Küba ve Ambargo - Küba halkının tarihi direnişi
Dün, 1 Kasım 2018,de Birleşmiş milletler ABD nin 50 yıldır devam eden Kübaya ambargosunu, 27 inci defa oyladı. Sonuç genelde olduğu gibi aynı; 191 ülkeden sadece ABD ve İsrail kaldırılmasına karşı, 189 u kaldırılması taraftarı.
İşin en demogojik yanı, insan haklarını dünyanın dört bir yanında çiğneyen, insan haklarının olası en iğrenç bir şekilde çiğnendiği Saudi Arabistanı destekleyen ABD nin, BM lerde, ambargoya neden olarak " Küba İnsan haklarına saygı duymadığı sürece, ambargo kaldırılmayacaktır" sözlerinde kendisini yeniden buluşturmasıydı. Küba ya seyahat etmenin bir insan hakkı olduğunu unutan ABD nin, sadece ABD vatandaşlarına seyahati yasaklaması değil, tüm diğer ülke vatandaşlarına da dolaylı olarak yasaklamış olması, her nedense "insan haklarına saygı" anlayışı, içinde görülmüyordu.
1992'den bu yana, her yıl BM' in ABD'nin Küba'ya karşı uyguladığı ekonomik, ticari ve mali ambargoya ezici bir şekilde karşı çıkılmasına rağmen "saygı" anlayışının "sadece bana ve benim söylediğime saygı" mafya usulü yaklaşım nedeniyle, bu yılda devam edecek.
Oylama öncesinde Küba, ambargonun Küba üzerine etkisini özetleyen bir rapor yayınladı. Bu rapor, geçen yıl boyunca sağlık, eğitim, yemek, spor, kültür ve kalkınma üzerindeki acımasız etkilerini ayrıntılarıyla özetlemesi yanında, yaklaşık altmış yıllık ambargonun Küba ekonomisine 933 milyar dolarlık bir zarara neden olduğunu belirtiyordu..
Ambargo nedeniyle Küba'nın malign beyin tümörleri için kemoterapi ilaçları, ve kanserlerin teşhis edilmesine yardımcı olabilecek tıbbi araçlar da dahil olmak üzere, yüzlerce ambargonun uygulandığı alanları sıralayan örnekler vardı.
Bu örnekler ambargo nun halkın sadece temel ihtiyaçlarını değil, sağlığı ve eğitimiyle ilgili, aynı zamanda tüm dünya insanlarını ilgilendiren ciddi hastalıkların araştırma ve tedavisi ile ilgili ilaçların bulunması, ve piyasaya sürülmesi ile ilgili olduğuna işaret etmekte.
Bu raporda sıralanan örnekler, hasta insanlara "bir gelir kaynağı" olarak bakan ve "iyileştirme - tedavi" yerine, " geçici kontrol" altında tutarak insanları sürekli ilaç kullanmaya zorlayan, bu vesileyle de kendilerine sürekli bir şekilde milyarlarca gelir getirme pratiği içinde olan ABD ilaç sanayiinin "çıkarları" nın da korunduğu, geniş kapsamlı içeriği olan bir ambargo olduğu gerçeğini ortaya seriyordu.
Küba ya uygulanan baskı ve Ambargo öylesine geniş kapsamlı ki, ABD tekellerinin ve sermayesinin hakim olduğu, ambargoya karşı olan tüm ülkelerde de zorla, hemen her alanda uygulandırılıyor. Bunun bir örneği 2017 de Londra'daki Küba büyükelçiliğinin banka hesaplarının geçici olarak dondurulmasına kadar uzanan pratiktir..
Rapor, yabancı sermaye ve şirketlere uygulanan mafya usulü "korku" pratiğinin , (OFAC) Yabancı Varlık Denetimi Ofisi tarafından uygulandığına, Küba ile alış veriş yapan şirketlerin ABD nin uygulayacağı para cezalarından duydukları korkuya dikkat çekiyor, ve örnek olarak, Kooperatif Bankasının 2015 yılında Küba hesabını kapatmasını veriyor.
Rapor ayrıca İngiliz ve diğer uluslararası bankaların geçen yıllarda ambargo nedeniyle milyarlarca dolar para cezası ödediğine değiniyor. Rapor şöyle diyor; "49 uluslararası şirketin sadece Barack Obama başkanlığının sekiz yıl sürecinde toplam 14 milyar dolarlık para cezası vermesi inanılmaz bir şey."
Dünyada ABD li olmayan bir sürü banka, Küba ile olan ilişkilerini bu baskı ve cezalandırmalar neticesinde sona erdirdi. Bu da , kaçınılmaz olarak yarattığı tüm ekonomik zorluklara ilave olarak, yurt dışında yaşayan Kübalıların, ailelerine, Küba ya para transfer etme olanağını da engelleyen bir pratik oldu.
Yani ambargoya Birleşmiş Milletlerde karşı çıkan ülkeler, ve bu ülkelerde yaşayanlar, devamında bu tavırları nedeniyle ABD tarafından "dolaylı" olarak cezalandırılıyor.
Benzer uygulamalar "turizm" ve "seyahat" de oldukça yaygın, ve "caydırıcı" nitelikte. Obama döneminde bile "sözde" ABD vatandaşları için açılan seyahat özgürlüğü, içinde bir sürü muğlaklık taşıyan ve seyahat edenin geri döndüğünde "hapis" cezasına kadar her türlü olasılığı yani "caydırıcılığı" taşıyan biçimde sözlendirildi.
Haziran 2017'de Trump Miami'de düzenlenen bir mitingde açıkladığı yeni Küba politika, ABD'nin Havana'daki büyükelçiliğini kapattı, seyahat ve ticaretini gittikçe zorlaştırdı ve daha fazla Kübalı devlet şirketini kara listeye aldı. Küba raporu, yeni ABD önlemleri Küba'ya gelen ABD ziyaretçilerinin sayısında yüzde 43'lük bir düşüşe neden olduğunu söylüyor. Bu rakam 2017'de aynı dönemden 51.677 daha az yolcuyu oluşturuyor. Küba nın , yarım saatlik uzağında olan Miami ye "Turistik alternatif" olması, bu anlamda da konunun "Küba nın insan haklarına saygı" sızlığı uydurmacası olmadığı gerçeğine bir başka açıklama oluyor.
ABD nin hipokrat söylemine bakarsak, Dışişleri Bakanlığı'nın ifadesiyle “hükümet (Kübadaki) açlığı, ve çaresizliği”engellemek için ambargoyu başlattı. Ancak ambargo pratiğine bakarsak, hedef ve amacın tam da tersi olduğunu görmekte hiç te zorluk çekmeyiz. Trump ın, ambargoya ilave olarak, Küba'ya karşı "Düşmanla Ticaret'Yasası"nı imzalamasıyla, bu ambargo amacının gerçeği kendisini bir defa daha onaylamış oldu.
Her türlü gerici ve sosyalizm inşasında "dış etkenleri" göz ardı eden "sözde sol" söylemlerin, lafazanlığın tersine, Küba'nın ulusal bütçesinin yüzde 51'inden fazlası sağlık hizmetleri, eğitim ve sosyal hizmetlere ayrılması nedeniyle, bu 60 yıla yakın ambargolara ve "insan haklarının "çiğnenmesine rağmen, Kübalılar yaşamlarını büyük ölçüde iyileştirmekle kalmadılar, okuma yazma, sağlık, eğitim alanında dünyanın en ileri ülkelerinden birisi olarak Küba yı yarattılar, ve tarihi bir direniş örneğiyle yaşatmaya çaba gösteriyorlar.
Ambargo nedeniyle en zor koşullar altında, açlığın olmadığı, eğitimin, sağlığın bedava olduğu, "mülkiyetini kaybetme", ödeyemediği için kiraladığı, ya da "sahip!" olduğu evden ailece atılma, işten atılma, işsiz kalma, aç kalma, vb korkularının olmadığı yaşam ortamını gerçekleştirdikleri hesaba katılırsa, "ambargosuz" Küba halkının neler başarabilmiş olacağı, başarabileceği, ABD ve diğer kapitalistlerin temel korkusunu oluşturuyor.
Küba, ABD'nin sürekli saldırılarına karşı direnişiyle sadece Latin Amerika değil dünyadaki tüm emperyalist baskı altında tutulan ülkelerin "direniş sembolü" olmuştur. Küba halkının başlangıcında bu yana direnişi, tarihi bir öneme ve örneğe sahiptir.
Erdoğan A
2 Kasım 2018
2 Kasım 2018
Hiç yorum yok