Mükemmel Simetriler ve Kendini Affetme: Stalin'in Anti-Semitizmi?
Analoji oyunu ne kadar karmaşık olursa olsun, iki ikiz canavar efsanesinin inşası henüz tamamlanmış gibi görünmüyor. Ukrayna Holodomoru'nu Yahudi Soykırımı'na tekabül ettirme çabalarına rağmen, Auschwitz adı zamanımızın bilincinde tamamen benzersiz bir dehşete neden oluyor. Belki de Stalin'in Hitler'le ilişkisi, eğer birincisi, ikincisi tarafından yürütülen (Yahudi soykırımına) Judeocide'a yol açan çılgınlıktan etkilenmiş olsaydı, doğru sayılabilirdi.
Kruşçev, yaşamının sonlarına doğru, Stalin'in ülke liderlerini tedavi eden doktorların aslında Sovyetler Birliği'nin başını kesmeyi amaçlayan bir emperyalist komplonun katılımcıları olduklarına dair şüpheleri olduğunu hatırlıyor. Gizli Rapor bundan bahsetmiyor, ancak şüpheli doktorlar arasında Yahudi olanların sayısı az değildi.635 Ve buradan, Sovyet canavarının portresine yeni ve belirleyici bir ayrıntıyla biraz derinlik eklemeye başlanabilir: Medvedev, "Stalin ve yandaşlarının derin antisemitizmi", "kimse için bir sır değildi" diyor. Hobsbawm, "Sovyet Devletinin resmi antisemitizmi" konusunda, "İsrail Devleti'nin 1948'de kuruluşundan bu yana yadsınamaz izler olduğunu" belirtiyor. Daha önce karşılaştığımız etnik temizlik ve ırkçı nefret konusunda Amerikalı tarihçi biraz daha geriye gidiyor:
"Savaşın sonunda Stalin, Hitler'in antisemitizminin birçok yönünü paylaşmıştı."
Furet daha da ileri gidiyor:
"Hitlerizm'in başlangıcından bu yana, Stalin Yahudilere hiçbir zaman en küçük şefkati göstermedi."636
Doğal olarak, Conquest bunların en radikalidir:
“her zaman Stalin'in ruhunda gizli” olan antisemitizm, “1942-1943'ten başlayarak” 1948'de “genelleşen”e kadar tüm gücüyle kendini göstermeye başladı.637
İşte bu noktada iki ikiz canavar efsanesinin inşası tamamlanmış sayılabilir.
Bu “inşa”nın aşırı kırılganlığını analiz etmeden önce, onun aynı zamanda Yahudilerin yirminci yüzyılda yaşadığı trajedide Batı'nın ciddi sorumluluğunu gizlemekte yararlı olduğu gerçeğine dikkat edilmelidir.
Üç perde ve bir girişten oluşan bir trajedi. 1911'de Chamberlain'in kitabı (The Foundations of the Nineteenth Century) İngilizce'ye çevrildi ve tamamen dünya tarihini ırksal bir perspektiften (Aryan ve antisemitik) okumaya adanmıştı.
Şimdi, Anglo-Alman yazarın Nazizm'in baş ustasıolarak oynadığı baş rol gerçekten anlaşılabilir. Goebbels, kendisini hasta ve yatalak bir halde görünce bir tür dua teklifinde bulunur:
“Size sağlık, ruhumuzun babası. Öncü, öncü!”638
Daha az ilham verici olmayan ifadelerle, Chamberlain de Hitler'i sadece Almanya için değil, bir tür kurtarıcı olarak görüyor.639
Führer, iktidarı ele geçirdikten sonra ve serbest bıraktığı savaşa liderlik etme görevine tutkuyla kapılırken, Chamberlain'in hapisteyken kendisine sunduğu cesareti sıcak bir şekilde hatırlıyor.640
Peki, Nazi dünya görüşü ve ırk ideolojisi için çok önemli olan bu eser Batı'da nasıl karşılandı?
Britanya'da, bu “şaheser” yapıtı durmadan alkışlayan ve onu "önem taşıyan ender kitaplardan biri" olarak öven The Times ile başlayan basından gelen tepkiler coşkuluydu.
Atlantik'in diğer tarafında, Theodore Roosevelt gibi yetkili bir devlet adamının incelemesi ezici bir çoğunlukla olumluydu.641
Karşı tarafta, Chamberlain'i ve diğer "ırk teorisyenlerini" tamamen değersiz olarak görüp ifade eden Kautsky'dir; o sıralarda (savaşın başlamasından önce) Kautsky, işçi hareketinin ve bir bütün olarak sosyalist hareketin, Stalin de dahil olmak üzere, bir maestrosu olarak saygı görüyordu. Daha sonra 1907'de Alman yazarı, kısmen Çarlık Rusya'sındaki antisemitizmin ve “Yahudilere karşı pogromların” analizine ve kınanmasına katkısı nedeniyle “seçkin bir sosyal demokrasi teorisyeni” olarak tanımlıyor.642
Şimdi trajedinin ilk sahnesine-perdesine dönelim.
Bu Dünya Savaşı sırasında İtilaf'ın müttefiki olan devrim öncesi Rusya'da ortaya çıkıyor. Ayrımcılığa uğrayan ve ezilen Yahudilerin düşmana ve Alman işgalciye sempati duyduğundan şüpheleniliyor. Rus genelkurmayı casusluk faaliyetleri konusunda uyarıyor. Bazıları rehine olarak tutuluyor ve “Yahudi topluluğu” vatansever sadakat eksikliğigösterirse idamla tehdit ediliyor; suçlanan casuslar idam ediliyor.643
Hepsi bu değil. 1915'in başında Alman ordusunun saldırdığı bölgelerde toplu sürgün emri veriliyor. Duma'daki bir temsilci Radom'da saat 23:00'te, operasyonun ayrıntılarını şu şekilde açıklıyor:
nüfus, şafakta bulunan herkesin asılacağı tehdidi altında şehri terk etmesi gerektiği konusunda bilgilendirilir [...]. Ulaşım araçlarının olmaması nedeniyle yaşlı ve engellilerin el ile taşınması gerekiyor. Polis ve askerler Yahudilere suçlu muamelesi yapıyor. Bir olayda, bir tren tamamen kapatılıyor, ve nihayet yeniden açıldığında içeridekilerin çoğu ölüyordu. Tehcir tedbirlerine tabi tutulan yarım milyon Yahudi'den yüz bini hayatta kalamadı.644
Ekim Devrimi, savaşa ve ona eşlik eden dehşetlere karşı verilen mücadelenin ardından patlak verir. On dokuzuncu yüzyılın ortalarında yazan Marks ve Engels'ten esinlenmişti:
"devrimin suçlandığı, bir avuç ajitatörü devirmekle suçlandığı boş inanç dönemleri geride kaldı."645
Ne yazık ki, feci şekilde yanlış olan bir tahmin. Rusya'da “Yahudi Marks”tan esinlenen ve liderliğinde güçlü bir Yahudi varlığı bulunan bir hareketin iktidara gelmesi, komplo teorisinin zaferini kutladığı çağı başlatıyor.
İç savaşla parçalanmış bir Rusya'da -Bolşevizmi kontrol edenler olarak kabul edilen- Yahudilere yönelik pogromlar ve katliamlar dönemin gündemi haline geliyor.
Yeni Sovyet iktidarı bu dehşeti durdurmaya kararlı: çetin yeni yasalar çıkarılıyor ve Lenin, milyonlarca okuma yazma bilmeyene ulaşabilmesi için kaydedilen bir konuşmada “Yahudi düşmanlığının ve diğer milletlere nefretinin” ortadan kaldırılmasını istiyor.646
İngiltere, Fransa ve Amerika Birleşik Devletleri Beyazların saflarında kaldılar ve zaman zaman kanlı antisemitik ajitasyona aktif olarak katıldılar.
1918 yazında, Kuzey Rusya'ya çıkan İngiliz kuvvetleri, hava yoluyla büyük çapta Yahudi karşıtı broşürler dağıttı.647
Birkaç ay sonra, yaklaşık yetmiş bin Yahudi'nin hayatını kaybettiği muazzam boyutta pogromlar meydana geldi.
“Müttefiklerin daha sonra Rusya'yı işgal etmeye konsantre olduklarını ve pogromları gizlice desteklediklerini söylüyorlar.”648
Yetkili tarihçilerin gözlemine göre bu, “Nazizm suçları” ve “İkinci Dünya Savaşı sırasındaki imha”649 için bir ön izlemedir ve o dönemde Bolşevik karşıtı haçlı seferine öncülük eden aktif İngiliz katılımını gören bir ön izlemedir.
Böylece üçüncü sahneye- perdeye ulaşmış oluyoruz.
Batı'nın yardımına rağmen, Beyazlar Bolşevikler tarafından yenilgiye uğratılır ve Batı'ya göç eder, onlarla birlikte Ekim Devrimi'nin bir Yahudi-Bolşevik komplosu olarak kınanması perdeye getirilir, ve Siyon Liderlerinin Protokolleri, bu anlayışı herhangi bir şüpheye yer bırakmayacak şekilde teyit etmektedir.
Bütün bunlar sonuçsuz kalmıyor.
İngiltere'de, "Majestelerinin resmi yayıncıları", The Times tarafından Batı'yı tehdit eden gizli bir komplonun kanıtı olarak kısa bir süre sonra alıntılanan Protokoller'in İngilizce baskısını basıyorlar.650
Daha sonra, Winston Churchill'in yabancı olmadığı, sadece Rusya'da değil, aynı zamanda on sekizinci yüzyıldan başlayarak Batı'yı sarsan tüm yıkım döngüsünde Yahudiliğin rolünü kınamakta yer alan bir kampanyaya dönüşüyor:
Yahudiler arasındaki bu hareket yeni değildir. Spartakus Weishaupt [Bavyera İlluminati] günlerinden Karl Marks günlerine kadar büyümüştür, ve daha sonra Troçki (Rusya), Bela Kun (Macaristan), Rosa Luxemburg (Almanya) ve Emma Goldman (Amerika Birleşik Devletleri), medeniyeti devirmek için ve toplumun sınırlı gelişmeye, kötü bir kıskançlığa ve imkansız bir eşitliğe dayalı bir topluma dönüştürülmesi için bu dünya komplosu!! .
Çağdaş bir yazar olan Bay Webster tarafından akıllıca gösterildiği gibi, [bu hareket] Fransız Devrimi trajedisinde öncü bir role sahipti. On dokuzuncu yüzyıldaki tüm yıkıcı eğilimlerin arkasındaki motoru oluşturdu, ve şimdi, büyük Avrupa ve Amerika şehirlerinin kenar mahallelerinden gelen bu olağanüstü kişilikler grubu, Rus halkını boynundan yakaladı ve pratikte, güçlü bir devletin yadsınamaz efendileri haline geldi.651
1937 gibi geç bir tarihte Churchill, Hitler hakkında olumlu bir görüş bildirirken, Bolşevik Rusya'nın merkezi bir liderinin, yani “Troçki, Lev Bronstein olarak da bilinir”in Yahudi kökenlerini durmadan vurgular.
Evet, “O her zaman bir Yahudi olmuştu. Hiçbir şey bu özelliği yok edemez."652
Atlantik'in diğer tarafında, The Protocols of the Elders of Zion'un tanıtımını teşvik eden Henry Ford'dur.
Ford'un beyanı:
“Rus Devrimi siyasi değil, ırksal bir kökene sahiptir” ve insani ve sosyalist sloganları kullanırken, gerçekte “dünya hakimiyeti için ırksal bir özlemi” ifade etmektedir.653
Amerikan otomobil endüstrisi kralı bir yana, Batı'nın temellerini baltalayan devrimci hareketin -Çarlık rejimini devirdikten sonra- gizli Yahudi kontrolünü kınamalarıyla en çok öne çıkanlar beyaz üstünlüğünün şampiyonlarıdır.
Madison Grant, "Bolşevizm" yerine "Semitik liderliği" uyarıyor ve Lothrop Stoddard, "Sovyet Rusya'nın Bolşevik rejimini" "büyük ölçüde Yahudi" olarak sınıflandırıyor.654
Stoddard, iki Amerikan başkanına atıfta bulunan yazar oldu. (infra, bölüm 8, § 3). Bu atmosferde, Kuzey Amerika cumhuriyetinde “Yahudi Emperyalizmi ve onun dünya üzerinde Yahudi egemenliğini kurma nihai hedefi” ile yüzleşmek amacıyla radikal önlemler alınmasını isteyen sesler yükseliyor, –daha da öfkeli, tehditkar sesler ;
Bu aşağılık projeden sorumlu insanları, şimdiye kadar düşünülemez olarak kabul edilen”, bu nedenle, “modern zamanlarda benzeri görülmemiş bir ölçekte zor bir kader– bekliyor: “Yahudilerin katledilmesi [...] .”655
Churchill, Ford ve yukarıda adı geçen diğer Amerikalı yazarlarda tekrarlanan bu “mahkum etmeleri” okurken, Naziler tarafından daha da kışkırtıcı tonlarda yürütülen antisemitik ajitasyonun düşünmeye yönlendiriliyoruz. Bolşevik karşıtı göçten sadece fikirler değil, aynı zamanda finansal araçlar ve önemli sayıda militan ve personel de buluyorlar. 656
Ekim Devrimi'ni bir Yahudi komplosu olarak tanımlayan önemli şahsiyetlerden biri olan Rosenberg'i düşünmek yeterli.
Görüldüğü gibi, yirminci yüzyıldaki Yahudi halkının trajedisi, başlangıcından itibaren liberal Batı'nın ve hem devrim öncesi hem de karşı-devrimci Rusya'nın aktif katılımına sahiptir.
Bütün bu gerçekler, Ekim Devrimi'nden çıkan ülkeyi diğerlerinden daha uzun süre yöneten kişiye ya da “Yahudi-Bolşevik komplosuna” yöneltilen antisemitizm suçlamasıyla, gizleniyor, ortadan kaldırılıyor.
Hiç yorum yok