Troçkistlerle cephe ler ve bloklar “hata” ve “yanlış” mı , yoksa var olan güçler dengesinin ölçeği ve oportunizmin belirtisimi?
Troçkizme karşı mücadelenin zorunluluğu Marksist Leninistlerin uydurduğu , mücadelenin genelde gerilemiş olmasında , döneklerin çoğalmasında, liberalizmin yaygınlaşmasında, Sovyetlerde ki geri dönüşte vb bir “günahkar” arama, bir “kaçış”, ya da “göz kapama “ kılıfı değil, tam tersine, sorunların tamda odak noktasını oluşturan tarihi diyalektik bir gerçektir.
Bir avuç tabanı bile olmayan Troçkist parti ve örgütlerle ittifakların "var olan somut şartlar değerlendirmesine bağımlı" olduğu gibi temelsiz ve demagojik pratik, ideolojik bir kılıf kendine Marksist Leninist diyen birey, örgüt ya da parti tarafından yutulmayacak kadar bariz, tartışmaya bile gerek olmayan , liberal bir kılıftır.
Gelelim bu ittifakları "önemsiz", "hata", ya da "yanlış" değerlendirmelerine.
Güçler dengesi sınıf mücadelesinde tarafların gerek fiziki ve gerekse ideolojik olarak karşılıklı kuvvetlerinin , gerek örgütsel, gerek kitlelerle olan ve onlarla ideolojik bağlantıları , ve gerekse kitleler üzerindeki ideolojik etkinlikliklerinin ölçeğini tanımlar. Marksist Leninist örgütlerin kendi bağımsız örgütlenmelerini sağlayamamaları, ideolojik birliği oluşturamamaları , ideolojik anlamda da Güçler Dengesinde burjuva ideolojisinin işçi sınıfı ideolojisine göre daha ağır bastığının bir belirtisidir.
Türkiyede Troçkistlerle “Boykot Cephe”leri, Emperyalizme karşı “protesto ittifakları” ve “ortak pankartlar”, ve son olarak da “Seçim Bloğu “ güçler dengesindeki bu ölçeğin ideolojik ve pratik olarak işçi sınıfının terazisi tarafında ağır basmadığının en net göstergesidir.
Troçkistlerle bu tür cephe ler, ittifaklar ve bloklar “hata” ya da “yanlış “ olarak değerlendirilebilirmi?
Bir ülke özelindeki gelişim ve değişimlerin doğru bir biçimde kavranması , genelde yaşanan tarihi gelişim ve değişimde olduğu gibi, , sadece güçler dengesine ve güçler arası çelişkilere bağımlı olarak , güçlenme ya da gerileme yönündeki değişikliklerdeki karşılıklı etkilenmeler ve etkilemelerin göz önünde tutulduğu diyalektik yöntemin uygulanması ile olanaklıdır. Tek taraflı , ve sınıf mücadelesi içindeki karşılıklı etkenleri göz önünde bulundurmayan “hata” ya da “yanlış” değerlendirmeleri diyalektik materyalizmden uzak, idealist bir değerlendirmedir. Bu blok ve cepheleri şartların gereği , ya da ”önemli olan blok un içeriğidir” gibi anti-Marksist kılıflarlarla Troçkistlerle blok un yerinde ve doğru olduğunu savunmaksa oportunizmin en su katılmamışıdır.
Marks diyalektik yöntemini Hegelinki ile karşılaştırıken
“düşünme süreci, insan kafasında yansıyan, ve düşünce biçimlerine dönüşen madde dünyasından başka bir şey değildir”
diye özetleme yapıyor. Yani bir insanın düşüncesi ve bu temeldeki tavrı, içinde yaşadığı materyal dünyadan soyutlanamaz, tam tersine onun bir ürünüdür. Bu anlamda (tüm istemlere rağmen ) henüz, “somut şartların somut değerlendirme”sine dayanan , teorik ve pratik hiç bir açıklama getirilmeyen Troçkistlerle yapılan bloklar oportunistliğin bir ürünü, güçler dengesinde işçi sınıfının ne kadar zayıf olduğunun ve yaygın oportunizmin somut belirtisidir.
“Güçler dengesi” kavramını “fiziksel–materyal-sınıfsal”olarak değil , “sınıfsal-ideolojik” bir bütünlük içinde ele almak gerekir. Yani dengeyi belirleyen sadece burjuvazi ve işçi sınıfının materyal gücü değil, işçi sınıfının ideolojisi içine sızan, içinde güçlenen ya da eriyen burjuva ideolojisinin, o anda ya da sözü geçen süreç içindeki gücüdür . Yani “hata ve yanlış” lara diyalektik bir bütünlük içinde yaklaşmak ve sınıf savaşımı-ideolojik savaşımı birbirine bağlantılı olarak ele almak gerekir.
“düşünme süreci, insan kafasında yansıyan, ve düşünce biçimlerine dönüşen madde dünyasından başka bir şey değildir”
diye özetleme yapıyor. Yani bir insanın düşüncesi ve bu temeldeki tavrı, içinde yaşadığı materyal dünyadan soyutlanamaz, tam tersine onun bir ürünüdür. Bu anlamda (tüm istemlere rağmen ) henüz, “somut şartların somut değerlendirme”sine dayanan , teorik ve pratik hiç bir açıklama getirilmeyen Troçkistlerle yapılan bloklar oportunistliğin bir ürünü, güçler dengesinde işçi sınıfının ne kadar zayıf olduğunun ve yaygın oportunizmin somut belirtisidir.
“Güçler dengesi” kavramını “fiziksel–materyal-sınıfsal”olarak değil , “sınıfsal-ideolojik” bir bütünlük içinde ele almak gerekir. Yani dengeyi belirleyen sadece burjuvazi ve işçi sınıfının materyal gücü değil, işçi sınıfının ideolojisi içine sızan, içinde güçlenen ya da eriyen burjuva ideolojisinin, o anda ya da sözü geçen süreç içindeki gücüdür . Yani “hata ve yanlış” lara diyalektik bir bütünlük içinde yaklaşmak ve sınıf savaşımı-ideolojik savaşımı birbirine bağlantılı olarak ele almak gerekir.
Diyalektik yöntem temelinde herhangi bir değişim ya da gelişim sadece kendi içinde ve karşılıklı etkileşimler den değil, etrafındaki materyal koşullardan , ideolojik etkileşimlerden soyutlanmış ve bağımsız düşünülemez, değerlendirilemez.
Yani gerek fiziki ve gerek ideolojik olarak uzlaşmaz karşıtlar arasındaki sınıf mücadelesi ve bu mücadelenin verildiği materyal ve ideolojik alan, güçler dengesinin ve dengedeki niteliksel değişimlerin incelenmesinin diyalektik temellerini oluşturur.
Sınıf mücadelesi ve bu mücadelenin verildiği material ve ideolojik alanda , Marksizmi burjuvazinin kabul edeceği bir içeriğe indirgeyen, tarihleri boyu sosyalizme karşı mücadelede emperyalizmin korosuna katılan ve daha da ötesine giderek onların sol dan sesi olan ideolojik grup ve partilerle yapılan ittifaklar sınıf savaşımı-ideolojik savaşım diyalektik bağlantısını opportunist amaçlarla göz ardı etmenin kılıf geçirilmesi olanaksız pratikleridir.
Bu tür ittifaklara “hata” , “yanlış” ya da “önemli değil önemli olan içerik" ya da "ittifakkın kelle sayısı” gibi bilimsellikten , sınıfsallıktan ve ideolojik savaştan uzak değerlendirmeler de oportunizm hastalığının ne kadar yaygın olduğunun göstergeleridir.
Marksist Leninist örgütlerin kendi bağımsız örgütlenmelerini , pratiklerini , ilkeli ittifaklar sağlayamamaları, ve ideolojik birliği oluşturamamaları , ideolojik anlamda Güçler Dengesinde burjuva ideolojisinin işçi sınıfı ideolojisi içinde ve ona göre daha ağır bastığının bir belirtisidir.
Aslında tam da bu gerçek bu tür ittifakların reddini zorunlu kılan teorik ve pratik mücadeleye işaret eder. Biz gene Lenin in sözlerini tekrarlayalım belki anlayan çıkar; “”uzlaşmacıların asla Bolşevik olmadıklarını, Bolşevizmle hiçbir ortak yanları bulunmadığını, tutarsız Troçkistler olduklarını herkese açıklamakla yükümlü değil miyiz? “
1 MAYIS 2011
Erdoğan A
Hiç yorum yok