Boykot Üzerine – Lenin ve Stalin’den
En Çok Kafa Karışıklığı olan Marksist Leninist Konular ve Okunması gereken Yazılar
-->İçindekiler sayfası ve PDF indirme bağlantısı
Marksist teoriler, hem Marksistler tarafından bilinçsizce, hem de emperyalist ideologlar tarafından bilinçli olarak ülke tipinden, somut durumdan ve somut koşullardan izole edilerek, her ülkeye, her koşula, her aşamaya ve duruma uygun reçeteler olarak sunulan lafazanlıklarla, taktiksel teoriler içi boş sloganlara dönüştürülmeye devam edilmekte. Bu lafazan pratik, devrimci mücadelenin yenilgisinin ve engellenmesinin temel nedenlerinden birisi olmuştur ve olmaya devam edecektir.
Marks ve Engels, "Bizim teorimiz bir eylem kılavuzudur, bir dogma değil" der. Marksizm, taktiksel bir tavır ve eylemde bulunmak için her özel durum ve koşulun somut bir değerlendirmesini gerektirir.
Marksistler, her türlü taktiksel eylemi, mevcut somut koşulları dikkatli ve nesnel bir şekilde değerlendirerek, işçi sınıfı mücadelesinin çıkarları açısından, bu akılda tutularak karar verirler.
Lenin'in yazılarını dikkatle okursak, ilk fark ettiğimiz şey boykot sorununun -ve parlamenter mücadele biçiminin- devrimci mücadelenin aşamasına bağlı olarak değiştiğidir. “Sol Komünizm” de bu dönemleri şöyle tanımlar;
Devrime hazırlık yılları (1903-05), Devrim yılları (1905-07), Gericilik yılları (1907-10), Canlanma yılları (1910-14), Birinci Emperyalist Dünya Savaşı (1914) –17), Rusya'daki ikinci devrim (Şubat-Ekim 1917).
Lenin, "Devrimin hazırlık yıllarını (1903-05)" şöyle tanımlıyor:
"Büyük bir fırtınanın yaklaşması her yerde hissediliyor. Tüm sınıflar mayalanma ve hazırlık aşamasındadır... Üç ana siyasi eğilimin, liberal-burjuva, küçük-burjuva-demokratik ve proleter-devrimci eğilimlerin üç ana sınıfının temsilcileri, yaklaşan açık sınıf mücadelesini programatik ve taktiksel görüşleri üzerinde çok şiddetli bir savaş öngörüyor ve hazırlıyorlar. Kitlelerin 1905-07 ve 1917-20'desilahlı mücadele yürüttüğü tüm meseleler, o zamanın basınında embriyonik biçimleriyle incelenebilir (ve incelenmelidir).... sınıflar yaklaşan savaşlar için gerekli olan siyasi ve ideolojik silahları oluşturuyorlardı."
Bu aşamada Boykot'tan bahsedildiğini görmüyoruz.
“Devrim yılları”nı (1905-07) şöyle tanımlar;
"Bütün sınıflar açığa çıkıyor. Tüm programatik ve taktik görüşler, kitlelerin eylemiyle test ediliyor. Grev mücadelesi, kapsamı ve keskinliği açısından dünyanın hiçbir yerinde eşi olmayan nitelikte. Ekonomik grev, siyasi bir greve dönüşüyor ve ikincisi ayaklanmaya... Sovyet örgütlenme biçimi, mücadelenin kendiliğinden gelişimi içinde doğuyor... Parlamenter ve parlamento dışı mücadele biçimlerinin, parlamentoyu boykot etme taktikleri ile parlamentoya katılma taktiklerinin, yasal ve yasadışı mücadele biçimlerinin ve aynı şekilde bunların karşılıklı ilişkileri ve bağlantıları birbirini izlemesi - bütün bunlar şaşırtıcı bir içerik zenginliği ile ayırt ediliyor...........
Ve bu aşamanın önemini vurguluyor;
"1905'teki "genel prova" olmasaydı, 1917'de Ekim Devrimi'nin zaferi imkânsız olurdu."
Bu aşamada şunları söylüyor;
“...şu andaki taktiğimizin öncelikle boykot fikrini desteklemekten ibaret olması gerektiği açıktır."
Ancak, “”sosyal demokratların "aşırı sol" argümanlarının ve izolasyonist yaklaşımın aksine” diyor Lenin (sol demokratların otokrasiye muhalefet saflarında olduğu Türkiye gibi ülkelerde. EA);
"Boykot sorununun ta kendisi burjuva demokrasisinin sınırları içindedir. İşçi sınıfı boykotla doğrudan ilgilenmiyor, ama kesinlikle burjuva demokrasisinin daha devrimci olan kesimini desteklemekle ilgileniyor; siyaseti genişletmek ve yoğunlaştırmakla ilgileniyor.
Duma'nın boykot edilmesi, burjuvazinin halka daha güçlü bir şekilde başvurması, ajitasyonunu geliştirmesi, bizim ajitasyonumuz için daha fazla sayıda fırsat ve devrimci hareketin kaynağı olan daha yoğun bir siyasi kriz anlamına gelir. " Sayfa 23
Aşırı sol, anarko-Troçkist boykot çağrısından(ki bunların hiçbirinin emekçi kitlelerle en ufak bir bağı yok) ve dolayısıyla “pasif Boykot”tan temel farkı, Lenin'in aklında olanın aktif bir boykot olması. Lenin şöyle diyor;
"Devlet Duması ile ilgili taktiklerimiz beş noktada formüle edilebilir .... bu ajitasyonun teşvikine destek kazanmak ve tüm devrimci demokratik unsurların ve sadece bu unsurların silahlı mücadelesinin katılımını sağlamak... Sol burjuva demokratlar arasında ortaya çıkan boykot fikrinin, en yaygın ajitasyon anlamında aktif bir boykot haline dönüştürülmesi amacıyla desteklenmesi...” Sayfa 36
Aktif bir boykota karar verirken, "İki soruyu dikkate almalıyız" diyor Lenin,
"1) Seçim toplantılarında... sınıf mücadelesini, sosyalizmi ve ayaklanmayı "birlikte" tartışmak mümkün mü? 2) Eğer bu mümkün ise, birinci ve ikinci sorular birlikte mi tartışılmalı yoksa birincinin yerine ikincisi mi tartışılmalı?" Sayfa 55
Bu nedenle örneğin Türkiye gibi %50'den fazlasının dini otokrasiye oy verdiği ve nüfusun tamamı olmasa da %100'e çok yakın bir kısmının umutlarını parlamento ve parlamento seçimlerine bağlamış, bir ülkede özellikle sol demokratların katılımı olmadan, "aktif boykot"tan söz etmek hayalcilikten başka bir şey olmaz.
Lenin'in daha sonra, 1906'nın başında, Ocak ayında yaptığı değerlendirme, yukarıdakiyle büyük bir farklılığa işaret ediyor;
"Bu bölünmenin sınıfsal arka planı açıktır: Burjuvazinin sağ kanadı, Duma aracılığıyla gericilikle uzlaşmaya meyillidir. Burjuvazinin sol kanadı, devrimle ittifak kurmaya veya en azından onu desteklemeye eğilimlidir. " Sayfa 131
Koşulların değişmesiyle birlikte boykotla ilgili tavır da değişiyor. Şubat ayında Lenin şöyle diyor:
"Biz Halkın gerçek temsilcilerinden oluşan gerçek bir meclis için mücadelemizi sürdürüyoruz. Bu meclis, toprak ağalarına ve zenginlere herhangi bir imtiyaz olmaksızın, yetkililer ve polis tarafından herhangi bir engelleme olmaksızın özgürce ve herkes tarafından seçilmelidir. Sadece tüm halkın özgürce seçilmiş bir kurucu meclisi gerçek bir Duma olabilir, sahte bir Duma olamaz.” Sayfa 146
Mart ayında şöyle diyor;
"Özgürlük mücadelesinin devrimci yöntemlerini Duma yoluyla mücadelenin karşısına koyarak, bu ajitasyon sırasında işçileri ve bir bütün olarak halkı, halka gerçek özgürlük için devrimci mücadelenin daha yüksek bir aşamasının başlangıcını işaret eden Aralık ayaklanmasının deneyimiyle tanıştırmaya özel bir önem vermek… " Sayfa 158
Lenin Boykot taktiklerinin mevcut, değişen koşullarla ilişkisini net bir şekilde açıklıyor;
"Okurlarımız, Duma'yı boykot etmekten yana olduğumuzu bilirler. Kongrede, Volna 12'de yayınlanan kararda ayrıntılı olarak açıklanan nedenlerle, Sosyal Demokrat bir parlamenter grubun oluşturulmasına karşı oy kullandık. Bu nedenler İlke meselelerini içermiyordu; bunlar ihtiyatlılık ve geçerli pratik koşullar tarafından yönlendirildi." Sayfa 185
Temmuz'da Lenin boykotun amacını özetler;
“Boykotun amacı Duma'yı silip süpürmekti. Onun doğrudan ve acil amacı olan boykot, diğer şeylerin yanı sıra hükümetin dikkatini dağıtması bakımından dolaylı olarak avantajlıydı. Bu durumda da, her zaman olduğu gibi, devrimci taktikler, proletaryanın sınıf bilincini ve mücadele etkinliğini geliştirmenin ve tam zafere ulaşılamaması durumunda (burjuvazinin istemediği. E. A) gönülsüz reformların dolaylı olarak gerçekleştirilmesini sağlamanın en iyi aracıydı."
Ağustos ayında boykot yaklaşımını şöyle açıklıyordu;
" Bu sorunu her zaman somut olarak ve belirli bir siyasi durumla bağlantılı olarak ortaya koyduğumuz akılda tutulmalıdır... Boykot sorununda devrimci sosyal-demokrasi ile oportünist sosyal-demokrasi arasındaki temel fark şudur: oportünistler her koşulda kendilerini Alman sosyalizminin tarihindeki belirli bir dönemden kopyalanan basmakalıp yöntemi uygulamakla sınırlarlar...Devrimci sosyal-demokratlar, tersine, somut siyasi durumu dikkatle değerlendirmenin gerekliliğine büyük önem verirler. ...gerçeklere gözlerimizi kapatmak gülünç olur.
Artık Devrimci Sosyal-Demokratların boykotçu olmaktan vazgeçmeleri gereken zaman gelmiştir. İkinci Duma toplandığında (ya da "eğer" toplanırsa) İkinci Duma'ya girmeyi reddetmeyeceğiz.
Bu arenayı kullanmayı reddetmeyeceğiz ama mütevazi önemini abartmayacağız." Sayfa 199
Ve Kasım'da;
" Şu anda bir boykot, hükümetin güçlerini başka yöne çevirmeyecek - hükümet kesinlikle geçmiş seçimlerden ders almıştır. Ajitasyon ve örgütlenme işi, - seçim yasası çok daha kötü yönde değiştirilmediği sürece - seçimlere katılarak olduğu kadar onları boykot ederek de gerçekleştirilebilir. Eğer seçim yasaları kötü yönde değiştirildiyse, o zaman belki yeniden boykota başvurmak zorunda kalabiliriz. Ama büyük devrimci savaşlar yeniden başlarsa, Duma seçimleriyle hiç uğraşacak zamanımız olmayabilir. Dolayısıyla boykot bir çıkar meselesi olmaya devam ediyor. Tek mesele şu anda boykot için yeterli gerekçe görmüyoruz.” ' Sayfa 212
Yukarıdakilerden gördüğümüz gibi, "Devrim Yılları" sürecinde bile boykot yaklaşımı nesnel koşullara göre farklılık göstermiştir.
Lenin, 1907-1910 yıllarını "Çarlığın zafer kazandığı" "Gericilik Yılları" olarak tanımlar...
“Ülkenin burjuva çizgisinde gelişmesi kayda değer bir hızla ilerlemekte. Sınıf dışı ve sınıf üstü yanılsamalar, kapitalizmden kaçınma olasılığına ilişkin yanılsamalar, rüzgarla her yana savrulmuş durumda. Sınıf mücadelesi kendini oldukça yeni ve daha belirgin bir biçimde gösteriyor...Şimdi, bu bilginin düzgün bir şekilde nasıl geri çekileceği bilgisi ile desteklenmesi gerektiğini anlamaları gerekiyor. Yenilen tüm muhalefet ve devrimci partiler arasında, "ordularına" en az kayıp vererek, çekirdeği en iyi korunan olarak, en az bölünme ve en az moral bozukluğuyla Bolşevikler en düzenli geri çekilmeyi gerçekleştirdiler, ve işi en geniş ölçekte, en doğru ve enerjik bir şekilde sürdürmek için en iyi durumdalar... Bolşevikler bunu ancak, geri çekilmek gerektiğini, geri çekilmeyi bilmek gerektiğini ve gerici parlamentolarda, en gerici sendikalarda, kooperatiflerde, derneklerde ve benzeri örgütlerde yasal olarak çalışılması gerektiğini anlamayı reddeden devrimci lafazanları acımasızca teşhir ettikleri ve aralarından attıkları için başardılar.
Bu dönemde Boykot sorununa ilişkin olarak Lenin şöyle diyor:
"Konu, sanki Üçüncü Duma'nın aşırı gerici doğası, boykot gibi bir mücadele yöntemini veya sloganı gerekli ve meşru kılıyormuş gibi sunuluyor. Böyle bir argümanın uygunsuzluğu her sosyal-demokrat için kesinlikle açıktır, çünkü burada boykotun uygulanabilirliğinin tarihsel koşullarını incelemeye yönelik herhangi bir girişim yoktur.
Marksist bir tavır alan Sosyal-Demokrat, boykot hakkındaki sonuçlarını, şu ya da bu kurumun gericiliğinin derecesinden değil, Rus devriminin deneyiminin şimdi gösterdiği gibi, boykot olarak bilinen özel yöntemin uygulanmasını mümkün kılan özel mücadele koşullarının varlığından çıkarır." Sayfa 304
Lenin, Maria'ya yazdığı mektubunda şöyle diyor:
"Üçüncü Duma'yı boykot etmeye karşıyım; bu konuda, muhtemelen yakında çıkacak olan küçük bir yazı yazıyorum. Kanımca, yüksek bir siyasi faaliyet durumu olmadıkça, erken anayasal yanılsamalara karşı bir mücadele olmadıkça bu slogan yeniden canlandırılmamalıdır. Şu anda bir boykot ilan etmek, ya vaktinden önce kabadayılık yapmak ya da şanlı bir devrimci geçmişe sahip olan sloganların eleştirel olmayan bir şekilde tekrarı olacaktır."
Boykot kullanımını şu şekilde açıklıyor:
“Aktif boykot, deneyimin gösterdiği gibi, doğru taktiktir ... yalnızca devrimin kapsamlı, evrensel ve hızlı yükselişinin, silahlı bir ayaklanmaya dönüşmesinin koşulları altında ve yalnızca eski rejim tarafından ilk temsili meclisin toplanmasından kaynaklanan anayasal yanılsamalara karşı mücadelenin ideolojik amaçlarıyla bağlantılı olarak doğru taktiktir..........boykot taktiği, ancak sendikal yükselişi devrimci bir saldırıya dönüştürme çabalarımız başarılı olursa uygun olabilir." Sayfa 226
Lenin konu üzerine Maximov 'u eleştirirken şöyle diyordu;
" Maximov'un boykotu savunduğu Haziran 1907 siyasi durumunda, hata hala oldukça küçüktü. Temmuz 1907'de, bu bölgede istisnasız hemen tüm Sosyal-Demokratlar boykotçuydu, ama Maximov'un aksine, hepsi Haziran 1908'e kadar, Üçüncü Duma'yı "boykot etmekte" ısrar etmenin affedilmez bir aptallık olacağını anlama duygusuna sahiptiler.” Sayfa 392
Lenin, Otzovizm ve ültimatomizmi eleştirirken, "Ültimatomizmin, Parti kanadımız tarafından devrimin belirli bir aşamasında uyguladığı boykot taktikleriyle doğrudan bağlantısını ileri sürme girişimleri" diyor,
"Partimizin ezici çoğunluğu tarafından oldukça doğru bir şekilde uygulanan Bulygin Duması ve Birinci Duma boykotunun gerçek anlamını ve karakterini sadece çarpıtmaktır. Devrimin şu ya da bu anında temsili kurumların boykotunun uygulandığı özel durumlardan çıkarım yapma girişimleriyle, boykot politikasını karşı devrim döneminde bile Bolşevik taktiklerin ayırt edici özelliği olduğunu, Ultimatomizm ve Otzovizmin bu eğilimlerin özünde, Menşevizm'in tersi olduğunu gösterdiğini, devrimci bir yükselişin var olup olmadığına bakılmaksızın, devrimin belirli gelişim aşamasına bakılmaksızın tüm temsili kurumlara ayrım gözetmeksizin katılımı vaaz ediyorlar.” Sayfa 444
Ezberden öğrenen ve Marksist diyalektiği uygulamaktan yoksun olanlar,
"onlar…anlamlarını kavramadan yalnızca birkaç sloganı ezberlediler, yalnızca eski sözleri tekrar edebildiler ve devrimci sosyal-demokrat taktiğin eski ilkelerini değişen koşullara uyarlayamadılar. " Sayfa 462
Lenin (1910–14) yıllarını “canlanma yılları”olarak tanımlar;
"İlk başta yükseliş inanılmaz derecede yavaştı, sonra 1912'deki Lena olaylarını takiben biraz daha hızlı oldu. .... Ama Bolşevikler, yasadışı çalışmayı "yasal olanaklar"ın zorunlu kullanımıyla birleştirmek gibi doğru bir taktik uygulamamış olsalardı, bunu asla başaramazlardı. Bolşevikler, en gerici Duma'daki tüm işçi koltuklarını kazandılar." "
Bu dönemde Lenin’in Boykot konusundaki yazıları, Troçki'nin eleştirisi ve onun şişirilmiş sözleriyle sınırlıdır.
Birinci Emperyalist Dünya Savaşı dönemi(1914–17) ile ilgili olarak;
"Son derece gerici bir" parlamento"ya sahip olan yasal parlamentarizm, devrimci proletaryanın partisi Bolşeviklere çok faydalı bir hizmetti. Bolşevik milletvekilleri Sibirya'ya sürgün edilmişti...... Bolşevizm'in 1917-20'de zafer elde etmesinin başlıca nedenlerinden birisi, 1914'ün sonundan beri sosyal-şovenizmin ve "Kautskizm"in temelsiz liğini, iğrençliğini ve alçaklığını acımasızca teşhir etmesiydi, ve kitleler daha sonra Bolşevik görüşlerin doğruluğuna kendi deneyimleriyle giderek daha fazla ikna oldular. “
"Bolşevikler" diyordu Lenin;
"Duma'nın aktif boykot edilmesi çağrısında bulundular ve propagandalarını şu sloganlar üzerinde yoğunlaştırdılar: silahlı ayaklanma, devrimci ordu, geçici devrimci hükümet. Boykot kampanyasını tüm devrimci güçleri seferber etmek, kitlesel siyasi grevler yapmak ve silahlı bir ayaklanma hazırlamak için kullandılar. Ekim 1905'in ülke çapındaki genel siyasi grevi ve yükselen devrim dalgası seçimleri engelledi ve Duma hiçbir zaman toplanmadı." Sayfa 533
Inessa Armand'a yazdığı mektupta “genel olarak temsili kurumlara katılmayı reddetmek bir saçmalıktır; reddetmemiz gereken durumlar var; sizin için aralarında hiçbir çelişki olmadığını gösteren görsel bir karşılaştırma var."
Rusya'daki ikinci devrim dönemi (Şubat-Ekim 1917) ile ilgili olarak şunları söylüyordu;
"birkaç gün içinde Rusya, -savaş koşulları altında- dünyadaki herhangi bir ülkeden daha özgür, demokratik bir burjuva cumhuriyetine dönüştürüldü. Muhalefet liderleri ve devrimci partiler bir hükümet kurmaya başladılar", boykot vakası yoktu.
Bu dönem yazıları daha çok önceki boykot taktiklerinin değerlendirilmesiyle ilgilidir. Bu yazılardan birinde şu soruyu soruyordu;
"Üçüncü Duma'yı boykot etme taktikleri neden yanlış olduğunu gösterdi?"
ve şu yanıtı veriyordu;
" Çünkü bunlar yalnızca boykot sloganının "akılda kalıcılığına- çekiciliğine" dayanıyordu... Ancak nesnel durum öyleydi ki, bir yandan devrim bir çöküş ve hızla gerileme halindeydi.... Parlamento dışı propaganda, ajitasyon ve örgütlenme araçları neredeyse yok ya da son derece zayıftı." Sayfa 538
Aynı sonucu başka bir yazıda tekrarlıyor;
Bununla birlikte, 1906'da Bolşeviklerin "Duma"yı boykot etmeleri, küçük ve kolayca düzeltilebilecek bir hata olmasına rağmen bir hataydı. 1907, 1908 ve sonraki yıllarda Duma'nın boykot edilmesi ciddi bir hata ve düzeltilmesi zor bir hata olurdu. " Sayfa 548
Gördüğümüz gibi, devrim yılı dışında boykot etkili olmadı ve yanlış olduğu ortaya çıktı. Stalin bu konuda şöyle söylüyordu;
“Bolşevikler boykot ile genellikle aktif bir boykot kastettiler, sadece seçimlerde oy kullanmaktan pasif olarak çekilmek değil”
ve Lenin'den alıntı yapıyor;
"Boykot, Duma'nın toplanmasını engelleyemedi, çünkü boykot daha sonra anlaşıldığı gibi, devrimin gerilediği, düşüşte olduğu bir zamanda uygulandı."
Stalin, ECCI Siyasi Sekreterliğinin 25 Ekim 1933 tarihli mektubuna verdiği yanıtta şunları söylüyordu;
Kominternistler doğru değil. Önerdikleri boykot, Bolşevik ruhunda aktif bir boykot değil. Bu basit bir seçimlerden uzak durmaktır: basitçe seçime katılmama. Bolşevikler hiçbir zaman böyle bir boykot görmediler. Bolşevikler sadece devrimci faaliyetler eşliğinde aktif boykot izlerler, amaçları seçimleri baltalamak, hatta önlemektir. Ancak bu, tek kabul edilebilir olan boykot, Almanya'da artık mümkün değil. Bu nedenle Kominternistler yanılıyorlar ve bu konuda CPG Merkez Komitesinin Dış Bürosu doğru. Seçimlere katılmalısınız, faşist listenin üstünü çizmeli ve referandumda 'hayır' seçeneğine oy vermelisiniz. Böyle bir temelde sosyal demokrat işçilerle anti-faşist bir cephe oluşturmalı ve onlara önderlik etmelisiniz ki böyle bir girişimin komünist bir platformda ve onların önderliğinde gerçekleştirilebilsin. Bunun dışında herhangi bir siyaset, yalnızca faşistlerin ve sosyal demokratların çıkarlarına hizmet edecektir.
Stalin'den bir başka örnek ise "Yunan Komünist Partisi'nin taktiği üzerine. Stalin, daha önce Yunan komünistlerinin parlamento seçimlerini boykot etmekle hata yaptıklarını vurgulayarak şöyle diyordu;
"Boykot, seçimlerin başarısız olmasına neden olduğunda mantıklıdır. Aksi takdirde boykot aptalca bir şeydir." Dimitrov'un Günlüğü, 2 Eylül 1946
Boykot taktiğinin, özellikle faşist, otokratik ülkelerde, nesnel koşullara ve güç dengesine bakılmaksızın her ülkeye, her duruma uygun bir uygulama olarak ele alınması, devrimcileri kitlelerden ancak daha da izole edebilir ve böylece burjuva gericilerin çıkarlarına hizmet edebilir.
Boykot, tüm devrimci güçleri seferber etmek, kitlesel siyasi grevler yapmak ve silahlı bir ayaklanma hazırlamak için doğru verili bir zamanın taktiğidir. Bu durum ve koşullar yoksa, Stalin'in dediği gibi, boykot aptalca bir şeydir."
Erdogan A
Konuyla İlgili Yazılar
Bulygin Duma’sının Boykotu ve ayaklanma, Ağustos 1905
Monarşist Burjuvanın Dümen suyunda mı , yoksa Devrimci Proletarya ve Köylülüğün Yanında mı?, Eylül 1905
Parlamentarizmde Oynamak, Eylül 1905
Zemstvo Kongresi, Eylül 1905
M. A. Reisner'e, Ekim 1905
Duma Boykotunda Toprak Ağaları, Ekim 1905
Doymuş bir Burjuvazi, ve aç burjuvazi, Ekim 1905
Siyasi Hizalanmanın ilk sonuçları, Ekim 1905
Devlet Duması ve Sosyal Demokrat Taktikler, Ocak 1906
Petersburg Şehri ve Çevresindeki Tüm Çalışan Erkek ve Kadınlara, Şubat 1906
R.S.D.L.P.'nin St. Petersburg Şehir Konferansı. , Mart 1906
R.S.D.L.P.'nin St. Petersburg Örgütü Kararı Boykot Taktikleri Üzerine, Mart 1906
Duma Seçimlerine Katılımımızın Objektif Önemi Neydi, Mart 1906
Kautsky, Devlet Duması üzerine, Mayıs 1906
Tiflis'te Sosyal-Demokrat Seçim Zaferi, Mayıs 1906
“Partisiz” Boykotçuların Asılsız Argümanları, Temmuz 1906
Gazeteler ve Dergiler Arasında, 4 Temmuz 1906
Boykot, Ağustos 1906
Tarih Nasıl Yazılır... , Kasım 1906
Taslak Seçim Adresi, Kasım 1906
Burjuva Partilerinin ve İşçi Partisinin Aralık 1906 Duma Seçimlerine Karşı Tutumu
Dumanın Dağılması ve Proletaryanın Görevleri 1906
Menşevizmin Krizi, Aralık 1906
Gericilik yılları (1907–10)
Boykota Karşı 1907
Sosyal Demokratlar ve 14 Ocak 1907 Duma Seçimleri
Rusya Sosyal-Demokrat İşçi Partisi Beşinci Kongresi, 30 Nisan-19 Mayıs 1907
Lenin ve Krupskaya, Lenin’den kardeşi Maria ya, Haziran 1907
Sosyal Demokrat İşçi Partisi'nin Üçüncü Duma'ya Karşı Tutumu, Temmuz 1907
Otzovizm ve Tanrı İnşası 1909
Otzovizm ve Ültimatomizm Üzerine, Haziran 1909
Tasfiyeciliğin Tasfiyesi, Temmuz 1909
Canlanma yılları (1910–14)
Rusya’da Parti İçi Mücadelenin Tarihsel Anlamı, 1910
Seçim Kampanyasının Temel Sorunları, Aralık 1911
RSDİP'nin Altıncı (Prag) Tüm Rusya Konferansı 5-17 OCAK (18-30), 1912
Birinci Emperyalist Dünya Savaşı Dönemi (1914–17)
Savaşa Karşı Marksist Tutum ve “Vatan Savunması”, Ekim 1916
Rusya'da ikinci devrim dönemi (Şubat-Ekim 1917)
Bir Yazarın Günlüğünden, Partimizin Hataları, Eylül 1917
Petrograd Örgütü'nün 8 Ekim Konferansı'nda Bir Rapor İçin Tezler, Ayrıca 1917 Parti Kongresine Seçilenlere Karar ve Talimat için Tezler
"Sol" Komünizm, Bir çocukluk hastalığı , 1920
Burjuva Parlamentolarına Katılmalı mıyız? 1920
KOMMUNISMUS - Komünist Enternasyonal Dergisi 1920
Avusturya Komünistlerine Mektup Ağustos 1920
STALIN
Birinci Devlet Dumasının Dağılımı.
Devlet Duması ve Sosyal Demokrasinin taktikleri, Mart 1906
ST. Petersburg da seçim (St. Petersburg'dan Bir Mektup)
Hiç yorum yok