Header Ads

Header ADS

İşkencenin Yasallaşması ve İşkenceye Çağrı

Neo-Konlar en sonunda İşkence yapmayı yasallaştırarak yılardır yüzlerindeki “insan hakları” şampiyonluğu maskesini indirdiler.

Bu yasallaştırmanın önemi ne?

Şüphesizki Marksist “devlet” kavramının bilincinde olanlar için bu “yasallaştırma” ABD nin politik sisteminin siyonist-evangelist emperyalist odak tarafından hızla, ama “biçimsel” olarak bir değişiklik içinde olduğunun bir başka göstergesidir.

ABD gibi sanayi devrimini, yada başka bir deyimle Burjuva Demokratik Devrimini tamamlamış ülkelerde devrim sonucu oluşan Demokratik hak ve özgürlüklerin, ve kısa zamanda geniş bir orta sınıfın oluşması, ve bu orta sınıfın diğer ülkerin yer altı ve yer üstü kaynaklarının ve halklarının emeğinin sömürülmesiyle günümüze kadar sistemle uyum içinde olmasının sağlanması, geri bırakılmış ülkelerde olduğu gibi politik sistemlerde kolayca biçimsel değişiklikler olmasını engellemiştir.

Sınırlıda olsa, demokratik hak ve özgürlükleri yaşayan ve benimseyen bu gibi ülkelerde halkın elinden bu hak ve özgürlükleri askeri darbe gibi ani bir değişimle ellerinden almak çelişkileri uzlaşmaz hale getireceğinden, tarihtede gördüğümüz gibi, hakim gruplar bu tür değişimden her zaman kaçınmıştır. Bu tür ülkelerde demokratik hak ve özgürlüklerin kısıtlanması sadece halkın (manıpule edilmiş) kendi istek ve arzusuyla olmuştur. Halk ortada bu hak ve özgürlüklerinden vazgeçecek bir ortam yada neden olmadığı sürece buna müsaade etmeyecektir. O zaman “Devlete” düşen görev bu ortamı, şartları ve nedenleri yaratmak olacaktır ve tarih boyu da böyle olmuştur. 11 Eylül olayı, provokasyonlar, her gün Terrörizm, “görevimiz sizi korumak” ve “güvenlik” yaygaraları bu ortamın, şartların ve “neden” in birer parçalarıdır. Ve bu provokasyon, propaganda ve yaygaralar sonucu yaratılan ortam sonucu, halk demokratik hak ve özgürlüklerinin yavaş yavaş kısıtlanarak ellerinden alınması karşısında gönüllü, yarı gönüllü, yada az tepkili olmuştur. Bu anlamda “işkencenin yasallaşması” sürdürülen politikanın başarılarılı yönde gittiğinin günümüzde en sonuncu örneğidir.

Bu demek değildirki ABD eskiden işkenceye karşıydı, şimdiki şartlarda bunu uygun buldu. Yada politik system bir günde faşistleşme yönünde hızla yol aldı. Bir ülkenin iç politikası dış politikasının , dış politikası iç politikasının bir yansımasıdır. ABD nin tarihine bakarsak, konumuz işkence ile ilgili olarak, onun ikinci dünya savaşından sonra gerek iç ve gerek dış politikasında işkenceyi değişik biçimlerde politikasının ayrılmaz bir parçası haline getirdiğini görebiliriz. En son belgelenen ve gün ışığına çıkan Afganistan, Irak ve işkence için kullanılan Ürdün, Mısır, Pakistan , Quantanamo vb de uygulanan işkencelerden, gerilere doğru gidip bakarsak bu gerçeği görebiliriz.

Önce “Komünizmle Savaş”, Sonra “Uyuşturucuyla Savaş”, sonra “terrörizmle savaş” kılıfları altında uygulanan emperyalist yayılmacılık ve kontrölde, işkence her zaman katliamların ya bir öncesi yada yandaşı olmuştur.

Son 50 senelik insanlık tarihinde uygulanan işkenceler ve katliamların büyük çoğunluğunun CIA nin ve onun, dünyanın gelişmesi engellenmiş hemen her ülkesinde oluşturduğu ve eğittiği işkenceci ve katliamcı gizli örgütler tarafından yapıldığı artık gizlenmiyecek kadar gün ışığına çıkmıştır.

Özellikle 1953 le 1994 arasındaki işkence ve katliamların CIA ve onun örgütleyip eğittiği bu gizli örgütler tarafından yapıldığı konusunda eski CIA üyeleri nin itirafları dahil, binlerce belgeler ortaya çıkmıştır. Bu örgütleme , eğitim ve pratikte Gunther Wagner gibi eski nazi subaylarının, Vietnamdan Nicaraguaya kadar hemen her işkence ve katliamlara önderlik etmiş olması siyonist-evangelist emperyalizmin faşist özüne güzel örnek olabilir.

Örneklere kısaca bakalım;

1956-95 Küba 1956 da CIA , Devrime kadar İşkence ve katlliamlarının sorumluluğunu taşıyan Komünist Hareketleri Bastırma Bürosunu kurmuş, eğitmiş ve finance etmiştir.

1961-84 El Salvador; Kennedy döneminde gönderilen 10 CIA ajanları tarafından Elsalvadorda kurulan ve CIA nin lider olarak seçtiği Jose madranonun önderliğindeki Orden örgütü (Organizacion Democratica Nacionalist) devamındaki 15 sene içerisinde binlerce köylünün ve Solcunun işkence ve katledilmesinden sorumludurlar..

1962-64 Breziya; ABD Solculara karşı hücre örgütler kurma ve eğitme amacıyla sadece
1963 de 182,444 kitap , broşür ve gazette yazıları yayınlamış, seçme “ liderleri” ABD ye eğitime getirmiş ve emekli askerlere gene o yıl içinde 300,000 dolara yakın para harcamıştır.
Black, J.K. United States Penetration of Brazil,
1962 Ekvator; Sosyal Hristiyan partisi ile CIA her biri 5 kişiden oluşan 5 tugay oluşturur.
Agee, P. Inside the Company: CIA Diary
1963 Ekvator; CIA “ lynx Listesi” diye adlandırdığı 500 e yakın Solcu listesini oluşturur. Bu tür listelerin oluşması için “Tugay” ları finanse eder.
Agee, White Paper Whitewash
1965 Brazilya;CIA nin yardımı ile polis lerden oluşturulan “ Ölüm tugayları” İlerici hareketleri bastırmak için Brezilya İstihbaratıyla beraber çalışmaya başlamış. İşkence ve katliamların yoğun olduğu bu dönemde , CIA nın yardımı ve koordınasyonu ile Brezilya ve Uruguay Ölüm Tugayları gerek istihbarat ve gerekse eğitim olarak yakın ilişkilere sokulmuşlar. The CIA A Forgotten History,

1965 Dominican Republic; CIA La Banda adlı Polislerden oluşan Ölüm Tugaylarının oluşturulmasına öncü ve destek oldu. CIA nin hazırladığı 55 kişilik sözde hükümeti devirmeyi planlıyan Komünistlerin listesi La banda ya aktarıldı. Crozier, Free Agent .Lernoux, P. Cry of the People

1966-68 Bolivyada 3,000 le 8,000 arasında işkence ve katledilen insanların CIA destekli Ölüm Tugayları tatafından yapıldığı Uluslarası Af örgütü tarafından bildirilmiştir.

1970 Kamboçya; CIA nin yönlendirme ve yardımı ile Kamboçyada kitle katliamları işlenmiştir. The Phoenix Program

1970-73 Çili; CIA askeri diktatörlük için gerekli olan tutuklanacak ! sivillerin, korunacakların listesini hazırlar. Corn, D. CIA's Crusades , CIA tarafından yaratılan ve finance edilen sendikalar Allendenin yıkılması için greve gider. Askeri Junta sonucunda tutuklanacak! Isimler listesindeki çoğu işkencelerde, sokaklarda katledilir. Blum, W. The CIA A Forgotten History. Hazırlanan listedeki 20,000 kişi öldürülür, 3,000 hapse atılır.
Sandford, R.R. The Murder of Allende
1975 Bolivya; CIA nin yardımı ve provokasyonları ile ilerici papazlar ve rahibeler tutuklanmış , öldürülmüş ve ülke dışına ihraç edilmiştir. The Nation, 5/22/1976, Blum, W. The CIA A Forgotten History

1975-76 Doğu Timur; Bu dönem içinde oluşan Soykırımlarda CIA nin rolü benzer olaylara bir başka örnektir. Karter ve Ford yönetimi bu dönemde öldürülen her iki Endonezyalıdan birinin ölümünün sorumluluğunu taşımaktadır

1979-87 arasında Elsalvadorda 40-50,000 arası insan bu “Ölüm Tugayları” tarafından katledilmiştir. Chomsky, N, The Culture of Terrorism

1980-89 El Salvador; Televizyonda CIA nin verdiği listenin okunmasından sonra bir kaç gün içinde, listede yer alan öğretmenler, sendikacılar, politikacıların işkence edilmiş cesetleri bulunur.

1980-89 Honduras; Ortaya çıkan belge ve şahitler CIA nin bu dönemde binlerce insana işkence ve katliam uygulayan Honduras Askeriyesi ile birlikte çalıştığını gün ışığına çıkarttı.
Israil de (CIA ile birlikte) Honduras “ölüm Tugaylarını” eğitti.
Cockburn, A. and Cockburn, L. Dangerous Liaison
1981-87 Reagan Hükümeti döneminde Guatemalada ölü sayısı 100,000 e ulaşmıştır.
Chomsky, N, The Culture of Terrorism
1982-84. Admiral Bobby Inman, CIA nin Orta Amerika ve Orta Doğuda operasyonlarda kullanılmak üzere “katiller” kiraladığından şikayet eder ve istifasını verir

1988, Angolada,uluslarası insan hakları komisyonunun raporuna göre ABD destekli UNITA mahkümların işkenceye çekilmelerinden ve ABD ye karşı olan lider ve aydınların öldürülmesinden sorumlular.
Washington Post, 3/14/1989
1991 Bolivya; kendilerine ”Kara El” diyen Ölüm Tugayları gurubu tarafından 24 kişi bir günde katledilmmiştir

1993-94 Kolombia; Uyuşturucuya karşı mücadele adı altında Sol ve ilericilere karşı açılan gizli savaşta 20,000 in üstünde Kolobiyalı öldürüldü. Bunun % 2 si uyuşturucu olayları ile ilgili olurken çoğunluğu Politik nedenlerle olmuştur..

Görüldüğü gibi yazılan senaryolara uygun olarak bilmemneye “savaş” adı altında uygulanan politikanın asıl amacı emperyalist yayılmacılık, kontrol, aynı zamandada, Özgürlük, Demokrasi ve anti-emperyalist mücadeleleri bastırmak olmuştur. Günümüz “terörizme karşı savaş” yaygarası altında yatan da bundan farklı bir amacı hedeflememektedir .

Ağzından “demokrasi” yi düşürmeyen siyonist-evangelist emperyalistlerin “demokrasi” anlayışının onların istek ve arzularına boyun eğdiğin sürece ister askeri, ister molla, ister silahlar altında seçilmiş, ister krallık,,, olan her türlü sistem olduğunu geçmişte ve günümüzde örneklerle görüyür ve yaşıyoruz.

Ağzından “laiklik” yaygarasını düşürmeyen siyonist-evangelist emperyalistlerin , çıkarları doğrultusunda olduğu sürece, laiklikle uzaktan yakından ilgisi olmayan, herşeyden once adının laiklikle çelişkili olduğu “Yahudi Devleti” dahil, Saudi Arabistan, Ürdün, Küveyt, UAE gibi bir sürü “İslami Devlet” lerle, Fettullah vb gibi İslami fanatic örgütlerlerle yakın ilişkisi ve desteğini geçmişte ve günümüzde örneklerle görüyür ve yaşıyoruz.

Ağzından “insan hakları” yaygarasını düşürmeyen siyonist-evangelist-emperyalistlerin Afganistan, Irak ve Quantanamoda resimlerle belgelenen işkencelerini gördük ve şimdide bu işkenceleri “haklı çıkaran” , “ onaylayan”, devamlılığını ve yaygınlığını savunan ve sağlayacak olan “yasallaşmış “ halini yaşama dönemi içinde göreceğiz.

Her şey göründüğü gibi değildir, yada görünüş aldatabilir derler. Bu anlamda bir politik sistemin başındaki hükümetin “biçimsel” görünüşü , yani ne giydiği kıyafet, nede sözde savunduğu politikası, o ülkenin “politik sisteminin” özünü belirlemek için bir kıstas olamaz.

Günümüzde odaklaşan siyonist-evangelist emperyalizmin ne demokrasiye, ne insan haklarına, nede , “milli sermaye” dahil , “milli “ olan hiç bir şeye tahammülü olmadığı gibi , insanları şu veya bu şekilde, onlara karşı birliğe iten hiç bir düşünceye de tahammülü kalmamıştır. Geniş halk kitleleri açısından İşkencenin yasallaştırılmasının önemi, bu emperyalist tahammülsüzlüğün artık yüzlerindeki "insanlık" maskelerini bile düşürme derecesine ulaştığını görme ve gösterme fırsatını yaratmış olmasıdır.

Ülkelerin Devletlerini ve kurumlarını emperyalist şirketlerin paravan kurumlarina, Ordularını kendi ordularının bir uzantısı haline, önderlerinide “vatansız”, “milli “ kişiligi ve niteliği olmayan , uluslarası paravan kuruluşların sadık üyeleri haline dönüstürdüğü, böylece devletler üstü tek bir “devlet” , muhalefetin silahsızlandırılmış olduğu , kendilerinin kontrolü altında tek bir ordunun olduğu, faşist sistemi oluşturmaya çalışan emperyalistlerin oyunlarını bozacak tek güç halklar olabilir.

Yakın tarihimizinde gösterdiği gibi emperyalistlerin hiç bir ülkeyi, yada ülkeleri içten bölmeden, onları birbirlerine düşürmeden nihai amaçlarına ulaşmaları büyük ölçüde imkansız. Bu gerçekten yola çıkarak Türkiye özelinde yapılması gereken, halk içinde var olan , yada yaratılmak istenen suni, yada uzlaşmaz olmayan çelişkiler üzerinde değilde, var olan ve yaratılması gereken ORTAK noktalar üzerinde yoğunlaşıp, anti-emperyalist bir cephenin yaratılıp güçlendirilmesidir.

Erdoğan Ahmet
30 Eylül 2006

1 yorum:

  1. AnonymousEkim 21, 2006

    BBC Dünya Servisi'nin yaptırdığı bir kamuoyu araştırması 25 ülkede ankete katılanların yüzde 29'u, devletlerin belli koşullarda işkence yapmasını destekledi.

    25 ülkeden 27 bin kişi katıldığı araştırmada işkenceye en fazla destek İsrail, ABD ve Hindistan'dan geldi. İsrail'de araştırmaya katılanların yüzde 43'ü, ABD'de yüzde 36'sı, Hindistan'daysa yüzde 32'si 'masum kişileri kurtaracak istihbaratı sağlayacaksa bir ölçüde işkenceye başvurulmasından yana.'

    Türkiye'deyse ankete katılanların yüzde 24'ü işkenceyi desteklerken yüzde 62'si ise işkenceye karşı çıkıyor.

    İşkenceye en büyük muhalefetse Batı Avrupa, Avustralya ve Kanada'dan geldi.

    Araştırmaya katılan 27 bin kişinin yüzde 59'u masum insanları saldırıdan korumak için bilgi edinme amacıyla bile olsa işkenceyi onaylamıyor.

    Kaynak: BBC Türkçe

    YanıtlaSil

Blogger tarafından desteklenmektedir.