Header Ads

Header ADS

Marksist Dogmacılık yaygaraları ve Marksizmi Leninizmden Ayırma çabaları;Yeni Kautskyciliğin balayı dönemi

ÖNSÖZ

Lenin'in geçmişte, kendi döneminde yaptığı tahlil ve tespitlerinden çarpıcı alıntılar a günümüzdeki revizyonist ve reformist akımlara ne kadar net bir şekilde uyuştuğunu göstermek amacıyla yer vermeden bu konuyu incelemek imkansız. Bu arada, Leninizm'in ne kadar canlı ve doğrulanmış olduğunu, ve Lenin'in, Marksizm'le reformizm, revizyonizm arasındaki uzlaşmaz farkı net ve kolayca anlaşılabilir bir şekilde ortaya koyduğunu görmek için bu alıntıları yapmak, konuyu anlamak ve anlatmak için zorunluluk taşımakta. Yani yazı uzun ve alıntılar okumaktan sıkılanlar için değil. Günümüzde bir salgın hastalık gibi yayılan değişik maskeler altındaki reformizm ve revizyonizmin kaynakları, ve ideolojik temellerinin ne olduğu konusunda fikir sahibi olmak isteyenlere, konuyu kendim için daha iyi anlama yolunda ki okumalardan ve aldığım notlardan hazırlanmış, bir paylaşım yazısı.

GİRİŞ

Marksizm in özünü hedef alan tüm reformist tahrifler, revizyonist teorilerin çıkış noktaları, sınıfsal köken ve temel olarak aldıkları konular olarak aynı olmasına rağmen (genelde 2inci enternasyonalin teorileri), ülkelerin gerek ekonomik ve gerekse siyasi yapılarına, devrimci mücadele tarihlerine, yani ulusal özelliklerine bağımlı olarak farklı ülkelerde, farklı biçimde pratik hayata geçirilmektedir.

Kimi ülkelerde, özellikle emperyalist kapitalist ülkelerde, Lenin'in Anti-Marksist olduğu açıkça söylenmekte ve Marksizm'le Leninizm'in boşanması için her türlü teorik tahrifler ve saptırmalar, sahtekarca hayata geçirilmekte, kimisinde bu gizli bir şekilde, Lenin'e açıkça saldırma yerine, hala Stalin e ve Lenin'in teorilerine saldırı olarak devam etmekte...

Kimler bunlar ve hangi sınıfın temsilcileri, Marksizm'le olan ilişkileri gerçekten Marksizm mi, Marksizm'i sözde çağdaşlaştırmak mı, yoksa Marksizm ve Leninizm'i bir birinden ayırarak , Marksizm'i burjuvazinin kabul edeceği bir biçimde sunmak mı, yani anti Marksistlik mi yoksa Marksistlik mi?

REFORMİST REVİZYONİST GÖRÜŞLERİN TARİHİ KÖKENİNE BAKIŞ

Günümüz de (sol içinde) ki bütün reformist ve revizyonist görüşlerin kaynağı temelde Kautsky ve Bernstein a ve hepsi bir bütün olarak Troçki, Otto Bauer, Hilferding and Vandervelde a dayanır. Kautsky ve Vandervelde,  ikisi de ikinci enternasyonalin önderleridir, ikisi de yazılarıyla reformistliğin ve anti Marksistliğin örneğini, dönem dönem biri diğerinden daha fazla göstermiştir. Bu sağ ve soldan reformist teoristlerin Marksizmi tahrif yarışlarında birbirlerini geçmeleri konusuna örnek olarak Lenin in, Kautsky'nin "demokratik ve diktatörce yöntemler"in "temel karşıtlığı" broşürünü eleştirmeye başlarken " broşürünün özü .. teorik planda öylesine şaşılası bir karışıklık, Marksizmin öylesine toptan bir yadsınmasıdır ki bu, Kautsky, itiraf edelim, Bernstein'ı fersah fersah geride bırakmıştır" sözlerini kullanır.

Karl Kautsky'nin görüşlerini diğer oportünist ve revizyonist Vandervelt le karşılaştıran, Lenin 1918de ki  "Proleter Devrim ve Dönek Kautsky" yazısında bu günkü gelişmelerle aynı içerikte olan döneme uygun şu tahlili yapmıştı:

" Kautsky II. Enternasyonalin ideolojik önderidir: Vandervelde ise, uluslararası sosyalist Büro başkanı niteliğiyle, resmi temsilcisi. Her ikisi de II. Enternasyonalin tam batkısını simgelerler; bu batkıyı, kendi öz batkı ve burjuvazi saflarına geçişlerini, "bilgince", deneyli gazetecilerin tüm ustalığıyla, her ikisi de Marksist sözlerle gizlerler. Biri ağır, soyut Alman oportünizminde neyin tipik olduğunu bize çarpıcı bir biçimde gösterir, ve burjuvazi için kabul edilmez ne varsa çıkarıp atarak, Marksizmi göz göre göre çarpıtır. Öbürü Latince kökenli diller türünün - belli bir ölçüde Batı Avrupa türünün (Almanya'nın batısında bulunduğu anlamında) de denebilir-, egemen oportünizm temsilcisidir. Daha esnek, daha hafif, ve bu aynı özsel davranışla Marksizm'i daha ince bir biçimde çarpıtan tür.. " (1)
Tıpkı Kautsky gibi, Vandervelde de Marks ve Engels'i aşırı bir çabayla anar. Ve Kautsky gibi, Marks ile Engels'ten, burjuvazi için kesinlikle kabul edilmez olan, devrimciyi reformistten ayırt eden şeyler dışında, istenen her şeyi alıntılıyor.

Geçmişte ve İçinde yaşadığımız dönemde "ulusal" oportünizmin her türlüsü, bilimsel sınıf tanımı, demokrasi ve diktatörlük, devrim ve devlet gibi kavramların reddedilmesi temelinde aynı karakterde olmuştur.

Reformizmin ve oportünizmin somut biçimlerinin genel özelliklerini, özellikle Kautsky ve Vandervelde nin görüşleri temelinde Lenin : "Her ikisi de Marks'ın hem devlet öğretisini bozuyorlar, hem de proletarya diktatörlüğü öğretisini; bu işi yaparken Vandervelde daha çok birinci soruna önem veriyor, Kautsky ikinci soruna. Her iki sorun arasında var olan sıkı, çözülmez bağlılığı, her ikisi de gölgelendiriyor. Her ikisi de sözde devrimci ve Marksist, gerçekte dönek: devrimden kaçınmak için ellerinden gelen çabayı gösteriyorlar. " (2) sözleriyle belirtmişti. Günümüzdeki reformist ve revizyonistlerin devrim kaçkınlık larına getirdikleri teorilerin özü de aynı konularda.

DEMOKRASİ , DİKTATÖRLÜK

Marks'ın "Kapitalist toplum ile komünist toplum arasında birinden öbürüne devrimci dönüşüm dönemi yer alır. Bu döneme, devletin proletaryanın devrimci diktatörlüğünden başka bir şey olamayacağı bir siyasal geçiş dönemi karşılık düşer." sözlerini, Kautsky, broşüründe Bolşevikleri eleştirme amacıyla , Marksın bu sözlerini "önemsiz !! söz" ler olarak yorumlaması, Lenin'in sözleriyle ---"Marks'ın tüm devrimci öğretisini özetleyen bu ünlü açıklamasını "bir tek söz" ve hatta "önemsiz bir söz" olarak adlandırmak, Marksizm'i umursamamak, onu büsbütün yadsımak demektir;"

Kautsky'nin broşüründen Lenin tarafından , "Proleter Devrim ve Dönek Kautsky" yazısından
yapılan şu alıntılar, bu günde reformist ve revizyonistlerin Marksizm'in tarihe karıştığını, eleştirilmesi gerektiğini vb savunmalarında kullandıkları temel teorilerdir,
"Marks bu diktatörlüğü nasıl düşündüğünü daha ayrıntılı bir biçimde belirtmekten ne yazık ki geri kalmıştır..."
(Döneğin tümcesi kesinlikle yalan, çünkü Marks ile Engels, bu konuda bir çok noktaları bize ayrıntılı olarak vermişlerdir. Marksist bilgiç taslağı Kautsky, bunu bile bile görmezlikten geliyor) ...
"Tam anlamıyla, diktatörlük sözcüğü demokrasinin ortadan kaldırılması anlamına gelir. Ama harfi harfine alınırsa, bu sözcüğün hiçbir yasa ile bağlı olmayan bir tek bireyin kişisel iktidarı anlamına da geldiği açıktır. Zorbalıktan, sürekli bir devlet kurumu olarak değil, ama aşırı bir geçiş önlemi olarak anlaşılmasıyla ayrılan kişisel iktidar.

'Proletarya diktatörlüğü' deyimi, dolayısıyla hiç de bir tek bireyin değil, ama tek bir sınıfın diktatörlüğü, Marks'ın burada sözcüğün gerçek anlamı ile diktatörlüğü düşünmediğini tanıtlar.

O burada hükümet biçiminden değil, ama proletaryanın siyasal iktidarı eline geçireceği her yerde zorunlu olarak ortaya çıkacak bir durumdan söz eder. İngiltere ve Amerika'da geçişin barışçıl olarak, yani demokratik yoldan gerçekleşebileceğini düşünmesi de, Marx'ın burada bir hükümet biçimi düşünmediğini tanıtlar" (3)
Lenin in Proleter Devrim ve Dönek Kautsky - Kautsky Marks'ı nasıl sıradan bir Liberal Durumuna dönüştürüyor yazısındaki eleştirisinin özeti o kadar açık ve net ki, Kautsky'nin konuya sınıfsal yaklaşımda olmadığını anlamamak için Marksizmin ABC sinden uzak olmak gerek.. Lenin den aktaralım.. 
"Kautsky..... Tam anlamıyla, " diye yazıyor, "diktatörlük sözcüğü demokrasinin ortadan kaldırılması anlamına gelir." İlkin, bu bir tanımlama değil... İkincisi, açıkça yanlış bu. Bir liberalin genel olarak "demokrasi"den söz etmesi doğaldır. Bir Marksist ise: "hangi sınıf için?" diye sormaktan hiçbir zaman geri kalmayacaktır" "Marksist Kautsky, sınıflar savaşımını" "unuttuğu" için, şaşılacak bir saçmalığa düşmüş ve bir gerçeğe aykırılığı dile getirmiştir."" (3)
"Proletaryanın devrimci diktatörlüğü", diye devam ediyor Lenin, proletaryanın burjuvazi üzerinde uyguladığı, zor aracıyla kazanılıp sürdürülen, hiçbir yasa ile bağlı olmayan bir iktidardır. Ve bilginler bilgini bay Kautsky'den "zorla fethetmek" zorunda kaldığımız şey de, işte bu yap yalın, (kapitalistler tarafından satın alınmış o küçük-burjuva ayak takımının yukarı katmanları olan bütün ülkeler sosyal-emperyalistlerini değil, ama yığını temsil eden) her bilinçli işçi için gün gibi açık olan gerçek, kurtuluşları için savaşan sömürülenlerin her temsilcisi için ortada, ve her Marksist için söz götürmez bir şey olan bu gerçektir! Bunu nasıl açıklamalı? Burjuvazi hizmetinde aşağılık muhbirler durumuna gelmiş bulunan II. Enternasyonal önderlerinin iliklerine işlemiş kölelik ruhu ile."" (3)

Günümüze kadar uzanan bu ikinci Enternasyonalci döneklerin sağdan açıkça, soldan Stalin'e saldırı maskesi altında proletarya diktatörlüğü kavramını dışlama çalışmaları, onların sınıfsal değil, sınıflar üstü bir devlet hayalciliği yayma reformist çabalarının bir yansımasıdır.

Ancak tarihe baktığımızda reformist ve revizyonistler teorik olarak her zaman başarısız olmuşlardır, yani teorilerini Marksist olarak işçi sınıfına satamamışlardır. Çünkü Marksizm-Leninizm'in ustaları sadece teorisyen değil, teorilerini pratiğe uygulayan, militanlardan, partizanlardan oluşmuştur. Lenin'in sözleriyle, "onların yazılarının polemik teki hakimiyeti ve üstünlüğü ", gerçekte var olan tüm çelişkilerin, teoride, tam bir resmini sunmasıdır. Bu nedenle, Marksizm'in 'polemikçi doğasına hakim olmadan, 'Marksist sisteme, yani Marksizm'e hakim olma çabaları her zaman başarısız olmuştur ve olmaya devam edecektir. "

DEVRİM TEORİSİ

Devrim teorisine revizyonist yaklaşım Marksizm-Leninizm'in gerçek bilimsel yaklaşımından temelde farklıdır. Sınıfsal yapı ve özü terk ederek, reformistler, sömürü düzeninin doğasında var olan uzlaşmazlığı ve bu uzlaşmazlığın kaçınılmaz sonucu olarak ortaya çıkan mücadeleyi gizlemeye çalıştılar ve çalışıyorlar.. Uzlaşmazlığı uzlaştırmaya çalışan bu burjuva kuyrukçuluk, Marksizm ve reformizm-revizyonizm, devrimci Marksist-Leninist ideoloji ve Kautskyism –Bersteınism-Troçkizm ikilemlerinde saflara ayrılır.

İngiltere'de yayınlanan revizyonist bir dergi batı komünist partilerin giderek artan bir isteklilikle " Kautskynin fikirlerini yeniden uyandırma " ve aynı zamanda Lenin'in başarılarının ciddi bir kritik değerlendirmesinin yapılması gerektiği ", ve Lenin'in demokrasiye yeterli ağırlık verme konusunda ki başarısızlığının onun ana zayıflıklarından birisi olduğu " vb konularda eğilimleri olduğu konularına değiniyordu..

İspanya'da Fernando Claudin gibi, bazı revizyonist ideologlarsa Kautskyismi yeniden canlandırma konusunda ve girişimlerinde daha açık bir tavır içine girmişlerdi. Marksizm-Leninizm in köşe taşları olan devlet, devrim ve demokrasi gibi teorilerinin "artık modası geçmiş" olduğunu Marksizm adına ilan eden bu dönekler " işçi sınıfının temel teorilerinin, ve tarihi tecrübelerinin (yani ekim devriminin vb ) "yeniden gözden geçirilmesi" gerektiğini öne sürüyorlar., Claudin Meksika'da basılan, Kautsky nin "proletarya diktatörlüğü" ve Lenin in "Proleter devrim ve Dönek Kautsky " yazılarını da içinde taşıyan kitaba önsöz yazma fırsatını kaçırmadı. * Ön sözünde Claudin aslında kitabın içinde yazılan iki konu, ve Lenin le Kaustkynin polemiği yerine , bu fırsatı Devrimci Marksizm'i tahrif etmek ve Lenin e saldırmak amacıyla kullandı. Şüphesiz ki Claudin'in Lenin'e olan bu saldırısı burjuvazi, revizyonistler ve reformistler tarafından sevinçle karşılandı ve bütün kapitalist ülkelerde her dile çevrildi ve yayınlandı.

Claudin Ekim Devrimi'nden sonra , Bolşevizmin baş teorik rakibi olan Kautsky'nin mirasına neden sahip çıkmaya karar verdiğini gizlemeye bile gerek görmedi. Bu Kautskyizmi yeniden canlandırılma, Marksizm'le Leninizmi boşama girişimlerin amacı , dünyanın işçi sınıfı hareketi içinde reformizmi ve revizyonizmi yaymak ve Anti Marksist görüşlerle burjuvazinin sosyalizm düşmanlığı korosuna değişik tonlar katmaktan başka bir şey değildi.

Lenin Proletarya Devrimi ve Dönek Kautsky yazısında Kautskyi eleştirisinde,
" Diktatörlüğü tanımlarken, Kautsky bu kavramın egemen özelliğini, yani devrimci zoru, tüm gücüyle okurdan saklamaya çalışmıştı. Ve gerçek şimdi ortaya çıkar: Söz konusu olan şey, barışçıl devrim ile zora dayanan devrim arasındaki karşıtlıktır.

Zurnanın zırt dediği yer, işte burası. Kaçamaklar, yanıltmacalar, çarpıtmalar - zora dayanan devrimden kurtulmak, dönekliğini, liberal işçi siyasasından yana geçişini gizlemek için, Kautsky bütün bunlara gereksinim duyar. Zurnanın zırt dediği yer, işte burası."  (3)
sözleri onların devrim diye bir sorunu olmadığını, devrim dönekleri olduğunu ortaya koyuyor..

Bu "yeni Kautskyci teori" lerin ideolojik ve teorik, kaynak ve iddiaları

Bu teorilerin burjuva filozoflar ve tarihçilerden ödünç alındığını görmek zor değil, Bu teorilerin kökleri Batının tarihinde yaygın olan bazı anti-Marksist fikirlere kadar , Elleinstein, Claudin, Garaudy ve diğer oportünistlerin teorik kaynaklarının çoğu özünde anti-komünistliği ile bilinen Raymond Aron a kadar gider.

Ülkelerdeki konuma ya da konumlarına bağlı olarak bazı batılı revizyonist ve reformist ideologlar sa Marksizmi tahrif etme de, Lenin'in sözleriyle " fazla esnek , az hantal" yöntemlere baş vuruyorlar, kimileri ise Kautsky nin devrimci Marksizm'i alçaltıcı bir şekilde teorileştirme ve onun kaba yöntemlerini kullanma takipçiliğine devam ediyorlar .

Yeni-Kautskyciler özünde sınıfsal yaklaşımı reddettikleri için, Marksist-Leninist devrim, devlet ,demokrasi ve diktatörlük kavramları ve teorilerinin," yeniden bir inceleme"ye alınması ve "yeniden bir değerlendirme" yapılması için çağrıda bulundular ve bu temelde yazılarına devam ediyorlar.

Garaudy, Elleinstein, Claudin, ve diğerleri Marksizm-Leninizme karşı "teorik" eleştiri maskesi altında , tahrif edilmiş teorilerle suçlamalar getirdiler. Bu modern Kautskyci opportunist ve reformistler Marksizmi Kautskyci, ve kimi yerde açıkça Bernsteincı reformist yaklaşımla revize ederek, Marksizm Leninizm'in bugünün sınıf mücadelesi pratiği ile uyumlu olmadığı masallarını yaymaya giriştiler. Daha da ileri giderek, Marksizm'i sahte bir şekilde "Batılı" ve "Doğulu" Marksizm olarak ikiye bölerler.

Bu kendilerini Marksist olarak isimlendiren Burjuva ideologlar, Leninizm den uzaklaştırılmış, Marksist enternasyonalizmden arıklanmış bir " Batı Marksizm ni kabul ettiklerini de gizlemiyorlar..

Örneğin oportünist Fernando Claudin in temel görüşü dünyada bir "Marksizm krizinin" olduğu iddiasına dayanır.

Claudin sözde bilimsel yazılan komünist hareketin tarihi adlı, ilk cildi, özellikle komünist hareketin tarihi ve teorisine , ikincisi Avrupa komünizmi ve sosyalizme değinen bu kitabında günümüzde kapitalist ülkelerin dışında da yaygınlaşmaya başlayan oportünist ve reformist düşünceleri sergiliyor. Ve sözde bu işçi sınıfı hareketinin ve Marksizm'in krizine, özünde Marksizm'le Leninizm'in boşanmasını öngören ve Marksizm'in özünü tamamen dışlayan çağdaş çözümler sunuyor. Ve kitabında işçi sınıfı hareketinin ve Marksizm'in krizinin varlığını ispat etme çabaları içinde , Ekim devrimi dönemindeki komünist partilerin bütün tarihlerini, kapitalizmin genel krizi dönemini, enternasyonali bariz bir şekilde çarpıtıyor.

Kitabın Komünist enternasyonalin krizi ** başlıklı bölümünde tamamıyla Marksist Leninist teorinin sözde krizinden bahseden Claudin bir başka bölümde de komünist hareketin krizi (ekim devrimi dönemi dahil) konularına yer veriyor. Ve bunları yaparken de genel teorilere değil, Marksizm'in özü olan , temel prensiplerini oluşturan konulara saldırıyor. Genel olarak da Marksist Leninist demokratik merkeziyetçilik prensibini hedef alıyor.

Claudin açık bir şekilde, kendi tanımı ile, "Marksizm'in Bolşevik versiyonu" nu , yani Leninizm'i, reddetmeyi savunuyor, Bolşevizm'in gelişmiş kapitalist ülkelerin ve diğer ülkelerin milli orijinlerini küçümsediğini ve yeteri kadar önem vermediğini öne sürüyor. Menşeviklerin ve Kautskynin anısına uygun olarak Ekim devriminin , objektif çelişkiler olarak, sosyal yapısının karakteri olarak , uyguladığı strateji ve taktiksel yöntemler olarak "ne kadar RUS olduğu" nun uluslararası yankılar nedeniyle gizlenmiş olduğu asılsız ve gülünç iddialara başvuruyor.

Claudin, Leninizm'in uluslararası karakterini reddediyor, ve (kabullenen gerçek) İkinci Enternasyonalin neredeyse tüm teorik kadrolarının reformist kampta kaldığını ve bu nedenle Marksist devrim teorisi ile sosyal bilimlerin gelişimi arasında boşanmaya yol açtığını söylüyor. Yani Kautskyi yücelterek Marksizm'i ve Leninizm'i cüceleştirmeye çalışıyor.

Devlet konusunda var olan iki temel revizyonist reformist gruptan bir grup bilimsel bir şekilde geliştirilmiş Marksist bir Devlet teorisinin varlığını reddederken, diğer grup bu teoriyi Kautskynin teorileriyle çarpıtarak , Kautkye dönüşün gerekliliğini savunuyor.

Marksizm'i aşağılık ve kaba bir şekilde çarpıtarak, Marksizm'in belirli bir devlet anlayışı olmadığını ileri süren reformist yazarlar arasından İtalyan filozof Norberto Bobbio , bu tahrifleri yaparken Marks ve Engels'in demokrasi ve proletarya diktatörlüğünü anlayışları ve bu anlayışların sınıfsal içeriğinide saptırmayı unutmuyor.. "Marksist bir Devlet teorisi var mı?" başlıklı makalesinde soruya olumsuz cevap verme ve verdirme yönünde Bobbio,  Marksizm'i çarpıtarak onun sadece iktidarı ele geçirme teorisi olduğunu ve Devlet in hesaba katılmayacak kadar önemsizleştiği, ama Parti ile ilgili olduğu nu öne sürüyor. Ve Marksizm'in devlet üzerine tamamlanmış bir teorisi olmadığını iddia ediyor.

Bobbioya göre Marks "ekonomik eleştirisine" eşlik edecek bir "siyasi eleştiri " yazma niyetini hiç bir zaman tamamlayamadı.. Bu nedenle, Bobbio'ya göre Marksizm artık devletin sorunlarının ve onun demokrasiyle ilişki biçimlerinin analizi ne uygun bir bilim değildir.

AMAÇLARI, ÖNERİLERİ ortak yanları

Bobbio ve benzerlerinin Marksizm'i ve Marksist Devlet anlayışını eleştirmelerindeki en temel yaklaşım biçimi, onların Demokrasi ve proletarya diktatörlüğü konusuna soyut sınıflar üstü bir yaklaşımda olmaları.

Marksizm'in temelini ve öz teorilerini bilen bir insan, burjuva ve proleter demokrasi arasındaki, kapitalist ve sosyalist sistemler arasındaki temel farkları kolayca görebilir. Bu basit bir gerçektir. Bu nedenle bu revizyonist ve reformist ideologların asıl amacı ve dertleri Marksizm'in temeli olan sınıfsal yapıyı ve sınıfsal farklılıkları göz ardı etmek ve gözlerden uzak tutmaktan başka bir şey değil....

Claudin, Elleinstein, Bobbio ve bütün diğer "yeni Kautskyci " revizyonistler, reformistler hepsinin Marksizm'i çarpıtmalarının ve Leninizm'den boşama çalışmalarının altında yatan neden, aynı neden. Onlar Marksın adını Marksist oldukları için değil Marksizm'i çarpıtmak ve özünü değiştirmek için anıyorlar. Marksist Devlet teorisini çarpıtıyorlar, ve Marksizm'le Leninizm arasındaki farkın, "Leninist" ve –"sosyal demokrat Marksist" versiyonlarının, ve devletin değiştirilmesi teorisi de dahil, üstesinden gelme gerekliliğini anlatıyorlar...

Bu öneri nasıl gerçekleşebilir? Marksizm Leninizm ve Kautskyci revizyonizm reformizm arasındaki çelişki nasıl yumuşayabilir, ya da ortadan kalkar? Cevapları hazır, Leninizm'in sınıfsal yaklaşımının terkedilmesiyle....

Bu nedenledir ki Türkiye'de de ,""bırakın bu sınıfsal yaklaşımı'" gibi lafları artık burjuvaziden çok, kendine Marksist diyen düzenbazlardan sık sık duymak alışılagelmiş laflar olmaya başladı...Ve Avrupa'da Claudin vb leri Avrupa komünist partilerinin Kautskye geri döneceğini rahatlıkla yazabiliyor. Ki bu dönüş gerçek ML olmayan partiler için orta sınıfın geliştiği ve globalist teorilerin kucaklandığı her ülkede kaçınılmaz bir seçenek olacaktır zaten.

Sağdan ya da soldan ve Troçkizm gibi hızlı sol slogancılarından , nerden ve hangi maskeler altında gelirse gelsin sonuçta hepsi ortak noktada buluşurlar. Onların Marksizm Leninizm'e ve sosyalizme yaklaşımları temel aldıkları konular genellikle aynı.

Bunları şöyle sıralayabiliriz

•Marksizm'in yeniden değerlendirilmesinin gerekliliği
•Sosyalizm ve batı demokrasi arasında yeni bir sınıflar üstü demokrasi 
•Kapitalizm altında demokrasinin (aslında iyi olduğu ya da olabileceği) Lenin tarafından küçümsenmesi
•Marksizm Leninizm'in Dogma, ve Marksist Leninistlerin özellikle Bolşeviklerin dogmacı olduğu
•Kapitalizmden sosyalizme geçiş teorisinin yeniden incelenmesi (evrimsel geçiş, devrim e hayır)
•Sınıflar üstü bir devlet anlayışının sunulması
•Sınıf Mücadelesinin tarihi önemini kaybettiği, sivil toplumlar vs
•Ekim Devriminin abartıldığı, Marksist olmadığı
•Sovyetlerin başından beri sosyalizmle ilgisi olmadığı

TARİHİ ÖNEMLİ DÖNEMLERİ

Geçmiş yüzyılın ortalarında bile Marks ve Engels'in 1848 devriminin arifesinde ve 1848-1851 sınıf mücadelesinde eserlerinde bu eleştiriler görülebilir. Aynı şey yine, 1871 Paris Komünü sonrası, onların uluslararası işçi hareketi saflarındaki reformist ve anarşist unsurlar polemikleri içinde açıkça görülebilir.

Aynı polemikler İkinci Enternasyonal dönemin de de oldu. İkinci Enternasyonalin Oportünist liderleri ve teorik liderleri devletin ve sosyalist devrim sorunlarında ilgisiz kalmışlardı. Lenin, günümüz reformistlerine de tam uyan, ikinci enternasyonalin yaklaşımını şöyle özetliyordu;
""Kautsky Marksizm'i alçaltmış ve gerçek bir vaiz durumuna dönüşmüştür. Vaiz, kapitalistleri barışçıl demokrasiye geçmeye çağırıyor - ve buna da diyalektik adı veriliyor: eğer, başlangıçta özgür değişim, ve sonra da tekeller ve emperyalizm olmuşsa, neden bir "ultra-emperyalizm" ve yeni baştan özgür ticaret olmasın? Rahip "gerçekleşebilir" olup olmadığını söylemekten gene de sakındığı bu "ultra-emperyalizm "in iyiliklerini betimleyerek ezilen yığınları teselli ediyor! Dini, insanı teselli ettiği kanıtıyla savunan kimselere karşı, Feuerbach tesellilerin gerici anlamını haklı olarak belirtiyor: kim ki, diyordu, köleyi köleciliğe karşı başkaldırmaya özendirecek yerde teselli eder, kölecilere yardım etmekten başka bir şey yapmaz."" (4)
Reformist ve revizyonistlere karşı mücadele Birinci Dünya Savaşı ve kapitalizmin genel krizi sırasında daha da yoğunlaştı, ve Lenin'in dönemi proleter devrimin bir sürü ülkelerde gündemde olduğu bir dönem olarak belirlediği süreçte mücadele daha da büyüdü...

Lenin'in in Ekim devriminden sonra Marksist devlet, devrim ve demokrasi teorileri üzerine ağırlık vermesi bir tesadüf değil,  revizyonizm ve reformizme karşı mücadelenin bir sonucuydu.. Lenin bu dönemde Marksist devrimci teorilerini geliştirdi, tarihsel koşullar altında proletarya diktatörlüğünün kaçınılmaz zorunluluğunu gösterdi ve bilimsel sonuçlar ışığında, ve Marksist temelde yeni bir tür devletin, sosyalist devletin yaratılması gerektiğini ortaya koydu.

Komintern'in birinci kongresinde de gene aynı nedenlerle burjuva demokrasi ve proletarya diktatörlüğü konusu ana başlıklardan birisiydi.

İkinci Komintern in kararları bu temelde, revizyonizme ve reformizme karşı alınmış kararlardı.

SONUÇ

Kautsky gibi, modern oportünistler “genel demokrasi" , "saf" demokrasi kavramlarını öne sürerler. Claudin, Elleinstein ve takipçileri Marksist-Leninist demokrasi kavramına karşıdırlar ve Bolşeviklerin burjuva demokrasinin değerlendirmesini ciddi bir şekilde hatalı olduğunu, ve gene Lenin'in ""kapitalizm altında demokratik hak ve özgürlükler "", konusunda hatalar içinde olduğunu öne sürerler. Bunları yaparken de teorilerden çok tarihi ve olayları tahrif etmeyi tercih ederler

Bu tür iddiaların ve önerilerin tümü filozofik bir yaklaşım değil, sol adına aşağılık ve dürüst olmayan, revizyonist, reformist, anarşist yaklaşımlardır .Sınıfsal anlamda devlet teorisini reddetmek ya da içeriğini ve özünü değiştirerek Marksist Leninist sınıf anlayışını çürütmek veya bütünlüğünü inkar için süregelen bu gizli çabalar , aynı zamanda ve dolayısıyla Marksizm Leninizm'in  devrimci özünü değiştirmek, ve onu "eleştiri özgürlüğü"  bayrağı ve " yeni "Kautskycilik" kisvesi altında dünyadaki devrimci eğilimleri reformist hareketlere döndürmek. Bu tür çabalar kaçınılmaz ve Marksizm'in tarihi boyu süregelen mücadelesinin önemli bir parçasıdır. Çünkü bu, onların saklamak istediği, varlığını reddetmeye çalıştıkları sınıf mücadelesinin kaçınılmaz bir sonucudur....

Tavrın ne olması konusunda  Lenin II. Enternasyonalin İflası yazısında şunları söylüyordu;
""Şimdi oportünizmin, örgütlenme alanında, işçi partilerinden büsbütün koparılıp atılması zorunlu. Emperyalist dönem, aynı parti içinde, devrimci proletaryanın öncüleriyle, işçi sınıfının, "kendi" ulusuna "büyük güç" durumunun verdiği ayrıcalık kırıntılarından yararlanan yarı küçük-burjuva aristokrasisinin bir arada yaşamasını hoşgörü ile karşılayamaz. Oportünizmi tek parti içinde, "aşırılar"a yabancı "yasal bir nüans" olarak gösteren eski teori, bugün işçilerin en kötü aldatılması ve işçi hareketinin en kötü engelidir. Kendini açıkça gösteren, ve bundan ötürü işçi yığınını hemen tiksindiren oportünizm, Marksist sözcüklerle oportünist pratiği doğrulayan, bir dizi safsatayla devrimci eylemlerin yersizliğini vb. tanıtlamak isteyen bu "en iyi orta" teorisinden daha az korkunç ve daha az zararlıdır. Bu teorinin en gözde temsilcisi, ve aynı zamanda II. Enternasyonalin en yetkili savunucusu olan Kautsky'nin, birinci sınıf bir ikiyüzlü ve Marksizm'i değerden düşürme sanatında bir usta olduğu ortaya çıktı"" (4)
Sınıf mücadelesi, Devlet, Devrim ve proletarya diktatörlüğü Marksizm Leninizm'in özünü, temelini oluşturan kavram ve teorilerdir. Bu teorilere yapılan saldırılar, çarpıtmalar ve ""sözde eleştiriler"" hangi maske altında olursa olsun Marksizm Leninizm'i özünden, sınıfsallığından ve devrimci karakterinden soyundurup burjuva bir öz ve karakter verme uğraşlarından başka bir şey değildir. Stalin'i eleştiri altında başlatılan, özünde gene Leninizm'i hedef alan bir asıra yakındır devam eden saldırılar günümüzde açık bir şekilde Lenin e ve Marksizm'e saldırı olarak devam etmekte ve edecektir, ancak uzlaşmaz çelişki ve sınıf mücadelesi ortadan kalkmayacağına göre Marksizm Leninizm de , ta ki sınıflar ortadan kalkana kadar var ve sonunda muzaffer olacaktır..

Erdoğan Ahmet

Mayıs 21, 2010

(1) -Lenin, Proleter Devrim ve Dönek Kautsky , Burjuva Demokrasisi ve Proleter Demokrasi
(2) -Lenin, Proleter Devrim ve Dönek Kautsky , Vandervelde nin Devlet Üzerine Yeni bir Kitabı
(3) -Lenin, Proleter Devrim ve Dönek Kautsky , Kautsky marksı nasıl sıradan bir Liberal durumuna  dönüştürüyor
(4) -Lenin, II. Enternasyonalin İflası 

* Fernando Claudin , Democracy and Dictatorship in Lenin and Kautsky
** Fernando Claudin LA CRISIS DEL MOVIMIENTO COMUNISTA. DE LA KOMINTERN AL KOMINFORM.

İlgili bir başka yazı
Sağ ve sol oportunizmi arasındaki akrabalık
Nisan 2, 2017

Hiç yorum yok

Blogger tarafından desteklenmektedir.