Header Ads

Header ADS

Ukrayna'da Vekalet Savaşı, İki yıl sonra ; Savaşın başlangıcındaki analizlerimize ve tahminlerimize yeniden bir bakış..

Ukrayna'daki savaş, gelecekte kaçınılmaz olmaktan çok daha önce, çok kutuplu bir dünyanın oluşmasını sağlayan tarihi bir olay olarak her zaman hatırlanacaktır. Bir başka deyişle Ukrayna'daki savaş dünya tarihinde yeni bir dönemin başlangıcı oldu. Bu gelişme, Kautskycilerin, her türden Troçkistin ve onların "ultra-emperyalizm teorisini" (bu arada, bu teori  daha önce buna inter-emperyalizm adını veren  Hobson'un  teorisiydi) açık ya da gizli savunmalarının suratına atılan yeni bir tokat oldu. Tek kutuplu dünyayı, “tek ülke”, “tek dünya partisi”, “tek dünya lideri” vb. egemenliği altında, "düşmanlıklardan uzak toplumsal kalkınmanın yeni bir dönemi" olarak güzelleştirdiler.

"Ultra-emperyalizm", "tek kutuplu dünya" fantezileri ve dilekleriyle, “kapitalist düzenin “güneşli” taraflarını olduğu gibi bırakarak,  emperyalizmin “karanlık tarafını ” ortadan kaldırmak istediler (ve hala istiyorlar). (Bukharin) Lenin, ultra-emperyalizmin mümkün olduğunu ancak geçici olduğunu belirtti.

Marks Kapital'de şöyle diyordu; “Hiçbir toplumsal oluşum, içinde var olan tüm üretici güçler gelişmeden asla kaybolmaz ve yeni yüksek üretim ilişkileri, bunların maddi varlık koşulları eski toplumun rahminde olgunlaşmadan asla ortaya çıkmaz.” Marksizm'in diyalektiğini uygulayarak ve Lenin'in eşitsiz ekonomik gelişme teorisini dikkate alarak," özelde (özünde veya biçiminde bir değişiklik anlamında yeni) ve genel olarak her yeni toplum, geleceğin toplumunun, geleceğin iç ve uluslararası ilişkilerinin yeni bir biçimini içinde taşır" diyebiliriz. (Çok kutuplu dünyadan-1inci DS öncesi, ve devamında tek kutupluya doğru değişim, Tek kutuplu dünyadan, iki kutupluya (Sovyetler donemi), tekrar tek kutupluya (1991) ve simdi tekrar çok kutupluya değişim örneği)

Aslında Rand Corporation'ın 1997 tarihli analizinde senaryolaştırılan ve “uyarıları” içeren Ukrayna'daki savaş, Rusya, Çin ve Kuzey Kore arasında güçlü bir ittifakın oluşmasını da beraberinde getirdi. Bir diğer deyişle, Rusya'nın askeri gücünün yayılması (ve zayıflatılması), onun ekonomik yıkımı, "Rusya'yı Çin'e karşı oynatma" sahneye konulan “senaryo”nun amacı, ters etki gösterdi. Rusya sadece ekonomik baskıdan kurtulmakla, bu baskıdan çok daha güçlü alarak çıkmakla kalmadı,  hem insan gücü hem de askeri üretim kapasitesi açısından dünya ölçeğinde askeri açıdan en güçlü ülke haline geldi. Avrupa ülkeleri ise (Ukrayna'ya "yardımlarla') askeri cephaneliklerini tüketti. Bir zamanlar askeri süper güç olan İngiltere, 70.000'civarinda askeri insan gücüyle, Fransa ve Almanya ile birlikte askeri açıdan ciddi derecede önemsiz hale geldi. Polonya bugünlerde Avrupa'nın en güçlü askeri gücü gibi görünüyor. Halihazırda 80 ülkede 800 askeri üsse sahip olan ABD ordusu, Ukrayna, Moldova, Polonya, Gürcistan, Tayvan, Myanmar ve şimdi de Orta Doğu'ya müdahalesiyle “Rusya'yı yayma” yerine kendi askeri gücünü öyle bir dereceye kadar genişletti ki, ABD'li askeri analistler ve eski askeri subaylar, Çin'i bırakın, ABD'nin İran'a karşı kazanan bir savaş bile yürütemeyeceği konusunda uyarıyor.

2022deki analizlerimizde, dünyadaki gelişmelerden, değişen yapısal ve ekonomik ittifaklardan yola çıkarak Ukrayna'nın NATO ile birlikte bile Rusya'ya karşı bir savaşı kazanma şansının olmadığını öngörmüş ve iddia etmiştik. Ne Çin ne de Kuzey Kore (ve elbetteki İran) böyle bir sonucun olmasına izin veremezdi çünkü bu sonuç hepsi için varoluşsal bir sorun haline gelecekti. Bu somut analiz nedeniyle, bu ülkelerden herhangi birine karşı ABD öncülüğünde Batılı bir savaştan bahsetmek bir hayal ve temennidir. Böyle bir doğrudan savaş Rusya, Çin ve Kuzey Kore ittifakına karşı bir savaş olacaktır.

Bu ittifakın kaçınılmaz olarak oluşmasını öngördüğümüz için, iki yıl önce Ukrayna'daki savaşa ilişkin değerlendirmelerimizde ve öngörülerimizde bu faktörü hesaba katmıştık, akılda  tutmuştuk.

Ukrayna savaşı

Analizlerimiz, değerlendirmelerimiz ve tahminlerimiz 2 Mart 2022'de başladı. Savaşın teorik analizine bir kez daha değinmeyeceğiz, çünkü bunlar da hiç bir şey değişmedi. Çoğu bugüne kadar yaşanan olaylarla doğrulanan değerlendirme ve öngörülere değineceğiz.

Değerlendirme ve öngörülere üç aşamada bakılması önemlidir, çünkü her aşamanın kendine has bir karakteri vardır.

Rus elitinin Batı hakkındaki yanılgı aşaması

Rus elitinin kendi çıkarları için Ukrayna'yı işgal etme niyetinde olduğu algısının aksine, onlar Batılı neo-Kon elitlerin kendi "ortakları" olduğu ve onlarla "barışçıl ve karşılıklı yarar sağlayan" bir anlaşma noktası bulabilecekleri yanılsaması içindeydiler. Rus elitinin Ukrayna'daki Rus nüfuslu bölgelere karşı tutumu uzlaşma yönündeydi.

Rus burjuvazisi, Donbass meselesini her zaman sadece kendi çıkarları için kullandı, Dinyeper, Harkov, Odessa, Nokolayev ve özellikle Donbass'ın mazlum halkları meselesini bir "pazarlık unsuru" haline getirdi...Ukrayna'daki "Rus yanlısı" burjuvazi, kendi çıkarlarını korumak için,  Ukronazi konsensüsüne ayak uydurarak ve ona katılarak, Ukronazi Kiev yetkilileriyle anlaşarak, onlar tarafından belirlenen koşullarla, Donbass'ın emekçi halkının çıkarları pahasına Ukrayna'nın güneyindeki ve güneydoğudaki halk hareketini eyerlemeye çalıştı.

Donbass Halkının kurtuluş hareketinin amaçları, en başından beri bu ayaklanmayı bastırmaya çalışan her iki burjuva kesiminin çıkarlarıyla temelden çelişiyordu. Rus burjuvazisi için Ukrayna, enerji kaynakları ve genel tüketim malları açısından istikrarlı bir pazardı. Ukrayna, Rus işgücü piyasasına ucuz, yüksek vasıflı işgücü sağlıyordu. Bu nedenle, Kiev burjuvazisi kadar Rus burjuvazisi de Nüfusun önemli bir bölümünün iradesine karşı olarak, Ukrayna devletinin bütünlüğünü korumak ve sınırlarını restore etmekle ilgileniyordu. Aslında, Rus burjuvazisinin bütün politikası, tam olarak Kiev yetkililerini güçlendirmeyi ve onunla ticareti artırmayı amaçlıyordu. 

Bu nedenle, en başından itibaren Donbass'ın “sorumluluk yükünü” üzerlerinden atmak için her yolu denediler.

Bu nedenle, Rus burjuvazisi, Donbass milislerini DPR ve LPR'de 11 Mayıs 2014'te referandum düzenlememeye, ayrılmaya değil, “mevcut Kiev yetkilileri ve Ukrayna'nın güneydoğusundaki temsilcileriyle DPR ve LPR arasında doğrudan bir diyalog kurmaya” çağırdılar.

Bu nedenle, Ukronazi tarafının Donbass'ta sivilleri bombalamayı bırakmadığı koşullarda, Donbass halk milislerinin askerlerinin ateşe karşılık vermesini yasaklayarak, Donbass'a “Minsk”i dayattılar ve bu anlaşmaları koşulsuz olarak yerine getirmeye zorunlu kıldılar…

Ancak tüm bu dayatmalara ve tehditlere karşı Donbass'lılar, yapmamaları istendiği bir dönemde referanduma gittiler. (Donbass'ta İç Savaş- dün, bugün ve büyük olasılıkla)

Yani gerçek şu ki, referandumun gerçekleştirilmesinde belirleyici olan Rus burjuvazisi değil, bu bölge halkı ve onların başta neo-Nazi rejimine, diğer taraftan da Rus elitlerine karşı mücadelesiydi. Bu nedenle onların mücadelesi bir tür sınıf mücadelesiydi.

 "İç savaş", diyordu Lenin, "herhangi bir savaş kadar bir savaştır.  Sınıf mücadelesini kabul eden, her sınıflı toplumda doğal olan ve belirli koşullar altında sınıf mücadelesinin kaçınılmaz olarak devam etmesi, gelişmesi ve yoğunlaşması olan iç savaşları kabul etmekten geri duramaz.  Bu, her büyük devrim tarafından onaylanmıştır." Ve devam ediyor Lenin; "İç savaşı reddetmek ya da onu unutmak, aşırı oportünizme düşmek ve sosyalist devrimden vazgeçmektir." (Lenin, Proleter Devrimin Askeri Programı

"Burjuvaziye karşı iç savaş aynı zamanda bir sınıf mücadelesi biçimidir." (Lenin, Junious Broşür)

Marksist Leninistler açısından, ister anti-faşist ister anti-emperyalist olsun, iç savaşlar o ülkenin özel meselesi DEĞİL, tüm anti-faşistleri ve anti-emperyalistleri ilgilendiren genel bir meseledir- Stalin'in sözleriyle "ileri ve ilerici insanlığın tümünün ortak davasıdır".

Yanılgı aşaması, Rus elitlerine uyanmadan önce çok pahalıya mal oldu.

Batı'nın 1991'de yapılan anlaşmayı hiçe sayarak NATO'yu adım adım Doğu'ya doğru genişletmesine, Minsk anlaşmalarına uymamasına rağmen Rus seçkinleri yanılgılarıyla  Kiev'e doğru askeri bir hamlenin Kiev'in fikirlerini değiştireceği beklentisi içindeydi.

Kiev'i İstanbul anlaşmasına zorla oturtmak taktiği başarılı olmuş gibi görünüyordu. Ancak aynı yanılsamayla Kiev'in bir vekalet rejimi olduğu gerçeğini de göz ardı ettiler. Hatta iyi niyet göstergesi olarak işgal ettikleri bölgelerden güçlerini çekmeye başladılar. Kiev efendilerinin emrini yerine getirip İstanbul anlaşmasını çöpe atıp kendi askeri taarruzunu başlattığında bu yanılgıdan uyanmaları birkaç gün sürdü.

Batı medyasının büyük yalan taktiğiyle yaptığı dezenformasyona rağmen Rus burjuvazisi hâlâ kısmi işgalle bir “anlaşma” yapabilecekleri yanılsaması içindeydi.” “Kiev'in yakınlarına ulaşılması sonucu, Ukro-naziler, bir anlaşma masasına oturmayı kabul etti ve Rusya'nın tamamı olmasa da, en önemli koşullarını kabul ettiler. Her ikisi de ABD-NATO'nun belirleyici rolünü unutmuş görünüyordu. Rusya, anlaşmaya iyi niyet göstergesi olarak Kiev ve diğer Kuzey bölgelerinden çekilmeye başladı. Ertesi gün, ABD temsilcisinin ziyareti, Ukro-nazilerin fikrini değiştirmesine ve Batı medyasının Rusya'nın geri çekilmesini Ukrayna'nın "askeri zafer'i", "işgalcilerin kahramanca Ukrayna topraklarından atılması" olarak sunan bir senaryoyla, Ukrayna anlaşmayı geçersiz kıldı.

Bu, Rus burjuvazisinin “Özel Askeri Harekât”ın tüm yönünü değiştiren ilk hatasıydı. Tüm odak noktası, "Avrupa'nın savaştan önce pazarlık yapmaya hazır olduğu Avro-Maidan karşıtı bölgelerin kurtarılmasına odaklanmıştı. Yaygın olarak “kabul edilen” bir diğer burjuva anlatısı da Rus askerlerinin Donbass bölgesi cephelerindeki savaşa katılmasıdır. Bu bölgelerde o zaman da ve hâlâ da savaşan Donbass milisleri olmuştur; tabii ki Rus ordusunun lojistik ve mekanize desteğinin önemini küçümsemeden. Donbass dahil hiç kimse Ukrayna topraklarındaki Rus ordusunun sayısını gerçekten bilmiyordu. Objektif askeri analizcilerin çoğu bu sayının tüm Ukrayna'da 80.000 civarında olduğu konusunda hemfikir. “SMO”nun sınırlı karakteri veya bilinçli olarak Rusya'nın hava kuvvetlerinin bu bölgelerde görülmemesi not edilmeli.. Rus burjuvazinin SMO'ya yönelik politikasının değişmesi, Donbass halkının mücadelesinin niteliğini değiştirmedi. Öncelikle Ukronazilere, ikincil olarak da Rus burjuvazisine karşı mücadeleleri aynı kaldı. Bu sadece Ukrayna neo-Nazi burjuva devleti söz konusu olduğunda onların çıkarlarıyla örtüşüyordu.” Referandum “Özel Askeri Operasyonlara” son verecek mi? - sınırlamadan sınırsız "savunma" operasyonlarına kadar.

 İkinci Aşama – Batı yanılgısının çöküşü – Yeni Strateji

Bu gelişme, uyandırma çağrısının ilk “dürtmesi”ydi. Ancak eski Şansölye Angela Merkel'in itirafı ve bunun Fransa eski cumhurbaşkanı François Hollande tarafından doğrulanması onları uyandırdı.

“2014 Minsk Anlaşması Ukrayna'ya zaman kazanma girişimiydi. Ukrayna bu zamanı bugün de gördüğünüz gibi güçlenmek için kullandı. 2014-2015'teki Ukrayna ile bugünkü Ukrayna aynı değil.”… Çatışmanın askıya alındığı ve sorunun çözülmediği “herkes için açıktı”, “ama Ukrayna'ya paha biçilmez zamanı kazandıran da tam olarak buydu.” A.Merkel

"Evet Angela Merkel bu noktada haklı.. "Ukrayna 2014'ten bu yana askeri duruşunu güçlendirdi. Aslında Ukrayna ordusu 2014'tekinden tamamen farklı. Daha iyi eğitimli ve donanımlı. Ukrayna ordusuna bu fırsatı vermiş olması Minsk anlaşmalarının bir erdemidir." François Hollande

Gerçekte Rus elitinin bu yanılgıdan uyanmak için bu somut olaylara ihtiyacı yoktu. Herkes gibi onlar da RAND Corporation'ın 1997 tarihli "Rusya'yı (Rus Ordusunu) Yaymak: Avantajlı Zeminden Rekabet Etmek" başlıklı raporunu okuyabilirdi; bu rapor sadece Rusya için değil, diğer birçok ülke için de sahneye konacak bir senaryoydu. Okumuş olabilirler ama yanılgılarından dolayı uygulamamış olabilirler.

Bir başka önemli ve aslında belirleyici itiraf da Rus elitinden, özellikle de Putin'den özeleştiri şeklinde geldi. Putin, Batı ve Batı'nın niyetleri konusunda yanılsamaya kapıldığını defalarca tekrarladı. Son röportajında bunu şöyle tekrarladı; kandırıldık”.

Bu uyandırma çağrısı Batı'nın Ukrayna'ya verdiği askeri destekle pekişti. Ruslar (Çin'in tavsiye niteliğindeki katkısı olduğuna inanıyoruz) stratejisini gerçekleştirmek için yavaşlayarak, hatta birçok bölgeden geri çekilip kendini hazırlayarak yeni bir strateji oluşturdular.

Askeri Strateji.

Rusya, ABD'nin geleneksel “şok ve dehşete düşürme” savaş taktiklerinin, ya da ikinci Dünya Savaşı taktiklerinin artık modası geçmiş olduğunu, yeni bir savaş türü, teknolojik kombine, koordineli savaş taktiklerinin artık savaş taktikleri olduğunu tüm dünyaya gösteren bir strateji ortaya serdi; yeni bir savaş türü, teknolojik kombine, koordineli savaş taktikleri yeni çağın taktikleridir. Bu, savaşı uzatma ve yıpratma taktiklerini kullanma stratejisiydi.

“Daha önceki yazılarımızda da belirttiğimiz gibi, Rusya'nın stratejisi kısa vadeli bir askeri strateji değil, uzun vadeli hedefleri olan “etki alanını” genişletmeye,  NATO'nun sadece sınırında değil, 1990'lı yıllardaki statüsüne kadar varlığını mümkün olduğu kadar engellemeye yönelik siyasi bir stratejidir. Bu strateji, savaşın kış boyunca sürdürülmesini, Rusça konuşulan tüm bölgelerin, hatta şehir ve kasabaların işgal edilmesini ve bunların özerk olsun ya da olmasın Rusya topraklarına entegre edilmesini gerektiriyor. “Her iki tarafın da savaşı uzatma politikası, devam eden nüfuz alanı çatışması açısından çıkarlarıyla uyumludur. Bu nedenle Ukrayna yıkılana veya tarafsız bir hükümet değişimine kadar savaş farklı yoğunlukta devam edecektir.” Ukrayna'da Savaş; Şimdi ne olacak? İkinci aşamanın beklentileri ve devamı?

“Ukrayna'nın küçük ve büyük ölçekli saldırıları sürdürülebilir olmaktan ziyade tamamen politik nitelikteydi. Ve tuhaf bir şekilde saldırılar, milyar dolarlık “yardımların” onaylanmasından önce veya sonra ABD ve diğer batılı ülkelerin “milyarlarca dolarlık askeri yardım açıklamalarıyla” örtüşüyordu. Başka bir deyişle, saldırıların hiçbiri şu ana kadar uzun vadeli bir askeri öneme sahip değildi, ancak morali yükseltmek ve medyada “manşet” önemi oldu…..Savaş manşetler için değil, sürdürülebilir saldırı zaferi için yapılır…Rus strateji ve taktikleri şuna dayanıyor: kısa vadeli “manşet” taktikleri yerine uzun vadeli sürdürülebilirlik ve etki alanı. Ukrayna Askeri - Rus Askeri taktiklerinin incelenmesinde ABD-NATO deneyinin bir kobay faresi

 Siyasi Strateji

Rus siyasi stratejisi askeri stratejiyle birleştiğinde sivil kayıplarını minimuma indirmeyi hedefliyor. Bunun bir nedeni Ukraynalıları kardeş ve kendilerinden biri olarak görmeleri olabilir veya başka bir taktik de olabilir.

İç taktik;

"Düşman kampındaki çelişkilerden "düşmanı zayıflatmak ve kendi rezervlerini güçlendirmek için" yararlanılmalıdır. Elbette Rus burjuvazisi de "kullanma" konusunda aynı düşünceye sahip. Bu nedenle Donbass'ta da sahadaki ön cephe savaşçıları Kharkiv'de olduğu gibi yerel milislerden oluşuyor. Rus burjuvazisi, yerel halkı yabancılaştırmamak ve Kievli neo-Nazilere müzakere masasına oturmaları için yeterince zaman tanımak düşüncesiyle işi ağırdan alıyor. Aynı zamanda Dinyeper, Nikolayev, Odessa'nın nüfusu ve ilerici ideolojik yapısı göz önüne alındığında, Ukrayna burjuvazisini Istanbul'da kabul ettiğinden çok daha ağır bir anlaşmaya zorlamak için hem kendilerini hem de yerel halkı bu bölgelere ilerlemeye hazırlıyorlar. İstanbul'da anlaşma sağlanmıştı. Ancak Rus ordusunun Kiev ve Çernigiv bölgelerinden çekilmesine rağmen Ukrayna buna uymadı. “Donbass'ta İç Savaş; dun bugün  ve büyük olasılıkla.

Dışarıya yönelik taktik;

“Rusya'nın uzun vadeli stratejisi askeri ve siyasi yönlerle sınırlı değil. Batı Medyasının tüm “büyük yalan” bombardımanına rağmen, Rusya, kendisini yalnızca saldırgan eylemlere tepki olarak hareket eden “sabırlı bir ülke” görünümüne büründürürken, insanlar Ukrayna ve ABD'nin sabırsız, saldırgan, hesapsız eylemlerini fark edecekler. Batı medyasında yanlış ve abartılı olarak ortaya çıkan anlatıların aksine Rusya, pratikte kendisini “makul” gösterme konusunda oldukça dikkatli davranıyor. Dünya nüfusunun kalpleri ve zihinleri için oynuyor.” Ukrayna'da Savaş; Şimdi ne olacak? İkinci aşamanın beklentileri ve devamı?

Dünya hükümetlerinin tavırlarındaki değişim ve nüfusun Rusya'ya karşı tutumu çarpıcı biçimde değişti. Özellikle Gazze'deki soykırım bombalamaları ve BM'nin bu konuda oy kullanmasında ABD'yi neredeyse dünyanın tüm ülkelerine karşı İngilizlerle baş başa bıraktı.

Gazze'de 25 gün boyunca sivil kayıpların (24.000) ve Ukrayna'daki 563 gün (17.535) sivil kayıplarının istatistiksel karşılaştırması, Rus strateji ve taktiklerinin onlar için nasıl işe yaradığının çarpıcı bir örneğidir. (Ukrayna'daki sivil kayıpların çoğunun Ukrayna'nın Donbass'taki sivil şehirleri bombalamasından ve Ukrayna'daki kendi hava savunma füzelerinden kaynaklandığını aklımızda tutalım)

İkinci aşama, Batılı iddiaların ve anlatıların aksine, bir “çıkmaz-durgun” asama değil, Rus ordusunun kademeli ve artan bir ilerleme aşamasıdır. Bazı analistler bunu Rusya'nın “saldırgan yıpratma” taktiği olarak adlandırıyor ve ben de buna katılıyorum. Buna çıkmaz-durgun durum diyorlar ama Rusya bu aşamada Bakhmut'ta (Marinka ve şimdi Avdiivka'da) Ukrayna'yı mağlup etti. Beklenmedik yerlerde, kedi fare, kuşatma taktiğiyle neredeyse her cephede ilerliyorlar.

Üçüncü Aşama - beklentiler ve olasılıklar

Rusya'nın “saldırgan yıpratma” taktiklerini kimsenin tahmin edemeyeceği bir noktaya kadar sürdüreceği açık. Askeri gücü bir milyonun üzerine ulaştı. Şunu belirtmiştik;

Savaş ne kadar uzun sürerse, Ukrayna'nın toprak kaybı da o kadar büyük olacak, ancak büyük olasılıkla bahsi geçen bölgelerle sınırlı kalacak.” Ayrılıktan katılıma ve sonuçları-Kısaca 

Ancak şunu da vurguladık;

Bu, “Ukrayna'nın genel olarak işgal edilmesinin” imkansız olduğu veya gündemde olamayacağı anlamına gelmiyor. Diğer sınırdaş ülkelerin katılımıyla koşullar büyük ölçüde değişebilir ve işgalin diğer bölgelere de yayılmasını gerektirebilir. Bu ihtimali, Putin'in Rusya'nın Ukrayna'daki amaç ve niyetleri konusunda “geçmiş zaman” kullanarak yaptığı konuşmada “Ukrayna bir devlet olarak var olabilecek mi?” sorusuna yanıt vermeyerek “Biz Ukrayna'yı yok etmeyi kendimize hedef olarak almamıştık” şeklinde geçmiş zaman kipiyle yanıt vermesinden çıkarabiliriz”. Bu  “eğer gerekirse.. mecbur kalırsak” şeklinde tercüme edilebilir. Ukrayna'daki savaşın gelişmeleri ve tahminlerine ilişkin Marksist ve Burjuva analizleri arasındaki fark

Daha da açıklığa kavuşturmak için şunları kaydettik;

Her ne kadar Rusya'nın Ukrayna'nın tamamını işgal etmesi ihtimaller içinde  olmasa da, aynı zamanda “Rusya'nın Donbass ve Kerson'un tamamen ele geçirilmesinden sonra durması da pek muhtemel değil. Donbass'lı yoldaşların uzun zaman önce belirttiği gibi, muhtemelen  Transdinyester'e bağlantıyla, Ukrayna'yı Karadeniz'den kesmeyi sağlamak  için Odessa'ya kadar uzanacak, ve büyük bir olasılıkla bu süreçte  Donbass'a  ( ve Rusya'ya) bölgeden daha fazla saldırı yapılmasını önlemek için Karkov'u ele geçirerek büyük bir darbe vuracaktır. Referandum “Özel Askeri Operasyonlara” son verecek mi?

Batılıların, özellikle de ABD'nin bir anlaşmaya oturmama baskısı nedeniyle, (Donbass ile zaten resmi bir anlaşma yapmış olan) Kharkiv, Dnieper ve Nikolayev'in gündemde olması ve bu süreçte "kurtarılması" büyük olasılıklar içindedir. Bu aşamadaki gelişmelere bağlı olarak Odessa, Ukrayna'nın Karadeniz'e erişimini kesmek için muhtemel bir seçimdir. Bunların hepsi Ukrayna burjuvazisi içinde bir iç çatışma ve "Euromaidan", "ABD-NATO" burjuva kliğini Ukraynalıların kendileri tarafından iktidardan uzaklaştırma beklentisine sahip stratejidir." “Donbass'ta İç Savaş; dun bugün  ve büyük olasılıkla.

Ukrayna rejimindeki son gelişmeler ve iç kavgalar, halktaki memnuniyetsizlik ve huzursuzluk göz ardı edilmemelidir. Ukrayna halkını (ve dünyayı) “askeri yardım” paketleri ve boş umutlarla kandırıyorlar.

Rus nüfusunun, Anti-Faşistlerin ve Komünistlerin bulunduğu bölgelerin her zaman yeraltı örgütlerinin bulunduğunu hatırlamakta yarar var. Bir haberle ilgili şunlar belirtilmişti;

Ukrayna'nın geçmişini (1917) ve yakın tarihini (2014'ten sonra) bilenler, Nikolaev'in Dinyeper, Odessa, Kharkov ve Donbass'la birlikte tarihsel olarak güçlü bir anti-faşist tabana sahip olduğunu ve 2014'ten sonra yeraltına indiğini biliyor olabilir. Bu nedenle bu haberin doğruluğundan şüphe duymuyorum. Kerson ve Zap Oblastlarında faşist kalıntılar olduğu gibi özellikle bu oblastlarda da anti-faşistlerin bulunduğunu anlamak önemlidir.

RIA Novosti'nin 25 Ekim tarihli haberine göre, anti-faşist yeraltı örgütünün bir üyesi, "Nikolaev'in yeraltı örgütünün Ukrayna Silahlı Kuvvetleri'ndeki destekçilerinden silah aldığını" belirtiyor.

(Bu, bu Oblast'ın askeri üyeleri arasında zorla askere alınan anti-faşist askerlerin varlığının bir göstergesi olarak gorulunebilir)

Temmuz yazımızda Rusların "... Dinyeper, Nikolayev, Odessa'nın nüfusu ve ilerici ideolojik yapısı göz önüne alındığında kendilerini ve yerlilerini bu bölgelere daha fazla ilerlemeye hazırladıklarını belirtmiştik... büyük olasılıkla Kharkiv, Dinyeper ve Nikolayev gündemde ve bu süreçte "özgürleşecek". Bu süreçteki gelişmelere bağlı olarak Odessa, Ukrayna'nın Karadeniz'e erişimini kesmek için olası bir tercihdir."

Özellikle Rus ordusunun bu bölgelere yönelik beklenen taarruzunun başlamasının ardından önümüzdeki günlerde yer altı faaliyetlerine dair daha fazla bilgi duymamız mümkün.

İnkar edilemeyecek önemli bir gerçek, Rusya'nın, özellikle Rus nüfusun yaşadığı bölgeleri bombalamaktan kaçındığı ve kuşatma askeri taktiğini kullanarak kuşatılanları geri çekilmeye veya teslim olmaya zorlamak olduğudur. Şimdi akla gelen soru şu: "Bu sözü gecen bölgeler ele geçirildiğinde ve savaş kızıştığında tavırları nasıl olacak?" Eğer diğer sınır ülkeleri ve NATO işin içine direk girdiğinde, (bombalama) yıkım konusunda bu kadar seçici olacaklar mı? İnsanın kendi varlığı her zaman başkalarının varlığından üstün gelir. Bu (olası NATO direk katilimi) olasılık, Rusya'nın büyük askeri insan gücünü ve hava kuvvetini hala geri planda tutmasının bir başka nedeni olabilir.

O bakımdan şu anki şartlarda bildiğimiz şekilde bir Ukrayna'nın sonuçta var olup olmayacağını tahmin etmek mümkün değil. Gelişmelere bağlı olarak Ukrayna diye bir ülke bile kalmayabilir. Batı bölgeleri, üzerinde hak iddia eden çevre ülkeler tarafından nüfuslarıyla birlikte birleştirilebilir.

Ukrayna'ya Askeri Yardımlar

Ukrayna'ya yapılan fiili askeri yardımlar Batı'nın askeri stoklarını tüketti. ABD ve Avrupa, vergi mükelleflerinin pahasına köhne askeri makine ve mühimmat stoklarını boşalttı. Geçen yıldan bu yana son “yardım” paketleri “mali” idi. Bu, paranın rüşvet şeklinde geri dönüştürülmesi ve silah üretimi için paranın askeri sanayiye aktarılmasıdır. Askeri uzmanları dinlersek, (ABD dahil bu ülkelerde) sadece Ukrayna'nın ihtiyacını karşılayacak üretim kapasitesi yok, üretimin çoğunun Ukrayna'ya ulaşması aylar ya da yıllar alacak. Ukrayna'daki savaşın nesnel gerçekleri göz önüne alındığında, Ukrayna'nın bu savaştan sağ çıkması için aylar ya da yıllar var gibi görünmüyor. Buna karşılık Rusya, tüm Batı'nın toplamından daha fazlasını üretme kapasitesine sahip. O yüzden şunu not etmiştim;

“Batıdan gelen “Askeri yardımlar” üzerinde durmaya gerek yok, akıllı olan her insan bilir ki, Batıdan gelen hiçbir “yardım” bu savaşta belirleyici etken olamaz. Sonuçta hiçbir ülkenin diğerine bağışlayabileceği sınırsız askeri teçhizat ve tedarik yığını yok. ABD de dahil olmak üzere çoğu ülkenin Ukrayna için stoklarını tükettiği gerçeğinin yanı sıra, artık arz sıkıntısı çeken ve Rus askeri teçhizatına, özellikle de ABD Askeri analistlerinin bile "dünyada eşi benzeri olmadığı" şeklinde derecelendirdiği üstünlüğüne sahip hava saldırılarına karşı belirleyici bir etkisi olmayacak “mutlak” silahlara yöneliyorlar (mühimmat vb.) . Her türlü yeni askeri teçhizatın ve mühimmatın üretilmesi yıllar olmasa da aylar alır. Herhangi bir özel ekipman, bilgi, uzmanlık ve aylar süren bir eğitim gerektirir; tabi eğer eğitim verilene kadar Rusya tarafından imha edilmezlerse.” Ukrayna'da Savaş; Şimdi ne olacak? İkinci aşamanın beklentileri ve devamı?

Sonuç 

Batı'nın Rusya'ya dayattığı savaş, Batı'yı sadece ekonomik değil askeri açıdan da perişan eden, Rusya'yı ekonomik açıdan daha güçlü, askeri açıdan da dünyanın en deneyimli ve en güçlü ordusu haline getiren bir karşı etki yarattı. Rusya'yı (askeri olarak geniş alana parçalar halinde) yaymak ve onu Çin'e karşı oynamak şeklindeki "senaryonun" amacının aksine, kendilerini askeri olarak yaydılar ve daha güçlü bir Rusya-Çin ittifakının oluşmasına yardımcı oldular. Kuzey Kore'nin Rusya ve Çin ile geniş sınırı olduğu dikkate alındığında, bu ittifak Kuzey Kore'ye kadar uzanmak zorunda kaldı. Ne Çin ne de Rusya, Kuzey Kore gibi bir tampon ülkenin Ukrayna üzerinden kanıtlanmış nedenlerle Batı'nın eline geçmesine izin veremez.

Ukrayna Savunma Bakanı Oleksii Reznikov'un, Kiev'in NATO'nun misyonunu yerine getirmek için Rusya'ya karşı savaştığını itiraf etmesi, bu tur vekiller yoluyla sınıra girmesine izin verilmemesi konusunda bir başka uyarı işareti oldu.

"Bugün biz NATO'nun misyonunu yürütüyoruz. Onlar kendi kanlarını dökmüyorlar. Biz kendi kanımızı döküyoruz."

Belirttiğimiz gibi;

Marksist Leninistlerin analizleri, Marksizm'in diyalektiğinin verili bir mevcut duruma uygulanması nedeniyle ilk bakışta çelişkili görünse de, her gelişmede doğruluğunu teyit etmektedir. Bunun altında yatan neden, analizlerin “askeri boyuta”, “askeri taktiklere”, “askeri kazanç ve kayıplara” değil, savaşın temel nedenlerine, yani savaşın siyasi ve ekonomik amaçlarının birleşimine dayandırılmasıdır.

Askeri taktikler kısa veya uzun vadeli ekonomik-politik amaçların yalnızca bir parçası olarak uygulanmaktadır. Ve bu taktikler hiçbir zaman diğer savaşan ülkelerin (ABD-NATO) taktiklerinden ayrı tutulamaz, çünkü bu da onların siyasi ve ekonomik çıkarlarıyla ilgilidir. Tek tek “askeri taktiklere” odaklanmak, dünya ölçeğinde yaşanan daha büyük politik-ekonomik savaşa cevap veremez. Tam tersine, Ukrayna'daki savaş - Avrupa özgülü ve genel olarak dünya - Ukrayna'da kullanılan askeri taktiklerin doğasına yanıt verebilir.

Politikalar ekonomik olarak yönlendirilir ve bunun karşılığında ekonomik, coğrafi ve askeri koşullarında önemli değere sahip ülkelerle stratejik ittifakların oluşturulmasıyla diyalektik olarak bağlantılıdır.” Ukrayna'da Savaş; Şimdi ne olacak? İkinci aşamanın beklentileri ve devamı?

Her ne kadar “nükleer savaş olasılığı” tartışmasının özetini yayınlayacak olsak da bu konuda bir paragraf alıntılamakta fayda var.

"İnsanlar 'nükleer Savaş'tan bahsediyor. Bu elbette gerçek bir tehdit ve mümkün, ancak çeşitli nedenlerden ötürü pek olası değil. Yanlış hesaplamalardan biri, insanların nükleer savaştan bahsederken sadece ABD ile Rusya'yı (ya da Cin'i tek başına) dikkate almaları. Çin ve Kuzey Kore'yi onun saflarında olarak hesap etmeden Rusya'ya karşı nükleer bir savaştan söz edilemez, çünkü onların varlığı böyle bir durumda Rusya'nın varlığına bağlıdır, yani bu savaş ABD-NATO ve Rusya- Kuzey Kore (muhtemelen İran), Çin arasında bir savaş olacaktır. - Böylesine bir saflaşmada ABD dahil hiç kimse bu savaştan fayda sağlayamaz. Birbirlerini ekonomik olarak zayıflamak için ( ABD'nin yaptığı gibi müttefiklerini bile zayıflatarak) , ya da (Çin'in- ABD'nin 2. Dünya Savaşı'ndan sonra yaptığı gibi) müttefiklerini ekonomik olarak güçlendirmek ve stratejik ittifaklar yoluyla nüfuz alanında üstünlük sağlamak için vekalet, bölgesel savaşlara devam edecekler.” Ukrayna'da Savaş: Şimdi ne olacak, ikinci aşama ve sonrasındaki beklentiler?

Emperyalizmin, özellikle de ekonomisi ağırlıklı olarak askeri sanayiye dayananların gerici olması, saldırganlığın ve saldırgan savaşların kaynağı olmaya devam etmesi kaçınılmazdır. Eğer bu gerileyen bir Emperyalist olması halinde, vekaleten ya da doğrudan saldırganlık ve savaşlar kaçınılmaz olacaktır. Kautskycilerin iddiasının aksine, onlar sadece yükselen halk devrimlerine karşı el sıkışırlar, bir taraf uzlaşmaya zorlanıncaya kadar birbirleriyle savaşmaya devam edeceklerdir. Bu uzlaşmanın ardından gelen "barış" dönemi, savaş olasılığını ortadan kaldırmaz, ancak birbirlerine yeni bir savaşa veya vekalet savaşlarına hazırlanmaları için zaman tanır.

Savaşlar insanın toplumsal gelişiminde kaçınılmaz değildir; bunlar sosyo-tarihsel bir olgudur; kapitalizmin bir olgusudur. Savaşların tamamen ortadan kalkacağı, yani sosyalizmin kapitalizmi yeneceği bir zamana, ancak o zamana kadar, sınıflı toplumda, kapitalizm koşulları altında, savaş, bir yanda toplumsal gelişmenin uzlaşmaz çelişkilerini, diğer yanda kapitalistler arasındaki çelişkileri çözmenin bir aracı olmaya devam edecektir. Kalıcı barış ne yazık ki kapitalizmde bir yanılsamadır, yalnızca çatışan tarafların bir sonrakine hazırlanmasına hizmet eder.

MLDG

Erdoğan A

23 Şubat 2024

Tayland

Hiç yorum yok

Blogger tarafından desteklenmektedir.