Header Ads

Header ADS

Emperyalizmle işbirliğine nasıl teorik kılıf geçirilir. Evrenselden Yusuf Karataşın “Emperyalizm ve Kürtler-1: Ho Amca Kürt olsaydı! “ Yazısı üzerine


Yusuf Karataşın, açıkçası tanımadığım ve onun eleştirisine söz konusu olan Aydemir Güler ve İlker Belekin yazılarını okumadığım için, bu yazı , onun yazısının içeriğinin eleştirisidir.

Sayın Yusuf Karataş, Kürt Ulusal hareketinin ABD emperyalizmi ile ittifakını onaylamak ve doğrulamak için o kadar fazla çaba harcamışki, kendisini Lenin in değerlendirmesini ve içeriğini çarpıtmak zorunda bıraktırmış.

Emperyalistler arası savaş ile Emperyalistler ve küçük ülkeler arasındaki savaş Marksist değerlendirmesini de allak bullak eden sayın Yusuf kardeşim, bakın ne diyor.
“””Birincisi tutum, emperyalizmin varlığı koşullarında ulusal sorunun demokrasi mücadelesinin bir alanı/sorunu olmaktan çıktığı yaklaşımıdır. Aydemir Güler, “ABD emperyalizmi ile iş birliği yaptığı için “Kürt ulusal kurtuluşçuluğu Rojava’da bitmiştir” diyor.
 Yazılarında Lenin’den çokça alıntı yapmayı seven arkadaşlarımıza yine Lenin’in 1916’da “Sosyalist Devrim ve Ulusların Kendi Kaderini Tayin Hakkı” üzerine yazdığı tezleri hatırlatarak yanıt verelim.  “Ulusal kurtuluş mücadelesinin, belirli koşullar altında, başka bir ‘büyük’ güç tarafından kendi emperyalist amaçları için kullanılabilmesi gerçeği de, sosyal demokrasiyi ulusların kendi kaderini tayin hakkını tanımaktan alıkoyamaz.” diyor Lenin. (*)””””Yusuf Karataş

Şimdi , eğer Leninden yukardaki alıntıya bakıp değerlendirme yaparsak, bir Marksist Leninist olarak Yusuf kardeşin değerlendirmesine katılmak zorundayız.

Ancak Yusuf kardeş Leninin bu sözlerinin hemen başında bu değerlendirmenin hangi zaman ve koşullarda olduğunu belirten “””""""" bir emperyalist güce karşı verilen “””” sözlerini her nedense görmemiş ve alıntıya ilave etmemiş. İşte Leninin paragrafın tamamı
""""" bir emperyalist güce karşı verilen ulusal kurtuluş mücadelesinin, belirli koşullar altında, başka bir “büyük” güç tarafından kendi emperyalist amaçları için kullanılabilmesi gerçeği de, sosyal demokrasiyi ulusların kendi kaderini tayin hakkını tanımaktan alıkoyamaz. """""
Bu değerlendirmeninSuriyedeki Kürt Ulusal kurtuluşu mücadelesi ile bağlantı kurulabilmesi için, o hareketin saldıran emperyalist güce karşı savaş veriyor olması gerekir. 

Suriyedeki savaş ta saldıran emperyalistler kimler?

Madem Yusuf kardeş iddiasını Lenine dayandırmaya çalışmış, biz de Lenine bağlı kalarak, Suriyedeki savaşın ne olduğu, ve alınacak tavrın ne olması gerektiği konusunda Lenine başvuralım.

Lenin  Proletarya Devriminin Askeri Programında Ana Vatan savunması konusunda şunları söyler-
“anayurdun savunulması” deyimi pek çok kimse için tiksindiricidir, çünkü hem yolagelmez oportünistler, hem de kautskiciler, bu sözü, şimdiki yağma savaşı üzerine söylenen burjuva yalanlarını örtbas etmek için kullanıyorlar…………. Emperyalist büyük devletlere karşı savaşlarında ezen uluslar yönünden ya da bir burjuva devletin bazı Galiffet'lerine karşı savaşında utkun bir proietarya bakımından “anayurdun savunulmasını” kabul etmemek budalalık olur.””
Suriyede emperyalist saldırıya karşı ana vatan savunması varmı yokmu?

Lenine birdaha soralım. Sosyalizm ve Savaş yazısında
 "Savunma"savaşı sözü ile sosyalistler, her zaman bu anlamda "haklı" bir savaşı kastetmişlerdir ……Sosyalistler, yalnızca bu anlamda, "anayurdun savunulması için" verilen savaşlara ya da "savunma" savaşlarına, meşru, ilerici ve haklı savaşlar gözü ile bakmışlar ve bakmaktadırlar. Örneğin, yarın, Fas Fransa'ya, Hindistan İngiltere'ye, İran ya da Çin, Rusya'ya... savaş açsalar, ilk saldıran kim olursa olsun, bu savaşlar, "haklı" savaşlar, "savunma" savaşları sayılırlar; ve her sosyalist, ezilen, bağımlı, eşit olmayan devletin, ezen, köleci, soyguncu "büyük"devlete karşı kazanacağı zaferi sevgi ile karşılar. “””
Bu değerlendirmelerin ışığında Suriyenin ABD-İngiliz- İsrail emperyalistlerine karşı verdiği savaşın “haklı” savaş olduğunu anlamamak için ya katıksız Troçkist olmak, ya da Burjuva Milliyetci olmak gerekir. 

Yani bu savaşta iki taraf var, saldıran emperyalistler ve savunan Suriye.”Haklı  İttifaklar” konusu Suriye için ve onun emperyalizme karşı savunusu içeriğinde değerlendirilebilir, Suriyedeki bir Ulusal Kurtuluş hareketin , Suriye genelinden kopuk özel ittifakları ise ittifak oluşturulanların bu saldırı-savunma  ikileminde hangi saflarda olduğu temelinde değerlendirilmesi gerekir.

Yusuf kardeş , “””Evet, ABD Kürtlerle iş birliğini kendi bölgesel çıkarları için kullanmak istiyor. Ve elbette Rusya da”” diyerek, umarım bilmeden ve istemeden, tam bir burjuva demogojisi ile, saldırıyı gerçekleştiren `Birinci Düşman ABD` ile, bu saldırıya karşı Suriye saflarında yer alan Rusyayı ayni kefeye koymaya çalışmış. Bu yaklaşım Anti-Marksistlerin , özellikle  Troçkistlerin, Sovyetlerin Almanlara karşı savaşta yaptığı ittifakı ele almasına benzeyen bir yaklaşım olmuş. 

Yusuf kardeşe unuttuğu bir gerçeği, Kürt Ulusal Kurtuluş hareketi önderliğinin, Rusyanın yardım etme teklifini reddettiğini ve “”ABD ile ittifağının” , zorunluluk değil , bir tercih olduğunu hatırlatmak gerekir.

Telal Silonun (basında kolayca bulunabilecek) sözleriyle
 “Rusya bizimle birlikte Rakka’ya operasyon düzenlemek istiyordu. Biz tercihimizi Uluslararası Koalisyon’dan yana kullandık. Koalisyon güçleriyle birlikte hareket ediyoruz. Rakka Operasyonu’nda Rusya ile herhangi bir birlikteliğimiz yok.”
Yani Baş Düşmanla ittifak zorunluluktan doğan değil, bir tercihtir.

Yusuf kardeşin, Suriyedeki savaşı tek başına özgül alıp genelden koparması , onu daha da derin teorik batakların içine itmeye zorlamış. 
“”””sosyalistler ulusal sorun gibi siyasal demokrasinin sorunlarını/taleplerini sosyalist mücadele önünde engel olarak görmezler, aksine bu talep ve mücadeleleri sosyalizm mücadelesin bir alanı/dayanağı olarak görürler.””
Şimdi , işgal altında olan “emperyalist olmayan” bir ülkenin , içinde bulunduğu savaş döneminde , hangi somut sosyalist mücadeleden bahsediyoruz??? Baş Düşman Emperyalist Ülkeyle ittifak içinde bir sosyalist mücadele???  Bırakalım Suriyede sosyalist mücadeleyi, içinde bulunduğumuz (genel ve Suriye özgülü) dönemde, burjuvazinin önderliğinde  burjuva demokratik devrim gerçekleştirilebilirmi? Tekelci emperyalizm (ABD vb) Siyasi İlerici karakter kazandıda bizlerin haberimi yok?

Özel ile genel arasındaki bağlantıyı, Emperyalistlerin Orta Doğudaki planlarını görememek, milyonlarca emekci halkın çıkarları bir yana , “hayatlarının” da tehlike altında olduğunu görememek, sorumluluk taşıması gereken ilerici yazarlar için hiçte sorumlu olmadıklarının işaretidir.

Orta Doğudaki gelişmeleri , savaşların yaygınlaşması büyük olasılığını göze alarak , gene Lenine dönelim ve onun Marksizm mi Prudonculukmu yazısından şu önemli sözler üzerine düşünelim.
“””” Ulusların kaderlerini tayin hakkı dahil, demokrasinin çeşitli istemleri mutlak şeyler değildir, bunlar, dünya demokratik hareketinin (bugün sosyalist hareketinin) tümünün bir parçasıdır. Bazı somut durumlardaparçanın, bütün ile çelişkiye düşmesi olasılığı vardır; o zaman parça atılırBir ülkedeki cumhuriyetçi hareket bir başka ülkenin entrikalarının aleti olabilir ve bu işe kilise, mali çevreler ya da kralcılar katılabilir; biz o zaman, bu somut hareketi desteklememekle görevliyiz, ama bu bahane ile uluslararası sosyal-demokrasinin programından cumhuriyet sloganını silmek gülünç olur.”””
En güncel ve önemli ve göz önünde bulundurulması gereken sözler ise, Leninin aynı yazısındaki şu sözleridir.
"Ama biz, belki de 10 ya da 20 milyonluk bir küçük ulusun özgürlüğe kavuşacağı umuduyla, iki büyük ulus arasında bir savaştan yana, 20 milyon insanıp öldürülmesinden yana olamayız"! Hayır, elbette ki olamayız.vAma, bu, programımızdan ulusların tam eşitliğini sildiğimiz için değil, bir tek ülkede demokrasinin çıkarlarının, birçok ülkede ve bütün ülkelerde demokrasınin çıkarlarına bağımlı kılınması gerektiği için böyledir.”””
Suriyedeki gelişmeler tamda Leninin vurguladığı içeriktedir. Bunu görmemek için gözümüzde burjuva milliyetci gözlük olması gerekir.

Durmadan , Leninin sözleriyle, “tebeşirle beyaz peyniri “ karşılaştıran , Yusuf kardeş Ho Amca ve Çan Kay Şekin emperyalistlerden yardım almaları örneklerini veriyor. Ama  “dolaylı yardım” la , bugün Suriyede gerçekleştirilen, savaş alanında “DİREK-dolaysız ilişkiler” arasındaki farkı birbirine karıştırıyor.

Sonuç olarak Yusuf kardeş PYD nin ABD emperyalistleriyle, dolaysız ittifakına kılıf geçirmek , ve onu sol adına onaylamak için birbirine benzemeyen durumları aynılaştırmaya çaba göstermesi yanında, Leninin söylemlerini de içeriğini değiştirecek şekilde kırparak sunmaktan çekinmemiş, ve Lenin in bütün değerlendirmelerini alt üst etmiş. 


Bakalım bu devam edecek yazılarında, burjuva milliyetci kuyrukçuluğu yolunda, Marksizm Leninizmi burjuvazinin kabulleneceği içeriğe değiştirme yönünde daha neler yazacak.


Erdoğan A

8 Haziran 2017

Hiç yorum yok

Blogger tarafından desteklenmektedir.