Header Ads

Header ADS

Provokasyon ortamı olgunlaşırken; sorumluluk - sorumsuzluk

Provokasyonlar sonuçta alınan tavra "neden" değil, alınacak tavır için planın "öncel"idir.

Provokasyon ortamı, insanların gelişmelere bağımlı olarak yoğunlaşan gündem de olan, ya da gündeme getirilen ve gündemde tutulan konuyla  ilgili duygularının ve hislerinin güçlenmesi ve olgunlaşmasıyla direk bağlantılıdır. Genel anlayışın tersine "provokasyonlar" , özellikle ilk ve son kıvılcımı oluşturan sansasyonlu ve etken provokasyonlar,  kendiliğinden oluşan olaylar değil, varolan örgütlü güçlerin, özellikle iktidarların belirli plan ve amaçlarını gerçekleştirmeye yönelik kamu oyu yaratma taktiklerinin bir parçasıdır. 

Tarihi yazanlar , tarihi olayların nedenlerini bu tür sansasyonlu olaylara bağlarlar. Dolayısıyla, getirilen baskıcı yasaların, uygulamaya geçirilen askeri vb., pratiğin,  önceden planlanmış olma olasılığı nın sorgulanmasını ortadan kaldırırlar. Gerçekte ise sansasyonlu olaylar , bu tarihi olayların nedeni ni değil, tarihi olaylar, bu sansasyonlu olayların nedenini oluşturmuştur. Yani provokasyonlar,  devamında alınan tavır ve hareketi değil, alınan  tavır ve hareket  provokasyosyanları "öncel " olarak yaratmıştır. 

Örneğin 11 Eylül provokasyonu Afganistanın işgalini değil, Afganistanın işgali plan ve amaçları, 11 Eylül öncel olayını-provokasyonunu yaratmıştır.


Dereceli olarak bir başka örnek , bir dönem uyuşturucu kullanımının ve sonuçlarının gündeme getirilip gündemde yoğunlaştırılması , Kolombiyaya karşı "uyuşturucuya karşı savaş" hareketini yaratmış, bu hareketde Kolombiya da "askeri üsler kurma" sonucunu getirmiştir. Aslında ise gelişme tam tersinedir. Kolombiyada askeri üsler kurma amacı,  uyuşturucu kullanımına ve ona karşı savaş olaylarını öncel olarak yaratmıştır. Gelinen yerde Türkiye,  dereceli ve hatta sansasyonlu, son kıvılcım niteliğinde provokasyonlara gebe olan, duygu ve hislerin doruğa yükseldiği, hassas bir dönem içinde. Böylesine bir dönemde provokasyonlara karşı uyanık olmak, ve kitleleri de bu konuda eğitmek hayati önem taşıyan bir sorumluluk olarak ortaya çıkmaktadır. 

Alınacak tavırları belirleyecek olan, özgül bir olayın somut değerlendirmesi, somut gerçeklere dayanması gerekir. Somut gerçeği araştırıp bulmak, objektif olmayı gerektirir. Objektif likse gerçeği arayışda, konu üzerine ulaşılacak sonuçta kendi duygu ve hislerini bastırmayı, yok etmeyi, güvenilir kaynaklara dayanmayı, kaynakları karşılaştırmayı gerektirir. Bu yapılamazsa ulaşılacak sonuç gerçek değil, önyargılı, subjektif ve yalancılık olacaktır. Subjektif ve yalanlar temelinde yapılan değerlendirmelerle belirlenecek olan "tavır" doğru bir tavır olmayacaktır, Faydası değil, zararı olacaktır.

Şüphesizki faşist iktidarın çetelerle birlikte  Afrine saldrısı ve savaşın iğrençliği en yaygın bir şekilde  teşhir edilmelidir. Ancak bunu yaparken gerçeklere dayanmak,  özellikle insanların duygularını sömüren, onları kıvılcıma hazır olabilecek şekilde etkileyecek sahte resimler yaymaktan kaçınmak gerekir. 

Bunun ilk nedeni,  gericiliğin bu yayınlanan resimlerin sahteliğini propoganda olarak kullanarak, kitlelerde ,"yalancı çoban hikayesinde olduğu gibi", "inanmazlığı" oluşturmasına, gerçekte olan katliamlara da tepkisiz kalmalarını sağlamalarına yardımcı olma sorumsuzluğudur.

İkinci ve en önemli nedeni, Afrine saldırı ile zaten büyük ölçüde tarafsızlaştırıp, kendi yanına çektiği muhalefeti, tamamen ortadan kaldırma ve sınırlı ya da sınırsız bir iç savaş planları için gerekli olan atmosferi oluşturmada ilk ve devamında son kıvılcım provokasyonlara zemini oluşturma yardımı sorumsuzluğudur.

Kendi sadık adamlarının öldürülmesine, kendi ordusunun askerlerinin ayaklar altına alınıp , gırtlağının kesilmesi pahasına provokasyon hazırlamaktan çekinmeyen faşist bir iktidarın, plan ve amaçları uğruna , çoluk çocuğun olduğu bir okul ya da otobüsün kurşunlanması , bombalanması gibi sansasyonlu bir kıvılcım provokasyonu dolaylı ya da dolaysız hayata geçirmeyeceğini düşünmek,  darkafalının düşünme yoksunluğu olabilir. 

Bu türden provokasyonların hayata geçirilebilmesi için, provokatörlerin duygusal ortamın olgunlaşmış olmasına ihtiyacı vardır, sorumlu insanlar, bu tür ortamın olgunlaşmasını engelleyici, kitleleri eğitici , birleştirici yaklaşımlar içinde olması gerekir. 

Bu tür provokasyonların devamı , yüzlerce, belki binlerce emekci halkın kanının dökülmesini beraberinde getirecek olan bir tür iç savaşa dönüşebilir. Bu da, sokaktaki emekci simitciyi bile korumaktan acizken, iç savaştan umut bekleyenlerin hayalciliklerinin tersine, iktidarı zayıflatmaz güçlendirir ve yaşam sürecini de uzatır.

Sorumluluk bu tür provokatörce tavırları engellemek, kitleleri gerici savaşa karşı bir araya getirip örgütlemeye çalışmakta yatar. 

Ocak 31, 2018
Erdogan A

Hiç yorum yok

Blogger tarafından desteklenmektedir.