Header Ads

Header ADS

Değişen İttifaklar: Türkiye Artık “Resmi Olarak” Rusya'nın Bir Müttefiki mi?

Profesör Michel Chossudovsky

Global Research, 13 Temmuz, 2019

Değişen İttifaklar: Türkiye Artık “Resmi Olarak” Rusya'nın Bir Müttefiki midir? Rusya'nın S-400'ü satın aldı. NATO’dan çıkış eli kulağındamı ?

Raporlar, “Türk S-400 operatörleri Temmuz ve Ağustos aylarında eğitim için Rusya'ya seyahat edeceklerini doğruladı.Yaklaşık 20 Türk askerine Mayıs ve Haziran aylarında bir Rus eğitim merkezinde eğitim verilmiş. ”(CNN, 12 Temmuz 2019)

Gözler önüne serilmekte olan askeri ittifaklar yapısında bütünü kapsayan bir krizdir. Türkiye, Rusya Federasyonu ile bir askeri işbirliği anlaşması imzalayıp, aynı zamanda NATO üyeliğini mantıklı bir şekilde sürdüremez. 

Değişen ittifaklar ve askeri koalisyonların yapısı, Birinci Dünya Savaşı'nı anımsatan, tarihin hayati belirleyici faktörleridir.

Bugünün askeri ittifakları, “Büyük Güçler” arasında “çapraz kesim koalisyonlar” da dahil omak üzere, belirgin bir şekilde farklı ve Birinci Dünya Savaşı (yani “Üçlü İtilaf” ve “Üçlü İttifak” arasındaki çatışma) için geçerli olanlardan çok daha karmaşık.

Türkiye'nin NATO’dan fiili olarak çıkması, Orta Doğu’daki ABD egemenliğinin zayıflamasına ve Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü’nün (NATO) dağılmasına yol açabilecek koşullar yaratmaya yardımcı olabilecek askeri ittifaklar yapısındaki tarihsel bir kaymaya işaret ediyor.

NATO , Pentagon tarafından kontrol edilen 29 üye devletten oluşan müthiş bir askeri güç oluşturuyor. Bu askeri bir koalisyon ve modern bir savaş aracıdır. Küresel güvenlik ve dünya barışı için bir tehdit teşkil ediyor.

Atlantik İttifakı içindeki bölünmeler, “NATO’dan Çıkmaya” karar veren bir veya daha fazla üye devlet şeklini alabilir . Kaçınılmaz olarak, bir NATO-Çıkış hareketi, tarihimizdeki bu dönemeçte İran ve Rusya Federasyonu'na karşı "önleyici" bir savaş yapma tehdidinde bulunan hükümetlerimizin dayattığı uzlaşma görüş birliğini zayıflatacaktır.

Düşmanla (aynı yatakta) uyumak

Türkiye hâlâ NATO’nun “resmi” bir üyesiyken, cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan son iki yıldır Amerika’nın en sert düşmanlarından biri olan İran ve Rusya ile “dostça ilişkiler” geliştiriyor.

ABD-Türkiye askeri işbirliği (Türkiye'deki ABD hava kuvvetleri üsleri dahil) Soğuk Savaş tarihine dayanıyor .

Türkiye büyük ölçüde  (ABD sonra) NATO içinde  Fransa, İngiltere ve Almanyayı geride bırakan en geniş askeri güce sahip. Genel anlamda konuşursak, ABD-Türkiye sürtüşmesi ve Atlantik İttifakı açısından sonuçları bu güne kadar önemsenmedi veya medya tarafından önemsizleştirildi.

NATO potansiyel olarak bir yıkıntı içerisindedir. S-400'lerin planlanan zamandan neredeyse bir yıl önce teslim edilmesi, askeri ittifakların yapısının Washington aleyhine istikrarsızlaştırılmasını daha da ilerletecektir.

Türkiye aynı zamanda İran'ın bir müttefiki. Kaçınılmaz olarak, Türkiye'nin S-400'e sahip olması  (aynı zamanda s-400 satın alacak olan) İran'a yönelik devam eden ABD savaş planlarını etkileyecektir.

Bu, bir NATO üyesi ülke olan Türkiye'nin ABD-NATO-İsrail birleşik hava  savunma sisteminden çekileceği anlamına gelir mi? Böyle bir karar NATO dan çıkışla aynıdır .

Dahası, Türkiye'nin İsrail ile uzun zamandır devam eden ittifakı artık işlevsel değil. Bu nedenle, ABD-Türkiye-İsrail “Üçlü İttifak”ı geçersizdir.

1993 yılında, İsrail ve Türkiye, "bölgesel tehdit"leri ele almak üzere (İsrail-Türk) “ortak komiteler” in oluşturulmasına yol açan bir "Anlayış Bildirisi" imzaladı. "Bildiri" hükümleri uyarınca, Türkiye ve İsrail “Suriye, İran ve Irak hakkında istihbarat toplama konusunda işbirliği yapmayı ve terörle ve bu ülkelerin askeri yetenekleriyle ilgili değerlendirmeleri paylaşmak için düzenli olarak görüşmeyi” kabul etmişti.

Üçlü ittifak, ilave olarak, “terörizme karşı savaş ve ortak askeri tatbikatlar " gibi  birçok ortak çıkar alanını içine alan, 2005 NATO-İsrail askeri işbirliği anlaşması ile birleştirildi .” NATO ile bu askeri işbirliği bağları İsrail ordusu tarafından “İsrail'in kendisini tehdit eden potansiyel düşmanlara, özellikle de İran ve Suriye'ye karşı caydırıcılık yeteneğini arttırma” nın bir aracı olarak görüldü .

ABD, İsrail ve Türkiye'yi birbirine bağlayan “üçlü ittifak” ABD Genelkurmay Başkanlığı tarafından koordine edildi. Orta Doğu'ya özgü birleşik (entegre) ve düzenlenmiş bir askeri komuta yapısıydı. Tel Aviv ile Ankara arasında güçlü bir ikili askeri ilişki ile birleştirilmiş, ABD nin İsrail ve Türkiye ile yakın ikili askeri bağlarına dayanıyordu. Bu bakımdan, İsrail ve Türkiye, 2005’ten bu yana İran’a yönelik planlanmış hava saldırılarında  ABD ile yakın ortaklardı. (Bkz. Michel Chossudovsky , Mayıs 2005). Bilindiği gibi, bu üçlü ittifak artık kalmadı.

Türkiye, İran ve Rusya’nın tarafında, ABD-İsrail’in İran’a hava saldırısı yapmayı bile düşünmesi “intihar” olur.

Ayrıca, büyük ölçüde dayanan Türkiye'nin rolüne  NATO-İsrail 2005 askeri işbirliği anlaşması da işlevsiz. Bunun anlamı, İran’a yönelik ABD-İsrail tehditlerinin artık İran’la "kolaylık" ittifakına giren Türkiye tarafından desteklenmiyor olmasıdır .

Askeri ittifakların daha geniş  yeniden-hizalanması

Askeri ittifaklardaki değişim Türkiye ile sınırlı değildir. Katar ve Suudi Arabistan arasındaki sürtüşmenin ardından,  Katar  İran ve Türkiye ile Suudi Arabistan ve BAE'ye karşı taraf olması nedeniyle, Körfez İşbirliği Konseyi (GCC) kargaşa içinde. Katar son derece stratejik öneme sahip, çünkü İran'ın Basra Körfezi'ndeki dünyanın en büyük deniz gaz alanlarını İran ile paylaşıyor. 

Doha yakınındaki Al-Udeid askeri üssü Ortadoğu'da ABD Merkezi Komutanlığı ileri merkezini barındıran Ortadoğu'da Amerika'nın en büyük askeri üssüdür. Buna karşılık Türkiye şimdi Katar'da kendi askeri tesisini kurdu.

Şangay İşbirliği Teşkilatı (SCO)

Jeopolitik ittifaklardaki köklü bir değişim,   2017'de  Hindistan ve Pakistanın Şangay İşbirliği Örgütü'nün (SCO) tam üyesi yapılmasıyla birlikte, aynı zamanda Güney Asya'da da gerçekleşiyor. Kaçınılmaz olarak, bu tarihi değişim, hem Pakistan hem de Hindistan ile savunma ve ticaret anlaşmaları olan Washington'a karşı vurulmuş bir darbeyi oluşturuyor. “Hindistan Washington ile sıkı sıkıya bağlı kalmaya devam ederken, Amerika'nın Pakistan'a (askeri ve istihbarat anlaşmalarıyla) olan siyasi kontrolü, Pakistan'ın Çin ile olan ticaret ve yatırım anlaşmaları sonucunda zayıfladı.” (Michel Chossudovsky , 1 Ağustos 2017)

Başka bir deyişle, SCO’nun bu genişlemesi, Amerika’nın Güney Asya’daki ve daha geniş Avrasya bölgesindeki egemenlik hırslarını zayıflatıyor. (SCO) Enerji boru hattı güzergahları, ulaşım koridorları, sınırlar ve karşılıklı güvenlik ve deniz hakları üzerinde etkilidir.

Pakistan,  Çin, İran ve Türkiye’nin yararına ABD’nin zayıfladığı Afganistan ve Orta Asya’ya açılan kapısıdır. Çin, Afganistan'ın Batı Çin'e bütünleşmesini amaçlayan ulaşım yollarının geliştirilmesi yanında, madencilik alanında büyük yatırımlar yapmaktadır.

Türkiye nereye uyar? Türkiye, Çin ve Rusya'nın giderek daha fazla hâkim olduğu Avrasya projesinin  parçasıdır. 2017-18 yıllarında Erdoğan, hem başkan Xi-Jinping hem de Vladimir Putin ile birkaç toplantı yaptı. Türkiye şu anda SCO'nun diyalog ortağıdır.

Çeviri
Erdoğan A
16 Temmuz, 2019


Hiç yorum yok

Blogger tarafından desteklenmektedir.