Lenin in 1905 Devrimi Üzerine Konuşmasından
Alıntılar
(..)
1905 Devrimi'nin zirvesi Moskova'da Aralık ayaklanmasıyla geldi. Az sayıda isyancı, örgütlü ve silahlı işçi - sayısı sekiz binden fazla değildi - dokuz gün boyunca Moskova garnizonuna güvenmeye cesaret edemeyen Çarlık hükümetine karşı savaştı. Gerçekte, Moskova garnizonunu kilitli tutmak zorunda kaldı ve isyanı sadece St.Petersburg'dan Semenovsky Alayı'nı getirerek bastırabildi.
Burjuvazi, Moskova ayaklanmasını yapay bir şey olarak tanımlamayı ve ayaklanmayı alayla ele almayı sever. .... Gerçekte, Rus devriminin kaçınılmaz eğilimi, çarlık hükümeti ile sınıf bilinçli proletaryanın öncüsü arasında silahlı, belirleyici bir savaşa doğru gidiyordu.
Daha önceki sözlerimde, Rus devriminin geçici yenilgisine yol açan zayıflığının nelerde yattığını zaten belirtmiştim.
Aralık ayaklanmasının bastırılması, devrimin başlangıcının geriye çekilişinin işareti oldu. Ancak bu dönemde de oldukça ilginç anlar gözlemlenecektir. İşçi sınıfının en önde gelen militan unsurlarının iki defa devrimin gerilemesini kontrol etmeye ve yeni bir saldırı hazırlamaya çalıştığını hatırlamak yeterlidir.
(..)
Rus devriminin dünyadaki önemi hakkında birkaç kısa açıklama.
Coğrafi, ekonomik ve tarihsel olarak Rusya sadece Avrupa'ya değil, Asya'ya da aittir. Bu nedenle Rus Devrimi, sadece nihayet Avrupa'nın en büyük ve en geri ülkesini uyandırmak ve devrimci bir proletarya tarafından yönlendirilen devrimci bir halk yaratmakta başarılı olmakla kalmadı. Bundan daha fazlasını başardı. Rus devrimi tüm Asya boyunca bir hareket yarattı.
Türkiye, İran ve Çin'deki devrimler, 1905'in güçlü ayaklanmasının derin bir iz bıraktığını ve yüzlerce ve yüz milyonlarca insanın ileriye dönük hareketinde ifade edilen etkisini, kökü kazınamaz bir şekilde kanıtlıyor.
Dolaylı bir şekilde, Rus devrimi Batı ülkelerini de etkiledi. Unutulmamalıdır ki, çarın anayasal manifestosunun 30 Ekim 1905'te Viyana'ya ulaşma haberleri, Avusturya'daki genel oy hakkının kazanımı nihai zaferinde belirleyici bir rol oynadı.
Sık sık Rus devriminden bahseden , sanki o geri ülkedeki olayların, seyir ve mücadele yöntemlerinin Batı-Avrupa kalıplarına çok az benzediği ve bu nedenle pratik bir önemi olmadığını söyleyen, Batı-Avrupalılarla karşılaşırız.
Hiçbir şey bundan daha hatalı olamaz.
Önümüzdeki yaklaşan Avrupa devrimindeki muharebelerin biçimleri ve özel durum nedenleri, şüphesiz ki birçok açıdan Rus devriminin biçimlerinden farklı olacaktır.
Bununla birlikte, Rus devrimi - tam da bahsettiğim o anlamda, proleter karakteri nedeniyle - yaklaşmakta olan Avrupa devriminin başlangıç bölümüdür. Kuşkusuz ki, Avrupada bu yaklaşan devrim sadece proleter bir devrim olabilir ve kelimenin daha derin bir anlamında: ayrıca içeriğinde de proleter, sosyalist bir devrim olabilir.
Bu yaklaşan devrim, bir yandan, sadece sert muharebelerin, sadece iç savaşların, insanlığı sermayenin boyunduruğundan kurtarabileceğini ve diğer yandan, sadece sınıf bilincine sahip proleterlerin sömürülenlerin büyük çoğunluğuna liderlik yapabileceğini ve yapacağını gösterecektir.
Avrupa'daki mevcut mezarlık durgunluğu bizi aldatmamalı. Avrupa devrime gebedir. Emperyalist savaşın korkunç dehşetleri, her yerde yaşam koşullarının yüksek maliyetinin neden olduğu acılar, devrimci bir ruh hali yaratıyor; ve egemen sınıflar, burjuvazi ve onun uşakları, hükümetler gittikçe daha büyük ayaklanmalar olmadan kendilerine asla çıkış yolu bulamayacakları kör bir sokağa giriyorlar.
Tıpkı 1905'te Rusya'da, çarlık hükümetine karşı halk ayaklanması, demokratik bir cumhuriyete ulaşmak amacıyla proletaryanın önderliğinde başladığı gibi, aynı şekilde, Avrupa'da da, önümüzdeki yıllarda, tam da bu yağmacı savaş nedeniyle, proletaryanın önderliğinde mali sermayenin iktidarına, büyük bankalara, kapitalistlere karşı halk ayaklanmasına yol açacak; ve bu ayaklanmalar burjuvazinin kamulaştırılmasından başka bir şekilde, sosyalizmin zaferinden başka bir şekilde bitemez.
Eski neslin bizleri, bu yaklaşan devrimin belirleyici savaşlarını görecek kadar yaşayamayabiliriz.
Ancak, inanıyorum ki, .. tüm dünyanın sosyalist hareketi içinde bu kadar ihtişamla çalışan gençliğin, gelecek proleter devrimde sadece savaşmakla kalmayacak, aynı zamanda kazanacak kadar şanslı olacağına olan inançlı umudumu ifade edebilirim.
Pravda No. 18, January 22, 1925
V. I. Lenin, Collected Works, Vol. 23, pp. 236-53.
Çeviri; E.A
10 Mayıs 2020
Hiç yorum yok