TDKP - Parti çalışmasında kadrolar ve görevlendirme sorunları üzerine - Eylül 2001
Devrimin Sesi 203
Sınıf mücadelesi, gelişiminin her döneminde, hareketin gelişim özelliklerine ve ihtiyaçlarına bağlı olarak, partiye, parti örgütüne ve parti kadrolarına değişen özellik ve içerikte, politik, örgütsel görevler ve sorumluluklar yükler. Tüm organ ve kadrolarıyla parti, mücadelenin ve işçi hareketinin, önüne koyduğu politik, örgütsel görev ve sorumlulukları kavrayıp, yerine getirdiği, getirebildiği ölçüde, işçi hareketiyle, sınıfin ileri unsurlarıyla sınıfla birleşme, kaynaşma düzeyini geliştirebilir ve ancak böylelikle hareket üzerindeki etkisini ve yönetme, yönlendirme gücünü, olanak ve yeteneğini geliştirip güçlendirebilir.
Sınıf mücadelesi, gelişiminin her döneminde, hareketin gelişim özelliklerine ve ihtiyaçlarına bağlı olarak, partiye, parti örgütüne ve parti kadrolarına değişen özellik ve içerikte, politik, örgütsel görevler ve sorumluluklar yükler. Tüm organ ve kadrolarıyla parti, mücadelenin ve işçi hareketinin, önüne koyduğu politik, örgütsel görev ve sorumlulukları kavrayıp, yerine getirdiği, getirebildiği ölçüde, işçi hareketiyle, sınıfin ileri unsurlarıyla sınıfla birleşme, kaynaşma düzeyini geliştirebilir ve ancak böylelikle hareket üzerindeki etkisini ve yönetme, yönlendirme gücünü, olanak ve yeteneğini geliştirip güçlendirebilir.
Dolayısıyla, parti program, politika ve taktiklerini kavramış ve bunları her günkü çalışmada hayata geçirebilecek deney, tecrübe ve yeteneğe (ya da bunları edinme ve geliştirme azim ve kararlılığına) kadrolara sahip olmak ve sürekli, yeni kadrolar yetiştirmek, varolan kadroları da sürekli geliştirmek partinin, yukarıda belirtilen görev ve sorumluluklarından doğan bir gerekliliktir. En az bunun kadar gerekli ve önemli bir sorumluluk da, varolan kadroların doğru, yerinde ve her bir kadronun çalışmada en verimli olabileceği tarzda ve yerde mevzilendirilmesidir.
Partimiz açısından da, kadrolar ve kadroların doğru, yerinde mevzilendirilmesi ve görevlendirilmesi; dünden bugüne önemli sorunlanmızdan biri olagelmiştir. Bu durum; bir çözümsüzlük değil, sınıf mücadelesinin gelişiminin ihtiyaçları ve bunun karşısında partimizin, dönemin özelliklerine göre farklı özellikler göstererek artan görev ve sorumluluklardır. Varlığının, işçi sınıfı ve onun çıkarlarıyla, devrim ve sosyalizm davası ile açıklayan partimizin bu soruna yaklaşımı; "en ileri, en yetenekli kadrolarla işçi sınıfına; deney tecrübe ve birikim açısından en yetkin kadrolarla büyük fabrikalara; en çalışkan, en disiplinli kadrolarla sınıfa ve işyerlerine" olmuş ve kadroların mevzilendirilmesi ve görevlendirilmesinde buna uygun bir pratik örgütsel hat izlemiş, izlemeye çalışmıştır. Ve "üstlendiği görevi yerine getirmedeki, günlük çalışmadaki, sebat kararlılık, çalışkanlık ve fedakarlıkları, parti programına, çizgisine ve taktiklerine bağlılığı ve çalışmanın tüm yönlerindeki başarı ve verimliliği, kişilik ve karakter olarak sağlamlığı, dürüstlüğü, sınıfa ve halka bağlılığı esas alınarak görevlendirilmeli, görev ve sorumlulukları tüm bunlar dikkate alınarak yükseltilmelidir." kavrayışı, partimizde kadroların görevlendirilmesi ve daha ileri sorumluluklar verilmesinde yönlendirici olmuştur.
Ancak partimiz, yalnızca en gelişkin en nitelikli kadroların görevlendirilip sorumlandırıldığı değil, aynı zamanda her partilinin, partiye ve hatta parti çevresine yeni katılmış her işçinin, her gencin, her emekçinin yürütebileceği, bir parti işiyle görevlendirildiği ve bir yandan bu iş ve görevi yerine getirirken, bir yandan da parti eğitimi aldığı, bilgi ve yeteneklerini geliştirdiği, parti işlerinde deney ve tecrübe edindiği ve bir bütün olarak, kişilik ve karakter özelliklerini geliştirme ve güçlendirme, sınıfa ve halka daha ileriden bağlanma ve hizmet etme olanaklarını bulabildiği bir partidir ve partimizin bu yönü daha da güçlendirilmelidir.
Partimizin kadroları görevlendirme ve sorumlandırma konusundaki doğru anlayış ve çizgisine rağmen bu alanda, dün de yanlış ve hatalı görevlendirmeler yapılabildiği gibi, bugün de gerek kadro seçimi gerekse de mevzilendirme sorumlandırma açısından hatalardan ve subjektif, gerekli kriterlere uygun olmayan görevlendirme yanlışlarından tümden kurtulabilmiş değiliz. Elbet de parti çalışmasının tüm yönlerinde olduğu gibi bu alanda da, alınması gereken doğru tutum; hata yapmaktan korkmak değil, hatalardan öğrenme ve kadroları, sınıfa ve halka bağlılıkları, üstlendikleri parti işine sarılışları, disiplin ve çalışkanlıkları kişilik özellikleri üzerinden, iyi tanıma, yürütmekte oldukları iş ve görevlerini yerine getirmelerinde, eğitimlerinde ve çok yönlü gelişmelerine yardımcı olmak ve yakın bir denetimle kaçınılabilir hatalardan kaçınmadır.
Kapitalizm koşullarında mücadele yürüten bir işçi partisi açısından, her ne kadar parti çalışması ve mücadele içerisinde giderek, sayıca ve nitelik açıdan artıyor olsa da; nasıl ki, ileri işçiler sınıfın azınlığını teşkil edebiliyorsa; gelişkin özelliklere sahip kadrolar da, partinin giderek artan görev ve sorumlulukları karşısında her zaman az ve aranır olacak, yani parti her dönemde daha çok, yetişmiş ve nitelikli kadrolara ihtiyaç duyacaktır. Bu nedenle parti ve yönetici organları böylesi kadrolarını her zaman en doğru ve kadroların en verimli olabilecekleri tarzda görevlendirmek ve özellikle de sınıf hareketinin, hareketin gücünün merkezleri olan ve hareketin nabzının attığı, büyük fabrika ve işyerlerine mevzilendirmek ve sorumlandırmak durumundadır. Bu konuda ortaya çıkan ve çıkabilecek her yanlış, her hatalı ve eksik görevlendirme, sınıf hareketinin ilerletilmesi ve parti çalışması açısından, güç ve enerji kaybına yol açacaktır, buna izin verilemez, verilmemelidir.
Ayrıca sınıf hareketinin gelişimi; yükseliş, durgunluk ya da gerileme gibi süreçlerinde partiye, döneme özgü farklı yogunlaşmalar gerektiren görev ve sorumluluklar yükler. Bu görev ve sorumlulukları yerine getirebilmek için daha verimli, daha enerjik, daha disiplinli ve daha atak bir çalışma sorumluluğu ortaya koyduğu açıktır. Dolayısıyla sınıf hareketinin gelişim süreciyle hem yakından ilintili hem de ondan bağımsız olarak parti çalışması, genişlemek, yaygınlaşmak ve hareketin gelişiminin öne çıkardığı, ileri işçileri kazanmak, bünyesinde örgütlemek, daha çok işçiyi kapsamak sorumluluğundadır. Partimizin tüm bu görev ve sorumlulukları yerine getirebilmesi ise; her kademede doğru, nitelikli bir yönetim ve denetimin yanı sıra ancak doğru kadro seçimi ve yerinde görevlendirmelerle ve buna dayanarak, verimli ve başarılı bir çalışma ile mümkündür.
Soruna bu genel yaklaşımdan sonra, parti çalışmasında ortaya çıkan sorunlara girecek olursak; parti yönetici organlarının oluşturulmasında ve bu organlara kadro seçiminde düşülen hata ve yanlışlar, yönetici organların parti çalışmasındaki görev ve sorumlulukları ve bu hata ve yanlışların sonuçları nedeniyle de en önemli ve ciddi olandır. Kadroların işçi sınıfına, sınıfin yaşamına, sorunlarına ve mücadelesine yaklaşımı, benimseme ve katılımıyla, düzey ve kapasiteleriyle, yetenek ve yeteneksizlikleriyle, şimdiye kadarki parti yaşamında gösterdiği gelişim seyriyle, üstlendiği parti görevlerini yerine getirmedeki disiplin ve çalışkanlığı, sebat ve kararlılığıyla, yoldaşlarıyla ilişkileri ve kişilik özellikleriyle tanıma üzerinden yapılmadığı, yapılamadığı anlaşılan ya da eksik bilme ve tanımaya dayalı olarak yapılan seçim ve görevlendirmeler; sözkonusu yönetici organın sorumluluk alanındaki çalışmada ciddi aksamalara, verimsizliğe, bir çok işin yapılmadan ortada kalmasına, çalışmanın niteliğinde düşüklüğe, genişlik ve kapsayıcılığında daralmaya yol açmakta ve sürekli bir kurma, değiştinne, görevden alma, görevlendinne, dağıtma ve yeniden kurma gibi zorunluluklara ve aşırı ölçüde ve gereksiz zaman kaybına ve kırılıp dökülmelere bile neden olmaktadır. Örneğin; pratik örgütsel çalişmanın dışında kalmış (başka görevler almış), organ çalışmasının pratik deney ve tecrübesine asgari düzeyde sahip olmayan bir kadronun, yönetici organda, il yönetiminde görevlendirilmesi ne kadar doğrudur? Sonra da bu kadrodan, bir il yöneticisinden bekelemek gereken performansın, verimliliğin beklenmesi ne kadar doğrudur?
Ya da üyesi olarak görevlendirildiği yönetici organın toplantılarına, geçerli bir nedeni olmaksızın katılmayan, bu asgari disiplinden yoksun bir kadronun seçiminde ve görevlendirilmesinde bir yanlışlık olduğu; bir gerçek değil midir? Bu kadronun sorumluluğunu aldığı birim ya da alandaki çalışmaya katılımı ve katkısının ne ve nasal olacağı, (daha doğrusu bir katkısının olamayacağı, tersine sürmekte olan çalışmaya olumsuz etkisi olacağı) herhalde açıktır.
Hakkında, doğruluğu veya yanlışlığından bağımsız olarak kuşkulu iddialar bulunan bir kadroyu, titiz bir araştırma soruşturma yapıp, bunun sonuçlarına göre tutum almak gerekirken, (burada elbette, sözkonusu iddianın nereden ve kimden geldiği önemlidir ve yıpratma amaçlı olanları kastetmiyoruz) bir netliğe ulaşmaksızın yönetici organlarda görevlendirmek anlaşılabilir bir tutum mudur? Tüm parti organlarında hele de yönetici organlarda yer alan ve alacak olan kadroların bu açıdan pürüzsüz olması gerektiği ve bunun partinin ve parti çalışmasının güvenliği açısından önemi açık değil midir?
Üstlendiği işi yapmaksızın, (en azından yapma çabası içine girmeyen) eleştiriyi, yapılan yapılmaya çalışılan işleri eleştirmeyi, her şeyden hoşnutsuzluğu huy edinmiş, umutsuz ve güvensiz bir ruh haline sahip, daha başlarken "bu iş yürümez"le başlayan bir kadronun yönetici organa, bu organın çalışmasına ne katkısı olabilir, karamsarlık taşımaktan başka?
Tüm bunlar önlenemez, yapılması zorunlu sıkıntı ve sorunlar mıdır? Elbette ki, hayır. Daha iyi ve tüm yönleriyle ve özellikle de kadroların örgüt çalışmasındaki tutum ve gelişmelerine ilişkin en geniş organ bilgisinin; toplantılar, raporlar ve ilgili alandaki çalışmanın gelişim seyrinin somut veriler üzerinden izlenmesi, denetlenmesiyle toparlanması biriktirilmesi ve paylaşılması sayesinde kadrolar hakkında, her açıdan daha iyi bir tanıma düzeyine ulaşılabilir ve görevlendirme, özellikle de yönetici organların oluşturulmasında daha doğru kararlar verebiliriz.
Bunun yanı sıra görev ve sorumluluklarını daha verimli ve gelişkin bir tarzda yerine getiren, alanındaki çalışmayı her yönüyle geliştirip güçlendirebilen yönetici organlara sahip olabileceğimiz gibi; yanlış görevlendirmelerin yol açtığı, açabileceği zaman, güç ve enerji kaybının çalışmada kesinti durağanlaşmanın, yanlış ya da zamanı gelmeden görevlendirilen kadrolarda, daha sonra görevden alınmanın yaratacağı kırgınlık, moral bozukluğu ya da kendisine haksızlık yapıldığı (böylesi duygulara kapılmak elbette doğru değil ancak, karşılaşıldığı, karşılaşılabileceği de bir gerçek) ya da kendine güvensizlik gibi olumsuz etkilenmelerin de önüne geçebiliriz.
Yine parti çalışmasında yaşanan sorunlardan biri de; sıkça yapılan ve zorunlu olmayan görev değişiklikleridir ki; bu değişiklikler (zorunluluk haline gelmiş, verimsizlik, görevin üstesinden gelememe, uyumsuzluk ya da kadronun uygun olmayan özellikleri, diğer bir alanda duyulan ihtiyaç vb. nedenlerle yapılan, yapılması gereken, görevden alma ve değişikliklerini dışta tutuyoruz) o alandaki çalışmayı olumsuz etkilemekte, çalışmada kesintiye yol açmaktadır.
Zorunlu olmadığı halde yapılan görev değiştirmeler; hem sözkonusu birimdeki çalışmayı, hem de başka bir birim ya da alanda görevlendirilen kadro açısından olmak üzere, iki yönlü olumsuz etki yaratmaktadır. Şöyle ki; bir fabrika, işyeri ya da başka bir birimde yürütülen çalışmanın süreklilik ve bir düzey kazanması; o birim hakkında olabildiğince, çok yönlü bilgilenme ve tanıma sürecini gereksinir. Yani, bir birimle sorumlandırılan her kadro; başlarken sahip olduğu genel düzeydeki bilgilerinin yanı sıra, o fabrikanın, birimin özgün sorunlarının bilgisini edinme ve öğrenme süreci yaşar ve bu bilgilenme ve tanıma ne kadar geniş ve kapsamlı olursa, yürütülen çalışma da o kadar verimli olacak, işyerindeki çalışma ve örgütlenmemiz; yaygınlık ve nitelik açısından gelişip güçlenme olanağı bulacaktır.
Diyelim ki; belli bir süredir; bir işyerinde çalışmadan sorumlu bir kadro, bu fabrikayı sorunlarıyla, işçi kitlesinin özellikleriyle, ileri işçileriyle bir tanıma sürecinden sonra belli bir birikim sağladı, çalışma çeşitli yönleriyle az ya da çok bir gelişme kaydetti, genel olarak işçilerle özel olarak da ileri işçilerle bir ilişki düzeyi tutturuldu ve biz birgün yeni bir düzenleme yaparak, bu işyerinden sorumlu kadroyu buradan alarak başka bir birimde, bu işyerine de bir başka parti kadrosunu görevlendirdik, bunun sonuçları ne olacaktır? Bu işyerindeki çalışmayı yürütmek üzere yeni görevlendirilen kadro (tüm bilgi aktarımına rağmen) zorunlu olarak fabrikayı tanımak, işçilerle ve ileri işçilerle tanışmak ve bunu belli bir düzeye ilerletmek için epeyce bir zaman uğraşacak ve bu süreçte çalışma tümüyle olmasa bile bazı yönleriyle en azından, rolantide sürmek durumunda kalacak, işçiler de bu değişimden olumsuz etkilenecek, partimiz ve görevlileri hakkında olumsuz yargılara yol açabilecektir. Ve benzer bir süreç ve sorunlar başka bir birime görevlendirilen kadro ve o işyeri açısından da yaşanacaktır, yaşanmaktadır. Bu durum; bir zaman ve enerji kaybı değilse nedir?
Birimlerde, özellikle de fabrikalarda, kadroların görevleri zorunlu olmadıkça değiştirilmemelidir. Eger bir değişim zorunlu ise; hiç olmazsa bir süre ayrılan ve yeni görevlendirilen kadroların birlikte çalışması sağlanarak yapılmalıdır ki; değişimin yaratacağı, çalışmada kesinti ve durgunlugun zaman ve enerji kaybının önüne geçilebilsin.
Parti çalışmasında yaşanan ve özellikle yönetici kadroların, düzey ve birikiminden beklenenin aksine, verimsiz bir çalışmaya yol açan başka bir sorun da; üstlenilen görev ve sorumluluğun gereği işlere yoğunlaşmak yerine, verimsiz deyim uygunsa kötü pratik içinde boğulma, asli görevlerine zaman bulamama biçiminde ortaya çıkmaktadır. Örneğin; her parti militanının, her gencin yapabileceği işlerle parti yöneticileri uğraşmak ve yapmak durumunda kalınıyorsa, parti yöneticisinin üstlendiği işleri ve görevleri kim yapaçak, bu işler sahipsiz, yapılmaksızın ortada mı kalacak? Çoğunlukla, parti yöneticileri, bir çok parti üyemizin ya da gene militanlanımızın da yapabileceği işlerle uğraşırken, büyük fabrika ve işletmelerdeki çalışmanın görev ve sorumluluğu da, o işyerindeki veya bölgedeki, çalışmaya yeni katılmış ya da yeterli deney ve tecrübeden yoksun, daha geriden gelen unsurlara kalmaktadır. Sonuçta; birikim deney, tecrübe ve yetenek açısından gelişkin kadrolarımızın zaman ve enerjilerinin yanlış harcanması, öte yandan, bu açıdan yeterince gelişmemiş (elbette ki verili durumdaki düzeyi kastediyoruz, yoksa bilinir ki parti çalışmasında deney, tecrübe ve birikim parti işlerinin yapılması sürecinde edinilir) partiliye de, çoğunlukla henüz üstesinden gelemeyeceği iş ve sorumluluğun yıkılması durumu ortaya çıkmaktadır.
Buradan çıkarılabilecek en yanlış sonuç; parti çalışmasında gençleri görevlendirmede çekingen ve güvensiz davranmak olacaktır. Tam aksine, hem partinin hem de parti çalışmasının gelişip yagınlaşmasının, yeni ve genç kadro ihtiyacının zorunlu bir gereği olarak; işçi sınıfı ve halka bağlanma eğilimi gösteren, öğrenme, gelişme ve ilerleme potansiyeli taşıyan yeni ve genç partilileri çalışmanın çeşitli alanlarında giderek artan sayıda, çekinmeden ve güvenle görevlendirmeliyiz. Elbette, gençlere üstlendikleri ya da katıldıkları çalışmada, partiden, birikmiş parti tecrübesinden öğrenmelerini, yürüttükleri iş üzerinden ve işini daha ileriden yapabilmeleri için iyi bir parti eğitimi almalarını gözeterek, çalışmadan, çalışmanın değerlendirilmesi ve eleştirisinden öğrenerek gelişme ve ilerlemelerine yardımcı olmayı da önemli bir görevimiz sayıp, ve bunu en iyi biçimde yapmaya çalışarak.
Parti çalışmasına katılan, çalışma içinde görevlendirilen gençler de, çalışmalarında ve üstlendikleri görevi en iyi biçimde yerine getirme çabalarında, partiden ve yoldaşlarından öğrenmeye çaba göstermeli birikmiş tecrübeyi kavramaya ve özümsemeye çalışmalıdır. Yoldaşlarıyla ilişkileri içinde, daha çok dinlemeye ve anlamaya önem vermeli, yoldaşlarının öneri uyarı ve eleştirilerini dikkate almalı ve yerine getirmeye özen göstermelidir. Genel olarak parti çalışmasının tüm yönlerinde ve tüm parti yaşamında, özel olarak da işçi sınıfı içindeki çalışmada; işçi yaşamına yakın olmaya, işçilerin yaşamına katılmaya, işçi hareketinden hareketin önündeki işçilerden, işçi hareketinin öncülerinden ve liderlerinden öğrenmeye özel bir önem vermelidir. Tüm bunlar, parti çalışmasına yeni adım atmış genç bir parti militanının, iyi bir partili olarak gelişebilmesi, işçi sınıfı ve halka gerçek anlamda bağlanabilmesi, çalışma içinde verimli olabilmesi, partili karakter ve kişilik özelliklerinin sağlam bir gelişimi, kapasite ve yeteneklerini geliştirebilmesi için gereklidir, hatta bir zorunluluktur.
Bu sorunlarla bağlantılı olarak ortaya çıkan sorunlu bir fabrika çalışmasının durumunu tarif (olası değil gerçek bir görünüm) edecek olursak; fabrika gurubumuz düzenli toplanamıyor, son toplantıda yapılmak üzere kararlaştırılmış işler ortada duruyor, kısaca parti gurubumuz çalışmıyor ve işin kötüsü; yönetici organımız bu durumu bir kaç ay sonra tespit ediyor. Benzer bir durum da bir çok fabrikanın bulunduğu bir bölgede çalışma, epeyce bir zamandır gereği gibi yürümüyor hatta aksıyor demek daha doğru olur, ancak yönetici organımız bu durumu görmesine rağmen müdahale etmeden izliyor. Peki, söz konusu fabrika gurubumuzu böyle uzaktan izleyerek, katılldığımız toplantıdan toplantıya durum tespiti yaparak nasıl, işleyen, işini ilerleten, yaşamın ve mücadelenin önüne çıkardığı sorunlar karşısında tutum alabilen işçileri bu tutum etrafında birletirmeye çalışan, yeni işçilerle genişleyen ve aynı süreçte kendini ve tek tek üyelerini de geliştirebilen ve daha ileri görevler almaya hazırlayan bir fabrika parti gurubu düzeyine ilerletebiliriz? Öte yandan, ilgili bölgedeki çalışmaya müdahale etmek ve çalışmanın aksayan yönlerini belirleyip düzeltmek, sonuçları hakkında gerekeni (işte böylesi durumlarda değişiklik; görevden alma ve uygun bir yeniden görevlendirme zorunludur diyebiliriz) yapmak, çalışmayı gerileme veya durgunluktan çıkarmak için neyi bekliyoruz, ya da ne zamana kadar izleyici kalacağız?
Kadroları düzeylerine, deney ve tecrübelerine, kapasite ve yeteneklerine uygun olabildiğince doğru ve yerinde görevlendirmek kadar; hergünkü çalışmaları içinde, işlerini gereği gibi yapabilip yapamadıklarını, çalışmanın aksayan yönlerini, nedenlerini, kimin ya da kimlerin çalışmayı ilerletmek çabası içinde işe sarıldığını, kimin ya da kimlerin "öyle de gidiyor böyle de" tutumu içinde işi savsakladığını günlük olarak izlemek, şu veya bu yoldan çalışmanın tüm yönlerinin bilgisini edinmek, ve bunların değerlendirmesi üzerinden gerekli müdahalede bulunmak da parti çalışmasının olmazsa olmazlarındandır. Bir yönetici organ sorumluluk alanındaki çalışmaya, çalışmanın tüm yönlerine ancak böyle bir tutum ve tarzla hakim olabilir ve bunun sayesinde nereye nasıl müdahale edeceğine, kime ya da kimlere işlerini daha iyi yapma çabasında nasıl yardımcı olabileceğine, kimlerin üstlendiği ya da verilen görevden alınıp, yürütebileceği daha uygun bir alan ya da birimde görevlendirilmesine, kimin ya da kimlere işlerini daha iyi yapma çabasında nasıl yardımcı olabileceğine, kimlerin üstlendiği ya da verilen görevden alınıp yürütebileceği daha uygun bir alan ya da birimde görevlendirilmesine, kimin ya da kimlerin daha ileri görev ve sorumlulukları üstlenmeye doğru geliştiğine, kimlerin görev ve sorumluluk düzeyinin yükseltilmesine karar vererek, buna uygun adımları atabilir. Ve ancak böylece, çalışmada, çalışmanın ilerleyip gelişmesinde, kadro, aynı anlama gelmek üzere insan kaynakları ve kadroların doğru ve yerli yerinde görevlendirilmesiyle ilgili sorunların, sıkıntı ve aksaklıkların önüne geçilebilir, parti çalışmasının, tüm yönleriyle gelişip güçlenmesinin önü açılabilir.
Buna bağlı olarak ele alınması gereken sorunlarımızdan biri de şudur ki; uzunca bir zamandır yeni bir görevlendirme söz konusu olduğunda ilk akla gelen ya da üzerinde tartışılan gençler, henüz tüm yönleriyle hazır olmasa bile, işini yapan, daha iyi yapmaya çalışan, gelişme yolunda ve sağlam karakterli gençler olması gerekirken, belli yetişkin, eski, kadrolar üzerinde ve bunlar arasından bir görevlendirme (çoğunlukla da, daha önce görev almış kadroları adeta yeniden keşfederek) yapmaya çalışıyoruz, yapıyoruz. Yetişkin, eski kadrolarımızı, elbette görevlendirecek ve sorumlandıracağız; ama özellikleri, kapasiteleri, olumlu ve olumsuz yanlarıyla, yetenekleri ve yeteneksizlikleriyle tanıdığımız kadroları yeniden aynı ya da benzer işlerde görevlendirmenin gereği ve anlamı nedir? Bu şu anlamlara gelebilir ya da şu sonuçlar çıkarılabilir. Ya sadece belli sayıda kadroya sahibiz, genç ve yeni kadro yetişmiyor ya da yetiştiremiyoruz (böyleyse bu vahim bir durumdur), bu nedenle görevlendirme gündemimize geldiğinde aynı kadrolar arasında değişiklik yaparak sorunu çözmeye çalışıyoruz, çözmüş gibi yapıyoruz. Ya da gençleri ve yeni gelişmekte olan kadroları görevlendirmekte ürkek ve hem gençlere hem de kendimize güvensiz davranıyoruz.
Yeni ve genç kadrolar, gençlikten kadrolar kazanmakta ve yetiştirmekte sıkıntılarımız olduğu bir gerçek, ama buna rağmen, sınırlı da olsa, hemen yakınımızda belli görevleri üstlenmeye aday gençler olduğu da bir gerçek. Öyleyse, genç ve yeni kadrolara özelikle gençlere, görev verme konusunda daha cesur ve güvenli davranmalı, bu tutumuzla yeni gençleri de hazırlamalı ve teşvik etmeliyiz. Gençleri yaşam ve geleceği hakkında bir karara varmış olmaları, eğilim ve yönelimlerini esas alarak ama zamanında ve gecikmeden görevlendirmeli, parti görevi almayı beklerken, görevsiz haftalar, aylar geçmesine ve bu arada dokülmelere yol açmamalıyız. Gençleri görevlendirme sorunu; hergünkü parti çalışmasına katılımları üzerinden zamanı geldiköe ve gecikmeksizin, üstlenebileceği, yararlı olacağı ve aynı zamanda gelişebileceği en uygun alanda görevlendirmektir. Yoksa; bekleyip, biriktirip onar, yirmişer görevlendirnek değildir. Böylesi bir görevlendirme, hem geldikleri alanda boşluk ve sıkıntılara yol açmakta, hem de yeni görevlendirildikleri alanda çalışma içinde izleme, yardım ve teşvik etme açısından sorunlar yaratmaktadır, buna izin vermemeliyiz. Yeni ve genç partililerin eksiklikleri ve yetersizlikleri olabilir; bu noktada da iş bize yönetici organların, çalışma içinde izleme, önlerini açma ve yardımcı olma görevlerini yapabilmelerine kalır. Yetişmiş insan ve kadro ihtiyacını çözmenin başkaca da yolu yoktur.
Kadrolarımızı, hergünkü çalışma içinde, çalışkanlık, verimlilik, kişilik ve karakter olarak sağlamlık, yaşamını işçi sınıfı ve halka bağlama ve adama, partiye bağlılık, parti programı ve çizgisine bağlılık, üstlendiği işe sarılma ve görevini yerine getirmede kararlılık ve tüm özellikleriyle tanıyarak, parti çalışmasının gereksindiği görevlerle sorumlandırmlı, gençleri parti çalışmasının çeşitli yönlerinde görevlendirmeli; daha ileri görevlere hazırlamalı ve teşvik etmeli, parti çalışmasında görev almış tüm kadrolara ve partililere işlerini daha verimli yürütebilmeleri ve geliştirebilmeleri için her açıdan destek ve yardımcı olmalıyız. Parti çalışmasını işşi sınıfı, emekçi halk ve

Hiç yorum yok