Burjuvazinin dehası; sosyalizme karşı bütün savaşını bir slogan da özetlemesi
Marx yazdığı "Alman İdeolojisi" makalesinde egemen fikirler den bahsederken " hakim sınıfın düşünceleri, bütün çağlarda, hakim olan düşüncelerdir, başka bir deyişle, toplumun egemen maddi gücü olan sınıf, aynı zamanda hakim olan zihinsel güçtür. Maddi üretim araçlarını elinde bulunduran sınıf, aynı zamanda, zihinsel üretimin araçlarını da ellerinde bulundurur, böylece, genel anlamda , üretim araçlarına sahip olmayanların düşünceleri de aynı zamanda bu egemen sınıfa bağımlıdır. " der.
Eğer Marx'ın bu teorisini ekolcü bir şekilde, onun geniş çaptaki içeriği ve bağlamından soyutlayarak ele alırsak, bu teoriyi güncel olan çevre ve teknoloji koşullarına uygulamazsak, günümüz iletişim araçlarının anında ve kolayca milyonlara ulaşabilen gücünü dikkate almazsak, emperyalist burjuvazinin devam eden sınıf mücadelesinde düşünce üretimi kuruluşlarını, vakıf ları ve profesyonel yazarları kullandığı ve mali olarak desteklediği gerçeğini göz ardı edersek .. bu teori ciddi hiçbir bir anlamı olmayan ezberlenmiş cümleler olmanın dışına çıkamıyacaktır.
Sınıf mücadelesi nin farkında ve bilincinde olan burjuvazi ellerinde olan zihinsel üretim araçları ile, kitleleri kendi çıkarlarına aykırı düşündürmek ve hareket ettirmek için , her zaman yeni araçlar ve ikna yöntemleri arayışı içinde olmuştur. Özellikle Amerika egemen sınıfı, elindeki geniş teknoloji ve beyin kaynaklar ile zihin ve davranış manipulatörlüğünde inanılmaz dehalar olmuşlardır. Sınıflara bölünmüş her hangi bir toplumda, ezen ve ezilen ülkeler olarak ayrılan bir dünyada, düşünce manipülasyonu ve manipüle edilen düşünce ile uyum halinde davranış yaratmak, kitleleri kontrol etmenin ve kendilerine karşı mücadelelerin bastırılmasının en önemli araçları olmuştur.
Manipulasyon araç ve yöntemleri farklı ve değişik olsada onun özü temel bilgilerin ve ideolojik eğilimlerin kontrol edilmesinde yatar. Zihin yönetimi sanayisi, araştırma grupları, yüklü bir şekilde finanse edilen vakıflar ve profesyonel yazarlar vs ile kendisi başlı başına bir sanayi haline gelmiştir.
Manipülasyon sadece mevcut “sahte gerçekler” e değil , sürekli tekrarlanan yeni “sahte gerçekler “ yaratılmasına dayanır. İnsanların davranışsal nedenleri onların kendi çevresinden, kendi inanç ve düşüncelerinden soyutlanamaz. çevreleri, düşünce ve inancı manipüle edildiğinde , onlar öyle hareket etmeleri gerektiğinden değil, onlardan “beklenilen hareketin ne olduğu” düşünce ve inancına gore hareket ederler.
Bütün iletişim ve zihinsel üretim araçları elinde/emrinde olan burjuvazi, Lenin'in ölümünden sonra Sovyetler Birliği ve Stalin hakkında binlerce “yanlış /sahte gerçekler” oluşturdu. Emperyalist burjuvazinin manipülasyon uygulamalarına beklenmedik ve ya (eğer Siyonistler ile Troçki ve troçkislerle ilişkisi araştırılırsa) beklenilen bir "bonus"la, Sovyetlere ve Staline (tamamen emperyalist ve faşistlerin saldırılarıyla uyum içinde olan) Troçkist saldırılar, bu, durmadan tekrarlanan “sahte gerçeklerin” inandırıcı olmasında büyük etkisi oldu.
Burjuvazi, zihin yönetimi ve manipülasyon dehası ile , Sovyetler ve Stalin hakkında yaratılan tüm ideoloji ve “sahte gerçekler”, "Stalinizm eşittir Hitlercilik" tek düşünce ve inanç ,uzerine konsantre edilmiş ve özetlenmiştir.. Böylece, , dahiane bir şekilde özetlenen "Stalinizm eşittir Hitler", sloganıyla , milyonlarca sahte, ideolojik makaleler, kitaplar, haberler, Marksizm, Leninizm, Sovyetler ve Stalin üzerine felsefi tartışmalar (kitleler gözünde) "gereksiz" hale getirildi ve bu yaklaşım da devrimci kitleler dahil, geniş kitlelerin kafasında kendi yolunu buldu.
Kitlelerin davranış ve hareketi manipüle edilmiş düşünce ve inancla uyum içerisinde olacağından aşağidaki yorumu haklı olarak yapabilriz. .
özetlenmiş, "Stalinizm eşittir Hitlercilik" karşı-devrimci teorisi ,kitleler tarafından kabul edildiğinde, burjuvazinin, kendisini Stalin le “bağdaştıran” her devrimci hareketi bastırmaya girişiminde, bu kitlelerin bu slogan içinde özetlen ideolojinin zihin yönetimi ve davranış manipülasyonu temelinden yola çıkarsak , feedback/ geri bildirim, amaçlanan/beklenen sonuç kaçınılmaz olarak şu olacaktır;
"" "Eğer , anti emperyalist ve devrimci, sosyalist ya da demokratik herhangi bir hareket, sonunda " Stalinizm " e dönüşebilecekse, o zaman bu hareketi , işkence, kitlesel cinayet, askeri cunta yani faşizm vb yoluyla bastırmak için olası her türlü önlemlerin alınması, ve uygulanması haklı kılınmış ve onaylanmış olur. "
Stalini gerçek bir Marksist Leninist, anti revizyonist bir lider olarak reddedecek, bir tane bile Marksist Leninist hareket olmadığı ve olamıyacağı gerçeğinden hareket edersek, "Stalin eşittir Hitler" sloganıyla hedeflenen düşman Marksist Leninist devrimciler ve böylece de “sosyalist ideoloji” ve “sosyalizmin ta kendisidir”.
Gerçek şu ki emperyalistler ve egemen sınıflar , emperyalizme ve kendi iktidarlarına yönelik her türlü devrimci girişime karşı uyguladıkları ve uygulayacakları , faşist baskı, hapis, işkence ve cinayetlerini haklı göstermek için anti-Stalinizmi kullanacaklardır. Bu nedenle Troçkizm emperyalistlerin elinde “kafa karışıklığı yaratmak”, kitlelerin zihinlerini ve davranışlarını “manipüle etmek” devrimci hareketleri dağıtmak, zayıflatmak ve bastırmak için “ideolojik bir araçtır.”
Bu gerçeği ciddiye almayan ve Troçkizmi Marksist Leninist bir hareket olarak gören her kes, bilinçli veya bilinçsiz bir şekilde” sahte gerçekleri “ ve “manipülasyonları” dogruluor, onaylıyor ve böylece burjuvazinin çıkarlarına hizmet ediyor olacaktır.
Mademki Burjuvazi bilinen, su götürmez “gerçekte”, Stalinizm ile Sosyalizmi eşit görüyor, “sahte gerçekte” Stalinizmle Hitlerizmi eşitliyor , o zaman her devrimcinin Stalini en asgari de sadık bir Marksist Leninist lider olarak savunması zorunluluktur. .
Erdoğan Ahmet
22 Nisan 2010
Eğer Marx'ın bu teorisini ekolcü bir şekilde, onun geniş çaptaki içeriği ve bağlamından soyutlayarak ele alırsak, bu teoriyi güncel olan çevre ve teknoloji koşullarına uygulamazsak, günümüz iletişim araçlarının anında ve kolayca milyonlara ulaşabilen gücünü dikkate almazsak, emperyalist burjuvazinin devam eden sınıf mücadelesinde düşünce üretimi kuruluşlarını, vakıf ları ve profesyonel yazarları kullandığı ve mali olarak desteklediği gerçeğini göz ardı edersek .. bu teori ciddi hiçbir bir anlamı olmayan ezberlenmiş cümleler olmanın dışına çıkamıyacaktır.
Sınıf mücadelesi nin farkında ve bilincinde olan burjuvazi ellerinde olan zihinsel üretim araçları ile, kitleleri kendi çıkarlarına aykırı düşündürmek ve hareket ettirmek için , her zaman yeni araçlar ve ikna yöntemleri arayışı içinde olmuştur. Özellikle Amerika egemen sınıfı, elindeki geniş teknoloji ve beyin kaynaklar ile zihin ve davranış manipulatörlüğünde inanılmaz dehalar olmuşlardır. Sınıflara bölünmüş her hangi bir toplumda, ezen ve ezilen ülkeler olarak ayrılan bir dünyada, düşünce manipülasyonu ve manipüle edilen düşünce ile uyum halinde davranış yaratmak, kitleleri kontrol etmenin ve kendilerine karşı mücadelelerin bastırılmasının en önemli araçları olmuştur.
Manipulasyon araç ve yöntemleri farklı ve değişik olsada onun özü temel bilgilerin ve ideolojik eğilimlerin kontrol edilmesinde yatar. Zihin yönetimi sanayisi, araştırma grupları, yüklü bir şekilde finanse edilen vakıflar ve profesyonel yazarlar vs ile kendisi başlı başına bir sanayi haline gelmiştir.
Manipülasyon sadece mevcut “sahte gerçekler” e değil , sürekli tekrarlanan yeni “sahte gerçekler “ yaratılmasına dayanır. İnsanların davranışsal nedenleri onların kendi çevresinden, kendi inanç ve düşüncelerinden soyutlanamaz. çevreleri, düşünce ve inancı manipüle edildiğinde , onlar öyle hareket etmeleri gerektiğinden değil, onlardan “beklenilen hareketin ne olduğu” düşünce ve inancına gore hareket ederler.
Bütün iletişim ve zihinsel üretim araçları elinde/emrinde olan burjuvazi, Lenin'in ölümünden sonra Sovyetler Birliği ve Stalin hakkında binlerce “yanlış /sahte gerçekler” oluşturdu. Emperyalist burjuvazinin manipülasyon uygulamalarına beklenmedik ve ya (eğer Siyonistler ile Troçki ve troçkislerle ilişkisi araştırılırsa) beklenilen bir "bonus"la, Sovyetlere ve Staline (tamamen emperyalist ve faşistlerin saldırılarıyla uyum içinde olan) Troçkist saldırılar, bu, durmadan tekrarlanan “sahte gerçeklerin” inandırıcı olmasında büyük etkisi oldu.
Burjuvazi, zihin yönetimi ve manipülasyon dehası ile , Sovyetler ve Stalin hakkında yaratılan tüm ideoloji ve “sahte gerçekler”, "Stalinizm eşittir Hitlercilik" tek düşünce ve inanç ,uzerine konsantre edilmiş ve özetlenmiştir.. Böylece, , dahiane bir şekilde özetlenen "Stalinizm eşittir Hitler", sloganıyla , milyonlarca sahte, ideolojik makaleler, kitaplar, haberler, Marksizm, Leninizm, Sovyetler ve Stalin üzerine felsefi tartışmalar (kitleler gözünde) "gereksiz" hale getirildi ve bu yaklaşım da devrimci kitleler dahil, geniş kitlelerin kafasında kendi yolunu buldu.
Kitlelerin davranış ve hareketi manipüle edilmiş düşünce ve inancla uyum içerisinde olacağından aşağidaki yorumu haklı olarak yapabilriz. .
özetlenmiş, "Stalinizm eşittir Hitlercilik" karşı-devrimci teorisi ,kitleler tarafından kabul edildiğinde, burjuvazinin, kendisini Stalin le “bağdaştıran” her devrimci hareketi bastırmaya girişiminde, bu kitlelerin bu slogan içinde özetlen ideolojinin zihin yönetimi ve davranış manipülasyonu temelinden yola çıkarsak , feedback/ geri bildirim, amaçlanan/beklenen sonuç kaçınılmaz olarak şu olacaktır;
"" "Eğer , anti emperyalist ve devrimci, sosyalist ya da demokratik herhangi bir hareket, sonunda " Stalinizm " e dönüşebilecekse, o zaman bu hareketi , işkence, kitlesel cinayet, askeri cunta yani faşizm vb yoluyla bastırmak için olası her türlü önlemlerin alınması, ve uygulanması haklı kılınmış ve onaylanmış olur. "
Stalini gerçek bir Marksist Leninist, anti revizyonist bir lider olarak reddedecek, bir tane bile Marksist Leninist hareket olmadığı ve olamıyacağı gerçeğinden hareket edersek, "Stalin eşittir Hitler" sloganıyla hedeflenen düşman Marksist Leninist devrimciler ve böylece de “sosyalist ideoloji” ve “sosyalizmin ta kendisidir”.
Gerçek şu ki emperyalistler ve egemen sınıflar , emperyalizme ve kendi iktidarlarına yönelik her türlü devrimci girişime karşı uyguladıkları ve uygulayacakları , faşist baskı, hapis, işkence ve cinayetlerini haklı göstermek için anti-Stalinizmi kullanacaklardır. Bu nedenle Troçkizm emperyalistlerin elinde “kafa karışıklığı yaratmak”, kitlelerin zihinlerini ve davranışlarını “manipüle etmek” devrimci hareketleri dağıtmak, zayıflatmak ve bastırmak için “ideolojik bir araçtır.”
Bu gerçeği ciddiye almayan ve Troçkizmi Marksist Leninist bir hareket olarak gören her kes, bilinçli veya bilinçsiz bir şekilde” sahte gerçekleri “ ve “manipülasyonları” dogruluor, onaylıyor ve böylece burjuvazinin çıkarlarına hizmet ediyor olacaktır.
Mademki Burjuvazi bilinen, su götürmez “gerçekte”, Stalinizm ile Sosyalizmi eşit görüyor, “sahte gerçekte” Stalinizmle Hitlerizmi eşitliyor , o zaman her devrimcinin Stalini en asgari de sadık bir Marksist Leninist lider olarak savunması zorunluluktur. .
Erdoğan Ahmet
22 Nisan 2010
Hiç yorum yok