ANAVATANIN SAVUNULMASI ÜZERİNE-1
1- “Ana Vatanın Savunulması” teorisine genel bir bakış
2- Günümüz Emperyalizmi ve Ana Vatanın Savunulmasının Güncelliği Üzerine
2- Günümüz Emperyalizmi ve Ana Vatanın Savunulmasının Güncelliği Üzerine
"""" Ulusların kaderlerini tayin hakkı dahil, demokrasinin çeşitli istemleri mutlak şeyler değildir, bunlar, dünya demokratik hareketinin (bugün sosyalist hareketinin) tümünün bir parçasıdır. Bazı somut durumlarda, parçanın, bütün ile çelişkiye düşmesi olasılığı vardır; o zaman parça atılır. Bir ülkedeki cumhuriyetçi hareket bir başka ülkenin entrikalarının aleti olabilir ve bu işe kilise, mali çevreler ya da kralcılar katılabilir; biz o zaman, bu somut hareketi desteklememekle görevliyiz, ama bu bahane ile uluslararası sosyal-demokrasinin programından cumhuriyet sloganını silmek gülünç olur."Lenin, MARKSİZM Mİ, PRUDONCULUK MU?
1- “Ana Vatanın Savunulması” teorisine genel bir bakış
Sayfasını hemen hepsini değerli bulduğum Marksist yazılarla donatan bir “arkadaş!”ın benim özellikle “yurtseverlik”, “ana vatanın savunulması”, “antı-emperyalist cephe” vb yazılarım ışığında bana gönderdiği eleştiri nedeniyle, Marksist “ana vatanın savunulması” teorisine açıklık getirmenin zorunluluğu ve acilliği bir defa daha kanıtlanmış oldu.
Herşeyden önce , Marksizmi okumak ve anlamak yerine “kalıplaşmış sloganlar” olarak ezberlemek ve her özgül şartlara teorileri bu sloganlar temelinde uygulamaya kalklmak, sadece emekçi halka ve onların sosyal demokrasi mücadelesine değil, onların ana vatanlarına da ihanet etmekle, yani emperyalizme hizmet etmekle sonuçlanır.
""....yoldaşların istedikleri, ama hiç de uygulamadıkları "somut" tahlil, bize, Marx"ın ayrı somut "ulusal" hareketler karşısındaki farklı tutumunun bir tek ve aynı sosyalist kavramdan doğup doğmadığını araştırma görevini yüklemektedir."" Lenin, MARKSİZM Mİ, PRUDONCULUK MU?
Ustaların sözleri ve değerlendirmeleri en basit temel olarak;
1-İçinde bulunduğu tarihi döneme ; feodal, kapitalist, emperyalist, sosyalist
2-Hangi tip ülkelerden bahsedildiğine; Emperyalist, Sosyalist, Sömürge vb
3-Hangi tip ülkeler arasındaki ilişkilerden, yada savaşlardan bahsedildiğine; emperyalist ülkelerle-emperyalist ülkeler arasımı, emperyalist ülkelerle-sömürge ülkeler arasındamı vb
farklılıklarına bağımlı olarak ele alınmalı, ve günümüze özgül ilişkilere ve koşullara uygun olarak uygulama yolu seçilmelidir. .
“Arkadaşın” iki sayfalık eleştirisinden küfürleri çıkardıktan sonra geri kalan kısmı;
“ ….Yurtseverlik… anti-emperyalist HALK cephesi gibi …görüşler……. revizyonizmden bile uzak .. Anti-Marksist….şövenist….faşist .. burjuva.. görüşleriniz……..gerektiğinde emperyalist bir savaşta “Ana Vatanın savunulması” tezinizde bir defa daha Marksizme ve Türkiye işçi sınıfına hainliğinizi sergilemiştir…..Marksizmi savunmayı Marksistlere bırakın .. burjuva hainliğinize başka türlü devam edin….”
Eğer arkadaş sitesindeki yazılardan yada bağlantılardan sadece birisini okusaydı, yada okuduysa, ezberleme yerine anlamaya çalışsaydı,böylesine ağır suçlama getirmenin ne düşünceye nede mücadeleye yararı olmayacağınıö tam tersine zararı dokunacağını görebilirdi. Leninin bir savasa özgül olarak "anavatanin savunulmasından sözetmek, halkı aldatmaktır" demesine bakarak, Ana vatanın savunulmasını “Anti-Marksistlik ve HAİNLİK olarak gören arkadaş, Lenin in bu konuya başka bir yazısında açıklık getirdiğinden haberdar olabilir, ve aslında, genelde “görüşleri” ve özelde “bu görüşü” her savaşta alınacak bir tavır olarak SLOGAN haline getirmenin bir HAİNLİK olduğunu vurguladığını görebilirdi.
Okuyalım Lenin bu konuda ne demiş başka bir yazısında;
````Partimizin 1915 martında Bern Konferansında, "anavatanin savunulması sloganı hakkında" kabul ettiği karar şu sözlerle başlar: "Şimdiki savaş özünde ..." (sayfa 31)
Kararın şimdiki savaşla ilgili olduğu bundan daha açik söylenemezdi. "Özünde" sözcüğü de, görünenle gerçeği, görünüşle özü, sözle eylemi birbirinden ayırma gereğini belirler. Bu savaşta anavatanin savunulmasına ilişkin bütün sözlerin amacı, sömürgelerin bölüşülmesi, yabancı toprakların yağmalanması, vb. için girişilen 1914-1916 emperyalist savaşını, yalancılık ederek, ulusal savaş gibi göstermektir..````
Bundan daha açık ve net bir cevap olabilirmi bu yaklaşımın o zamana, şarta ve savasan ulkelerin niteligine özgü olduğunu söyleyen. ?
Devam edelim;
“”Şimdiki emperyalist savaş, emperyalist çağın genel koşullarından doğuyor; bir raslantı sonucu, bir istisna, genel ve tipik olandan bir sapma değildir. Bu nedenle, anavatanin savunulmasından sözetmek, halkı aldatmaktır. Çünkü bu savaş ulusal bir savaş değildir. Gerçekten ulusal olan bir savaşta "ana vatanin savunulması" sözü aldatmaca değildir; biz de böyle bir savaşa karşı değiliz……..
Yani bahsedilen savaş emperyalistler arası bir savaştır, ve bahsedilen "aldatma" emperyalist ülke(ler)in işçi sınıfı içindir.
“” Lenin'le Zinovyev'in Sosyalizm ve Savaş adlı broşüründe parti kararları, herkesin anlayacağı bir dille açıklanmiş ya da yorumlanmıştır. Broşür, 5. sayfasında, "sosyalistlerin, “ana vatanin savunulması' için verilen savaşları ya da 'savunma' savaşlarını", yalnız "yabancı baskısını yok etme" anlamında, "haklı, ilerici ve adil gördüklerini" açıkça belirtir. Broşür, Rusya'ya karşı İran "vb." örneğini anar ve şöyle der: "Bu savaşlar, ilk saldıran kim olursa olsun, haklı, savunma savaşlarıdır; herhangi bir sosyalist, ezen, köleci ve yağmacı "Büyük" Devletler karşısında ezilen, eşit görülmeyen ve bağımlı devletlere zafer diler."
Lenin “herkesin anlıyacağı bir dilde açıklanmış “ diyor , ama ezberleme ile anlama arasındaki fark nedeniyle arkadaş anlayamayanların arasında kalmış.
Emperyalistlerle ezilen ülkeler arasındaki savaşın, ezilen ülkeler açısından “savunma” savaşları olduğunu, ( Devlet in Marksist anlamda ne olduğunu Leninin bilmediğini iddia etmiyorsa arkadaş) “bağımlı devletler” in (hakim sınıflarının ne sarıklı, ne askeri elbiseli, ne cüppeli nede kravatlı olup olmadığına bakmaksızın) emperyalizme karşı zaferini dilemesi gerektiğini vurguluyor. Yani bağımlı ülkelerin işçi sınıfına “Ana Vatanını” savunma, emperyalistler gelsin işgal etsin, halk sefalet içinde kalsın, kapitalizmden nefret etsin, ve devrimin şartlarını yaratsın..gibi pasifist, evrimci, Troçkist bir görüş öne sürmüyor.
Gelelim “hain”liğe, Lenin ne diyor ayni konuda;
“”Kievski, Ana Vatanin savunulması sloganının "haince" olduğunu söylüyor. Kendisine senet veririz ki, anlamını kavramaksızın, üzerinde düşünmeksizin bir sloganı papağan gibi yineleyen kişiler için, anlamını tahlil etmeksizin ezberleyen kişiler için her slogan "haince"dir ve her zaman öyle olacaktır”””
Leninin bu “ Hainlik” açıklaması ışığında ,ve Lenine göre, günümüz koşullarında , emperyalist bir saldırıda “Ana Vatanın Savunulmasının” gerekliliğini savunan BENMİ HAİNİM yoksa “”bir sloganı papağan gibi yineleyen”” bireylermi HAİN? Bana göre, onlarda "Hain "değil, sadece "Hızlı SOLCU", "Hızlı Marksist" olma komplexi, takımcılık ve sekterliğin doğurduğu "rekabetci" tavır ve acilcilik nedeniyle, okuyup anlama yerine, çabucak ezberleme pratiğinin kurbanları. Günümüzde "Sol" um diyenin hedefi "sol" değil, işbirlikciler ve aşırı sağ olması gerekir. Çünki asıl "hainler " onlardır.
Bu “hainlik” konusunu, başta Marksist yazıları “değerlendirme” konusunda vurguladığım öğelere örnek olarak gene Leninin sözleri ile burda noktalayalım
“…………oysa darkafalının düzeyine inerek kendini alçaltmayan marksizm, belli bir savaşın ilerici sayılıp sayılmayacağını, demokrasinin gerekleriyle proletaryanın çıkarlarına hizmet edip etmediğini ve bu anlamda haklı, meşru, vb. olup olmadığını belirlemek amacıyla, her savaşın tarihsel bir tahlilden geçirilmesini gerektirir.”” Lenin
“””Her duruma uyan bir reçete, ya da .. genel kural bulmaya kalkışmak saçmadır. Her özel durumda doğru yolu bulabilmek için kafayı işletmek gerekir.””” Lenin
“”……….her tarihi duruma özel somut karakterleri olan sınıfsal ilişkiler analizi yapmamızı gerektirir”. Lenin
Günümüz emperyalizminin sömürülerini devam ettirme, halkları köleleştirme pratiklerinde ta kolonicilik döneminin direk "işgal " taktiğini seçmeleri, kendi ülkelerinin sınırlarını korurken ezilen ülklerin sınırlarını ortadan kaldırmayı hedeflemeleri, kendi ülkelerinde "anavatanın savunması" yaygaraları yaparken ezilen ülkelerde artık bunun "çağ dışı" bir düşünce olduğunu ezilen ülkelerdeki işbirlikci hükümetlere kadar benimsettirmeleri, ve bunu bir "politika" haline getirmeleri, "ANA VATANIN SAVUNMASINI" ve bu anlamdada ANTI-EMPERYALİST HALK CEPHESİnin oluşmasını acil bir sorun haline getirmiştir.
Erdoğan Ahmet
2 Kasım 2006
Hiç yorum yok