TURKIYEDEN CHP LI BIR NEO-KON ADAYI ??

“”””Içinde bulunduğumuz dönemde özellikle geri bırakılmış devletlerinin kontrolunun inanılmaz bir hızla uluslarası şirketlere transfer edildiğine şahit oluyoruz. Ülkelerin Devletleri ve kurumları bu uluslarasıi şirketlerin paravan kurumlarina, önderleride “vatansız”, “milli “ kişiligi ve niteliği olmayan , uluslarası paravan kuruluşların sadık üyeleri haline dönüstürülüyor” Secimlerde alinmasi gereken tavir uzerine, June 2006

Sıyonist-Evangelist neo-kon ve onların medyasının gorüşlerini CHP'li Nuri Çilingir: "İsrail, kendi topraklarına atılan bombaların hesabını soruyor. Kendini savunuyor. Üç çocuk öldü diye duygusal hareket edilmez. Terörist Hizbullah'ın peşinden gitmek Türkiye'ye yakışır mı? diyerek onaylıyor ve neo-kon ların “sadık üyeliği” peşinde olduğunu vurguluyarak bu üyeliğin de onaylanmasını pazarlıyor galiba.

“İsrail kendi topraklarına atılan bombaların hesabını soruyor” demek olayda kendi “tarafını” belirlemek ve belirlediğin “tarafın “ çıkarlarına göre yorum yapmaktır. Yani Sayın Nuri Çilingir bu olayda kendi tarafını belirlemiş ve İsrail çıkarları doğrultusunda yorumunu yapmıştır.

“”Olayı doğuran nedenler taraflara göre değişken veya zıt niteliğe sahiptir, yani “nedenler” geçmişi ve öncesi olabilen olay(lar)ın “yorumu”dur. “ Hizbullahın İsraile füze atması nedeniyle başlayan İsrail saldırısı….” bir haber değil yorumdur”” Günümüzde Haberler ve Yorumlar; Lübnan işgali örneği

Gelelim olayın başlangıcına. Bütün neo-kon medya olayı sadece “İsraile atılan bomba ile başlatırken” onların “sadık” üyelerinin medyası biraz daha “objektif” olma ve yüzlerindeki maskeleri düşürmemek için olay-öncesi-olayları şöyle düzenliyor

Pazartesi, Hazıran 26: Üç Filistinli grup (PRC, Hamas ve AOF) İsrailli 19 yaşındaki Askeri kaçırdıklarını ilan eder ve karşılığında İsrailin hapise attığı bütün kadın ve çocukları serbest bırakmasını talep eder.
Salı, Haziran 27: İç çatışmalar içinde olan Hamas, İsrailin varlığını Kabul eden antlaşmayı imzalar.
Çarşamba, Haziran 28: İsrail ordusu güney Gaza ya girer. Kaçırılan askeri kurtarmak için gerekli her şeyi ytapacaklarını söylerler ve ABD de “ İsrailin kendini müdafa etme hakkını” onaylar.
Perşembe, Haziran 29: İsrail içinde parlemento üyelerinin üçte birini oluşturan yüzlerce hamas üyesini tutuklar.
Cuma, Haziran 30: Israeli jetleri Gaza yı bombalar, iç işleri bakanlığını ateşe verir..
Cumartesi, Temmuz 1: Israel Filistinlilerin 1000 mahkumu bırakma talebini reddeder.
Pazar, Temmuz 2: Israel Filistin Başbakanın Gaza daki ofisini bombalar.
Pazartesi, Temmuz 3: Israel ordusu kuzey gaza ya girer, Filistinliyi öldürür.
Cumartesi, Temmuz 8: Israeli Ordusu Gaza Şehrine doğru yoluna devam eder dört Filistinliyi öldürür.
Çarşamba, Temmuz 12: Gaza da 23 filistinli öldürülür. Hizbullah iki İsrailli askeri yakalar sekizini de öldürür. Ve BUDA İSRAİLİN ON SENE SONRA TEKRAR LÜBNAN İŞGALİNE NEDEN OLUR…..

Kronolojinin başlangıçına bakıldığında olay Filistinlilerin İsrail askerini kaçırmasıyla başlıyor ve Hizbullahın da İsrail askerlerini öldürüp ikisini kaçırmasıyle bardağı taşırmış oluyor…Yani “olayı” başlatan “olaylar” ın başlangıcında gene İsrailin bir suçu yok…..

Biz bu başlangıçtan taa 1967 lere ve o zamandan bu yana devam eden işgale, İnsan hakları 2000 raporunda yer alan İsrailin Lübnan içine girip adam öldürme ve kaçırma faaliyetlerine , yani öncenin öncesine gitmeyelim, nedense unutulan ve bahsedilmeyen hemen bu olayların bir kaç gün öncesine bakalım…


Haziran 8, İsrail ordusu suikastle İç işleri bakanlığının emnıyet bölümünün başına atanan Jamal Abu Samhadana yı ve üç görevli arkadaşını öldürür.

Haziran 9, Beit Lahiya plajı açıklarında demir alan İsrail Deniz Kuvvetleri gambotundan atılan yedi top mermisi sonucu plajda piknik yapan aile çocukları ile beraber tamamıyle katledilir. 13 ü çocuk olan 32 kişi deyaralanır.

Haziran 13, kalabalık bir Gaza sokağına uçaktan “kahramanca” bomba atan Israil ikisi çocuk 11 kişiyi öldürür. Birinci bombada yaralananlara yardıma gelen doktor ve ilk yardımcılarda ikinci bomba ile öldürülür.

Haziran 20, Bir Filistinliyi suikastle öldürmeye çalşan İsrail askerleri üç Fiilistinli çocoğu öldürür (Mohammad Jamal Shukri Rouqa, 6, Samia Mahmoud Ziad al-Sharif, 5, and Bilal Jasser al-Hissi, 16) ve 15 kişiyide yaralar.

Haziran 21, Khan Yunis a bomba atan İsrail 35 yaşındak hamile olan bir kadını , Fatmeh Ahmad, ve kardeşi Zachariya Ahmad i öldürür, altısı çocuk 15 kişiyi yaralar..

Haziran 24 , İsrailli askerler Gazada evlerinden Filistinli bir doktoru ve kardeşini kaçırır…….

ABD medyasının olayı sadece Temmuz 12 olarak alması doğaldır, çünki onlar “sahibinin sesi” dir.

“OLAYIN” başlangıcı , “en objektif” olma iddiasında olan bu Medeni-(yetsiz) batı (AB) ve onların kopyacıları, yada “sadık üyeleri” medya tarafından HAZİRAN 26 olarak gösterilir. Ve ilginçtir CHP li Sayın Nuri Çilingirin, bırakın yıllardır süren işgal ve saldırılar gerçeğini, iki gün daha öncesine gitmeye zahmet etmemesi… Çünki o zaman görüllürdüki "olayın" öncesinin de bir "öncesi" var, ve hangi tarafı tuttuğuna bağımlı olarak, bu "önce"ler bir yerden başlayabilir. Hazıran 24 yaparsan İsrailinin doktoru evinden kaçırması olur Hazıran 26 yaparsan Hizbullahın İsrailli askerleri kaçırması...yani kimi haklı çıkarmak istiyorsan ona göre "başlangıç" seçimini yaparsın. Sayın Çilingirde yapmış seçimini ve yorumunu......

“””””Türkiyedeki tekelci medya uzantılarının ve İsrail den kemik yalayanların haricinde kalanların bu Lübnan saldırı ve katliamını böylesine bir yorumsal biçimde vermelerinin nedeni veya kılıfı ne olabilir?
Hizbullahın bir “terrorist” örgütü ilan edilmiş olması ve PKK ile özdeşleştirme, aynı kaba koyma gibi bir çabanın sonucumu aceba?”””” demiştim yukardaki aynı yazı içinde. Ancak sayın Nuri Çilingir “………Birileri PKK için aynı şeyleri gündeme getirebilir." Demesi ile bu özdeşleştirmeyi yapmadığını belirtiyor galiba.. O zaman Hizbullah ı terrorist gören sayın Çilingir PKK yı terrorist görmüyor. Bu şekildede kendini garip bir çelişkinin içine sokuyor. “””””…..Peki hakim bir devlet kendi topraklarına atılan bombaların hesabını sormayacak mı? Kendini savunmayacak mı?"… diyerek İsraile kendini savunma hakkını verirken , aynı neo-konlar gibi Türkiyenin benzer bir olayda kendini savunma hakkını “…Birileri PKK için aynı şeyleri gündeme getirebilir..." diyerek reddediyor. PKK hakkındaki görüşlerinizi, ben merak etmiyorum ama muhakkakki size oy verenler merak ediyorlardır.

Sayın Çilingir bey, Lübnandaki Hizbullah, (ideoloji ve pratik olarak onlara karşı olsam bile), demokratik bir şekilde seçimlerle Lübnanda hükümetde yer alan, Lübnanın işgalden kurtulmasında anti emperyalist mücadelede aktif ve belirleyici rol alan, tabandan gelen ve tabanı olan siyasi bir örgütdür. Onun İsrail işgalcilerine karşı kullandığı yöntemlerin, İsrail gibi bir ülke tarafından işgal altında yaşamakta olmayan bizlerce benimsenmemesi ve yanlış görülmesi, onun demokratik bir şekilde seçilmiş siyasi bir parti olduğu gerçeğini değiştirmez.

PKK ise emperyalistler ve onların Türkiye içindeki uzantıları tarafından tepeden inme bir önderliğe sahip olan, Demokratik mücadeleye, yani sola ve bu mücadeleye önderlik edenlere karşı savaşarak var edilen, günümüzde ise, sadece Demokratik mücadeleye ve sola karşı değil, gerek orta doğu, gerekse Türkiye için oynanan oyunlarda kullanılma amacı, VAROLUŞUNUN bir nedeni haline gelen bir örgütdür.

Hizbullaha karşı İsrailin tavrını desteklemek, gel gelelim “PKK için böyle bir tavrın oluşması” endişenizi vurgulamak yukarda uzerine deyindiğim “ Orta Doğu ve Türkiye için oynanan oyunlarda”ki yerinizi somut bir şekilde tanımlamak olarak yansıyabilir..

Çocukların bile artık yutmadığı katliamlara kılıf geçirme iddiasını yineleyerek, “”İsrail de diyor ki 'Hizbullah orada saklanıyor'. Senin evinde saklanacak, silah attı, çocukları öldürdü diye yaygara yapacaksın””” diyor Sayın Çilingir bey. Yani İsrailin dediğini tekrarlıyor..araştırma yapmadan , okumadan…Dün onu diyen İsrail bugün kabahati “eski haritalara” yüklüyor ve özür! diliyor. Aceba diyorum sizde istifanızı vererek özür dileyecekmisiniz?

İnsan nedir sorusuna , insan “kemik yalamakla” (yemekle) değil, “emekle meşgul olan” yegâne hayvandır diye cevap vermiştim. İnsan olmak, hele Yurtsever bir İnsan olmak çok zor..

Bu katliamlara kılıf geçirmeye çalışanlar İnsan olamazlar...

Erdogan Ahmet
3 Ağustos 2006