Komünist partisinin rolü üzerine konuşma - Lenin
Lenin 2inci kongrede konuşma |
The Second Congress Of
The Communist International
July 19-August 7, 1920
Komünist Partisinin Rolü Üzerine Konuşma
23 Temmuz 1920
Yoldaşlar, yoldaş Tanner ve yoldaş Mc Laine'nin konuşmalarıyla ilgili birkaç söz söylemek istiyorum.
Tanner proletarya diktatörlüğünden yana olduğunu söylüyor; ama proletarya diktatörlüğünü bizim gördüğümüz şekilde görmüyor. Bizim gerçekte proletarya diktatörlüğünden, proletaryanın örgütlü ve sınıf bilincinde olan bir azınlığın diktatörlüğü demek istediğimizi söylüyor.
Yeterince doğru, işçi kitlelerinin sürekli sömürüye mazur kaldığı ve kendi insan yeteneklerini geliştiremediği kapitalizm döneminde, işçi sınıfı politik partilerinin en karakteristik özelliği, sınıflarının sadece bir azınlığını (partiye) katabilmeleridir.
Siyasi bir parti sınıfın sadece bir azınlığından oluşabilir, aynı şekilde, herhangi bir kapitalist toplumda gerçekten sınıf bilincinde olan işçiler, bütün işçilerin ancak çok küçük bir azınlığını oluşturabilirler. Bu nedenle, ancak sınıf bilinçli azınlığın en geniş işçi kitlelerinin öncülüğünü yapabileceğini ve onları yönlendirebileceğini kabul etmek zorundayız. Eğer yoldaş Tanner partilere karşı olduğunu söylüyorsa, ama aynı zamanda en iyi örgütlenmiş ve en devrimci işçilerden oluşan tüm proletaryaya yol gösteren, bilinçli bir azınlıktan yana ise, o zaman aramızda gerçekten bir fark yoktur derim.
Nedir bu örgütlü azınlık? Eğer bu azınlık gerçekten sınıf bilincine sahipse, kitlelere öncülük edebiliyorsa ve eğer ortaya çıkan her güncel soruna cevap verebiliyorsa, o zaman gerçekte bu bir partidir. Fakat eğer bir kitle hareketinin sözcüleri olarak baktığımız Tanner gibi yoldaşlar, -ki, belli bir ölçüde abartmaya sapmadan, İngiliz Sosyalist Partisi temsilcileri için böyle bir şey söylenemez - eğer bu yoldaşlar proletarya diktatörlüğü için sabırlı ve kararlıca mücadele edip işçi kitlelerini bu çizgilerde bilinçlendirecek bir örgütlü azınlıktan yana iseler, o zaman bu azınlık gerçekte partiden başka bir şey değildir.
Yoldaş Tanner bu azınlığın tüm işçi kitlelerini örgütleyip, onlara öncülük etmesi gerektiğini söylüyor.
Siyasi bir parti sınıfın sadece bir azınlığından oluşabilir, aynı şekilde, herhangi bir kapitalist toplumda gerçekten sınıf bilincinde olan işçiler, bütün işçilerin ancak çok küçük bir azınlığını oluşturabilirler. Bu nedenle, ancak sınıf bilinçli azınlığın en geniş işçi kitlelerinin öncülüğünü yapabileceğini ve onları yönlendirebileceğini kabul etmek zorundayız. Eğer yoldaş Tanner partilere karşı olduğunu söylüyorsa, ama aynı zamanda en iyi örgütlenmiş ve en devrimci işçilerden oluşan tüm proletaryaya yol gösteren, bilinçli bir azınlıktan yana ise, o zaman aramızda gerçekten bir fark yoktur derim.
Nedir bu örgütlü azınlık? Eğer bu azınlık gerçekten sınıf bilincine sahipse, kitlelere öncülük edebiliyorsa ve eğer ortaya çıkan her güncel soruna cevap verebiliyorsa, o zaman gerçekte bu bir partidir. Fakat eğer bir kitle hareketinin sözcüleri olarak baktığımız Tanner gibi yoldaşlar, -ki, belli bir ölçüde abartmaya sapmadan, İngiliz Sosyalist Partisi temsilcileri için böyle bir şey söylenemez - eğer bu yoldaşlar proletarya diktatörlüğü için sabırlı ve kararlıca mücadele edip işçi kitlelerini bu çizgilerde bilinçlendirecek bir örgütlü azınlıktan yana iseler, o zaman bu azınlık gerçekte partiden başka bir şey değildir.
Yoldaş Tanner bu azınlığın tüm işçi kitlelerini örgütleyip, onlara öncülük etmesi gerektiğini söylüyor.
Eğer yoldaş Tanner ve Shop Stewards grubu ile İndustrial Workers of the World grubundaki diğer yoldaşlar bunu kabul ediyorlarsa- onlarla olan günlük tartışmalarımızdan anladığımız, bunu kabul ediyorlar - eğer işçi sınıfı bilincinde olan komünist azınlığın, proletaryanın öncülüğünü yaptığı düşüncesini onaylıyorlarsa, o zaman bütün önerilerimizin gerçek anlamının da kesinlikle bundan başka bir şey olmadığında aynı fikir olmalılar. Bu durumda aramızdaki tek ayrılık, İngiliz yoldaşların arasında politik partilere karşı duyulan güvensizlik nedeniyle, onların "parti" sözcüğünü kullanmaktan kaçınmalarında yatmaktadır. Onlar politik partilerin sadece Gompers ve Henderson 'un üçkağıtçı parlamentaristlerle işçi sınıfına ihanet edenlerin oluşturduğu parti biçimleri olduğunu düşünüyorlar. Ama eğer parlamentarizmden Amerika ve İngiltere'de var olanlardan bahsediyorlarsa, bizde böyle politik partilere ve böyle parlamentarizme karşıyız. Bizim İstediğimiz yeni ve farklı partilerdir. Biz kitlelerle sürekli ve gerçek bağlantıları olan ve bu kitlelere öncülük edebilecek olan partileri istiyoruz.
Şimdi yoldaş Mc Laine'nin konuşmasıyla ilgili olarak değinmek istediğim üçüncü konuya gelelim. Kendisi İngiliz Komünist Partisi 'nin İşçi Partisi ile birleşmesinden yanadır. Bu konuyla ilgili görüşlerimi Üçüncü Entemasyonal'e bağlanma üzerine yazdığım tezlerimde zaten açıklamıştım. Broşürde konuyu açık bıraktım. Anak, sorunu birçok yoldaşla tartıştıktan sonra İşçi Partisi'nin içinde kalma kararının tek doğru taktik olduğu sonucuna ulaştım. Ama işte "Fazla dogmatik olma" diyen yoldaş Tanner. Onun bu sözünü burda çok yersiz buluyorum.
Yoldaş Ramsay "Lütfen bırakın biz İngiliz komünistleri bu soruyla ilgili kararımızı kendimiz verelim" diyor. Eğer her küçük grup gelip "aramızda bazıları bundan yanadır, bazıları ise buna karşıdır, bırakın sorunla ilgili kararı kendimiz verelim deseydi, o zaman Enternasyonal neye benzerdi? Öyle bir durumda, Enternasyonalin, kongrenin ve bütün bu tartışmaların ne faydası olabilir? Yoldaş Mc Laine siyasi bir partinin sadece rolünden bahsetti. Fakat aynı şey sendikalar ve parlamentarizm için de geçerlidir. En ileri devrimcilerin büyük bir çoğunluğunun İşçi Partisine bağlantılı olmak istememelerinin nedeni parlamentarizmi bir mücadele aracı olarak görmemelerindendir. Belki de bu sorunu, üzerinde tartışabilecek ve enine boyuna inceleyebilecek bir komisyona devretmek ve Komünist Enternasyonal' in bu kongresinde bir karara varmak en doğrusu olacaktır. Sorunun sadece İngiliz komünistlerini ilgilendirdiğinde aynı fikirde olamayız. Hangi taktiklerin, genel olarak, doğru olduğunu söylemek zorundayız.
Yoldaş Ramsay "Lütfen bırakın biz İngiliz komünistleri bu soruyla ilgili kararımızı kendimiz verelim" diyor. Eğer her küçük grup gelip "aramızda bazıları bundan yanadır, bazıları ise buna karşıdır, bırakın sorunla ilgili kararı kendimiz verelim deseydi, o zaman Enternasyonal neye benzerdi? Öyle bir durumda, Enternasyonalin, kongrenin ve bütün bu tartışmaların ne faydası olabilir? Yoldaş Mc Laine siyasi bir partinin sadece rolünden bahsetti. Fakat aynı şey sendikalar ve parlamentarizm için de geçerlidir. En ileri devrimcilerin büyük bir çoğunluğunun İşçi Partisine bağlantılı olmak istememelerinin nedeni parlamentarizmi bir mücadele aracı olarak görmemelerindendir. Belki de bu sorunu, üzerinde tartışabilecek ve enine boyuna inceleyebilecek bir komisyona devretmek ve Komünist Enternasyonal' in bu kongresinde bir karara varmak en doğrusu olacaktır. Sorunun sadece İngiliz komünistlerini ilgilendirdiğinde aynı fikirde olamayız. Hangi taktiklerin, genel olarak, doğru olduğunu söylemek zorundayız.
Şimdi de yoldaş Mclaine'nin İngiliz İşçi Partisi ile ilgili görüşlerinin bazıları üzerinde durmak istiyorum.
Şunu açıkça söylemeliyiz ki Komünist partisi, işçi partisine ancak tam bir eleştiri serbestliği ve kendi politikasını yürütebilme koşullarıyla katılabilir. Bu son derece önemlidir. Bu konuyla ilgili olarak Yoldaş Serrati sınıf işbirliğinden söz ettiği zaman, ben bunun bir sınıf işbirliği olmayacağını beyan ediyorum. İtalyalı yoldaşlar partilerinin içinde Turati ve benzerleri gibi oportünistlere, yani burjuva unsurlara göz yumdukları zaman, işte o gerçekten bir sınıf işbirliği olacaktır.Gel gelelim, Bu durumda, İngiliz İşçi Partisi ile ilgili olarak, söz konusu işbirliği, İngiliz işçilerinin (sınıf bilinci) gelişmiş azınlığı ile (geri kalan) büyük çoğunluğu arasında olacaktır. İşçi Partisi üyelerinin tamamı sendika üyesidir. Başka hiçbir ülkede rastlanmayan (genelin dışında) kendine özgü bir yapısı vardır. Sendikalarda örgütlenmiş altı ya da yedi milyon işçinin dört milyonunu kucaklayan bir örgüttür. Onlardan politik düşüncelerinin ne olduğu sorulmaz.
Şunu açıkça söylemeliyiz ki Komünist partisi, işçi partisine ancak tam bir eleştiri serbestliği ve kendi politikasını yürütebilme koşullarıyla katılabilir. Bu son derece önemlidir. Bu konuyla ilgili olarak Yoldaş Serrati sınıf işbirliğinden söz ettiği zaman, ben bunun bir sınıf işbirliği olmayacağını beyan ediyorum. İtalyalı yoldaşlar partilerinin içinde Turati ve benzerleri gibi oportünistlere, yani burjuva unsurlara göz yumdukları zaman, işte o gerçekten bir sınıf işbirliği olacaktır.Gel gelelim, Bu durumda, İngiliz İşçi Partisi ile ilgili olarak, söz konusu işbirliği, İngiliz işçilerinin (sınıf bilinci) gelişmiş azınlığı ile (geri kalan) büyük çoğunluğu arasında olacaktır. İşçi Partisi üyelerinin tamamı sendika üyesidir. Başka hiçbir ülkede rastlanmayan (genelin dışında) kendine özgü bir yapısı vardır. Sendikalarda örgütlenmiş altı ya da yedi milyon işçinin dört milyonunu kucaklayan bir örgüttür. Onlardan politik düşüncelerinin ne olduğu sorulmaz.
Hadi, Yoldaş Serrati bana orada birisinin bizim eleştiri hakkımızı kullanmamızı engelleyeceğini kanıtlasın. Sadece onu kanıtlamakla yoldaş Mclaine'nin yanlış olduğunu kanıtlayacaksınız.
İngiliz Sosyalist Partisi Henderson'u rahatlıkla hain olarak adlandırabilir, ve yine de İşçi Partisi'nin içinde kalmaya devam edebilir. Burada işçi sınıfının öncüsü ile onun gerisindeki unsurlar arasındaki işbirliği var. Bu işbirliği tüm hareket için o kadar önemlidir ki, İngiliz komünistlerinin partiyle, yani işçi sınıfının azınlığıyla gerideki tüm işçiler arasında bir bağlantı görevini görmeleri üzerinde kesinlikle ısrar ediyoruz. Eğer bu azınlık kitlelere öncülük edemiyor ve kitlelerle sıkı bağlar kuramıyorsa, o zaman bir parti değildir, ve genel olarak hiçbir değeri yoktur, kendisini bir parti olarak ya da National Shop Stewards Committee olarak adlandırsa bile - bildiğim kadarıyla, İngiltere'deki Shop Stewards Committee'lerinin merkezi bir örgütü olan Ulusal Komitesi var ve bu partiye doğru atılmış bir adımdır.
Sonuç olarak İngiliz İşçi Partisi'nin proleterlerden oluştuğu nun ylalan olduğu kanıtlanana kadar, bu işçi sınıfının öncüleri ile geri kalmış işçiler arasındaki işbirliğidir; eğer bu işbirliği düzenli bir şekilde yürütülemezse, komünist partisinin hiçbir değeri olamaz, ve proletarya diktatörlüğünden hiç bahsedilemez .
Eğer İtalyan yoldaşlarımız daha ikna edici fikirler önermezlerse, bildiklerimiz temelinde hareket ederek, sorunu bir süre sonra burada kesin olarak karara bağlamak zorunda kalacağız - ve birleşmenin doğru bir taktik olduğu sonucuna varacağız.
Sonuç olarak İngiliz İşçi Partisi'nin proleterlerden oluştuğu nun ylalan olduğu kanıtlanana kadar, bu işçi sınıfının öncüleri ile geri kalmış işçiler arasındaki işbirliğidir; eğer bu işbirliği düzenli bir şekilde yürütülemezse, komünist partisinin hiçbir değeri olamaz, ve proletarya diktatörlüğünden hiç bahsedilemez .
Eğer İtalyan yoldaşlarımız daha ikna edici fikirler önermezlerse, bildiklerimiz temelinde hareket ederek, sorunu bir süre sonra burada kesin olarak karara bağlamak zorunda kalacağız - ve birleşmenin doğru bir taktik olduğu sonucuna varacağız.
Tanner ve Ramsay yoldaşlar İngiliz komünistlerinin çoğunluğunun birleşmeye karşı olacaklarını söylüyorlar. Ama her zaman çoğunlukla aynı fikirde olmak zorunda mıyız? Hiç te değil. Eğer hangi taktiklerin doğru olduğunu henüz anlamamışlarsa, o zaman belki beklemek daha doğru olur. İki partinin bir süre paralel beraber varlığı bile, doğru taktik konusunda kesin bir cevap vermemek ten daha iyidir.
Şüphesizki, tüm Kongre delegelerinin deneyimleri ve burada öne çıkarılan tartışmalara dayanarak sizler burada ve şimdi, "her bir ülkede derhal tek bir komünist parti oluşturulması"nı öngören bir karar alınması üzerinde ısrar etmeyeceksiniz. Bu mümkün değildir. Ama düşüncelerimizi açıkça belirtebilir ve çeşitli çözüm yolları önerebiliriz. İngiliz delegeleri tarafından öne sürülen konuyu özel bir komisyonda incelemeliyiz ve o zaman biz " İşçi Partisi ile birleşmek doğru bir taktiktir " diyeceğiz. Eğer çoğunluk karşı ise, farklı bir azınlığı örgütlemeliyiz. Bunun öğretici bir değeri olacaktır. Eğer İngiliz işçi kitleleri hala eski taktiklere inanıyorlarsa, o zaman sonuçlarımızı gelecek kongrede doğrulayacağız. Gelgelelim bu sorunun sadece İngiltereyi ilgilendirdiğini söyleyemeyiz - bu İkinci Enternasyonal'in en kötü alışkanlıklarını tekrarlamak olur. Düşüncelerimizi açıkça belirtmeliyiz. Eğer İngiliz komünistleri anlaşmaya ulaşamazlar ve bir kitle partisi kurulmazsa , şu veya bu şekilde bir ayrılma kaçınılmaz olacaktır.
Şüphesizki, tüm Kongre delegelerinin deneyimleri ve burada öne çıkarılan tartışmalara dayanarak sizler burada ve şimdi, "her bir ülkede derhal tek bir komünist parti oluşturulması"nı öngören bir karar alınması üzerinde ısrar etmeyeceksiniz. Bu mümkün değildir. Ama düşüncelerimizi açıkça belirtebilir ve çeşitli çözüm yolları önerebiliriz. İngiliz delegeleri tarafından öne sürülen konuyu özel bir komisyonda incelemeliyiz ve o zaman biz " İşçi Partisi ile birleşmek doğru bir taktiktir " diyeceğiz. Eğer çoğunluk karşı ise, farklı bir azınlığı örgütlemeliyiz. Bunun öğretici bir değeri olacaktır. Eğer İngiliz işçi kitleleri hala eski taktiklere inanıyorlarsa, o zaman sonuçlarımızı gelecek kongrede doğrulayacağız. Gelgelelim bu sorunun sadece İngiltereyi ilgilendirdiğini söyleyemeyiz - bu İkinci Enternasyonal'in en kötü alışkanlıklarını tekrarlamak olur. Düşüncelerimizi açıkça belirtmeliyiz. Eğer İngiliz komünistleri anlaşmaya ulaşamazlar ve bir kitle partisi kurulmazsa , şu veya bu şekilde bir ayrılma kaçınılmaz olacaktır.
The Second Congress Of
The Communist International
July 19-August 7, 1920
İngilizcesine bağımlı olarak yeniden çeviri
Erdoğan A
Ocak 27, 2019
July 19-August 7, 1920
İngilizcesine bağımlı olarak yeniden çeviri
Erdoğan A
Ocak 27, 2019
Kaynak
Hiç yorum yok