Savaş döneminde Troçki'nin marifetleri
“24 ayar” uzlaşmacı Troçki
I. Dünya Savaşı döneminde de Troçki, “kanka”sı Lenin'den uzak duruyordu. 1914-1917 arasında Rusya da dahil birçok ülkede sosyal demokratlar arasında kendi ülkesinin zaferinden yana olanlar (sosyal yurtseverler) vardı. Troçki, açık bir sosyal yurtsever değildi. Ama savaş döneminde sosyal yurtseverleri ve oportünistleri destekleyen biriydi. Bu nedenle savaş döneminde Lenin ve Troçki ayrı ayrı kamplarda yer alıyorlardı ve Lenin, Troçki'yi bu tavrından dolayı eleştiriyordu. Lenin savaş döneminde “Sosyal Demokrat” gazetesini çıkartıyordu (İsviçre'de). Aynı dönemde Troçki ise Paris'te yayımlanan “Naşe Slovo” gazetesi yazı kurulunda çalışıyordu. Bu kurulda başta Mart-ov olmak üzere başka Menşevikler de yer alıyorlardı ve bu gazetede farklı akımlara yer veriliyordu.
Savaşta Bolşeviklerin tavrı oldukça açıktı. Lenin önderliğinde Bolşevikler, emperyalist savaş ve Rusya'nın savaşta yer almasına karşı çıkıyorlardı. Bunun ötesinde Rusya'da savaşın iç savaşa dönüşmesi ve böylece Çarlık hakimiyetinin yıkılması için propaganda yapıyorlardı. Bolşeviklerin tam da bu tavrından dolayı Duma'da Bolşevik fraksiyon savaşın başlangıcında tutuklanarak zindana atılmıştı. Ama Menşevik fraksiyona önce dokunulmadı.
Eylül 1914'te MK'nın savaşa ilişkin manifestosunda Bolşevikler, emperyalist savaşa ilişkin şöyle diyorlardı:
“Sosyal demokrasiye her şeyden önce savaşın bu gerçek anlamını ortaya çıkartmak ve hakim sınıflar, toprak beyleri ve burjuvazi tarafından savaş lehine yaygınlaştırılan yalanları, safsataları ve içi boş ‘yurtsever‘ lafları acımasızca teşhir etmek yükümlülüğü düşmektedir… Kararlı bir şekilde oportünizmle kopuşmadan, kitleleri fiyaskosunun kaçınılmazlığı üzerine aydınlatmadan sosyalizmin görevleri yerine getirilemez, işçilerin gerçek enternasyonal birliği gerçekleştirilemez…
Şimdiki emperyalist savaşın üst yönetiminin iç savaşa dönüştürülmesi, biricik doğru proleter çözümdür; bu çözüm Komün’ün tecrübeleri tarafından dikte edilmiştir, Basel Bildirgesinde (1912) örnek olarak gösterilmiştir ve çok gelişmiş burjuva ülkeler arasındaki emperyalist savaşın bütün ilişkilerinden ortaya çıkmaktadır. Böyle bir dönüştürmenin zorlukları bu veya o anda ne kadar büyük olursa olsun, savaş gerçeklik olduğunda sosyalistler bu yöndeki sistematik, inatçı, azimli hazırlık çalışmasından asla vazgeçmeyeceklerdir” (43).
Bu Manifestoda iki nokta dikkati çekmektedir: Manifestoda Bolşevikler birincisi, emperyalist savaşın iç savaşa dönüştürülmesini dile getiriyorlar ve ikinci olarak da savaşta tavır konusunda da her türden oportünizmden kopmak gerektiğini savunuyorlar.
Lenin, savaş konusunda Bolşevizmle Troçkizm arasındaki ideolojik ve siyasi karşıtlığı “Emperyalist Savaşta Kendi Hükümetinin Yenilgisi Üzerine” makalesinde Temmuz 1915'te şöyle açıklıyordu: (Amacımız savaşta Lenin ve Troçki'nin tavrını göstermek olduğu için biraz uzun bir alıntıya burada yer vermek istiyoruz)
“Devrimci sınıf, gerici bir savaşta kendi hükümetinin yenilgisini istemek zorundadır.
Bu bir aksiyomdur. Ve bu aksiyom sadece sosyal-şovenlerin inanmış yandaşları ya da çaresiz uşaklarınca inkâr edilmektedir. Birincilerine, örneğin Örgüt Komitesi'den Zemkovski (bkz. "İzvestiya" No. 2), ikincilerine ise Troçki ve Bukvoyed, Almanya'da Kautsky dahildir. Rusya'nın yenilgisini istemek, diye yazıyor Troçki, "hiçbir nedeni olmayan ve hiçbir biçimde gerekçelendirilemeyecek olan, savaşa ve onu yaratan koşullara karşı devrimci mücadele yerine, mevcut koşullar altında son derece keyfî bir şekilde en ehvenişere yönelmeyi koyan sosyal-yurtseverliğin politik yöntemine verilen bir tavizdir." ("Naşe Slovo" No. 105).
İşte Troçki'nin oportünizmi savunmak için her zaman kullandığı kibirli safsatalara tipik bir örnek. "Savaşa karşı devrimci mücadele", bundan anlaşılan eğer kendi hükümetine karşı ve savaş sırasında devrimci eylemler değilse, II. Enternasyonal kahramanlarının kullanmayı bal gibi bildikleri boş ve içeriksiz haykırışlardan biridir. Sadece biraz düşünmek, bunu görmeye yeter. Savaş sırasında kendi hükümetine karşı devrimci eylemler ise, tartışılmaz bir kesinlikle, böyle bir yenilgiyi sadece istemek değil, aynı zamanda fiilen teşvik etmek demektir. ("Keskin zekâlı" okurlar için şunu belirtelim: Elbette bu, hiçbir şekilde, "köprüleri uçurmak", başarısız askeri grevler örgütlemek ve genel olarak devrimcileri yenilgiye uğratmak için hükümete yardım etmek anlamına gelmiyor.)
Troçki safsatalarla kendini kurtarmak istiyor ve üç ağaçlı bir ormanda yolunu şaşırıyor. Rusya'nın yenilgisini istemek, ona, Almanya'nın zaferini istemekmiş gibi geliyor (Bukvoyed ve Zemkovski, Troçki'yle paylaştıkları bu "düşünceyi", daha doğrusu bu yanlış düşünceyi çok daha açık dile getiriyorlar). Ve Troçki bunda "sosyal-yurtseverliğin yöntemi"ni görüyor! Düşünmeyi beceremeyenlere yardım etmek için Bern Kararı ("Sosyal Demokrat" No. 40) şu açıklamayı yapmıştır: Bütün emperyalist ülkelerde proletarya şimdi kendi hükümetinin yenilgisini istemelidir. Bukvoyed ve Troçki bu gerçeği atlamayı tercih ettiler ve Zemkovski (işçi sınıfına her şeyden önce burjuva akıllarını açık yüreklilikle ve safdillikle yineleyerek hizmet eden bir oportünist) şu sözlerle "güzel bir çam devirmiştir": Saçma, zafer ya Almanya'nın ya da Rusya'nın olacak ("İzvestiya" No. 2).
Komün örneğini alalım. Almanya Fransa'yı, Bismarck ve Thiers işçileri yenmişti!! Eğer Bukvoyed ve Troçki biraz düşünselerdi, kendilerinin hükümetlerin ve burjuvazinin savaşa bakış açısını temsil ettiklerini, yani Troçki'nin yapmacık diliyle söylemek gerekirse, kendilerinin "sosyal-yurtseverliğin politik yöntemi" önünde yere serilmiş olduklarını görürlerdi.
Savaş sırasında devrim iç savaştır, fakat hükümetlerin savaşının iç savaşa dönüştürülmesi, bir yandan hükümetlerin askeri başarısızlıklarıyla ("yenilgi" ile) kolaylaşır; öte yandan, tam da yenilgiyi teşvik etmeden böyle bir dönüşümü hedeflemek fiilen imkânsızdır. (OK -Örgüt Komitesi- İ.O.- ve Çheidze fraksiyonuyla birlikte) şovenistler yenilgi "şiarı" önünde istavroz çıkarıyorlar, çünkü ancak ve yalnız bu şiar savaş sırasında kendi hükümetine karşı devrimci eylemler için tutarlı çağrı anlamına gelir. Bu tür eylemler olmadan ise savaş üzerine, "savaş ve koşullarına vs. karşı" milyonlarca son derece devrimci lafazanlığın beş paralık değeri yoktur...
Yenilgi şiarının karşıtları, hükümete karşı devrimci ajitasyonla, yenilginin teşvik edilmesi arasında kopmaz bağı; bu apaçık gerçeği görmek istemiyorlar, kendi kendilerinden korkuyorlar.
Devrimci eylemler üzerine, bir dizi ülke bir yana, bir tek ülkede bile anlaşma sağlamak, ancak ciddi devrimci eylemler örneğiyle, bu eylemlerin başlatılması ve geliştirilmesi sayesinde mümkündür. Fakat bu tür girişimler yenilgiyi istemeden ve yenilgiyi teşvik etmeden yine imkansızdır. Emperyalist savaşı iç savaşa dönüştürmeyi "yapmak" mümkün değildir, tıpkı devrimlerin "yapılamayacağı" gibi; bu, emperyalist savaşın tam bir dizi çok çeşitli olgusunun, yanının, anının, karakter çizgisinin ve sonucunun ürünüdür. Ve kendi ezilen sınıflarının sarstığı hükümetlerin bir dizi askeri başarısızlığı ve yenilgisi olmadan imkânsızdır.
Yenilgi şiarını reddetmek, insanın devrimci iradesini boş bir safsataya ya da ikiyüzlülüğe dönüştürmek demektir.
Peki, ya bize bu yenilgi "şiarı"nın yerine ne önerilmek isteniyor? "Ne zafer, ne yenilgi" parolası (Zemkovski, "İzvestiya" No. 2. No. l'de tüm OK). Fakat bu, "anavatan savunması" parolasının değişik yazımından başka bir şey değildir! Bu ise, sorunu kendi hükümetine karşı ezilen sınıfların mücadelesi alanına değil, hükümetler arası savaş alanına taşımak demektir (bu parolanın içeriğine göre bunlar eski durumlarını koruyacak, "pozisyonlarını muhafaza edecek"lerdir)! Bu, burjuvazileri her zaman kendilerinin "sadece" "yenilgiye karşı" mücadele ettiklerini iddia etmeye hazır —ve halka gerçekten de bunu anlatıyorlar— bütün emperyalist ulusların şovenizminin haklı çıkarılmasıdır. "4 Ağustos'ta yaptığımız oylamanın anlamı şudur: Savaş için değil, yenilgiye karşı", diye yazıyor Alman oportünistlerinin önderlerinden Eduard David, kitabında...Bukvoyed ve Troçki ile birlikte "ÖK"cılar "Ne Zafer, Ne Yenilgi" parolasını savunurken tümüyle ve bütünüyle David'in zemininde duruyorlar!
Daha yakından bakıldığında bu şiar "iç barış" demektir, bütün savaşan ülkelerde ezilen sınıfların sınıf mücadelesinden vazgeçmek demektir; çünkü "kendi" burjuvazisine ve kendi hükümetine darbe vurmadan sınıf mücadelesi imkânsızdır; savaş zamanında kendi hükümetine darbe vurmak ise vatana ihanettir (Bukvoyed bunu unutmasın!), kendi ülkesinin yenilgisi için çalışmaktır. Kim "ne zafer, ne yenilgi" şiarını savunuyorsa, onun sınıf mücadelesini, "iç barışın bozulmasını" savunması ikiyüzlülüktür, o gerçekte bağımsız proleter politikadan vazgeçiyor ve bütün savaşan ülkelerin proletaryasını kesinlikle burjuva bir amaç olan şu amaca tabi kılıyor demektir: Söz konusu emperyalist hükümetleri yenilgiden korumak. "İç barış"ın sadece sözde değil, gerçekten kırılması ve sınıf mücadelesinin gerçekten kabul edilmesi anlamına gelen biricik politika, proletaryanın kendi hükümetinin ve burjuvazisinin zorluklarından, onları ortadan kaldırmak amacıyla yararlanmasıdır. Fakat, kendi hükümetinin yenilgisini istemeden, bu yenilgiye katkıda bulunmadan bunu gerçekleştirmek, bunu amaçlamak imkansızdır...
Kim "Ne Zafer, Ne Yenilgi" şiarını savunuyorsa, o bilerek ya da bilmeyerek bir şovenisttir, en iyi ihtimalle uzlaşmacı bir küçük burjuva, ama her halükârda proleter politikanın bir düşmanı, bugünkü hükümetlerin, bugünkü egemen sınıfların bir yandaşıdır...
"Ne Zafer, Ne Yenilgi" şiarının yandaşları, fiilen burjuvazinin ve oportünistlerin yanında yer alıyorlar; işçi sınıfının kendi hükümetlerine karşı uluslararası devrimci eylemlerinin mümkün olduğuna "inanmıyorlar" ve bu tür eylemler geliştirmeye katkıda bulunmak istemiyorlar. Bu, hiç kuşkusuz zor, ama proletaryaya layık biricik sosyalist görevdir”(44).
Emperyalist savaş konusunda Lenin'in tavrının, doğruluğu anlaşılana kadar en çok tartışmalı konulardan birisi olduğunu söylersek abartmış olmayız. Lenin'in sloganı, emperyalist savaşı iç savaşa dönüştürmeyi ve kendi hükümetini yıkmak için mücadele etmeyi içeriyor. Emperyalist savaşın ortasında böyle bir slogan, böyle bir tavır, sorunu anlamayan çok sayıda sosyal demokrat tarafından reddedilmiş ve bu slogana karşı mücadele edilmiştir. Bunlardan birisi de Troçki'dir. Troçki, Lenin'in öne sürdüğü savaşta kendi hükümetinin yenilgisi için mücadeleyi, yani savaşı iç savaşa dönüştürerek devrim mücadelesini reddetmiştir. Troçki bununla da yetinmemiş, her türden oportünizme karşı açık tavır alınmasını da reddetmiştir. Böylece Troçki, dolaylı da olsa Çarlık Rusya'sının, Rus hakim sınıflarının “anavatan” savaşının yanında yer almıştır.
Troçkistlerin çileden çıkmalarına gerek yok. Troçki bu anlayışını Ekim 1914'te yayımlanan “Savaş ve Enternasyonal” kitapçığında dile getirir:
“Rusya’nın yenilmesi Almanya ve Avusturya’nın diğer savaş alanlarında kesin zaferlerini zorunlu olarak ön koşul yapmaktadır. Ve bu da Merkezde ve Güneydoğu Avrupa’da ulusal siyasi kargaşanın, bütün Avrupa’da Alman militarizminin sınırsız hakimiyetinin zorla ayakta tutulması anlamına gelir” (45).
Bu anlayışından dolayı Troçki, aynı yazısında zafer ve yenilginin olmadığı ve hemen yürürlüğe girmesi gereken bir “barış” talep eder. Sloganı da hazır: “Savaş derhal durmalı! Tazminatlara hayır! Ulusların kendi kaderini tayin hakkı!”. Bu konuda Troçki şöyle der:
“Tazminatların olmadığı” bir barış, “her ulusa kendi kaderini tayin hakkı - Monarşilerin, sürekli orduların, hükümet eden feodal kastların, gizli diplomasinin olmadığı Avrupa Birleşik Devletleri!” (46).
Troçki'nin, emperyalist savaş konusunda nerede durduğu konusunda Troçkistlerin kuşku duymaması gerekir; nerede durduğunu kuşku duydurtmayacak açıklıkta ilan ediyor; tam anlamıyla saçmalıyor. Lenin ise onun tavrını, emperyalist savaşa karşı olmak, ama kendi ülkesinin yenilgisini istememek veya kendi ülkesi yenilmeksizin emperyalist savaşa karşı olmak- safsata, boş laf olarak değerlendiriyor.
Lenin, emperyalist savaşta yer alan bir ülkeye karşı devrimci mücadelenin anlam kazanabilmesi için o ülkenin askeri gücünün zayıflatılması ve yenilgisi için mücadelenin elzem olduğundan bahsediyor. Troçki ise emperyalist savaşa karşıyım ama kendi ülkemin yenilgisinden yana değilim diyor.
İşte iki kişi, iki tavır; birisi “boş laf”, “safsata” Troçki. Diğeri ise emperyalist savaşın devrimci iç savaşa dönüştürülmesi için mücadele eden Lenin. Birisi devrim diyor (Lenin), diğeri ise kendi hükümetinin yenilmemesini istemekle devrimden yana değilim diyor (Troçki).
Emperyalist savaşla bağlam içinde tek ülkede sosyalizm konusu da gündeme gelir. Troçki Rusya'nın kurtuluşu Almanya'nın zaferiyle olmamalıdır derken, “Rus devriminin yazgısı Avrupa sosyalizmi ile kopmaz bağ içindedir ve biz Rus sosyal demokratları Rusya'nın kurtuluşu için düşündürücü adımın Fransa ve Belçika'nın kesin yıkımına malolmasından kesinkes vazgeçecek ve daha da önemlisi emperyalist zehri Alman ve Avusturya proletaryasına taşımayacak kadar sağlam bir şekilde enternasyonal zeminde duruyoruz” sonucuna da varıyordu (47).
Troçki'nin bu sözlerinden anlaşılması gereken ne? Troçki burada “sürekli devrimi” savunmaya çalışıyor. Rusya'nın yenilmesiyle Çarlık düzeni yıkılacaksa bu bir kazanç değildir diyor. Çünkü bu durumda Rusya, Fransa ve Belçika'nın özgürlüğünün kesin yok edilmesi pahasına kurtulmuş olacaktır diyor. Daha da önemlisi böylece emperyalist zehir Alman ve Avusturya proletaryasına taşınmış olacaktır diyor ve “Biz Rus sosyal demokratları” bütün bunları istemeyecek kadar enternasyonal zeminde sapa sağlam duruyoruz diyor. Demek ki, Troçki'nin enternasyonalizm anlayışı bu. Yani Troçki, “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya da hiç birimiz” diyor ve böylece Bertolt Brecht'e de ilham kaynağı oluyor! Bu durumda Troçki, kapitalist sistemin bütün ülkelerde aynı dönemde yıkılmasını talep etmiş oluyor. Troçki işi, savaşta kaybetmek-kazanmak konusunda ruhsal hakemliğe kadar götürüyor: Onun anlayışına göre bir ülkenin savaşta yenilmesi, o ülkede kapitalizmin yıkılması için koşulları beraberinde getireceği için, ama aynı koşullar savaşı kazanan ülkelerde oluşmayacağı için -yani yenilen ve yenen ülkelerde aynı süreçte kapitalizmin yıkılması için koşullar aynı anda oluşmayacağı için- savaş, zafersiz ve yenilgisiz sonlanmalıdır diyor. Tam da bu ruhsal hakemlikten dolayı olsa gerek -kim bilir?- Troçki, savaşa katılan bütün ülkelerde sosyalist, devrimci partilerin, yenilgi olmasın diye kendi hakim sınıflarını, kendi hükümetlerini desteklemeye çağırıyor. Burada kem küm etmenin anlamı yok; Troçki son kertede bunu savunuyor veya onun düşüncesinin vardığı nokta bu. Bu anlayışın Rusya açısından kaçınılmaz sonucu şu: Aynı süreçte diğer ülkelerde yenilgi olmayacaksa ve o ülkelerde kapitalist sistem yıkılmayacaksa, Rusya'nın yenilgisi için mücadele etmeye hakkımız yok! İşte bu “devrimci” Troçki'dir, “önder” Troçki'dir!
Peki, buna karşın Lenin ne diyor? Aynı süreçte başka ülkelerde kapitalist sistemin yıkılmasının koşullarının oluşup oluşmamasından bağımsız olarak bizim ve diğer ülkelerdeki bütün devrimcilerin görevi, kendi hükümetinin yenilgisi için mücadele etmektir. Troçki ne diyor? Olmaz, hep beraber ilerlemeliyiz.
Troçki, “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya da hiç birimiz” diyor.
Lenin, devrimci enternasyonalizm ile açık veya üstü kapalı merkezci sosyal şovenizmin örgütsel ayrışımından yanadır ve bunu açıklar:
“Bugün oportünistler ile birlik, aslında işçi sınıfının kendi ulusal burjuvazisinin boyunduruğu altına girmesi, öteki ulusların ezilmesi ve büyük devletlerin ayrıcalıklarının korunması amacı için onlarla işbirliği yapılması, bütün ülkelerde devrimci proletaryanın parçalanması demektir” (48).
Lenin, Örgüt Komitesi'yle birleşme düşüncesini bir hayal olarak tanımlar, bunun işçi sınıfının davasına zarar vereceğini söyler. A. Kollontay'a yazdığı mektupta (1915), “Troçki, Örgüt Komitesi ve Plehanov ve benzerlerinin talep ettiği gibi Çheidze fraksiyonu ile birleşmeden yana olmayacağız. Çünkü bu 'Naşe Dyelo'yu (“Davamız”) korumaya ve savunmaya götürür” der (49).
Troçki tutarlı bir “birlik” yanlısıdır; 1915 başında "Naşe Slovo" ("Sözümüz") Bolşevik MK'ya ve Menşevik Örgüt Komitesi'ne sosyal şovenizme karşı olan bütün grupların katıldığı bir konferans önerir. 15 Mart 1915'te bu öneriye cevap veren Örgüt Komitesi şu görüştedir: "Görüşmeye...savaştan önce Brüksel'de Enternasyonal Sosyalist Büro'nun konferansına katılmış olan bütün o parti merkezleri ve grupların yurt dışı temsilciliklerinin davet edilmeleri gerekir" (50).
Bu tavırla ilgili olarak Lenin şu yorumu yapar: “Demek ki, Örgüt Komitesi, Enternasyonalistler ile görüşmeyi ilkesel olarak reddediyor, sosyal şövenlerle de görüşmeyi istiyor. (Bilindiği gibi Plehanov ve Aleksinski'nin görüşleri Brüksel'de temsil edilmişti) Sosyal demokratların bildirgesi kendini tam da bu anlamda ifade ediyor” (51).
Bütün bu gelişmelerden bağımsız olarak veya bütün bu gelişmeleri dikkate almadan Troçki, Bolşevikler ile Merkezin gizli sosyal şövenlerini bir masaya oturtma, örgütsel birliğini sağlama çabalarını sürdürür. Haziran 1915'te Bolşevik dergi “Komünist”in yayımlayıcısına bir açık mektup yazar. “Naşe Slove”de yayımlanan ((Nr. 105) bu mektupta Troçki şunları dile getirir: “Duma vekillerimizle (Çheidze grubu) gurur duyuyorum. Onları Rusya'da proletaryanın enternasyonalist eğitimi için en önemli donanım olarak görüyorum ve tam da bu nedenden dolayı onlara her türlü desteğin sunulmasını ve Enternasyonal için otoritelerinin güçlendirilmesini her devrimci Sosyal demokratın görevi olarak kabul ediyorum” (52).
Lenin, Henriette Roland-Holst'a yazdığı mektupta Troçki'nin ideolojik ve siyasi duruşunu bir kez daha tanımlar:
“Troçki'den ayrılıklarımız nelerdir? Bunu herhalde bilmek istersiniz. Kısaca – o bir Kautskicidir, yani, Enternasyonal'de Kautskicilerle ve Rusya'da Cheidze'nin parlamento grubuyla birliği savunmaktadır. Biz böyle bir birliğe kati suretle karşıyız... Troçki şimdi Örgüt Komitesi'ne (Akselrod ve Martov) karşı ama Cheidze'nin Duma grubuyla birlikten yana!! Biz kesin olarak karşıyız” (53).
Troçki "24 ayar" ilkesiz, oportünist, uzlaşmacı olduğunu bir kez daha gösterir. Lenin Troçki'nin ilkesizliğini, uzlaşmacılığını çeşitli yazılarında eleştirir, Bolşeviklerle Menşevikleri, bütün tasfiyecileri birleştirme; bunların hepsini kapsayan; yani içinde Rusya işçi hareketindeki ve enternasyonal alanda da hemen bütün akımları birleştirme anlayışını teşhir eder. Bu konuda söylediklerini bu yazının birçok yerinde dile getirdik.
Yukarıda adı geçen savaşla ilgili MK manifestosunda “Kararlı bir şekilde oportünizmle kopuşmadan, kitleleri fiyaskosunun kaçınılmazlığı üzerine aydınlatmadan sosyalizmin görevleri yerine getirilemez, işçilerin gerçek enternasyonal birliği gerçekleştirilemez” deniyordu. Bu da göstermektedir ki, 1914-1917 arasında sadece savaş sorununda değil, genel anlamda ve uluslararası komünist hareketin örgütlenmesi sorununda da Lenin ile Troçki arasında önemli bir görüş ayrılığı vardı. Lenin, dünya işçi sınıfının uluslararası birliğinin sağlanması için oportünizmle bağların kopartılması gerektiğinden, bunun yapılmaması durumunda dünya işçi sınıfının birliğini sağlama çabalarının hüsranla sonuçlanacağından bahsetmektedir.
Bu nedenle Lenin önderliğinde Bolşevikler, savaş döneminde sosyal yurtsever konumda olan ve doğrudan veya dolaylı olarak sosyal şovenist akımları destekleyen bütün unsurlara karşı tavizsiz bir mücadele sürdürdüler.
Lenin, örgütlenme konusunda bu “hal ve hareket” içindeyken “kanka”sı Troçki, “Ağustos Bloku”nun örgütsel çizgisini devam ettirme “hal ve gidişi” içindeydi.
Troçki, savaş döneminde de 1912'de Ağustos konferansında seçilen Örgüt Komisyonunda çalışıyordu. Bu komisyon Menşeviklerin 1917'deki MK seçimine kadar MK rolü üstlenmiş bir komisyondu. Yani Bolşevik Parti'nin MK'sına denk düşen bir görevi vardı.
Troçki, her koşul altında “birleştirici”ydi, hep “birleştirmek” istiyordu desek pek abartmamış oluruz. Troçki, “birleştirmek” eyleyişinde kendine bir rol biçmişti, buradan hareketle vazgeçilemezliğini, partiler üstü tek önder olduğunu göstermeye çalışıyordu. Gerçekten de emperyalist savaş sürecinde Bolşeviklerle Menşevik çizgideki uluslararası akımları birleştirme çabası akılsızlığın bir yansıması değilse belirttiğimiz “birleştirme” sevdasının bir yansımasıydı.
Troçki'yi anlamak için göz önüne getirelim: Savaş ve örgütlenme konusunda Lenin önderliğinde Bolşevikler görüşlerinin ne olduğunu açıklamışlar ve o doğrultuda mücadele ediyorlar. Troçki ise Örgüt Komisyonunda tasfiyeciler ve sosyal şovenistlerle birlikte olan Menşevizmin bütün uluslararası akımlarını birleştirmeye çalışıyor! Bu dönemde Bolşevikler, Troçki'yi eleştirirken şunları söylüyorlardı: Troçki, Örgüt Komisyonu ile beraber hareket ediyor. Troçki, “hizipsiz” olduğu için “hizipsizlerin hizbi”ni örgütlemişti. Yani Troçki, tasfiyecilerin hizbi içinde bir alt-hizbe; “hizipsizlerin hizbi”ne sahipti. İşte bu alt-hizbiyle Troçki savaş döneminde Bolşevikler ve uluslararası alanda onlar gibi düşünenlerle sosyal yurtseverler, şovenistler; bilumum tasfiyeciler arasında denge sağlamaya çalışıyordu ve dengeyi sağlayamadığı için de her iki kamp arasında gidip geliyordu; bir pandül gibi, bir sarkaç gibi.
Troçki'nin orta yol bulma anlayışı, “orta çizgiyi uygulama” anlayışı savaş döneminde de başarısız olmuştur.
Troçki'nin uzlaşmacı anlayışı onun hemen bütün makalelerinde görülür. “Naşe Slovo”da “Oportünizme karşı mücadele ediyorsak onu bizzat işçi sınıfının organik hatası ve dışarıdan bir şey olarak görmüyoruz…Bir şeyi parçalarına bölmek zor değildir, ama organizmanın parçaları ölmesin diye önce neyin parçalanması gerektiği bilinmelidir” diye yazan Troçki'den başkası değildir. Demek ki, oportünizm “dışarıdan bir şey” değil! Demek ki, oportünistler işçi sınıfının organik bir parçası! Demek ki, oportünistlerle beraber çalışılabilinir! “Kanka”sı Lenin ise bu konuda tam tersini düşünüyor, devrimci bir partinin oluşması ve mücadele edebilmesi için oportünizme karşı mücadelenin acımasız olması gerektiğini vurguluyor.
Lenin, Temmuz 1915'te “Rus Sosyal Demokrasisinde Olguların Durumu Üzerine” makalesinde konuya ilişkin olarak şunları yazar:
“Yedi veya sekiz ay başarısızca birleşen (“Naşe Slovo”, Nr. 107) üç bölümü okur kamuoyu önüne çıktı; 1-İçtenlikle enternasyonalizme sempati duyan ve ‘sosyal demokrat‘ eğilimli olan iki sol redaksiyon üyesi. 2- Martov ve Örgüt Komisyonunda olanlar (“yaklaşık yarısı”). 3- Her zaman olduğu gibi ilkesel olarak sosyal şovenistlerle hiçbir konuda ortaklaşamayan, ama pratikte her konuda onlarla ortaklaşan (bu arada belirtelim; Çheidze hizbinin olumlu arabuluculuğuyla – diplomatların dilinde buna böyle denmiyor mu?)” (54).
Bir deyiş vardır: “Alan memnun satan memnun!”. Sosyal şovenistler, Çheidze ve hizbinden memnunlar. Çheidze ve hizbinden Örgüt Komisyonu da -bu arada Troçki ve Plehanov vb. de- memnunlar. Demek ki, Çheidze iyi iş görmüş; yıllarca bu oportünistleri kamufle ederek korumuş, desteklemiş. Para konusunda Troçki'nin Çheidze'ye mektup yazmasının bir nedeni de bu güven olsa gerek!
Şubat 1916'da Lenin “Örgüt Komisyonu ve Çheidze-Fraksiyonunun Kendine Özgü Bir Doğrultusu mu Var?” makalesinde konuya ilişkin olarak şunları yazar:
“Martov istediği kadar kaçsın. Troçki bizim ‘hizipçiliğimize‘ karşı yaygara kopartabilir ve bu yaygara ile … şüphesiz ki kendi hizipsiz “beklentiler”ini; Çheidze-Fraksiyonundan şu veya bu kişinin Troçki ile ‘aynı fikirde‘ olduğunu ve sol yönlenme, enternasyonalizm üzerine yemin ediyor olduklarını örtbas edebilir” (55).
Lenin'in, İnes Armand'a yazdığı 19 Şubat 1917 tarihli mektubunda “Troçki, bu alçak sol Zimmerwaldcılara karşı “Nowy Mir”in sağ kanadıyla beraber hareket ediyor. İşte bu, Troçki'dir!! Hiç değişmiyor: Tamamen hileci. Düzenbaz. Solcu görünüyor ve gücünün yettiğince sağcılara yardım ediyor” (56) diye tanımladığı Troçki'nin savaştaki tavrını şu sözlerle özetlemiş oluyor:
“Troçki ve Martov’un öznel ‘iyi‘ niyetleri ne olursa olsun, nesnel olarak onlar teslimiyetçi tavırlarıyla Rus sosyal emperyalizmini desteklemiş oluyorlar” (57).
Troçki, savaş döneminde de Lenin ile değil, Martov ile kol kola yürümüştür, omuz omuza Lenin'e karşı mücadele etmiştir. Öznel niyeti ne olursa olsun nesnel olarak oportünizmi, sosyal şovenizmi savunmuştur.
*
Kaynaklar:
1) W. B. Bland; “Revisionismus in Russland. Trotzki gegen die Bolschewiki” (“Rusya'da Revizyonizm, Bolşeviklere Karşı Troçki”), s. 4/5. Internet.
2) Lenin; C. 6, s. 501/502, “Parti Tüzüğünün Tartışılması Esnasında 2. Konuşma”.
3) L. Trotzki; “Unsere politischen Aufgaben" (“Siyasi Görevlerimiz”), “Schriften zur revolutionären Organisation” kitabı içinde; s. 96-97, “Texte des Sozialismus und Anarchismus”, Rowohlt, 1970.
4) L. Trotzki: 'Wtaroj Sjesd R.S.D.R.P. - Otschjot Sibirskij Delegatskij', Genf, 1903. Aktaran: B. Bland; “Revisionismus in Russland:Trotzki gegen die Bolschewiki” (“Rusya'da Revizyonizm, Bolşeviklere Karşı Troçki”), s. 6, İnternet.
5) İ. Deutscher; “Troçki Biyografisi”; C. I, s. 99, Kohlhammer Verlag 1972.
6) Rus yazan Saltikov Şçedrin'in küçük hiciv öykülerinde yer alan lafazan bir avukat tipi- İ. Okçuoğlu.
7) Lenin; C. 7, s. 521, “Semstwokampagne und der Plan der 'İskra” (“Zemstwo Kampanyası ve İskra'nın Planı”).
8) İ. Deutscher; “Trotzki - Der bewaffnete Prophet” - “Silahlı Peygamber Troçki”, Türkçesi; C. I, s. 164.
9) İ. Deutscher; “Trotzki - Der bewaffnete Prophet” - “Silahlı Peygamber Troçki”, Türkçesi; C. I, s. 167.
10) İ. Deutscher; agk, s. 167.
11) Troçki'den aktaran: İ. Deutscher; agk, s. 167.
12) İ. Deutscher; agk, s. 167/168.
13) İ. Deutscher; agk, s. 168.
14) Aktaran: İ. Deutscher; agk, s. 174.
15) İ. Deutscher; agk, s. 174.
16) SBKP(B)- Tarihi, s. 105/106.
17) Lenin; C. 20, “Über die Verletzung der Einheit” (“Birliğin Zedelenmesi Üzerine”), s. 347.
18) Lenin; C. 16, s. 382, 387, 397, “Der historische Sinn des innerparteilichen Kampfes in Rußland" (“Rusya'da Parti İçin Mücadelenin Tarihsel Anlamı”).
19) Lenin; C. 16, s. 397, “Der historische Sinn des innerparteilichen Kampfes in Rußland" (“Rusya'da Parti İçin Mücadelenin Tarihsel Anlamı”).
20) L. Troçki; “Mein Leben” (“Hayatım”), “Die zweite Emigration und der deutsche Sozialismus” bölümünden, www.marxists.org/deutsch/archiv/trotzki/1929/leben/16-deutsch.htm. Türkçesi; s. 235-236.
21) L. Troçki; “Mein Leben” (“Hayatım”), “Die zweite Emigration und der deutsche Sozialismus” bölümünden, www.marxists.org/deutsch/archiv/trotzki/1929/leben/16-deutsch.htm. Türkçesi; s. 236.
22) L. Troçki; “Mein Leben” (“Hayatım”), “Die zweite Emigration und der deutsche Sozialismus” bölümünden, www.marxists.org/deutsch/archiv/trotzki/1929/leben/16-deutsch.htm. Türkçesi; s. 236-237.
23) Lenin; C. 17, “Aus dem Lager der stolypinschen Arbeiterpartei” (“Stolpin İşçi Partisi Kampı”), s. 231.
24) Lenin; C.17, s.14, 15, 16, “Über die Lage in der Partei” (“Parti İçindeki Durum Üzerine”).
25) Lenin; C. 17, s. 351, “Über die Diplomatie Trotzkis” (“Troçki'nin Diplomasisi Üzerine”).
26) Lenin; 20, s. 343-344, “Birliğin Zedelenmesi Üzerine”.
27) L. Troçki; “Mein Leben” (Hayatım”), “Vorbereitung zur neuen Revolution” bölümünden, www.marxists.org/deutsch/archiv/trotzki/1929/leben/17-neuerev.htm. Türkçesi; s. 243.
28) L. Troçki; “Mein Leben” (Hayatım”), “Der Tod Lenins und die Machtverschiebung” bölümünden, www.marxists.org/deutsch/archiv/trotzki/1929/leben/41-todlenins.htm. Türkçesi; s. 543-544.
29) Lenin; C. 20, s. 332, 333, “Birlik Yaygarasıyla Örtbas Edilen Birliğin Zedelenmesi Üzerine”.
30) Lenin; C. 20, s. 334, “Birlik Yaygarasıyla Örtbas Edilen Birliğin Zedelenmesi Üzerine”.
31) Leo Trotzki; “Verratene Revolution” (“İhanete Uğramış Devrim”), “V. Sowjetthermidor, Warum hat Stalin gesiegt?”. www.marxists.org/deutsch/archiv/trotzki/1936/verrev/kap05.htm#s1. Türkçesi; s. 128/129.
32) Lenin; C. 20, s. 332, 347, 348, “Birliğin Zedelenmesi Üzerine”.
33) Lenin; C. 8, s. 45, “Güzel Sözlerle Karın Doymaz”.
34) Lenin; C. 16, s. 397. “Der historische Sinn des innerparteilichen Kampfes in Russland” (“Rusya'da Parti İçin Mücadelenin Tarihsel Anlamı”).
35) İ. Deutscher; “Trotzki - Der bewaffnete Prophet” - “Silahlı Peygamber Troçki”, Türkçesi; C. I, s. 236/237.
36) Lenin; C. 20, s. 348, “Birlik Yaygarasıyla Örtbas Edilen Birliğin Zedelenmesi Üzerine”.
37) Stalin; C. 6, s. 12-13, RKP(B), XIII. Parti Konferansı, 16-18 Ocak 1924.
38) Leo Trotzki; “Arbeiterstaat, Thermidor und Bonapartismus“ (“İşçi Devleti, Thermidor ve Bonapartizm“), “Die historische Analogie muß überprüft und berichtigt werden“ ara başlığı altında. www.marxists.org/deutsch/archiv/trotzki/1935/02/arbstaat.htm#k06.
39) Plenums des Zentralkomitees der KPR(B), Januar 1925; “Kommunistische Partei der Sowjetunion in Resolutionen und Beschlüsse der Parteitage, Konferenzen und Plenen des ZK” (Rusya Komünist Partisi (Bolşevik) Merkez Komitesi Plenumu, Ocak 1925;“Parti Kongrelerinin Bildirgelerinde ve Kararlarında, MK'nın Konferanslarında ve Plenumlarında Sovyetler Birliği Komünist partisi”), C. V, s. 171, Berlin 1957.
40) L. Trotzki; Schriften zur revolutionären Organisation içinde; “Unsere politischen Aufgaben” (“Siyasi Görevlerimiz”), Texte des Sozialismus und Anarchismus, Rowohlt, 1970, s. 127/128.
41) Leon Trotsky; “The Third International After Lenin” (“Lenin'den Sonra III. Enternasyonal”), II. Strategy and Tactics in the Imperialist Epoch Part 4), “11. The Question of the Internal Party Regime” ara başlığı altında, www.marxists.org/archive/trotsky/1928/3rd/ti07.htm#p2-11.
42) L. Trotzki; “Schriften zur revolutionären Organisation” içinde; “Unsere politischen Aufgaben”(“Siyasi Görevlerimiz”), Texte des Sozialismus und Anarchismus, Rowohlt, 1970, s. 92.
43) “Das Manifest des ZK der SDAPR über den imperialistischen Krieg”, November 1914. “Kommunistische Partei der Sowjetunion in Resolutionen und Beschlüsse der Parteitage, Konferenzen und Plenen des ZK” (RSDİP MK'nin Emperyalist Savaş Üzerine Manifestosu, Kasım 1914; “Parti Kongrelerinin Bildirgelerinde ve Kararlarında, MK'nın Konferanslarında ve Plenumlarında Sovyetler Birliği Komünist partisi”), C. II, s. 169, 174, 176-177. Berlin 1957 veya Lenin, C. 21, s. 13, 19, 20, “Savaş ve Rus Sosyal Demokrasisi”.
44) Lenin; C. 21, s. 273-278.
45) L. Trotzki; “Der Krieg und die Internationale” (“Savaş ve Enternasyonal”), “III. Der Kampf gegen den Zarismus” bölümünden, www.marxists.org/deutsch/archiv/trotzki/1914/kriegint/kap03.htm.
46) L. Trotzki; “Der Krieg und die Internationale” (“Savaş ve Enternasyonal”), “VII. Die revolutionäre Epoche” bölümünden, www.marxists.org/deutsch/archiv/trotzki/1914/kriegint/kap07.htm.
47) L. Trotzki; “Der Krieg und die Internationale” (“Savaş ve Enternasyonal”), “Einleitung” bölümünden, www.marxists.org/deutsch/archiv/trotzki/1914/kriegint/kap07.htm.
48) Wladimir Iljitsch Lenin; “Sozialismus und Krieg” (“Sosyalizm ve Savaş”), Türkçesi, s. 22. İnternet.
49) Lenin; C. 35, s. 168.
50) Aktaran Lenin; C. 21, s. 179. “Enternasyonalistlerin Birleşmesi Üzerine”.
51) Lenin; C. 21, s. 179, “Enternasyonalistlerin Birleşmesi Üzerine”.
52) L. Trotzki: “Offener Brief an die Herausgeber des 'Kommunist”.
53) Lenin; Mektuplar, C. IV, Henriette Roland-Holst'a Mektup, 1916, s. 186.
54) Lenin; C. 21, s. 283.
55) Lenin; C. 22, s. 136.
56) Lenin; C. 35, s. 265.
57) Lenin; C. 22, s. 368, “Kendi Kaderini Tayin Üzerine Tartışmaların Sonuçları”.
Hiç yorum yok