Header Ads

Header ADS

ANAVATANIN SAVUNULMASI UZERINE-2

Günümüz Emperyalizmi ve Ana Vatanın Savunulmasının Güncelliği Üzerine

BURJUVA ULUSCULUGU VE HALK ULUSCULUGU

Anavatan herşeyden önce “politik, kültürel ve sosyal bir topluluktur” (Lenin).

Klasik anlamda ulusal, politik, kültürel ve sosyal “anavatan” olgusu burjuva demokratik devrimleri (feodalizmin yıkılması) ve devamında kolonicilere karşı verilen özgürlük savaşlarının sonucu olarak ortaya çıkmıştır. Gerek burjuva demokratik devrimlerinde, gerekse özgürlük savaşlarında önderliğin niteliği feodalizme ve sömürgeciliğe karşı olduğu için ilerici olması dışında ulusların oluşmasında savaşanlar, kanlarını dökenler, yani belirleyici olan kesim “halklar” olmuştur. Bu anlamda ulus olgusu, dönemine özgül ilerici niteliğe sahip olan Burjuva ya aıt oldugu kadar, Halklara ait bir kavramdır. Burjuvazinin tekelci dönemde ilerici niteliğini gericiliğe dönüştürmesi ile ulus olgusunu da kendi gerici ve emperyalist çıkarları doğrultusunda kullanması, ulus un olgu olarak reddedilmesini değil, ulus un halkların yarattığı ve sahip olduğu bir olgu olduğuna sahip çıkıp, onu burjuva içeriğinde ve anlamında reddedilmesini gerektirir.
Daha, Klasik burjuva uluslar , ulsularası emperyalist güçler olmadan önce, feodaliteyi yıkmada savaşa katılan sınıflar ve gruplar arasında, anavatan anlayışında ve anavatan la olan ilişkileri konusunda derin çelişkiler zaten vardı. Burjuvazi için anavatan işçi sınıfından köylüsüne, yer altı kaynaklarından yer üstü kaynaklarına kadar ULUS u sömürme hakkında birleşmişlerdi.

Lenin in sözleriyle " her dönem ULUSU içinde iki ulus vardır” ". Burjuva “ulus” ve onun “anavatanına” zıt olarak , emekci halkın “ulusu” ve anavatanı vardır. …Emekci halk için yurtseverlik konusunda burjuvanın kavramından çok farklıdır. Emekci halkın yurtseverlik kavramı… ulusun bütün kaynaklarının, tüm ulusun emekci halkının çıkarları doğrultusunda olması görüşü ve isteği ni içinde taşır

Emekci Devrimci yazar Cankar ın sözleriyle ; " Bizim Anavatanımız gelecek için mücadeledir; bu anavatan uğruna en yüce kanların ve en değerli yaşamların kurban edilmesine değer bir anavatandır. “Güzel Anavatanımız” şarkısı o zaman kulağa daha farklı gelecektir” Collected Works

Emekci halkın “ulusalcılığı” ile işbirlikci burjuvazinin “Ulusalcılığı” arasında ortak hiç bir yan yoktur. Günümüzde küresel emperyalizmin gerici “ulusalcılığı” , bütün diğer ulusların üstünde olarak sunulan, diğer ulusların tarihinin saptırıldığı, küçümsendiği ırkçı bir ulusalcılıktır. Byelinsky’ nin ta 1840’ lardaki sözleriyle " özel in genelden ortaya çıktığından, ANAVATAN SEVGİSİ İNSANA SEVGİDEN KAYNAKLANMALIDIR ‘’ Anavatan sevgisi insanlık düşüncesinin gelişmesi arzusunu içinde taşıması demektir’’……..” Selected Works


Engels in Alman Şairi Arnt’ la ilgili yazısında burjuva “ulusalcılığını” olumsuz yurtseverlik olarak sözlendirmiştir. Burjuvazi anavatan anlayışına, hakim sınıf olarak kendileri ve kendi çıkarları doğrultusunda, diğer ulus halklarından nefret etmeyi içinde taşıyan, bir mücadele olarak yaklaşırlar . Halkların anavatan anlayışı ulusun ve ulusun emekçilerinin çıkarları doğrultusunda, diğer halklarla barış içinde yaşayan, sömürüyü ve emperyalist işbirlikçiliği reddeden bir anlayıştır.

Günümüz küresel emperyalizmi ve enternasyonalist dayanışma konusunda Engelsin Kautsky e mektubundaki ,” Ulsularası işçi hareketi sadece “bağımsız uluslar arasında mümkündür” sözü ulus konusunun emperyalizme ve onların işbirlikcileri burjuvaziye bırakılamayacağı, ve halkların “ulus” anlayışının önemi konusunda bir fikir verebilir. Ayni şekilde Engelsin sözü , emperyalist işbirlikçilerinden arınmış, gerçek bir anavatanın kurulması anlamında günümüze özgül şartlarda önemini bir daha yenilemiştir.

Hızlı Marksistlerin, her zaman olduğu gibi ezberleyip sloganlaştırıp mutlaklaştırdıkları Marx ve Engelsin “işcilerin anavatanı yoktur” sözüne, Lenin, Inez Armanda mektubunda üzerine basarak söylediği “ manifestodan bu paragraf onların hemen devamında, aynı paragrafda vurguladıkları “Proletarya, herşeyden önce, siyasal gücü ele geçirmek, ulusun önder sınıfı durumuna gelmek, bizzat ulusu oluşturmak zorunda olduğuna göre, kendisi, bu ölçüde, ulusaldır, ama sözcüğün burjuva anlamında değil sözünden ayrılarak yaklaşılmaması gerekliliğini vurgular.

Leninin belirttiği gibi “enternasyonalizm anti-ulusalcılık demek değildir." Works. Zhdanov un meşhur sözlüyle de ” kendi halkını sevmeyen ve ona saygı duymayan enternasyonel olamaz”.

Kapitalizmin tekelci dönemde gerici niteliğe dönüşmesi , içinde bulundukları ülkelerden ayrı olarak gelişen , sadece soyut, kavram içinde bir gericilik değildir. Onların gerici niteliğe dönüşmesi gerçeğinden yola çıkarsak, içinde bulundukları ülkelerde hala “İlerici” olabileceklerini savunmak bilimsellikten uzaktır. İlericiliği salt “teknolojik” olarak açıklamak burjuvazinin açıklamasıdır, politik anlamda İlericilik yada gericilikte belirleyici olan üretim ilişkileridir.

Burjuvazinin emperyalist ülkelerde “ulusculuğu” tamamıyle ırkcı ve politik anlamda gerici niteliğe bürünmesi, onların diğer ülkelerdeki uzantılarının ve işbirlikçi burjuvazisinin kendi ulus halkının çıkarlarının tersine , emperyalistlerin çıkarları doğrultusunda tavır almaları ve “vatan hainliği” yapmaları , onların “sahte ulusculuğu”nun da maskesini düşürmüştür

Emperyalistler, klasik anlamda ulusal hiç bir özü olmayan, kendileri arasındaki pazar savaşımlarında “ulusculuğu” kullanarak “anavatanın savunması” çığlıkları ile , kendilerinin bu savaşta hiç bir çıkarı olmayan emekci halkları aldatmışlardır.

Leninin sözleriyle; “ gerçek bir ulusal savaşta “anavatanın savunması” sözleri aldatmaca değildir ve bizler hiçbir şekilde böyle bir savunmaya karşı değiliz” Works, III Edition, Vol. XIX

Bu anlamda emperyalizme karşı kurtuluş savaşlarını Lenin ilerici olarak nitelemiştir. “ Emperyalistlere karşı savaş gerçek bir ulusal savaştır” .Lenin: Works, III Edition

“Kuresel emperyalizmin gerici ideolojisi ulusal geleneklerin terkedilmesini, gelişen halkların bireylerinin aşağılanmasını , ulusal şeref ve gururun reddedilmesi vaadini verir. “” Günümüz emperyalizmi nin “küresellik” ideolojisi kendi ırkcı ulusalcılıklarının diğerlerini küçümsediği , dışladığı, aşağıladığı burjuva “ulusalcılığı”dır.
Her ulus kendi kültürü ile evrensel kültüre katkıda bulunur. Bu anlamda her düşünce, bilim ve sanat ın ilerici olmasında onların anavatanılarıyla olan bağlantısı ilericiliğin önşartıdır.

Klasik Marksizm Leninizm ulusal nıhilizmin/hiçciliğin emekcilere yabancı olduğunu onların anavatanlarına ve ulsularına, ulusal kültürlerine ilgisiz olamıyacaklarını ve olmamalarını öğretir. Tam tersine her ülkenin emekci kesimi o ülkenin ve insanlığın gelişiminde yarattığı bütün büyük ve önemli herşeyin mirascısıdır.” (Bellicose Militarism and Anti- Militaristic Tactics of the Social-Democrats), Lenin:"işçi sınıfı kendsini mücadelenin politik, sosyal ve kültürel şartlarına sakin ve ilgisiz kalamaz, ve bunedenle ülkesinin kaderine de ilgisiz kalamaz” . Bu anlamda Anavatan emperyalist işbirlikcilerinin değil emekci halkın anavatanıdır. Ve küresel emperyalizme karşı mücadele kitlelerde ulusal bilinci uyandırmaya ve onların emperyalist işbirlikcilerine karşı direnişe geçmeleriyle güçlenecektir. Ancak küresel emperyalizme karşı bu mücadele gerekli tedbirler alınmazsa burjuva ulusalcılığına dönüşerek emperyalist işbirlikcilerin çıkarları doğrultusunda gelişebilir.

Bu anlamda küresel emperyalizme karşı mücadele herşeyden once işbirlikci burjuvazinin kitleler üzerindeki burjuva ulusalcılığı anlayışının etkisini yıkmayı hedeflemelidir. Bu anlamda mücadelenin “sınıfsal” bir karakterinin olması gerekir. Eğer bu temelde olmazsa ulusal anlayışın burjuva işbirlikci “ulusalcılık” sahtekarlığına dönüşmesi kaçınılmaz olacaktır.

Küresel emperyalist ideoloji emperyalistlerin sömürülerine , dünya hakimiyeti pratiklerine ve onların işbirlikcilerinin ihanetlerine kılıf geçirme ideolojisidir. Marx ın sözleriyle " burjuva ulusalcılığı ...mali, ticari ve sanayi olarak global bir karakter alarak tamamıyle bir sahtekarlığa dönüşmüştür” Marx-Engels Archive, Vol. III

Küresel emperyalizmin ve tekellerin birer uzantıları ve üyeleri haline gelen Ulusların hakim sınıfları ulusal bağımsızlıklarını Globalizm, “Dünya vatandaşlığı”, ve sözde “Medeniyet” adına emperyalist patronlarına peşkeş çekmekteler. "Küresel hakimiyet, kısaca, emperyalist politikaların muhafazası , emperyalist savaşların devamıdır” . Lenin Works

Avrupa Birliğini konusunda günümüze örnek olan Zhdanov un " Avrupanın köleleştirilmesi planlarının yandaşı olan ideolojik kampanyalar , ulusal bağımsızlık prensiplerine saldırılardır, ulusların özgürlük haklarını reddetme çağrısıdır, ve ona karşı olarak “evrensel Hükümet” fikrini oluşturmaktır. “” sözleri, günümüzün “Tek Dünya, Tek Hükümet” küresel emperyalist ideolojik plan ve amaçlarını net bir şekilde belirtmektedir.

Dünya Halklarının yurtseverliği emekcilerin ulusal bağımsızlık ve özgürlük mücadelerlerinin güçlü bir duygusal silahıdır. Emperyalistlerin kitlelerin Yurtseverliğine karşı saldırıları temelde emekcilerin ideolojik olarak emperyalizme karşı silahsızlandırılmasını hedeflemektedir. Küresellik anlayışı işbirlikcilerin ulusal ihanetlerine ideolojik kılıf geçirmelerinden başka bir şey değildir.

AB yada " Tek dünya hükümeti fikriyle uyuşum gösteren burjuva aydınları” diyor. Zhdanov, “ halkların ideolojik olarak silahsızlandırılmasını sağlamak için kullanılan bir araçtır.” Bu anlamda burjuva ulusalcılığının maskesini düşürmede Emperyalist işbirlikcilerinin “öncelik anlayışları” konusunda Lenin: ‘’.Emperyalist ülkelerin birliği , birlik, doğal ve kaçınılmaz olarak, sermayenin savunması içindir, Ana vatan bilmeyen,. sermaye bütün ülkelerin kapitalistlerinin ittifakını muhafaza etmeyi , işçi sınıfına karşı anavatanın çıkarlarının, halkın çıkarlarının ve herşeyin daha üstünde tutar.”” diyerek Burjuva Ulusalcılığı çığırtkanlığı yapan işbirlikcilerin asıl hedeflediklerinin emperyalistlerin birliğini muhafaza etmek olduğunu ve bu uğruda ne anavatan nede o vatanın halkını tanımayacağını vurgular.

“”Burjuva kozmopolitanizm başından sonuna emperyalist burjuvazinin tamamıyle gerici ideolojisidir.Bu nedenle burjuva kozmopolitanizme karşı mücadele, emperyalizme, onun çürümüş ideolojisine karşı mücadelenin ayrılmaz ve enönemli parçalarından birisidir. “”Chernov

Sonuç olarak , burjuva `Ulsualcılığı` savunuyor diye, subjektif bir tepkiyle, Ulusal Nihilizm e sarılmak, “ulusu” reddetmek tamda emperyalistlerin planladıkları ve arzuladıkları tuzağa düşmektir. Üzerimize düşen görev Burjuva Ulusalcılığı ile emekci halkın Ulusalcılığı arasındaki keskin farkı kitlelere göstermek, bu “ulusalcılığın “ işbirlikci burjuvazinin çıkarları yönünde gelişmesini, yani “burjuva ulusalcıılığına” dönüşmesini engellemek, kitleleri küresel emperyalizmin saldırılarına karşı anavatanın savunulması ve sosyal demokrasinin gerçekleşmesi çıkarları doğrultusunda antiemperyalist bir halk cephesi icinde örgütlemektir.

Erdogan Ahmet
6 kasım 2006

Yukardaki yazı çoğunlukla Marx Engels, Lenin, Zhdanov, Stalin, Chernov vb Marxistlerden konu üzerine aldığım notlara dayalıdır ve yazının çoğunluğunu bu notlar oluşturuyor. Notları tercüme edip bir bütün haline getirirken olan karışıklıktan yazı içinde notlardan bazılarında yazara “kredit” vermemiş olmam büyük olasılık. Bu anlamda yazı daha cok gunumuz somut sartlarına göre notlardan bir ” Derleme” niteliğini taşıyor.

Hiç yorum yok

Blogger tarafından desteklenmektedir.