Header Ads

Header ADS

Ne ye ve kim e karşı mücadele?

`"Devlet" "hükümet" değilde nedir" diyen , ön kimliğinde etnik-liğini bildiren marksist!! e cevaben...

TC "Devlet"ine karşı savaş veriyoruz deyip, emperyalistlerden (ve dolayısıyla onların uzantıları,işbirlikcisi komprador burjuvaziden) destek alan ve almayı savunan, hükümet e, askere ve sivillere karşı savaşı, "TC Devletine karşı savaş" olarak Marksizm adına savunmanın hipokratlığı "Devlet" kavramının ne olduğunda noktalanıyor..


Yukardaki örneğin dışında, bazi dürüst devrimci önder/lik/lerin teorik olarak doğru yaklaşım içinde ama pratikte tamamıyle teoriden uzaklaşması ve onla çelişkili olmasının temelinde de gene "Devlet" kavramının anlaşılmaması yatıyor.

Gerek Marks, Engels, Lenin gerekse Stalin, Dimitrov "Devlet " konusunu o kadar net bir şekilde getirmişler ve ortaya dökmüşlerki bunu hala kendine marksit diyen bir insanın anlayaması bana garip geliyor. Ve bu "anlayamamın" bir yansıması olarak hala "devlet" le onun "hükümet vb kurumlarını birbirine karıştırmak hemen hemen bütün teorilerin yaşanan döneme özgül tahlil ve somut hayata dökülen pratiklerinin de yanlış olmasını kaçınılmaz kılıyor.


Doğru, kitleler açısından "Devlet" soyut bir kavram ve "hükümet" le özdeşleşirilir., ama 70 lerden bu yana görülüyor ki bu sadece kitlelerde değil , önderlikl durumunda olanlarda da teoride "somut" , pratikte "soyut" olan bir kavram. Bunun en bariz somut örneklerini "iktidar" kavgası nın "hükümet" le sınırlandırılmasından tut, son zamanlarda öne sürülen "gerici ve ilerici!!!! sermaye " kavramlarında da görebiliriz.

Hadi bunu Fransa, Almanya vb gibi burjuva demokratik devrimlerini tamamlamış, güçlü milli ve/ya da bürokratik burjuvazisi olan ülkeler için bir ölçüde (çelişkilerden yararlanma vb taktiksel nedenlerle) savunabilirsin. Ama sömürge ve yarı sömürge ülkelerde böyle bir şeyi savunmak- bu ülkelerin burjuvazisinin emperyalizmden bağımsız olduğunu savunmak -marksizmle bağdaşamaz.

Bankasında ya da cebinde bir ya da milyonu olan herkesi de "hakim sınıf" lar olarak görüp onların arasında çelişkilerden bahsetmek , aynı, "hükümet"le "hakim sınıflar" arasında çelişkilerden bahsetmeye benziyor ki bu günümüzde oldukça yaygın olan darkafalı bir düşünce. (gerek büyük şehirlerde gerekse deniz kenarında arazilerini milyonlara satan köylülerimizin sayısı, ve din üzerinden para yapanların sayısı az değil- bu onları , ne kadarda isteseler, "hakim sınıf" ların bir parçası haline bile getirmez.)

"Demokrasi!!!" oyununda "parlemento ve hükümet" in rolü çok önemli, ancak hakim sınıfların diktatörlüğünün bu takım elbiseli, kravatlı "demokrasi!!" kurumunu bir gecede oratadan kaldırıp , yerine askeri elbiseli "demokrasi" kurumunu getirmesi yıllarca yaşanan ve tecrübe edilen bir gerçektir... Ne ilginçtirki geçmişte ve günümüzde hala bazı önder/ lik/ler bu "elbise değişimini " demokrasiden faşizme-faşizmden demokrasi ye geçiş" olarak görebilmekteler. Hemde bir defasında "askeri demokrasi!!" yi alkışlayabilecek ve onu ilerici görebilecek kadar ileri giderek..ve günümüzde de nerdeyse aynı şeyi bekliyerek...

"Devlet" kavramı önder/lik/lerin kafasında netleşmediği sürece ne teoriler, ne tahliller , ne de pratikler doğru olamaz (ve olmadı ) .

Soyut bir kavram olan "devlet" , hakim sınıflarda SOMUTlaşır.. Ne hükümet de, ne "askeri klik" te, ne polis de, ne de "yeşil sermaye" de..vb.ama ...emperyalizmin direk uzantısı olan komprador/işbirlikci burjuvazide... (Bunu söylerken, "eşeği bırakıp palanıyla uğraşılmaz" diyen rahmetli Şeref Aydın gibi "palan" ı dışlama, önemseme me, ya da soyutlamaktan bahsetmiyorum. Çünki bu yanlışın diğer yüzüdür. Eşeğe giden yolda kaçınılmaz olarak "palanla" uğraşmak gerekecektir, ama önemli olan "palan" la uğraşalım derken asıl uğraşılması gerekenin "eşek" olduğunu unutmamanın, "eşek" le uğraşının gerek teorik - pratik ve gerekse örgütlenme biçiminde temel alınması gerekliliğinden bahsediyorum. )

Yani ne hükümet, ne asker, ne polis, ne tatil yerlerinde , çarşıdaki, otobüsdeki ve sokaktaki ki emekciler, ne ormanlar, ne de kandırılmış tabandaki "bireyler" dir mücadelenin azami programının hedefi...

Bunu iddia edenler ve bu yönde pratik gösterenler sadece ve sadece "Devlet!!" in güçlenmesine hizmet ettiler ve etmekte de devam ediyorlar. Ve " Devleti korkudan titretiyoruz" diyebilecek kadar kendilerini ve tabanı kandırıcı hayalci, duygusal sloganlarla yaşıyorlar... Ve özellikle bu tür "kendini dev aynasında gören" örgütler "Devlet!!" e karşı gerçekten bir tehlike teşkil etmeye başladıkları , ya da onlara artık ihtiyaçları kalmadığı anda , "devlet" in asıl "ne" ve "kimler" olduğunu anlamaya zamanları kalmadan yok edilirler...

"Ne" ye ve "kim" e karşı mücadele verdiğini bilmek, nasıl ve ne şekilde örgütlenip mücadele verilmesi gerektiği sorusunun temel öğelerini içinde taşıyan yanıtlarıdır.. Yoksa soyut bir "hayalete" karşı savaşırsın ve sonunda kaçınılmaz olarak yenilirsin.

İmza
Ön kimliği "Marksist" olan bir bir vatandaş..

Hiç yorum yok

Blogger tarafından desteklenmektedir.