Header Ads

Header ADS

Virüs Salgını ve Liberallerin Kapitalizmi Aklama çalışmaları

Mart 28, 2020 0
Korona Virüs salgının yaygınlaşmasını takiben, kapitalist sistemlerin özellikle emekçi kitleleri koruma konusunda aldığı "önlemler" - daha doğrusu önlemsizlikler- kitlelerde kapitalizme karşı muhalefeti güçlendirme yönünde hız aldı. Çin in gelinen yerde salgını ya tamamen ya da büyük ölçüde kontrol altına alması, Küba lı doktorların ve sağlık ekiplerinin tüm dünyaya yardıma koşması vb gibi olaylar, kapitalistleri "propaganda" savaşında bir ölçüde "saldırı" dan (Çin Virüsü), savunmaya (doğal virüs-bizim hiç sorumluluğumuz yok) zorladı. 

Yılların verdiği tecrübe ve olanaklardan yararlanan Kapitalistler, bu "savunma", "kendilerini aklama" propaganda savaşını, sadece sözde "bilimsel araştırmalar", "sözde bilimsel yazılar ve yazarlara" milyonlarca dolar harcayarak yürütmüyorlar, aynı zamanda burjuva liberalleri de "bu yönde en iyi hizmet eden en iyi şekilde ödüllendirilir" yarışı içine sokuyorlar.

Propaganda savaşında uyguladıkları en yaygın taktik, "kelime oyunu" taktiği. "Çin Virüsü" tanımı büyük ölçüde  yerini "doğal virüs" tanımına terk etti. Verilmek istenen mesaj, bu virüs "doğal" olarak var olan, hiç bir "dış etken olmadan", doğal olarak mutasyona uğrayan, yani Kapitalist üretim biçimi, onun  doğayla olan yıkıcı ilişkisi, onun insanlar, hayvanlar, bitkiler üzerine biyolojik araştırmaları ile en küçük bir bağlantısı olmayan, belkide uzaydan gelmiş "istisnai " bir virüsdür, suçlusu kapitalizm değildir.

Sözü geçen Korona virüsünün kökeninin "insan yapması" olduğunu hiç kimse iddia etmiyor. Burada dikkat edilmesi, ve dikkate alınması gereken "kökeni", "orijinalı" tanımlamalarıdır.  Bu "köken"in "doğallığı" ile, günümüzdeki virüsün "doğallığı" aynı şeyler olmayabilirler, ve olmadığı Çinli ve diğer bilim adamları tarafından açıklanmıştır. 2003 yılındaki SARS salgını ile şimdiki arasında "benzerlikler" var. Onlara göre bu yeni salgın "zoonoz"-hayvanlardan insanlara geçebilen bir virüs. Yani "virüs", köken "doğallığından", yeni bir nitelikte "doğal!!"lığında değişim içine girebiliyor. Sorun, ya da sorulacak soru, bu değişimin diyalektik olarak olasılığı ya da metafiziksel olarak olanaksızlığı. Bir başka deyimle, dış çevreyle etkileşim sürecinde değişip değişmeyeceği, "köken doğa" sından başka bir " niteliğe geçebilip geçemeyeceği olasılığının var olup olmadığı. (Diyaletiğe inanalar için buna cevap vermek kolaydır)

Doğa daki her şey birbirine bağlıdır, birbirini etkiler, birbirini (özellikle güçlü olan diğerini) "değiştirir".  Virüs ler ilgili olarak "doğallık" kelime oyunu, kapitalizmin, kar hırsının, doğa yağmacılığının, biyolojik, kimyasal araştırmaların, hayvanlar , bitkiler üzerine denemelerin her türlü "doğal" lığa etken olduğu, ve değişimi kısa ya da uzun vadede etkilediği gerçeğini ortadan kaldıramaz.  

New England Tıp Dergisinde Morens şunları söylüyor;
"7.8 milyar kişilik kalabalık dünyamızda, değişen insan tutumları, çevresel değişiklikler ve yetersiz küresel kamuoyu sağlık mekanizmaları artık belirsiz hayvan virüslerini kolayca insanı tehdit eden  varoluş haline getiriyor.
Hayvan virüslerinin ortaya çıkışı ve konak-değiştiren geçişine hizmet eden bir oyun alanı, Küresel, insanın egemen olduğu bir eko-sistem yarattık, özellikle genetik olarak hataya eğilimli, yüksek mutasyon-değişim oranlarına sahip RNA virüslerinin, milyonlarca yıldır, yeni eko-sistemlerde yeni konaklara geçmeleri için  fırsatlar yarattık. RNA hayvan virüslerinin  çoğu bir kaç gün içinde % 1 den fazla değişebilir... Zoonotik virüslerin giderek daha fazla ortaya çıktığını görmemizin nedeni ni anlamak zor değil. Bu noktaya insan nüfusunun artışı, kalabalıklaşma, insan hareketi, çevre değişimi, ve insan faaliyeti ve yaratımlarıyla ilgili olarak eko-sistemin kompleksleşmesi nedeniyle ulaştık. " (1)
Burdan anlayabileceğimiz iki olgu var; birincisi, burjuva yazarlarının, ve "ödemeli" bilim adamlarının!!, kapitalizmi aklamak için virüsün "doğal"lığı kelime oyunun safsatalığı, ikincisi, içinde yaşadığımız dönem de bu virüsün oluşumuna, değişimine ve insana geçişine neden olan kompleks bir eko sistemin yaratılmasında, insan faaliyetlerinde ve yaratımlarında Kapitalizmin sorumluluğu.

Kapitalizmin sorumluluğu sadece "yaratılması", "değişimi" ve "insana geçişi"yle değil, virüs hastalıklarının giderek sıklaşan bir şekilde ortaya çıkmasıyla da ilgili. Rob Wallace ın Alman Sosyalist Magazinle röportajında vurguladığı gibi;
"virüs olaylarının artması gıda üretimi ve çok uluslu şirketlerin karlılığı ile yakından bağlantılıdır......Su götürmez bir şekilde net olmak gerekirse - itici güç Sermaye'dir.... 
Sermaye, dünya çapında toprak ele geçirmelerini birincil ormanın ve küçük ölçekli tarım arazilerinin sonuncusuna götürmeye öncülük ediyor. Bu yatırımlar ormansızlaşmayı  ve hastalığın ortaya çıkmasına yol açan gelişmeleri yönlendiriyor... 
doğal ekolojilerin yerini alan sermaye liderliğindeki tarım, patojenlerin en bulaşıcı ve öldürücü fenotipleri geliştirebileceği kesin yolları sunar. ." (2)
Yani, virüsün sadece oluşumu ve gelişiminde değil, virüsün daha bulaşıcı ve daha öldürgen olmasında da Kapitalizmin sorumluluğu var. 

"Köken doğallığı" iddia ve araştırma! yazılarıyla  kafa bulandırmak, olayın ve konunun özünden saptırma, bağlantılı gelişmeleri gözden kaçırma amacına hizmet eder. 
Burjuva ve burjuva liberallerin "doğallık" tartışmasında tıkanıp kalarak, ve her kesi bu tıkanıklığın içinde uyutarak Korona Virüs salgınında kapitalizmin sorumluluğunu göz ardı etmeye çalışması "doğal" ve "beklenen" bir tavırdır. Ancak kendisini "solcu" olarak gören ve tanımlayan insanların burjuvazinin bu tuzağına sadece düşmekle kalmayıp, onu yaygınlaştırma pratiği "doğal olmayan" bir tavırdır.  Kapitalizme karşı hızla gelişen muhalefeti, burjuva taktiklerle "yumuşatmak" ve  "zayıflatmak" solcuların değil, kapitalistlerin görevidir. Konu üzerine ve konuyla bağlantılı Burjuva kaynaklardan gelen her yazıya, isterse en süslü "bilimsel" isimli kaynak olsun, yaklaşım şüpheli ve eleştirel olması gerekir. 

Virüs salgını ve alınan-alınmayan önlemler nedeniyle, emekçi halklardaki huzursuzluk ve kapitalizme karşı gelişen hoşnutsuzluk, "yumuşatılmayı" değil, bilinçli bir şekilde, ve bilinçlendirerek sosyal devrimi öneren "hoşnutsuzluğa" dönüştürülmeyi gerektirir.

Erdoğan A
İki alıntıya bağlantı




Tags:

Hiç yorum yok

Kaydol: Kayıt Yorumları ( Atom )
Blogger tarafından desteklenmektedir.