlendirilmesi" (P175)

"Emperyalist bir savaş" diyor Lenin, "şarlatanlar, lafazanlar ya da küçük-burjuva dar kafalılar duygusal "sloganlar" öne sürdüklerinde, emperyalist olmaktan vazgeçmez. Proletarya, emperyalist burjuvazinin devrimci bir şekilde yıkılması için savaşır, küçük-burjuvazi, emperyalizmin reformist “gelişmesi” için, ona boyun eğmekle birlikte ona uyum sağlamak için savaşır.” (P49) Marksistler olarak, “Bizler pasifist değiliz. Ganimetlerin kapitalistler arasında bölüşümü üzerine olan emperyalist savaşlara karşıyız, ancak sosyalizmin çıkarları için gerekli olabilecek devrimci savaşları devrimci proletaryanın reddetmesinin her zaman saçma olduğunu hesaba kattık." (P187)

Anti-emperyalist mücadelelerin önemini açıklayan Lenin,

"tarihin diyalektiği", "öyledir ki, emperyalizme karşı mücadelede bağımsız bir faktör olarak güçsüz olan küçük uluslar, gerçek anti-emperyalist gücün, sosyalist proletaryanın sahneye çıkmasına yardım eden mayalardan biri, basillerden biri olarak rol oynarlar....

Eğer proletaryanın sosyalizm uğruna verdiği büyük Kurtuluş savaşında, emperyalizmin, yoğunlaştırmak ve krizi büyütmek ve büyütmek için getirdiği her felakete karşı, her popüler halk hareketinden nasıl yararlanacağımızı bilmiyor olsaydık, çok zavallı devrimciler olurduk.” (K195)

Enver Hoca'nın açıkça belirttiği gibi,

 "emperyalizme karşı duruş her zaman gerçek yurtsever ve demokratik devrimci güçleri, gerici, karşı-devrim ve ulusal ihanet güçlerinden ayıran bir sınır çizgisi olmuştur." (P24)

Emperyalist saldırganlığı meşrulaştırma ve onaylama iddiaları - “emperyalizm çağında artık ulusal savaşlar olamaz”, dolayısıyla “anti-emperyalist savaşlar geçmişte kaldı” ve dolayısıyla “anavatan savunması” Burjuva sloganıdır" vb.- kullanılan süslü Marksist ifadelerle gizlenmesine rağmen, bunlar aslında burjuva, karşı devrimci ve anti-komünist iddialardır.

Lenin'in yazılarından alıntılardan gördüğümüz gibi, anti-emperyalist savaşlar sosyalist devrimler açısından sadece hayati derecede önemli değil, aynı zamanda özelde ve genel olarak sosyalist devrimin önemli bir parçasıdır – belirli tek bir ülkede ve dünya ölçeğinde, kapitalizmin yenilgisi açısından.

Erdogan A

Kaynak; Lenin On anti-Imperialist wars

Konu üzerine yazılar

Lenin, Uyuz, - P20

Enver Hoca, Avrupa-komünistlerinin "Bağımsızlığı" Sermayeye ve Burjuvaziye Bağlılıktır – S24

Lenin, Mevcut Siyasi Duruma İlişkin Karar Taslağı – P41

Lenin, Proleter Devrimi ve Dönek Kautsky, Enternasyonalizm Nedir? – P49

Lenin, Emperyalist Savaşta Kendi Hükümetinin Yenilgisi – S66

Lenin, “Proletarya ve Savaş” Üzerine Ders – S73

Lenin, Kienthal'deki 2. Uluslararası Sosyalist Konferansı – P80

Lenin, R.S.D.L.P.'nin İlk Varyantı CC İkinci Sosyalist Konferansa Öneriler – P92

Lenin, İlhaklar İçin mi, Karşı mı? – P104

Lenin, Blankizm Üzerine, - S115

Lenin, G. Y. Zinovieve – P119

Lenin, Marksizm mi, Proudhonizm mi? -P122

Enver Hoca, Halkların Kurtuluş Mücadelesi - Dünya Devriminin Bileşen Parçası – S131

Lenin, Marksizm ve Emperyalist Ekonomizmin Karikatürü, “Yeni Çağ Anlayışımız” – S133

Lenin, Junius Broşürü, - S139

Lenin, Proleter Devrimin Askeri Programı – S156

Lenin, Devrimin Görevleri – S160

Lenin, Sosyalizm ve Savaş, Sosyalistlerin Savaşa Karşı Tutumu – P166

Lenin, Marksizm ve Emperyalist Ekonomizmin Bir Karikatürü, Savaşa ve Anavatan Savunmasına Karşı Marksist Tutum – P167

Stalin, Leninizm’in Temeli – P175

Lenin, İsviçreli İşçilere Veda Mektubu – P187

Lenin 1916 İrlanda İsyanı – P195

Lenin, P. Kievsky'ye Cevap (Y. Pyatakov) – P201

Hiç yorum yok

Blogger tarafından desteklenmektedir.