Header Ads

Header ADS

15 Temmuz Darbesi, Sivil Darbenin bir parçasıdır, Ayrı bir darbe değil!

Devrimciler değerlendirmelerini siyasi iktidarın medyası ve üyelerinin "verileri" ve "dedikoduları" temelinde değil, eğer yeteri kadar veri yoksa, iktidarın "manipulasyon" taktiksel yalanlarını, akılcı, eleştirel , mantıksal yöntemlerle karşılaştıran bir yaklaşımla yapmak zorundadırlar.

Her darbe içinde farklı adımları, taktiksel pratikleri içeren, süreç içinde bütünselleştiren bir planla gerçekleştirilir. Darbeler 24 saat içinde karar verilen, kendiliğinden hareket değil, ciddi bir şekilde planlanan ve koordine edilen,  belirli bir amacı hedefleyen, planlanmış  pratikler bütünüdür. 

Elde var olan "veri" lere akıllı ve eleştirel bir şekilde baktığımızda, 15 temmuz Askeri darbesinin, AKP ye karşı değil, tam tersine özünde planlanan Sivil Darbenin bilinçlice hayata geçirilmiş bir parçası olduğu sonucuna ulaşmamak, Sivil Darbecilerin manipulasyon amacındaki propagandalarının başarılı omasını sağlayıcı, yanlış bir değerlendirme yapma hatasına düşmek demektir. Bu "eleştirel-mantıksal"gerçek, iktidarın oyunlarına gelmemek ve kitleleri aydınlatmak , doğruyu gün ışığına çıkartma yolunda  "sorgucu" tavrı takınmaları için,  ta ki , aksi kanıtlanana kadar, gerek stratejik ve gerekse taktiksel olarak  "kabullenen" bir değerlendirme olması gerekir. Bütün veriler ve bir senedir devam eden , arka plandaki asıl "sorumluların" belirlenmemesi, bu konuda her türlü girişimin engellenmesi, FETÖ cü diye önüne gelen toplumun  herkesiminden insanların tutuklanması, bu "sözde" askeri darbenin, Sivil Darbe planlarının bir parçası olan "provokasyon" pratiği olma olasılığını güçlendirmektedir. 

Provokasyonun nasıl hazırlandığı konusunda "polisiye" teoriler yürütmek diye bir sorunumuz olamaz. Askeri Darbenin "nasıl ve kimler tarafından " yapıldığı, Fetöcü, Kemalist vs "kişiselliği" , bu hareketin bir "provokasyon" olduğu, Sivil Darbe planlarının bir parçası olduğu  gerçeğini perdeliyemez.  Provokasyona düşenlerin gerçek " kimliği" , bizlere devam eden sermayenin (içi ya da arası) "iktidar" çatışması konusunda detaylı bilgi sağlaması açısından önemlidir, onun provokasyon olup olmadığı konusunda değil. Belirleyici olan AKP nin kendisinin hazırlamış olup olmadığı, ya da başkasının onlara karşı yapmış olduğu değil, en azından önceden bilindiği için, bu darbenin Sivil Darbe yolunda pratik sonuçlu bir PROVOKASYON olduğu gerçeğidir.

Sermaye içi  ya da arası çatışması belirginleşen, ancak, ayağı yere basan, gerçekçi bir değerlendirme yapabilmek için , somut verilerin toparlanması ve ekonomi alanında uzman, ya da en azından  yeteri kadar ciddi bilgisi  olanlar tarafından değerlendirilerek bu çatışan tarafların SOYUT dan SOMUT a belirlendirilmesi gerekir.  Her ne kadar da konumuz bu olmasa da, diyalektik gerçek, bu bağlamın Askeri Darbe Provokasyonunun ve Sivil darbenin TEMEL nedenlerini oluşturan nedenlerdir. Birbirinden kopuk değil, tamamıyla birbirine bağlı, birbirini tamamlayan öğelerdir.

Konu üzerine elimizdeki kısıtlı verilerde ele alınması ve değerlendirilmede kullanılması gereken konular-

Provokasyon Üzerine

  • AKP ve FETÖ nün yıllarca süren ve hala devam eden içiçeliği
  • Askeri Darbenin tarihi örneklerin tersine, akşam yapılması ve askerlerin bile konu üzerinde hiç bir bilgileri olmaması. Askeri güç olarak binde bire bile ulaşmayan gücün kullanılması
  • Bir yıl geçmesine rağmen darbe sorumluları üzerine SOMUT araştırmalar yapılmaması , tam tersine bu yönde verilen önergelerinde engellenmesi.
Sermaye içi-arası çatışma üzerine
  • Ordunun yıllardır sermayenin hangi kesimi kontolü altında olduğu
  • Varlık Fonu - ve en önemlisi bu fondan en fazla yararlanan sermaye kesimi
  • Sabancı ve Koç un kendi hisselerini satışa çıkartması
  • ABD ve AB ile ortaklığı - içiçeliği olan sermaye kesimini göz önünde bulundurursak - şimdiki iktidarın gerek ABD ve gerekse AB tarafından açık bir şekilde dışlanmaları, NATO ile çelişkiler
Bu "veriler" somut ve kanıtlayıcı bir değerlendirmeye , yani teori ile özgül bütünleştirme olanağı sağlayamaz, ancak, iktidarın manipulasyonu hedef alan açıklamalarına alternatif, GENEL bir değerlendirme yapmak için kullanılabilir.

Bu anlamda, süreç içinde somut verilerle kanıtlanması zorunluluğuyla, 15 Temmuz Askeri darbesinin, "kendi başına bir darbe" değil, planlanmış olan "SİVİL DARBE" bütününün bir parçası olan "provokasyon" pratiği olarak değerlendirilmesi, emekçi halkların çıkarı doğrultusunda, alternatif bir değerlendirme özelliği taşıdığı görüşündeyim.

Aynı şekilde, süreç içinde, gene somut verilerle, ayağı yere basan bir değerlendirmeye tabi olmak şartıyla,  Türkiyede ki Faşist iktidar oluşumunun, sermaye içi çelişkileri ve çatışmaları "UYUM" içine getirme çabalarında henüz başarılı olamadığı, tam tersine çelişkilerin arttığı, iktidarın sadece bir kesimi tarafına eğilime dönüştüğü, (ya da baştan beri) diğer kesimi baskı altında tuttuğu yönde bir değerlendirme yapabiliriz.

Bu değerlendirme, daha önceden "kanıtlamazsa", sermaye içi çatışmaların "kanlı" olabileceği gerçeğinden hareket edersek, emekci halkların ve Devrimci Demokrasi mücadelesinin çıkarları temelinde, stratejik ve taktiksel yaklaşımların, ve " hazırlıklı" olabilme açısından, alternatif değerlendirme olarak ele alınması gerekir. Bu demek değildir ki araştırma , inceleme, veri toplama ve değerlendirme bir kenara bırakılmalı, tam tersine değerlendirmelerin SOYUT ve GENEL den , SOMUT ve ÖZELE indirgenmesi için, ağırlıklı bir çalışma zorunluluğunu ve sorumluluğunu beraberinde getirir. En azından , doğru ise, hazırlıklı olunabilecektir.

Erdoğan Ahmet
17 Haziran 2017


Hiç yorum yok

Blogger tarafından desteklenmektedir.