Header Ads

Header ADS

“Atatürk” karşıtlığı korosu ve koronun düşman kardeşleri.

(güncelliği hala devam eden konu üzerine 2011 de yazılan yazı. Aslında gelinen yer de Atatürkün kişiliğinde, sadece kurtuluş savaşına karşı değil,dönemin burjuva-devriminin getirdiği tüm ilerici değişikliklere karşı top yekün bir saldırı devam etmektedir)

Türkiye de, belkide en önemli faktör olarak, güçlü bir önderliğin olmayışı nedeniyle, bırakalım tabanı , sözde üst düzeyde aydın kesimlerde bile dönemsel,- taktiksel anlayış ve tavır , kendini bir kırıntı halinde bile gösterememiştir.

Lenin'in şu dönemsel sözleri , din olarak değil, genel her önemli konuda , taktik olarak algılanmaya bile çalışılmamış, her yazıları gibi, ezbercilik ve slogan olma dışına çıkartılamamıştır..

Böyle bir zamanda ve bu koşullarda ateizm vaazları vermek, grev hareketine katılan işçileri dinsel inançlarına göre bölmekten başka bir şey istemeyen papazların ve kilisenin ekmeğine yağ sürmek olur.” (Lenin, “İşçi Partisinin Din Karşısında Tutumu”)

Atatürke, ve özellikle kurtuluş savaşına karşı her türlü gerici korolara katılmak bu dönemde kimlerin işine yarıyor?

Kavramların anlam ve içerikleri birbirine karıştırılarak “”Kemal(izm) BURJUVA DEVRİMİ değildir”” gibi bir slogan atmak, kişi ile bir savaşı karıştırmak, o savaşın özgül ve genel tarihi özelliğini çöpe atmaktır....Aynı şekilde bugünle dünü, dönemin şartlarını ve durumunu özdeşleştirerek “”Osmanlı'nın SSCB'ye karşı TC olarak yeniden yapılanmasıdır”” gibi tarihi ve diyalektik değerlendirmelerden kopuk bir değerlendirme yapmak hatalı ve içi boş ezbercilikle sonuçlanır..

Söylenmek istenen nedir? Kurtuluş savaşının burjuva demokratik bir içeriği olmadığı,bir hakim sınıfın, bugün olduğu gibi bir kılık değiştirmesi olduğu mu? Böyle bir değerlendirmenin ne kadar bilimsellikten uzak ve yanlış olduğunu anlamak için Lenin i okumaya bile gerek yok.

Kemalizm karşıtlığı modasına katılma heyecanı ile tarihi olayları değerlendirirken objektifliği ve Marksist Leninist değerlendirmeleri de çöpe atmayalım..

Bir kişiyi ve olayı değerlendirirken onun içinde bulunduğu döneme ve o dönemdeki sınıf mücadelesine bağımlı kalmak, onu temel almak gerekir.

Dönem içinde yaşayan Lenin , Stalin ve Komintern üyelerinin dönemle ilgili değerlendirmelerinden haberi olan bir insan yukardaki gibi hatalı bir slogan atıp, dini gericiliğin, burjuva milliyetcilerinin ve Marksizm düşmanlarının tuzağına düşmez...

Jön Türklerden başlayarak gelişen, Kurtuluş savaşı ile devam eden hareket Burjuva Demokratik devrimdir..Bu devrimin tamamlanıp olup olmaması değildir hareketin özgül dönemdeki niteliğini belirleyen..Hareketin icinde bulundugu dönemdeki niteliğidir.

Lenin bu karıştırmayı “ikinci enternasyonalin çöküşü” yazısında, feodaliteye karşı burjuvaların savaşı ile, emperyalistlerle işbirliği içinde olan feodallerin savaşlarını “bir birine karıştırmak PEYNİRLE TEBEŞİRİ BİR BİRİNE KARIŞTIRMAKTIR” diye niteler..ve devamında “”Bir insan, burjuva "anavatan"ları adına tarihi konuşma hakkı olan ve, feodal sisteme karşı savaşım içinde, yeni ulusların milyonlarca insanını uygar yaşama yükselten büyük burjuva devrimciler için en büyük saygıyı duymadıkça Marksist olamaz “” der...

"Devlet ve devrim" de ulusal kurtuluş savaşının karakteri üzerine ; "" Eğer biz yirminci yüzyılın devrimlerini örnek olarak alırsak, Şüphesizki, Portekiz ve Türk devrimleri ni burjuva devrimleri olarak Kabul etmek zorundayız. " der.

Hala bu konuda hem Lenininstim deyip hem bu tür slogan atanlar için Leninin Ulusların Kendi Kaderini Tayini hakkında yazısındaki notunu da ilave edelim


"" Rusya, İran, Türkiye ve Çin deki devrimler, Balkan savaşları - bu bizim "Oryent" imizin, bizim dönemimize ait dünya olaylar zinciri dir. Ve SADECE KÖR BİR ADAM bu olaylar zincirinin bağımsız ulusal devletler ve ulusal birlik oluşturmak için çaba gösteren bir dizi burjuva -demokratik ulusal hareketlerinin uyanışı olduğunu göremez..””

Kısacası dini gericiliğin kuyruğuna takılarak, bu arada onların ekmeğine yağ sürerek Kemalizm karşıtlığı sloganları atmakla, bir Marksistin, burjuva ideolojisi olarak, Kemalizme karşı olması arasında sınıfsal ve ideolojik fark vardır...

Bilinçsizce yapılan Kemalizm karşıtlığı yaygara ve çığlıkları , gelişen ve güçlenen dini gericiliği gözardı etmeye hizmet etmiştir ve edecektir.

Burjuva milliyetcilerinin kuyruğunda, ideolojiden , sınıfsallıktan kopuk, ve kurtuluş savaşının niteliğine kadar bağdaşlaştırılarak sürdürülen Kemalizm karşıtlığı çığırtkanlığı, aslında TAMDA karşı olunduğu iddia edilen BURJUVAZİYE , onun dini gerici bürokrasi kanadına HİZMET ETMEKTEDİR..Türkiyede tehlikeli boyutlara ulaşan Dini Gericiliği GÖZ ARDI ETMEKTE, onu bir anlamda AKLAMAKTADIR...

Marksistler bürokrasi arasındaki çatışamada TARAFTAR OLAMAZ... İKİ TARAFI DA TEŞHİR ETMEK SORUMLULUĞUNDADIR...

Dini gericilerin ideolojisi , Tayyibizm, ya da ne haltsa ,Burjuva milliyetcilerinin , Liberallerin ve Troçkistlerin farklı gibi göstermeye çalıştığı Kemalizm den daha az tehlikeli bir ideolojik akım değildir..

Sol içindeki kuyrukcu ve bilinçsizce sürdürülen Kemalizm karşıtlığı modası Burjuva Milliyetci önderlerin, Liberallerin ve Troçkistlerin, burjuvazinin dini gerici kanadıyla uzlaşma çabalarının pratikte yansımasından başka bir şey değildir..

Hızlı solcu olalım diye dini gericileri aklayarak, Kemalizm karşıtlığı sloganları atarak ,farkında olmadan ideolojik ve pratik olarak gericilerin saflarında yer alındığının artık farkına varılması gerekir..


Kasım 11, 2011
Erdoğan Ahmet

Hiç yorum yok

Blogger tarafından desteklenmektedir.