AKP nin “Haçlıların Müslüman Şövalyeleri” olma yolundaki adımları

Aslında siyasi anlamda müslümanlara karşı bir haçlı seferi iddası yok, fakat emperyalizmin stratejisinin pratik sonuçlarında yaşanan gerçekler; müslümanların birbirlerini yemesi , ülkelerinin bölünmesi, değerlerinin yağmalanması, anlamında somut yaşamda olan, emperyalistlerin “Müslümanların Haçlıların Şövalyesi” pratiğini gerçekleştirmesinin örnekleridir.

Dünyadaki gelişmelere bakarsak , bunun tersini iddia etmek için gerçekten kör olmak gerekir.

İsrail Filistin halkını baskı ve sömürü altında tutarken, artık çocuklara saldırıp, onları hapise atarken, hasta yatağında ölümle savaşan gence “bize ajan olursan seni kurtarırız”, diyecek kadar insanlıktan yolsun pratik örnekler gösterirken, filistinlilerin evlerini yıkıp, çoluk çocuk sokakta bırakırken, hemen kuzey sınırında olan sözde “cihatcı müslümanlar” , Suriye halkına saldırıyorlar, ve Lübnana saldırı hazırlıkları içindeler.

Saudi Arabistan, iç savaşa sürüklenen tüm müslüman ülkelere , “Saudi Haçlı Şövalyeleri”ni gönderiyor. Yemende müslümanlara karşı savaş içinde.

Sudan, bir başka Petrol ülkesi, arap müslümanlar , zenci müslümanları katlediyorlar.

Irak , aslında pratikte hale işgal altında olmasına rağmen,işgale karşı savaşma yerine, burdaki müslümanlar , hem Irakta hem Suriye de müslümanları katletmekte.

Afganistana, ve çevresine gitmeye gerek yok, AKP nin Türkiyesi , buradaki Türkik ülkelerden, özellikle Uygurların, ta Çinden getirilip orta doğuda”Haçlı Şövalyeleri” pratiğine girmelerinde önemli rol oynuyor. Suriyede boşalan alevi köylere Uygurları yerleştiriyor.

Müslümanlar birbirini yerken, bu ülkelerin tüm değerleri yağmacılar tarafından yağmalanıyor.

Yani aslında sorun ne milliyet, ne din. Sorun” soyanlar”, soygundan “pay alanlar”, ve “soyulanlar”, ve bu amacın gerçekleştirilmesi doğrultusunda “ kullanılanlar”. Kısacası sorun,yıllardır söylenen, ne milli, ne dini, ne de kültürel. Sorun “ezenle ezilen”, “Sömürenle sömürülen” arasındaki sorun.

AKP nin arada bir attığı milliyetcilik sloganları, demogojiyi aşamayacak kadar bariz bir sahtekarlık. Hedefledigi yolda, Milliyetcilik, AKP nin çıkarıyla bağdaşmaz. Milliyetcilik demogojileri, AKP nin güçlenmesini sağlamaz, gücünü böler, ama din aldatmacaları onları güçlendirir. AKP nin hedefi Türk, Kürt her ne kadar etnik gurup varsa onları mezheb temelinde bölmek, onların sünni olan kesimlerini kendi -daha doğrusu pay alacağı soyguncuların- çıkarları doğrultusunda birleştirmektir.

Yani AKP nin amacı Büyük Orta Doğu Projesi demogojisi altında, “Haçlıların Müslüman Şövalyelerini” güçlendirmek, ta Çin e kadar yaygınlaştırmak. Emperyalizmin Ülkeleri, özellikle enerji doğal kaynağı olan ülkeleri, en küçük parçalara kadar bölmek ve öyle güçsüz bir şekilde kalmasını sağlamak yolundaki pratiklerine “eş başkanlık” yapmaktır.. Aslında “eş başkanlık” hayalleri de , kafese girmiş farenin kendini kedi sanması gibi hayalci..

AKP derken tabiki sadece Tayyip den bahsetmiyorum. O ve hanedan çevresi, sadece bu stratejinin araçları olmanın üstüne çıkamıyacak, ve artık ihtiyaç kalmadığında kolayca harcanabilecek piyonlar dan başka bir değerleri yoktur. Bu gerçeğin tarihte bir sürü örnekleri vardır.

AKP nin “soygundan pay alma” uğruna halkların birbirine girmesi yolunda attığı adımlar ,Suriyede biraz duraklama göstermesi bir yana, ABD ve Rusyanın arasında, yaptıkları dansözlükler nedeniyle, kendilerinin de sonunu getirme yolunda adım atıyorlar.

Dansözlükten pek hoşlanmayan, Sovyetler öncesi ve sonrası stratejileri değişimle kullanan ABD, “bir elinde kemik (havuc), bir elinde sopa” yla kapı arkalarında müzakerelerine devam ediyor. Dün AKP nin olmazsa olmaz dediği Manbij e ABD, -sopayı göstererek- askerlerini yığdı.

Bu nedenle, referandum onlar için hayati bir önem taşıyor olabilir. Görünüşe göre, ya soyguncuların, soygunlarını gerçekleştirme doğrultusunda adımlar atacaklar, ya da, “sopa” yı bir yerlerinde hissedecekler. Rusya ile yakınlaşma seçeneği belki onları “sopa” dan kısa bir süre için kurtarabilir, ama Türkiye de soyguncu sermayenin gücü, AKP yi çok aşan bir güç .

Referandum da bir HAYIR, ve devamındaki yalpalama, onların sonunun başlangıcı olabilir.

Unutmayalım ki ne Rusya, ne İngiltere ve belki Fransa hariç, AB ülkeleri, ve en önemlisi ne de Çin, bu “Haçlıların Müslüman Şövalyöleri” taktiğinden hoşnutlar ve bu taktiği gelecekleri için tehlikeli görmekteler.

Mart 3, 2017

Erdogan A.