Header Ads

Header ADS

Rusya'nın planlarına "meşruluk" sağlayan- Ukrayna'nın "manşet" hedefli saldırıları ve sonuçları

Possible direction and limits of attacks
İstanbul'da fikir birliğine ulaşılan ama imzalanmayan anlaşmanın Ukrayna tarafından ihlal edilmesinden sonraki gelişmelerin gün geçtikçe Rusya'nın stratejisinin işine yaradığı yönünde olduğunu kanıtlıyor. 

Ukrayna'nın anlaşmayı ihlali, Donbas, Zaporizhya ve Kherson' un Rusya'yla birleştirilmesinin temellerini ve meşruluğunu sağladı. Devam eden şehirleri ve sivilleri bombalamalar, Moskova'da suikast girişimi, Kırım köprüsünün bombalanması savaşın sınırlı "özel askeri operasyon" niteliğinden hızlı bir şekilde "ilan edilmemiş savaş" niteliğine dönüşme sürecinin başlamasına yol açtı. Ve -şimdilik- en önemlisi diyebileceğimiz, en son tahıl ihracatı anlaşmasının ihlaline yol açan Sivastopol saldırısı, Odessa'nın işgalini gündeme getiren ve "meşrulaştıran", askeri hiçbir değeri olmayan, geçmiş tüm "medya manşeti" için yapılmış saldırıları geride bırakan aptalca bir saldırı oldu (US-GB'nin stratejisine yaradı mı henüz bilemiyoruz).

Bu demek değildir ki Rusya sadece Ukrayna'nın pratiklerine tepkili tavırlar alıyor. Tam tersine, haziran ayındaki yazıda belirttiğimiz gibi, Donbass, Zaporizhya ve Kherson zaten İstanbul anlamasının ihlalinin sonucundan (ya da ta baştan) başlayarak Rusya'nın stratejisi ve amaçlarının içinde yer alıyordu. Ukrayna'nın bu tür her büyük "manşet amaçlı" saldırıları, Rusların bu amaçlarını gerçekleştirmede hem kendilerince hem de kamuoyunda sadece "meşruiyet" ve "onaylama" sağlıyor.

Biraz geriye dönüp baktığımızda, OAH (Özel askeri hareket) sürecinde Rusya Ukrayna'nın merkezine ve batısına (belirli birkaç askeri hedefler dışında) hiçbir saldırıda bulunmadı. Ukraynalılar bu bölgelerde sanki savaş yokmuş, 2014 ten sonraki Donbass da çatışma oluyormuş gibi, yaşamlarına bir derecede normal devam ediyorlardı. Son gelişmeler, temel olarak askeri anlamda hiçbir değeri olmayan saldırılar ve Kırım köprüsünün bombalanması Ukraynalıların günlük yaşamının tamamen değişmesinin başlangıcı oldu. OAH sürecinde bombalanmayan sivil-altyapılar, özellikle enerji-elektrik yapıları, durmak bilmeyen bir şekilde saldırıya uğradı ve bu saldırılar devam edecek ve büyük ihtimalle karadan saldırı başladığında, daha da artacak. 

Sivil altyapı denilince akla sadece "sivil" kullanımı gelir. Ancak askeri lojistik-malzeme ve asker dağıtımı-, haberleşmenin ve benzeri askeri kullanımı özellikle Ukrayna'da büyük ölçüde elektrik enerjisine bağımlı. Enerjinin bu yokluğu, ya da büyük ölçüde aksaması, Ukrayna ordusunun yıkılmasının temellerini hazırlar. Ukrayna'nın manşet pesinde olan saldırıları Rusya'nın bu sürece girmesinin temelini atmış oldu.

Odessa konusuna gelince. Ukrayna-Odessa'dan Karadeniz'e "serbest geçiş koridoru" sağlayan tahıl anlaşması aslında başlangıcında Rus analizcileri tarafından oldukça olumsuz karşılanmıştı. Çünkü Ruslar bu anlaşma dahilinde oldukları sürece Odessa'ya saldıramazlardı, bu, anlaşmanın ihlali olurdu. Yani Rusları bu anlaşmanın içinde tutmak hem Ukrayna'nın hem de Batı'nın çıkarları dahilindeydi (ABD’nin bu konuda planları ne bilemiyoruz). Ukrayna'nın bu sadece tahıl taşınması için kullanılması gereken koridordan ve hatta tahıl taşıyan bir gemiden de Sivastopol a saldırması, aslında Rusları büyük bir yükten kurtaran bir "manşet" hamlesi oldu. Rusya hemen ardından bu anlaşmadan çekildiğini, gemilere olacaklardan hiçbir sorumluluk taşımayacağını ve benzer bir saldırıya en ağır bir şekilde cevap vereceğini ilan etti. 

Bu anlaşmadan çekilmek, Odessa'nın hem karadan hem denizden işgalinin önünü açmış oldu. Belki de haziran ayında, işgal edilecek son bölge olarak öngördüğümüz Odessa, Nikolayev den sonra ilk, diğerlerinden daha önce işgal edilme stratejik önemini kazanmış oldu.

Yani kısacası, Ukrayna'nın her manşet hedefli saldırısı, temel olarak Rusya'nın stratejisinin gerçekleştirilmesini kolaylaştıran ve hızlandıran bir karaktere sahip oldu ve olmaya devam edecek, çünkü Rusya, kamuoyu tarafından "meşruluk" ve "onay" açısından buna oldukça dikkat ediyor gibi görünüyor. Yani saldırılarını "etkiye karşı tepki" olarak sunmasının malzemesini Ukrayna ona veriyor.

Gönüllüleri saymazsak, 40,000'i şu anda cephede olan, diğer 40,000'i de bölgelerdeki deneyimli askerlerin cepheye yönelmesi için onların yüklendiği "emniyet" görevlerini yüklenmiş. 300,000 yedek askerin geri kalanının cepheye yönelmesi birkaç haftayı geçmez. Zaten Ruslar şimdiden Donbass'ta küçük ölçekte de olsa saldırıya başladılar. Ukrayna'nın kendi verdikleri haberlere göre Ruslar Nikolayev'in güneyine ve Odessa'nın doğusuna 40binin üzerinde asker ve teçhizat yağmışlar. Nikolayev referanduma en hazır olan bölgelerin başında geliyordu. Söylenenlere göre, Odessa tüm katliamlara, göçe zorlanmalara rağmen, hala güçlü anti faşist yer altı örgütlerine sahip. Odessa'daki Ukrayna ordusunun büyük bolümü Kherson'a, Nikolayev'e, liman bölgelerine kaydırılmış. Yani burada Donbass gibi kimi bölgelerde olduğu gibi yıllardır süren güçlendirilmiş savunma hendeklerine ve askeri güce sahip değiller. Bu anlamda, soru, sonucun ne olacağı değil ne kadar süre içinde olacağı olabilir. Şüphesiz ki bunlar, NATO’nun direk katılımı ve benzeri gibi beklenmedik gelişmeler nedeniyle değişebilecek niteliğe sahip. Varsayım, bu tür değişim olmayacağı temelinde. Çünkü böylesi bir değişim olmadığı sürece dışarıdan ne kadar silah ve teçhizat, paralı asker gönderilirse gönderilsin, sonucun farklı olmasına imkân yok.

Bitirmeden, askeri teçhizat, taktik vesaire konularında hiçbir bilgim olmadığı için bu konuda okuduğum, dinlediğim nesnel yaklaşımı olan Askeri Uzmanların beni ikna eden değerlendirmelerinden önemli birkaçına değinmekte yarar var. Aslında bunlar biraz askeri temel bilgisi olanların diyalektik bağlantıyla kolayca görebileceği ve yapabileceği çıkarımlar. Bir anlamda, "ne kadar tabanca gönderirsen gönder, mermisi olmayan tabancanın hiçbir askeri değeri yoktur" doğru değerlendirmesine benziyor çoğu. 

Toplamı bir sehri bile savunamayacak nitelikte
Anlaşılması ve somut, kanıtlanmış bir gerçek olarak görülmesi gereken ilk şey, Ukrayna'nın savaş başladığındaki gücünün artık var olmadığı ve olamayacağadır. Rusların doğru dürüst bir savunmayla karşılaşmadan, Kiev dahil, Ukrayna'nın dört bir yanını bombalıyor olabilmesi, Ukrayna'nın hava savunmasının bitmiş olduğunun göstergesidir. İki ya da on tane 11 milyon dolarlık hava savunma silahının ve bunun için her biri 1 milyon dolar olan 100 tane misil'in gönderilmesinin bir sonuç vermediği kendini sahada kanıtlıyor. Rusya kimi yerde bin, kimi yerde 10bin dolarlık dronlarla, Ukrayna'nın bu milyon dolarlık misillerini harcamasını sağlıyor. Ne ABD'nin ne Avrupa'nın yedekte sakladığı sonsuz miktarda misil yok ve bunlar ekmek üretir gibi üretilemeyen, üretimi aylar ve yıllar alan silahlar. Sonuç olarak, Ukrayna'nın hava savunması felç olmuş durumda. Videolarda gördüğümüz gibi, her kalkan uçağı, helikopteri kendisini kısa zamanda yerde buluyor. ABD'nin kendi askeri araştırmacı ve danışmanlarının da belirttiği gibi Rusya'nın hava savunması, havadaki gücü diğer tüm ülkeleri geride bırakan nitelikte (bu konuda bana göre lazer savunma teknolojisini geliştiren Cinden sonra).

Yardım olarak gönderilen tank ve benzeri diğer askeri araç ve silahların Ukrayna (iklim ve toprak) şartlarına uygun olmadığı için etkin olmasının mümkün olmadığı ve kolayca yok edildiği, uzmanların ortak görüşü. Zaten karada, açıkta olan her büyük araç, Rus hava kuvvetlerinin kolayca yok edebileceği bir hedef oluyor.  

Eski bir ABD'li askerin yârdim için gönderilen "mermiler" üzerine söyledikleri öğretici nitelikte. Milyonlarca mermi yardımını duyunca oldukça yüklü geliyor bize. Verdiği örnekler temelinde, milyon sayıda mermi, cephede ancak birkaç günlük, ya da en iyisinden- çatışma sıcak değilse- bir haftalık bir ömrü var. Elektriğin kesilmiş olması zaten bu ülkede üretim olsa da onu kısıtlayan, trenlerin çalışmaması bu cephanelerin cephelere gönderilmesini aksatan önemli bir faktör. Tabi ki buna yiyecek, sağlık malzemesi gibi önemli lojistik taşımalarını katarsak, doğuracağı sonuçları görmek daha kolay olur. 

ABD-Nato'nun vekilliğinde Ukrayna hem ülkeyi hem askerini hem de vatandaşlarını savaşa kurban etti. Anlaşma yerine savaşmayı, askeri kazanım yerine "manşetlerle" siyasi kazanım pesinde koştu, kazanamayacağını bildiği muharebelerde, geri çekilme yerine büyük zaiyatlar vererek saldırıya geçti. İşi daha da ilerleterek Rusya'ya direk saldırılara, Moskova da suikastlara, Kırımda bombalamalara, barışçıl tahıl koridorunu Sivastopol'a saldırıda askeri amaçlarla kullandı. Bunların hepsi nihai sonuçta Rusya'nın stratejisinin hedeflerine ulaşmasını kolaylaştıran, kamuoyunda Rusların saldırılarına meşruluk ve onaylama sağlayan, askeri uzmanların deyimiyle, "anlamsız", bizim baştan bu yana söylemimizle "manşet ve siyasi amaçlı" saldırılar oldu.

Savaşın başlangıcında yapılan değerlendirmede Rusya'nın stratejisinin sadece Ukrayna ile ilgili değil geniş kapsamlı olduğunu, Rus, Rusça konuşan ve Anti-Euromaidan nüfusun geniş olduğu tüm bölgeleri ele geçirme olasılığının stratejisinin bir parçası olduğunu, Nato-suzlastırma hedefinin sadece Ukrayna ile sınırlı olmadığını, bu konuda Avrupa halklarının memnuniyetsizliği nedeniyle protestolar ve benzeri şekillerde ayaklanmalarını hesaba kattığını, sonuçta Zelensky hükûmetinin yıkılma beklentisi olduğunu  öngörmüştük.

Çünkü Rusya'nın, kendi gücüyle bu savaşı (çevre küçük ülkeler katılsa bile) kaybetmesi ihtimali olmaması bir yana, olası özel bir durumda, Rusya'nın yenilgisine Cin (ve Kuzey Kore) müsaade edemez, çünkü böyle bir sonuç onun da "varlık-yokluk" sorunu haline gelir.

Önceki birkaç yazıda da belirttiğim gibi, Rusya ya karşı bir nükleer savaş, Cin ve Kuzey Kore hesaba katılmadan değerlendirilemez.


Erdogan A

31 Ekim 2022 

Hiç yorum yok

Blogger tarafından desteklenmektedir.