Kara ve Denizde Çin Yeni İPEK YOLU projesi -Üretimden, Dağıtıma ve Tüketime hakimiyet mücadelesi.
Pekin'in Doğu Asya'daki nüfuzu artmakta. Çin'in benzeri görülmemiş 1 trilyon dolarlık stratejik yatırım planı , İpek Yolu Ekonomik Kemeri ve 21. Yüzyıl Deniz İpek Yolu, "Bir Kemer, Bir Yol" (OBOR), 2013’te Başkan Xi Jinping'in imza girişimiyle başlatıldı. Projenin kapsadığı ülke sayısı 46.
Çin bu İpek Yolu projesini canlandırırken, aynı zamanda Çin'in çeşitli şehirleri, Orta Asya ve Avrupa'ya düzenli yük trenlerini önceden başlatmıştı.
OBOR, küreselleşmenin içinde bulunduğu aşamasını, Çin in çıkarları ve tüketim için gerekli olan dengeli yaşamı gerçekleştirmek için , eskiyi değiştirmeyi hedef alan , ve eski, tarihi ipek yollarına, Pekin'in şartları temelinde geri dönen bir plan. Hedefi, Avrasya'ya batıdan bağlayıcı altyapıya yönelik yeni bir "kemer" ve Çin ile Güneydoğu Asya, Güney Asya, Ortadoğu ve Afrika'yı birbirine bağlayan yeni bir "karayolu" yaratmak. Çin'i Laos'a, Moğolistan ve Kazakistan'a bağlayan bir demiryolu; Türkmenistan ve Myanmar üzerinden gaz ve petrol boru hatları; Sri Lanka yol ve liman geliştirme ; Çin-Pakistan otoyolları, boru hatları projelerinide içine alan, geniş kapsamlı ve uzun vadeli bir plan.
Bu , “üretilenin” dağıtımını da kontrol etme ve kolaylaştırma inşası ve geliştirilmesi yönünde hedef alınan Limanlar, raylar, iletişim, elektrik ve boru hatları , yani ulaşım ve enerji , Çin de ki kitlesel üretimin , meta halinde , “kemer” in geçtiği ve çevresindeki ülkelerindeki tüketim ihtiyacını, devamlılık içinde karşılamayı hedef alıyor.
OBOR'un en önemli başlangıç projesi, Kashgar'dan Gwadar'a kadar uzanan 2,700 kilometrelik bir otoyol olan, Çin Pakistan Ekonomik Koridoru (CPEC) dir. CPEC ulaşım ve enerji olmak üzere iki büyük projeden oluşuyor.
Çin, projeyi iştah çekici yapmak için, bu yörelerdeki tüm alt ve üst yapıların inşası için gerekli olan krediyi veriyor (yaklaşık 900 altyapı projesi). Bu şekilde Çin, aynı zamanda kendi inşaat ve telekomünikasyon şirketlerinin Asya ve Afrika pazarlarına girebilmesine yönelik , mali ve siyasi desteği gerektiren, bir "dışa açılım" politikasını izliyor.
Yani , OBOR, 1949'da Halk Cumhuriyeti'nin kuruluşundan bu yana, Çin'in son otuz yıldaki ekonomik başarısını, jeopolitik bir alana yayma, küreselleşmede önemli rol oynamak istediğini ve bu güce sahip olduğunu belirten, etki alanını ve yayılmacılığını artırmayı amaçlayan ekonomik ve politik büyük bir proje.
Çinin üzerine basarak vurguladığı bu projenin karşılıklı yarar ilkelere dayanan ve katılımcı ülkelerin içişlerine kesinlikle karışmayacağı, ekonomik kalkınmayı ve gelişmeyi sağlayacak olan içerik ve nitelikte olduğu hem kamusal hem de özel olmak üzere her türlü siyasi rejim ve aktör için alan olacağı teorisi.
Sosyalist içerikli, birlikte yaşamanın ve karşılıklı kültürel zenginleşmenin tarihsel çerçevesine deyinen Çin, "Bir kemer, Bir Yol'un temel değerleri nin" - birbirlerinin egemenliğine ve toprak bütünlüğüne karşılıklı saygı; karşılıklı barış; birbirlerinin içişlerine karışmama; eşitlik ve karşılıklı yarar; ve barış içinde birlikte yaşama olduğunu söylüyor.
Neden Bu Proje
Çin in ekonomik gelişimi , etki alanlarını genişletme amacına ilave olarak, en önemlisi onun enerjiye bağımlılığı, Çin'in yavaşlayan ekonomisi , ABD-Çin ticaret savaşından duyulan endişeler, ve bu çerçevede projelerin onaylanma ve hızlandırılması yönünde siyasi ve ekonomik baskılar olarak da değerlendirilebilir.
Çin İnşaat endüstrisi son yıllarda ekonomik büyümenin ana itici unsurlarından biri haline geldi. Çin yetkililerinin, 2007-09 küresel ekonomik ve mali krizinin neden olduğu uluslararası talebin gerilemesi nedeniyle ekonomiyi canlandırma yolunda altyapı projelerine yaptığı milyarlarca yatırım, bu sanayi alanını güçlendirdi ve geliştirdi.
Çin'in meta üretimi, sürekli ve dengeli bir pazar gerektiriyor, bu da onların çıkarlarını, yeni ekonomik ve stratejik ortaklar kazanmaya zorunlu kılıyor. Çin, var olan ve oluşturacağı diğer ortak devletlerle geliştireceği ekonomik, siyasi ve kültürel bağlarını güçlendirmek, Çin inşaat sektörünün uluslararasılaşmasını sağlamak, ihracatı teşvik etmek, dağıtım zincirindeki riskleri azaltmak için bu projeyi hayata geçirmeye çalışıyor .
İçte Çin ihracatının teşvik edilmesi. Dışta serbest ticaret alanlarını oluşturmak ve gümrük engellerini ortadan kaldırmak, böylece katılımcılar arasında ticaret bağlantılarını güçlendirmek. .
Çin iç ekonomisini yeniden yapılandırıp, niceliksel büyümeyi, niteliksel hale getirerek refah, iç tüketimi arttırmak, sosyal standartları yükseltmek ve istikrarı korumak , dengelemek amacını güdüyor
Nerede
Yeni İpek Yolu hem kara hem de deniz de olarak planlanan ve birbirlerini tamamlayan yollardan oluşuyor. İkisi arasındaki en büyük fark, deniz yollarının çok daha gelişmiş olması ve çok daha büyük bir ticaret hacminin taşınması için kullanılabilir olması.
Karasal alanda, demiryolları hakim. Çin ile Orta Asya ve AB arasındaki bağlantıları Rusya ile Beyaz Rusya ya da İran ve Türkiye üzerinden ve Çin ile Hindistan arasındaki bağlantıları güçlendirmek için çeşitli yollar geliştiriliyor. Avrasya'nın iki eksenini doğudan batıya bağlayan, bu karadan oluşan koridor kuzey-güneyde, Çin (Sincan) -Pakistan ve Çin (Yunnan) -Myanmar-Bangladeş gibi diğer karayolu ile tamamlanmakta. Bu kuzey-güney koridorları Çin'in iç bölgelerini sahile bağlıyor.
Yüksek hızlı hatlar söz konusu olduğunda, Pekin ile Moskova arasında bağlantı kurmak için 200 milyar euroyu aşan bir bütçesi olan bir projenin geliştirildiği söyleniyor.
Riskler
OBOR Projesi, ipek yolunda bir çok ülkelerin Çin'in alt yapı için verdiği milyarlarca dolarlık kredileri geri alıp alamama konusunda ciddi riskler içeriyor. Açıklamlara göre , Afrikada yapılan bir çok yatırımdan Çin henüz bir yatırım-geliri sağlayamadı. Aynı şekilde Çin'in Zimbabve , Venezuela ve Sri Lanka ya verdiği milyarlarca dolar krediler kayıplar hanesinde.
Bunun yanında, Çinli özel yatırımcılar, sermayelerini daha güvenli gördükleri, ülke dışı, ve genellikle ABD gayrimenkullerine yatırm yapmayı tercih ediyorlar.
Çin'in "Tek kemer, Tek Yol" girişimi bir çok ülkeler için ekonomik açıdan fayda sağlayabileceği gibi, aynı zamanda bu ülkelerde iç ve jeopolitik çıkar çatışmaları tetikleme özelliğine de sahip. Günümüz Orta Doğu çatışmaları, Türkiyenin ve Rusyanın katılımı bu dolaylı örneklerden birisidir.
Proje zirvesinde Pakistan, Rusya, İran ve Türkiye sermaye grupları projeye sıcak bir yaklaşım gösterirken, bir kısmı bağımlılıktan, bir kısmı rekabet nedeniyle, projeyi soğuk karşıladılar
ABD ve AB nin kontrol ün dışında olmayı kabul etmeyeceğini anlamak için kahin olmaya gerek yok . Eğer bu proje , onların hakimiyeti ya da karar verici ortaklığı altında olan resmi bir kurumsal yapı altına sokulursa, sıcak bakmak için bir neden oluşabilir. Bu nedenle, en önemli karşı çıkış nedenlerinden birisi , projenin ikili anlaşmalar temelinde olması planı. AB ise , bu ülkeleri hala “sömürgeleri” olarak gördüğünden, ikili değil, çok taraflı anlaşmalar temelinde olmasına sıcak bakıyorlar. AB'nin kendi içinde oluşacak "kemer" de AB kurumlarıyla işbirliği savunuluyor, devletlerin tek tek Çinle değil.
ABD, OBOR'un Asya'daki çıkarlarına olumsuz etkiler yapacağının bilincinde. İran ve Rusya gibi ABD karşıtı ülkelere, Pakistan, ve devamında Hindistan gibi “kontrol” altında olan ülkelerin katılımı, kabullenilmeyecek nitelikte, zaten proje ABD - İngiltere - İsrail üçlüsünün strateji ve planlarının tam tersi yönünde. Onlar Çini enerji yoluyla kontrol altına alma peşindeyken, Çini daha da güçlendirecek bir plana sıcak bakmaları beklenemez. Ancak Proje konusunda Çin in ciddi olduğunun bilincindeler. Uygurların kullanılması, yıllardır planlanan taktiklerden birisi. Ancak oraya gelmeden önce İran sorununu halletmek zorundalar.
Bununda farkında olan Çin, Asyadaki bölgesel güvenlik ve savunma girişimlerine, çok taraflı görüşmelere giderek daha fazla dahil oluyor. Dahası ,Washington, OBOR'u Asya Pasifik bölgesindeki çıkarları için bir tehdit olarak algılıyor.
Enerji
Çin ekonomisinin işleyiş biçimi, ithalata (enerji kaynakları ve hammaddeler) ve çoğu durumda, Çinlilerin kontrolü altında olmayan uzun mesafeli ihracata oldukça bağımlı. Bu, bazı önemli limanların, geçiş alanlarının, her hangi bir nedenle onun ticaretine kapanması durumunda, Çin için gerek ekonomik ve gerekse siyasi sorunlar yaratacaktır. Yeni İpek Yolu, alternatifleri de içinde taşıyan, güzergah çeşitlendirmesi sağlaması yanında, Çin'in ihtiyacı olan hammadde ve enerji ihtiyaçlarınıda daha az maliyet ve daha az riskli elde etme olanağını yaratabilecek
`Bir Kemer, Bir Yol` ve yeni çıkar çatışmaları
Bu projenin sadece Asya , EuroAsya değil, AB ,ülkelerinin belirli bir kısmı tarafındandan olumlu olarak görülmesi, AB içinde ve ABD ile uluslararası alanda kontrol ve çıkarlar sorununu canlandırdı. Servis, Silah ve tarımsal üretime dayanan , en büyük tüketim toplumunu oluşturan ABD, dünyanın önde gelen ekonomisi olarak, ekonomik ve siyasi global hakimiyetini Çine kaybetme olasılığı ile karşı karşıya.
Strateji olarak “kültürler arası çatışma” dönemsel teorisini , ve bu stratejik temelde “Balkanlaştırma”, “Lübnanlaştırma” taktiklerini uygulayan ABD yakın zamana kadar bir sorunla karşılaşmamıştı. Ancak Suriyede, Rusyanın ve İranın katılımı bu taktiği zorlaştırdı. Çin in Pakistan ve Afganistanla ilişkilerini geliştirmesi ABD nin (siz bunu ABD-İngiliz-İsrail ve son gelişmelerle Fransız olarak algılayın), Çini enerji yoluyla kıstırma stratejisini, ve Müslüman Haçlı Şövalye ordularıyla gerek ekonomik ve gerekse askeri zora sokma taktiklerini tehlikeye atabilecek nitelikte gelişmeler.
ABD nin Orta Doğudan ve İran dan vazgeçme olasılığı yok denecek kadar az. Bu bağlamda , Erdoğanla ve AKP ile her türlü “gösteri” niteliğindeki “uzlaşmaz” laf atışmalarına rağmen, ABD nin bu bölgede, askeri güç anlamında, tek dayanağı, stratejik ortağı, İsrail ve Türkiye.
Suriye ABD için Rusyanın ne kadar ileriye gideceğini tesbit edebilmek için bir deneme tahtası alanı haline geldi. Ancak bu arada, Kürdistandaki burjuva ve aşiret liderlerinide stratejik ortaklığa kazanmak için her türlü plan ve pratik içindeler.
Başlangıçta Türkiyeyi gerek Suriye ve devamında İrana karşı direk kullanma planları içindeydiler. Haziran 2007 de yazdığım Türkiye nereye itiliyor yazısında bu kullanım konusunda yaptığım tahmin doğrulandı ve sahte darbeyle bu yönde önemli adım attılar.
“””AKP nin tam uyum içinde olmasına rağmen, Asker buna ters düşüyor ….Bu nedenle ABD den ve batıdan (muhakkakki ) kapalı kapılar ardında ikili görüşmelerde, ve medyalarında açıkca Asker e saldırılar ve tehditler, askere karşı , AKP ye eğilimli bir düşünce ve tavır yaratılmaya çalışılıyor..””
Ancak Orduda subayların ayıklanması ve değiştirilmesi, Türkiyenin İrana karşı direk savaşta kullanılabilmesi için beklenilen “”güçler dengesi “ sonucunu henüz yaratamadı ve kısa vadede yaratabilecek gibi de görünmüyor.
2 Haziran 2017
Devamı
Hiç yorum yok