Header Ads

Header ADS

Libya ya saldırıyı “petrol için değil ” değerlendirmesi üzerine.

Orta doğuda ve Kuzey Afrika'daki ayaklanma ve protestoları takiben ve onların etkisinde kalarak, Libya'daki olayların “aceleci” ve “subjektif” değerlendirmesi, Libya ya emperyalist saldırının da subjektif bir değerlendirmesiyle kendini devam ettirdi.

Devrimcilerin değerlendirme yaklaşımı olayların tarihi şartları, sınıfsal anlamda kimin ya da kimlerin, neyin hedeflendiği diyalektik bağlantıları içinde olması gerekir. Bu yaklaşımla, Libya ya emperyalist saldırganlığı, “Petrol le ilgisi yok”, gibi bir değerlendirme, tarihi güncel şartlar-neden-amaç-sonuç diyalektik bağlantılarından kopuk, gerçekçi bir değerlendirme olamaz. Libya'ya emperyalist saldırı tam da petrol kaynaklarının “HAKİMİYETİ”(siz bunu aktif sahip olma olarak anlayın) ve bu hakimiyetin “korunma”sının garantilenmesi için halkların güncel ve gelecekteki mücadelelerinin bastırılması nı ve mücadelelerin engellenmesinin devamını sağlayacak, emperyalistlerin uyumunda, sistemlerin kurulmasını hedeflemektedir. Biri (hakim olma-ekonomi-) ve diğerinden (hakimiyetin korunması-siyaset) birbirinden bağımsız olarak gerçekleştirilemez. Bu Petrol kaynakları Gelişmiş ülkeler dünyanın petrol kaynaklarının çoğunluğunu tüketen ülkelerdir. Sadece Amerika dünya petrol tüketiminin yüzde 23 ünü, avrupa birliği ülkeleri yüzde 17 sini teşkil etmekte. Ancak bu ülkelerin kendi sanayilerinin, askeri ve sivil petrol ihtiyaçlarını karşılayacak kendi petrol kaynakları yok. Bu ülkelerin kendi petrol kaynakları toplam kaynakların yüzde 0.4 ün altında. Yani dünya petrol üretiminin % 50 sine yakınını tüketen emperyalist ülkelerin kendi ülkelerindeki petrol kaynakları % 0.4 ün altında. Bu nedenle dış petrol kaynaklarına sahip olmak , sadece kendi iç ekonomik ve siyasi kontlleri değil, dünya çapında ekonomik ve siyasi kontol anlamında büyük önem taşımaktadır. Kaynaklara sahip olmakla, Pazar olmak ve pazara sahip olmak arasındaki diyalektik bağlantının yanında, farklılıklar da göz önünde bulundurulması gerekir. Chavez in Venezüella'sı , Irak örneği ve günümüz Libya örneği bu bağlantıdan ve farklılıklardan soyutlanmış olarak ele alınamaz.
İşte bu kaynaklara hakimiyet, “sahip olma” amacıdır ki , 1953 de İran da hükümeti düşüren darbe yapılmıştır, Irakta ve Afganistan'da kukla hükümetler kurma savaşları yapılmış, Venezüella'da Chavez ü devirme planları hayata geçirilmektedir, ve Libya ya saldırganlık başlatılmıştır. Bu saldırıların “Demokrasi” , “diktatörleri devirme”, “Terrörizme karşı savaş”, ya da Libya da olduğu gibi , halkı diktatörün katliamından kurtarma “insani” süslemeleri, asıl amacı saklama kılıflarıdır

Libya daki Petrol

Orta doğu ve Kuzey Afrika ülkeleri dünyanın % 35 üretilen, % 39 pazarlanan ve % 59 kanıtlanmış petrol rezerve kaynaklarına sahiptirler. . 

Libya, Cezayirden sonra, ikinci büyük petrol üreticisi ve ihracatcısı bir ülkedir. Günde 1.8 milyon varil petrol üretimi ile Libya dünya petrol üretiminin % 2.1 ini oluşturuyor. Libya petrol üretiminin % 90 ının dan fazlası Avrupaya - % 40 İtalya , % 20 Almanya ve % 7 Fransa ya – ihraç edilmekte.

Libya nın petrol rezerve kaynakları ,Saudi Arabistan, İran, Irak, Küveyt ve Arab Emiret i takib eden, Kuzey Afrika ve Orta doğu nun altıncı büyük petrol rezerve kaynağıdır. Ancak bu ülkelerden farklı olarak, Libyanın topraklarının sadece dörtte birinde petrol araştırılması yapılmıştır. Uzmanların açıklamalarına göre Libyanın petrol kaynakları, şu anda bilinen ve işlenenin katlarca daha üstünde dir.

Bunun yanında, diğer ülkelerin ham petrollerinden farklı olarak Libyanın petrolü , tüketim maddesine kolayca ve ucuz bir şekilde çevrilebilen -”sweet light crude” - bir özelliğe sahip. 

Libyada yabancı Şirketler

Libya'da en büyük yabancı şirket İtalya'nın Libya'da 1960lardan bu yana faaliyet gösteren ENI şirketidir. Amerika üslü Conoco Phillips, Amerada Hess, ve Marathon un ortaklaşa kurduğu Waha Oil şirtketi , Royal Dutch Shell ve Chevron Texaco Libya'da faaliyet gösteren toplam 50 yabancı şirketleri oluştururlar.

Sorun ne?

Sorun emperyalist ülkelerin Libya petrollerine “ULAŞAMAMA” sorunu değildir, sorun “KAYNAKLARA “sahip olma sorunudur. Kaddafi petrol sanayisini devletleştirdikten sonra bile bazı uluslararası petrol şirketleri, “Libya Ulusal petrol Şirketi” ile belirli anlaşmalarla bu kaynakları arama ve kullanma haklarını korudular. Bunun en basit ekonomik nedeni, sadece bu şirketlerin petrol araştırma ve üretme teknolojisine sahip olmaları değil, bunların petrol ü dünyada pazarlamada TEKELCİ bir güce sahip olmalarıdır.

Amaç Ne?

Orta doğu ve Kuzey Afrika'da kapitalizmin genel krizinden kaynaklanan dünya ekonomik krizi nedeniyle artan işsizlik ve hoşnutsuzluk, buna karşı olarak kukla rejimlerin baskılarının artması, kaçınılmaz olarak bu ülke halklarının ayaklanmalarına neden oldu. Bu ayaklanmalar sadece emperyalistlerin kukla diktatörlerini ve hükümetlerini değil, bu ülkelerdeki faşist rejimlerinde varlığını sarsan sonuçlar yaratma tehlikesini oluşturdu. Bu tehlikeyi kimi ülkelerde var olan eski sistem ve yöntemlerle engelleyemeyeceğini bir defa daha anlayan emperyalistler, bölgedeki petrol kaynaklarında olan çıkarlarını “GARANTİ” altına almak , bu ayaklanmaları engellemek ve bastırmak amacı yönünde kurnaz ve aldatıcı kararlar almak zorunda kaldı. Mısır ve diğer ülkelerde AFL-CIO ve NED in gizli açık aktiviteleri ile mücadeleleri görünüşte barışçıl yollarla kontrol altına alma yolu seçen emperyalistler, Libya da bunu “Kaddafi tarafından bombalanan katledilen Libya halkını kurtarma” kılıflarıyla süsleyerek, direk askeri müdahele yoluyla hayata uygulamayı seçtiler.

Olan ne?

Libya ya emperyalist saldırganlığı, “Petrol le ilgisi yok”, gibi bir değerlendirme, neden-amaç-sonuç diyalektik bağlantılarından kopuk, gerçekçi bir değerlendirme olamaz. Benzer, ama karşı bir şekilde, saldırganlığı “sadece-petrol kaynaklarına sahip olma” siyasi içerikten kopuk, ekonomik çıkarlar temelinde ele alan bir değerlendirme de yanlış olur. Çünkü bu “kaynaklara sahip olma”nın kalıcılığının sağlanması ve garantilenmesi için, halk ayaklanmalarının bastırılması, dengelenmesi ve halkların uyutulmasını sağlayıcı ve devam ettirici, emperyalist çıkarların korunmasını görev edinen yeni, göz boyayıcı kukla hükümetlerin kurulmasını gerektirir. Ya da Libya'da yapılmak istenen gibi, Libya'nın “Lübnanlaştırılması”nı –bölünüp parçalanması, birbirine düşman, birbirine güveni olmayan etnik vb gruplardan oluşan, güçsüz merkezi bir hükümetin oluşturulması- sağlanması gerekir. Ekonomik çıkarlar, bu çıkarların korunması ve bu sorunu çözecek siyasi yapılanma ların oluşturulması birbirinden bağımsız düşülemez ve gerçekleştirilemez.

Sonuç?

Libya ya emperyalistlerin saldırısı ve bunun doğru bir şekilde değerlendirilmesi önemli . Önemli çünkü tek taraflı “ petrol için değil” gibi bir değerlendirme siyaseti ekonomiden koparan, “petrol için” gibi bir değerlendirme , ekonomiyi siyasetten koparan, biri enerji kaynaklarının emperyalistlerin dünya hakimiyetinde ve birbirleri arasındaki çatışmada ki önemini göz ardı eden, diğeri emperyalistleri ile ezilen haklar arasındaki mücadeleyi, ezilen halkların mücadelelerini bastırma planlarını ve pratiklerini , emperyalistlerin “çıkarlarını” korumak için kendi çıkarlarını koruyacak sisyasi göz boyayıcı sistemler kurma eğilimlerini göz ardı eden değerlendirmeler olmanın ötesine geçmeyecektir.

Libya'daki olaylar ve Libya'ya emperyalist saldırı, olayın sadece Libya ile ilgili olmadığı, bölgesel ve global olduğu açısından önemli . 

Libya daki olaylar, emperyalistlerin bu bölgelerde enerji kaynaklarına sadece “ULAŞMA” hakkı değil , “HAKİM” olma, ve bu hakimiyetlerini devamlı kılma ve garantileme yönünde, halkların mücadelelerini bastırıp kendine uygun sistemleri kurma plan ve pratiklerinin teşhir edilmesi ve bilinmesi açısından önemli. Bu ikisi arasındaki diyalektik bağlantı kurulmadan yapılan değerlendirmeler, doğru değerlendirme olamaz. 

Erdoğan Ahmet
Mart 27 2011

Note:Bu nedenle, bu tür değerlendirme yapanlardan birisi olarak, Sayın Korkut Boratav ın (bütün emperyalist medyada 24 saat bıktırırcasına tekrar edilen) " Batılı devletlerin Libya saldırısının arkasında petrol olmadığı , bunun bir çarpıtma olduğu" söylemi, onlardan farklı ve zıt olarak her nekadar da Boratav, "asıl amaç, yükselen muhalif hareketi kontrol etmek" olduğunu belirtsede, yaklaşımı bütünden ve diyalektik bağlantıdan kopuk, bu nedenle emperyalist demogojileri -konunun bir yönüyle- deşifre eden, ama -diğer yönüyle- onlarla aynılaşan , bir değerlendirme olmuş. .


Hiç yorum yok

Blogger tarafından desteklenmektedir.