Header Ads

Header ADS

Hükümet İstifa, Devrimci Demokrasi Güçleri İktidara

4 Ocak, 2022

Yıllardır şaha kalkmış olan yolsuzlukların, haksızlıkların, hırsızlıkların artık "kendi kafasını kullanabilen", "yaşayarak bunu tecrübe eden "her birey" için aşikar duruma geldiği günümüzde, kaçınılmaz olarak "hükümet İstifa" sloganı da en geniş kitlelerin bir talebi haline geldi. 

Şüphesiz ki bu slogan yanlış bir slogan değil, ama alternatifi kitlelere sunmayan eksik bir slogan. Doğru bir slogan eğer alternatifi de sunmuyorsa, var olan sistem içinde, sadece bir hükümetin değişimiyle sorunların çözülebileceği hayalciliğinin de yaygınlaşmasına zemin hazırlayacağı için, nihai sonuçta yanlış bir slogana dönüşür. Türkiye özgülünü ve somut durumunu göz önünde bulundurursak;  "Bir ülkede ne kadar az özgürlük varsa, açık sınıf mücadelesinin kendini göstermesi o kadar az olur ve kitlelerin eğitim seviyesi ne kadar düşük olursa, siyasi hayalcilikler genellikle daha kolay ortaya çıkar ve o kadar uzun süre devam eder... Siyasette hayalcilik asla gerçekleşemeyecek bir dilektir - ne şimdi ne de sonrasında, sosyal güçlere dayanmayan ve siyasi, sınıfsal güçlerin büyümesi ve gelişmesi ile desteklenmeyen bir dilek"tir değerlendirmesi tam da pratik yerini buluyor.  (1)

Bu anlamda, alternatifini içermeyen "hükümet İstifa" sloganı "çözüm" anlamında sorunu "hayale" bıraktığından gerçekleşemeyecek bir dilek olma niteliğini aşmıyor.  Nasıl ki her durumda "Ya hep Ya Hiç" yaklaşımı dar görüşlü, tek yanlı, gerçek durumu göz önünde bulundurmayan küçük burjuvanın karakteristik özelliğini yansıtan bir "Sol sapma" slogan ise, kısa (ve uzun) vadeli alternatifi ve çözümü açıkça, somut olarak ortaya koymayan "hükümet İstifa" sloganı da reformist "Sağ sapma" sloganı olmayı aşamayacaktır.  "Somutun yerine soyutun konulması, devrimin en büyük günahlarından, en tehlikeli günahlarından birisidir. " (2) Ayni Günümüzle ve konumuzla uygunluk içinde "Ütopya," diyor Engels "mevcut koşullardan" insanın, mevcut toplumdaki şu ya da bu diğer çelişkilerin çözüleceği biçimin çıkacağını iddia ettiğinde ortaya çıkar. " (18)

Kitlelerin bir talebi olan bu sloganın tam ve eksiksiz bir şekilde nasıl "doğru" olabilir sorusuna Stalin; "Sloganlar ancak sınıf güçlerinin Marksist analizine dayanıyorlarsa doğru olabilirler. Eğer devrimci güçlerin sınıf mücadelesi cephesine yerleştirilme doğru planını gösteriyorlarsa, eğer kitleleri devrimin zaferi mücadelesi cephesine, yeni sınıfın iktidarı ele geçirme mücadelesi cephesine getirmeye yardım ederlerse doğru olabilirler " diye cevap veriyordu. (3)

Bu yaklaşım gündemdeki demokratik görevlerin en önemlisi olan otokratik, faşist iktidarın yıkılması ile çelişkili değildir. Tam tersine demokratik görevlerle sosyalist görevlerin birbirine bağlanması, demokratik görevlerin sosyalist görevlere tabi kılınması pratiğinin yaşama uygulanmasıdır. Sloganların alternatifi vurgulamayan "demokratik" görevle sınırlandırılması, kendisini hayalciliğe zemin hazırlayan ve ya da var olan hayalciliği besleyen zararlı bir pratikte sonuçlandıracaktır. Türkiye gündemine ve konumuza uygun bir şekilde Lenin şu değerlendirmeyi yapıyordu; " …genel siyasi ajitasyonu yönetme ya da otokrasiye karşı halkın gözü önünde bir teşhir kampanyası sürdürme görevini bizzat biz üstlenmeliyiz. Bu görev, özellikle siyasi altüst oluş dönemlerinde zorlayıcı bir öneme sahiptir. Akıldan çıkarmamalıyız ki, bir yıllık yoğun bir siyasi yaşantı içinde proletarya, siyasi açıdan sakin geçen birçok yıl içinde olduğundan daha fazla devrimci eğitim elde eder... sosyalistlerin bilinçli ya da bilinçsiz olarak siyasi ajitasyonun konularını ve içeriğini sınırlama eğilimleri bu yüzden özellikle zararlıdır.(4) 

Demokratik görevleri ve mücadeleyi rafa kaldıran "Sol sapmanın" sekterliği ile, mücadeleyi (bilinçli ya da bilinçsizce) demokratik görevlerle sınırlayan "Sağ sapma" aynı madalyonun iki yüzüdür, ikisi de "soyut" dur, somutlaşmaz. Sol sapmanın sekterliğinin tersine, sosyalistlerin “şu andaki görevi otokrasiyi alaşağı etmek olduğuna göre," diyor Lenin, sosyalistler" demokrasi uğruna savaşta öncü olarak davranmalıdır ve dolayısıyla, salt bu nedenle bile, nüfusun tüm demokratik unsurlarına her desteği vermeli ve onları müttefikler olarak kazanmalıdır." (5)  Otokrasiye karşı olan tüm kitleleri, bu asgari temelde saflara kazanma sloganı, ajitasyonu, propagandası ve pratiği günümüzün acil görevidir. "Demokratik mücadele ile sosyalist mücadelenin koşulları niçin aynı değildir? Çünkü işçilerin elbette bütün mücadelesinin her birinde, farklı yandaşları olacaktır. İşçiler, demokratik mücadeleyi, burjuvazinin bir kesimi, özellikle küçük-burjuvazi ile birlikte yürütecektir. (6) "demokratik, siyasal mücadelede işçi sınıfı tek başına değildir; bütün siyasi muhalefet unsurları, katmanları ve sınıfları, otokrasiye düşman olduklarından ve ona karşı şu ya da bu biçimde mücadele ettiklerinden, onun yanında bulunmaktadır. Burada proletarya ile yan yana, burjuvazinin ya da eğitilmiş sınıfların ya da küçük -burjuvazinin, otokratik hükümet tarafından zulmedilen milliyetlerin, dinlerin, mezheplerin, vb., vb., muhalif unsurları bulunmaktadır." (7) Mücadeleyi sınırlayan, muğlak olan "Sağ sapmanın" tersine, “Demokrasi sorununun Marksist çözümü, “diyor Lenin, “proletaryanın, burjuvazinin devrilmesini ve kendi zaferini hazırlamak üzere, bütün demokratik kurumları ve bütün özlemleri, kendi sınıf savaşımında seferber etmesidir” (8) "Geniş ve çeşitli işçi örgütleri olmadan ve onların devrimci Sosyal-Demokrasi ile bağlantısı kurulmadan, otokrasiye karşı başarılı bir mücadele yürütmek mümkün değildir." (9) Bu seferberlik ve "bu destek, Sosyal-Demokrat olmayan program ve ilkeler ile herhangi bir uzlaşmayı şart koşmadığı gibi, bunu gerektirmez de – bu özgül bir düşmana karşı bir müttefike verilen destektir. Bunun da ötesinde Sosyal-Demokratlar bu desteği ortak düşmanın düşüşünü kolaylaştırmak için verirler, fakat bu geçici müttefiklerden kendileri için hiçbir şey beklemezler ve onlara hiçbir şey vaat etmezler-bağışlamazlar. (10)

Bu bağlamda, sağ ve sol arasında diyalektik denge konumunda bakış açısıyla, alternatifi sunulmadığı için "muğlak" kalmış "hükümet istifa " sloganı özgülüne geri dönersek, sloganın siyasi öneminin sınırlandırılmış olduğu gerçeğini gözlemleyebiliriz. "...sosyalist sloganlar " diyordu Lenin ".. tüm diğer sosyalist sloganlarda olduğu gibi şeylerin var olan sistemini haklı kılmaya hizmet etmeye değil, ileriye giden yolu göstermeye ve işçi sınıfının aktif devrimci siyasetini canlandırmaya hizmet eder. ” (11)

Devrimci Demokrasi

Bu sloganı tamamlayan, somutlaştıran ona ilave edilecek olan "alternatif-"çözüm" ün vurgulanmasıdır. Şüphesiz ki belirleyici olacak olan, bu alternatifin "damgası-isimlendirilmesi" değil, onun siyasi içeriği ve hedefi olacaktır.  Bu anlamda isimlendirme "Devrimci Demokrasi" değil de başka bir isimlendirme de olabilir. Bu tanımlamayı seçmemdeki neden kavramın siyasi tarihiyle ilgilidir. Sloganın içeriği "Sovyetler iktidara" ve " Tüm iktidar Sovyetlere" sloganlarının somut durum ve şartlarına ve buna bağlı olarak "ittifaklar" sorunuyla ilgilidir. Kullanılan terimin seçimi ve önemi, devrimci mücadele yolunda daha geniş kitleleri kucaklamayı ve onların desteğini sağlayacak, iktidarı ele geçirme ve ayakta tutmayı sağlayabilmesi ile bağlantılı olarak ele alınabilir.  Çünkü “bir Marksist sınıflar arası ilişkilerin tahlilinde gerçek zemini terk etmemelidir” (12) kuralından hareket eder, ve devrimciler "işçi sınıfının, orta sınıf ve özellikle köylülüğün sempati ve desteğini sağlamadan iktidarı elinde tutamayacağının ve hatta, "orta sınıfın en azından tarafsızlaştırılmadan iktidarı ele geçirmeyi ciddi bir şekilde düşünemeyeceğinin " bilincindedir.(13) Terimlere siyasi yaklaşım, sözlükten, ansiklopediden veya uydurulmuş bir anlamdan alınan sözlük anlamlarında değil, terimlerin tarihsel bağlamı ve tarihsel, Marksist Leninist teorik içerikte kullanımında olmalıdır. Sol sapmaların iddiasının tersine, "Devrimci Demokrasi" bir orta burjuvazinin tepkisi değildir. Lenin'in de vurguladığı gibi; “Devrimci demokrasi, yani esas olarak proletarya ve Sosyal-Demokrasi” …“Devrimci demokrasiden, Sosyal-Demokrasinin tüm demokratik programını kabul eden, hiçbir devrimci önlemden geri durmayan tutarlı ve sağlam demokratik akımlar kastedilmektedir ama (bunlar) açık Sosyal-Demokrat sınıf bilincinden yoksundurlar”. (19)

Kendi içinde ve kendi başına bir “son” olarak ele alınan, devrime uzanmayan herhangi bir “demokrasi” ön eki, Marksizm Leninizm’den bir sapma, Proletarya Diktatörlüğünün- Sosyalizmin reddi olacaktır. Tüm ön ekli “demokrasi” kavramları, sınıf ve sınıf iktidarı bağlamında ve sosyalist devrimi hedefleyip hedeflemediği bağlamında ele alınmalıdır. “Kontrol fikri ve bu kontrolün ne zaman ve kimden etkileneceği sorusuyla uğraşırken,” diyor Lenin, “bir an için bile, sadece sınıf yönetimi olan modern devletin sınıf karakterini unutmamak gerekir. “Devrimci demokrasi” kavramına da benzer bir sınıf analizi uygulanmalı ve bu analiz toplumsal güçlerin gerçek dengesine dayanmalıdır.” (14)

“Devrimci demokrasi” kavramı, reformistlerin kullanımından farklı olarak Marksist Leninistler tarafından sınıfsal bağlamı içinde kullanılır. “Devrimci Demokrasi”nin bir icat değil, devrimin ilerlediği kapitalizm ile sosyalizm arasında bir aşama olduğunu açıklayan Lenin şöyle devam ediyor; “Burada insanların tamamen yanlış anlamalarını ve onu tamamen reddettiklerini gizlemek için hakkında bu kadar çok konuştukları bu devrimci demokrasi nedir? Tüm Rusya Sovyetler Kongresi'nde devrimci demokrasiden bahsetmek ve bu kurumun karakterini, sınıf bileşimini ve devrimdeki rolünü karartmak… Bu, Ruslar tarafından icat edilmeyen, devrim tarafından geliştirilen bir devlet türüdür, çünkü devrim başka hiçbir şekilde kazanamaz." (15) "Proletarya, en tutarlı ve kararlı devrimci demokrasi ruhuyla eğitilerek buna hazırlanmadığı sürece, tarihsel bir sınıf olarak burjuvaziyi yenebilmesi düşünülemez.” (16)

Ancak reformistlerin "sınırlama" anlayışının tersine, Devrimci Demokrasi ve sosyalist devrim için mücadele, sadece yasal yollarla yürütülemez, çünkü onun başarısı, temelde yasadışı olarak örgütlenebilecek çeşitli derecelerde ve biçimlerde- bu asgaride grevler, protestolar, yürüyüşler, işgaller vb., şeklinde- bir tür ayaklanmaya bağlıdır. Bu ikilemli mücadele olmadan, yani sokaklarda halk hareketleri olmadan Devrimci demokrasinin özellikle seçimlerle iktidarı ele geçirmesi olanaksızdır. Bu nedenle, Lenin'in de dediği gibi; “Bizim işimiz, demokratik yükselişi teşvik etmek ... büyüyen yeni devrimci demokrasiyi teşvik etmektir. Liberallere rağmen güç toplamayı ve kazanmayı başaramazsa...seçimlerdeki hiçbir “zaferi” fiili durumda ciddi bir değişiklik getirmeyecektir." (17)

Sonuç olarak her ne kadarda "hükümet istifa" sloganı haklı bir talebi dile getiriyor olsa da Marksist Leninist bakış açısından kitleleri devrimci mücadelenin hedefine doğru eğiten ve yönelten tamamlayıcı unsuru, yani "alternatifi-çözümü " içinde taşımadığından "eksik" bir slogan. 

Neden "Yolsuzluk", "yargı" ve "yolsuzların varlıklarının kamulaştırılması" bu sloganı takip ediyor? 

Türkiye de "Yolsuzluk" genel olarak -ve sadece "mali sahtekarlık la kendini zengin etme" açıklaması ile eş anlamlı kullanılıyor. Evet "yolsuzluk" iktidarın yukarıdan aşağıya kendi destekçilerine mali olarak ülkenin değerlerinin ve halkın vergi parasının peşkeş çekilmesidir. Ancak bu uygulama "güç" ve "gücün sağlamlaştırılması" için uygulanan temel pratiklerin sadece birisidir. Haksızlık, adaletsizlik, baskılar, saldırılar, hırsızlıklar, rüşvet vb., tüm uygulamalar iktidarın sahtekâr uygulamalarının- yani yolsuzluğun- ortamını hazırlayan, birbirini destekleyen, tamamlayan unsurların bütününü teşkil eder. Bu "yolsuzluk ortamı" kapitalizme özgü ve onun yarattığı, biçimlendirdiği bir ortamdır. Nasıl ki kapitalizm ortadan kalkmadığı sürece faşizm sadece yıkılabilir ama ortadan kaldırılamazsa, yolsuzlukta kapitalizm var olduğu sürece ortadan kaldırılamaz, değişik biçimler alarak, farklı derecelerde devam eder. 

Bu anlamda, "hükümetin istifası" talebini yolsuzlukların yasal araştırılması ve yolsuzların sabit ve para varlıklarına el konulması talebi ile devam ettirmek, nihai sonuçta bunun ortadan kaldırılmasını getirmeyecek olsa da kapitalist sistemin kitleler gözü önünde teşhir edilmesi, eğitilmesi ve harekete geçirilmesi açısından etken ve önemli bir talep olma özelliğine sahiptir. 2006 seçimleri ve ajitasyon propaganda taktikleri ile ilgili tartışmada tabanda en geniş kitlelerin temel taleplerini sıralayıp, "bu talepleri vaad etmeyen bir partinin bir burjuva partisi olacağını, onun niyetinin bir öncekinden hiç farklı olmadığı ve olamayacağını, bu gerçeği anlamayana da anlatmanın  bir görev olduğunu, zaten yeni seçilenin de "yolsuzluklara" başvurarak kendisini teşhir edeceğini, işte bu nedenle bu teşhirin zeminin hazırlanması açısından özellikle bu talebin sürekli ileri sürülmesi gerektiğini vurgulamıştım. Şüphesiz ki bu talep "taktiksel" olma niteliğini aşamaz, ama kitlelerin bilinçlenmesi ile "sorgulayıcı" ve "zorlayıcı" bir niteliğe dönüşebilir, dönüştürülebilir. 

Lenin'in Gorki'ye mektubundaki söylemini anımsarsak; "Kara- Yüz- Oktobrist kapitalizmi (Otoktratik) ve Na­rodnik (gerçekçi, demokratik, faaliyet dolu) kapitalizmi var. Biz kapitalizmin "aç gözlülüğünü ve zalimliğini" işçilere ne kadar fazla teşhir edersek, birinci tür kapitalizmin ayakta kalması o kadar güç olur ve kapitalizm o kadar ikinci tür kapitalizme dönüşmek zorunda kalır. Bu tam bize (istediğimize) uygun düşer, tam proletaryaya (isteğine) uygun düşer..."

Marksist Leninist önderlikler, kitlelerce hiçbir yanılsamaya ve özellikle yanlış anlaşılmaya, hayalciliğe yer bırakmayacak, bütünlüklü, doğru ve net sloganlarla kitlelere ulaşmak sorumluluğu ve zorunluluğundadırlar. Marksizm’in diyalektiği nedeniyle her sloganın, özelden genele bir derinliği ve kapsamı vardır. Bu nedenle siyasi sloganlar, uzun vadeli olduğu kadar kısa vadeli siyasi amaçlara da hizmet etmek için oluşturulur. Her slogan mesajlar içerir ve bu içerik temel bir ideolojik yaklaşımın özgülde yansımasıdır. Marksist sloganlar sadece siyasi durumu tanımlama değil, aynı zamanda o siyasi sorun için bir alternatif, sonuç-çözüm işlevi önerir. Lenin'in sözlerini tekrar edersek; sosyalist slogan diğer tüm sosyalist sloganlar gibi, mevcut düzeni meşrulaştırmaya hizmet etmez, ama ileriye giden yolu göstermek ve proletaryayı aktif, devrimci dönüşüm politikasına teşvik etmek içindir.

Erdogan A
4 Ocak, 2022

Notlar

(1) Lenin, Two Utopias

(2) Lenin, On Slogans 

(3) Stalin, Köylü Sorunun Sloganları

(4) Lenin, Siyasi Ajitasyon Ve “Sınıf Bakış Açısı”

(5) Lenin, Rusya Sosyal Demokratlarınının Bir Protestosu 

(6) Lenin, Küçük Burjuva Sosyalizmi ve proleter Sosyalizmi

(7) Lenin, Rusya Sosyal Demokratların görevleri

(8) Lenin, Kievskiye yanıt

(9) Lenin, Otokrasi ve Proletarya

(10) Lenin, Sosyal Demokratların Görevleri

(11) Lenin, Junius, The Crisis Of Social -Democracy

(12) Lenin, Taktik Üzerine Mektuplar,

(13)  Stalin, Orta tabaka Sorunu

(14) Lenin, Birinci Petrograd Atölye Komiteleri Konferansı

(15) Lenin, İşçi ve Asker Vekilleri Sovyetleri Birinci Tüm Rusya Kongresi

(16) Lenin, Devrimci Proletarya ve Ulusların Kendi Kaderini Tayin Hakkı

(17) Lenin, Dördüncü Duma Seçim Kampanyası ve Devrimci Sosyal-Demokratların Görevleri

(18)  Engels, Konut Sorunu

(19) Lenin, General Plan of the Third Congress Decisions

Hiç yorum yok

Blogger tarafından desteklenmektedir.