Yaygınlaşan Halk ayaklanmalarının ABD istihbarat yönlendirmesi ve Soros destekli olduğu safsataları üzerine
Bir yorumumda *halka ve onun gücüne inancımız ve umudumuz bittiği anda Devrimciliiğimiz de biter, işte orada Burjuva Liberalizm yerini alır* demiştim. Gerçek şu ki Mısırda, Tunus da, Cezayirde ki ayaklanmaların ABD istihbaratının ve Soroscularının bir işi olduğunu iddia eden, ve böyle bir anlayışın doğması için her türlü medya oyunlarına başvuranlar, aslında sadece Burjuva Liberaller değil, ortaya çıkan belgelere göre ABD gizli istihbaratı da bu konuda yaygın bir şekilde faaliyette.-(mısır daki olaylarda ABD in bilinçli olarak ayaklanmanın arkasında ABD istihbaratının olduğu gizli belge !! haber!! lerinin sızdırlması nın basında açıkca yer alması örneği)-
Herşeyden önce Tarihten almamız gereken derslerden öğrenmemiz gereken gerçek şu ki , tarihin hiç bir döneminde emperyalistlerin kendi uşaklarına karşı aşağıdan yukarı bir halk hareketi gerçekleştirme pratiği ni göremeyiz. Çıkarlarının ters düştüğü, şımaran, halktan tamamen soyutlanan ve halk tarafından alaşağı edileceği tesbit edilen , ya day an çizmeye başlayan uşaklar, ya YUKARDAN aşağı yumuşak ya da sert darbelerle ve hatta , örneğin Panama ve ırak taki gibi, savaşla değiştirilmiştir. Aşağıdan yukarı , emperyalist uşakların iktidarlarına karşı olan ayaklanmaların başlamasında emperyalist ajanların parmağı olduğunu iddia etmek kendi içinde çelişkili , halklara güvensizliği aşılamaya çalışan, Halk Ayaklanmaları kavramının yeniden canlanmasından korkan Burjuva Liberallerin safsatasından başka bir şey olamaz.
Bu demek değildirki halk Ayaklanmaları başlarken ya da başladıktan sonra emperyalist ajanlar bu hareketleri çıkarları doğrultusunda yönlendirmek için her türlü ikili oyunlara, provokasyonlara ve medya kampanyalarına başvurmayacaklar. Bir hareketin başlama nedenleri ile, bu hareketi * yönlendirme* nedenleri , çıkarları zıt olan kutuplarala ilgili içeriğe sahiptir. Genel olarak ve büyük çoğunlukla halk hareketleri artık dayanılmaz hale gelen, baskı, işsizlik, yoksulluk vb gibi güncel olan ekonomik ve siyasi nedenler den, kendiliğinden doğar, olgunlaşır ve pratiğe yansır. Yani özünde her halk hareketinin hedefi kapitalist emperyalizmin yarattığı ortam ve şartları değiştirmeyi, bu ortam ve şartların devamını sağlamakla yükümlü iktidarları yıkmayı hedef alan hareketlerdir. Bu özde olan hareketlerin emperyalistler tarafından kundaklandığı gibi darkafalı teoriler , emperyalistlerin artık emperyalist olmaktan vazgeçtiği gibi dangalakça anlayışların bir sonucu olabilir.
Aşağıdan yukarı başlayan her hareketin ve ayaklanmanın sınıfsal bir karakteri , değişmesini istediği sorunları ve bu sorunlardan sorumlu tuttuğu sınıf , sınıfın temsilcileri ve (kimi yerde açıkca ve direk olarak, kimi yerde dolaylı bir şekilde , onların arkasındaki –emperyalizm- gibi dış güçler vardır.
Gerek Tunus ve gerekse Mısırdaki hareketler, emperyalizmin genel krizi sonucu ortaya çıkan dayanılmaz hayat şartlarını ve bu şartların devamını sağlamakla görevli emperyalist uşağı iktidarları hedef alan hareketler olarak doğmuştur. Emperyalistlerin ve burjuva liberallerin sahtekarlıkları ve korkularının bir ürünü olmanın dışında , hangi mantıkırki bu hareketlerin emperyalist istihbarat ajanları tarafından başlatıldığı ve yönlendirildiği gibi iddialar savunulabilsin? Emperyalistler kendi çıkarlarına karşı halk hareketleri kundaklıyorlar???
Bu tür iddialar, Fukuyamanın kapitalizmin artık dünyanın son ekonomik siyasi sistem olduğu ve her sorunun bu sistem içinde barışçıl olacak çözümlenebileceği kapitalist emperyalist, burjuva Liberal teori ye bile ters düşen , arkasında sinisi amaçlar olan iddialardır.
En basit entellektüel *Çıkar* değerlendirmesi olarak bile yaklaşsak, şu soruya verilecek cevap, konuya açıklık getirecektir--Barışçıl!! çözümlemeler vaaz eden, sadece SÖZLÜKLERden değil, rüyalardan bile silinmeye çalışılan HALK HAREKETİ- AYAKLANMA kavramlarının YENİDEN CANLANMASI ve bir UMUT olarak doğmasında emperyalistlerin ÇIKARLARI ne olabilir???
Sadece halkın gücüne inanmayan, aşağıdan yukarı devrimler yerine, yukardan aşağı reformları savunan , Bernsteinci , Fukuyamacı Burju Liberal , Kautskyci Troçkist bir kafa yapısına sahip olanlar , bu tür hareketlerin arkasında emperyalist istihbarat örgütleri olduğu , gerçeklerden uzak, darkafalı , bilimsellikten ve somut tahlillerden yoksun iddiayı savunabilirler.
Ülke özellerine gelirsek, dış ülkelerde olan halk ayaklanmalarının ve iktidarların yıkılmasının, iktidardakilerinin malına mülküne elkonulmasının, yargıya çıkartılmasının vb . diğer ülkelerdeki kukla iktidarlarda yarattığı korku ve endişeleri yumuşatma, halk kitlelerinde oluşan heyecan ve umutlanmayı bastırma çabasında en etkin propaganda , bu tür halk hareketlerinin emperyalistler tarafından kundaklandığı propogandaları olacaktır.
Yani bu tür dedikodu, yorum ve propogandaları yapanlar, kendi ülkelerindeki uşak iktidarların koruyuculuğunu yapma , halk içinde protesto ve ayaklanma cesaret ve isteklerini bastırma görevini üstlenmiş bilinçli ya da bilinçsiz , resmi ya da resmi olmayan, gönüllü ya da gönülsüz istihbarat ajanlarıdır.
Yani pratik sonuçta , bu halk hareketlerini başlatan ve yöneten ler değil, bu dedikoduları yayan ve propogandayı yapanlar (resmi ya da resmi olmayan) istihbarat ajanlarıdır.
Her devrimci ve demokratın sorumluluğu , olası halk hareketlerini ve bu özlemleri bastırmayı hedef alan bu türden propogandaları deşifre etmektir. Halka ve onun gücüne inancımız ve umudumuz bittiği anda Devrimciliiğimiz biter, işte orada Burjuva Liberalizm yerini alır.
Ocak 31, 2011
Hiç yorum yok