Siyasi Mücadele ve Sosyalist Mücadele arasındaki diyalektik bağlantı üzerine
26 Subat 1917 |
Marksizmin bilinçli bir şekilde tahrifi bir yana, gerek tabanın ve gerekse hareketlerin teorilere Marksizmin Diyalektiğini uygulamamaları, sınıf mücadelesinin en temel alan ve biçimleri arasındaki bağlantıyı ve içinde bulunan somut şart ve dönemi hesaba katmamaları, sonuçta onları da gericiliğin çıkarlarına hizmette buluşturmaktadır.
Devrimci kitlelerde en temel yanlış algılamalardan birisi, teorik olarak Marksizm Leninizmin "Sol" unda olmanın, daha "hızlı" solculuk olduğu çarpık anlayışıdır. Gerçekte ve sonuçta Sağ ve "Sol" eğilimlerin ortak olan noktaları gözle kolayca görünmesede, oldukça fazladır. Yüzeysel, görünüşsel olarak tüm farklılıklarına rağmen, sağ ve sol eğilimleri birleştiren "pratik sonuçsal" ortaklıkları, Leninist sosyalist devrim teorisi ve mücadeledeki farklı, ama bağlantılı görevlerini çarpıtmak, emekci halkların mücadelesini ve onun öncüsü olan Marksist-Leninist partilerin temel rolünü küçümsemek, ve Leninizmi burjuvazinin kabul edebileceği bir içeriğe dönüştürme pratiğidir.
Bin bir çeşitle ve sol maske arasında saklanan "sağ" ve "sol" oportünist eğilimler, öznelcilik ve gerçekliği bilimsel olarak analiz etme yeteneğine sahip olmamanın, ya da bunu bilerek çarpıtmanın örneklerini sunarlar. Marksizm Leninizme kimi zaman bilinçli ve maskeli düşman ve kimi zaman yabancı olan bu Sağ ve "Sol" oportünizminin değişik varyasyonları, karşılıklı olarak , birbirlerini tamamlayan ve güçlendiren akımlardır.
Marksizm Leninizmden sola ve sağa kayış, (revizyonistler tarafından bilinçli yapılmanın dışında) Marksizme, Marksizmin diyalektiğinden kopuk ve subjektif yaklaşımların bir sonucudur. Bu hatalar dünya genelinde, özel ve genel, parça ve bütün ilişkilerini diyalektik bağlantıdan kopararak yapıldığı gibi, Türkiye özelinde en yaygın bir şekilde "Siyasi mücadele", yani demokratik haklar için mücadele ve ekonomik mücadele, yani "sosyalizm" için mücadele diyalektik bağlantısının kurulamaması nedeniyle yapılmaktadır. Eğilimi reformist olanlar siyasi mücadeleyi sosyalizm mücadelesinden soyutlayıp, buna uygun teorileri kırpıp genelleştirir ve her özgüle uygulamaya çalışır, eğilimi anarşist, ya da hızlı sol sloganlar arkasında pasiflik yönünde olanlar, Sosyalist mücadeleyi demokratik mücadeleden koparıp, soyutlayıp, bu yaklaşımına uygun teorileri kırpıp genelleştirir ve her özgül e uygulamaya çalışır.
Lenin bu somutla mücadele ve gelişimi arasındaki diyalektik bağlantıya uygulanabilecek Buharini eleştirisinde şunları söyler;
Buharin yoldaşın temel teorik hatası, Marksist diyalektiğin yerine (çeşitli "moda" ve gerici felsefi sistemlerin yazarları arasında son derece yaygın olan) eklektizmi koyması buradadır işte.
Diyalektik mantık, bunun ötesine geçmemizi talep eder. Bir nesneyi gerçekten tanımak için onun bütün yanlarını, bütün ilişkilerini ve "aracılıkları"nı kavramak ve araştırmak gerekir. Buna hiçbir zaman tam olarak ulaşamayız, fakat çok yanlılık talebi bizi hatalardan ve kalıplaşmaktan korur. Bu birincisi.
İkincisi, diyalektik mantık, nesneyi gelişimi içinde, "kendi hareketi" içinde, değişimi içinde ele almayı gerektirir.
Diyalektik mantık Plehanov'un Hegel'e atfen söylemeyi sevdiği gibi "soyut gerçek olmadığını, gerçeğin her zaman somut olduğu"nu öğretir. (1)
SINIF MÜCADELESİ
Sınıf mücadelesi üç temel mücadele alan ve biçiminden oluşur;
İdeolojik Mücadele, Siyasi (demokratik) Mücadele ve Ekonomik (sosyalist) mücadele.
İdeolojik mücadele burjuva ideolojisinin teşhirinden, işçi sınıfının ideolojik bilince ulaşması teorik ve pratik eğitiminden, işçi sınıfının önderliğinin , ideolojik birliğin sağlanması yolunda, sapmalara karşı verdiği mücadeleye kadar geniş bir içeriğe sahiptir. İdeolojik mücadele gerek Demokratik ve gerekse Sosyalist mücadeleye her özgül durumda ve genelinde doğru yönü verir, sapmaları engelleyen temel belirleyici mücadeledir.
"Ekonomik" mücadele işçi sınıfı ve kapitalistler arasında sürdürülen sınıf mücadelesidir, yani işçi sınıfının sosyalist ekonomik sistem kurma, Kapitalistlerin kapitalist ekonomik sistemi koruyup güçlendirme mücadelesidir. ("Ekonomik" mücadeleyi salt işçi sınıfının özgül"ekonomik çıkarları" olarak ele alma hatası nedeniyle,-ki kimi yazısında Lenin bunu not la açıklama zorunluluğunu hissetmiş ve "pratik ekonomik mücadele" olarak adlandırmıştır - konuyu kavrama açısından bunu yazıda "sosyalist mücadele" olarak kullanacağım.)
"Siyasi mücadele" sınıf mücadelesinin siyasi örgütlenme, gelişme, güçlenme vb öznel koşullarını yaratma, olgunlaştırma, hazırlama, ve nesnel koşulları hızlandırma amacında verilen "demokratik hak ve hürriyetler" le ile ilgili mücadeledir. Bu mücadelenin amaçlarından birisi olan "en geniş kitleleri saflara kazanma" nın önemini Lenin in şu sözlerinde bulabiliriz;
İKİ MÜCADELENİN BİRBİRİNE BAĞLANMASI
Lenin kararlı bir şekilde sosyalist mücadelenin siyasal mücadele ile birleştirilmesi gerekliliğini savundu. Rusya'nın ilk Sosyal Demokrat örgütü olan İşçi Sınıfının Kurtuluşu için Mücadele Birliği kitlesel işçi hareketine bilimsel sosyalizmi uygulayarak , işçi sınıfının otokrasiye karşı mücadelesi ile kapitalistlere karşı mücadelesini birleştirdi.
Marksist Leninistleri, reformistlerden ve anarşistlerden, hızlı sol lafazanlardan ayıran en önemli yaklaşım biçimi, onların bu iki mücadelenin diyalektik bağlantısını kurmasıdır. Diyalektik bağı koparan reformist, Demokratik mücadeleyi, hızlı sol Sosyalist mücadeleyi gündemine alır ve diğerini tamamıyla reddeder. Bunu yaparken her iki tarafında yaptıkları alıntılar "yanlış" değildir. Her ikisi de kendi mücadele biçimi ve alanı açısından doğrudur. Önemli olan içinde bulunduğu dönem ve şartlara bağımlı ve temel olarak hangi mücadeleyle ilgili olduğudur.
İKİ MÜCADELE ARASINDAKİ FARK
"eğer Bolşevikler proleter olmayan emekçi yığınların çoğunluğunu kendi yanlarına kazanmamış, onları sosyalist-devrimcilerden ve öteki küçük-burjuva partilerden koparıp alamamış olsalardı, bu koşullar ancak çok kısa ömürlü ve kararsız bir zafer sağlayabilirdi. Bu esas noktadır. " (2)
Lenin kararlı bir şekilde sosyalist mücadelenin siyasal mücadele ile birleştirilmesi gerekliliğini savundu. Rusya'nın ilk Sosyal Demokrat örgütü olan İşçi Sınıfının Kurtuluşu için Mücadele Birliği kitlesel işçi hareketine bilimsel sosyalizmi uygulayarak , işçi sınıfının otokrasiye karşı mücadelesi ile kapitalistlere karşı mücadelesini birleştirdi.
Lenin bunu şöyle özetliyordu;
Sosyalist devrimi hedef alan sınıf mücadelesinde “Başlıca ve temel görevimiz” diyor Lenin “işçi sınıfının siyasal gelişmesini ve siyasi örgütlenmesini sağlamaktır. Bu görevi arka plana iten, tüm özel görevleri ve tek tek mücadele yöntemlerini ona bağlı kılmayı reddedenler, yanlış bir yol izlemektedirler ve harekete ciddi zarar vermektedirler. (4) Sosyal-Demokratların (Sosyalistlerin , EA) pratik faaliyetlerinin amacı, iyi bilindiği gibi, proletaryanın sınıf mücadelesine önderlik etmek ve bu mücadeleyi kendisini gösterdiği her iki biçim içerisinde örgütlemektir: sosyalist (sınıf sistemini yıkmayı ve sosyalist toplumu örgütlemeyi hedefleyen, kapitalist sınıfa karşı mücadele) ve demokratik (siyasal özgürlüğü kazanmayı ve siyasal ve toplumsal sistemi demokratikleştirmeyi hedefleyen, mücadele). (5) Kişi , birincisini ikinciye tabi kılarak, demokrasi için mücadele ile sosyalist devrim için mücadeleyi birleştirmeyi bilmeli. İşte bütün zorluk burda, bütün öz burada.
Tolstoycular ve anarşistler birinciyi atarlar. Buharin ve Radek birinciyle ikinciyi birleştirmede kafaları karışık. (3)
Marksist Leninistleri, reformistlerden ve anarşistlerden, hızlı sol lafazanlardan ayıran en önemli yaklaşım biçimi, onların bu iki mücadelenin diyalektik bağlantısını kurmasıdır. Diyalektik bağı koparan reformist, Demokratik mücadeleyi, hızlı sol Sosyalist mücadeleyi gündemine alır ve diğerini tamamıyla reddeder. Bunu yaparken her iki tarafında yaptıkları alıntılar "yanlış" değildir. Her ikisi de kendi mücadele biçimi ve alanı açısından doğrudur. Önemli olan içinde bulunduğu dönem ve şartlara bağımlı ve temel olarak hangi mücadeleyle ilgili olduğudur.
İKİ MÜCADELE ARASINDAKİ FARK
"bu iki türden faaliyet ve mücadele arasında büyük bir farklılık vardır. Farklılık şudur ki, ekonomik (sosyalist) mücadelede proletarya, hem toprak sahibi soyluluğa ve hem de burjuvaziye karşı, belki küçük-burjuvazinin proletaryaya yönelen unsurlarından aldığı (bu da her zaman değil) yardım hariç, mutlak olarak tek başına bulunur. (5)
"Demokratik mücadele ile sosyalist mücadelenin koşulları niçin aynı değildir? Çünkü işçilerin elbette bütün mücadelesinin her birinde, farklı yandaşları olacaktır. İşçiler, demokratik mücadeleyi, burjuvazinin bir kesimi, özellikle küçük-burjuvazi ile birlikte yürütecektir. Öte yandan, sosyalist mücadeleyi ise burjuvazinin tümüne karşı yürüteceklerdir." (6)
""işçi sınıfı, başka hiç bir sınıf yardımına koşmasa bile kendi ekonomik ve siyasal mücadelesini tek başına açmaya muktedirdir. Ama siyasal mücadelede işçiler tek başlarına değillerdir. "" (7)
Türkiye'de bu "sosyalist mücadelede tek başına olma" olgusu, demokratik mücadeleye de uygulanmaya kalkıldığı için, hızlı sol dan (sosyalist mücadele açısından doğru olan) "uzlaşma olmaz", "ittifak olmaz" vb iddiaları nedeniyle, demokratik mücadelede yaygın bir şekilde hatalar yapılmaktadır.
Lenin aynı yazının devamında, Siyasal mücadele (demokratik mücadele) konusunda şunları söyler;
"Oysa demokratik, siyasal mücadelede işçi sınıfı tek başına değildir; bütün siyasi muhalefet unsurları, katmanları ve sınıfları, otokrasiye düşman olduklarından ve ona karşı şu ya da bu biçimde mücadele ettiklerinden, onun yanında bulunmaktadır.
Burada proletarya ile yan yana, burjuvazinin ya da eğitilmiş sınıfların ya da küçük -burjuvazinin, otokratik hükümet tarafından zulmedilen milliyetlerin, dinlerin, mezheplerin, vb., vb. muhalif unsurları bulunmaktadır." (5)
Bu alıntı Reformistler tarafından, Hızlı sol ile aynı şekilde, ancak sosyalist mücadelen tamamıyla kopartılarak kullanılır..
Bu iki mücadelenin İdeolojik mücadeleye bağlantılarını Lenin şöyle özetler;
"Hem ekonomik (sosyalist) ve hem de siyasal (demokratik) ajitasyon proletaryanın sınıf bilincini geliştirmek için eşit ölçüde gereklidir.., çünkü her sınıf mücadelesi bir siyasal mücadeledir." (5)
İKİ MÜCADELENİN BİRLİKTE YÜRÜTÜLMESİ
"Marksizm, " diyor Lenin, "bir devrimci sosyalist partinin görevi, ..proletaryanın, nihai amacı siyasi iktidarın proletarya tarafından ele geçirilmesi ve sosyalist bir toplumun kurulması olan, sınıf mücadelesini örgütlemek ve bu mücadeleye önderlik etmek olduğunu aydınlığa çıkardı.""(7)
Bu iki mücadele biçiminin bir bütün içinde yürütülmesi ve siyasi mücadelenin önemi konusunda Lenin şunu söyler;
Bu iki mücadele biçiminin bir bütün içinde yürütülmesi ve siyasi mücadelenin önemi konusunda Lenin şunu söyler;
"Her ekonomik mücadele zorunlu olarak bir siyasal mücadele haline gelir ve Sosyal-Demokrasinin de bunların ikisini birbirine, çözülemez bir biçimde, proletaryanın tek bir sınıf mücadelesi olarak birleştirmesi gerekir. Böylesi bir mücadelenin ilk ve en başta gelen hedefi siyasal hakların ele geçirilmesi, siyasal özgürlüğün ele geçirilmesi olmalıdır"" (7)Lenin bu iki mücadele alanı ve görevin iç içeliğini;
“ Bir kere daha tekrarlayalım ki, bu çalışma, sosyalist faaliyetle kopmaz bir biçimde bağlantılıdır (5)” sözleriyle vurgular. ”Sosyal-Demokratlar (Sosyalistler, EA) faaliyetlerinin bu amacına daima tam bir kesinlikle işaret etmişler, proletaryanın sınıf mücadelesinin ikili görünüm ve içeriğini daima vurgulamışlar ve daima sosyalist ve demokratik görevleri arasındaki kopmaz bağlantı üzerinde ısrarla durmuşlardır.” (5)
Siyasi mücadelenin sosyalist mücadeleye bağlanılmaması konusuna örnek olarak Lenin; "Narodovoltsi (Narodnaya Volya üyeleri ve yanlıları) siyasi mücadeleye geçişlerinde ileri bir atım attılar, ama sosyalizm ile birleştirmeyi başaramadılar” diye yazıyordu. (8)
Bu iki mücadele biçiminin ayrılaştırılması ve içinde bulunan dönemin somut değerlendirmesi göz ardı edilerek birisinin dışlanmasının Marksizm'de sapma olduğunu Lenin şu sözleriyle anlatıyor;
"Marksizm, işçi sınıfının ekonomik ve siyasal mücadelesini ayrılmaz tek bir bütünde kenetledi; ve Credo yazarlarının, mücadelenin bu biçimlerini ayırma çabası, onların Marksizm’den en beceriksiz ve acınacak sapmalarından biridir.
Sınıf mücadelesinin bir bütün halinde ekonomik ve siyasal mücadeleyi birleştirmesinin zorunlu olarak gerektiği inancı, uluslararası Sosyal-Demokrasisinin etine ve kanına işlemiştir. Dahası, tarihin deneyimi, özgürlüğün bulunmayışının, yada proletaryanın siyasal haklarının sınırlandırılmasının, her zaman, siyasal mücadeleyi zorunlu olarak ön plana koyduğunu tartışmasız kanıtlamıştır.
Bundan Rusya Sosyal-Demokrasisinin sloganının şu olması gerektiği sonucu çıkar: işçilere, sadece ekonomik mücadelelerinde değil, ama, ayrıca siyasi mücadelelerinde de yardım; sadece o anki ekonomik gereksinmeleri ile ilgili değil, ama ayrıca siyasal baskının tüm belirtileri ile ilgili ajitasyon; sadece bilimsel sosyalizmin düşüncelerinin değil, ama ayrıca, demokratik düşüncelerin propagandası. "(8)
"Kapitalizm şartlarında olabileceği kadar" Siyasal hakların ele geçirilmesi ve siyasal özgürlüğün sağlanması mücadelesi , "bunlar sistem içinde elde edilemez" gibi bir yaklaşımla reddedilemez. Yukarıdaki özetlenen teoriler dışında, Rus mücadele tarihinden ve Lenin'den bu konuda en iyi örnek Leninin "köylülerin kurtuluşunun" sistem içinde gerçekleşemiyeceğini söylemesine rağmen, köylüler le ittifakı ve onların mücadelesinin de desteklenmesi gerekliliğini somut olarak pratiğe uygulanmasında görebiliriz. (9)
HANGİSİNİN DİĞERİNDEN KOPARTILMADAN GÜNDEMDE OLDUĞU
Hangi biçim mücadelenin her hangi bir dönemde "gündemde" olduğu, ülkeden ülkeye ve özgül somut durum ve şartlara , bunun ML teoriler temelinde tespitine bağımlıdır.
Hangi biçim mücadelenin her hangi bir dönemde "gündemde" olduğu, ülkeden ülkeye ve özgül somut durum ve şartlara , bunun ML teoriler temelinde tespitine bağımlıdır.
Lenin, teorik ezberciliğin saçmalığı üzerine “Her duruma uyan bir reçete, ya da ("hiç bir zaman uzlaşılmayacak"!) biçiminde bir genel kural bulmaya kalkışmak saçmadır. Her özel durumda doğru yolu bulabilmek için kafayı işletmek gerekir” (1) diyordu. Yani mücadele, kitlelerin demokratik mücadelesi dışında, içinde “özel” durumları birlikte taşıyan bir süreçten oluşur ve bu “özel” durumlara “şabloncu” bir şekilde yaklaşılmaz, özel durumların değerlendirilmesi yapılarak, mücadelenin biçimine, uygulanacak taktiklere ittifaklara vb., somut bir şekilde karar verilir, soyut devrim çağrılarıyla değil. (10)
Bunun net bir örneğini Lenin in İnessa Armanda mektubunda yaptığı bir değerlendirmede görebiliriz.
Lenin, "demokrasi için mücadele vermeden sosyalist bir devrim imkansızdır. Bu su götürmez bir gerçek. " diyor, ve devam ediyor, "ancak, belirli bir dönemde, belirli bir anlamda, (sadece kendi kaderini tayin hakkı değil) her demokratik amaç, sosyalist devrimi engelleyebilir. Hangi anlamda? Hangi anda? Ne zaman? Nasıl? Örneğin, eğer hareket zaten gelişmişse, ve devrim zaten başlamışsa..(3)
Bunun net bir örneğini Lenin in İnessa Armanda mektubunda yaptığı bir değerlendirmede görebiliriz.
Lenin, "demokrasi için mücadele vermeden sosyalist bir devrim imkansızdır. Bu su götürmez bir gerçek. " diyor, ve devam ediyor, "ancak, belirli bir dönemde, belirli bir anlamda, (sadece kendi kaderini tayin hakkı değil) her demokratik amaç, sosyalist devrimi engelleyebilir. Hangi anlamda? Hangi anda? Ne zaman? Nasıl? Örneğin, eğer hareket zaten gelişmişse, ve devrim zaten başlamışsa..(3)
İnesa Armanda mektubunda, Lenin devrim şartlarının olgunlaştığı dönemde demokratik-siyasi mücadele biçiminin değil, sosyalist mücadelenin gündemde olması gerektiğini vurguluyor ( bu arada ezberciler "sosyalizm mücadelesi her zaman gündemde" ne anlatıyorsun diyeceklerini bildiğim için, sosyalizm mücadelesinin genelde gündemde olması gerçeği ile, özelde , gerek öznel ve gerekse de nesnel şartların varlığı yokluğu anlamında gündemde olması anlamında birbirinden farklı olduğunu belirtmekte yarar var). Yani nüfusun büyük çoğunluğunun gerici ve parlamentodan umut beklediği bir yerde, "anda", "zamanda" değil. Böyle bir yerde ve zamanda demokrasi ve siyasi özgürlük kazanma içeriğinde olan Siyasi mücadele -Sosyalist Mücadele unutulmadan, hayalcilik yaymadan- gündeminde olmak zorundadır.
Bunu Lenin şöyle açıklıyor;
“Her sınıf mücadelesi siyasi bir mücadeledir”. Marks’ın bu ünlü sözleri, işçilerin işverenlere karşı verdiği her mücadelenin her zaman siyasi mücadele olduğu şeklinde anlaşılmamalıdır. İşçilerin kapitalistlere karşı mücadelesi, sınıf mücadelesi olduğu ölçüde kaçınılmaz olarak siyasi mücadele olur şeklinde anlaşılmalıdır.
Kendiliğindenci işçi-sınıfı hareketine kesin görüşler getirmek, bu hareketi, çağdaş bilim seviyesine erişmesi için, sosyalist inançlarla birleştirmek, bunu sosyalizmi başarmak için demokrasi uğruna verilen düzenli siyasi mücadelelerle birleştirmek Sosyal-Demokrasinin görevidir ..
Eğer Parti, bir bütün olarak, siyasal sorunlar üzerinde açıklamalar yapmazsa ve mücadelenin değişik biçimlerine yön vermezse, siyasi mücadele yürütmesi olanaksızdır."" (7)
Lenin in Bu yaklaşımını, Lenin'den bahsetmeden "sınıf bakış açısı değil" olarak niteleyen sol sapmalara Lenin şöyle söylüyor;
“”Siyasi mücadeleye ilişkin olarak “sınıf bakış açısı”, proletaryanın her demokratik harekete bir itici güç sağlamasını gerektirir. İşçi sınıfı demokrasisinin siyasi talepleri ilke olarak burjuva demokrasisininkilerden farklı değildir, fark nicelikseldir. Ekonomik kurtuluş mücadelesinde, sosyalist devrim mücadelesinde proletarya ilke olarak farklı bir temelde ve tek başına ayakta durur. Oysa siyasi kurtuluş mücadelesinde birçok müttefikimiz vardır ve onlara karşı kayıtsız kalmamalıyız. ... proletarya geriye bakmaksızın sonuna dek ileriye doğru yürüyecektir. ....unutmayacağız ki, eğer bir kişiyi ileri itmek istiyorsak, ellerimizi sürekli arkasında bulundurmalıyız. Proletaryanın partisi, her liberali tam bir santim ilerlemek üzereyken yakalamayı ve bir metre ilerlemesini sağlamayı öğrenmelidir. Eğer ilerlememekte direnirse, onsuz ve onun üstünden geçerek ilerleriz. (11)Türkiye'de "hızlı sol" un hemen her siyasi-demokratik mücadele ile ilgili konuda çığırtkanlığı, bu iki mücadele alan ve biçimi arasındaki diyalektik bağlantıyı koparmak, ve demokratik mücadeleyi "hızlı sol" ezberci sloganlar ve "uzlaşmaz"cı !! lafazanlıklar arkasına saklanarak reddetmek olmuştur. Soralım Lenin'e ne diyor bu konuda;
"Sınıf bilinçli bir işçi, sosyalist mücadele uğruna demokratik mücadeleyi ya da demokratik mücadele uğruna sosyalist mücadeleyi unutabilir mi? Hayır, sınıf bilinçli bir işçi kendisine sosyal-demokrat adını verir, çünkü bu iki mücadele arasındaki ilişkiyi kavrar. Demokrasi yolundan, siyasal özgürlük yolundan geçmeksizin sosyalizme giden bir yol olmadığını bilir." (6)Faşist nitelikte bir sistem ve burjuva demokrasi arasında karşılaştırma yapan Lenin “”Demokratik cumhuriyette bin yıllık bir çağın gelişini gören ve sınıf savaşımının, burjuva toplumun tam da bu devlet biçiminde kesin sonuca ulaşacağından kuşkusu olmayan kaba demokrasi bile ” diyor, "- o bile-, polisin izin verdiği ve mantığın kabul etmediği sınırlar içine hapsedilmiş bu cinsten demokrasicilikten yüz arşın daha yüksektir”” (10)
Sol sapmanın eklektizm le kırptığı, Lenin in burjuva hayallerinin yayılmaması için söylediği “kapitalizmde demokrasi "erişilebilir" bir şey değildir………Kapitalizm ve emperyalizm ancak iktisadi devrimle devrilebilir; demokratik dönüşümlerle, en "ideal" demokratik dönüşümlerle bile devrilemez “(12) sözlerine “ ne var ki emperyalizme karşı sosyalist başkaldırının uyanışı ve büyümesi, demokratik direnç ve huzursuzluğun artışıyla ayrılmaz biçimde bağlantılıdır (12) diye devam ediyor. Ama Lenin'in bu devamındaki sözleri, kırpmacıların işine gelmediği için alıntıya ilave edilmiyor.
Bu bağlantının önemini ve bu yönde görevi anlatırken “Demokrasi sorununun Marxist çözümü, “ diyor Lenin , “proletaryanın, burjuvazinin devrilmesini ve kendi zaferini hazırlamak üzere, bütün demokratik kurumları ve bütün özlemleri, kendi sınıf savaşımında seferber etmesidir” (12)
ÖN PLANDA OLAN MÜCADELE BİÇİMİ
Lenin “devrimi doğum eylemi ile karşılaştırmalı." der ve devam eder, "Doğumlar bazen kolaydır, bazen zordur. Bilimsel sosyalizmin kurucuları olan Marx ve Engels, her zaman kapitalizmden sosyalizme geçişte kaçınılmaz ilişkili olarak uzun doğum sancılarından bahsettiler. ”(13)
Devrim işçi sınıfının önderliği oluşmadan, en geniş kitlelerle, temelde işçi sınıfı (ve ülkesine bağımlı olarak köylü) ile bağ kurmadan, onların büyük kısmını saflara kazanmadan , yani öznel koşullar yaratılmadan, nesnel koşullar var olsa bile gerçekleştirilemez. Lenin "...devrim" diyor, " her devrimci durumdan değil, ama yalnız yukarıda sayılan temel değişikliklere öznel bir değişikliğin, yani devrimci sınıfa ilişkin olarak, hatta bunalımlar çağında bile, eğer 'düşürülemez'se, hiçbir zaman 'düşmeyecek' olan eski hükümeti tamamen (ya da kısmen) yıkacak denli güçlü yığınsal devrimci eylemler yürütme yeteneğinin de gelip eklendiği durumdan doğar." (14)
Leninizm, Siyasi mücadelenin tamamıyla Ekonomik Mücadeleye, sistem olarak Sosyalizmi inşa mücadelesine tabi kılınması gerekliliğini öğretir. Ancak bunun yanında işçi sınıfının temel mücadele biçimlerini sınıflandırırken, ekonomik, ideolojik ve siyasal mücadele biçimlerini sayan Lenin, bunlar arasında siyasal mücadeleyi, yani öznel şartları yaratma mücadelesini, temel mücadele biçimi olarak vurguluyor.
""Sınıf mücadelesinin bir bütün halinde ekonomik ve siyasal mücadeleyi birleştirmesinin zorunlu olarak gerektiği inancı, uluslararası Sosyal-Demokrasisinin etine ve kanına işlemiştir. Dahası, tarihin deneyimi, özgürlüğün bulunmayışının, ya da proletaryanın siyasal haklarının sınırlandırılmasının, her zaman, siyasal mücadeleyi zorunlu olarak ön plana koyduğunu tartışmasız kanıtlamıştır."" (8)
Siyasi mücadelenin önemini anlamak (ve sol lafazanlıkları anında tanıyabilmek) için Leninin 1905-1907 ve 1907 - 1910 yılları arasını değerlendirmesine bakalım;"Bundan Rusya Sosyal-Demokrasisinin sloganının şu olması gerektiği sonucu çıkar: işçilere, sadece ekonomik mücadelelerinde değil, ama, ayrıca siyasi mücadelelerinde de yardım; sadece o anki ekonomik gereksinmeleri ile ilgili değil, ama ayrıca siyasal baskının tüm belirtileri ile ilgili ajitasyon; sadece bilimsel sosyalizmin düşüncelerinin değil, ama ayrıca, demokratik düşüncelerin propagandası. "" (8)
"Parlamenter mücadele biçimi ile parlamento-dışı mücadele biçiminin, parlamentonun boykotu taktiği ile parlamentoya katılma taktiğinin, legal ve illegal mücadele biçimlerinin değişimle birbirini izlemesi ve aynı şekilde aralarındaki karşılıklı ilişkiler ve bağlar- bütün bunlar, olağanüstü zengin bir içeriğe damgasını vurdu. Yığınlara ve önderlere, sınıflara ve partilere olduğu gibi– siyasi bilimin temel ilkelerini öğretme anlamında, bu dönemin her bir ayı, "barışçıl" ve "anayasal" gelişmedeki (eğitimde) bir yıla eşitti. Eğer 1905'in "genel provası olmasaydı", 1917 Ekim Devriminin zaferi imkansız olurdu. (15) Devrim yılları (1905-1907).
Hem saldırı, hem de düzgün bir şekilde geri çekilmeyi öğrenmeden zaferin olanaksız olduğunu anlamak zorundaydılar - ve bunu devrimci sınıf, acı tecrübeyle anlamayı öğrenir."...Bolşeviklerin 'ordu'su en az kayıp verdi, çekirdeği en iyi korundu. En az (derinlik ve iyileştirilebilirlik açısından) bölündüler, en az moral bozukluğu Bolşevik lerde oldu. En geniş çapta, en doğru ve enerjik biçimde çalışma ya yeniden başlamak için en iyi kondisyonda Bolşevikler oldular. Bolşevikler bunu ancak şu yüzden elde edebildiler: Geri çekilme gerekliliğini, nasıl geri çekilineceğini bilme gerekliliğini ve en gerici parlamentolarda, en gerici sendikalarda, kooperatiflerde, sosyal sigorta derneklerinde ve benzeri örgütlerde legal olarak nasıl çalışılacağını öğrenmenin mutlak gerekliliğini anlamak istemeyen devrimci lafazanları acımasızca teşhir ettiler ve aralarından attılar." (15) (1907-1910) Gericilik yılları.
Bunlara bağımlı olarak İdeolojik mücadelenin önemine de Lenin in şu sözleri net bir şekilde değiniyor.
Bolşeviklerin 1917-1920'de başarıya ulaşabilmelerinin temel nedenlerinden birisi, 1914'ün sonundan bu yana sosyal-şovenizmin ve "kautskiciliğin" temelsizliğini ve iğrençliğini acımasız bir şekilde teşhir etmesi, (15) Birinci Emperyalist Dünya Savaşı (1914-1917).
Akıllı ve uzun süreli bir siyasi-demokratik mücadele vermeden, objektif şartları somut olarak değerlendirip tavır belirlemeden zaferin kazanılamıyacağını Lenin şu değerlendirmesinden anlamak mümkün;
Rusya, birkaç gün içinde savaş koşulları altında dünyanın bütün diğer ülkelerinden daha özgür bir burjuva demokratik cumhuriyete dönüştü, ayni tamamen parlamenter cumhuriyetlerde olduğu gibi, muhalefet partileri ve devrimci partilerin önderleri, hükümeti kurma işine giriştiler; en gericisi olsa bile, parlamentoda muhalefet partisi önderi olması gerçeği, onun gelecek devrimdeki rolünü hızlandırdı.
Bugün Avrupa ve Amerika'da karşılaşacağımız görüşlerin tersine, Bolşevikler, parlamenter mücadeleye ve (gerçekte) burjuva cumhuriyetine ve Menşeviklere karşı zafere ulaşan mücadelelerine büyük bir ihtiyatla başladılar; ve bu mücadele için hazırlıklar hiç bir şekilde basit değildi. Sözü geçen bu dönemin başlangıcında, hükümetin devrilmesi çağrısında bulunmadık, ama Sovyetlerin kompozisyonunda ve düşünce yapısında önceden değişiklikler olmadıkça, hükümeti devirmenin olanaksız olduğunu açıkladık. Burjuva parlamentosunun, kurucu meclisin boykotunu ilan etmedik -1917 Nisan Parti Konferansını takiben, parti adına resmi açıklamalar yapmaya başladığında- kurucu meclisli bir burjuva cumhuriyetinin, kurucu meclissiz bir burjuva cumhuriyetinden daha iyi olduğunu; ama "işçi ve köylülerin" cumhuriyetinin, Sovyet cumhuriyetinin her türlü burjuva demokratik parlamenter cumhuriyetten daha iyi olacağını söyledik. Eğer böylesine detaylı-eksiksiz, dikkatli-tedbirli ve uzun süreli hazırlığımız olmasaydı, Ekim 1917 de, ne zaferi kazanabilir, ne de zaferi sağlamlaştırabilirdik. (15) (15) İkinci Rus Devrimi (1917 Şubatından Ekime).
Öncellik ve gündemde olan demokratik mücadele konusunda bir diğer örnekte Lenin şunları söylüyor;
“Şu andaki görevi otokrasiyi alaşağı etmek olduğuna göre, Sosyal-Demokrasi, demokrasi uğruna savaşta öncü olarak davranmalıdır, ve dolayısıyla, salt bu nedenle bile, Rusya nüfusunun tüm demokratik unsurlarına her desteği vermeli ve onları müttefikler olarak kazanmalıdır. Ancak bağımsız bir işçi-sınıfı partisi, otokrasiye karşı savaşta güçlü bir siper olarak grev yapabilir, ve ancak böyle bir partiyle ittifak içinde, ancak onu destekleyerek, siyasal özgürlüğün tüm diğer savaşçıları etkin bir rol oynayabilirler. (8)
Hayalcilik yaymadan demokratik-siyasi mücadelede müttefiklik konusuna değinen Lenin, bir anlamda da "bağımsız" olmakla, kitlelerden "soyutlanmamış" olmaya şöyle değiniyor;
Siyasi- Demokratik mücadelenin önemi kendisini, hem işçi sınıfını sadece ekonomik değil , demokratik fikirlerle donatıp kendi saflarına çekmek, hem de proleter olmayan en geniş kitleleri saflarına kazanma zorunluluğunda noktalanır. Lenin devrimin başarısı için bunun zorunluluğuna şöyle değiniyor;
"burjuva demokrasisi akımının temsilcileri, Rusya'nın bugünkü durumu demokratik görevleri ön plana çıkardığı sürece, sosyal-demokrasinin doğal ve özlenen müttefikleridirler. Ama böyle bir ittifakın zorunlu koşulu, sosyalistlerin, işçi sınıfına, onların çıkarlarının burjuvazinin çıkarlarına taban tabana karşıt olduğunu gösterme olanağına tam olarak sahip bulunmaları olmalıdır. (16)Kitlelerle en küçük bir bağı bile olmayan bir hareketin "işçi sınıfına, onların çıkarlarının burjuvazinin çıkarlarına taban tabana karşıt olduğunu gösterme olanağı" şüphesiz ki olamaz. Bu nedenledir ki kitlelerden kopuk "küçük hareketler", "hızlı sol " sloganlarla her türlü demokratik mücadeleden, gündemde olan baş düşmana karşı pratik ittifaklardan ya da desteklemelerden kaçma yolunu ararlar.
Siyasi- Demokratik mücadelenin önemi kendisini, hem işçi sınıfını sadece ekonomik değil , demokratik fikirlerle donatıp kendi saflarına çekmek, hem de proleter olmayan en geniş kitleleri saflarına kazanma zorunluluğunda noktalanır. Lenin devrimin başarısı için bunun zorunluluğuna şöyle değiniyor;
"Bolşevikler, her şeyden önce, proletaryanın büyük çoğunluğunu, bu ileri sınıfın sınıf bilinci en yüksek, en canlı ve devrimci kesimini, gerçek öncüsünü arkasında bulduğu için başarıya ulaşmışlardı. " (17)
Ve aynı yazıda;
Ve gene aynı yazıda sapmaları, özellikle sol sapmayı eleştirerek ;
Ama eğer Bolşevikler proleter olmayan emekçi yığınların çoğunluğunu kendi yanlarına kazanmamış, onları sosyalist-devrimcilerden ve öteki küçük-burjuva partilerden koparır alamamış olsalardı, bu koşullar ancak çok kısa ömürlü ve kararsız bir zafer sağlayabilirdi.
Bu esas noktadır.
Bunlar, devlet gücünün yalnızca farklı sınıfların kendi sınıf amaçları için kullanabildikleri ve kullanmak (ve nasıl kullanılacağını bilmek) zorunda oldukları bir araç olduğunu göremiyorlar. (17)Aslında Lenin'den bu yukardaki son üç alıntısı gerek bu mücadele biçimlerinin önemini ve gerekse birbirlerine kopmaz bir bağlantı içinde ele alınması gerekliliğini özetleyen nitelikte. Demokratik mücadele verilmeden Sosyalist mücadele verilemez. Sosyalist mücadeleden kopuk bir demokatik mücadele reformizm de, demokratik mücadeleyi dışlayan bir sosyalist mücadele anarşizmde buluşur.
SONUÇ
Bir yanda Sosyalizm mücadelesinden kopuk, sorunların sistem içinde çözülebileceği hayallerini yayan Reformizm, diğer yanda ayağı yere basmayan, ezberci sloganlarla "soyutdan" dan "somuta" bir türlü inmeyen, demokratik mücadeleyi ciddiye bile almayan "Sol sapma".
“Demokrasi sorununun Marksist çözümü, “ diyor Lenin , “proletaryanın, burjuvazinin devrilmesini ve kendi zaferini hazırlamak üzere, bütün demokratik kurumları ve bütün özlemleri, kendi sınıf savaşımında seferber etmesidir” (12) Bunu özgüle bağlantılayarak gene Lenin'den örnekleyelim.
“Demokrasi sorununun Marksist çözümü, “ diyor Lenin , “proletaryanın, burjuvazinin devrilmesini ve kendi zaferini hazırlamak üzere, bütün demokratik kurumları ve bütün özlemleri, kendi sınıf savaşımında seferber etmesidir” (12) Bunu özgüle bağlantılayarak gene Lenin'den örnekleyelim.
"Otokrasi " diyor Lenin "burjuvaziye en vahşi sömürü biçimlerini uygulaması için fırsatlar verir, ama öte yandan üretici güçlerin yaygınlaşarak gelişmesi ve eğitimin yaygınlaşmasının önüne binlerce engel koyar, böylece yalnızca küçük burjuvaziyi değil, bazen büyük burjuvaziyi bile kendine karşı ayaklandırır. "...""Otokrasi, burjuvaziye onu sosyalizmden koruma garantisi (?) verir ama halk haklarından yoksun olduğu için bu koruma zorunlu olarak bir polis şiddeti sistemine dönüşür ve tüm halkın nefretini kazanır""" (11)
Günümüzdeki "hızlı sol" bu hoşnutsuzluğun ve nefretin "burjuva içinde ve arasında bir sorun" olduğunu iddia ediyor, ve "demokratik-siyasi mücadeleyi" sınıfsal olmadığı iddiasıyla reddediyor.
Lenin ise "..Bir Sosyal-Demokrat’ın hoşnutsuzluk ve başkaldırmalar karşısında kayıtsız kalmasına izin vermeyen tam da “sınıf bakış açısı”dır."(11) diyor.
"Hızlı Solcu", "En daha fazla Hızlı Solcu", "Sınıf devrimcisi"* vb olduğunu iddia edenlerin, nüfusunun % 99 unun parlamentodan umut beklediği bir ülkede, demokratik mücadeleye katılmadan, ona yön vermeden, soyut "devrim", "ihtilal" vb çağrılarının Marksizm Leninizm'le bağdaşığı yoktur, Anarşistliktir.
Yukardaki alıntılara bağımlı olarak , Türkiye somut gerçeğine Lenin in Merkez Komitesine yazdığı mektupta özetlediği ayaklanmanın üç koşulunu uygulayalım;
""Başarılı olması için , ayaklanma bir komploya değil, bir partiye değil, ama öncü sınıfa dayanmalıdır. Bu birinci nokta. Ayaklanma halkın devrimci kabarışına (mücadelenin yükselişine) dayanmalıdır. Bu da ikinci nokta. Ayaklanma, halkın öncü saflarının etkinliğinin en yüksekte olduğu, düşman ve saflarının bocalamada olduğu, ve devrimin güçsüz, kararsız, çelişki dolu dostlarının saflarının en güçlü olduğu bir yükselen devrim tarihindeki dönüm noktasına dayandırılmalıdır. Bu da üçüncü nokta.
Ayaklanma sorununu ortaya koymada, bu üç koşul Marksizmi Blankicilikten ayırır. (18) Marxism and İnsurrection
Yani, ayaklanma, devrim, soyut, ezberci "sloganlarla", ve kitlelerden kopuk hareketlerle , kitlelerin taleplerine, hoşnutsuzluğuna ilgisiz kalarak gerçekleştirilebilecek bir pratik değildir. Devrimci mücadele, temel teoriler ve bu somut şartların değerlendirilmesi temelinde stratejiler belirlenmesini gerektirdiği gibi, hoşnutsuz halka karşı bir sorumluluğu da içinde taşır, halkın ne özgülde, ne de geleceğiyle, "soyut "da, yani ayağı yere basmayan sloganlarla, kumar oynanmayacak bir konudur.
""Biz Marksistler " der Lenin, "her zaman, yığın güçlerinin ve sınıf ilişkilerinin titiz hesaplamasını yaparak, herhangi bir savaşım biçiminin yerinde olup-olmadığını belirlemekle gurur duymuşuzdur. Bir ayaklanma her zaman yerinde değildir demişizdir; kitleler arasında bunun ön koşulları var olmadıkça bir kumardır;"" (19)
Siyasi - Demokratik mücadelenin Sosyalist Mücadeledeki önemini, herkesin anlayabileceği bir biçimde ortaya koyan Stalin'in şu sözleriyle sonuçlandıralım;
"Orta tabakaların sorunu kuşkusuz ki işçi sınıfı devriminin temel sorunlarından biridir. Orta tabaka köylülük ve küçük kentsel çalışan insanlardır. Onda dokuzu orta sınıf olan Ezilen milliyetlerde bu kategoriye konulmalıdır. Gördüğünüz gibi, bunların ekonomik yapıları , onları proletarya ile kapitalistler arasında yarı yola koyar. Bu tabakaların ilgili önemi, iki durumda belirlenir: ilk olarak, bu tabakalar , belirli bir oranda, mevcut devletlerin nüfusunun büyük çoğunluğunu ya da nüfusun geniş bir azınlığını oluştururlar; ikincisi, onlar kapitalist sınıfların proletaryaya karşı ordusunu oluşturduğu önemli kaynakları oluşturmaktadır....
Proletarya, özellikle bizim Cumhuriyetler Birliğimiz gibi bir ülkede, orta tabakanın ve temel olarak köylülüğün sempati ve desteğini kazanmadan iktidarı elinde tutamaz. Bu tabakalar en azından tarafsızlaştırılamazlarsa, kapitalist sınıftan kopmayı beceremezlerse, ve çoğunluğu hala sermayenin ordusuna hizmet ediyorlarsa, proletarya iktidarı eline geçirmeyi bile ciddi olarak düşünemez." (20)
Sosyalist Devrimi hedef alan sınıf mücadelesinin, var olan sistem içinde uzun süreli bir mücadele verip, Engels in sözleriyle "nicel değişiklik" yapmadan, yani demokratik hak ve özgürlükler uğruna mücadele vermeden başarıya ulaşması mümkün değildir.
Küçük burjuva “devrimciliğin”in temsilcileri " Hızlı-sol”, hiç bir demokratik mücadele vermeden, uzun süreli bir hazırlık yapmadan yani, "niceliksel" değişikliği sağlamadan, "hemen devrim", "ya hep ya hiç" ci bir yaklaşımla devrimi aniden yapılacak olan bir olay olarak görüyorlar. Bu nedenle demokratik mücadele ile sosyalist mücadeleyi, aynı ama farklı bir şekilde reformistler gibi diyalektik bağlantısından koparıp, mekanik olarak ayırıyorlar. Ve aynı nedenlerle, kitleleri devrimci eyleme hazırlama görevini gereksiz, uzlaşmacı ve hatta zararlı olarak ilan ederek kitleleri devrime hazırlama görevlerinden uzaklaştıran bu yaklaşım, özünde, kitleleri pasifleştiren reformistlerin evrimci yaklaşımları kadar, kimi özgül durumlarda, onlardan daha da gerici duruma düşüyorlar.
Mayıs 27, 2019
Notlar
* "Sınıf Devrimcisi" kavramı okuduğum ilk günden bu yana bana "kendini diğerlerinden daha hızlı solcu olarak ayırmak" için yaratılmış küçük burjuva bir slogan gibi geldi. Her devrim şu veya bu, bir sınıfın devrimidir, devrimcisi de o sınıfın devrimcisidir. Bu kavramın kullanımı sanki, kendisinin tersi olan, "sınıfsal olmayan " devrim ve devrimcilerin olasılığını ve varlığını iddia ediyor nitelikte. "İşçi sınıfı devrimcileri ", "Orta Sınıf devrimcileri", "Burjuva (sınıf) devrimcileri", "Küçük Burjuva (sınıf) devrimcileri" vardır, ama "sınıf devrimcileri" kavramı, hangi "sınıf" olduğunu , bu soruya doğal olarak kendisini açık bırakan, kafa bulandıran bir kavram.
(1) Lenin, Diyalektik ve Eklektizm. "Okul ve Aygıt"
(2) Lenin, Burjuva Demokrasisi ve Proletarya Diktatörlüğü
(3) Lenin, To Inessa Armand - Letters 1916
(4) Lenin, Hareketimizin acil görevleri
(5) Lenin, Rusya Sosyal Demokratların görevleri
(6) Lenin, Küçük Burjuva Sosyalizmi ve proleter Sosyalizmi
(7) Lenin, Rabochaya Gazeta ya Makaleler
(8) Lenin, Rusya Sosyal Demokratlarınının Bir Protestosu
(9) Lenin, İşçi Sınıfı ve Köylülük
(10) Lenin, Hiç Uzlaşma Olmayacakmı
(11) Lenin, Siyasi Ajitasyon Ve “Sınıf Bakış Açısı”
(12) Lenin, Kievskiye yanıt
(13) Lenin, Incidental Questions of the Soviet Power.
(14) Lenin, Proleter Devrim ve Dönek Kautsky
(15) Lenin, Bolşevizm Tarihinin Ana Aşamaları
(16) Lenin, Ne Yapmalı? - Rusya da Eleştiri
(17) Lenin, Kurucu Meclis Seçimleri ve Proletarya Diktatörlüğü
(18) Marxism and İnsurrection
(18) Marxism and İnsurrection
(19) Lenin, Devrimci lafazanık
(20) Stalin, Ekim Devrimi ve Orta Tabaka Sorunu
Hiç yorum yok