Haksızlıklara karşı çıkmak ve Marksizmin Diyalektiği
"Komünistlerin varolan düzene karşı her devrimci hareketi destekledikleri konusundaki sözleri de hatırlayalım. Bu sözler çoğunlukla çok dar olarak yorumlanır ve liberal muhalefetin desteklenmesi anlamında alınmaz. Ancak unutulmamalıdır ki, hükümetle ilerici toplumsal çıkarlar yüzünden doğan her çelişkinin, ne denli küçük olursa olsun, belirli koşullar altında (ki bizim desteğimiz bunlardan birisidir) genel bir ayaklanmaya dönüşebileceği dönemler vardır." Lenin, Siyasi Ajitasyon Ve “Sınıf Bakış Açısı”
Haksızlığa karşı tavır alma konusunun "birey" leri aşıp bir kaç "hareket"inde aynı - en azından tavırın anti-ML olması nedeniyle - açıkçası "gerici" olan yaklaşımı üzerine konuya bir defa , başka bir açıdan değinme gereği doğdu.
Marksizmin Diyalektiği
Marksizmin Diyalektiği
Marksist Diyalektik yöntem , Marksist Leninist ilkelerin toplumsal olaylara ve bu temelde pratiklerini belirlemede uygulanması açısından olmazsa olmaz niteliğe sahiptir. Olayları kendi içinde kendince bağımsız olmadığı, birbirine bağlı ve birbirini etkileyen diyalektik nitelikleri olduğu gerçeğinden hareket ederek "Kime olursa olsun Haksızlıklara Karşı çıkma ilkesi" üzerine bir beyin jimnastiği yapalım, ve bir önceki yazıda vurgulanan "yanlış tavırların gericiliğe nasıl hizmet ettiği" konusunu, bir de bu yönden irdeleyelim.
Marksizmin en temel ilkesi olan "her alınacak tavır ve uygulanacak pratik emekçi halkların ve onların mücadelesinin çıkarları doğrultusunda ve sadece bu temel akılda tutularak belirlenir" ilkesinden hareket edip, ve diğer bir temel ilke olan "haksızlıklara karşı gelme" ile bağlantılı olarak irdelersek, "bir tokat dan " ve buna alınacak tavırdan, ta ki "devrim şartlarının yaratılması" sorumluluğu konusunda kadar uzanabiliriz. İşte Marksizmin ilginç ve önemli Diyalektiği burada yatıyor.
1- Haksızlıklara karşı Çıkma İlkesi ve sınıfsal bilinç açısından önemi
Bu ilkenin önemi konusunda, "eğer " diyor Lenin "işçiler, hangi sınıfları etkiliyor olursa olsun, zorbalık, baskı, zor ve suistimalin her türlüsüne karşı tepki göstermede eğitilmemişlerse, ve işçiler bunlara karşı, herhangi bir başka açıdan değil de, sosyal-demokrat açıdan tepki göstermede eğitilmemişlerse, işçi sınıfı bilinci, gerçek bir siyasal bilinç olamaz." ( Lenin Ne yapmalı)
Türkiyede hızlı Solcu görünme merakı özellikle küçük hareketlerde yaygın olduğu için, bu kaçınılmaz olarak devrimci bireylere de yansımaktadır. "Bize ne" gibi bir yaklaşım, ya da "bizim sorunumuz işçi sınıfı" gibi sol sekterlik bir yana, Lenin daha da ileri götürerek bunun "sosyalistlik" bile olmadığını söylüyor. "Çünkü " diyor Lenin "Kim, işçi sınıfının dikkatini, gözlemini ve bilincini, tamamıyla ya da hatta esas olarak işçi sınıfı üzerinde yoğunlaştırıyorsa, böylesi, sosyal-demokrat (sosyalist) değildir; çünkü, kendini iyi tanıyabilmesi için, işçi sınıfının, modern toplumun bütün sınıfları arasında karşılıklı ilişkiler konusunda tam bir bilgi, sadece teorik bilgisi değil, hatta daha doğru olarak ifade edelim; teorik olmaktan çok, siyasal yaşam deneyimine dayanan pratik bilgisi olması gerekir. (aynı yazı)
Şimdi bu "ilke" den , onunla direk diyalektik bağlantılı , "Teşhir Pratiği" ve onun önemine geçelim
2- İlke nin Teşhir Pratiği bağlantısı
Sınıf mücadelesi var olan sistemi, Devlet İktidarını yıkmak yerine İşçi Sınıfının Diktatörlüğünü kurmaktır. Bunun yolu da var olan Devlet İktidarının ve sistemin kitleler gözünde bilinçli bir şekilde "teşhir edilmesinden geçer.
Lenin bunu şöyle anlatıyor;
"Bir sosyal-demokrat (Sosyalist) haline gelebilmesi için, işçi, toprak ağaları ile papazın, yüksek memur ile köylünün, öğrenci ile serserinin ekonomik niteliği ve toplumsal ve siyasal özellikleri konusunda açık-seçik bir fikre sahip olmalıdır; onların güçlü ve zayıf yanlarını bilmelidir; her sınıf ve tabakanın kendi bencil özlemlerini, kendi gerçek "iç yapısını" gizlemek için kullandığı bütün parlak sözlerin ve safsataların anlamını kavramalıdır; belirli kurumların ve yasaların yansıttığı şu ya da bu çıkarların neler olduğunu ve bu yansıtmanın nasıl olduğunu anlamalıdır. Ama bu "açık-seçik tablo", herhangi bir kitaptan edinilemez. İşçi, bunu, ancak canlı örneklerden, belirli bir anda çevremizde olup bitenlerin, herkesin üzerinde konuştuğu ya da birisinin fısıldadığı şu ya da bu olayda, rakamlarda, mahkeme kararlarında vb. belirenin sıcağı sıcağına teşhirinden edinebilir.
Bu kapsamlı siyasal teşhirler, yığınları devrimci eylem bakımından eğitmenin zorunlu ve temel bir koşuludur."" (aynı yazı)
Teşhir pratiğinin kitlelerin eğitilmesinde en zorunlu ve temel koşulu olduğunu söyleyen Lenin, Haksızlıklara karşı çıkma ve Teşhir arasındaki diyalektik bağlantıyı, "Eğer bütün utanç verici haksızlıklara karşı yeteri kadar geniş, çarpıcı ve anında teşhirleri hâlâ örgütleyemiyorsak suç bizdedir, yığın hareketinin gerisinde kalışımızdadır." diyerek net bir şekilde ortaya koyuyor.
Ve neden sonuç ilişkisini de, haksızlıklara karşı çıkıp bunun teşhirini "yaptığımız zaman (ve bunu yapmak zorundayız ve yapabiliriz de)" diyor Lenin "en geri işçi bile, öğrencilerin ve dinsel mezheplerin de, köylülerin ve yazarların da, kendisini yaşamının her adımında baskı altında tutan ve ezen aynı karanlık güçler tarafından baskılara ve keyfi davranışlara uğradıklarını anlayacak ya da içinde duyacaktır; ve bunu duyunca, kendisi de tepki göstermek isteyecektir, bu yolda dayanılmaz bir istek duyacak ve gereğini yapmayı bilecektir; bugün sansürcüleri "yuhalayacak", yarın bir köylü ayaklanmasını amansızca bastırmış olan valinin evi önünde gösteri yapacak, öbür gün kutsal engizisyonun işini gören papaz kılıklı jandarmalara bir ders verecektir, vb. Şimdiye kadar çalışan yığınların önüne mümkün olan bütün konularda uygun teşhirleri sermekte çok az şey, ya da hemen hiç bir şey yapmadık. Bir çoğumuz, henüz bu yükümlülüğümüzün bilincine varmış değildir, ve fabrika yaşamının dar çerçevesi içinde "günlük tekdüze mücadelenin" ardında kendiliğinden sürüklenmektedir." (aynı yazı)
Burjuvazinin ve onların kime karşı olursa olsun yaptıkları haksızlıklara karşı çıkmak, Lenini in sözleriyle "onları " suçüstü yakalamak ve onu hemen bütün halkın önünde ve her yerde teşhir etmek, bir sürü "çağrılar" kaleme almaktan çok daha etkilidir; ve etkisi öyledir ki, çok kez kimin yığınlara "çağrıda" bulunduğunu ve kimin şu ya da bu gösteri planını vb. önerdiğini saptamayı kesinkes olanaksız kılar. Deyimin genel değil somut anlamındaki eylem çağrıları, ancak eylem yerinde yapılabilir; ancak harekete bizzat kendileri girişenler, ve bunu anında yapabilenler böyle çağrılarda bulunabilirler. Biz sosyal-demokrat yazarlara düşen de, siyasal teşhirleri ve siyasal ajitasyonu derinleştirmek, genişletmek ve yeğinleştermektir. " (aynı yazı)
Kime karşı olursa olsun Haksızlıklara karşı çıkmak , Marksist bir ilke olma yanında, kitleleri eğitmede zorunlu ve temel koşul olan Teşhir" pratiği ile sıkı sıkya diyalektik bağlantısı vardır.
Şimdi gelelim bunların "devrimin üç belirleyici şartlarından birisinin" oluşturulması ile diyalektik bağlantıya.
3- Teşhir ve Devrimin üç belirleyici koşulundan birisinin yaratılması bağlantısı
Teşhir pratiği, örgütlü, akıllı ve planlı bir şekilde hayata geçirilmeden hiç bir ülkede, hiç bir şekilde kitleler bilinçlendirilemez, kitleler sosyalist bir devrim için hazırlanamaz, ve bu nedenle de devrimci durum un şartlarından birisi oluşturulamaz, yani sosyalist bir devrimden bahsedilemez.
Proleter Devrim ve Dönek Kautsky yazısında ; "Bir Marksist için, devrimci bir durum olmadıkça devrimin olanaksız olduğu kuşkusuzdur, ama her devrimci durum da devrime yol açmaz. " diyerek "Devrimci bir durumun göstergeleri, genel olarak nelerdir?" sorusuna cevabı veren Lenin, bu cevabı daha özet bir şekilde Stalin Leninden alıntısında
(Eğer şu koşullar yerine gelmişse ) "Tayin edici muharebe”, diyor Lenin, “tamamen olgunlaşmış olarak görülebilir:”
Eğer 1. bütün düşman sınıf güçleri yeterince kargaşa içindeyse, yeterince birbirine düşmüşse, güçlerini aşan mücadele ile yeterince güçten düşmüşlerse";
Eğer 2. tüm yalpalayan, istikrarsız, kararsız ara unsurlar, yani küçük-burjuvazi -burjuvaziden farklı olarak küçük-burjuva demokrasisi-, halkın gözünde yeterince teşhir olmuşsa, iflaslarıyla pratikte yeterince gözden düşmüşse";
Eğer 3. proletarya içinde, burjuvaziye karşı en kararlı, en yürekli, devrimci eylemleri desteklemekten yana bir kitle ruh hali başlamışsa ve güçlü bir şekilde yükseliyorsa.
Eğer durum buysa, o zaman devrim gerçekten olgunlaşmıştır, o zaman zaferimiz, eğer yukarıda sayılan koşullar doğru bir şekilde değerlendirmiş ve anı doğru bir şekilde seçmişsek, o zaman zaferimiz kesindir." Seçme Eserler, C. 10, s. 130
Geriye Leninin Proleter Devrim ve Dönek Kautsky yazısına dönelim, Lenin ilave ediyor;
""Yalnızca şu ya da bu grup ve partinin değil, ama şu ya da bu sınıfın iradesinden de bağımsız bu nesnel değişiklikler olmadıkça, devrim, genel kural olarak, olanaksızdır. Devrimci bir durumu, işte bu nesnel değişikliklerin tümü oluşturur.
...devrim her devrimci durumdan değil, ama yalnız yukarda sayılan temel değişikliklere öznel bir değişikliğin, yani devrimci sınıfa ilişkin olarak, hatta bunalımlar çağında bile, eğer 'düşürülemez'se, hiçbir zaman 'düşmeyecek' olan eski hükümeti tamamen (ya da kısmen) yıkacak denli güçlü yığınsal devrimci eylemler yürütme yeteneğininin de gelip eklendiği durumdan doğar."
Lenin Teşhir politikasının Devrimin üç Tayin edici muharebe koşullarından birisinin yaratılmasındaki hayati önemini vurguluyor.
Nerden nereye, bir burjuva liberale haksızca atılan bir yumruktan, linç girişiminden, bu haksızlığa karşı çıkılıp çıkılmamasından, teşhire ve devrimci durumun olgunlaşmasına, yani devrime uzanan diyalektik bir bağlantı...
Sonuç olarak, Marksist Leninistlik adına , subjektif nedenlerle bu Marksist ilkeyi göz ardı edenler, Marksizmin diyalektiği nedeniyle, diğer Marksist Leninist ilkeleri de ihlal etmiş oluyorlar. Bilinçli ya da bilinçsiz, pratik sonuçta bu, temel "emekci halkların mücadelesi çıkarı" ilkesine ters düştüğü için, gerici bir tavır olmaktan kurtulamıyor.
Erdoğan A
23 Nisan, 2019
Hiç yorum yok