DEMOKRASİ VE ÖZGÜRLÜK MÜCADELESİNİ GELİŞTİRMEK İÇİN ORTAK ÇALIŞMAYI ÖRMELİYİZ..!
Devrimci-demokrat örgütler ve komünist hareket arasında ortak/birlikte savaşım platformlarının yaratılması hem zorunludur ve hem de olanaklıdır. Emperyalizme ve faşist diktatörlüğe karşı bağımsızlık ve demokrasi mücadelesi devrim safları içinde yer alan sınıf ve kesimlerle veya onları temsil eden parti ve örgütlerle ortak bir platform doğrultusunda hareket edilmesi için, birleşik mücadelenin önündeki engeller kaldırılmalı ve bunun için mücadele edilmelidir. Devrim güçleri içindeki çelişkiler, demokrasi ve özgürlük mücadelesini bir ortak mücadelenin önünde engel değildir. Bu çelişkiler ortak savaşım platformlarının (eylem birliği, basın toplantıları, ortak açıklamalar, ortak kampanyalar, vb.) geliştirilmesinin engelleri değildirler ve görülemezler. Sorun, ortak düşmana karşı birlikte savaşımın güçlendirilmesi sorunudur.
12 Eylül’le birlikte bir dönem kapanmış ve 90’ların ortalarına kadar yeni bir dönem açılmış, belli ilerlemeler yakalanmış. Ne ki geçmişten yeterince ders alınmamış olması ve küçük hesapçı yaklaşımların sürmesi yeniden yaraları kanatmış. Dünden bu güne açığa çıkan gerçeklik şu ki: devrimci-demokrat örgütler ve komünist hareket arası ortak savaşım platformlarının yaratılması ve geliştirilmesine ilişkin yanlış ve doğru yaklaşımlar arasındaki mücadele belli bir dönüm noktasına varmış bulunmaktadır. Bu nokta iki yenilgi döneminin -12 Eylül darbesi ve 90’ların ortasından sonraki süreç- yenilgi ile karakterize olmakta ve aynı zamanda iki dönemi de kapsamaktadır. Kapanan dönemler, sürecin devrim yararına gelişmesine yön verme olanağını elde edememiştir. Güç olma, en fazla niceliği kapsama, grup fetişizmi, bölünmeler konusundan kullanılan karşı-devrimci yöntemler, devrimciler arasında terörün kullanılması, aşırı parçalanmalar, suni düşmanlıkların yaratılması, vs. vb. bir dönemin olumsuzlukları olarak iflas etmiştir. Yaşam bu tavrı ve davranışları mahkum etmiştir.
Bu alanda, iki yenilgi ve tasfiyecilik dalgasının etkisi altına girme öncesi işlenen hata ve yetersizliklerin somut bir tahlilinin yapılması ve her bir grubun sorumluluk derecesinin açığa çıkarılması ivedi bir gereksinim olarak karşımızda duruyor Geçmişten gelecek için dersler çıkarma görevi, bugün sağlam bir zeminde ilerlemek bakımından daha bir önem kazanmıştır. Süreç uzamadan legal ve yasalcı tasfiyeci dalganın boşa çıkarılması bakımından, kendi tarihimizden ders almak büyük değer taşıyor.
Görülen manevi çöküntü, çözülme ve dağılmaya karşın, geçmişin güvensizlik ve inançsızlık yaratan, devrimcileri ve yığınları yıldırtan tüm olumsuzluklarına rağmen, bugün şurada yada burada küçümsenmeyecek, ama dağınık ve örgütsüz bir devrimci potansiyel söz konusudur. Anti-faşist savaşımda birlik istemi vardır ve bu tabanda gelişiyor.
12 Eylül darbesiyle birlikte devrimci-demokrat örgütler ve komünist hareketi yenildi. Bu yenilgi proletarya ve öteki emekçiler için olduğu gibi, onlar içinde direnişsiz, ağır ve moral bozucu oldu. Darbeyi takip eden yıllarda, devrimci-demokrat örgütlerin ve komünist hareketin çalışmaları büyük bir oranda tasfiye oldu. Hatta dar anlamda devrimci hareketin ana gövdesini oluşturan bazı örgütler merkezi yapılarını, örgütlü politik çalışmalarını bile sürdüremez duruma geldiler. Genel olarak devrimci harekete moral çöküntüsü, güvensizlik eğilimi, vb. hakim oldu. Aşırı, ölçüde parçalanmış devrimci hareketin parçalarının karşı. Devrimin gemi azıyla almış saldırılarının sonucunda nispeten kısa sürede ezildiği yaşanarak görüldü.
1980’lerin sonlarında yeniden toparlanma ve ayağa kalkma çabaları sonuç alamadan 90’ların ortasında hem Sovyet revizyonizminin çöküşünün sosyalizme fatura edilmesi, hem düşmanın azgın baskı ve saldırıları ve hem de devrimci hareketin erken büyüme hastalığı devrimci hareketi yeni bir yenilgi tasfiyecilik sürecine soktu.
Bugün durum, devrimci-demokrat; örgütler ve komünist hareket açısından ileriye doğru hamle yapmak bakımdan daha uygundur. Dahası, nesnel durum düne göre daha iyidir. Faşist diktatörlük emekçilerin hiç bir ekonomik, sosyal ve politik istemlerine yanıt olamadığı gibi, bu durum her geçen gün emekçiler için daha da ağırlaştırmaktadır. Her türlü faşist baskı ve kuşatmaya karşın Kürt özgürlük mücadelesi ayakta, işçilerin ve emekçilerin hak alma istemleri, gençliğin faşist saldırı ve sivil faşist teröre karşı mücadelesi sürüyor.
İşçi ve emekçilerin dışa vurmayan ama dipten gelen patlama öğelerini içinde taşıyan tepkileri birikiyor ve devrimci bir yükseliş her gün biraz daha mayalanıyor. Karşı-devrimin çelişki ve çatışmaları derinlemesine sürüyor. Ekonomik krizin yıkıcı etkileri devam ediyor. Ekonomik bunalıma çare bulma çabaları iflas ediyor. Politik bir bunalımın öğeleri giderek olgunlaşıyor. Bu elverişli koşullarda devrimci-demokrat örgütlerde ve komünist harekette gözle görülebilen açık bir toparlanma yok ve dağınıklık, yığınlardan kopukluk ve içe kapanma hali sürüyor. Devrimci-demokrat örgütler ve komünist hareket çalışmalarını her bakımdan yeniden düzenleme ve yığınların yardımına koşmada sorun yaşıyor. Bu uygun ortam da devrimci hareketin kesimlerinin tek başına çıkış yapmaları ve yığınların istemlerine önderlik ederek dağınıklığı ve suskunluğu kırıp geçmeleri oldukça zor.
O halde gelişmenin yönünü emekçi yığın hareketinin devrimcileşmesi doğrultusunda bükmek ve uygun ortamı devrimci hareketin lehine dönüştürmek için, düşmana karşı ortak vuruşun yakalanması ve eylem ve güç birliğinin sağlanması gerekiyor. Neki bu gerçeğin devrimci hareketin değişik bileşenlerince yeterince bilince çıkarıldığı söylenemez. Bir önceki dönemin hastalıklarını da pek çok bakımdan devam ediyor. Devrimci örgütlerdeki eski hastalıklar bugünde ortak savaşımın önünde değişik biçim ve ölçülerde engel olmayı sürdürüyor.
Konumuzu ilgilendirdiği kadarıyla şunları belirtmemiz gerekiyor: Devrim üst üste iki direnişsiz ağır ve moral bozucu yenilgi aldığı halde; devrimci hareketin bundan yeterince ders çıkartmadığı, gelişmelerin dibe doğru yol almasına adeta seyirci kalındığı ve suç ortaklığı yapıldığı bir gerçek. Her ne kadar bu akımlar kurbağa gibi kendilerini şişirmiş olsalar da gerçeği asla değiştiremiyorlar. Mevcut halde devrimci hareket içe kapanmış, yığınlardan izole olmuş ve kendi kendisiyle uğraşır konumdan çıkabilmiş değil. Haliyle bu durum devrimci hareketi alabildiğine dağınık ve zayıf bırakıyor; devrimci hareket, bir önceki dönemin dağınıklığından, olağanüstü parçalanmışlığından, grupçuluğundan, gruplar arası düşmanca tutumlardan çok ama çok çektiği ve karşı-devrim, özellikle de faşist diktatörlüğün bunları alabildiğine kullandığı halde, devrimci-demokrat örgütler yeterince bütün bunlardan ders alabilmiş durumda değil. Bir önceki dönemin hastalıklarını bugüne ve yarına taşıyorlar. Özellikle bu konuda Yürüyüş, Alınteri-Atılım-Kızıl Bayrak-Özgür Gelecek, Halkın Günlüğü vb. gibi dergi çevrelerinin tavırları çok tipiktir. Hem yayınlarında ortak iş yapma ve süreci birlikte karşılama yanlıları hem de benmerkezci, küçük hesapçı, devrimin ve davanın çıkarı yerine kendi grubunun çıkarını merkezde tutan dar grupçu rekabetini, vb. sürdürüyorlar.
Devrimci-demokrat örgütlerin çoğunlukla henüz etkin bir toparlanma durumunda olmadıklarını belirtmiştik. Ortak savaşım platformlarının yaratılıp geliştirilmemesi bu yöndeki olumlu çabaları yeterince etkili kılamamakta, yığınlara ve dağınık devrimci güçlere yeterince güven vermemektedir. Oysa ortak düşmana karşı birleşik bir mücadelenin yaratılması, ortak savaşım platformlarının kullanılması, hem yığınlara ve dağınık devrimciler kitlesine güven verecek, hem zayıf olan örgütlü devrimci güçleri güçlendirecek ve hem de bütün bunların sonucunda da devrimci mücadeleyi daha da geliştirici bir rol oynayacaktır.
Devrimci demokrat örgütlerin ve komünist hareketin güç ve etkinliklerine, yığınların mücadelesinin düzeyine ve karşı-devrimin durumuna bağlı olarak ortak savaşım platformları yaratılıp geliştirilebilir. Bunun için önemli olan, uygun biçimlerin bulunmasıdır. Uygulanacak biçimlerin koşullarla uyumlu olması gerekir. Yoksa yaşam bulmaz.
Devrimci savaşımın geliştirilmesinin yararına olarak yaşam bulabilecek ve uygulanacak ortak savaşım platformlarının yaratılabilmesi için bunun zorunluluğuna ve olanaklılığına inanmak, güvenmek önemini kavramak gerekiyor. Ama kendi başına bu da yetmez. Gerekli biçimlerin gündemleştirilmesi konusunda yaratıcı ve inisiyatifli, birlikte çalışmak için de hoşgörülü davranmak, başkalarının haklarına saygı göstermesini bilmek, vb. de gerekir. Sonuçta ortak her grubun politik bağımsızlığını koruyarak, ortak düşmana karşı birleşik bir mücadelenin geliştirilmesi sorunudur.
Elbette bu ortak platformlarda propaganda, ajitasyon ve politik eylem özgürlüğü olmaksızın bu olmaz. Eylemde birlikte, ortak savaşım platformlarının kullanılmasıyla, propaganda, ajitasyon ve politik eylem özgürlüğü birbirini yadsımaz, aksine tamamlar biri olmadan öteki de olamaz.
Devrimci-demokrat örgütler ve komünist hareket arasında bugün için uygulanabilir ortak savaşımı şu biçimler altında özetleyebiliriz; devrimci örgütler devrim yapmak için mi? yoksa başka şey için mi varlar? İşte bu sorunun açık yanıtı, devrimci hareketin dibe vurmuş durumundan hızla çıkışı için ortak çalışmayı Kongre Hareketi biçiminde eylem ve güç birliğinin dayattığını gösteriyor ve bunu yaratacak olanında devrimci hareket olduğunu da unutmadan hareket etmek ve devrimci görevlere sıkıca sarılarak ilerlemek gerekiyor.
Hiç yorum yok