Fazıl Say Erdoğan resmi ve küçük burjuva Hipokratlık
Fazıl Sayın, konserden sonra Erdoğan la podyum da beraberken çekilen resimlerden , profesyonelce ve bilinçli olarak seçilmiş fotoğrafı üzerine, gazeteciliğin bu taktiksel tuzağına düşecek kadar cahil olanlar bir yana, her zaman olduğu gibi, gene Hipokratlıklarını bir türlü bırakmaktan vazgeçmeyen, bitmek bilmeyen eleştirel yorumlar ve çamurlar atılmakta.
Fazıl Say ın Marksist Leninist bir parti üyesi olmadığını, ya da kişi olarak böyle bir iddiası olmadığını, Sosyalist bir ülkede yaşamadığımızı sanırım her kes biliyordur. Bu anlamda, bir sanatçı olarak, özellikle içinde bulunduğumuz sistemde, on(lar)dan "ürettiği eser"lerinin dışında fazla bir şey beklemenin ne teorik ne de mantıksal bir anlamı olamaz. Siyasi olarak gericiliği öven, destekleyen söylemleri ve pratiği olsa bile, bir sanatçı, sadece sanatı- üretimi temelinde değerlendirilir. Gerici ya da İlerici açıklamaları ve tavırları ideolojik etki altında olduğu "kişiliği" ile ilgilidir. Bu noktada değerlendirme kişiliği ve ideolojisi ile ilgili olur. "Sanatçı Muhalefet olmalıdır" ezberci sözleri tüm liberaller tarafından da tekrarlanmakta (burda kime karşı sorusu ortaya çıkar-konumuz bu değil). Tarihe baktığımızda, Özellikle Say ın ilgili olduğu sanat üretimi dalında, ve bilimsel alanlarda ki "yaratıcı"lar, çoğunlukla ya apolitik tir, ya da en fazla humanist, demokrattır. Saflara kazanmaya çalışılmayan insanları, "saflarda değil" diye suçlamak, onları "sol" dan daha da uzaklaştıracak, ilgilendikleri alanda onlara en iyi şart ve olanakları sağlayan var olan sistemlere eğilim oportunizmini güçlendirecek tavır ve yaklaşımlardır.
Özgül Konu ya gelince; Herşeyden önce Fazıl Say, Erdoğan ın, ya da AKP li gericilerin hazırladığı bir konsere katılmadı, konsere giden, siyasi çıkar peşinde olan Erdoğan dı. Zaten devamında Erdoğan ın ""Burada mesaj son derece net. Orada olsaydınız, o kutuplaşma dediğiniz derinliğin olmadığını görürdünüz."sözleri bu siyasi amacı açıklamakta. Büyük ihtimalle, Fazıl Say ın annesinin ölümünden haberi olan danışmanlarının önerisi üzerine- Erdoğan, Fazıl Say ı telefonla arayarak başsağlığı dileklerini iletmişti. Bu kurnaz taktik, Fazıl Sayın bir mukabele o nu konsere devam etmesini sağladı. Say ın en azından bir demokrat olarak muhalif görüşleri gizli değildir. Onun kendisine "başsağlığı" içeren telefon açması, bu sistemde ve şartlarda, ancak demokrat ve insan-olan-bir-insan açısından, konsere davet bimukabele tavrında, ahlaki-zorlayıcı bir etken olmuş olabilir.
Resime gelince, bu tür sanatçıların dinleyicilerine karşı alçak gönüllülüğü ve boynunu eğerek selamlamasını farklı şekilde yorumlamak için gerçekten konu üzerine cahil olmak gerekir. Buna ilave olarak Fazıl Sayın farklı yerlerdeki resimlerine de bakarsak , tavırlarında, fiziğinde ilginç bir "alçak gönüllü" görünüm olduğunu görebiliriz.Zaten Videoyu seyreden bunun saniyelik bir baş eğme, selamlama olduğunu, resmin o bir saniyelik çekim olduğunu kolayca fark eder. Bu tavrın binlerce defa dinleyicisini alçak gönüllü bir şekilde selamlama olduğundan farklı görmek, öyle göstermek isteyenlerin amaçlarına ulaştığını gösterir.
Gerçek şu ki, uzaktan, Türkiye dışından "laf ebeliği" yapmak, ve TR de yaşayan bir sanatçı için "boyun eğdi" çamurları atmak çok kolaydır. Bu "laf ebeliği" tam da gericiliğin çıkarlarına hizmet eden, ya siyah ya beyaz lafazanlığı arkasına saklanarak, teorik ve pratik olarak çoğunlukla gri alanda bulunan küçük burjuva pratiğidir.
Gelelim en büyük hipokratlığa. Fazıl Say a saldıranların, gericiliğe boyun eğdi söylemlerini yazan ve yorumlayanların sayfalarına bakarsanız, diğer değerli bir sanatçı olan Ahmet Kaya nın resimlerini Denizler, İbolar vb nin yanında yayınlamaktan çekinmemeleri pratiklerini görebilirsiniz.
Fazıl Say olayının tam tersine Ahmet Kaya, Erdoğan ın okuduğu şiir üzerine, tamamıyla siyasi bir tezgah olan, hapishaneye girmeden önce düzenlenen konsere, Erdoğan ın daveti üzerine katılmıştı.
Erdoğan ın ceza evine gitme senaryosunun bir parçası olan okuduğu şiirden;
minareler süngü, kubbeler miğfer,
camiler kışlamız, müminler asker,
bu ilahi ordu dinimi bekler,
allahu ekber, allahu ekber..
Sanırım bu şiirin içeriğinde en ufak bir "İLERİCİ" nitelik görebilmek için "GERİCİ" olmak gerekir.
Ancak, Ahmet Kaya , davet edildiği konserde , en sevilen şarkılarının birisiyle şu sözleri söylemişti;
"Ceza evindeki bütün tutuklulara, ve ceza evine GİDECEK tüm YÜREKLİ insanlar için""
"şarkı söyleyen ve şiir söyleyen insanların tutuklanmadığı, tutuklanamayacağı cumhuriyetlerde bir daha görüşmek üzere diyorum"
Erdoğan TV konuşmasında şunları söylüyordu;
"Ahmet Kaya kardeşimiz o gün seve seve deyip oraya geldi, sanatını icra ederken mesajları da en güzel şekliyle verdi .."
Şimdi, Ahmet Kaya nın söylemleri ile, Fazıl Say ın (fiziksel) "duruşu" nu karşılaştırırsak, Fazıl Saya saldırmanın bir hipokratlık olduğunu -eğer objektif yaklaşırsak- rahatlıkla görebiliriz.
Fazıl Say, Erdoğan için " Yürekli" demedi, bu gerici faşisti "bütün tutuklularla, ve ceza evine gidecek" olanlarla aynı kefeye koymadı.
Fazıl Say, (gelecek) Erdoğan" cumhuriyetinin "şarkı söyleyen ve şiir söyleyen insanların tutuklanmadığı, tutuklanamayacağı " bir Cumhuriyet" olacağı imajını vermedi.
Fazıl Say, ya da sisteme yalakalık yapmayan hiç bir sanatçı bu tür Hipokrat eleştirileri hak etmezler. Onları sosyalist düşününe kazanma yerine, bu tür çamurlarla gericiliğin saflarına itilmeye zorlamak sadece gericilerin çıkarına, ve gericiliğin bir pratiği olabilir. Humanist, Demokrat Sanatçılar sabırla ve titizlikle muhalefet saflarına kazanılmalıdır, söylemleri ile muhalefet oldukları sürece de desteklenmelidirler. Ne Ahmet Kaya nın, ne de fazıl Say ın sanatla ilgili tavırları onların ürettiği ni değersiz kılmaz. Sanat dışı - siyasi - söylemleri , onların ideolojilerinin aynasıdır, ve ona alınan tavır farklıdır. (Okuduğum kadarıyla) Gerici hükümeti öven ya da göklere çıkaran hiç bir söylemde bulunmayan (tam tersine muhalif söylemleri olan) Fazıl Say ı böylesine acımasızca eleştirmek ve alaya almak, hipokratlığın ta kendisidir.
Erdoğan A
Ocak 20, 2019
Hiç yorum yok