Header Ads

Header ADS

Devrimci Gazetecilik-Propaganda ve Taktik

Bir örnek üzerine konuyu belirginleştirmeden önce, konunun ana hatlarına mümkün olduğunca kısaca değinelim.

Gazetecilik mesleğinde ve pratiğindeki efsane,ya da, daha doğrusu yalan, gazeteciliğin tarafsız olduğu ve olması gerektiği yönündeki yanlış -sahte bilinçtir. Gerçekte ise “tarafsızlık “, hakim olan düşüncenin “taraf”ında olmanın kılflanmış bir şekilde satılmasıdır. Her gazeteci, gerek kendi başına bir birey olarak, gerekse temsil ettiği basın kurumunun bir üyesi olarak  şu veya bu ideolojik görüşe sahiptir, ve bu ideolojik “bağımlılığı” , onda hakim olan, temsil ettiği ideolojik görüş, onun haber ya da yorumunda kendisini yansıtacaktır, yani “taraflı” kılacaktır.

Gazetecilerin sosyal yapıdaki görevi ve sorumluluğu, temsil ettikleri ideolojik çıkarlar doğrultusunda kitlelerde anlayış, görüş, bilinç ya da sahte-bilinç, ve tavır oluşturmaktır. Bu görüş-tavır oluşturma (manipulasyon) nın en etkili bir şekilde olabilmesi için, Herbert Schillerin sözleriyle, manipulasyonun varlığına delil olmaması gerekir. Eğer,der Schiller, manipule olan , şeylerin (mesajda verilenin)  doğal ve kaçınılmaz olduğuna inandırılırsa, manipulasyon başarılı demektir. Kısacası, manipulasyon sahte gerçek gerektirir. Bu nedenle manipule olanların, onların ana kurumlarının “tarafsız”lığına inanması gerekir. Onlar hükümetin, medyanın, eğitimin ve bilimin çatışan sosyal çıkarların üstünde (kurumlar) olduğuna inanmaları gerekir. – Mind managers, H.Schiller


Pratik sonuç olarakgazetecinin fonksiyonu hakim olan ideojinin  çıkarları doğrultusunda kitleleri yönlendirmek ve bu yönde anlayışı yaratıp , tavır  ve kamu oyu yaratmaktır. Özellikle İnternetin ve sahte haberlerin bilinçli bir şekilde yaygınlaştığı, haberlerin en kısa zamanda verilmesi yarışının olduğu, haberin doğruluğunu ve detaylarını aratırmanın kısalaştığı bu  dönemde, ideolojik ve taraflı önyargı kendisini daha da yaygın bir biçimde göstermektedir.

Her ne kadarda Medya Eğitimi,  Gazeteci ve propogandacıyı uzlaşmaz bir şekilde ayırsada, gerçek yaşamın pratiğinde arasındaki fark(burjuvanın hakim olduğu bir ülkedeki) Yurtseverlikle Milliyetcilik arasındaki ince iplikle bağlantıdan daha da incedir, emperyalist bir ülkede ise hiç fark yoktur.

Verilen Mesajın İçeriği ve sonucu

Her haber ya da yorum içinde mesaj ya da mesajlar taşır. Profesyonel gazeteci, ana mesajını yazının ya da haberin başlığında özetler- bu şekilde – bir, ana mesajını vermiş olur, iki, yazıdaki  diğer mesajların okunmasını hedef alır.

Mesaj belirli bir toplumu, ya da grubu hedef alıyorsa, onları daha etkili bir şekilde yönlendirebilmek için,  reaksiyon ölçme ve onların gerçekleri nasıl algıladıkları konusunda bilgiler elde etme amacını da hedefler.

Her mesaj sadece ” yeni görüş”, “anlayış” ve “tavır oluşturma” değil, var olan görüş anlayış ve tavırları ya “güçlendirmeyi “ ya da “tarafsızaştırmayı” hedef alır.

Propogandada Etik ve Ahlak


Devrimci mücadele burjuvazinin çizdiği sınırlar içinde yürütülemiyeceği gibi, devrimci gazetecilik ve propoganda da onların çizdiği sınırlar içinde yürütülemez. 

Bu konuda yıllar önce yapılan , burjuva etiğin sanki devrimciler için aynı etiksel sınırlar olduğu “akademik” tartışmalarda vurguladığım Lenin in şu sözleri temel alınmasıdır. 

“” bizim etiğimiz tamamıyle işçi sınıfının sınıf mücadelesi çıkarları doğrultusundadır. Bizim etiğimiz işçi sınıfının sınıf mücadelesinin çıkarlarından kaynaklanır.”

Globalleşen dünya ekonomisinde “etik “, üretim araçlarına sahip olanların, üretici güçler arasındaki ilişkilerdeki eşitsizliğin bir yan ürünü olması dışında, bu eşitsizliğin pekiştirilmesinde uygulanan pratiklerin kılıfının hazırlanmasında kullanılan hipokratlığın bir ürünüdür.

Dünya halklarını köleleştiren, işçileri sömüren, köylüleri topraksızlaştıran, milyonlarca insanı katleden sınıfın “ahlaki prensip ve kuralları” olduğunu , onların böylesine kurallar oluştursa bile, bu kurallara uymaları olasılığına inanmak, onlardan bu kurallara uymasını beklemek, ve mücadelede bu burjuva kurallarına uyulması gerektiğini savunmak, bir anlamda varolan sistemi savunmakla, yada mucadeleyi onların kurallarını belirlediği sınırlar içinde yürütmeyi savunmakla eşdeğerdir.

“İşçi sınıfına bir söylev yazdım…….yalnız … birkaç sözcük ilave etmek zorunda kaldım….”gerçek, ahlak ve adalet”, ancak bunlar zarar veremeyecek şekilde söylevin içerisine yerleştirildi..” Marx

Etiğe, yaklaşım yaparken bunu; her türlü üretim araçlarına sahip olanlarla olmayanlar arasındaki ilişkilerde etik, sahip olanların kendi aralarındaki ilşkilerde etik, sahip olmayanların kendi aralarındaki ilişkilerde etik çerçevesi içinde incelememiz gerek. Yani bahsetiğimiz, Burjuva tarafından Burjuvaların çıkarları doğrultusunda yaratılmış Burjuva etiğimi yoksa İşçi sınıfının etiğimi.

Kapitalist sistem içinde evrenselleşmiş kurumsal etikler, işçi sınıfının ve köylünün, ezilen halkların etikleri değil, emperyalistlerin düşünce ve tavır üretiminde uyguladıkları her türlü sahtekarlıkları “adil ve gerçek” olarak satma kılıfıdır. Emperyalizme, faşizme karşı mücadelede , Marks ve Engels in deyimi ile devrimci

  “…..ilerleme doğrultusunda yardımcı olacak herşeyi desteklemelidir., ve (sırtında) bezdirici ahlaki vicdan vagonu olmamalıdır””

Emperyalistlerle ezilen dünya halkları arasındaki politik ve askeri alanda devam eden mücadelenin sosyal ve psikolojik alanı olan “düşünce , görüş ve tavır” oluşturma, değiştirme ve belirleme, günümüzde Emperyalistlerin üzerinde araştırmalar yaptığı ve yoğun bir şekilde pratiğe döktüğü ve bu “alanı” politik ve askeri savaşın hayati ve vazgeçilmez bir parçası haline getirdiğini görüyoruz..

Medya genelinde ve Sosyal Sitelerde Devrimci taktik


Herşeyden önce belirli özgül  bir konuda devrimci taktiğin ne olması gerektiğinin detaylı olarak açıklanması, onu taktik olmaktan çıkarır, burjuvazinin eline verilmiş bir silah olarak kullanılmasına neden olur. Bu nedenle genelde açıklamalarla yetinip açıklamaya çalışacağım.

Devrimci Parti, hareket , yazar ve propogandacıların, ve tabandaki devrimcilerin  sorumluluğu, gündemde olan konular üzerine yoğunlaşma ve dönem için önemli konuları akıllı bir şekildedeğerlendirme ve bunları işçi sınıfının kısa ve uzun vadeli çıkarları doğrultusunda kullanmaktır- teşhir, safları genişletme, düşman saflarını zayıflatmabir kaç taktsiksel hedefler.

Nedir günümüzdeki en acil görevlerin bazıları?


Dini gerici faşist iktidara karşı-
1.  Halklar ve mezhepler arası düşmanlığın yaygınlaşması ve  körüklenmesine karşı akıllıca mücadele etmek
2.      muhalefeti en azından canlı tutmak,
3.      tabandaki muhalefet içinde olan , ama bilinçli olmayan kitleleri saflara kazanmak,
4.      tabandaki muhalefetin gericilere kaymasını engellemek
5.      tabandaki dindar olan ama bu iktidardan uzaklaşma eğiliminde olanları , en azından tarafsızlaştırmak.

Bunlar nasıl gerçekleştirilebilir. Detayına inmeden, özce söylersek, ik önce , dini gerici faşist iktidarın tuzağına düşmeyip, onların borazancılığını yapmayı bırakarak. Çünki onlar aptal değil, yukarda sıraladığım 5 konunun bilncindeler ve bu konularda tecrübeli profesyonellerini piyasaya sürerek zaten, konu üzerine , kendi çıkarları doğrultusunda ,  hızlı çalışma içindeler.  

Bir devrimci yazar ya da tabandan bir birey olarak, yazdığın veya paylaştığın yazı ya da mesajda kimleri hedef aldığının bilincinde olman gerekliliği yanında, onları okuyan diğerleri olduğu gerçeğini de göz önünde bulundurarak, ONLARIN GÖZÜYLE okumak , ve onların yazı ve içeriği konusunda ne düşüneceği , düşünce ve tavrını ne yönde etkileyeceğini hesaba katmak, bu şekilde de, pratik sonuçta , yazı ve içeriği, KİME HİZMET EDİYOR sorusuna cevap verebilmek gerekir.  Yazanın, Yazarın ve propogandacının takip etmesi gereken İlk kural budur.

Gelelim örneğe


Bu gazetedeki "Tek vazife Türkleştirme" başlığının doğruluğu ya da yanlışlığındançok, ama ona bağımlı olarak  , mesajın hedef aldığı kitlelerde yaratacağı düşünce, ve oluşturacağı  tavırlar ne olabilir , ve buna göre de sonuçta kimlerin çıkarına hizmet ettiği konusuna bakalım. Şüphesizki bu sonuç herkese göre farklı olabilir.

Sosyal bir sitede yayınlandığı için, okuyucu kitlesi farklılık taşıyacağı gerçeğini göz önünde bulundurursak;

Eğer bu mesaj Kürt kitleleri hedef alıyorsa, yani onlara yönelen bir mesajsa sonuç olarak -ve şüphesizki siyasi bilinç seviyesine bağımlı olarak-  Mesajı okuyan bir Kürt insandaki etkisi ,  var olan anlayışının daha da güçlenmesi, ya da bu anlayışın oluşması yönünde olacaktır. Yani Kürt Milliyetciliğinin pekiştirilmesi yönünde.

Eğer bu mesaj bir Türk insanı tarafından okunursa, milliyetci  ve AKP ye karşıysa, onu AKP ye daha da yaklaştıracaktır, eğer mesajın yanlış olduğu yönünde eğilimi varsa, onun Kürt düşmanlığı duyguları kamçılanmış olacaktır.

Eğer bunu okuyan Liberal bir Türk insanı ise, ve görüşüne göre AKP nin milliyetcilikten çok sunni-dini temelde olduğuna inanıyorsa, mesajın doğruluğunu reddedecek, ve  Kürt Milliyetciliğine karşı eğilimi pekişecektir.

Eğer okuyan AKP li ise, onun tabanda geniş ittifaklarının varlığı ve güçlülük duygu ve anlayışı, ve bu yöndeki tavırları desteklenmiş olacaktır. 

Sonuçta, verilen mesajın amacının ne ve kimlere yöneltildiğinebağımlı olarak, mesajı gönderen açısından-  başarılı,  ya da ters etki – başarısız - olarak değerlendirilebilinir. Yani belirleyici olan mesajdaki amaç ve yöneltildiği kitle lerde oluşturulması beklenen sonuç, başarı yada başarısızlığının ölçüsüdür.


Devrimcilerin bakış açısı olarak, verilen bu mesajın etkilemlerinin değerlendirilmesi, sınıf mücadelesi çıkarına, gündemde acil olan Faşizme karşı cephe oluşturma çıkarına  sonuç verip vermediğidir.

Sonuç olarak, bir devrimci, verdiği mesajları gerçekçi bir şekilde değerlendirmeli,  emekci halkın kısa ve uzun vadeli  çıkarlarını göz önüne bulundurma sorumluluğunu taşımalıdır. Entellektüelliğini göstermek , bilgi yarışması ve rekabet duygusuiçinde değil, yazdığının ve paylaştığının okuyanda yapacağı etki ve oluşturacağı tavrı hesaba katarak, onu ölçüp , değerlendirerek yapma sorumluluğuyla hareket etmelidir.

Halklar arası düşmanlığı körükleyecek, kitlelerden kendini soyutlayacak, tabandaki bilinçsiz insanları gericiliğin kucağına itecek  paylaşımlar yerine, bunun tam tersini sağlayacak pratikler içine girmesi gerekir. 


Şu veya bu şekilde Damgalanma korkusu nedeniyle  gerçekleri söylemeyi, mücadelenin çıkarları doğrultusunda , akıllı ve kurnaz taktikleriuygulamayı  bir tarafa itersek, burjuvazinin ve onların kurnazlıklarının oyununa gelip, mücadeleyi onların çizdiği sınırlar içinde boğmuş ve kısırlaştırmış oluruz.

Bu türden takstiksel amaçla yazılan yazılara ve mesajlara, entellektüel , hızlı Solcu , küçük burjuva, sidik yarıştırma temelinde , ona  karşı burjuva borazancılığına çanak tutan gereksiz cevaplar yerine, benzer taktikler kullanarak, tabandaki iyi niyetli, gericiliğe karşı olan insanları saflara kazanmaya , ya da en azından tarafsızlaştırmaya çalışılması gerekir.

Lenin den ve Stalinden,sebeb ve sonuç la ilgili  iki kısaltılmış alıntı , üzerinde düşünülürse, nelerden kaçınılması ve nelerin hedef alınması konusunda, sonsuz bilgiler verir. Önemli olan bu bilgileri pratiğe akıllı ve taksiksel biçimde hayata uygulamaktir.

Stalin "Proletarya nın orta tabaka ve özellikle köylülüğün sempati ve desteği kazanılmadaniktidarı koruyamıyacağını, ve onların en azından tarafsızlaştırlmadan iktidarı ele geçirmeyi ciddi olarak düşünemiyeceğini" belirtiyor.. Bu önemli bir görevi işaret eder.

Leninin “Böyle bir zamanda ve bu koşullarda ateizm vaazları vermek.. işçileri dinsel inançlarına göre bölmekten başka bir şey istemeyen papazların ve kilisenin ekmeğine yağ sürmek olur” Sözleri de taktiksel olarak ne YAPILMAMALI yı ve bu nedenle NE YAPILMALI yı da içinde taşıyan bir değerlendirmedir.

Mayıs 22, 2017

Hiç yorum yok

Blogger tarafından desteklenmektedir.