Header Ads

Header ADS

Ulusların uyanışı ve ulusal hareketlerin doğuşu.

"İçerik açısından değilse de, biçim açısından proletaryanın burjuvaziyle mücadelesi öncelikle ulusal bir mücadeledir . Her ülkenin proletaryası, şüphesizki, her şeyden önce kendi burjuvazisi ile sorunlarını çözmek zorundadır "  Karl Marx (1)

""Burjuva milliyetçiliği ve proleter enternasyonalizmi, kapitalist dünyanın iki büyük sınıf kampına tekabül eden ve ulusal sorunda iki ayrı siyaseti (hatta iki ayrı dünya anlayışını) ifade eden, "birbiriyle' bağdaşmaz iki slogandır.."" Lenin (2)

Uluslar birleşme süreçlerinin gelişmesinin kesin bir aşaması olarak, ve insan toplumunun kapitalizm görünümü ile ortaya çıktı. Ulusların ortaya çıkmasının ekonomik temeli, hem doğal ekonominin egemen olduğu izole köy toplumları, ve özel ortaçağ zanaat loncaları, aşınmış geç Feodalizmin dönemi sırasında meta üretim ve değişim in gelişimi ile oldu. Yeni ve daha geniş ilişkiler kuruldu ve birleştirildi, bunun üzerine, insanlar devlet üyeleri olarak etkileşimde bulunmaya başladı. Üretim araçlarının  merkezileşmesi  ve zenginliğin birkaç kapitalistlerin elinde  birikimi,  aynı zamanda siyasi merkezileşmede sonuçlandı.

Lenin: "“Bütün dünyada kapitalizmin feodalizme karşı nihai zaferleri dönemi, ulusal hareketlerle bağlantılı olmuştur. Meta üretiminin tam zaferini sağlamak için yurt-içi pazarı ele geçirmek zorunda olması, aynı dili konuşan bir halkın yaşadığı bölgeleri siyasal bakımdan birleştirme zorunda olması gerçeğinde yatar, ve bu dilin gelişmesini ve yazınsal alanda kök salmasını önleyen bütün engeller ortadan kaldırılmalıdır. İşte ulusal hareketlerin ekonomik temeli burda yatar. Dil, insanlar arasında anlaşmayı sağlayan en önemli araçtır. Modern kapitalizme uygun ölçüde, gerçekten özgür ve geniş ticari alışveriş için ayrı ayrı sınıflar halinde özgürce ve geniş ölçüde gruplandırılabilmesi ve ensonu, pazarda, büyük ya da küçük, satıcı ya da alıcı durumda her meta sahibiyle ayrı ayrı sıkı bağlar kurabilmek için en önemli koşullar, dil birliği ve dilin engelsiz gelişmesidir.""(2)


Onsekizinci ve ondokuzuncu yüzyılların sonuna doğru, buhar motoru ve makinelerin tanıtımı, Avrupa ve Kuzey Amerika bütününe, Britanya'da, on dokuzuncu yüzyıla yayılmış, Sanayi Devrimine yol verdi. '...buhar ve makineleşme, sanayi üretimine devrim getirdi. Manüfaktürün yerini modern büyük sanayi alırken, sanayi orta kesiminin yerini de endüstri milyonerleri, tüm sanayi ordularının patronları, modern burjuvazi aldı..' (2)

Serbest meta üretimi ve değişime engel olan Feodal devletler  genellikle son derece parçalanmışdı. Kapitalizm bu engellerin üstesinden geldi; eskiden izole olan alanlar ortak yasa ve tek bir gümrük sistemi ile bir devlet içinde birleştirildi. Devlet "tüm burjuvazinin ortak işlerini yöneten bir komite" haline getirildi.(2)

Makine, demiryolları, elektrik,  kimyanın sanayiye tanıtımı ve tarım, metalürji, makine mühendisliği- bu ve üretim alanındaki diğer başarıları, ondokuzuncu yüzyılda sanayi kapitalizminin bir yükselişine işaret verdi, ulusal ve çok uluslu devletler  içinde, ve hatta sınırları ötesinde, kapitalistlerin büyüyen gücünü kanıtladı . Üretken güçler ulusal sınırları aştı ve giderek uluslararası hale geldi.

Sanayi kapitalizmi büyüdükçe, üretim ve tüketim, tahmin edilebileceği gibi, ulusal olmaktan çok kozmopolit oldu. 'Eski yerel ve ulusal kapalılık ve kendine yeterliliğin yerine, ulusların, evrensel bir şekilde bir birlerine her yönden bağlı ilişkiler başladı. Ve maddi  olduğu gibi, bu nedenle de entelektüel üretimdede, tek tek ulusların entellektüel ürünleri ortak mülk haline geldi. Ulusal tek yanlılık ve darkafalılık daha da imkânsız hale geldi....(2)

Kapitalist üretim biçiminin gelişmesiyle birlikte, kapitalizmin çelişkileri giderek belirginleşti. Yani köylülerin on dokuzuncu yüzyılın ilk yarısında,  nüfusun büyük çoğunluğunu teşkil ettiği Fransa'da ,  bir küçük burjuva ekonomisti ve Sosyalist, Sismondinin, kapitalizmin sosyal ülser olduğunu görmesini mümkün kıldı. Marx ve Engels in yazdığı gibi, " gerek makineleşmenin ve iş bölümünün yıkıcı etkilerini, gerekse sermayenin ve toprak mülkiyetinin yoğunlaşmasını, aşırı üretimi, krizleri, küçük burjuvazi ile köylülüğün kaçınılmaz çöküşünü, proletaryanın sefaletini, üretimdeki anarşiyi, servetin bölüşümündeki açıkça kendini gösteren oransızlıkları, ulusların kendi aralarındaki endüstriyel yok etme savaşını, eski göreneklerin, eski aile ilişkilerinin, eski milliyetlerin çözülüşünü, inkar edilemez biçimde kanıtlamış oldu.(2)

Leninin isimlendirdiği gibi, " Sismondi ve diğer küçük burjuva romantikler", meta üretiminin ve kapitalist ilişkilerin ilerici rolünü görmekde başarısız oldular. Ne de proletaryanın tarihsel misyonundan haberdarlardı. Onların ideali gelecekte değil, endüstriyel loncalar ve ataerkil tarımda, yani, geçmişte yatıyordu.

Lenin geçmiş yüzyılda Rusya'da hüküm süren koşulları analize ederken, ve Rus Sismondian ları  eleştirirken şöyle diyordu: 'ortaçağ köylü topluluğunu, lonca, kollektif (artel) ve benzeri bağları yıkan, onları diğerleri ile değiştiren kapitalizm değilmiydi? Meta ekonomisi zaten üreticiler arasında bir bağ  , piyasa tarafından belirlenen bir bağ değil mi? Uzlaşmaz çelişkili yapıya sahip olan, çelişkiler ve yalpalanmalarla dolu olan  bu bağ,  bireye onun varlığını inkar etme hakkı vermez."

Ve biz bu çelişkilerin, sürekli büyüyen kuvvet bu bağın gücünü ortaya koyuyor, tüm bireysel unsurları ve toplumun sınıflarını birleşmeye  zorlayan,  ama artık bir köy topluluğun dar sınırları, ya da bir ilçe içinde değil,  ama bir ulus içinde ve hatta farklı ülkelerin bütün sınıfının tüm üyelerini  birleştirme gelişmesi olduğunu biliyoruz.' (3)

"Kapitalizmin istikrarsızlığı", diyor Lenin, "en keskin uzlaşmazlıkların gelişmesini içinde taşır, sosyal hayatın girdabına nüfusun giderek daha büyük kitlelerini çeken, toplumsal gelişmeyi hızlandıran aşırı derecede ilerici bir faktördür. (3) Lenin kapitalizmin istikrarsızlığında, kaçınılmaz olan orantısız gelişim ve krizleri nedeniyle, üretici güçlerin büyümesi ve ulusal ölçekte emeğin toplumsallaşması anlamında ilerleme öğelerini gördü  -  emeğin toplumsal karakteri ve  özel kapitalist sahiplenme biçimi arasındaki, yani  kapitalist üretim biçiminin ana çelişkisini.

Kapitalist sistem ortaya çıkar çıkmaz, onun burjuvazi ve proletarya olarak iki karşıt sınıflar olarak  bölündüğü aşikar olmuştu. Bu işçi sınıfının bağımsız bir lider güç olarak siyasi mücadele sahnesine çıkmasıyla daha da belirgin oldu.  Sım sıkı  İktidara  yerleşen burjuvazi, demokrasiyi göstermelik yapıp ve işçiler üzerinde kendi diktatörlüğünü kurarak, anti-feodal devrimler tarafından öne sürülen demokratik sloganları büyük ölçüde kısıtladı. Lenin burjuva devletlerin çoğunlukla "biçimleri farklıdır ancak özleri aynıdır" ,"biçimleri ne olursa olsun son tahlilde, burjuvazinin diktatörlüğü dür" diyordu.(4)

Bu durumda, burjuvazi , başlangıç ​​aşamasında burjuva devrimlerin parolası olan demokratik fikirleri revize etdi. Lenin: 'Fransız liberal burjuvazisi zaten 1789-1793 hareketi döneminde, tutarlı demokrasiye düşmanlık göstermeye başladı' (5) Şimdi burjuvazi açık diktatörlük yolunu seçmekte.

Fransız Jakobenleri  daha büyük burjuvazi tarafından planlanan komployla devrildiğinde, Thermidorians, burjuva Directory karşıdevrimci terörü başlattı ve Napolyon Bonaparte'ın askeri diktatörlüğünün  temellerini attı (1799-1814). Burjuvazinin siyasi egemenliği için daha iyi araçlar icat edildi ve sistem yasal olarak eski feodal düzenin kaldırılması ve kutsanmış kapitalist mülkiyet haklarını koruyan, burjuva sivil, ticari ve cezai yasalarla onaylandı. Bu, kapitalist mülkiyet ve kâra dayanan, yeni bir sömürü  biçiminin yasallaştırdı.

Burjuva ideologları, burjuva toplumsal sistemin adil ve tarihsel olarak sarsılmaz olduğunu kanıtlamaya çalışır. Onlar bir ulus içindeki 'sınıfların dayanışma' sının varlığını öne sürerek, sınıf mücadelesinin tarihsel önemini inkar ederler. Burjuvazi,  sahte  ve antidemokratik, sözde ırklarda ve milletlerde ki doğal eşitsizlik iddiaları ile , kapitalist toplumda sınıfsal karşıtlığı ve sınıf eşitsizliğini inkar etmeye çalışır. 

Burjuvazi, kapitalizm altında  ulusların birliği olmadığı,   ister parlamenter kıyafetle veya  ister çıplak olsun,  burjuvazinin diktatörlüğünün, her kapitalist ülkede var olduğu ve proletarya ve burjuvazinin uzlaşmaz bir sınıf mücadelesine kilitli olduğu nesnel gerçekleri örtbas etmek için her şeyi yapar. Yıllardır, burjuva devlet adamı, ideologlar ve avukatları, sermayenin diktatörlüğünün ideolojik sistemini, ve ezilen halkların sömürüsünü, yasalar sistemi, kanunlar ve - uluslar sorunu da dahil olmak üzere - ideolojik kavramlarla, yorumladılar, işlediler ve korudular.

Sömürücü sınıfların çıkarları için hayati olan Milliyetçilik, kapitalizm geliştikçe ,burjuvazi ve toprak ağalarının ideoloji ve politikası haline gelen,  şovenizm, ırkçılık ve faşizm gibi,  giderek şiddet ve iğrenç biçimlerini aldı. Milliyetcilik , şu veya bu şekilde orta ve küçük burjuvaziye sızar, ve hatta işçi sınıfını ve köylülüğü ve onların siyasi partilerini kirletir.

Burjuvazi, dahası, sınıf çıkarlarını, 'milli' çıkarlar olarak yutturmaya  çalışır. Burjuvazi,  baskı tehdidi altında, ülkede 'sivil barış' üzerine ısrar eder ve diğer halklara karşı nefreti ve  şüpheyi yaratmaya çalışır. Burjuvazi sınıf çelişkilerini örtbas etmek , farklı milletlerden çalışan insanları  birbirinden uzaklaştırmak, araralarında şüphe ve düşmanlık  tohumları saçmak yollarını arar, ve onların her şeyi  maddi çıkarlar anlamında görmelerine çalışır. Lenin se 'Burjuvazi ulusal talepleri hep ön plana yerleştirir ve bunu kategorik biçimde yapar,'  "fakat, Proletarya için, bu talepler sınıf mücadelesine bağımlı kılınır.'  diye yazar. (6)

Engels, bir 'tek ulus' içinde burjuva ve proleterlerinin çıkarlarının özdeş olduğu burjuva milliyetçi yalanı nı açığa vururken, " en 'ilerici' burjuva milliyetci siyasi düşüncelerin özü, onların radikal  milliyetçi ve radikal proleterlerle birbirine karıştırmaları, ve en köklü düşmanları dost olarak bir araya getirmeye çalışmaları" olduğu gerçeğine işaret ediyordu.  (7)

Burjuva Dünyası, sosyal ve ulusal eşitsizliğin ve baskının,  ulusal çekişme ve tecritin dünyasıdır. Burjuva milliyetçiliği, burjuvazinin sınıfsal amaçlarına ulaşmak için kullandığı, "ulusal hedefler" maskesi altında yutturmaya çalıştığı, kapitalizmin bir aracı ve bir ürünüdür. Burjuvazi,  çalışan insanları, milliyetçilik ve şovenizmle bulaştırmak için uğraşır , farklı ulusların ve ülkelerin proleterleri ve emekçilerini bölmek için yapay bariyerlerle, aralarında ulusal kin ve düşmanlık körükler. 

Özgürlük, eşitlik ve kardeşlik, ilkelerini ileri sürerken (8) Fransız ve Amerikan burjuvazisinin  on sekizinci yüzyılın sonlarında bile, tamamıyle formal ve yerel anlamda,  bu duygulara yatırım yapması çok önemlidir. 1793 Fransız Anayasası bile Fransız kolonileri halklarına, vicdan ve  eşit vatandaşlık, sosyal hakları özgürlüğü ilkelerini götürmekte başarısız oldu. Sömürge baskısının , insanın özgürlük ve mutlu olma  haklarına ters gittiğini beyan eden,  4 Temmuz 1776 daki ABD Kongresi tarafından kabul edilen Burjuva-devrimci Bağımsızlık Deklarasyonu, ABD'de devam eden köleliği veya ırksal eşitsizliği mahkum etmedi.

Çeviri - Erdoğan A

Notlar

[1] Karl Marx and Frederick Engels,.’Manifesto of the Communist Party’. In: Karl Marx, Frederick Engels, op. cit., Vol. 6, p. 485.
[2] V. I. Lenin, ’The Right of Nations to Self-Determination’, op. cit., Vol. 20, p. 396.

[2] ibid., S. 486.

[2] ibid, s. 488. 

[2] ibid., S. 509.

(3) V. I. Lenin, ’A Characterization of Economic Romanticism’, op. cit, Vol. 2, Moscow, 1960, p. 214.

(3) V. I. Lenin, ’A Characterization of Economic Romanticism’, op. cit, Vol. 2, Moscow, 1960, p. 214.

(4) V. I. Lenin, ’The State and Revolution’, op. cit, Vol. 25, Moscow, 1974, p. 418.

(5) V. I. Lenin, ’Fundamental Problems of the Election Campaign’, op. cit, Vol. 17, Moscow, 1963, p. 412

(6) V. I. Lenin, ’The Right of Nations to Self-Determination’, op. cii, Vol. 20, p. 410.

(7) Frederick Engels, ’The Festival of Nations in London’. In: Karl Marx, Frederick Engels, op. cit, Vol 6, p. 7.

(8) The slogan ’Liberty, Equality, Fraternity’ was absurdly enough inscribed on all French prisons..



Hiç yorum yok

Blogger tarafından desteklenmektedir.