Savaşların ML Değerlendirilmesi Üzerine -3- Halk Kitlelerinin rolü
Bu yazı Sovyet yazarlarının * "Savaş" üzerine yazıları temelinde, onlardan aldığım notların günümüze yorumlanan bir "çeviri yorumlama -derleme" si olarak, bir kaç bölümde yayınlanmakta olan yazı dizisinin Üçüncüsü.
Savaşlarda halk kitlelerinin rolü
"sosyalistlerin, 'ata topraklarının savunulması' için verilen savaşları ya da 'savunma' savaşlarını", yalnız "yabancı baskısını yok etme" anlamında, "haklı, ilerici ve adil gördüklerini" açıkça belirtir... "Bu savaşlar, ilk saldıran kim olursa olsun, haklı, savunma savaşlarıdır; herhangi bir sosyalist, ezen, köleci ve yağmacı "Büyük" Devletler karşısında ezilen, eşit görülmeyen ve bağımlı devletlere zafer diler." Lenin
Savaşlarda halk kitlelerinin rolü
Halk kitlelerinin artan tarihsel rolü birinci, ikinci dünya savaşları ve savaş sonrası yıllarda ulusal kurtulu savaşları , iç savaşlar ve diğer savaşlarla da kendini gösterdi.
Savaşlarda halk kitlelerinin savaşa katılımı ve savaş üzerindeki etkilerinin sonuçları değişik koşullara bağlıdır. Ancak bu savaşlarda, belirleyici olan, savaşların karakteri, kitlelerin içinde yaşadığı ve mücadele ettiği sosyal ve devlet sistemi, ve aynı zamanda işçi sınıfının bilinç ve örgütlenme düzeyidir.
Halk kitlelerini savaşların sonucunu belirleyici ana gücü olarak hesaba katarken, gerici sınıfların halk karşıtı güçlerinde savaşlarda aktif olarak katıldığını ve önemli bir etken olduğu, unutulmamalıdır. Gerici sınıflar , iç ve ulusal kurtuluş savaşları da dahil, her türlü savaşın ortaya, çıkmasından tamamıyle sorumludur. Sömürücü devletlerde mülk sahibi, gerici sınıfların temsilcileri silahlı kuvvetlerde, savaş kurumlarında ve diğer devlet organlarında öncü rol oynar,savaşların hazırlanması ve yürütülmesi ve her türlü saldırganlığın yürütülmesinden sorumludur .
Günümüzde emperyalist devletler tek başına saldırganlığın sorumluluğunu taşırlar, ve kitleler emperyalistlerin başlattığı herhangi bir saldırganlığın,"tarafsız" olanlar dahil olmak üzere kolayca diğer ülkelerede yayılabileceği ve giderek dahada büyüyebileceğinin farkındalar. Bu gerçek, savaş tüccarlarına karşı ısrarlı bir şekilde, birleşik, iyi organize edilmiş ve farklı yöntemlerin uygulandığı kitlesel mücadele için uğraşılması zorunluluğunu gündeme getirmektedir.
Modern savaşlarda kitlelerin belirleyici rolü, sosyal yasaların hareketiyle, toplumsal süreçlerin tüm içeriği, son olarakda savaşların kendi karmaşıklığı ve tutarsızlığı tarafından belirlenir. Modern savaşlarda kitlelerin rolünün gelişip büyümesi, tarihsel gelişim sürecini yansıtan genel bir eğilimdir.
Bu herşeyden önce kitlelerin , materyal üretiminde ve toplumsal yapıda , onların artan siyasi olgunluğa ulaşması, ve örgütlenme ile, kendilerini niteliksel olarak değiştirmeleri ile bağlantılıdır.
İşçi sınıfının ortaya çıkması ve Marksizmin yayılması büyük ölçüde kitlelerin katılımını da yaygınlaştırdı. Üretimde ve toplumdaki yerine bağımlı olarak, işçi sınıfı, bütün sınıfların en devrimcisidir ve her türlü sınıfsal ve ulusal baskının sömürücü sistemlerin yok edilmesinde büyük tarihi misyonunu hayata uygulayacak sınıftır. Bu nedenle, işçi sınıfının mücadelesi, temel olarak uluslararası, derinden insani ve antimilitarist bir karaktere sahiptir.
İşçi sınıfının çıkarları , tüm çalışanların hayati çıkarları ile örtüşmektedir ve bu nedenle işçi sınıfı her devrimci, gerçekten halk kurtuluş hareketlerine önderlik yapma niteliğine sahiptir. Bu işçi sınıfı ve onun partisi önderliğinde , savaş dahil olmak üzere, sosyal hayatın tüm alanlarında, kitlelerin rolünü güçlendirir.
Modern savaşların birçok özellikleri kitlelerin artan katılımını oluşturur. Bunların siyasi içerikleri, askeri-teknik karakterleri, ölçeği ve askeri operasyonların akışı, bunlar kitlelerin büyük sayıda katılımını öngörür. Esasen, her savaş, hangi ülkede olursa olsun , veya ne kadar sürerse sürsün, tüm vatandaşlarını katılımcı yapar ve bu, onları savaşın yükünü omuzlama zorunda bırakır. Bu nedenle Emperyalistler yaygın bir dünya savaşı başlatmakla başarılı olurlarsa, nükleer savaş tehdidi her işçinin ve bir bütün olarak halkın yaşamsal çıkarlarını etkileyecektir.
Çağımız savaşlarında kitlelerin artan rolü, çeşitli alanlarda, askeri, ekonomik, sosyo-politik ve ideolojik alanlarda kendini gösterir.
Savaşın türü, kitlelerin faaliyetlerinin karakteri ve onlar tarafından uygulanan çabalarının yoğunluğunu belirler.
Haklı Savaşlar da Kitlelerin Rolü
Bütün haklı savaşların amacı halkları baskı dan (ulusal ya da sınıf baskının bazen her ikisinin) kurtarmak ya da ülkenin egemenliği ve bağımsızlığının düştüğü tehlikeyi savuşturmak olarak kendisini gösterir. Bu kitlelerin hayati çıkarlarını ifade eder ve bu tür savaşlarda etkinliklerini belirler. Bu aktivite, çok çeşitlidir. Genellikle hükümetin ve iktidar partisinin işgalcilere karşı tüm önlemlerine kitleler tarafından verilen, yurtsever, ve onların somut bir katkısı olarak desteğin ifadesidir . Haklı savaşlar sırasında, sınıf mücadelesi, antagonistik toplumlarda yeni biçimlere bürünür.
Kitle mücadele biçimleri, ölçek ve derinliği , haklı savaşlarda farklılaşır. Bu farklılaşma savaşın özgül karakterine, savaşan güçlerin ittifaklarına ve işçi sınıfının uluslarası bağlantısının gücüne , dayanışmasına ve askeri siyasi önderliğinin olgunluğuna bağımlıdır.
İç savaşlarda savaşan taraflar sınıf ilkesine göre birbirinden ayrılırlar: devrimci kitleler bir yanda, siyasi düşmanları diğer tarafta. Ancak, bu sosyal sınır her ülkede aynı değildir. Dolayısıyla devrimci halkın, uyum ve gücü de farklıdır. İşçi sınıfının olduğu ülkelerde, Marksist-Leninist Partiler önderliğinde iç savaşta köylülükle birlikte ana gücü teşkil ederler.
Böyle ülkelerde gerici güçlerin kompozisyonu iç savaşın yürütüldüğü ülkedeki iç ve dış şartlara, çözmek zorunda olduğu sorunlara, savaşın türüne ve cinsine bağımlıdır.
Ülkelerinin politik ve ekonomik bağımsızlığını, demokratikleşmeyi, elde etmek için Pro Emperialist iktidar kliğine karşı mücadele ettiği iç savaşlarda, işçi sınıfı ve köylülük ana gücü oluşturur. Büyük Toprak ağaları, aşiretler vb nin egemenliğinden ve yabancı burjuvaziden rahatsız olan ulusal burjuvazinin bir kısmı, onların mücadelesinde, onlara yardımcı olur. Bu savaşlarda halk düşmanı, büyük toprak sahipleri ve genellikle bankacılık ve yabancı sermaye ile bağlantılı olan devletin dümenini ayakta tutan ulusal burjuvazinin üst kesimlerinden oluşur.
Bu gibi durumlarda kitleler son derece zor görevlerle karşı karşıyadırlar - askeri kaynakları ve silahlı mücadele engin tecrübesi olan kendi yerli ve yabancı gerici lerin birleşik kuvvetlerini yenmek zorundadılar. Yakın geçmişteki bütün iç savaşların deneyimi, devrimci mücadelenin tek önderliğinin işçi-köylü ittifakı ile , ve tüm ilerici uluslararası güçlerle bağlantıların genişletilmesi ve kendi siyasi deneyimine dayanarak bu görevi gerçekleştirebildiğini kanıtlamaktadır .
Ulusal kurtuluş savaşlarında katılımcıların kompozisyonu, iç savaşlardan genellikle daha geniş ve daha çeşitlidir. Milli burjuvazi daha yaygın olarak temsil edilmektedir. İşçi sınıfı doğal olarak bu savaşlarda en kararlı güçlerdir. Ulusal kurtuluş savaşlarında milli burjuvazi nin farklı katmanları, farklı şekillerde tavır alırlar .
Marx'ın “vatanı yoktur” ifadesine göre , açıktan açığa, ya da örtülü olarak kendi ülkesinin ulusal çıkarlarına ihanet eden ve emperyalist müdahalecilere yardım için dönen, yabancı finans ve tekelci sermaye ile bağlantılı olanlar. Bu bağımsızlık için savaşan Asya, Afrika ve Güney Amerika ülkelerinde, elit üst kademe ulusal burjuva nin tipik özelliğidir.
Marx'ın “vatanı yoktur” ifadesine göre , açıktan açığa, ya da örtülü olarak kendi ülkesinin ulusal çıkarlarına ihanet eden ve emperyalist müdahalecilere yardım için dönen, yabancı finans ve tekelci sermaye ile bağlantılı olanlar. Bu bağımsızlık için savaşan Asya, Afrika ve Güney Amerika ülkelerinde, elit üst kademe ulusal burjuva nin tipik özelliğidir.
Ulusal burjuvazinin çoğunluğu ülke ekonomisinin içinde bulunduğu durgunluktan ve yabancıların hakimiyetinden memnuniyetsizdirler ve bu nedenle ulusal kurtuluş savaşlarına aktif olarak katılırlar ve onlarda ilerici bir rol oynarlar. En aktif kuklaları ve emperyalizmin uşakları nı ortadan kaldırmak, Kendi hükümetini kurmak ve bağımsız ulusal kalkınma yolunda ülkeyi yönlendirmek, yabancı sermayenin etkinlik alanlarının sınırlandırılması için çaba göstermektedirler.
Ulusal kurtuluş savaşları halkın devrimci enerjisini ortaya çıkarır. Kitleler kendi deneyimlerinden öğrenirler, saflarını birleştirerek siyasi bilinçlerini geliştirirler. Yabancı emperyalistlerin ve ulusal burjuvazinin en büyük korkusu budur. Bu nedenle, ulusal kurtuluş savaşlarına önderlik ederek, bazı ulusal burjuva çevreler aynı anda üç görevi yerine getirmeye çalışırlar: Birincisi, onlarla kesin bir ayrılma yapmadan, yabancı emperyalistlerin hakimiyetinden kurtulabilmek; ikincisi, devrimci kitlelerle aralarındaki uzlaşmaz çelişkileri belirgenleştirecek, tam demokratikleşmeyi engellemek, Üçüncüsü, devrimci güçleri bölmek.
Milli burjuvazinin çeşitli katmanlarının ulusal kurtuluş savaşlarına katılımı, yerli gericilere ve yabancı emperyalistlere karşı mücadeleye öncülük etmek, devrimci mücadelenin gerçek liderleri ni ulusal burjuvazi açısından esnek bir politika izlemeye zorlamaktadır.
Haklı savaşların deneyimi, sadece silahlı mücadele ile düşmanı yenmenin yeterli olmadığını göstermektedir. Kitleler ve onların liderliği düşmana karşı tüm siyasi, ekonomik ve ideolojik eylem araç ve yöntemlerini kullanmalıdır. Kitlelerin savaşa daha geniş katılımı, daha kesin bir zaferidir.
Dünyadaki tüm ilerici insanların, işçi sınıfının desteği, başarılı sonuçlarda önemli bir faktördür.
Haksız Savaşlarda Kitlelerin Rolü
Haksız ilhak savaşları, halklara karşı savaşlardır. Kitlelerin ve saldırganların çıkarları her zaman birbirleriyle çatışır. Kitleler yaratıcı güçtür. Bütün toplumsal zenginlikler onların emekleri ile yaratılmış ve çoğaltılmıştır. Saldırganlık yaratılmış olan zenginliği yok eder ve işçi sınıfını yıkıma uğratır.
Saldırganlar her zaman saldırgan savaşların amaçlarını kitlelerden "ana vatan savunması", "vatan emniyeti", "inanç", "sorumluluk" vb gibi sahte sloganların arkasına saklarlar.
Kitleler Hitlere karşı burjuva hükümetlerin koalisyonunun oluşumu ve ortak düşmana karşı askeri operasyonlarını artırmasında belirleyici bir rol oynamıştır. Aynı zamanda, kitleler savaşın karakterini değiştirme konusunda da çok büyük bir etken olmuşlardır. Nazi işgalcilere karşı Komünist Partilerin öncülüğünde kitlelerin belirleyici mücadelesi Fransa'nın savaşının karakterini değiştirdi.Fransada Komünist parti önderliğinde kurulan geniş ulusal ceophe, işçi sınıfından, köylülerden, küçük burjuva ve ilerici entellektüellerden oluşuyordu ve bütün Fransanın desteğini arkasına almıştı. İngiliz kitleleri İngiliz Hükümetinden önce nazi işgali tehdidinin farkına vardı. Kitleler, hükümetden aktif anti-faşist kurtuluş savaşı sürdürmelerini talep etti.
Kitleler Hitlere karşı burjuva hükümetlerin koalisyonunun oluşumu ve ortak düşmana karşı askeri operasyonlarını artırmasında belirleyici bir rol oynamıştır. Aynı zamanda, kitleler savaşın karakterini değiştirme konusunda da çok büyük bir etken olmuşlardır. Nazi işgalcilere karşı Komünist Partilerin öncülüğünde kitlelerin belirleyici mücadelesi Fransa'nın savaşının karakterini değiştirdi.Fransada Komünist parti önderliğinde kurulan geniş ulusal ceophe, işçi sınıfından, köylülerden, küçük burjuva ve ilerici entellektüellerden oluşuyordu ve bütün Fransanın desteğini arkasına almıştı. İngiliz kitleleri İngiliz Hükümetinden önce nazi işgali tehdidinin farkına vardı. Kitleler, hükümetden aktif anti-faşist kurtuluş savaşı sürdürmelerini talep etti.
Haksız savaşlar da, haklı savaşlardan farklı olarak, savaşan ülkeler içindeki sınıf çelişkileri kaçınılmaz olarak ve değişik ölçülerde kötüleştirebilir. İşçi sınıfının siyasi bilinçlerinin gelişmesi sonucunda, kendilerine verilen silahlar genellikle toplumun devrimci dönüşümün çıkarları doğrultusunda iç ve dış sınıf düşmanlarına karşı döndürülebilir.
Bu nedenle, haksız savaşlarda kitlelerin rolü, sadece gelişmekle kalmadı, aynı zamanda yeni bir nitelik kazanmış oldu. Somut koşullar altında kitleler, öncelikle hükümetin istifasını talep edebilir veya saldırgan bir politika izleyen partiye güven oyu vermeyi reddedebilir; ikincisi, (haklı haksız ,her iki savaşta da ) savaşın karakterini değiştirebilirler ve bu savaşları gerici güçlere karşı yönlendirilmiş bir savaş haline dönüştürebilirler; Üçüncüsü, savaş sırasında şekillenen devrimci durum, kitleler ve önderlik tarafından sosyalist devrimi gerçekleştirmek için kullanılabilir.
Şubat 4, 2018
Şubat 4, 2018
Erdogan A
* Fyodorov, Byely, Dzyuba, Kozlov ve diğerlerinden alınan notlar ve günümüze yorumlanması.
Savaş Nedir ? Savaşların ML Değerlendirilmesi Üzerine -1
Savaşların ML Değerlendirilmesi Üzerine -2 -Haklı ve Haksız savaşlara yaklaşım
Savaşların ML Değerlendirilmesi Üzerine - 4- ideoloji ve savaş
Savaş Nedir ? Savaşların ML Değerlendirilmesi Üzerine -1
Savaşların ML Değerlendirilmesi Üzerine -2 -Haklı ve Haksız savaşlara yaklaşım
Savaşların ML Değerlendirilmesi Üzerine - 4- ideoloji ve savaş
Hiç yorum yok