Header Ads

Header ADS

Tunus: Buraya nasıl geldik, önümüzdeki görevler neler

Açlık grevleri. Bunlar son derece baskıcı ve zalim rejime karşı savaşan Tunuslu aktivistler için son çare idi. 14 Ocak tarihinde eşi görülmemiş bir halk ayaklanmasıyla Zineal-Abidine Ben Ali yi tahttan indirmeden önce, görünürde rejimin yaygın insan hakları ihlallerinin sonu gelecek değil gibiydi. Zamanla, bu Arap dünyası genelinde akşam haberlerinin bütününü bir parçası oldu.İlk bakışta şok yaratıcı olan Açlık grevleri bile, güncel bir olay haline geldi.

İşşsizlik, yoksulluk ve sivil özgürlüklerin olmaması Tunuslular için yaşamı çoktan çekilmez hale getirmişti. Birçoğu ülkeyi terk etmeye zorlanmış , ya da Ben Ali nin diktatör iktidarına ve onun güvenlik kurumlarına , ordusuna, katlanan biçimde büyüyen bir sayıyla, meydan okumaya başlamıştı .
Tunus başarılı bir popüler isyan için en olası yer olarak görünmüyor idiysede, ülkenin her zaman Arap Mağrip ülkeleri içinde en aktif sivil toplum ayaklanmalarının birine ev sahipliği yapma potansiyeli vardı. Bu (potansiyel) , Ben Ali ve onun rejimini ,değişik yapılarda olan ve başarılı yüksek eğitimli sivil toplumu dağıtmak ve büyük ölçüde zayıflatmak için daha fazla zaman ve enerji harcamaya yönlendirmişdi. . Toplumun üç temel sütunu ile kendisini ifade etti- Sendikalar, İslami hareket ve ülke çapında güçlü bir öğrenci grubu. 

Tunus 1957 yılında Fransa'dan bağımsızlığını kazandığında, ülke umut ve beklenti ile dolu idi. Ülkeyi saran anti-sömürgeci coşku, Fransız etki alanından kurtulmak isteyen aktif bir sivil toplum yarattı. O dönemdeki ulusal lider, Habib Bourguiba ülkenin büyüyen anti sömürgeci seferberliğini bozmaya cesaret edemedi , ve gerçekte kitle hareketi ni kullanarak ve daha sonra onlarla bir olarak ve (onları) manipüle ederek ülke üzerindeki kontrolünü sürdürmeyi başardı. Bu , 1987 yılında Ben Ali nin, "sakin devrim" i gerçekleştirip Bourguiba yı devirmesine kadar , on yıllar boyunca sürdü.

Ancak diktatörlüğün bile kendi zorlayıcı mantığı vardır. Ben Ali, Tunuslu toplumunu seferber etmek için hiç bir şey yapmadı, başa geçmeden önce verdiği sözler, daha geniş siyasi katılım, eşitlik ve açıklık gerçeğe yansıtılımadı. Zamanla, genellikle herhangi bir otoriter rejim in ekmek ve yağı olan seçkinler de dahil olmak üzere , herkesin endişe etmesine neden oldu. Hızla her sivil topluma önem ve enerji veren her bileşeni dağıtmaya başladı, sendikaları dağıttı ya da kısıtladı, onun iktidar partisi, Demokratik Anayasa hareketi(RCD)ne karşı siyasi faaliyet gösterenlere sert tedbirleri yasalaştırdı , yasaları ve hatta anayasayı kendi çıkarlarına hizmet edecek şekilde değiştirdi.

Ben Ali'nin Rejimi ni 23 sene muhafaza edebilmesindeki başarısı birkaç önemli stratejileredayanır. Ben Ali , sıkı sıkıya örülmüş çemberin dışında hiç kimseye popülerlik kazanmaya şans vermeyerek , başkanlık sarayının *gücün* nihai merkezi olmasını sağladı. Oluşturulan *Himaye* sistemi kuralları içinde oynayan lara küçük alanlarda işletme ve para yapma olanağı sağlandı. Örneğin, 2004 seçimleri sırasında, Sosyal Demokratlar Hareketi (MDS), bir 'muhalefet partisi' Ben Ali'nin yeniden seçilme teklifini , bu "demokratik çoğulculuk süreci ni" tamamlamaya yardımcı oldu diye onayladı. Bir defasında cumhurbaşkanılığına aday olan Mohamed Bouchiha nın liderliğini yaptığı (PUP ) Popular Birlik Partisi de dahil olmak üzere diğer partiler, Bin Ali'nin "demokratik süreci ilerletme " teklifini desteklediler.

Peki bu kurallara göre oynamayı reddeden lere ne oldu? İslami el-Nahdha parti ve Tunuslu toplum Emek Partisi (POCT) buna iki örnektir. Ben Ali 'asi' muhalefet i içine alan , ikinci grup ölçümlerini -katliam, baskı ve işkenceyi - kullanmıştır. Her iki partiyi de susturma girişimi eşit ölçüde ve kararlılıkla acımasız oldu, ancak 1991 yılında an-Nahdha protesto ve değişim için çağrı, üniversite ve işçi sınıfı mahallelerinde hızla yayılıyor gibi görünüyordu. Olay İslami dirilişin canlanmasının tekrarının Cezayir'de işareti oldu Ben Ali İslami muhalefet olayını daha da popüler olmadan bastırmak için kararlıydı.

Ben Ali'nin -1990'ların başlarından bu yana hızla büyüyen -insan hakları ihlallerine , diğer hükümetlerden ciddi bir eleştiri gelmedi. Ben Ali'nin siyasi ılımlılık model i ni selamlayan Çeşitli Batılı güçler, muhakkakki, Tunusdaki 'acayip demokrasi' nin farkındaydı. Ancak Ben Ali nin muhalifleri ezmek yeteneği , bu batılı güçler ve özellikle Tunus eski sömürgecisi Fransa tarafından ona büyük saygı ve sürekli övgü kazandırdı.

Büyük engel lerin (muhalefet önder ve partilerin) ortadan kaldırılması ile, Tunus un çeşitli dallarındaki güvenlik kurumlarının insanları susturmak için pek fazla bir şey yapmalarına gerek kalmadı. Mafya gibi olan Polis kontrol için birçok değişik yöntem kullanarak, eylemcilere açlık grevleri nden başka bir seçenek bırakmadı. *Yasemin Devrimi * başlamadan bir kaç hafta önce "Uluslararası Af Örgütü " nün yayınladığı bir raporda - yıllarca süren usandırma ve görünürde çüzümsüzlük le yıpranış , açlık grevleri ni gazeteciler, siyasi aktivistler, hükümetin eleştirmenleri ve insan hakları savunucuları için, temel insan haklarına saygı meşru taleplerine dikkat çekmek de, son başvuru haline gelmiş gibi görünüyor. Hem içeride hem dışarıda cezaevleri nde Tunuslu açlık grevcilerin talepleri, mahkumların serbest bırakılması pasaport elde etmesi ve eski siyasi mahkumlar için tıbbi bakım arasında değişiyor. "

İnsan Hakları Gözleme, Tunus da durum dayanılmaz seviyelere ulaşmış gibi göründüğü ,21 Ekim 2010 tarihinde bir rapor yayınladı. Herhangi bir sivil toplumun iki temel direği öğrenci birlikleri ve işçi sendikalarına karşı hükümetin acımasız kampanyasının kınanması. "Tunus ta hiçbir sivil toplum alanı, -eğer bu devletin kritiği olarak görülürse -sendikalar bile, hükümet müdahalesinden güvenli değil. Fiziksel saldırganlıktan tan , bürokratik entrikalara kadar kullanılan yöntemlerle, Tunus hükümeti Tunus'un sendikalar ını baskısı altında tutuyor. "

Bir haftadan az bir zaman önce , Ben Ali ülkeyi terk etmek zorunda bırakıldı, Arap Ligi Genel Sekreteri Amr Musa Arap ülkeleri ni politikalarında değişiklikler yapmazlarsa, Tunus tarzı devrimlerin daha da yaygınlaşma olasılığı olduğu konusunda uyardı. "Arap ruhu, yoksulluk, işsizlik ve genel gerilemeden çöktü ... siyasi sorunlar, çoğunlukla sabit olmamıştır ...(bunlar) Arap vatandaşı nı görülmemiş öfke ve hayal kırıklığı durumuna itti "dedi.

Tunus'ta 'bu benzeri görülmemiş öfke ", çıkarcı baskıcı rejim tarafından cesareti kırılan, zayıflayan ve bilinçli olarak parçalanan Tunus sivil toplumunu , yeniden inşa etme büyük görevi yle yükleyen, benzeri görülmemiş sonuçlar kazanmıştır.


Ramzy Baroud

Çeviri EA, Kaynak (www.ramzybaroud.net)

Hiç yorum yok

Blogger tarafından desteklenmektedir.