Savaş Nedir ? Savaşların ML Değerlendirilmesi Üzerine -1
PDF olarak İndir
Bu yazı Sovyet yazarlarının * "Savaş" üzerine yazıları temelinde, onlardan aldığım notların günümüze yorumlanan bir "çeviri-yorumlama -derleme" si olarak bir kaç bölümde yayınlanacaktır.
”darkafalının düzeyine inerek kendini alçaltmayan Marksizm, belli bir savaşın ilerici sayılıp sayılmayacağını, demokrasinin gerekleriyle proletaryanın çıkarlarına hizmet edip etmediğini ve bu anlamda haklı, meşru, vb. olup olmadığını belirlemek amacıyla, her savaşın tarihsel bir tahlilden geçirilmesini gerektirir.” Lenin
Savaşların karakterinin Marksist tanımlaması, bir dizi gelişmelere bağlı olarak gelişmiştir.
1- Tekel öncesi kapitalizm çağında ulusal savaşlarda savaşanlar farklı amaca yöneliklerdi: bir taraf saldırgan yolu, diğeri kurtuluşu. Bu nedenle, saldırgan ve savunmacı olarak bölünme, bu savaşların siyasi içeriğini belirginleştirmişdi. Tekelci kapitalizme özgül, dünyanın yeniden paylaşımı için emperyalistler arası savaşlarda, her iki burjuva gruplar tarafından yürütülen savaş, ilhak ve gerici olduğu için , “kendilerini savunan” taraf tan, yani "haklı" taraftan bahsedemeyiz.
2- İkinci Enternasyonal liderleri, Birinci Dünya Savaşında, savaşa katılan emperyalist devletlerin siyasi amaçlarına haklı- haksız kavramlarını uygulamaya çalıştılar. Onlar bu savaşın saldırgan amaçlarını gizlemeye çalışarak, “savunma” sloganını kullandılar. Böylece bu oprtünistler, yeni tarihsel koşullarda "savunma" savaşı kavramını tahrif ettiler. Sosyal-şovenizmi ortadan kaldırmak için ve savaşlarda işçi sınıfının yeni taktikler formüle etmesi, modası geçmiş kavramlardan kurtulması, ve yeni bir şekilde, emperyalizm çağında savaşların karakterize edilmesi gerekliydi.
3- Dünyada görülmemiş ölçekteki çatışma , bu kavramları netleştirme sorununu temel bir görev haline getirdi. Emperyalistler arası savaşlara çekilen milyonlarca insanların savaş konusunda net bir anlayışı olması gerekiyordu. Bu şartlar altında savaşların haklı ve haksız olanlar biçiminde ayrıştırılması, emekci kitlelerin sadece devrimci iç savaşları desteklemesi ve haksız emperyalist savaşlara karşı mobilizasyonu ve seferber edilebilmesi için, işçi sınıfının siyasi çizgisini tanımlamak hayati önemli bir sorun haline geldi.
Sadece Marksist-Leninist teori savaşların siyasi içeriğine bağımlı kalarak, ahlaki-siyasi değerlendirmesine objektif, bilimsel bir temel sağlayabilir. (1)Lenin, Collected Works, Vol. 23, p. 196. Onun doğruluğu sayesinde böyle bir değerlendirmenin kitleleri hareketlendirme ve organize gücü vardır.
Savaşların doğru değerlendirilebilmesi için, her savaşın siyasi içeriği ve sosyal karakteri , savaşların özü , ekonomik kökleri ve siyasal, sosyal kaynakları Marksist-Leninist ilkeler temelinde belirlendirilmesi gerekir. Bu ilkeler, işçi sınıfının ve tüm emekçilerin zamanımızda her somut savaşa karşı izleyeceği isiyasi çizgisini belirlemesi açısından son derece önemlidir .
Savaşların ortaya çıkışına neden olan sosyo ekonomik koşulları, siyasi amaçları ve oynadıkları tarihi roller farklılık taşır. Lenin “Savaşlar oldukça çeşitli, farklı, karmaşık şeylerdir , savaşa genel karakteriyle yaklaşılamaz" (2) V. I. Lenin, Collected Works, Vol. 35, p. 273. der . Her savaşın kendine özgül karakteri ve özgül tarihsel koşullarda varolan çelişkilerle belirgenleşmiş olan somut analizi tüm diğerlerinden farklıdır.
Savaşların biçimleri olarak, her askeri çatışmanın da kendine özgü özellikleri vardır, ancak bu farklılık onun sınıfsal karakteri ve o savaşın siyasi amaçları doğrultusunda bir değerlendirme yapılması gerekmez anlamına gelmez.
Savaşın sınıfsal niteliği, siyasi içeriği ve sosyal karakterini ortaya çıkarmak için yapılan analizin doğruluğunu, Marksist ilkenin tutarlı kullanımı sağlar. Savaşın siyasi içeriğinin ne olduğunu tesbit etmek, onun sınıfsal karakterini , savaşa neden olan nedenleri, hangi sınıfların sürdüğünü, hangi tarihi , ekonomik etkenlerin neden olduğunu belirlemek demektir. Böyle bir analiz, ilerici sınıfların savaşa karşı bunu destekleme veya buna karşı olma konusunda doğru bir karar vermesi ve tavır alması açısından çok önemlidir.
Savaşın siyasi içeriği toplumun yaşamında oynadığı tarihsel rolü belirler. Siyasi içeriğine bağımlı olarak savaşlar toplumun gelişimi anlamında, ilerici veya gerici bir rol oynayabilirler. İşte bu ayırım, Lenin'in savaşın siyasi içeriği prensibini teorik ve pratik açıdan çok değerli kılar.
Savaşların siyasi içeriği, bunların haklı ve haksız olarak bölünmesi organik olarak birbirine bağlıdır. Bütün uzlaşmaz toplumlarda tarihsel olayların tüm ahlaki değerlendirmeleri , sınıfsal-siyasi temele dayanır. Bir savaşın ahlaki-siyasi karakteristiği onun sınıfsal doğasını ifade eder. Onun karakteristiği her savaşın somut tarihsel koşullarda oynadığı somut rolü yansıtır, keyfi değildir. Haklı savaşlar haksız olanlardan , ilerici veya gerici, kurtarıcı veya saldırgan amaçlarına göre ayırt edilir.
Sömürüden ve ulusal baskıdan kurtulma, özgürlük ve toplumsal ilerleme uğruna, ya da (emperyalist olmayan) devletin egemenliğini savunma yolunda bir saldırıya karşı kurtuluşu için yürütülen herhangi savaş, haklı bir savaştır.
Bunun tersine, diğer halkları, yabancı toprakları ele geçirmek, kölelik ve yağmacılık amacıyla emperyalistlerin başlattığı herhangi bir savaş, haksız bir savaştır. Böyle savaşlar, emperyalist burjuvazinin siyasetlerinin devamı, ezilen sınıfların ve halkların devrimci-kurtuluş hareketleri ni bastırmak , şiddet yoluyla sosyal gelişmenin önünü kesmek ve sömürücü sistemlerini güçlendirmek içindir.
Lenin her zaman savaşların meşruluğu ve haklılığı ile bunların ilericiliği arasında yakın bir bağlantı olduğunu söyler. (3) 88 V. I. Lenin, Collected Works, Vol. 29, p. 343. Lenin aynı yazısında, “haklı ve haksız savaşlar, ilerici ve gerici savaşlar, gerici sınıfların sürdürdüğü savaşlar, ilerici sınıfların yürüttüğü , sınıfsal baskıyı sürdürmek amacıyla yürütülen, sınıfsal baskıyı ortadan kaldırmak amacıyla sürdürülen savaşlar vardır..." diye devam eder. (3) Saldırgan savaşlar haklı olamaz ve haksız savaşlar tarihsel ilerlemeyi engeller.
Haklı savaşların ilerici amaç ve hedefleri vardır. Haklı bir savaşın siyasi içeriği, bir halkı sosyo ekonomik kalkınmayı engelleyen baskı ve sömürüden kurtarmaktır.
Bu bağlamda, tekel öncesi burjuvazinin sürdürdüğü ilerici savaşların aynı zamanda saldırgan haksız eğilimleri sergilediğini akılda tutmak önemlidir; bazen bu, savaşın toplumsal karakterini değiştirip o nu kurtuluş savaşından saldırgan bir savaşa dönüştürebilir. Örneğin bu, Fransanın 18. yüzyılın sonunda yaptığı savaşlarda ve 1870-1871 Fransa-Prusya savaşında olduğu gibi. Bugün bile kapitalist ülkeler özgül, somut koşullarda ilerici savaşlar yürütebilirler, ancak onların burjuva politikalarının emperyalist eğilimleri kendisini her zaman gösterecektir.
Bütün antagonistik oluşumlarda, savaş ve barış zamanında, ilerleme emekci halkların kan ve ter leri pahasına, onların mahvoluşu ve baskılar yolu ile elde edilir. “... Tarih,” diyor Engels “en acımasızlık hakkındadır ve o sadece savaşta değil 'barışta' da ekonomik gelişmede de cesetlerin yığınlarının üzerinde zafer arabasını sürer" (4) Engels to N. F. Danielson, February 24, 1893.
Bu nedenle, ilerici sonuçlara yol açan bütün tarihi olayları "haklı" olarak kabul etmek hatalı olur. Bir savaşın karakteri konusunda onun siyasi hedefleri ile onun (dolaysız ve dolaylı) tarihsel sonuçlarını birbirine karıştırmamak gerekir. ; bu sonuçlar genellikle savaşın kendisinin sonuçları değildir, fakat diğer sosyoekonomik, siyasi ya da kültürel etkenlerin sonuçlarıdır. Savaşı başlatan sömürücülerin çıkarlarının tersine , kendi çıkarları doğrultusunda ayağa kalkan kitlelerin rolü bu sonuçlar ın niteliği anlamında önemli bir örnektir.
Haklı savaş kavramı öncelikle , işçi sınıfının ve diğer ezilen sınıfların, emekci kitlelerin, onları ezen zalimlere karşı bağımsızlık, demokrasi ve devrimci-kurtuluş savaşlarına uygulanabilir. Artan Emperyalist baskılar ve saldırılar nedeniyle oluşan bu tür savaşlar, tarihsel ilerlemeyi engelleyen gerici güçlerin yok edilmesi için önemli bir araçtır. Bütün savaşlar yoksulluk ve yıkıma neden olmasına rağmen, devrimci savaşlar, siyasi hayatı yeniden kurma ve sosyal gelişimin seyrini hızlandırmanın temelini atar.
Devrimci-kurtuluş savaşlarının meşru ve haklılığı, ulusal bağımsızlık ve sosyal ilerleme mücadelesinde askeri araçlar kullanmanın rasyonelliği ile karıştırılmamalıdır. Ezilen sınıflar ve halklar kendi istekleri ve iradeleriyle silahı ele almazlar. Onlar sömürücüleri tarafından, başka alternatif bırakılmadığından, ya da dışardan saldırgan bir durum olduğundan bunu yapmaya mecbur bırakılırlar. Bu durumlarda haklı, kurtuluş savaşı, gerici sınıfların saldırgan, sömürü ve şiddetine karşı koyma karakterini kazanır.
28 Ocak 2018
Erdogan A
* Fyodorov, Byely, Dzyuba, Kozlov and others.
Savaşların ML Değerlendirilmesi Üzerine -2 -Haklı ve Haksız savaşlara yaklaşım
Savaşların ML Değerlendirilmesi Üzerine -3- Halk Kitlelerinin rolü
Hiç yorum yok