Header Ads

Header ADS

Stephen Kotkin’in Stalin Hitler'i bekliyor, 1929-1941 deki yalanların teşhiri -2


Mevcut kitapta, Kotkin'in kendi kaynaklarını ve diğer kanıtlarını kullanarak, Kotkin'in Stalin'e karşı yaptığı suçlamaların tek bir tanesinin bile doğru olmadığını gösterdim. Böyle bir sonuç açıklama gerektirir ve son bölümde kendi görüşlerimi ana hatlarıyla belirtirim. Bu açıklamanın önemli bir unsuru, "Stalin karşıtı Paradigma" dediğim şey (ASP) hakkında burada biraz söylenmesi gerekir.

Kruşçev Yalan Söyledi

Şubat 1956, Sovyetler Birliği Komünist Partisi 20inci Kongresi'nde, Partinin Birinci Sekreteri ve Sovyet Devleti lideri Nikita Kruşçev, Stalin'i (ve Lavrenti Beriayı) büyük suçlarla suçladığı "gizli bir konuşma" sundu. 1961 de, 22inci  Parti Kongresinde, Kruşçev ve diğer Parti liderleri Stalin yönelik saldırılarını daha da ileri götürdüler. Bundan sonra ve Kruşçev'in Ekim 1964'te görevinden alınmasına kadar Stalin'in “suçları” hakkında sayısı çılgınca çoğalan sahte bilimsel Sovyet çalışmaları basıldı.

Bolşevik Devrimi'nin kendisinden bu yana, Sovyet tarihinin akademik alanında anti-komünist önyargı hakim oldu. Kruşçev'in 1956 "Gizli Konuşması", 22inci Parti Kongresi'nde Stalin karşıtı konuşmalar ve Kruşçev tarafından yöneltilen uydurmacılık seli-akımı, takip eden dönemlerin Stalin karşıtı kitaplar çığının temelini oluşturdu. Aralarında kayda değer olan, örneğin, bu Kruşçev dönemi materyallerine yoğun bir şekilde dayanım yapan Robert Conquest'in Büyük Terör'dür. .

Daha önceki bir makalede Vladimir L. Bobrov ve ben, Kruşçev dönemi materyallerine dayanan en etkili Stalin karşıtı kitaplardan biri olan Stephen F. Cohen'in Buharin ve Bolşevik Devrimi (1973) kitabının son bölümünü inceledik. Orada (a) Cohen'in tamamen 1930-1938 yılları arasında, Buharin in yaşamı hakkındaki bu bölümde, Kruşçev dönemi "ayetlerine" dayandığını gösterdik ; ve (b) Cohen'in bu uzun bölümde yaptığı her bir “ayet” in açıkça yanlış olduğunu gösterdik.

Gorbaçov da Yalan Söyledi

Kruşçev dönemi Sovyet çalışmaları basit bir ön-yargı sonucu değildi. Daha ziyade, kasıtlı yalanlardı. Kruşçev ve adamları Sovyet arşivlerinin tüm kanıtlarına sahiptiler- bugün bizim sahip olduğumuz her şey ve artı çok, çok daha fazlasına sahiptiler. Aynı şey 1987'den sonra Stalin karşıtı sahtekarlık çığını daha da büyüten Mikhail Gorbaçov'un adamları için de geçerli.

Stalin dönemi Sovyet tarihinin akademik alanı, ilk olarak  Kruşçev dönemi ve ikincisi Gorbaçov dönemi ve Sovyet sonrası dönemindeki yalanların  bir bakıma eleştirisiz olarak kabul edilmesi etrafında inşa edilmiştir. Bu yalanlar, şimdi eski Sovyet arşivlerinde ortaya çıkan kanıtlar karşısında devam edemez. Bununla birlikte, bunu kabul etmek, SSCB'nin düzinelerce tarihçisinin eserlerinin, birkaç kuşak boyunca,  - gerçekten de olduğu gibi - kökünden zehirlendiğini ima edecektir.

Bu nedenle Stalin dönemi Sovyet tarihinin bu modeli, "Stalin Karşıtlığı Paradigması" olarak adlandırdığım, tartışma götürmüyor. Anti-Komünist ideolojik amaçlara hizmet etmeye devam ettiği sürece ve gerçekler göz ardı edilebildiği, gömülebildiği, gizlenebildiği veya göz ardı edilebildiği sürece , Stalin'in , o günün Sovyet liderliğinin ve komünist hareketin şeytanlaştırılması devam ettiği sürece, birçok ülkede akademik uzmanların saygınlığı ile desteklenen anti-komünist propaganda ekonomisinde yararlı işlevini yerine getirmeye devam edecektir. Bu, Kotkin'in Stalin, cilt 2si gibi eserler üreten bir gelenekdir.

Bu tür kitapların yazarları, yalanlarının-sahteliklerinin Sovyet tarihi alanındaki akranları tarafından ortaya çıkarılmasından korkmak zorunda değiller, çünkü Stalin karşıtı yalanlar çok nadiren bu şekilde ortaya çıkartılıyor. Tarihçinin Stalin ve SSCB'yi neredeyse her türlü suçla suçlayabileceği böyle bir atmosferde, Stalin karşıtı bir önyargıya sahip olduğu sürece hemen hemen her şeyi söyleyebilir, bir çeşit "Greshamın Yasası" (kötü nün iyi yi aşacağı)  devreye girer.

Kötü araştırma, iyi olanı ya da en azından dürüst araştırmacıyı hakim paradigmaya meydan okumamak  için çok ihtiyatlı, çok dikkatli yapar. İşte bu akademik ve politik ortam, Stalin Vol 2  gibi sahtekar çalışmaları olanaklı kılar.

Stalin'in Kotkin gibi atnikomünist tarihçiler tarafından tasvir edilmesiyle ilgili olarak, İtalya'nın Urbino Üniversitesi'nden  Profesörü Domenico Losurdo  şöyle yazıyor:
Filozoflar tartışmalarında sadece tarihsel olayları değil, aynı zamanda  bu olayları  yorumlamalarındaki kategorileri de anımsatmak isterler. Bugün, Stalin'in yorumlandığı kategori nedir? Kana susamış delilik. Bu kategori  zaten Robespierre'e karşı, 1848 devrimine karşı, Paris Komünü'ne karşı kullanılmıştır, ancak asla savaşa karşı, Louis XVI'ya veya Girondins veya Napolyon'a karşı kullanılmamıştır. Yirminci yüzyılla ilgili olarak Lenin, Stalin, Troçki, Mao'nun psiko-patolojik çalışmalar var, ancak örneğin Churchill'in yok. Bütün Bolşevik liderler sömürgeci yayılmacılığa karşı konuşurken Churchill şöyle yazdı: "Savaş, kişinin gülümsemesi gereken bir oyundur." Devamında Birinci Dünya Savaşı katliamı oldu. Stalin dahil Bolşevik liderlik grubu bu katliama karşıydı, ama Churchill tekrar  şunlarısöyledi:
"Savaş dünya tarihinin en büyük oyunudur, burada en yüksek bahislerle oynuyorum, savaş hayatımızın tek akut hissi." 
Öyleyse neden bir durumda psiko-patolojik yaklaşım var, diğerinde yok?

Kruşçev, Gorbaçov ve Sahte Tarih

Sovyetler Birliği'nin tüm tarihçileri, Kruşçev'in ve çalışmalarına sponsor olduğu "tarihçilerin" ve Gorbaçov'un ve sponsor olduğu "tarihçilerin" yalan söylediğini biliyorlar. Eğer bunu bilmiyorlarsa, Sovyet tarihini yapmakta tamamen yetersiz-yetkisizler. SSCB'nin sonundan bu yana yayınlanan eski Sovyet arşivlerinden çıkan belgeler başka bir sonuca müsaade etmiyor.

Kruşçev'in ve Gorbaçov'un adamlar söz konusu olduğunda, "yalan" kelimesi tamamen haklı-kılınmıştır dır - gerçekte, gereklidir - çünkü bu insanlar tüm kanıtlara sahipti: eski Sovyet arşivlerinden yayınlanmış olan her şeye, artı çok daha fazlasına sahiptiler.

Kotkin'in bu temel gerçekleri bilmediğini hayal etmek gerçekten zor. Fakat okuyucularına asla bunu söylemez. Şüphesizki, eğer söyleseydi,  ne sahtekâr Krushchev ve Gorbachev dönemi ikincil kaynakları "kanıt " olarak kullanır, ne de kullanabilirdi. 

Fabrikasyonlar, Sahtecilik ve Yalanlar

Birçok okuyucuyu, önde gelen bir tarihçinin yaptığı büyük bir çalışmanın, temelde bir yalan zinciri olduğunu, bilimsel takısının kanıtlanabilir sahtekarlık olduğunu, dikkatsiz ya da umutsuzca ön yargılıları yalanlara çekmeyi amaçlayan bir tuzak olabileceğini öğrenmesi şok olacaktır. Haklı olarak - bu tür tarihsel sahtekarlıktan şok olmalı ve öfkelenmeliyiz. Ancak Stalin, cilt iki tam da böyle bir kitap. Çalışmamın kaçınılmaz sonucu bu .

Okuyuculara Kotkin'in gerçek olarak sunduğu iddialarının birçoğunun kesinlikle, kesin anlamı içinde "yalan" olduğu görülecektir. Yani, bu yalanlar cehaletle birleşmiş önyargı ifadesi olarak değil, aldatıcı bilinçli bir kararla yapılmış olmasıdır. Aynı zamanda birçok okuyucu "yalan" kelimesinin sadece bir yazar tarafından kasıtlı sahtekârlığın açıkça gösterilebildiği durumlarda kullanılması gerektiğini varsayacaktır.

Bu nedenle "yalan" kelimesine başvurma konusunda isteksizim. Zaten, kasıtlı kandırma niyetinin kanıtlarla açıkça gösterilemediği tüm durumlarda, atıfta bulunulan kanıtların hiçbirinde yer almayan, uydurma bir şeyi ifade eden "fabrikasyon" veya "uydurma" gibi başka bir terim kullanıyorum. Başka bir yerde yazdığım gibi,
" Kendisinin de ciddi bir şekilde ön yargılı olduğu herhangi bir araştırmacının zihninde iyi kurulmuş, imtiyazlı önceden tasarlanmış bir analiz çerçevesinin, gücünü hafife almak kolaydır. Hem psikolojik hem de akademik, Sovyet tarihi alanındaki önde gelen isimlerin yanı sıra Rusya'daki arşivlere erişimi kontrol eden yetkililer için kabul edilebilir bir sonuca ulaşma baskısı gerçekten de büyüktür. Sonuç olarak, profesyonel ve başka türlü, ne kadar iyi kanıtlanırsa kanıtlansın, arşivdeki siyasi ve akademik topluluklardaki güçlü güçleri memnun etmeyecek sonuca ulaşmanın dezavantajları, Sovyet ve gerçekten de tüm komünist tarihin son derece politikleşmiş doğasına aşina olan herkes için açıktır. (Furr. Kirov 7)
Buna uygun olarak, "yalan" kelimesini,  kanıtın Kotkin'in gerçeği açık bir şekilde göz ardı ettiği ifadelerinde, böyle ifadelerin Kotkin'in destek olarak verdiği kaynaklarda desteklenmediği veya hatta bu kaynakla çeliştiğinde kullanmayı hesaba kattım. Buna rağmen, bu gibi durumlarda bile, ön yargılı bir çerçevenin gücünü, üstüne ilave, Kotkin gibi nesnel olmayan bir tarihçiyi “kör” etmek için, Stalin Karşıtı Paradigma ile uyumlu olmayan kanıtlara ve sonuçlara  karşı güçlü bir ön yargıyı göz ardı etmemeliyiz.
Stephen Kotkin’in  Stalin Hitler'i bekliyor, 1929-1941 deki yalanların teşhiri -3

Hiç yorum yok

Blogger tarafından desteklenmektedir.