Gündemdeki “Kahrolsun Kemalist Faşist Diktatörlük” Sloganı Üzerine
Sosyal sitelerdeki yazılarda ve yorumlarda sürekli görülen ve en son “Laik Eğitim” mitinginde “gururla” sergilenen bu slogan, Türkiyedeki sadece genel eğitimin , teorik eğitim ve bilinç seviyesinin ne kadar zavallı bir durumda olduğunun göstergeleridir.
Hadi Perinçek ve tayfasını bir tarafa bırakalım. Hızlı solcuların ezberci iddialarının tersine , içinde bulunduğumuz dönemde bu slogan, ilerici değil, gerici ve tamda egemen sınıflar için, onların çıkarları doğrultusunda anlayış ve tavır yaratacak Burjuva Sloganıdır.
Her slogan içinde çok değişik mesajlar taşır, yalın olarak, kendi içinde, kendisi olarak, özgül dönem ve konumu göz önünde bulundurmadan atıldığında o slogan “ilerici bir slogan” olmaktan çıkar, Leninin deyimiyle “, anlamını kavramaksızın, üzerinde düşünmeksizin bir sloganı papağan gibi yineleyen kişiler için, anlamını tahlil etmeksizin ezberleyen kişiler için her slogan "haince"dir ve her zaman öyle olacaktır””.
Şimdi, kısa özetle Cumhuriyetin kuruluşundan sonra devam eden hakim sınıflar arası çatışmada güçlenen Komprador Burjuvazi ve Toprak ağalarının 61 ihtilaliyle kısa dönemde olsa alaşağı edilmesi, ondan sonra 71 de onların (kompradorların) intikamlarını alması, egemen sınıf olması ve çıkarları doğrultusunda yeni bir “toplumsal anlayış- kültür yaratma” arayışı içindeyken yükselen devrimci mücadeleyi bastırmak ve bu “yeni kültür” biçimlendirme çalışmalarında olası muhalefeti yok etme amacındaki 80 ihtilali ile bu zemini hazırlaması- konularını bir yana bıraksakta- ( yani tarihin durağan olmadığı, değişimler göstereceği gerçeğini bir yana bıraksakta)
Sermayenin, hadi hatır için , hepsini almasak bile çoğunluk kurumlarının “Kemalist “ olduğunu ileri sürüyor.
Sermayenin Askeri Kurumunun “Kemalist” olduğunu varsayıyor.
Sermayenin Eğitim kurumlarını “Kemalist” olduğunu ileri sürüyor.
Kısacası “egemen” olan ideolojinin “Kemalist “ olduğunu iddia ediyor..
Ülkede her zaman faşizm olduğunu ve günümüzdekinin hiç farkı olmadığını söylüyor.
Sadece kör olanların ve ya kör olmak isteyenlerin göremiyeceği , bunun gibi bir sürü sıralama yapabiliriz bu konuda.
Hadi egemen sınıfın kendisinin “Kemalist ya da Tayyipist vs ” olamıyacağı, bu ist –izm lerin onların egemenliğini kalıcı ve devam ettirici (inançlar-değerler- ahlak vb) toplumsal anlayışı biçimlendirme - yani (egemen sınıf) burjuva için ideoloji- olduğu gerçeğini de bir yana bıraksak, günümüzdeki egemen olan-ya da olmaya çalıştırılan toplumsal anlayış, dini temelde “yeni Osmanlıcı” anlayış mı yoksa Kemalizm!! mi?
Bir toplum düşünün ki sermaye “kemalist”(!), onun hükümet ve kurumları sabah akşam kemalizme küfrediyor, heykellerini tekmeliyor, yıkıyor çöplüğe atıyor, o dönemde kazanılan tüm demokratik haklara saldırıyor, okulları imam hatipe, üniversiteleri ilahiyata çeviriyor, her mahallede bir cami, her şehirde bir okul politikasına devam ediyor, kadını meta ya çeviriyor ve bütün haklarını yok ediyor vs. .Mantıksal ya da teorik açıklaması olabilirmi bunun?
Bunlara bu “Kemalist”(!) sermaye nasıl müsaade ediyor? AKP ve gerici eşrafı kendi başına egemen sınıfmı oldu? Yoksa sermaye ya da egemen sınıf diye bir şey yokmu?
Anlamaya çalışıyorum ülkede Kemalist faşist diktatörlük var , ama iktidarda kemalizm yaygaralarıyla (üzerinden) tüm demokrat haklara saldıran, faşist bir parti var, ordu var, kurumlar var....
Hadi desek ki (diyemeyiz ama) burjuva diktatörlüğüyle faşist diktatörlük arasında hiç bir fark yok, ülke de hep faşizm vardı, sermaye neden kendi “kemalizm (!)”ine saldırıyor? (En azından bu konuda bile birazcık kafa yorulsa, belki bir şeyler anlanabilir)
Bunları açıklayarak anlatsanızda, biz de anlasak bu iş nasıl oluyor?
Çünki aksinde, sloganınız “bu ne perhiz bu ne lahana turşusu “ sözlerine tam bir örnek oluyor.
Ya da açıkça AKP yi ve yeni “toplumsal biçimlendirmeyi” destekliyoruz diyebilirsiniz, bu daha dürüst olur ve belkide teorik uyumlu olur (çünki burjuva milliyetci önderliğinin çıkarına olabilir).
Erdoğan Ahmet
Eylül 19, 2017
Gelecek yazı
Gelecek yazı
Burjuva Ideolojisi nedir – Değişgen olmayan özü ve değişgen, özgül toplumsal anlayış üretimi
Kurtuluş Savaşı ve AKP gericiliğinin borazancılığı üzerine- bir daha
Kurtuluş Savaşı ve AKP gericiliğinin borazancılığı üzerine- bir daha
Hiç yorum yok