Header Ads

Header ADS

Afrin ve Suriyede yeni gelişmelere bağımlı olarak - olasılıklar üzerine

Afrine saldırıda Türkiyedeki faşist sermaye rejimi kayıpmı ediyor yoksa  güçleniyormu? Sonraki adımı ne olabilir?


Konu üzerine fikir ileri sürmeden , önceki "yorumların özetini ve buna bağımlı olarak üç gün önceki durumu gösteren haritanın resimlerine bir göz gezdirelim.

Bazen resimli bilgiler yazılardan daha net bilgiler verebileceği gibi, yazılanları yanlışlayabilir ya da kanıtlayabilir. Objektif olabilmek için , konulara tek bir açıdan değil, etkilenen ve etkileyen tüm güç unsurlar açısından, kısa ve uzun vadeli bir bütünlük içerisinde  bakmak gerekir.

Bunun yanında İktidarların açıklamalarını "söylendiği gibi" alıp kabullenmemek gerekir. Çünki açıklamalar en az üç değişik grubu hedef alan içeriğe sahiptir;

1- Genel Kitlelerin algılayacağı ve algılanması istenen biçimde, onlara yönelik  olan içerik
2- Düşman larının algılayacağı ve algılanması istenen biçimde, onlara yönelik olan içerik
3- İttifakları ve ortaklarının "kendi kitleleri" için kullanması amacına yönelik içerik
Bunların hepsi medya yoluyla, olumlu ya da olumsuz "kamu oyu oluşturmayı" hedef alan açıklamalardır. Asıl belirleyici olan, kapalı kapılar arkasında, dolaylı ya da dolaysız yaptıları anlaşmalar, ve şartlara bağımlı olarak , şu  veya bu hareketin kısa ve-ya uzun vadede "kimlerin çıkarına" olacağı değerlendirmeleridir. Afrine saldırıda Suriye ile anlaşma olmadıysa, bu "çıkar" değerlendirmesi , hesaba katılarak yapıldığına somut bir örnek olabilir.


İçinde bulunan dönemde, gelişmelerin "Suriye ve TR karşı karşıya geliyor " olarak değerlendirilmesi, sadece olaylara ve açıklamalara dayanan, ama "sonuç- çıkarlar" konusunu göz ardı eden bir yaklaşım. Ne Suriyenin ne de TR nin,  böyle bir çatışma stratejik olarak"çıkar" ları doğrultusunda değildir. Bu değişebilirmi? Şüphesizki olasılık içinde. Faşist iktidarın ABD ile pazarlıklarına , ve Suriye ye ilave olarak  yanı başındaki Rusya ve İranı karşılarına almakla sonuçlanacak olası gelişmeleri ve bu çatışmada kendi güçlerinin dengesi değerlendirmelerine bağımlı olan bir konu. Tüm şövenist yaygaralara rağmen, faşist iktidarın  Rusya ve İranı direk karşısına almak zorunda bırakacak girişimlere kalkışmanın intihar politikası olacağını (danışmanlarının) bilincinde olduğu mantıksal varsayım içinde almak gerekir.

Konu ile ilgili Önceki yazılarda özetle şu olasılıkları ile sürmüştüm;

Afrin saldırısı tek başına , bağımsız bir olaymı?
""Afrin özeli dahil, Orta Doğudaki tüm gelişmeler , 12 sene sonra aynı temel amacı hedefleyen olayların bir zinciridir. Aradaki tek fark, Çin ve Rus etkeninin ortaya çıkmasıyla, dünyadaki "stratejik ortaklık"ların hızlı bir değişim süreci içinde olması""
Türkiyedeki dini gerici, faşist iktidar böylesine bir girişimi "temel oyuncular" la bir çeşit anlaşmaya girmeden yapamaz. 
Türkiye ile Suriyenin bu konuda bir anlaşma yapmış olma olasılığının yanında, bu tür bir "dikkatleri dağıtma ve başka yöne çevirme", Suriyenin gerek İdlib ve gerekse diğer bölgelerdeki faaliyetlerinde, olası bir "cephe" yi , şimdilik gündemden çıkartan bir faaliyet olarak görülebilir. İdlibin Suriye için hala önemli bir tehlike teşkil etmekte olduğu gerçeğini göz önünde bulundurmak gerekir. 
Suriyede , ABD ve İsrailin fiziksel varlığı olduğu bir parçalanma, Türkiyenin kuzeyde bir bölgedeki faaliyetinden daha tehlikeli olduğu, bunun "sonradan çözümlenebileceği" anlayışında olabilecekleri yönündeki bir yorum, sanırım geçerliliğini korur. 
Türkiyedeki dini gerici, faşist iktidarın Afrin macerası, "kendi başına" karar verdiği bir macera olarak, hele SADECE "seçimler nedeniyle" açıklanamaz. Faşist iktidara karşı (kendiliğinden) muhalefet giderek artmakta ve yaygınlaşmakta. Gelinen yerde, bu muhalefeti bastırmada çözüm, tarihi örneklerinde olduğu gibi, ırkçılığı kamçılayarak dikkatleri başka yöne çekmek, ülke içinde emekçi halkın muhalefetinin birleşmesini engellemek ve birbirine düşürmek ve en önemlisi "SAVAŞ" çığlıkları olarak kendisini göstermekte. Rusya, İran ve Suriye ile açık ya da gizli bir ortaklığın , ve hatta bir ölçüde ABD nin, çıkarları doğrultusunda olan bu Afrin "macerası" , Türkiye içindeki gelişmeleri de durdurma planlarıyla çakışan , iç ve dış, özel ve genel bir niteliğe sahiptir."" (1)
Bu saldırının diğer "etken güçlerden" en azından tamamen bağımsız olmadığı, sanırım aklı başında herkesin gözünde kanıtlanmış durumda.

Sermayenin Faşist iktidarının Afrine saldırısının amacı gerçekten işgal ve ilhak mı?
""Bazı "liberal" burjuva milliyetcilerin Türkiyedeki gericiliğin bir "ilhak" peşinde koşuyor değerlendirmesi, görünüşsel olarak doğru olabilir, ve hatta ABD -İsrail tarafından , gizliden de desteklenebilir bir pratik olabilir, ancak günümüz Ortadoğu somut şartlarında bu, ne türkiyedeki egemen sermayenin, ne de gericiliğin uzun vadeli çıkarlarıyla uyuşacak bir sonuç doğurabilir, ne de Suriye, ve Rusya tarafından kabullenilebilir. 
Türkiye gericiliğinin , bu, ABD nin planlarına karşı "ortak" pratiği olması yanında, aynı zamanda , yağma ve sömürüden pay almada "temel ortaklar" dan birisi olduğunu kanıtlamayı bir adım daha ileriye götürme amacınıda içinde taşıyor.  
Temel Oyuncular tarafından verilen bu "sınırlı yeşil ışığın" süreç ve boyutlarının belirgin olmaması asıl tehlikeyi oluşturuyor. 
Yeşil ışığın Süreç olarak ,"sınırı" Suriyenin İdlibi ve diğer yerleri ISIS ve diğer cihatcılardan temizlemesi ile bağlantılı olarak görebiliriz. Ancak bu "sınır", ABD ve israilin Kürdistandaki faaliyetleri, ve oradan gelecek taleplere bağımlı olarak , değişken olma olasılığınıda beraberinde getiriyor. Bu anlamda ABD ile TR arasında çıkar çatışması daha da derin "uzlaşmazlık" lar içine girebilir. 
"Yeşil ışığın Boyut olarak sınırı başlangıçta Afrinde , ve yöre de stratejik önemli bir kaç yerin işgali olarak görülüyor. 
Suriyedeki gelişmelere , ve özellikle ABD-İsrailin pratiklerine bağımlı olarak ,bu sınırlı "yeşil ışığı" , bölge içinde sınırsız hale getirebilir. Buna bağımlı olarak diğer etken, TR içindeki gelişmeler, sermaye ve faşist iktidarın Rusya-ABD "yalpalama"larının aşırı ve ani bir şekilde bir tarafa kayması, bu askeri faaliyetin boyutlarının ne olacağını belirleyecektir."" (2)

""Uzun vadeli çıkarlarına bağımlı olarak, kısa vadeli çıkarları, Türkiye ve Suriye arasında bir "emniyet koridoru yaratmak", (bu koridor stratejik ortaklık sonunda, kimle olursa olsun -Rusya ya da ABD- uzun vadede onun hala "temel oyuncu"lardan birisi olarak kalmasını sağlayacaktır )"" (3)
Aşağıdaki haritalara bakarsak, saldırı alanları ve  işgal edilen yerler bütün sınır alanlarını hedef alıyor. Kuzey batıda işgal altında olmayan 6 tane yerleşim merkezi var. Batı kesiminde ise  alan Sheyh Al Hadid , Sinnarah ve Ankalah a kadar yerleşimsiz bir alan. Geri kalan bütün sınır alanları işgal edilmiş durumda. Bu askeri taktiksel bir nedenle olabileceği gibi, saldırı başladığında tahmin yürüttüğüm gibi , saldırı " kılıfı -ve onayı- içinde kalarak, sınır bölgeleriyle kısıtlandırılmış bir hareket nedeniyle de olabilir.

Kuzey Batı

Kuzey

Batı
Dogu
Güney Batı
Guney

Bu "sınırlı saldırıdan "  PYD hariç her "etken taraf" ın çıkar sağladığını , devamındaki pratiklerden gördük.
  • Bu süreç içinde  İdlible uğraşmak zorunda kalmayan Suriye ve Rusya, Halep ve güneyindeki tüm DAESH güçlerini yok edip geniş bir alanı kurtardı. (Bu arada TR nin İdlib Güneyine kadar "askeri gözlem noktaları" kurmalarına göz yumuldu.)
  • Bütün güçlerini Başkentinin burnu dibinde olan Ghoutaya yoğunlaştırdı.
  • Afrinde Kürt önderlikler Suriyeden yardım istemeye zorlandı. 
  • Suriye Kürdistan yakınlaşması sağlandı.
  • Suriye bir silah bile sıkmak zorunda kalmadan, Tall Rıfat ı ve çevresini PYD den teslim aldı
  • Normal şartlarda girmesine müsaade edilmeyen Şii militanlar ve Hizbullah , Suriye milişası ile birlikte Afrine girdi.
Afrin saldırısından sonra YPG nin Suriyeye bıraktığı bölgeler

Savaşın kazanılması değerlendirilmesi  nedir?
""Günümüzde bir savaş girişiminin kazanılıp kazanılmadığı, klasik anlamda "savaş" ın alanda kazanılmasından, işgal ve ilhaktan çok, savaş ın ekonomik ve politik hedef ve amaçlarına ulaşıp ulaşmadığı sonuçlarına bağımlı olarak ölçülür. 
İdlibden maaşlı , maaşsız cihatcıları Afrine saldırı sürecinde oradan çekerek, Suriyenin operasyonlarını kolaylaştırmak ve bu şekilde Suriyeyi "tarafsızlaştırma"ya zorlamak (yada bu anlaşma zaten yapıldı) 
Suriyenin işini kolaylaştırarak, Rusya ve İranla yakınlaşmak, bu şekildede , ABD yi tavizlere zorlamak (sadece Suriye ile ilgili olarak değil, devamında Kerkük de dahil olmak üzere). 
Oluşturduğu sivil faşist çetelerle (bu çeteler birden ortadan kaybolmayacak) her türlü muhalefete gözdağı vermek .  
Türkiyede faşist iktidarını ayakta tutabilecek tabanı ve sistemi güçlendirmek. Ülke içindeki kutuplanmayı canlı tutarak "emekcilerin birliği" diye bir olguyu olanaksız kılmak.  
Sonuç olarak, Eğer Faşist saldırı sonucu Türkiyedeki iktidar bu politik amaçlarına ulaşırsa, (oradan askeri bir kazanım olmadan çekilse de) politikasının başka yollarla devamı olan bu savaşı da kazanmış olacaktır. Bu politik çıkarlarını sağlayana kadar da savaşı farklı biçimde yürütme seçeneklerini kullanacaktır."" (3)
Gelinen yerde somut olarak şahit olduğumuz gibi, Türkiyede faşist iktidara karşı muhalefetin ortadan kalkmasıyla, hatta şövenist söylemlere katılmasıyla, saldırının amaçlarından en önemlilerinden birisini gerçekleştirmiş oldu. Yani Faşist iktidar en önemli kazanımını daha başlangıcında sağlamış oldu.

Böylece dikkatleri gerek ekonomik ve gerekse sosyal konulardan uzaklaştıran Faşist iktidar, satılabilecek ne kadar kamu şirketi ve benzeri değerler varsa , hiç bir muhalefetle karşılaşmadan sermayeye aktarma olasılığını da yaratmış oldu. Nelerin satılıp satılmadığı, artık  sisler dağıldıktan sonra ortaya çıkabilir.

"sınırları koruyacağız" kılıfı, ve gelinen yer, ikinci önemli kazanımını onaylama olasılığını sağlamış oldu. Bu bölgelere , özellikle o bölgeden kaçan Suriyeli göçmenleri yerleştirme olasılığınıda ortaya çıkarmış oldu.

Afrinde, İdlibde askeri güçlerinin olması, her iki tarafla da pazarlıklarında daha fazla kozları olmasını sağladı.

Yukarda alıntı yaptığım yazıda da belirttiğim gibi " savaş" ın kazanımı , savaşın amaçlarının gerçekleştirilip gerçekleştirilmediğine ve derecesine bağımlıdır. Yarın, "Suriye hükümeti ve güçleri Afrinde yönetimi PYD den aldı, saldırıya devam etmeyeceğiz" dese -ki diyebilir- , genede planladığı ön amacına ulaşmış olacaktır.

ABD nin Taşeronluğumu ?
""TR nin ÖSO ile hareketi , olayları genelden ve özelden soyutlayanlarca ABD nin "taşeronluğu" olarak algılanabilir. Gelişmeler ve stratejik ortaklıklardaki değişimler sonucunda, ABD ye eğilimin artmasıyla, taşeronluk olmasada bir ortaklık da doğabilir. Ancak bunu belirleyecek olan TR nin " stratejik ortaklık" seçeneğine bağımlı, bu seçimi TR henüz yapmadı, yapma sureci içinde, uzun vadeli çıkarları , en fazla taviz kimden gelecekse, stratejik ortaklığı onunla olacaktır, daha doğrusu birisine olan eğilimi diğerinden daha fazla olacaktır. TR nin kısa vadeli tavırları, Rusya ve ABD- ikisindende belirli ölçülerde bağımsızlığa ve hareketleri ikisininde iknasını sağlayacak kılıf ve ratifikasyon içeriğine sahip . Sade sözle; TR ikisinede oynuyor ve stratjik olarak önemini belirtiyor ve bunu kullanıyor."" 
""Bu hareketin amaç ve nedenlerinden birisinin , Türkiyenin ABD nin çeşitli Kürt önderlikleriyle yaptığı anlaşma, onları öne çıkarma ve TR yi kenara itme politikasına karşı , stratejik bir güç olduğu gösterisi ve Rusya yanında yer almaktan çekinmeyeceği, "stratejik ortaklık` şantajı olduğu yönünde bir değerlendirme yanlış olmaz." (4)
Gelinen yerde , TR sermayesinin faşist iktidarının  ABD nin taşeronluğunu yaptığını iddia etmek, sanırım ayakları yere basmayan bir iddia olur.  


Sonuç


Orta Doğudaki savaş , türleri iç içe geçmiş, bu nedenlede bir türün diğerine geçiş olasılıklarını içinde taşıyan bir niteliğe sahip. TR faşizminin stratejik ortaklık yalpalamaları, PYD nin Rakka ve Der El Zorda ki tavrı ve ABD ile ilişkilerindeki değişim ya da gelişimler , bu  savaş içinde savaşların  niteliğinin "bir türden diğerine geçiş" inde belirleyici etkenler olacaktır.

TR nin stratejik ortaklığında ani ve büyük bir değişim olmazsa, Manbije saldırma olasılığı bir yana, en önemli ve etken olabilecek hareketi, Kobani , Suluk Ad Darbasiyah yönünde , ayni "kılıf" larla bir saldırı olabilir. Buna ABD nin nasıl tavır alacağı ya da alabileceği konusunda net fikir yürütmek zor. Ancak böyle bir hareket, PYD nin Raqqa vb yerlerden çekilmesi, kuzeye yüklenmesi "nedeni" ni yaratacaktır.  

Büyük ihtimalle Rusya ve Suriyenin PYD den beklentisi Kürt nüfusunun olmadığı bu bölgelerden kendi isteği ve kararı ile topraklarına çekilmesi, böylece ABD nin Rakka da gerek askeri gerekse taban açısından orda askeri olarak bulunma "kılıfı" nı ortadan kaldıracak olması. TR nin ABD ile ilişkisinin gelişmesi ya da daha da kötüleşmesine bağımlı olarak, bu "çekilmede" ve bölgenin Suriye ordusuna bırakılma olanağı yaratılmasında , benzer bir rol oynayabilir. Bunun yaratacağı sonuçlar üzerine yorum, şu anda gerçekçi olamaz. 

Ancak , (açıklamalara değil) somut gelişmelere göre, İdlib, merkez ve güney deki sorunlar  çözülene kadar, ordaki güçlerin kendi içinde çatışmalarla, ve anlaşabilecekleri güçlerin kazanması yönünde bir stratejiye bırakılmış gibi. TRnin bölgede askeri güçler oluşturması, son bir haftada güçler arasındaki çatışmalar, uzun vadeli ortak bir "anlayış" ın oluşturulmuş olduğu olasılığına işaret ediyor. 

Şu gerçekki, ABD nin petrol alanlarını bırakmaya niyeti yok, bu bölgeyi, ister PYD ile, ister DAESH le, ya da ortaya yeni çıkaracağı başka bir cihatcı örgütle,  sonuna kadar korumaya çalışacaktır. Aynı şekilde Rusya, Suriye ve İran da bunu engellemek ve savaşın yaygınlaşmaması için, var olan güçlerle, her türlü olasılıklara ve açık-gizli anlaşmalara sıcak bakacaklardır.

Gelinen yerde özellikle TR faşizminin stratejik yalpalanması, PYD nin, Kürt nüfusunun olmadığı yerlerde , işgalci ABD ile birlikte, askeri güç  olarak bulunması,  küçük bölgesel savaşların, büyük savaşlara dönme olasılığının , bir kıvılcım olarak kendisini içinde taşıdığı gerçeğini, somut ve canlı bir şekilde ortaya koymaktadır.

Şubat 23, 2018
Erdoğan A

Referanslar

(1) Faşist iktidarın Afrin "macerası" üzerine -1
(2) Afrine Askeri Saldırı Üzerine -2 - Süreç ve Boyutları
(3) Afrin üzerine -3 , subjektif değerlendirmeler- savaşı kazanmak ne demek?
(4) Afrin Üzerine 4 - Hocadan önerilen notlar ve yorum



Bu arada, "parti" si olduğu ülkedeki faşizme karşı mücadeleyi açıkça bırakıp, diğer bir ülkede enternasyonal "mücadele" yürüttüğünü iddia eden, bunun yabancı basınlarda, oportunistce  reklamını yapan "etnik komünist!" partilere hatırlatmak gerekir ki,  savaşın tam ortasında, aşiretlerle, işgalcilerle birlikte, kendi nüfusunun olmadığı, özellikle emperyalistlerin kontrol altına almak istediği, tüm ülke halklarına ait enerji kaynaklarının olduğu  yerlerin işgal ve ilhakıyla,  "demokrasi" den, ve  o "demokrasi" yi korumaktan  bahsetmek , bunu "enternasyonal dayanışma olarak satmak" , özünde, ML le alay etmektir. Bir ülkenin Komünist partisinin temel mücadele alanı, -enternasyonalizmin de gereği olarak-, hiç bir etnik, dini vs ayırım yapmadan, partisi olduğunu iddia ettiği ülkedir.  
""Proletarya emperyalist burjuvazinin devrimci yoldan alaşağı edilmesi için savaşım veriyor; küçük burjuvazi ise emperyalizmin reformist "gelişmesi" için,  onun buyruğuna girerken- boyun eğerken, ona adapte olmak için."" Lenin: Proletarya Devrimi ve Dönek Kautsky
Diğer ciddi teorik pratik sorunlar bir yana , en azından, "ne pahasına olursa olsun" reformist yaklaşımı, enternasyonalizm olarak satmak denir  buna.
"Sadece bir, ve tek tür gerçek enternasyonalizm vardır: o da insanın kendi öz ülkesinde devrimci hareketin ve devrimci savaşımın gelişmesi için özveri ile çalışması, ve istisnasız bütün ülkelerde, bu  mücadeleyi, sadece bu aynı çizgiyi, (propaganda, sempati, ve materyal yardımlarla) desteklemesidir.  Bunun dışındaki herşey, aldatmaca ve manilovizmden (zayıf iradeli hayalci, laf ebeciliğinden)  başka bir şey değildir. "" Lenin Nisan Tezleri - Sosyalist Enternasyonaldeki Durum
(Reklamcılık hep İngilizce yapıldığından konu üzerine, önce İngilizce, gündemdeki acil faşizm ve savaş konularından fırsat bulabildiğim bir ara genişce deyineceğim)

Hiç yorum yok

Blogger tarafından desteklenmektedir.