TDKP BİRİNCİ (KURULUŞ) KONGRESİ BELGELERİ -III
ÜLKEMİZİN TÜRK, KÜRT ULUSU VE AZINLIK MİLLİYETLERİNDEN DEVRİMCİLERİNE, İŞÇİLERİNE YOKSUL KÖYLÜLERİNE VE TÜM EMEKÇİLERİNE:
Türkiye Devrimci Komünist Partisi Kuruldu. İşçi sınıfımızın ve emekçi halkımızın onlarca yıllık özlemi gerçekleşti. Komünistler işçi sınıfına ve halkımıza verdiği sözü yerine getirdiler.
Türkiye Devrimci Komünist Partisi Birinci (Kuruluş) Kongresi, emperyalizmin uşağı egemen sınıfların ve onların faşist diktatörlüğünün, işçi sınıfı ve halkın devrimci mücadelesine, onu boğmak için, azgınca saldırdığı koşullarda toplandı. Partimizin kızıl bayrağı ülkemizi sarmış olan grevlerin, direnişlerin, sokak gösterilerinin, barikat savaşlarının en önünde dalgalanırken toplanan Kongremiz, işçi sınıfının ve tüm ezilenlerin öncüsünün, faşizmin saldırılarına karşı verdiği en anlamlı cevaptır. Mücadele eden işçi sınıfı ve halk yenilmez. Yüce komünizm davası ölümsüzdür. Partimizin devrimci mücadelenin ateşleri içinde doğuşu bu gerçeğin bir kez daha doğrulanışıdır.
Ülkemizde komünizm davası için ilk öne atılanlar Mustafa Suphi ve yoldaşlarıydı. Büyük Ekim Devriminin mücadeleleri içinde çelikleşmiş bu bir avuç komünist tarafından 10 Eylül 1920'de TKP'nin kuruluşu, işçi sınıfı ve emekçi halka bağımsızlık, demokrasi ve sosyalizm yolunda önderlik edecek bir partinin kuruluşu yolundaki ilk büyük girişimdi. Bu olaydan kısa bir süre sonra Kemalist burjuvazi ve toprak ağalan, M. Suphi ve 14 yoldaşını Karadeniz'in karanlık sularında boğdurdular. Ama ne onlar, ne de bu davanın gizli düşmanları, çeşitli türden revizyonistler komünizm davasını yok edemediler. O, yakılmak istendiği her seferinde küllerin arasından yeniden doğdu.
TDKP'nin ülkemizdeki kökleri bir yandan işçi sınıfımızın mücadeleci geleneğine ve M. Suphi'lerin TKP'sine; diğer yandan halkımızın, Bedreddin ayaklanmasından. Ulusal Kurtuluş Savaşına ve Dersim’lere kadar uzanan zulme karşı isyan geleneğine ve özellikle 1960'lardan bu yana hızla yükselen devrimci-demokrasi mücadelesine dayanır. Denizlerin, Yusufların, Hüseyinlerin, Sinanların, Cihanların kurduğu THKO partimizin öncelidir. TDKP'nin kurulması aynı zamanda darağaçlarında, dağ başlarında verdikleri son nefeslerinde «Yaşasın Marksizm-Leninizm» diye haykıran, halkımızın bu yiğit evlatlarının, devrimci demokrasinin bu önder savaşçılarının vasiyetlerinin yerine getirilmesidir. THKO, onların kararlı, baş eğmez, militan mücadelelerinden örnek aldı, mücadele geleneklerini sürdürdü. O, bu sayede 1975 yılında siyasi çizgisini köklü bir biçimde gözden geçirip değiştirerek devrim-ci-demokrasinin sınırlarını aştı; Marksizm-Leninizm’in yoluna, Marks, Engels, Lenin ve Stalin'in gösterdiği Işıklı yola girebildi. THKO bu yolda sürekli ilerledi, hatalarını yenmeyi bildi, gelişti, güçlendi. 1978 Ekim'inde toplanan THKO Konferansı, örgütün adını Türkiye Devrimci Komünist Partisi-İnşa Örgütü (TDKP-İÖ) olarak değiştirdi ve onun önüne TDKP'nin I. (Kuruluş) Kongresi'ni toplayarak TDKP'yi kurma görevini koydu. Bu görev İşte bugün gerçekleştirilmiştir.
TDKP, herkesin insanca yaşadığı, toplumsal üretime yetenekleri ölçüsünde katıldığı toplumsal üretimden ihtiyacı kadar pay aldığı sınıfsız bir toplumun yaratılması uğruna mücadele ediyor. TDKP devletin, orduların, savaşların olmadığı, insanların sömürü, açlık tehdidi ve çeşitli baskılar altında kölece değil; nasıl dinlenmeye, düşünmeye, kendilerini geliştirmeye ihtiyaç duyuyorlarsa, çalışmaya da öyle ihtiyaç duyacakları bir toplum için mücadele veriyor. O, ne efendinin, ne kölenin, ne ezenin, ne ezilenin olmadığı bir dünya için savaşıyor. Bugün burjuva-feodal! sömürünün ve azgın bir faşist diktatörlüğün pençesinde gericilikle dişe diş bir mücadele sürdürmekte olan proletarya ve tüm emekçiler için güzel bir düş olan bu toplum, bizzat onların, TDKP önderliğinde yürütecekleri mücadeleyle gerçek olacaktır.
TDKP, bu amaca ulaşabilmek için bugün atılması gereken ilk adımın ülkemizi bağımsızlık ve demokrasiye kavuşturmak olduğunu saptıyor. Bugün ülkemizin efendileri her türden emperyalistler ile onların uşakları komprador-burjuvazi ve toprak ağalarıdır. Bu yüzden ilk yapılması gereken şey bu asalakları ve onların devleti olan faşist diktatörlüğü, partimizin etrafında toplanarak ulusal ve demokratik bir halk devrimiyle, şiddet yoluyla yıkmak; siyasi özgürlüğü gerçekleştirmek, emperyalistlerle imzalanmış tüm anlaşmaları yırtmak, onlara verilmiş üsleri kapatmak, borçları iptal etmek, tekelci işletmelere ve bankalara el koymak, toprağı köylülere devretmek, ezilen Kürt ulusuna ayrı devlet kurma hakkı da dahil olmak üzere kendi kaderini özgürce tayin hakkını tanımak, herkese iş ve insanca çalışma koşulları sağlamak ve böylece İşçileri ve köylüleri ülkenin efendisi yapmaktır. Çalışan, üreten onlardır, yöneten de onlar olmalıdır. Bu, işçi ve köylülerin devrimci demokratik diktatörlüğünün kurulması anlamına gelir.
Ancak TDKP, işçi sınıfı ve tüm emekçilerin, sosyal kurtuluşunun gerçekleştirilmesi için, atılacak bu ilk adımın yeterli olmadığı görüşündedir. O, bu noktada duraklamadan, bağımsızlık ve demokrasinin temelleri üzerinde derhal sosyalizmin inşasına girişilmesi ve sömürünün adım adım yok edilmesi gerektiğini savunuyor. Çünkü eğer bir ülkede sermaye hüküm sürmeye devam ediyorsa, kölelikten gerçekten ve kalıcı olarak kurtuluş söz konusu olamaz ve devrim sayesinde kazanılmış olan özgürlükler ve haklar da bir bîr kaybedilir. Ulusal ve demokratik bir devrim ancak emperyalizmin, feodalizmin, faşizmin baskısını ve ulusal baskıyı yok edebilir; sermayenin, kapitalizmin baskısını, sömürüyü tümüyle yok etmek için ise sosyalist devrim gerekir. İşte TDKP'nin son amacı olan sınıfsız toplum bu devrimin sonuna kadar sürdürülmesiyle adım adım yaratılacaktır.
TDKP, proleter enternasyonalizminin sadık bir savunucusu ve tüm burjuva-revizyonist dünyaya savaş açmış bulunan uluslararası komünist hareketin bir parçasıdır. TDKP, bugün yalnızca Amerikan emperyalizmine ve onun Batılı müttefiklerine değil, aynı zamanda sosyalizm maskeli emperyalistler olan Rus ve Cin emperyalizmine ve onların uydularına karşı da kararlı bir mücadeleyi veren dünyanın tek gerçek sosyalist ülkesi olan Arnavutluk Sosyalist Halk Cumhuriyeti ve Arnavutluk Emek Partisi'yle dayanışma halindedir. TDKP, İşçi sınıfımız ve emekçi halkımız, ulusal ve sosyal kurtuluş mücadelesinde yalnız değildir. Onlar bütün dünyanın işçileri ve ezilen halklarının oluşturduğu dünya emek ordusunun bîr parçasıdırlar.
* * *
TDKP, faşist diktatörlüğün hüküm sürdüğü bugünkü koşullarda, azgın terör karşısında varlığını ve mücadelesini kesintisiz olarak sürdürebilmek için tümüyle gizli bir çalışma yürütmek zorundadır. TDKP, işçi sınıfıyla ve diğer emekçi tabakalarla kurduğu ve sürekli gelişen canlı bağları, üretim birimleri temel alınarak kurulmuş ve kurulmakta olan hücreleri, çeşitli yayın organları ve yönettiği kitle örgütleriyle halkın bağrındadır. Nerede devrimci mücadele yükselirse orada TDKP'nin bayrağı dalgalanır, mücadele şiarları ortalığı sarar. Devrimci mücadeleye atılan herkese TDKP'nin mücadele ve zafer yolunu gösteren çağrıları ulaşır.
TDKP, gizli çalışmasına karşın, demokratik merkeziyetçilik ilkelerine titizlikle uyar. Onun saflarında mücadeleye katılan tüm komünistler. Tüzükte belirlenmiş olan kuralar çerçevesinde, Partinin ve devrimin bütün sorunları hakkında görüşlerini belirtir, tartışmalara katılır, yöneticilerini seçer ve yönetici görevlere seçilebilirler. Ancak kararlar bir kere alındı mı, tüm komünistler, isterse o karara katılmamış olsun, tek bir yumruk gibi birleşir ve onu hayata geçirir. TDKP saflarında disiplin vardır. Ama bu burjuvazinin zorbalığa dayanan disiplini değil, proletaryanın gönüllü disiplinidir. Proletarya ve onun partisi başka türlü birliğini sağlamlaştıramaz, burjuvazinin baskı ve terörüyle başa çıkamaz.
TDKP, işçi sınıfı ve halkın, emperyalizme ve iç gericiliğe karşı devrimci bir temelde birliğinden yanadır. Bu yüzden, O yalnızca Parti içinde değil, bütün halk sınıf ve tabakaları ve onların kitlesel örgütleri içinde demokrasinin uygulanmasını savunur, kendi dışındaki devrimci akımlarla revizyonizme ve reformizme karşı mücadele ve demokrasi temelinde birlikler kurmaya çalışır. Proletarya ve halkın davasını her şeyin üstünde tutar.
TDKP, proletarya ve tüm emekçi halkın kurtuluş yolunun şiddete dayanan devrimden geçtiğini savunmaktadır. Hayat şu gerçeği sayısız kereler doğrulamıştır ve doğrulamaktadır; eğer emekçiler kendilerini burjuva-feodal düzenin köleleri olmaktan kurtarmak istiyorlarsa, bu düzenin en büyük bekçisi olan bugünkü devlet cihazını parçalayıp, dağıtmak onun yerine işçi ve köylülerin Sovyetik tipteki devrimci demokratik diktatörlüğünü örgütlemek zorundadırlar. Ordusu, polisi, mahkemeleri, bürokrasisi, parlamentosu ve yüzlerce yıldan bu yana egemen sınıflar tarafından sömürü ve zulüm düzenini daha iyi koruyabilmek, emekçileri daha fazla ezebilmek amacıyla sürekli geliştirip yetkinleştirilmiş tüm örgütleriyle bu köhne zulüm makinası, bu faşist-feodal diktatörlük yıkılmalıdır. Onun «içinden» ele geçirilebileceği, «demokratikleştirilebileceği» yolundaki tüm «barışçıl», pasifist hayaller, halkı aldatır, elini kolunu bağlar, felaket getirir. Komünistler gerçekleri olduğu gibi kabul eder, ona uygun çözümler önerirler.
TDKP'nin savunduğu şiddet esasta, kendilerini kitlelerin yerine koyan bir avuç aydının ya da gencin uygulayacağı bireysel şiddet değildir. Gerçek bir halk devrimi, yalnızca kitlelerin kendi özgül talepleriyle ayağa kalktığı ve kitlesel şiddetin uygulandığı top yekün bir ayaklanma olabilir. Kitlelerin mücadelesini bu aşamaya yükseltmenin çeşitli yolları vardır. Ancak bunu tayin edecek olan somut mücadele koşullarıdır.
İŞÇİLER;
TDKP sizin partinizdir. O, din, milliyet, mezhep farkı gözetmeksizin ister şehirde ister kırda tüm Türkiye işçi sınıfının gerçek komünist partisidir. TDKP'yi kuranlar İşçi sınıfının bilimsel ideolojisi ve eylem kılavuzu olan Marksizm-Leninizm’i savunan ve onun öğretilerini hayata geçirmeyi amaç edinen komünistler, öncü işçilerdir. TDKP, işçi sınıfının kopmaz bir parçası, onun öncü, örgütlü müfrezesidir. O, size kapitalist sömürüden kurtuluşun, emeğin yeni dünyasının kuruluşunun yolunu gösteriyor.
Savaşan her ordunun başarıya ulaşmak için nasıl düzenlenmesi gerektiğini, güçlerinin dağılımını, hangi hedeflere vurulacağını, ne zaman hücum edilip ne zaman geri çekilineceğini, mücadele ve örgütlenme biçimlerini saptayan bir genelkurmayının olması zorunludur.
İşte TDKP, kapitalizme ve sömürüye karşı savaşan işçi sınıfı ordusunun genelkurmayıdır. O, işçi sınıfının ideolojik, siyasi, ekonomik her alanda burjuvaziye ve gericiliğe karşı yürüttüğü mücadeleyi yönlendirir ve onun kısa ve uzun vadeli hedeflerini ve mücadele taktiklerini saptar. Proletarya ve diğer emekçi sınıf ve tabakaların mücadelesini örgütler, birleştirir ve karşı-devrimci hedeflere yöneltir. TDKP'nin varlığı ve mücadelesi, işçi sınıfının ve tüm emekçilerin kurtuluş mücadelesinin başarısının zorunlu bir koşuludur. Onun etrafında birleş, onun bayrağı altında toplan, onun gösterdiği hedeflere vur. Sınıfının gücüne güven. Sınıfsız bir toplum için TDKP ile birlikte yürü. En çok sekiz saatlik işgünü, sınırsız grev ve genel grev hakkı, örgütlenme özgürlüğü, insanca yaşama ve çalışma koşullan gibi acil taleplerin için TDKP önderliğinde yürütülen mücadeleye katıl.
YURTDIŞINDA ÇALIŞAN İŞÇİLER;
TDKP bugün, ülkemizde hüküm süren burjuva-feodal düzene ve faşist diktatörlüğe karşı mücadele ediyor. Seni tüm sınıf kardeşlerinle birlikte açlığa, sefalete, işsizliğe, köleliğe mahkum ederek vatanından, toprağından, ailenden koparan, ekonomik sürgüne mahkum eden bu düzendir. Bu vatanın gerçek sahipleri hangi milliyetten olursa olsun Türkiye'nin işçi ve köylüleridir. Sürülmeyi hak eden biri varsa o da ülkeyi yaşanmaz hale getirerek seni sürgüne gönderen komprador burjuvazi ve toprak ağalarıdır. TDKP senin de partimdir. TDKP sana, kendi yurdunda insanca bir hayat; özgürlük, bağımsızlık, demokrasi ve sosyalizm vaat ediyor.
YOKSUL KÖYLÜLER;
Yüzlerce yıldan bu yana açlık ve sefalet içinde toprak ağalarının bileklerine taktığı toprak köleliğinin zincirlerini taşıdın. Şimdi buna bir de ücret köleliğinin zincirleri ve faşist zorbalık ekleniyor. Geleceğin bugün her zamankinden daha çok işçi sınıfının geleceğine bağlıdır. Yüzlerce yıllık özlemini gerçekleştirecek, sana toprak ve özgürlüğü, insanca yaşama ve çalışma koşullarını verecek olan yalnızca devrim ve sosyalizmdir.
Faşist feodal diktatörlüğün, toprak ağalarının ve onların gizli ya da açık uşaklarının «toprak reformu» aldatmacalarına kanma. Onların sana verebilecekleri tek şey işkence, zulüm, açlık ve sefalettir. Kendi kollarının gücüne dayan, işçi sınıfına ve TDKP'ye güven. TDKP, burjuva-feodal toprak ağalığı ekonomisinin en kararlı uzlaşmaz düşmanıdır. Onun açtığı kızıl bayrak senin kurtuluşunun da habercisi ve simgesidir.
ŞEHİR VE KIRLARIN TÜM EZİLENLERİ;
İster küçük bir dükkan ya da atölyenin, ister küçük bir toprak parçasının sahibi ol; ister yurtsever, dürüst bir aydın, ister sıradan bir devlet memuru, ya da bir işportacı... Emperyalizmin, sosyal-emperyalizmin, faşist-feodal zulmün ve zorbalık düzeninin egemen olduğu bir düzende; işsizlik, buhran, pahalılık içinde kıvranan bir ekonomide, senin için gelecek bugünden daha da kötü olmak zorundadır, Eğer, bu düzenin içinde kendini kurtarabilme yolunda umutların varsa bil ki, bunlar senin gerçek kurtuluşunun önünde en büyük engeldir. Çünkü bu düzenin pençesinden tek başına kurtuluş yoktur.
Şimdiye kadar reformcu, revizyonist «umut tacirleri» de dahil olmak üzere bir sürü demagog sana kolay kurtuluş yolları öğütledi. Ama hayat bunların «kurtarıcı» maskelerini bir bir düşürdü. TDKP ise başka bir yolu, devrim yolunu, emperyalizme, sosyal-emperyalizme, faşist-feodal! düzene karşı aktif direnme ve mücadele yolunu gösteriyor. O, bu yolda yürümek isteyen herkese elini uzatıyor; tüm devrimci-demokrat akımlara birlik o!ma çağrısı yapıyor.
TDKP, emperyalizm, feodalizm ve faşist-feodal diktatörlüğün tasfiyesi talebine bağlı olarak bugünden, bankalara ve tefecilere olan tüm borçların iptalini, ipoteklerin kaldırılmasını, taban fiyatlarının yoksul ve orta köylüler tarafından belirlenmesini, küçük üreticilerin kullandığı gübre, hammadde vb. malların ucuzlatılmasını, zamların geri alınmasını küçük üreticilerin söz ve karar sahibi olduğu kooperatiflerin örgütlenmesini savunuyor, senin en acil taleplerin için mücadele ediyor. Bu mücadeleye katıl, ona güç ver.
GENÇLER;
Yeni yetişen neslin geleceği, ülkenin geleceğinden ayrı değildir. Yarı-sömürge, yarı-feodal ülkemizde, başta işçi gençlik olmak üzere tüm halk gençliği bugünden köleliğe, baskıya, sömürüye, aşağılanmaya mahkum edilmiştir. Gençlik dinamiktir, mücadelecidir, toplumsal sorunlarla ilgilenir, haksızlığa karşıdır. Bu gerçeğin farkında olan egemen sınıflar ve tüm gericilik bu yüzden her türlü silah ve araçla sana azgınca saldırıyorlar. Seni faşist terörle sindirmeye; reformcu, revizyonist demagojiyle aldatmaya, burjuva, faşist-feodal ideolojilerle düzenin bekçileri haline getirmeye; yozlaştırmaya; çürütmeye çalışıyorlar. Bunların yetmediği yerde küçük-burjuva anarşizmi, parlak sloganlarla ortaya çıkıyor, seni çıkmaz sokaklara sürüklemeye çabalıyor.
Tüm bunların üzerinde TDKP'nİn, gençliği, kaderini işçi sınıfı ve halk yığınlarıyla birleştirmeye, örgütlemeye ve mücadeleye çağıran güçlü sesi yükseliyor. Bu ses birlik ve mücadelenin devrim ve sosyalizmin, Marksizm-Leninizm’in sesidir. Sen bu sesi tanıyorsun.
Ona güven, onun yolunda birleş ve mücadeleye atıl.
KADINLAR;
TDKP, her türlü köleliğe olduğu gibi, senin köleleşti-rilmene; evde, işyerinde, tarlada ikinci sınıf bir insan gibi aşağılanıp horlanmana, bir mal gibi alınıp satılmana karşıdır. TDKP senin bu durumu bir kadermiş gibi kabul etmen için geliştirilmiş her türlü burjuva-feodal ideolojiye karşı mücadele ediyor. Kadınları kendi özgül talepleri doğrultusunda örgütlemek ve devrimci mücadeleye katmak için caba harcıyor. Çünkü o biliyor ki, hem sınıfsal olarak, hem de cins olarak ezilen kadınların kitlesel bir şekilde katılmadığı hiç bir devrim başarıya ulaşamaz.
TDKP, senin analık haklarının ela kararlı bir savunucusudur. Bugünkü düzen, emek,i kadının çocuğunu açlığa, sefalete, ölüme, gaddarca sömürüye mahkum ediyor. TDKP ise, tüm çocukların eğitimi, sağlık ve yetiştirilmelerinin garanti altına alındığı sosyalizmi savunuyor. Anaların, her türlü sömürü ve aşağılanmadan kurtulmuş olarak özgür, eşit ve mutlu olacakları, çocukların ise çocukluklarını gerçekten yaşayabilecekleri yeni bir dünyanın kurulması için mücadele ediyor. Bu dünyanın kurulması güçtür. Ama kazanacaklarımız yapacağımız fedakarlıklara değer.
EZİLEN KÜRT ULUSU VE TÜM AZINLIK MİLLİYETLER;
TDKP, ayrı devlet kurma hakkı da dahil olmak üzere, Kürt ulusunun kendi kaderini özgürce tayini için mücadele ediyor. TDKP, tüm ezilen ulus ve milliyetlerin ulusal dil ve hak eşitliğini elde etmesi ve kullanmasının en kararlı savunucusudur. TDKP ulusların özgürlük ve eşitlik temelinde kardeşçe birliğinden yanadır. Böyle bir durum günümüzde yalnızca işçi sınıfı ve emekçi halkın, emperyalizme, sosyal - emperyalizme, faşist-feodal diktatörlüğe karşı birlikte mücadelesinin zaferine ve devrim u-demokratik bir işçi-köylü diktatörlüğünün kurutmasına bağlı olarak gerçekleşebilir. Çünkü onların ulusal baskıdan hiçbir çıkarları yoktur.
Kürt ulusunun kurtuluşu, Kürt işçi ve köylülerinin, Türk ve diğer milliyetlerden işçi ve köylülerle omuz omuza her türlü emperyalizmin boyunduruğuna karşı ve toprak devrimi için mücadelelerine bağlıdır. Türk burjuva-toprak ağası sınıfların bugüne kadar Kürt halkına karşı uyguladıkları ulusal zulmü gerekçe göstererek, Kürt halkı ve Türk halkını birbirine düşman etmeye, işçi ve köylülerin devrimci cephesini parçalamaya ve zayıflatmaya çalışan sahte «ulusal» akımlar hem Kürt halkının hem de Türkiye devriminin düşmanlarıdır. TDKP Kürt ulusal-devrimci hareketini destekler. Ancak onu saptırıp şu ya da bu emperyalistin kuyruğuna takmaya, egemen sınıflarla uzlaştırmaya, şovenizmin etkisi altına sokmaya çalışan tüm akımlara ve İdeolojilere karşı mücadele eder. TDKP ulus değil, sınıf esasına göre örgütlenmiş çeşitli milliyetlerden proletaryanın partisidir.
ASKERLER;
Devrimci mücadele yükselip, işçi-köylü yığınları mücadeleye atıldıkça faşist diktatörlüğün ordusu da halka karşı alabildiğine seferber ediliyor. Egemen sınıfların, ordunun «milli güvenlik» aracı olduğu yolundaki demagojisi iflas etmiştir. Bugün herkes ordunun görevinin, emperyalist üslerin, tekelci işletmeler ve bankaların kapılarında, toprak ağalarının toprağında, işçi ve köylülere karşı nöbet beklemek ve ona azgınca saldırmak olduğunu görüyor. Ordu, faşist diktatörlüğün bel kemiğidir.
Erler; sizler «vatan görevi» demagojisiyle, sırtına üniforma giydirilip emperyalistlerin, kompradorların ve toprak ağalarının muhafızlığına itilmiş işçi ve köylülersiniz. Kürdistan'da, TARİŞ'te, CEYLANPINAR'da; grevler, sokak gösterileri ve direnişlerde faşist generaller tarafından üzerine sürüldüğünüz analarınız, bacılarınızdır. Dün jandarmayı, komandoyu sizin üzerinize kışkırtmışlardı, yarın yine aynısını yapacaklar. Faşist generallerin ve subayların «vur» emrini dinlemeyin. Silahlarınızı mutlaka birine doğrultacaksanız, size bu emri verene doğrultun. Sınıf kardeşlerinizle birleşin.
Türk ve Kürt Ulusundan ve Çeşitli Milliyetlerden İşçiler, Köylüler, Tüm Emekçiler!
Devrimin güçlü dalgasının hızlı bir şekilde yükseldiği, kitlelerin grevler, çeşitli direnişler, sokak gösterilen, boykotlar, toprak işgalleri için yığınlar halinde sınıf mücadelesinin barikatlarına atıldığı şanlı mücadele günlerini yaşıyoruz. TDKP'nin savunduğu temel devrimci şiarlar ve taktikler mücadele içinde her geçen gün daha fazla doğrulanıyor, kitleler tarafından benimsenip kavranıyor. Bu mücadelede daha güçlü olmak için Türkiye Devrimci Komünîst Partisi'nin yükselen bayrağı altında birleşelim. Emperyalizme, sosyal-emperyalizme, faşist-feodal diktatörlüğe karşı mücadelede TDKP'nin yükselen bayrağı altında toplanalım. Kendi iktidarımız için; bağımsızlık, demokrasi ve sosyalizm için mücadelede TDKP'nin yükselen bayrağı altında saf tutalım, mücadeleyi yükseltelim! Önümüzde kazanacağımız koca bir dünya var. Gelecek bizimdir.
• YAŞASIN TDKP BİRİNCİ (KURULUŞ) KONGRESİ!
• EMPERYALİZME, SOSYAL-EMPERYALİZME VE GERİCİLİĞE KARŞI TDKP SAFLARINDA BİRLEŞ !
• BAĞIMSIZLIK, DEMOKRASİ, SOSYALİZM YOLUNDA, SINIFSIZ TOPLUM İÇİN TDKP ÖNDERLİĞİNDE İLERİ !
• KAHROLSUN BURJUVA REVİZYONİST KARARGAHLAR, YAŞASIN TÜRKİYE DEVRİMCİ KOMÜNİST PARTİSİ !
YAŞASIN MARKSİZM-LENİNİZM,
KAHROLSUN REVİZYONİZM

Hiç yorum yok