Header Ads

Header ADS

Orhan Pamuk Nobel Ödülü Üzerine Son Defa

Benimde yazdığım site dahil, bir sürü İlerici sitede konu üzerine böylesine duygusal ve şakşakcı tavır alan yazıların oluşmasına, ve hele onu Nazım Hikmetlerle, Yılmaz Güneylerle aynı seviyeye getirmelerine üzülerek şahit olmam nedeniyle olaya bir defa daha açıklık getirmek gereği zorunluluğu duydum.

Devrimci Demokratlar olaylara duygusal değil bilimsel açıdan yaklaşırlar. Olaylara ve konulara yaklaşım ve tavırlarımızı belirleyici olan sağ kesimin aynı olay yada konuda “nasıl” tavır aldığı yönünde olamaz. Orhan Pamuğun NOBEL ödülü almasına sağ kesim duygusal şövenist bir temelde “karşı” bir tavır alıyor diye, SOL kesimin “ellerine sağlık”, “seninle gurur duyuyoruz” vb duygusal temelde “taraftar” bir tavır almasını hiç bir ciddi solcu savunamaz.

Sağ ve sol belirli dönemlerde “kavram” olarak ayni şeye karşı yada taraftar olabilirler. Belirleyici ve farklı olan bu tavrın ideolojik temeli ve ideolojik yaklaşım biçimleridir. Günümüzde “bağımsızlık” çığlıkları atan burjuva şöven sağ ile , devrimci demokratların savunduğu ve hedeflediği “ bağımsızlık” arasındaki farkın “bilimsel” olarak bilincinde olduğumuz için “bağımsızlık” kavramını sırf şövenist sağ kullanıyor diye terk etme diye bir tavrımız, yada anlayışımız olmadı, olamaz. Ancak görülüyorki AB ve burjuva “Batı” Demokrasisi hayallerinden yola çıkan bazı SOL kesim, bu “bağımsızlık” anlayışını tamamıyle terk etmiş bir tavırda.

Orhan Pamuk çok iyi bir insan olabilir, bizim onun beyninin içine girip ne düşündüğünü anlama imkanımız olmadığı için, onun sırf Ermeni konusunda (emperyalist) görüşü tekrar ettiği temelindede, ne onu savunur, nede karşı cıkarız, biz bir bütün içinde , onun anti-emperyalist ve Devrimci Demokrasi mücadelesinde hangi saflarda olduğunu, ancak onun pratiği ve yazılarının ışığında belirleyebiliriz.

1970 lerdeki bir Pol-Der üyesi Polisin anti-emperyalistliği ile, (School of Amerika) “Amerika okulu”nda işkence eğitimi görmüş bir Polisin anti-emperyalistliği nasıl farklı idi ise, bir Yılmaz Güneyin, Nazım Hikmetin anti-emperyalistliği ve ilericiliği ile , Amerikada IWP (Uluslarası Yazı Programı)nda eğitim görmüş Orhan Pamuğun (anti-emperyalist liği katmıyorum bile) ilericiliği de o kadar farklıdır.

Emperyalistler yıllardır sadece “meta” üretimi ile uğraşmıyorlar. Var olan sömürü düzeninin devamını ve sağlamlığını sağlayabilmek için “düşünce” , “tavır” ve “pratik” üretimleri doğrultusunda bir sürü gizli/ açık okullarla gerçekleştiriyorlar. Subayından, Polisine, Pratik eğitimler, Profesöründen, Yazarına “düşünce” eğitimleri....

Orhan Pamuk 1985-1988 yılları arasında ABD Devlet Bakanlığının en büyük destekcici olduğu IWP (Uluslarası Yazı Programı) na katılmıştır. Benim iddiam değil, resmi sitenin kendi ağzıyla ;

“”Amerika Devlet Bakanlığı bu programın en büyük destek kaynağıdır. IWP aynı zamanda dışardaki Amerikan şirketlerinden ……….. destekle Iowa Üniversitesine gelen……...””

“””IWP yazarları, Amerikanın ve diğer ülkelerin daha komplex bir anlayışı ile, DÜŞÜNCE ŞEKİLLENDİRİCİLERİ olarak anavatanlarına geri dönerler. Onlar bu yazma ve birbirini etkileme şansıyla güçlenirler, politik baskı ve etkiden özgür..””

Açıkca belirtiyorlar ki ordan mezun olacak olanlar ABD nin koruması ve desteği altında , güçlenip, politik baskı ve etkiden özgür olacaklar.
AB ci SOLcular hemen “ iyide Türkiyede dava açıldı hakkında” diyecekler… Emperyalist Burjuva Demokrasisinin hayalleri ile yaşıyan bu tür solcular, kapitalistlerin pazarlama da “publicity stunt” dedikleri “tanıtma ve reklam “ oyunlarını hiç duymamışlar. Gerçi olay sadece pazarlama idi diye bir iddiam yok, ama Türkiyeye baskı, NOBEL ödülü vb gibi geniş çaptaki planı içeren en önemli parçalarından birisini bu “mahkeme ve dava” “publicity stunt” ı oluşturuyordu.Time dan Washıngton posta kadar bir sürü basın yorumları ve haberleri bu olayın onun geniş çapta tanınmasına ve kitaplarının satılmasına büyük katkı sağladığına yer verir, “publıcty” der, ama orda kalır, çünki onun kitaplarını basanlar, onların gazete ve mecmualarının da ortakları yada sahipleridir.

Orhan pamuğun, bırakın halkın içinden zorluklara, baskılara , kimi zaman işkence ve (ABD yi sürgün saymazsak) sürgünlere rağmen halka mal olan bir yazar olmadığını , Ahmet Yıldızın “Orhan Pamuk’a ve yandaşlarına ivedi yanıtlanması dileğiyle birkaç soru” yazısı, Ergin Yıldızoğlu nun” Orhan Pamuk kimin için yazıyor “ yazısı ve yüzlercesi onun bir yazar olarak Türkiyenin yarattığı yukarda bahsettiğim “halktan gelen”, “halka mal olan” yazarlar seviyesinde olmadığını net bir şekilde ortaya koyar.

Konuyu fazla uzatmağa gerek yok NOBEL i verenlerin onun neden hak ettiğini basın bildirisinde özetlemişler zaten;


```” NOBEL ödülü Kentinin melankolik ruhunun izlerini sürerken kültürlerin birbirleriyle çatışması ve örülmesi için yeni simgeler bulan”. Orhan Pamuk’a verilmiştir. ```NOBEL Basın Bildirisi

Eemperyalizmin “demokrasi ve özgürlüklerin” şampiyonu, koruyucusu ( bu nedenlede ihracatcısı ) olduğu, dünyadaki çatışmaların ezilen, sömürülen ve köleleştirilen halklarla emperyalistler arası değilde kültürlerin birbirleriyle çatışması olarak insanlara yutturulmaya çalışıldığı günümüzde , bu doğrultuda “düşünce ve tavır” üretecek her “yetenekli” , yeteneği ölçüsünde desteklenecek ve ödünlenecektir. Hele birde üzerine oyunlar oynanan bir ülkedenseler “yeteneksiz” bile olsalar, hizmetlerinin karşılığında emperyalistler tarafından ödünlenirler. Avrupa bu “yeteneksiz” ama beslenen Türkiyelilerin örnekleriyle dolu.

Emperyalist ideoloji doğrultusunda “düşünce” üretimine hizmet eden bir insanın aldığı bir ödülden “Yıllar yıllar sonra belki dünya üzerindeki birileri Orhan Pamuk'un da adını unutacaklar, ama Türkiyeli bir yazardı, Nobel Türkiye'ye gitmişti diyecekler.””” diyerek gurur duymamız gerektiğini savunmakda ayni şekilde duygusallığın ve/yada şövenizmin batağına düşmektir.

Olayla ilgili olarak , Milliyetci maskesi altında (aslında özde Orhan Pamuktan pek farklı olmayan) Ertuğrul Özkök Türklüğünün “bir tarafı” karşı çıkar, ama Türklüğünün “öbür tarafı” gurur duyar , Sol cu maskesi altındakilerin AB ciliğinin bir tarafı (Fransa yasası nedeniyle) karşı çıkar, ama AB ciliklerinin diğer yanı NOBEL ödülünden “gurur” duyar. Yani iki tarafında çıkış temeli ya çıkarcı yada subjektif/duygusal bir temelde.

Burda aslında sevinecek bir sonuç var. Bir tarafta AB ciler, diğer tarafta gizli/açık ABD ciler olaydan gurur duyuyorlar ve böylece anti-emperyalist saflardaki tercih yerlerini de ortaya koymuş oluyorlar.

Erdogan Ahmet
Ekım 16, 2006

5 yorum:

  1. AnonymousEkim 17, 2006

    CAN YUCEL den orham pamuk
    Sepetinde üç dirhem pamuğu olmayan takımı

    Fena halde tebelleş oldu Orhan Pamuk'a...

    Yok efendim, bu Nışantaşı çayır züppesi

    -Romancılık ne gezer serde!-

    Reklâm yazarıymış düpedüz

    Veya son model helikopteriyle kapı kapı dolaşan

    Post-modern bir seyyar satıcı...

    Ben ki pre-modern bir şairim, diyorum ki size:

    Bakmayın Orhan'ın hep geçmişe mazilerden dem vurduğuna

    Harem dairelerinde oryantal göbekler attığına!

    O mu sanki edebiyatımızda tek yağmur kaçağı

    Üslubu bihoş mesleği nakkaş muşambası makintoş!

    Bakmayın sokaklarda bir müze bekçisi gibi dolaştığına

    O tam Günün Adamı

    Antika olan biziz asıl

    Gırtlağına kadar beyaz eşyaya kara paraya batmış

    Bu tüketim toplumunun has çocuğu o!

    Bir kalemde yeni bir kalem sürdü piyasa ekonomisine

    Kitapsızlar mahallesinde salyangoz bellenen, o yasaklı

    O tu kaka KİTAP kapış kapış gidiyor sapamarketlerde

    Orhan eskiden yok olan bir şeyi yok satıyor

    Biz ne kızıllar gördük kızılı yok pahasına satan...

    Varsın o da Kırmızı'yı okutsun ateş pahasına

    CAN YUCEL/31.12.1998/DATCA

    YanıtlaSil
  2. Umit OnderEkim 17, 2006

    Orhan Pamuk’un Nobel’i

    Orhan Pamuk'un nobel almasi ile Turkiye'de zaten var olan bir catisma daha da derinlesti. Bir kisim okur yazar bu odulun Orhan Pamuk kisiliginde Turkiye'ye karsi Turkiye'ye ragmen verildigini dusunuyorlar. Diger bir kisim ise bu odulden Turkiye'nin gurur duymasi gerektigini, sonuc olarak bir onyarginin kirildigini ve Turkiye edebiyatinin kisiligini kanitladigini ifade ediyorlar.

    Orhan Pamuk'un Nobel odulune birinci kategoriden bakanlarin anlamasi gerekli bir sey var. Aydin kimdir? yanitinin cevabi.

    Aydin insan, Toplumun motor gucudur. Toplumu degisime, ileriye donuk gelisime zorlar. Var olanla yetinmez, var olani daha ileriye goturmek icin Toplumun itenegidir Aydin insan. Duzenle barisik degil, aksine var olana muhalefet etmektedir o. Cunku var olan bugunun simgesidir, Aydin ise yarini arar surekli. Yarini arayan bugunle barisik olamaz, bugun elestirilmelidir ki, yarin daha iyi olsun. Aydin insan duragan degildir. Bu yuzden Statukocu olamaz. Statuko'yu korumak Aydin'in isi ya da sorumlulugu degildir. Aksine Aydin Statuko'ya bas kaldirmakla sorumludur.

    Butun bunlarin isiginda, toplumun bir adim daha ileriye gitmesi Aydin cesreti ile de ilgilidir. Toplumda bugun kabul gormeyen eylemleri gerceklestirmek oyle sanildigi gibi kolay da degildir. Aydin, aptal cesaretine sahip olan ama aslinda ne yaptigini bilen akilli bir yaratiktir. Toplumu ileriye goturmenin en basta gelen yolu, onu kendisi ile yuzlestirmektir, ki aydin bunu da yapmak zorundadir. Kendisi ile yuzlesemeyen toplumlar, kendileriyle barisik olamazlar. Kendileriyle barisik olamayanlar ise karinca adimi ile dahi bir adim oteye gidemezler. Aydin, topluma ayna tutmakla onu kendisi ile barismaya zorlar. Kendisi ile barisik toplumlar ise daha hosgorulu daha icten daha sevgi dolu ve daha acik olabilirler. Butun bunlar cagdas bir topluma ulasabilmek icin gerekli olan kosullarin ta kendisidir gercekte.

    Turkiye'de yukarida analtilan ozelliklerde pek cok insan gelip gecti. Bu pek cok insana bu toplum yapmadigini birakmadi. Ornegin Nazim Hikmet, Ornegin Sabahattin Ali, Ornegin Yasar Kemal, ornegin Orhan Pamuk ve daha niceleri. Turkiye Cumhuriyetinin farkli tarihsel donemlerine "aydin kisilikleriyle, sanatci kisilikleri ile ve muhalif kisilikleri ile" damgasini vurmus bu aydinlari onlarca yil hapislerde surundurduk, surgun ettik, haklarinda davalar actik, vatan haini ilan ettik, donek dedik, satilmis dedik. Kisacasi demedigimiz ve yapmadigimiz kalmadi. Onlari bir tek biz anlamadik. Oylsa butun dunya Nazim'i da bildi, Yasar kemal'i de bildi Orhan Pamuk'u da takdir etti. Bu toplumun bir turlu ileriye donuk mesafe kaydedemesindeki neden gayet acik olarak gorunuyor bence. Aksi takdirde biz hala 25-30 yil onceki problemleri hala konusuyor olmazdik. En azindan bir kismi bir cozume kavusmus olurdu. Fransa'nin aldigi kararla bu kadar sarsilmazdik. Nobel odulu aldigimiz icin bu kadar uzulmezdik vb...

    Bu baglamda, kisisel olarak temennim Orhan Pamuk'un bu ulkeye hediye ettigi NOBEL odulunun bir ise yaramasidir. Belki bu toplum kendi aksini aynada gorebilir. Kendisi ile yuzlesebilir. Daha dinamik daha hosgorulu de olabilir. Belki kim bilir, eskiden olan bitene daha insani acidan bakabilir, herseyi kisisel almaz, ozelestiri mekanizmasini isletmesini dahi ogrenir. Kim bilir.

    Umit Onder

    16.10.2006
    Central Coast
    Australia

    YanıtlaSil
  3. sayin Umit Kardesim

    Yazınızın içeriğine, özellikle AYDIN konusundaki görüşlerinize bütünüyle katılıyorum.

    Benimde katıldığım görüşleriniz ışığında Orhan Pamuk a kısa bir bakış/ karşılaştırma yapalım.

    """Butun bunlarin isiginda, toplumun bir adim daha ileriye gitmesi Aydin cesreti ile de ilgilidir.""" diyorsunuz. Bütün kalbimle aynı fikirdeyim.

    Cesaret inanç ve güvenle direk ilgilidir. Aynı şekilde, "Aydın" ın o inancının temelinin ne olduğu, ve cesareti nerden aldığı, Aydının "toplumun bir adım daha ilerimi yoksa geri mi atacağıyla da direk ilgilidir.

    Nazımların inancı ile Pamukların inancı birbiriyle uzlaşmayan inançlardır. Nazımların cesareti onların ezilen halkların çıkarları yönündeki inançlarından kaynaklanmıştır, onların desteklenmesi halktan gelmiştir.

    Orhan Pamuğun cesareti emperyalist "kültürler arası çatışmalar" teorisi inancından ve onun desteklenmesi emperyalist ekonomik politik çıkarcılardan gelmiştir.

    Nazımların kitaplarının yaygınlaşması engellenmiş, Pamukların kitaplarının yayınlanması, satıştan para yapacak emperyalist tekelci Medya tarafından desteklenmiştir.

    Bu anlamda AYDIN derken bir ayırım yapmak gerekiyor.

    """"".....Orhan Pamuk'un bu ulkeye hediye ettigi NOBEL odulunun...."""
    diyorsunuz.

    Burda "bu NOBEL ödülü Orhan Pamuk unmu Türkiyeye hediyesi, yoksa emperyalistlerin Orhan Pamuğa ve onun kitaplarını basan basım şirketlerine (yani kendilerine) bir hediyesimi " sorusunu sormak gerekir.

    """"Belki bu toplum kendi aksini aynada gorebilir"" diyorsunuz. Bende diyorum ki o "ayna" toplumun kendine ait ve gerçek aynası olması gerekir, sirklerdeki "sahte" aynalara bakarak bu toplum kendini göremez ve geliştiremez.

    Sağlıcakla
    Erdoğan Ahmet

    YanıtlaSil
  4. Orhan Pamuk’un "Bu topraklarda 1 milyon Ermeni, 30 bin Kürt öldürüldü" şeklindeki sözlerinden dolayı bu ödülü aldığı görüşü öne çıkıyor.Bu doğru da olabilir.Ama; bu ülkede düşünce özgürlüğü olsaydı, işimize gelmeyen sözleri söyleyenler yargılanmasaydı, mahkeme kapısında linçlerle karşı karşıya gelmeselerdi... Kısacası herkes her şeyi korkusuzca tartışabilseydi, Orhan Pamuk’un böyle bir avantajı olabilir miydi?..Bilemezsiniz...Çünkü siz "Ermeni soykırımı yoktur" demeyi suç sayan Fransa’ya küfrederken, tersini söylemenin de bu ülkede çoktandır suç olduğunu aklınıza bile getirmemişsinizdir...Bekir Coşkun

    http://www.gaykedi.blogspot.com/

    YanıtlaSil
  5. AnonymousEkim 22, 2006

    Sayin Bekir Kardesim

    """""Çünkü siz "Ermeni soykırımı yoktur" demeyi suç sayan Fransa’ya küfrederken, tersini söylemenin de bu ülkede çoktandır suç olduğunu aklınıza bile getirmemişsinizdir"""
    diyorsun...

    Bunu soylemeden once sitedeki yazilarin bir kac tanesini okudunuzmu?

    Bu site "akla bile getirmeme" yerine , tam tersine "hep aklimizda" oldugu temelinde kurulmus ve yazilarin hep o yonde oldugu bir site.

    sorun Orhan Pamugun Ermeni meselesi ile gorusleri degil, onun kimlerin temsilcisi ve hangi dusunceyi temsil ettigi..

    sorun Fransanin bu karari neden alma oyunlarina girdigi

    sorun Orhan Pamuga neden odul verildigi

    YanıtlaSil

Blogger tarafından desteklenmektedir.