Header Ads

Header ADS

Lenin - Troçki ve Taraftarlarına Karşı

(1975 de Yayınlandı)
Lenin - Troçki ve Taraftarlarına Karşı
Tamamını PDF İndir

Giriş

Modern dünyada ideolojik mücadele gittikçe yoğunlaşmakta ve çok çeşitli siyasi eğilimlere ve teorilere yol açmaktadır. Birçoğu şu ya da bu şekilde kitlelerin siyasi olarak daha aktif hale geldiği nesnel süreci yansıtıyor. Troçkizm siyasi sahnede özel bir yere sahiptir. Troçkistler, özellikle siyasi mücadelede giderek daha aktif rol alan ve işçi sınıfı ve onun devrimci öncüsü  komünist partilerle ittifak içinde hareket edebilecek ve etmesi gereken öğrenciler ve aydınlar gibi proleter olmayan grupları, doğru yoldan saptırmaya çalışırlar. 

1920'lerin sonunda ve 1930'ların başında, Sovyetler Birliği Komünist Partisi ve kardeş Marksist-Leninist partiler Troçkizmin sahte devrimci, yenilgici özünü ortaya çıkardılar ve sonuç olarak ideolojik ve politik bir eğilim olarak  siyasi sahneden süpürülüp atılmıştı. Troçkist örgütler, kendi aralarında sürekli didişen küçük sekter gruplara ayrıldılar ya da dağıldılar.

Son yıllarda Troçkizm biraz canlandı. Bazı kapitalist Avrupa ve Latin Amerika ülkelerinde ve Amerika Birleşik Devletleri'nde Troçkistler hareketlendirildi. Teorilerini ortaya koydukları siyasi literatürü yayınlamaya başladılar ve görüşlerini seslendirerek yaymaya başladılar. "Modern Troçkizm" veya "Yeni-Troçkizm" adı altında siyasi hareket olarak ortaya çıktılar.

Bununla birlikte, bu yeni "marka", sosyal temeli, metodolojisi, siyasi yönelimi veya kullandığı işçi sınıfı hareketine sızma yöntemleri açısından eski, geleneksel Troçkizm'den önemli bir farklılığa sahip değiller.

Troçkistlerin bu yeni tarihsel dönemde Troçki'nin eski fikirlerini her zaman kullanamayacakları doğrudur. Zaman zaman teorileri biraz değişmiş, değiştirilmiş ve modernize edilmiştir. Ancak bu sadece Troçkizmi yeni koşullara uyarlama çabasıdır. Bununla beraber, hareketin amaçları değişmedi.

Kapitalist toplumdaki çelişkiler ve sınıf karşıtlıkları azami ölçüde kendini gösterdi ve tekel burjuvazisi kitleleri ideolojik kontrolü altında tutmakta giderek zorluklarla karşılaşmaktadır. Tekel burjuvazisi, devrimci enerjileri yanlış kanala yönlendirmek için siyasi faaliyetlerin büyümesini kontrol etmeye çalışıyor. Troçkizm de dahil olmak üzere, bir sürü çeşitli sahte devrimci teoriler hizmete sokulmuştur. Bunu anlamak aslında çok kolaydır: solcu deyimler ve sadece devrimci heves gösterileri kendi başlarına kapitalist toplumun temellerini tehlikeye atmıyor. Troçki ve Troçkistler tarafından yazılan sayısız kitabın şimdi burjuva ve liberal yayıncılar tarafından yaygın bir şekilde basılması tesadüf değildir.

Troçkistler, entelijensiya ve öğrencilerin belirli gruplarının proleter olmayan katmanları ile ortak bazı görüş ve fikirlere sahipler ve bunu, çarpık siyasi kavramları onlara benimsettirmek, onları her türlü maceracılığa teşvik etmek için kullanıyorlar. 

Kullanıldıkları takdirde, devrimin gelişimini hızlandırabilecek  “kullanılmayan olasılıklar” üzerine sürekli duruyorlar ve ısrar ediyorlar; şatafatlı “devrimci” sloganlar atarak, böyle bir girişimin koşulları uygun olsa da olmasa da, silahlı ayaklanma çağrısı yapıyorlar. Bu en saf suda “sol” oportünizmidir.

“Sol” oportünizm her zaman devrimci hareketin en kötü düşmanlarından biri olmuştur. Marx, Engels, Lenin ve destekçileri böyle bir oportünizme şiddetle karşı çıktılar. Anarşistlerin, Troçkistlerin ve diğer sahte devrimcilerin ayak izlerini takip eden Maoistler, sol oportünizmi benimsedi ve böylelikle “gizli” oportünizmin devrimci hareket için tehlikesi büyük ölçüde arttı.

“Sol kanat” oportünizmi küçük-burjuva devrimciliğinin tipik bir örneğidir.

Küçük-burjuva sürekli olarak devrimci bir çizgiyi takip ederse, proleter liderliğe duyulan ihtiyacı anlayabilir. Küçük-burjuva devrimciliği, böyle bir durumda , proleter devrimciliğe doğru ilerler.

Küçük burjuvazi ve onun çeşitli grupları burjuvaziye yöneldiğinde ve işçi sınıfının ve onun devrimci öncüsünün liderliğini reddettiğinde, durum oldukça farklıdır. Bu durumda küçük burjuva devrimciliği kaçınılmaz olarak devrimci hareketin ilerlemesini engeller.

“Sol kanat” oportünizmi ve açık sağ kanat oportünizmi aynı madalyonun iki yüzüdür. Sağ oportünistler, emperyalist burjuvaziyle savaşmak yerine onunla işbirliğini tercih ederler ve böylece devrimci hareketi zayıflatırlar. 

“Sol kanat” oportünistleri burjuvaziyle herhangi bir işbirliğini kesinlikle reddederler, ama gerçekte bu hareketi zayıflatırlar ve gruplarının bazılarını zararlı maceralara sürüklerler. Hem "solcu" hem de sağcı oportünizmin ideolojik temeli aynıdır - işçi sınıfının ve onun siyasi öncüsü Marksist-Leninist partilerin devrimci potansiyeline güven eksikliği.

Modern Troçkistler politik demagojiye başvururlar. Lenin'i lafta anarak, Leninizmi Troçkizmi ile yerdeğiştirmeye çalışırlar. (Bu Troçki'nin yöntemiydi). Bunlar Troçki'yi Lenin'in destekçisi ve sadık , aslında Lenin'in davasını devam ettiren tek takipçisi olarak açıklarlar.

Aşikar ki, Troçkistler  böyle bir aldatmacayla kurtulabileceklerini düşünüyorlar çünkü işçi sınıfına ve ulusal kurtuluş hareketinde yer alanlar ve özellikle birçok genç, Komünist Partisinin Birliğinin yaratıldığı  ve pekiştirildiği süreçte, ideolojik ve siyasi mücadelenin tarihini bilmiyorlar, çünkü Bolşevizmin şekillendiği ve gücünü kazandığı mücadeledeki ideolojik düşmanları bilmiyorlar.

Modern Troçkizmi teşhir etmek için birincil kaynaklara geri dönülmelidir, Troçkizme karşı ideolojik mücadeleyi incelemeli ve Lenin'in bu mücadele sürecinde öne sürdüğü temel siyasi ve teorik argümanları hatırlamalıyız ”.

Bu kolleksiyon Lenin'in Troçki'ye karşı mücadelesi ile ilgili makalelerini, mektuplarını ve konuşmalarını Kronolojik sıralama içinde veriyor. Lenin ve Bolşeviklerin Troçkizme karşı yürüttükleri uzlaşmaz ideolojik mücadeleyi yeniden yapılandırıyor, Troçki'nin anti-Marksist teorilerinin özünü ikna edici bir şekilde açıklıyor ve böylece modern burjuva propagandacılarının "Lenin ve Troçki  prensip olarak hiç bir şekilde farklı görüşte değillerdi, sadece geçici görüş farklılıkları vardı "tezini teşhir ediyor. Troçki her zaman Leninizmin ideolojik düşmanı olmuştur.

1915'te Troçkinin kendisi ve gazetesi Nashe Slovo, Lenin'in takipçilerine ve destekçilerine karşı ideolojik bir mücadele yürüttüğünü açıkça yayınladı. * * Nashe Slovo, 25 Kasım 1915.

Bu koleksiyonda yer alan ilk makaleler ve konuşmalar, Lenin'in Troçki'nin fikirlerine karşı mücadelesinin ilk dönemini yansıtmaktadır. Lenin, Troçki'yi ilk eleştirisini 1903'te Rusya Sosyal-Demokrat İşçi Partisi İkinci Kongresi'nde yaptı.

Rusya'daki işçi sınıfı hareketinin hem sayı hem de faaliyet olarak kapsamı bu dönemde dikkate değer hale gelmişdi. İşçilerin ayrı ve büyük ölçüde kendiliğinden faaliyetlerini politik olarak bilinçli bir sınıf mücadelesine dönüştürmek için devrimci bir Marksist partiye ihtiyaçı vardı. RSDLP İkinci Kongresi böyle bir partinin kurulmasından sorumluydu ve bu nedenle işçi sınıfı mücadelesinde önemli bir aşamaya işaret etmişti. Program ve Parti Kuralları hakkında iki farklı görüş vardı: biri devrimci diğeri oportünistti. Troçki kendini oportünistlerin yanında buldu. Lenin'in program sorunu ve örgütsel sorunlar konundaki devrimci çizgisine karşı çıktı. Parti programının taslağı, proletarya diktatörlüğü, yani işçi sınıfının siyasi iktidar kazanması hakkında Marksist görüşü içeriyordu. Troçki bu pozisyona sözlü itiraz etmedi. Ancak pratikte buna karşı çıktı. Batı Avrupa oportünistlerinin ve bu kongrede Menşevikler olarak tanınan Rus Sosyal-Demokratlarının görüşlerine denk gelen görüşleri açıkladı. Troçki'ye göre, proletarya diktatörlüğünün varlığı ancak proletarya ulusun çoğunluğunu oluşturduysa mümkün olurdu. Bu durumda Rusya'daki devrimin süresiz olarak durdurulması gerekecekti. Ekim 1917'deki sosyalist devrimin zaferi, bu oportünist tezin bariz bir çürümesine hizmet etti ve Lenin ve destekçilerinin doğruluğunu ortaya çıkardı.

İkinci Kongrede Troçki'nin oportünist pozisyonu, özellikle Partinin örgütsel yapısı sorunu, özellikle de Parti üyeliği koşullarını ana hatlarıyla açıklayan Kuralların ilk paragrafı ile ilgili olarak açıkça ortaya serildi. Lenin, bir Parti üyesinin Parti kuruluşlarından birine ait olması, onun rehberliğinde çalışması, kararlarına uyması ve Parti disiplinini gözetmesi gerektiğini düşünmekteydi. Sonuç olarak Parti, işçi sınıfına siyasi liderlik sağlayan siyasi olarak gelişmiş, örgütlü bir organ olarak görülüyordu.

Martov ve onu destekleyen  Troçki, herhangi bir militan işçinin, mutlaka örgütlerinden birine üye olmadan ve parti disiplininin gereklerini yerine getirmek zorunda kalmadan Partiye ait olabileceğine inanıyorlardı. Herhangi bir somut Parti örgütünün üyesi olmayan Parti insanını kabul etmek tehlikeliydi, çünkü bu şekilde Parti her türden yandaş-yolcular için açıktı. Belkide, dedi Lenin, (alaycı bir şekilde)  “iş yapan on kişi kendilerini Parti üyesi olarak adlandırmasaydı (gerçek işçiler unvanların peşinde koşmazlar!), Sadece  konuşan birinin Parti üyesi olma hakkı ve fırsatı olması  “Daha iyi olurdu”. 

Parti, İkinci Kongresinde Bolşevik ve Menşevik gruplarına bölündü. Lenin'in önderliğindeki ve işçi ve köylü kitleleri tarafından desteklenen Bolşevikler, Rusya emekçilerine çarlığı devirme, sosyalist bir devrim yapma ve devletin tamamen demokratikleşmesi  kamusal yaşam ve toplumun sosyalist çizgiler boyunca temel dönüşümü mücadelesine liderlik edecek birleşik bir devrimci parti kurmaya devam ettiler. Reformizm pozisyonlarına bağlı kalan Menşevikler ve Troçkistler, devrimci hareket üzerindeki etkilerini yavaş yavaş kaybediyorlardı.

Ocak 1905'te bir devrim başladı. Bu, eğer muzaffer olsaydı, otokrasinin devrilmesine ve demokratik bir cumhuriyetin kurulmasına yol açacak bir burjuva demokratik devrimdi. Bu devrimin temel itici gücü proletaryaydı (bu, ilk Rus devrimi ile birçok Batı Avrupa ülkesinde farklı zamanlarda gerçekleşen burjuva demokratik devrimler arasındaki temel farktı). Bu aşamada proletarya, köylülükle ittifak içinde hareket etti; devrimin bir sonraki aşamasında proletarya, burjuva-demokratik devrimin sosyalist bir devrime geçişi mücadelesinde liderlik üstlenecekti.

O zaman kilit sorunlardan biri, devrilen çarcı rejimin yerine geçecek geçici bir devrimci hükümet sorunuydu. Bolşevikler böyle bir hükümetin devrimci sınıfları temsil etmesi, yani proletarya ve köylülüğün devrimci-demokratik bir diktatörlüğü olması gerektiğine inanıyorlardı.

Menşevikler ve Troçki, devrim ve onun itici güçleri hakkındaki bu görüşe karşı çıktılar. Menşevikler, Rusya'daki devrimin, Batı Avrupa'daki önceki burjuva devrimleri gibi, devrim başarılı olursa siyasi iktidarı ele geçirecek olan  burjuvazi tarafından yönetilmesi gerektiğini düşünüyorlardı; bu nedenle proletarya, sınıfsal hedeflerini ortaya koymada burjuvazi ile rekabet etmemeliydi çünkü proletaryanın görevi burjuvaziyi desteklemekti. Menşevikler köylülüğün devrimci potansiyelini tamamen göz ardı ettiler. Öte yandan Troçki, Parvus'tan ödünç aldığı bir teori olan “sürekli Devrim” garip “sol” teorisini ortaya koyan diğer aşırı uç noktaya gitti. Bu teori, mevcut devrimin nesnel koşullarını tamamen görmezden geldiği için “ilginçti”. Troçki, işçi sınıfının müttefikleri olmadan tek başına siyasi iktidara gelebileceğini düşündü. “Çarsız bir  işçi hükümeti” sloganını ileri sürdü. Bu slogan, proletaryanın, kırsaldaki eski, kapitalist-öncesi ilişkilerin kalıntılarının tasfiyesi mücadelesinde güçlü bir devrimci güç oluşturan milyonlarca köylüden tecrit edilmesi anlamına geliyordu. Troçki, proletaryanın ve köylülüğün devrimci demokratik diktatörlüğüne karşıydı ve onun yerine Lenin'in devrimin karakterini ve itici güçlerini analiz etmesine karşı çıktığı “sürekli devrim” teorisini ortaya koydu. Troçki, devrimin burjuva-demokratik aşamasını görmezden geldi ve sonuç olarak Troçkinin teorisi, Lenin'in bir burjuva-demokratik devrimin sosyalist bir devrime büyüme teorisine bir saldırı ile eşdeğerdi.

Rusya'da 1905-1907 Devrimi hedeflerine ulaşamadı ve yenildi. Acımasız bir gericilik dönemi başladı. Çarlık, işçi sınıfının partisine büyük darbesini vurdu. Parti, çalışma tarzını değiştirmek zorunda kaldı. Lenin, yeni koşullarda, Marksist bir konuma sıkı sıkıya bağlı devrimci partinin korunmasının en önemli görev olduğunu düşündü. Yasadışı ve yasal çalışma biçimlerini birleştirmek, böylece Parti ile kitleler arasındaki bağları güçlendirmeyi mümkün kılmak gerekiyordu. Parti, çabalarını güç toplamaya, devrimin deneyimini ve derslerini incelemeye ve çarlık otokrasisine karşı gelecekteki mücadeleye yönelik hazırlıklara yoğunlaştırdı. Bolşevikler bu görevleri hem sağ hem de “sol” oportünistlere karşı mücadele ederek yerine getirmeye çalıştı. Sağ oportünistler Menşevik tasfiyecilerdi. Rusya'da gericiliğin başlamasından korkan Menşevikler, devrimci proleter partinin dağılmasını (tasfiyesini) savundular ve bunun yasal bir reformist parti ile değiştirilmesini talep ettiler. “Sol kanat” oportünistleri (Rusça “otozvat” kelimesinden otzovistler olarak bilinir)  gizli devrimci eylem çağrısı yaptı ve Devlet Duması'na (parlamento) işçi sınıfı temsilcileri  ve diğer yasal örgütlere üye olanları geri çağırdı. Böylece Partiyi maceracılık ve sekterlik yoluna itiyorlardı, böylece Partiyi kitlelerden koparmaya çalışıyorlardı. Hem tasfiyeciler hem de Otzovistler Partinin varlığına ciddi bir tehdit oluşturdular. Lenin o zaman şunu yazdı: “Sosyal-Demokrat Parti'nin karşı karşıya olduğu alternatif ya yok olmak ya da  bu eğilimlerden tamamen kurtulmaktır.” *
Lenin. Col Works, Vol. 17, s. 541.

Troçki'nin bu konudaki pozisyonu neydi? Troçki “merkezciler” (orta yolcu) olarak adlandırılan gruba katıldı ve kendisinin “her fraksiyonun üstünde” olduğunu iddia etti. Ancak gerçek bu değildi. Troçki ve yandaşları arasında, prensipte Bolşevikler ile Menşevikler arasında hiçbir fark olmadığı ve aralarındaki mücadelenin iki aydın grubu arasındaki nüfuz mücadelesi olduğu konusunda ısrar ederek, Troçki ve takipçileri sosyal demokrasinin göstermelik çıkarları için iki grubun birleşmesi çağrısını yaptı.

Troçki'nin görüşüne göre, Parti içindeki tüm eğilimler tasfiyeciliğe ve otzovisizme karşı tutumlarına bakılmaksızın “birleşmeliydi”. Troçkistler, “birleşme” yoluyla daha sonra Partinin lider konumunu güvence altına alacaklarını ve böylece Lenin'in oportünizme karşı mücadele politikasının reddedilebileceğini umuyorlardı. Böylece Troçkistler, tıpkı tasfiyeciler gibi, ana darbelerini, o acımasız gericilik zamanında devrimci mücadelesinde proletaryanın öncüsü haline gelen Marksist devrimci partiyi hedeflediler. Onlar bütün katılımcılara açık bir reformist parti istiyorlardı.

Lenin ve Bolşevikler, oportünistlerle birleşmeyeceklerini açıkça belirttiler. Bu nedenle, Troçkistler anti-Parti unsurların birleşik bir bloğunu , “August” Bloğu denilen bloğu düzenlemeye karar verdiler . Bu blok uzun sürmedi; anti-Marksist, oportünist bir temel üzerine inşa edilmişti ve bu nedenle herhangi bir perspektifi yoktu. Troçkistlerin Rusya'da orta yolcu bir küçük-burjuva partisi yaratma girişimleri bu nedenle başarısız oldu. “Rusya'daki İç Parti Mücadelesinin Tarihsel Anlamı" , "Troçki'nin Diplomasisi ve Bazı Parti Platformu,“ "Ağustos ”Bloğunun Dağılması"  ve diğerlerinde, Lenin o dönemde Rusya'daki Sosyal-Demokratik hareket içindeki parti içi mücadelenin sınıfsal doğası üzerine derin bir Marksist analiz ortaya koydu.

Birinci Dünya Savaşı'nın ilk yıllarında (1914-1918) Bolşevik Parti kitleleri çarcı otokrasinin devrilmesi için hazırlamaya devam etti. Bu zor çalışma, sosyal şovenistlerin, orta yolcuların ve '' sol sekterlerin muhalefetine rağmen sürdürüldü. Oportünizmin bütün çeşitleri, işçi sınıfı hareketinde burjuva etkisinden başka bir şey değildi. Menshevism'e bağlı kalırken, Troçki orta yolculuğu  ve Kautskizm düşüncelerini savundu. Daha önceden olduğu gibi, Troçki , hizipsel kökenlerini hesaba katmadan, "birlik" sloganı altında,  tüm oportünistlerle bir ittifaını savundu. Emperyalist savaşın sivil savaşa dönüştütülmesi ve çarlık hükümetinin yenilmesi Bolşevik Sloganı, kitlelere çarlık otokrasisinin devrilmesi gerektiğini açıkça ifade etti. Troçki ise, "Her şeye rağmen Barış" (emperyalist hükümetlerle pazarlıklı bir barış dahil ), “ Ne zafer, ne de yenilgi ”(diğer bir deyişle statükonun korunması, diğer bir deyişle emperyalistlerin Rusya'da hakim  konumlarının devamı) gibi kendi sloganlarını ileri sürdü.

O zaman Lenin, Troçki'nin emperyalizm çağını karakterize edişini ve sosyalist bir devrim ve itici güçleri hakkındaki görüşlerini sert bir şekilde eleştirdi. Lenin, Troçki'nin Kautsky'nin emperyalizmin temel çelişkilerinin varlığını inkar eden ve aslında emperyalist sistemin doğası gereği dokunulmaz olduğunu kanıtlamaya çalıştığı “ultra-emperyalizm” teorisini benimsediğini kanıtladı. Bu, Troçki'nin sosyalizmin ilk önce tek bir ülkede kazanamayacağı ve proletaryanın hiçbir sınıf müttefiki olmadığı yenilgici iddialarına, sadece bir adımdı.

Bolşevikler, Troçki'nin ve takipçilerinin sahte sosyalist ve sahte devrimci fikirlerini teşhir ettiler ve daha sonra 1917'de onları politik olarak izole ettiler. Lenin, Troçkistlerin işçi sınıfıyla hiçbir zaman ortak hiçbir şeyleri olmadığını ve küçük bir şekilde bile güvenilemeyeceklerini yazdı. Troçki kaçmaya ve manevra yapmaya çalıştı. Hatta kendi görüşlerini eleştirdi ve prensip olarak Bolşeviklerle hiçbir ideolojik farkı olmadığını ima etti.

Şubat 1917'deki burjuva-demokratik devrimden sonra Troçki,  yurt dışından Petrograd'a döndü ve yaklaşık dört bin üyeliğe sahip olan “Birleşik Sosyal-Demokratların Bölge Örgütü” ne katıldı. Ağustos 1917'de bu örgütün üyeleri Bolşeviklerle hiçbir farkları olmadığını beyan etti  ve Bolşeviklerin saflarına katıldı.Bu vesileyle,  Troçki ve takipçileri Rusya Sosyal-Demokrat İşçi Partisi'ne (RSDLP) katıldı. Ancak daha sonraki gelişmeler eski fikirlerinden vazgeçmediğini gösterecekti.

Sahte devrimciler genellikle ideolojik iflaslarını “sol” devrimci lafazanlıklar arkasına gizlerler. Troçki'nin yöntemi buydu. Sosyal devrimin en önemli anında, yani iktidarı ele geçirmek için silahlı ayaklanmanın gündeme geldiği dönemde, Troçki bunun ikinci Sovyetler Kongresi'ne kadar ertelenmesini önerdi.  Troçki önerisini "siyasal iktidarı ele geçirmenin zor olmadığını  ve ayaklanmanın, siyasi iktidarı ele geçirdiğini ilan edecek olan Sovyetler kongresi ile zamanlanması gerektiği" iddialarıyla desteklemeye çalıştı.

(Bu iddia üzerine) Lenin "Kriz Olgunlaştı" makalesinde şöyle yazdı: “Sovyetler Kongresi'ni beklemek tamamen aptallık olur, çünkü haftalar hatta günlerin her şeye karar verdiği bir zamanda haftaları kaybetmek anlamına gelir. Bu, yüreksizce iktidardan vazgeçmek anlamına gelir, çünkü, 1-2 Kasım'da iktidarı ele geçirmek (hem siyasi hem de teknik olarak, bu kadar aptalca 'belirlenmiş" ayaklanma günü için  Kazaklar  seferber olacağı için) imkansız hale gelecektir . ” ** Lenin. Col. Works, Vol. 26, s. 83.

Ekim Devrimi'nin zaferinden sonra, Rusya emekçileri sosyalist bir devlet kurmaya başladılar. Lenin, Rusya'daki devrimin ekonomik ve politik hayatı  tamamen sosyalist çizgiye dönüştürebileceğini düşünüyordu. Troçki bu görüşü paylaşmadı ve Sovyet cumhuriyetinin geleceğinin tamamen Batı Avrupa'da muzaffer bir devrime bağlı olduğu konusunda ısrar etti. Tek bir ülkede sosyalizm olasılığını kategorik olarak reddetti ve bu kelimenin doğrudan anlamında bizi  kurtarabilecek olanın sadece Avrupa devrimi olduğunu söyledi. Troçki, Almanya ile Brest-Litovsk barış görüşmeleri sırasında bu akıl yürütme çizgisine sahipti.

Sovyet Rusya zor bir dönem sürecinde yaşıyordu. Savaş devam ediyordu. Sovyet hükümeti savaşın sona ermesini en acil görevi olarak gördü. Ancak İngiltere, Fransa ve Amerika Birleşik Devletleri hükümetleri, Sovyet hükümetinin demokratik ilkeler konusunda barış anlaşmasına itirazını reddetti. Bu nedenle Kasım 1917'de Sovyet hükümeti Kaiser Almanya ve müttefikleri ile barış müzakerelerine başladı - çünkü yeni kurulan cumhuriyet, devrimin kazanımlarını güvence altına almak ve Sovyet iktidarını pekiştirmek için savaştan  çaresiz bir nefes molasına ihtiyacı vardı.

Lenin, Sovyet cumhuriyeti için durumun çok zor olması nedeniyle Almanya ile hemen bir barış anlaşması imzalamaktan yana olduğunu açıkladı. Lenin'in bu konudaki stratejisi ve taktiği Troçki'nin muhalefetiyle karşılaştı. Barış görüşmelerinde Sovyet heyetine başkanlık eden Troçki, Lenin'in talimatlarına uymadı  ve - “Ne savaş ne de barış”, barış anlaşmasını imzalamayacağız, artık bu savaşı sürdürmeyeceğiz, ordumuzu terhis edeceğiz formülü ile, 27 Ocak (9 Şubat, Yeni Takvim) 1918de Alman ültimatomuna neden oldu.  Aynı zamanda, silahlı kuvvetlerin Başkomutanına ordunun terhis edilmesini emreden bir telgraf gönderdi. Bu yetkisiz eylemleri öğrendiğinde Lenin, Troçki'nin talimatlarını iptal etti. (bkz. S. 91).

Troçki'nin maceracı tavrı, Sovyet Rusya dışındaki devrimci olayların teşvik edilmesi gerektiği fikrinden ve Sovyet yönetiminin herhangi bir süre devam edebileceğine olan inancından kaynaklandı. Ekim Devrimi'ni bir Avrupa ve nihayetinde bir dünya devriminin alevlenmesini tutuşturacak bir “meşale” olarak görüyordu. Kötü-yıldızlı “ sürekli devrim” teorisine ve dünya devriminin her ne pahasına olursa olsun başlaması gerektiği tezinden yola çıkarak, - Rusya'nın emekçi kitlelerinin bugüne kadar elde ettiği en önemli kazanç olan - Sovyet iktidarını feda etmeye hazırdı . Böylece, Troçki'nin “ultra-devrimciliği”, saldırgan emperyalist devletlerin amacıyla ve Rusya'daki  Sovyet Cumhuriyeti'nin çöküşünü kundaklayan burjuva toprak sahibi karşı-devrimci güçlerin amaçlarıyla birdi.

Troçki'nin tersine ve onun peygamberliklerine rağmen, Lenin, proletaryanın diğer ülkelerdeki anti-emperyalist mücadelesi ile Rusya'daki devrimci değişimler arasındaki bağlantıyı vurguladı ve Rusya'nın emekçilerin asıl amacının  dünya çapında kurtuluş hareketinin miğferi olarak Sovyet Cumhuriyeti'ni korumak olarak gördü. Sovyet yönetiminin çöküşünün dünyadaki sosyalizm davasına ölümcül bir darbe olacağına inanıyordu.

Brest-Litovsk barış müzakereleri sırasında Parti, Lenin'in “solcu lafazan kahramanları” olarak adlandırdığı “"gecikmeden Alman ve dünya emperyalizmine  karşı devrimci bir savaş başlatılmasında " ısrar eden, sol” komünistlerce ağır baskılara uğradı. “Solcu” lafazanlar,  Partiyi oportünizm ve Rusya proletaryasının ve dünyanın geri kalanının çıkarlarına ihanet etmekle suçladılar. Troçki “sol kanat” komünistlerin faaliyetlerini haklı gördü ve aslında onlarla özdeşleşti. Almanya ile barıştan feragat etmenin “Alman proletaryası üzerinde devrimci bir etki yaratmayı” mümkün kılacağını belirtti. Troçkistler, Batı Avrupa'daki yükselen devrime gönderme yaparak konumlarını güçlendirmeye çalıştılar. Emperyalizmin çökeceğini ve diğer ülkelerde devrimlerin patlayacağı günü bile tam olarak tahmin etmeye çalıştılar. Bütün bu tezler, savaşla bir dünya devrimini “kışkırtma” olasılığı, emperyalist sistemin sonunu bir an önce getirme anti-Marksist fikrine dayanıyordu.

Lenin, 1918'de somut durumdaki konumlarının kesinlikle savunulamaz olduğunu göstererek, devrimci savaşı savunanlara şiddetle karşı çıktı. Sovyet Rusya  zor ekonomik sıkıntılar içindeydi, işçiler ve köylüler savaştan yorgundular ve devrimci ordu yoktu. Böyle bir zamanda Devrimci savaş vaazleri vermek Sovyet Cumhuriyeti'nin kaderiyle  maceracı bir şekilde kumar oynamaktan başka bir şey değildi.

Bu, Troçkistlerin ve diğer “sol” lafazanların gerçek durumu gözardı etmelerinin ve kitlelerin hayati çıkarlarını, tutumlarını ve taleplerini göz ardı etmelernin başka bir örneğiydi. Troçkistler, tarihi yazanların halk  değil, kendileri olduğunu düşündüler.

Mart 1918'de Brest Antlaşması imzalandı ve uzun zamandır beklenen savaştan  "soluk  alma" sonunda geldi. Bu "soluk alma" dönemi, Sovyet hükümetinin iktidarını güçlendirmesini ve devrimin kazanımlarını savunmak için Kızıl Orduyu oluşturmalarını sağladı.

Kısa bir barış döneminden sonra, 1918'den 1920'e kadar süren emperyalist devletlerin ve İç Savaş'ın askeri müdahalesi başladı. Beyaz muhafız karşıdevrimcileri ve yabancı müdahalecileri ülkemizden söküp attıktan sonra, nihayet barışçıl bir şekilde yeniden yapılanmaya gidebilirdi.

Bu geçiş döneminde kasaba ve köylerdeki küçük-burjuva tabakaların görüş ve düşüncelerini ve değişim korkusunu yansıtan muhalefet grupları Parti içinde daha aktif hale geldi. Muhaliflerin faaliyeti, partinin ve halkın gücüne, kendilerinin belirledikleri görevleri yerine getirme yeteneklerine duydukları güven eksikliğini gösterdi.

O zamanın acil sorunlarına yaratıcı bir yaklaşım kisvesi altında, Proleter diktatörlük sistemindeki Partinin yol gösterici rolünü reddettiler, Partinin gücünü bozmaya, Parti disiplinini baltamaya ve Partinin etkisini zayıflatmaya çalıştılar (bkz. yorum 91, 100).

Troçki, Parti içi mücadelenin bu şiddetlenmesinden büyük ölçüde sorumluydu. Sendikaları devlet kontrolü altına alma, sendikaların ekonomik organlarla birleştirilmesi ve  bu yeni oluşturulan örgütlere idari-ekonomik fonksiyonların verilmesini öneren kendi sloganıyla ortaya çıktı. Troçki, acil durumun, aslında askeri liderlik yöntemlerinin sendika faaliyetlerinin düzenli bir parçası olarak uygulanmasında ısrar etti. Sendika krizlerinden sanki herhangi bir neden yokmuş gibi bahsetti ve sendikalara karşı sert örgütsel önlemler almayı önerdi - sendikaları “sarsmak”, “vidaları sıkabilen” sorumlu adamlar koymak ve kitleler ile olan çalışmalarında zorunlu yöntemleri uygulamak istiyordu (bkz. 82, 86 numaralı yorumlar). Sendika örgütünün, bu tür yöntemleri kullanan Birleşik Demiryolları ve Su Taşımacılığı İşçileri Sendikası Merkez Komitesinin örnek alınmasını önerdi (93 numaralı açıklamaya bakınız). Troçki'nin önerileri, işçi sınıfını bölme tehlikesini getiriyordu ve onu Partiye karşı çevirerek, bütün proleter diktatörlük sistemini tehlikeye atacaktı.

Troçki, sendika sorununu Parti ye ve Parti birliğine yönelik saldırılarında bir tartışma olarak kullandı. Fakat Parti ile olan temel farklılıkları, Lenin'in söylediği gibi, “kitleye farklı yaklaşımı, kitleleri kazanmanın ve onunla temas halinde kalmanın farklı bir yolunda” olmasında yatıyordu.

Parti içinde bölünme tehlikesini ortadan kaldırmak için bu farklılıkların özünü kitlelere açıklamak gerekiyordu. Lenin'in konuşma ve makaleleri bu görevin yerine getirilmesinde büyük rol oynadı. Mevcut koleksiyon, Lenin'in 8. Sovyetler Kongresi'nde (bkz. 83 numaralı yorum), "Sendikalar, Mevcut Durum" ve "Troçki'nin Hataları" metni; Lenin'in "Parti Krizine İlişkin" Broşüründen alıntılar; "Sendikalar, Mevcut Durum ve Troçki ile Buharin'in Hataları Üzerine Bir kez daha" ; 10uncu. Parti Kongresi'ndeki Sendikalar üzerine yapılan konuşma, bunların  hepsi Lenin'in sendika sorusu da dahil olmak üzere bu acil ve zor soruları çözmek için kullandığı yöntemleri gösteriyor. Lenin her bireysel sorunu, proleter diktatörlük sistemi ile ilgili diğer tüm sorunlar bağlamında ve sosyalist bir toplumun inşasının arka planında ele aldı. Sendika sorununun Komünist Parti'nin sosyalist inşa koşullarında çalışan kitlelere karşı tutumu hakkındaki genel sorunun bir parçası olduğunu gösterdi.

Parti kitlelere önderlik ederken, zorlama değil ikna yöntemini kullandı. Lenin, bu yöntemlerin sendikaların faaliyetleri için de geçerli olması gerektiğini savundu. Sendikalar işçi sınıfını komünizm ruhu içinde eğitmelidir; ekonomik ve idari alanlarda gerekli deneyimi kazanmalarına yardımcı olmak için kitlelere bir okul olarak hizmet etmelidirler. İşçiler sendikalar aracılığıyla sosyalist bir toplumun inşası çalışması içine çekilirler, sendikalar aracılığıyla ekonomik örgütlerin liderlerinin faaliyetleri üzerinde kontrol sahibi oldular. Sendikaların temel görevleri emeğin verimliliğini artırmak, emek disiplinini güçlendirmek ve sosyalist rekabeti teşvik etmekti.

Parti, Troçki'nin ve diğer muhaliflerin hatalı siyasi çizgisini reddetti (bkz. Yorumlar 82, 86). Lenin'in önerdiği yol, 10. Parti Kongresi'nde ezici bir çoğunlukla onaylandı (bkz. 97. yorum). Kongrenin kararı, sendikaların rolünü ve önemini komünizm okulu olarak tanımladı, emekçi kitlelerin geniş kesimlerinin sosyalist inşaya katılma içine çekilmesi, ve seçim yöntemlerini yeniden oluşturmak için emekçi insanların demokrasisi ve  sendika organlarının oluşumundaki seçmen ilkelerinin gereğini vurguladı.

10. Kongre'de yaptığı konuşmada Lenin Parti'deki hizipçilik tehlikesi hakkında konuştu. Kongre devam ederken yazdığı bir taslak kararı sundu. Bu, "Parti Birliği Üzerine" taslak, “Kongre, bu nedenle, işbu belgeyle bir platform ya da diğeri temelinde oluşturulmuş istisnasız tüm grupların , feshedildiğini beyan eder ve derhal dağıtılmasını emreder” açıklamasını taşıyordu. Karar Kongrede delegeler tarafından onaylandı.

Ancak Troçkistler, Kongre'den sonra bile hizipçi Parti karşıtı faaliyetlerini durdurmadılar. 1927'de Troçki ve takipçileri hizipçi faaliyetlerinden dolayı Partiden ihraç edildiler.

1929'da Troçki Sovyetler Birliği'nden sürüldü.

Lenin'in Troçkizme karşı mücadelesi uzun zamandır devrimci proletarya tarafından oportünizmin bir sürü varyasyonlarına karşı mücadelesinde biriken zengin deneyimin bir parçası olmuştur. Bu devrimci deneyim, tüm gerçek devrimcilere, abartılı ve yankılı sahte-devrimci sözlerin ve lafazanlığın arkasındaki karşı-devrimci pratiğin nasıl ayırt edileceğini öğretir. Bu mücadele, aynı zamanda sadece yaratıcı Marksist-Leninist öğretilerin tüm gerçek devrimciler için, gerçek eylem rehberi olabileceğini gösterir. Marksizm-Leninizm'i aşağılama ya da terk etme girişimleri, Marksizm-Leninizm'in açık ya da gizli revizyonu  girişimleri, ya da dogmatik çarpıtma girişimleri, devrimci teoride nesnel gerçeklikle bağlantılı gerekli ayarlamaları yapma konusundaki isteksizlik, kaçınılmaz olarak devrimci yoldan sapmaya, devrimci davaya ihanete dönüştürür.


Çeviri
Erdoğan A
Mayıs 2020


İçindekiler

RSDIP II Parti Kongresi'nde Yapılan Konuşmadan – S21

Sosyal-Demokrasi ve Geçici Devrimci Hükümet den – S24

Duma Grubu Faaliyetleri Hakkında Rapor Üzerine Konuşma - S26

Devrimimizde Proletarya Mücadelesinin Hedefi – S29

Maksim Gorkiye Mektup – S32

Parti İçindeki “Birleşme Krizi” – S33

Rusyada 'ki parti içi Mücadelenin Tarihsel Anlamı – S37

RSDLP Merkez Komitesi Rus Kongresine Mektup tan – S45

Partideki ilişkilerin Durumu ndan – S49

Troçki' nin Diplomasisis ve Bir Parti Platformu  -S55

Partiye Karşı Tasfiyeciler  -S59

Birlik Yaygarasıyla Birliğin Çiğnenmesi Üzerine  - S62

Aleksandra Kollontai ye Mektup – S65

Henriette Roland-Holst’a Mektup -S66

Devrimimizde proletaryanın Görevleri – S67

"Kriz Olgunlaştı" - S75

RSDLP(B) Merkez Komitesinin 18 Şubat 1918 deki Akşam Toplantısından – S77

Devrimci slogancılık - lafazanlık  - S80

Merkez Komitesinin Siyasi Raporu – S86

Merkez Komitesi Siyasi raporuyla ilgili tartışmalara yanıt – S96

Troçki'nin  Savaş ve Barış Üzerine Değişiklik Önerisine karşı Konuşmasından  - S105

Sendikalar Konseyi’nin Komünist Üyelerinin Birleşik Oturumunda Konuşma dan – S107

Parti Krizi nden – S135

Bir kez daha Sendikalar ve Mevcut Durum -S 148

Troçki ve Buharin Yoldaşların Hataları Üzerine  - S157

Diyalektik ve Eklektizm , Okul ve Aygıt dan – S166

Halk Komiserleri Konseyi başkan vekillerinin İşlevleri Hakkında Açıklamalara yanıt tan – S178

Hiç yorum yok

Blogger tarafından desteklenmektedir.