Header Ads

Header ADS

"Uluslararası Kadınlar Günü" mücadele tarihi ve içeriğini kavramak - kavramla "solculuk" yapmak

Clara Zetkin
"Uluslararası kadınlar günü " üzerine yazılan çoğu yazılar ve yapılan yorumlar, burjuvazinin  sosyalizm tarihi, sosyalizm  mücadelesi ve sosyalizm düşüncesine karşı verdiği ideolojik savaşımında ne kadar başarılı olduğunun bir başka örneğini ortaya koymakta. Sadece üretim araçlarına değil, iletişim ve bilgi araçlarına da sahip olan burjuvazinin kafaları bu kadar karıştırması, tarihi çarpıtabilmesi, bir hareketin sosyalist içeriğini burjuva içeriğe çevirmeye çalışması, ve bunu da yaygın bir şekilde kabul ettirmesi kaçınılmaz bir sonuçtur. 

Araştırma, inceleme yoksunluğu, bilgisizlik, burjuvazinin bu kafa karıştırma yaygın pratiği ile birleşince, gerçek tarih yerine, bilinçlice çarpıtılmış bir tarihe dayanarak özgül bir konunun tarihini ve içeriğini anlamadan, kolaycı, "değiştir ismi  içeriği de değişir " küçük burjuva yaklaşım hatasını da beraberinde getirir. " 

Yapılan tarih çarpıtmalarının kafa karıştırması doğaldır. Ancak devrimcinin sorumluluğu bu hatayı tekrarlamak değil düzeltmektir. Özellikle bu tarihi çarpıtma özgül konuyu  hedef alıyor ve "Uluslararası Kadınlar Gününe" sosyalist olmayan bir içerik vermeyi hedefliyorsa, bunun teşhir edilmesi gerekir. 

8 Mart 1857, New York tekstil işçilerinin grevi

Sosyalist mücadele tarihi ve içeriğinin çarpıtılması için  ortaya sürülen "Dünya Kadınlar Günü " başlangıcı, ya da "nedeni" vb. olarak, sosyal sitelerde ve yazılarda ağırlıkla  "1857 de New Yorkta kadınların  protesto gösterilerinde bulunduğu ve fabrika yangınında 129 kadın işçinin hayatını kaybettiği " efsanesi" konusunda Devrimci bir gazetede şunlar söyleniyor;
"1857 New York’unda, tekstil sektöründeki bir grup kadın işçinin düşük ücretlere ve çalışma koşullarının düzeltilmesine yönelik protesto gösterilerinde bulunduğu ve fabrika yangınında 129 kadın işçinin hayatını kaybettiği yaygın bir kabuldür."
Objektif bir gazeteci ve gazete açısından  "yaygın bir kabul" anlayışı, o "kabul " ün gerçek olduğunun kanıtı olamaz, onun "subjektif" olduğunun vurgulanmasıdır. Özellikle kapitalizm ve sosyalizm arasındaki ideolojik mücadelenin varlığını reddetmiyorsak, her konuda çarpıtmalarla "yaygın bir kabul" sağlamanın bütün olanaklarına sahip olan burjuvazinin bu pratikten çekinmeyeceğini ve çekinmediğini tarihi gerçeklerle biliyoruz. Gerek Sovyetler ve gerekse Stalin hakkındaki çarpıtmalar "yaygın bir kabul" dür, ama bu onun "gerçek" olduğunun kanıtı değildir. 

Ayrıca, konu üzerine "yaygın kabül" hiç bir ciddi Marksist Leninist parti, hareket tarafından değil, sadece burjuva ve -ne tesadüf ki!- Troçkistler tarafındandır. Tam tersine, Marksist Leninistler yıllarca bunun tarihin bir çarpıtması  ve burjuvazinin "Uluslararası Kadınlar gününün" sosyalist mücadele tarihi ve içeriğinden yoksun etme çabası olduğunu vurgulamışlardır. 

8 Mart 1857 Tarihli Gazete
129 kadının hayatını kaybettiği böylesine ciddi bir olayın o günün ya da haftanın hiç bir gazetesinde -çarpıtılmış bir şekilde bile olsa- bahsedilmemesi, bu "yaygın kabul" ün, burjuva uydurmacası olduğunun kanıtıdır. Olayın New Yorkta olduğunu göz önünde bulundurarak, arşivlerini araştırdığım  zamanın New York gazeteleri olan- New York Daily Herald, The Brooklyn Daily Eagle, New York Sun, New York Ledger, The Evening Post, New York Tribune- hiç birisinde böyle bir haber yer almamıştır. Yani böyle bir olay yoktur.

O zamanın Sosyalist Emek Partisinin de böylesine önemli bir olayla ilgili haber vermemesi ve ya hakkında yazı yazmamış olması, tesadüf değil, bunun uydurmaca olmasıdır. Kaynak zamanın Sosyalistleridir. 

New York Delegesinin Uluslararası Sosyalist Kongresine sunduğu rapor hem tarihi hem de içerik olarak konuyu ortaya koyuyor.  
"1905 yılına kadar "özel" hiç bir kadın faaliyeti "gerçekleşmedi. Bu dönemde Sosyalist İşçi Partisi'nin kadınları, özellikle  New York ta, geniş çaplı emekçi kadın ordusuna ulaşmak için bazı özel çabaların gerekli olduğunu fark etmeye başladı. Böylece "New York Sosyalist Kadınları" olarak bilinen örgüt, bu kentteki kadın proleterlere ulaşmak ve onları eğitmek ve faaliyetlerini yavaş yavaş ülkenin her yerine yaymak amacıyla örgütlendi. Devamındaki olaylar, teorilerinin doğru olduğunu kanıtladı. ..... 1906'da Amerika'da ilk kez "Sosyalist Kadınlar" ortaya çıktı ve büyük bir halk gösterisine katıldı ... 1909'un ikinci bölümünde New York'taki gömlek üreticileri arasında büyük bir grev başladı . Grev oldukça büyüdü ve diğer şehirlere de yayıldı. " (1)
Sözü geçen şehrin Sosyalist Delegelerinin de sözünü ettiği gibi, Uluslararası Kadınlar Gününe bağlantılı olarak ilk faaliyetler 1906 da başladı, 1909 da kendini buldu. 

Kominternin üçüncü kongresinde, Alexander Kollontai şunları söylüyordu;
"Kuzey Amerika'daki sosyalistler, oy kullanma talepleri konusunda özel bir kararlılıkla ısrar ettiler. 28 Şubat 1909'da ABD kadın sosyalistleri, ülkenin dört bir yanında emekçi kadınlar için siyasi haklar talep eden büyük gösteriler ve toplantılar düzenledi. Bu ilk “Kadınlar Günü” idi. Bu nedenle, bir kadınlar günü örgütleme girişimi Amerika'nın emekçi kadınlarına aittir." (2)
Yani, "Uluslararası Kadınlar Günü" uydurukçu bir olaydan değil, Sosyalist Kadınların mücadelelerinden doğan bir gündür. 

Gün olarak kutlama kararı hakkında , Alexander Kollontai "Uluslarası kadınlar Günü" yazısında şunları söylüyordu;
İkinci Konferans
"1910'da İkinci Uluslararası Emekçi Kadınlar Konferansı'nda Klara Zetkin, Uluslararası Emekçi Kadınlar Günü'nü organize etme sorununu gündeme getirdi. Konferans her yıl, her ülkede, “Kadınlar için oy hakkı, sosyalizm mücadelesinde gücümüzü birleştirecek” sloganı altında aynı günü “Kadınlar Günü” nü kutlamaları gerektiğine karar verdi." (3) 
Yani, "Uluslararası Kadınlar Günü" Klara Zetkin in önerisiyle, Emekçi Kadınlar Konferansında kutlanmasına karar verilen bir gündür.

8 Mart 1913 de Rusya da, işçi, köylü, asker eşi, asker annesi kadınların ayaklanması Şubat devriminin kıvılcımı oldu ve devamında ""Uluslararası  Kadınlar Günü",  8 Mart ta karar kılındı.

Sosyalist kadınlar ikinci uluslararası Konferansında, "Evrensel Kadın oy verme hakkı  lehine pratik çalışma" ile ilgili Hareket ve Kararlar gündeminin 3. maddesi ile ilgili olarak Klara Zetkin şunları söylüyordu;
"" Yıllık (1)Mayıs-gösterisi vesilesiyle - biçimine bakılmaksızın - cinsiyetlerin tam siyasi eşitliği talebi ilan edilmeli ve nedenleri belirtilmelidir. Ülkelerinde proletaryanın sınıf bilincine sahip siyasi ve ekonomik örgütleri ile mutabık kalınarak, tüm uluslardan sosyalist kadınlar, ilk etapta Kadınların Oy Verme hakkı propagandasını teşvik etmek zorunda olan özel bir Kadınlar Günü düzenlemelidir. Bu talep, toplumsal konuların sosyalist anlayışına göre tüm kadın sorunu ile bağlantılı olarak tartışılmalıdır. Konferansın uluslararası bir niteliğe sahip olması ve özenle hazırlanması gerekir. "" (4)
 Alexander Kollontai, bu kararı şöyle açıklıyordu.
"1913'te  "Uluslararası  Kadınlar Günü" 8 Mart'a transfer edildi. Bu gün emekçi kadınların militanlık günü olarak kaldı."  (5)
Yani, "Uluslararası  Kadınlar Günü" nün,  8 Mart olarak belirlenmesi, New Yorkta ki "yagın bir Kabul" olan olayın  tarihi nedeniyle değil, Rusya daki 1913 Şubat devriminin kıvılcım gününe dayanır.


1917'de Rusya'da Ekim Devrimi'nin ardından, sosyalist kadın hareketinin merkezi liderleri ve kadrolarının çoğu Üçüncü Enternasyonal'in bir parçası oldu. Komünist Enternasyonal (Komintern) başlangıcından beri kadınların özgürleşmesini ve mücadeleye dahil edilmesini merkezi hedeflerinden biri olarak belirledi. İlk dört dünya kongresinden her biri kadınların meselelerini ele aldı.

1918'de Uluslararası Kadınlar Günü, Avusturya-Macaristan İmparatorluğu'nda Savaş Karşıtı bir Protesto olarak kutlandı ve kadın sorunlarıyla devam etti.

Mart 1919'da kuruluş kongresi, Alexandra Kollontai tarafından “Kadın İşçilerin Sosyalizm Mücadelesine Çekilmesi Gerekliliği Hakkında Karar” başlıklı bir kararı kabul etti.

Bir yıl sonra, 1920 deki Komintern'in İkinci Kongresi, Komunist Kadın Hareketi'ni kuran Uluslararası Komünist Kadınlar Konferansı ile birlikte düzenlendi. Bu konferans, Klara Zetkin tarafından hazırlanan ve daha sonra Komintern'in Yürütme Komitesi tarafından kabul edilen ve Komunist Kadın Hareketi'nin görevlerini ve amaçlarını özetleyen bir dizi tez yayınladı.

Haziran-Temmuz 1921'de, Komünist Kadın Hareketi'nin bir başka konferansının hemen ardından yapılan Komintern'in Üçüncü Kongresi üç karar kabul etti: “Komünist Partilerin Kadınlar Arasındaki Çalışma Yöntemleri ve Çalışma Şekilleri Üzerine Tezler”, “Komünist Kadınlar ve Uluslararası Komünist Kadın Sekreterliği Arasındaki Uluslararası İlişkiler Hakkında Karar” ve “Kadınlar arasında Komünist Çalışma Şekilleri ve Yöntemleri Hakkında Karar” ."

1936'da İspanyol komünistleri, binlerce kadını Madrid'deki "Uluslararası Kadınlar Günü'"nde büyük bir yürüyüş için harekete geçirerek, Cumhuriyetin büyüyen Faşist tehdide karşı korunmasını talep ettiler.

Yani başlangıcı da, kutlama kararı da, resmileştirilmesi de , devamındaki yaklaşımlar da - tarihi -tamamen sosyalistler ve sosyalist önderlerce belirlenmiş, sosyalist içeriği olan bir gündür. 


"Uluslararası Kadınlar Günü'" 1960 sonlarına kadar genel olarak Sosyalist İçerik ve Sosyalist mücadele olarak devam etti.

Gelişmelerden rahatsız olan burjuvazi  “Kadınların  Yılı” girişiminin bir parçası olarak 1975'te dikkatini Uluslararası Kadınlar Günü'ne çevirdi, ve 1977'de "Birleşmiş Milletler" emperyalist kurumu tüm ülkeleri resmi olarak 8 Martı Dünya Kadınlar Günü ilan etmeye davet etti. Bu tarihle birlikte de, Uluslararası Kadınlar Gününün mücadele tarihi ve sosyalist içeriğinin çarpıtılması için  propagandalar, manipülasyonlar, tahrifler hızla yaygınlaşmaya başladı.

1977 den bu yana, gelinen yerde, Sosyalistlerin ve emekçilerin başlattığı, yaygınlaştırdığı "Uluslararası Kadınlar Günününü" tarihini ve içeriğini doğru bir şekilde anlama, burjuva propaganda ve tahriflerin etkisi ile, bu mirası , tarihini ve içeriğini ilkeli bir şekilde savunma yerine, "değiştir ismi sorun biter" , "isim her şeydir" küçük burjuva kolaycılığını seçmek, ilkesizlik, burjuvazinin tuzağına düşmek, mücadele yerine teslimiyetçiliği seçmektir. 

İyi niyetinden şüphem olmadığı bir devrimci " emekçi kelimesinin atılmasının ardında Türkiye'de sosyalizme, marksizme ve sınıf mücadelesine yönelik küçük-burjuva feminizmince ve liberal burjuvazi tarafından yürütülen bir saldırı var" diyor.

Zetkin ve Kollontai konferansda
Her şeyden önce bir kelimenin "atılabilmesi" için o kelimenin başından beri orada olması gerekir. Bu, "Uluslararası Kadınlar Günü"nün tarihinin ve içeriğinin bilinmediğini yansıtan, onu başlatan, kuran, geliştiren tüm geçmiş sosyalistleri "saldıranların" kategorisine bilinçsizce iten, doğruları yansıtmayan bir söylem, yanlış bir yaklaşımdır.

Belirleyici olan verilmiş tarihi isim değil, onun içeriğidir. Eğer isimdeki bir  "kelime", o günün  içeriğini açıklamada belirleyici rol oynuyor gibi bir anlayış olsaydı, Bolşevik Parti Merkez Komitesi 8 Mart 1916 da ,1947 de, Kolontai 1920 de, Stalin bizzat kendisi 8 Mart 1949 da vs " "Uluslararası Kadınlar Günü" olarak açıklama yapmazlardı.

Marksist Leninistler, tarihi olayları, isimleri, kavramları burjuva çarptırdığı için, kullandığı için, vb. durmadan değiştirme pratik alışkanlığı içinde değildirler. Marksist Leninistler sosyalist mücadele tarihini, ve tarihi kavramları - burjuvazi tahrif ya da revize ettiği için değil - değişen somut şartlara bağımlı olarak - bilinçli bir şekilde-  gerekirse değiştirirler,  ama o mirası reddetmeden, o mirası tam da burjuvazinin istediği gibi, burjuvaziye mal etmeden, kitleleri onun sosyalist  içeriğinde bilgilendirerek, eğiterek, örgütleyerek.

Yani yazılardaki ve yorumlardaki temel sorun, ismin ""Uluslararası Kadınlar Günü" mü yoksa "Uluslararası Emekçi Kadınlar Günü" mü daha doğru"" tartışmasında, birinci isimlemenin tarihinin ve içeriğinin bilinmemesi ve anlaşılmaması, bu nedenle bilinçsizce "isim değiştirerek" sorunu çözme küçük burjuva "hızlı solcu " görünme Troçkist hastalığı, ya da ondan etkilenme sorunudur. 

Bu "bilinçsizce " isim değiştirmeyi bir kenara bırakıp, onun tarihini ve içeriğini bilerek,  "bilinçli" değiştirmeye değinelim;

"Uluslararası Emekçi Kadınlar Günü" ismini kullanmak yanlış mı? Şüphesiz ki kendi içinde yanlış isimlendirme değil, ama "Uluslararası Kadınlar Günü" ne alternatif olarak kullanmak hatalı olabilir - bu tartışılır. 

Birinci neden, "Uluslararası Kadınlar Günü" nün mücadele tarihi ve içeriğinin mirasına sahip çıkıp, ilkeli bir şekilde onu devam ettirme, yerine "burjuvazinin çarpıtmaları  ve içeriğini burjuva laştırma faaliyetlerine " karşı mücadele etmeden, burjuvaziye teslim olma, ve onların "Uluslararası Kadınlar Günü" nün tüm tarihini yok etmelerine ve günü  burjuvalaştırmalarına müsaade etmek olacaktır. 

İkinci neden, "Uluslararası Kadınlar Günü"  isimlendirmesinin sosyalist mücadelenin kopmaz bir parçası olan "Demokratik Mücadele " ile bağlantısını teorik olarak koparma "sol sapma" yaklaşımı hatası olabilir. 

Sovyetlerde (genelde hala  "Uluslararası Kadınlar Günü" kullanılırken)  devrimden sonra, özgülle ilgili olarak "Emekçi Kadınlar" kavramı kullanıldı, çünki  kadınlar özgürlüklerini ve demokratik haklarını kazanmışlardı, demokratik mücadele diye bir sorun yoktu. Bu nedenle Lenin Kominternin üçüncü kongresinde "Kadınlar arasında Komünist faaliyetlerin şekil ve yöntemleri " konusunda Sovyet kadını ve diğer ülkeler arasındaki farklılıkları ortaya koyuyordu.

Aynı kongrede konuşma yapan Klara Zetkin şunları söylüyordu;
"Proleter erkeklerin ve kadınların ortak çıkarlarını ve mücadelesini en ufak bir şekilde bile gözden uzak tutmayız. Bununla birlikte, kadınlar arasındaki Komünist çalışmanın ele alınması gereken belirli, özel koşullarla ilgili olarak uyanığız. Kadınların faaliyetlerini, siyasi uyanışlarını ve siyasal mücadelelerini, - sosyal kurumlar, aile hayatı ve mevcut sosyal önyargılar yoluyla hareket eden- birçok yönden hala engelleyen sosyal koşulları unutmayız. Binlerce yıllık esaretin kadınların ruhuna ve psikolojisine bıraktığı etkilerin bilincindeyiz. Bu nedenle, örgütün ortak sahip olduğu her şeye ek olarak, kadın kitleleriyle bağlantı kurmak, onları bir araya getirmek ve Komünist olarak eğitmek için özel yapılara, özel önlemlere ihtiyacı vardır.
Bu organlara kadın komiteleri diyoruz, çünkü kadınlar arasında çalışma yapıyorlar, ama sadece kadınlardan oluşmasının önemli olduğunu düşündüğümüz için değil. Bizi ilgilendiren şey, bu komitelerin kadın kitleleri arasında sistematik ve sürekli olarak aktif olmaları, kadınların yaşamlarına ilişkin tüm ihtiyaç ve menfaatlerle ilgili tavır almalıdırlar. " (6) 
Daha fazla uzatmadan, "Kadın Hakları ve Sosyalizm mücadelesi" devrimin olduğu bir ülkede, devrimci durumun var olduğu bir ülkede, devrimci durumun olmadığı bir ülkede, kadın haklarının hiç olmadığı bir ülkede - her ülkede aynı içerikte ve şekilde değildir, olamaz.  "Uluslararası Kadınlar Günü", kadınların farklı konumda oldukları, devrimci durumun şartlarının farklı derecede olduğu, bu temelde, genelde Demokratik Mücadele yi güçlendirmeyi hedefleyen, adı üstünde, uluslararası bir gündür.  Stalin in vurguladığı gibi ; "Uluslararası Kadınlar günü, işçi sınıfının kurtuluş hareketinin yenilmezliğinin simgesi ve büyük geleceğinin müjdecisidir. ","Uluslararası kadınlar günü, emekçi kadınlar yedek gücünü, proletaryanın yanına kazanmak için bir araçtır.", "Uluslararası kadınlar günü, işçi ve köylü kadınları, işçi sınıfının yedek gücü olmaktan, proletaryanın kurtuluş hareketinin aktif ordusu içine dönüştürülmesinin bir aracı olmalıdır."

Gerek burjuvaziye ve gerekse revizyonizme karşı İdeolojik mücadele, Marksist Leninist görüş için mücadele işçi sınıfının Sosyalizm mücadelesinin ayrılmaz bir parçasıdır.  Sosyalist mücadelenin tarihi bir ürünü olan "Uluslararası Kadınlar Günü" nü, sırf  burjuvazinin  ideolojik saldırıları nedeniyle terk etmek, sadece  ideolojik mücadeleyi değil, mücadelenin kendisini de terk etmektir. İsim değiştirmek gibi biçimsel değişiklikler, içerik değişikliğini beraberinde getirmez. İçerik mücadeleyle oluşturulur, değişim bu mücadele süreç ya da sonucunda,  somut şartlardaki değişimle birlikte gelir. 

Eğer isim şu ve ya bu nedenle değiştirilecek ise, bu, uyduruk nedenlerle, burjuvazinin propagandalarını  doğrulayan, onaylayan, bilinçsiz bir şekilde değil, ona, mücadele tarihine, içeriğine sahip çıkarak, ve onun mirasını her zaman koruyacak, bilinçli bir şekilde yapılması gerekir.

Erdoğan A
13 Mart 2020

Sözü geçen yangın 25 Mart 1911 de New Yorkta , genç göçmen kadınları kaçak olarak çalıştıran bir fabrikada olmuştur, 150 nin üstünde kadın işçinin ölümüyle sonuçlanmıştır..























Notlar

(1) Report of the Socialist Women of Greater New York to the International Socialist Congress, Copenhagen, Denmark , August 28th---September 4th, 1910

(2) Third Congress of the Communist International, Report on Communist Women’s Movement, July 8, 1921

(3) Alexandra Kollontai, International Women’s Day, 1920

(4) Second International Conference of Socialist Women, Clara Zetkin, Kilte Duncker and other comrades.

(5) Alexandra Kollontai, International Women’s Day, 1920

(6) Clara Zetkin Third Congress of the Communist International, Report on Communist Women’s Movement, July 8, 1921

Hiç yorum yok

Blogger tarafından desteklenmektedir.