Header Ads

Header ADS

Stalin’e karşı Yevzhov: SSCB’de 1937-1938 yıllarındaki kitlesel baskıların nedenleri BÖLÜM: 2

Grover Furr*

Çeviren: Eren Can

İNKAR

Batılı SSCB tarihçileri, Kruşçev’in “açıklamaları”nın içeriğini “gerçek” farzedip, sorunsuz bir biçimde doğru kabul ettiler. Oysa Kruşçev, Stalin’e karşı yapmış olduğu suçlamalara hiçbir zaman herhangi bir kanıt sunmadığı gibi, Parti araştırmacıları tarafından aranan kanıtları da saklamıştır.

Conquest’in ve Kruşçev destekli Roi Medvedev ve Alexander Nekrich gibi muhalifleri de içeren yazarların çalışmalarının temel aldığı kanıtlar, Kruşçev dönemi “ifşalar”dır. Batılı tarihçilerin Stalin dönemini ele alışıysa, hala ağırlıklı olarak Kruşçev dönemi açıklamalarına dayanmaya devam ediyor.

Vladimir L. Bobrov ve ben, Stephen F. Cohen’in ödül kazanmış Buharin ve Bolşevik Devrimi adlı kitabının onuncu bölümünü inceledik. Cohen, 1930’dan Mart 1938’deki idamına kadar geçen sürede, davaları da dahil olmak üzere, Buharin’in yaşamının izlerini sürüyor. Ancak bunu, hepsinin yalan olduğu kanıtlanmış Kruşçev dönemi kaynaklarına dayanarak yapıyor. Eski Sovyet arşivlerinin birincil kaynaklarından elde edilen kanıtlara dayanarak, biz, Cohen’in kitabının bu bölümünde gerçek diye ortaya koyduğu ve her halükarda Stalin’in hatası olarak iddia ettiği şeylerin yanlış olduğunu gösteriyoruz (Furr and Bobrov, 2010)

1917 Bolşevik Devrimi’nden bu yana Sovyet tarihi araştırmaları, politik olarak anti-komünizmin bir tamamlayıcısı şeklinde gelişmiştir. Bu çalışmalar her zaman çifte karakterli olmuştur: olup bitenleri ortaya koyma ve bunun için Stalin’i, Sovyetler Birliği’ni ve genel olarak komünizmi kötüleme. Sonuç olarak, akademik Sovyetler Birliği tarih yazıcılığı objektif değildir. Bazı “tabuları”, asla sorgulanmayan inançları vardır. Bu, “anti-Stalin paradigma”dır. SSCB’nin akademik tarihçileri de bu paradigmayla uyum içinde olmaya zorlanmış ya da en azından onu açıkça ihlal etmemişlerdir.

Anti-Stalin paradigmanın başlıca öğretisi, Moskova Duruşmalarının ve Tuhaçevski Meselesinin kumpas olmasına dayanıyor. Oysa bugün bunun yanlış olduğunu biliyoruz. Bugün, eski Sovyet arşivlerinden, Troçki arşivlerinden ve başka birçok yerden elde edilen kanıtlarla yapılan objektif bir araştırma, bu komploların gerçekten var olduğunu kanıtlıyor. Bu yanlış paradigma, akademik tarihçileri ve onların okuyucularını komplo davalarını anlama olanağından yoksun bırakıyor. Bu öğreti, hem bizim hem de onların, Yevzhov dönemindeki kitlesel baskıların bağlamını anlamamızı engelliyor.

TEHDİT GERÇEKTİ

Arşiv belgeleri gösteriyor ki, merkezi Parti liderliği, Stalin ve Politbüro, sürekli olarak, NKVD’den komplolar hakkında inandırıcı raporlar alıyordu. Bu raporlar, soruşturmaların detaylarını ve itirafların tutaklarını da içeriyordu (Zhukov, 2003, Bölüm 13; Zhukov, 2002a, b, 23). Aynı zamanda, bu komplolar hakkında, SSCB sınırlarını aşan (yani Sovyet savcılarının ya da NKVD’nin uydurma kapasitesi dışında olan) başka veriler de var.

STALİN’E GÖNDERİLEN NKVD DELİLLERİ

2 Temmuz 1937’de, Merkez Komite Plenumu’nun hemen ardından, Politbüro (Stalin ve yakın çeperi), “Anti-Sovyet unsurlar üzerine” başlıklı bir karar yayınladı. Sonraki yıl boyunca veya daha uzun süre, Stalin liderliği, SSCB çapındaki komplolar ve isyanlarla ilgili raporlarla boğuldu. Bunlardan birçoğu yayınlandı; kuşkusuz birçoğu da yayınlanmadan kaldı. Anti-Stalin bir araştırmacı ve bu belgelerin editörlerinden biri olan V.N. Kaustov’a göre, Stalin bu raporlara inanmıştı (Khaustov, 2004, 234-235, No. 114).

“En korkutucu şey ise, Stalin’in, devlet güvenlik organlarının bazı çalışanlarının uydurduğu sonuçlardan çıkan itiraflara dayanarak karar vermesiydi. Stalin’in tepkileri, onun bu itirafları tamamen ciddiye aldığını gösteriyor” (Khaustov, 2011, 6).

Khaustov, burada Yevzhov’un büyük komplosunun varlığını kabul ediyor ve onun Stalin’i aldattığını teslim ediyor. Stalin, Yevzhov’un kendisine sunduğu kanıtlara dayanarak iyi niyetle hareket etmişti, ancak Yevzhov’un sunduğu kanıtların çoğu düzmeceydi.

LİSTELER

Kruşçev:

“Bu korkunç uygulamada, NKVD Askeri Meclis’in yetkisi altında davası olanların listesini hazırlıyor, onların cezaları önceden belirleniyor ve buna göz yumuluyordu.

Yevzhov, bu listeleri, önerilen cezalar için onayını almak üzere Stalin’e iletiyordu. 1937-1938 yılları arasında, içinde Parti, Komsomol, Asker, Sovyet ve işçilerin bulunduğu binlerce kişinin ismini barındıran 383 liste Stalin’e gönderildi ve Stalin bu listeleri onayladı.”

Bu listeler internette ‘Stalin’in ölüm listesi’ başlığı ile yayınlandı. Bazı yazarlar, bu listeleri haysiyetsizce ‘ölüm fermanı’ olarak adlandırdı. Ancak bunlar yanlış bir adlandırmaydı ve hiç de ‘infaz’ listesi değildi.

Kruşçev’i takip eden anti-Stalinci editörler, bu listelerdeki insanların “cezalarının önceden belirlenmiş” olduğunu söylüyordu. Ancak onların kendi araştırmaları bu iddiayı yalanlıyor. Gerçekte ise, bunlar, Stalin’e ve diğer Sekretarya üyelerine ‘incelenmek’ için gönderilen listelerdi. İncelemek/analiz etmek (rassmotrenie) sözcüğü birçok defa bu listelerin girişinde kullanılıyordu.

Bu listeler, NKVD’nin kişilerin suçlu olup olmadığını belirlemek için oluşturduğu soruşturma önerilerini karara bağlıyordu. Yani, savcılığın soruşturma açma işlemine dayanaklık ediyordu.

SINIRLAR

Asilere ve komploculara karşı kampanyada, Politbüro, Parti liderlerinin ve NKVD’nin ölüm cezası isteyeceği ve hapsedeceği insan sayısı hakkında sınırlamalar getirmiştir.

“00447 sayılı düzenleme, minimum kotayı değil maksimum sınırları belirliyor… Burada gördüğümüz gibi, Stalin yıllarca bölgesel liderlerin kitlesel infazlarında sınırlar getirmiştir. Eğer Politbüro bu anda açık uçlu bir terörü isteseydi ya da böyle bir beklenti içinde olsaydı, bu tür ‘sınırlar’dan söz etmenin hiçbir anlamı olmazdı. Bu kelimenin anlamı herkesin bildiği gibi, hiçbir zaman doldurulması gereken ‘kota’ değildir. Stalin’in, bölgesel liderlerin kontrolden (veya kendisinin kontrolünden) çıkabileceği şeklindeki kaygısını yansıtan 00447 sayılı düzenleme, bu operasyonun yerel uygulamadaki ‘aşırılıklara’ izin verilmediği yönündeki uyarılarını iki kez tekrarlıyor.” (Getty, 2013b, 231-232)

Getty, son kitabında, ayrıca bu gerçeği vurguluyor:

“[Sovyet tarihi] alanının gizemlerinden biri de, ‘limit’ kelimesinin, nasıl olup da sürekli olarak doldurulması gereken ‘kota’ şeklinde çevrildiğidir” (Getty, 2013b, 340 n. 109).

“Limit” kavramını sürekli ‘kota’ olarak çevirenlerden biri Oleg Khevniuk, diğeri ise Timothy Snyder’dır. Öyle görünüyor ki, anti-komünist yazarlar Stalin’i onursuz ve zalim göstermek için ‘kota’lara başvurmuşlardır.

ADAYLI SEÇİMLER İPTAL EDİLİYOR

Ekim 1937 tarihli Merkez Komitesi Plenumu’nda adaylı seçimlere yönelik plan iptal edilir. Bu, Stalin ve onun Politbüro’daki destekçileri için ciddi bir yenilgi olur. Oysa çok sayıda adayı gösteren oy pusulası örneği bile hazırlanmıştır.

Aralık 1937 Sovyet Seçimleri, aday listelerinde Parti üyesi adayların yanı sıra %20-25 oranında parti üyesi olmayan adayların gösterilmesiyle gerçekleşti – bu bir tür ittifaktı, ama rekabeti içermiyordu. Aslında seçimlerin hiç aday listesi içermeyecek şekilde yapılması, sadece kişiler için oy kullanılması planlanmıştı; bu, çok daha demokratik bir yöntemdi, böylece adaylar yalnızca aday gösterildikleri için oylanmamış olacaktı (Zhukov, 2000, 41; Zhukov, 2002a,b; Zhukov, 2003, 443).

IAKOV IAKOVLEV

Stalin’in vaat ettiği 1936 Anayasa taslağını hazırlayan Iakov Iakovlev, Stalin’e en yakın kişilerden biriydi. A. I. Stetskii ve B. M. Tal ile birlikte Iakovlev, anayasa metni üzerinde çalışan küçük bir komisyonun üyesiydi. Bu komisyon, Şubat 1936’da Stalin’e ilk taslağı sunmuştu. Bu, Stalin’in 1 Mart’ta Roy Howard’la yapmış olduğu ünlü konuşmasında bahsettiği taslaktı (Zhukov, 2003, 223).

Ancak 10 Ekim’de, tüm Politbüro ve Sekretarya üyeleri Stalin’in ofisinde toplanmıştı. Bir sonraki gün gerçekleştirilecek Merkez Komitesi Plenumu’nun açılışında Molotov’un yapacağı sunumun ana konuları tartışılıp onaylandıktan sonra, toplantı akşam 10’da sona erdi.

Molotov’un sunumunun ikinci noktası şöyleydi:

“Rakip [kelimenin tam anlamıyla ‘paralel’] adaylar (zorunlu değil).”

Rekabete dayalı seçimler böylece hükümsüz oldu. Çünkü, zorunlu olmadıkları sürece, bölgesel Parti liderlerinin (Birinci Sekreterlerin) böyle bir seçime izin vermesini kimse beklemiyordu. Molotov’un taslağının üçüncü noktasında ise şöyle yazıyordu: “Parti üyesi olmayanlar: yüzde 20-25.”

Peki ne olmuştu? Zhukov şu sonuca varıyor: Bırakın Merkez Komitesi’ni, Politbüro içinde bile rekabete dayalı seçimleri destekleyecek bir çoğunluk yoktu. Hatta Parti’nin (yani yerel parti liderlerinin) Sovyetlere egemen olmasını garantileyecek güçlü bir kararlılık vardı. Belli ki Stalin ‘diktatör’ değildi. O, uğruna çetin bir mücadeleye girdiği şeyi elde edememişti.

IAKOVLEV’İN TUTUKLANMASI VE İTİRAFI

Saratov Bölgesi Parti örgütü, 1923 yılında bir Troçkist olan Iakovlev’e güvenmiyordu. Stalin ise, Iakovlev’i savunuyordu. Ancak Merkez Komitesi Plenumu’nun açılışının ertesi günü, 12 Ekim’de Iakovlev tutuklandı. İki gün sonra, 1923’den beri gizli bir Troçkist olduğunu itiraf etti. Hatta, bir Alman ajanı ile çalıştığını ve bu ajanın kendisine anlattığına göre, Almanların Troçki ile iletişim halinde olduğunu ve kendisiyle de aynı şekilde çalışmak istediklerini itiraf etmesi daha büyük şok yarattı.

Iakovlev’in itirafları, son yıllarda yayınlanan eski Sovyet arşivlerinin tartışmasız en önemli belgelerinden biridir. Bu, kuşkusuz, ana akım SSCB tarihçileri tarafından incelenmek bir yana neden hiçbir zaman bahsedilmediğini açıklıyor. Iakovlev, komplocu olarak suça bulaşmış bir takım önemli Sovyet liderlerinden biridir. Aynı zamanda, bazı dosyalarda, Iakovlev’in itiraflarını doğrulayan bir veya daha fazla itiraf da bulunuyor.

PARTİ VE SENDİKA SEÇİMLERİ

Sovyetler için rekabete dayalı seçimler yapılamasa da, Parti ve sendika organları için yapılabildi. Stalin’in gerçekten de demokratik yönelimleri vardı. Yerel parti liderlerinin taban tarafından oylamayla seçilmesine –öyle istiyorlarsa eğer– güvenmek, demokrasinin belli başlı gereklerinden biridir. Sovyet seçimlerinin rekabete dayalı yapılması için Stalin’in verdiği demokrasi mücadelesini yenecek kadar güçlü olan bu odakların gücü, Parti ve sendikalardaki demokratik seçimleri durdurmaya yetmedi. 1937 yılının ikinci yarısında ilk kez demokratik sendika seçimleri yapıldı. Ama bu bir daha olmadı.

KİTLESEL BASKILAR DURDURULDU

Ana akım tarihçilerin 1937-1938 yılları arasındaki baskılara dair söyledikleri, bu baskıların nasıl gerçekleştiğini belgelediği sürece yararlıdır. Bu anlatımlar, mevcut çok sayıda birincil kaynakların incelenmesi ile, Stalin’in ve en üst Parti liderliğinin olup bitenleri yavaş yavaş anlamaya başladığını gösteriyor. Onlara, karşı devrimci komplolara karşı mücadele olarak sunulan şey, çoğu zaman sadık parti üyelerine ve tamamen masum yurttaşlara yönelmişti.

Ana akım tarihçiler, Yevzhov’un kitlesel baskılarının sebeplerine, gidişatına ve sonucuna doğrudan değinen belge niteliğindeki en önemli kanıtlar üzerine tartışma yürütmüyor:

– Bildiğimiz komplolar vardı. Varlığı kanıtlanan bu komplolar, üç Moskova Duruşmasına konu olanların yanı sıra basitçe Tuhaçevski Meselesi olarak anılan ve parti görevlilerinin ve askeri komutanların içinde olduğu komploları da içinde barındırır. Bu komplolar, Temmuz 1937’nin başlarında büyük bir güç kullanma ihtiyacına yönelik kararlar için itici güç sağladı.

– Komplocu olduğu iddia edilen kişilerin itirafları ve Yevzhov’un Haziran 1937 Merkez Komitesi Plenumu’nun ardından bir yıldan fazla süreyle Stalin’e ve merkezi Parti liderliğine bombardıman halinde sunduğu NKVD soruşturma raporları da ayrıntılarıyla belgeleniyor. Genellikle çok uzun ve ayrıntılı olan bu raporların onlarcası yayınlandı. Yayınlananlardan biri de, Iakov Iakovlev’in itirafıdır. Ancak bunlardan sadece birkaçı İngilizceye çevrildi. Stalin’in eline daha ne kadar belge geçtiğini bilmiyoruz. Bunlar muhtemelen sadece bir kısmını oluşturuyor.

– Yevzhov’un asistanı Mikhail Frinovskii’nin itirafı ile Yevzhov’un 1939’dan sonraki itiraflarının hepsi gözardı edilmektedir. Ana akım tarihçilerin bu belgeler hakkında yaptıkları birkaç açıklama, onların bu belgelere “inanmamayı” tercih ettiklerini gösteriyor. Zira bu bir ‘tartışmasız kabul etme’, ‘kanıtlandığını varsayma’ safsatasıdır. “Bu olmuş olmalı” diye peşin hükümle vardığımız paradigmaya uymuyor diye bir kanıtı görmezden gelmek, tarihçiler açısından meşru değildir.

Ana akım araştırmacılar, Yevzhov dönemindeki kitlesel baskıların nedenini açıklayan tüm delilleri görmezden geliyor. Sonra da, bu baskıların nedeninin bilinmediğini ilan ediyorlar. Elbette eğer kanıtları en baştan görmezden gelme kararı verilmişse, olaylar açıklanamaz.

KASIM 1938: KİTLESEL BASKILARA SON VERME EMRİ

Politbüro’nun NKVD’ye karşı önceden şüphe duymuş olabileceği konusunda ufak bir belgeye sahibiz.

“1938 başlarında, Merkez Komitesi Shkiriatov’u Ordzhonikidze’ye göndererek, bölgesel NKVD organları tarafından yapılan ‘kitlesel operasyonlar sırasında kriminal sapmalar konusunda elde edilen kanıtların araştırılmasını’ istedi” (Jansen ve Petrov, 2002, 135).

Yaygın ve gayrı resmi baskılar uygulandığına dair şüpheler Politbüro’da artmaya devam etti. Ağustos 1938’de Yevzhov’un yardımcısı Mikhail Frinovskii’nin yerini Lavrentii Beria aldı. Beria, Yevzhov’un daha sonra belirttiği gibi, Yevzhov’u izlemek için güvenilir bir kişi olarak seçilmişti.

Ekim 1937’de, Merkez Komitesi Plenumu’nda Stalin ve Politbüro, yasadışı kitlesel baskıların kanıtlarını ortaya çıkarmaya başlamıştı. 15 Kasım 1938’de askeri mahkemeler ve Yüksek Mahkeme Askeri Birliği’nin yanı sıra troykalarda da davaların duruşması durduruldu (Furr, 2016, 107).

“8 Aralık’ta basın, Yevzhov’un ‘kendi isteği ile’ NKVD’nin Başkanı olarak görevinden çekildiğini açıkladı. Dört gün sonra Moskova Bölge Mahkemesi, eski ‘düşman’lara yönelik birçok mahkumiyeti kaldırdı. Bildirge, Yüksek Mahkeme’nin sadece beş inşaat mühendisini serbest bırakmakla kalmayıp beşinin ‘gerçek düşmanları’ engellediğini kaydetti” (Getty, 1985, 188-189).

YEVZHOV’UN KOMPLOSU YAVAŞ YAVAŞ ORTAYA ÇIKIYOR

Yevzhov istifa edip yerine Beria geçirilince, tüm baskıları derhal durdurmak, onları etkileyen tüm NKVD Operasyonel Emirlerini kaldırmak ve Savcılığın tüm tutuklama vakalarının tamamının gözden geçirilmesi gereğini vurgulamak için emir çıkardı. Sonra yerel NKVD gruplarının büyük gayrimeşru baskıları ve cinayetleri (shooting) üzerine Beria’ya ve merkezi Parti liderliğine bir rapor seli başladı. Merkez parti önderliği araştırmaya başladı.

Politbüro üyeleri Beria, Andrei Andrev ve Georgii Malenkov, 29 Ocak 1939’de, Yevzhov’un görev süresi boyunca kitlesel suçları ayrıntılandıran bir rapor imzaladılar (Petrov ve Iansen, 2008, 359-363). Kitlesel baskının, Stalin’in değil, Yevzhov’un işi olduğuna ilişkin bu önemli kanıt, ancak 2008’de yayınlandı. Sonraki birkaç yıl boyunca, NKVD suçlularının daha fazla soruşturulması ve yargılanması başladı. Ana bir doküman koleksiyonunun editörlerine göre:

“…1939’da NKVD 44 bin kişiyi tutukladı; bu sayı 1938’de tutuklananların yaklaşık on beşte birini oluşturuyordu. Bu tutuklamaların çoğu Batı Ukrayna ve Beyaz Rusya’da idi [bu bölgelerin Eylül 1939’da Polonya’dan geri alınmasının ve Polonyalı yetkililerin ve yerleşimcilerin tutuklanmasının bir sonucu olarak]. Aynı yıl, 1937-1938 yılları arasında tutuklananların yeniden incelemesi üzerine, 110.000 kişi serbest bırakıldı” (Khaustov, 2006, 564 n. 11).

28 Ekim 1939’da bir grup savcı Andrei Jdanov’a mektup yazarak, suçsuz oldukları halde cezaevinde bulunanların gözden geçirilmesindeki yavaşlık konusunda Merkez Komitesi’nin NKDV’ye müdahale etmesini istedi.

Görünen o ki, 17 Kasım 1938 tarihli Merkez Komitesi kararının, Sovyet şahsiyetlerini, dürüst, sadık vatandaşları, eski parti üyelerini ve tüm parti örgütlerini terörize eden Yevzhov’un suçlu politikasının ve onun suçlu kliğinin uygulamalarını derhal düzeltmeye yönelik tüm girişimleri harekete geçirmiş olması gerekiyordu (Koenker ve Bachman, 1997, 26-27).

YEVZHOV’UN İTİRAFLARI

Yevzhov’un kendi itirafları, onun kitlesel infazlarından Stalin’in ve merkezi Sovyet liderliğinin sorumlu olmadığını gösteren kanıtlardır. Yevzhov, birçok kez yaptığı baskılar ve infazların kendi özel komplocu hedeflerinin gereği olarak gerçekleştirildiğini açıkça belirtmektedir. Yevzhov, 4 Ağustos 1939 tarihli itirafında, “hükümeti arsız bir şekilde kandırıyorduk” demiştir. Bu itirafların Yevzhov’un söylemeyi seçtiği şeyler dışında herhangi bir şeyi temsil ettiğine dair herhangi bir kanıt yoktur –işkence, tehdit veya uydurma gibi.

İdeolojik olarak, anti-komünist açıklamalar, Yevzhov’un Sovyet Hükümeti’ne karşı komplosunun kanıtlarını gizlemektedir. Açıkça görülen sebep, Stalin’i, Yevzhov’un yürüttüğü çok sayıda infaz emrini vermekle yanlış yere suçlama arzusudur.

FRİNOVSKİİ’NİN AÇIKLAMALARI

Yevzhov’un yardımcısı Mikhail Frinovskii, 11 Nisan 1939’da Beria’ya yaptığı açıklamada, Moskova Duruşmalarındaki sanıkların suçunu açıkça doğruluyor. Frinovski, Yevzhov’un, Buharin’i ve diğerlerini yanlış itirafta bulunmaya zorlamadığını açıkça gösteriyor. Bunun yerine, Yevzhov onlardan, Sağcı komploculardan biri olarak kendisinin adını vermemelerini istemiş, Buharin ve diğerleri de böyle davranmıştı. Buharin’in suçlu olduğuna dair çok sayıda başka kanıtlar da var. Bu kanıtlar, Frinovskii’nin (2006) ifadesinin doğruluğunu gösteriyor.

Yevzhov 10 Nisan 1939’da tutuklandı. Yevzhov’a göre, bir NKVD komplosu fikri, kendisine ilk önce Alman askeri ateşesi General Ernst Köstring tarafından önerilmişti. Tuhaçevski Meselesi, duruşması ve infazları sonrasında, (önceden beri komplocu olan) Mareşal Egorov ve Almanlar, SSCB’nin Almanya ve/veya müttefikler tarafından işgal edilmesine yardım etmek üzere yönlendirilmiş olan bu orijinal planı yeniden gözden geçirdi. Askeri komplodaki üst düzey şahsiyetlerin devre dışı bırakılmasıyla Almanlar bunun yerine darbe önerdi.

Moskova Mahkemeleri ve Tuhaçevski Meselesi sanıkları dışında, ki bunların suçlu olduğu kesindi, Yevzhov’un özellikle kimleri hedeflediğini bilmiyoruz. 1937-1938 yılları arasında yargılanıp infaz edilen Merkez Komite üyelerinin, entelektüeller ve daha düşük rütbeli subaylar gibi diğer tanınmış kişilerin, aynı şekilde yüz binlerce sıradan Sovyet vatandaşının kaçının gerçekten suçlu olduğunu bilmek isteriz. Bunun hakkında daha fazla bilgi sahibi olmamamızın başlıca sebebi, hiç kimsenin bu soruyu sormaması ve bu konuda araştırma yapmamasıdır. Çok sayıda kişi “rehabilite” edildi, masum olduğu bildirildi. Fakat rehabilitasyon süreci tarihsel değil, siyasi ve adlidir. Kruşçev ve Gorbaçov döneminde masum olarak ilan edilen, “rehabilite” olan tanınmış figürlerin çoğunun aslında suçlu olduğunu ve siyasi çıkarlar için masum ilan edildiklerini göstermiştik (Furr, 2011, Bölüm 11).

Yevzhov’un 4 Ağustos 1939’daki sorgulamasının sonunda, NKVD’nin, ayrıca cezası infaz edilmeyenlerin tutulduğu çalışma kampları olan GULAG’ı da kontrol ettiği ortaya çıkmaktadır. GULAG ile ilgili anlatımlar, kamplardaki koşulların 1937-1938’de kötü olduğunu ve Beria’nın NKVD’yi Yevzhov’dan devralmasıyla iyileştiğini kabul etmektedir. Yevzhov’un açıklamaları da bunu içermektedir:

“Iaroslavl Hapishanesi’nde olup gazete görmeyen Evgeniia Ginzburg, mahkumlar Yevzhov’un ne zaman görevinden düştüğünü söyleyebilirdi diyor: Hapishanelerde yaşanan sıkı rejim (sık sık tecrit ve tüm ayrıcalıklardan yoksun bırakılma) bir gün gevşetildi. Zamanlamanın, Beria’nın adının resmi hapishane uyarılarında görünmeye başlandığından birkaç gün sonraya denk düştüğü teyit edildi” (Getty, 1985, 189).

SONUÇ

“Büyük Terör” yanıltıcı bir isim, ancak kimse korkmadığından değil. Bu yanlış bir isimlendirme, çünkü Conquest “Büyük Terör” terimini “Stalin’in 30’lu Yıllardaki Tasfiyeleri” anlamında kullanıyordu, oysa bu böyle bir şey değildi. Yanlışlık, terörün var olduğu iddiasında değil, teröristlerin kim olduğu iddiasında yatıyordu. Yevzhov kurbanlarından birçoğunu rastgele seçti ve bu korkuya yol açan bir süreçti. Ancak Sovyet halkı terörle yönetilmiyordu ve Sovyet halkı genelde “terörize” değildi. “Büyük Terör” terimi, Conquest’in kullandığı şekilde yanlış olsa da, Sovyet Tarihi alanında kullanılmaya devam edildi.

Yevzhov’un kitlesel baskıları, üç Moskova Duruşması ve Tuhaçevski Meselesinde anlatılan komploların bir devamı niteliğindeydi. Yevzhov, –toplu katliamlar– askeri komplo keşfedildikten ve esas olarak yok edildikten sonra, kendi NKVD komplosunu başlattı.

Çok sayıda masum insan öldürüldü. 1939’dan savaş yıllarına dek, NKVD’nin başı olan Beria ve Sovyet Vekilliği yüz binlerce davayı gözden geçirdi ve yanlışlıkla hapsedildiğine karar verdikleri yüz binlerce kişiyi serbest bıraktı.

Aynı zamanda, anti-Sovyet komplolarıyla gerçekten ilgisi olan kişileri araştırmaya, ortaya çıkarmaya ve cezalandırmaya devam ediyorlardı. Gerçek komplolar vardı. Yevzhov ve Frinovskii’nin itiraflarına göre, Iagoda ve Yevzhov’un baskı altına aldığı herkes masum değildi. Grigory Tokaev (1956) ve “Svetlanin”/Likhachev gibi Sovyet göçmenleri, bazı komplocuların kimliğinin hiç ortaya çıkmadığını doğruluyor.

Elimizdeki mevcut kanıtlar iki hipotezi destekliyor. Birincisi, çok sayıda Birinci Sekreter ve diğer parti liderleri Sağ-Troçkist komploda yer aldı. İkincisi, bazıları Yevzhov’un NKVD komplosuna doğrudan karıştı. Bu, birçok tekil delilin bir araya getirilmesiyle doğrulanıyor. Bu deliller, aynı zamanda, Stalin’in kitle katili olması ve Yevzhov’un ise onun “sadık icracısı” olarak kalmasını talep eden ana akım Sovyet tarihçiliği ile de tamamen çelişmektedir. Bu nedenle, ana akım anti-komünist Sovyet tarihçileri ve Troçkistler tarafından reddediliyorlar. Çünkü anti-Stalin paradigmanın Procrustes* yatağına uymuyorlar.

KAYNAKLAR

Broue, P. 1980. Trotsky et le bloc des oppositions de 1932. Cahiers L!eon Trotsky 5:5–37.


Frinovskii, M. P. 2006. To the people’s commissar for internal affairs of the union of Soviet Soc. Republics: Commissar of state security 1st degree Beria L.P. Lubianka 1939–1946 33–60. Russian original at https:// msuweb.montclair.edu/~furrg/research/frinovskyru.html English translation at https://msuweb.montclair.edu/~fu…/research/frinovskyeng.html

Furr, G. 2005. Stalin and the struggle for democratic reform. Cultural Logic. http://clogic.eserver.org/2005/furr.html and http://clogic.eserver.org/2005/furr2.html

Furr, G. 2009. Evidence of Leon Trotsky’s collaboration with Germany and Japan. Cultural Logic. http://clogic.eserver.org/2009/Furr.pdf

Furr, G. 2011. Khrushchev lied: The evidence that every “Revelation” of Stalin’s (and Beria’s) crimes in Nikita Khrushchev’s infamous “Secret Speech” to the 20th Party Congress of the Communist Party of the Soviet Union on February 25,1956, is Provably False. Kettering, OH: Erythros Press & Media LLC.

Furr, G. 2013. The murder of Sergei Kirov. History, scholarship and the anti-Stalin paradigm. Kettering, OH: Erythros Press and Media, LLC.

Furr, G. 2015. Trotsky’s “Amalgams”: Trotsky’s lies, the Moscow trials as evidence, the Dewey commission. Trotsky’s conspiracies of the 1930s. Vol. 1. Kettering, OH: Erythros Press & Media, LLC.

Furr, G. 2016. Yezhov Vs. Stalin: The truth about mass repressions and the so-called ’Great Terror’ in the USSR. Kettering OH: Erythros Press & Media LLC. !

Furr, G. The Moscow trials and the “Great Terror” of 1937–1938: What the evidence shows. http://msuweb.montclair.edu/…/trials_ezhovshchina_update071…

Furr, G., and V. L. Bobrov. 2010. Stephen Cohen’s biography of Bukharin: A study in the falsehood of Khrushchev-Era ’Revelations’. Cultural Logic. http://clogic.eserver.org/2010/Furr.pdf

Genrikh Iagoda. 1997. Narkom vnutrennikh del SSSR, General’niy komisar gosudarstvennoi bezopasnosti. Kazan: Sbornik dokumentov.

Getty, J. A. 1985. Origins of the great purges. The Soviet communist party reconsidered, 1933–1938. New York and Cambridge: Cambridge University Press.

Getty, J. A. 2002. Excesses are not permitted: Mass terror and Stalinist governance in the late 1930s. The Russian Review 61:113–38.

Getty, J. A. 2013a. The Rise and Fall of a Party First Secretary: Vainov of Iaroslavl’. In The Anatomy of Terror: Political Violence Under Stalin, ed. J. Harris, 66–84. Oxford Scholarship Online.

Getty, J. A. 2013b. Practicing Stalinism. Bolsheviks, Boyars, and the persistence of tradition. New Haven, CT: Yale University Press.

Getty, J. A. Pre-election fever: The origins of the 1937 mass operations. Harris Anatomy 216–235.

Getty, J. A., and O. V. Naumov. 1999. The road to terror. Stalin and the self-destruction of the Bolsheviks, 1932–1939. New Haven: Yale University Press.

Goldman, W. Z. 2007. Terror and democracy in the age of Stalin. The social dynamics of repression. New York: Cambridge University Press.

Harris, J. ed. 2013. The anatomy of terror. Political violence under Stalin. New York: Oxford University Press.

Jansen, M., and N. Petrov. 2002. Stalin’s loyal executioner. People’s commissar Nikolai Ezhov 1895–1940. Stanford: Hoover Institution Press.

Khaustov, V. N. 2011. Lubianka. Sovetskaia elita na stalinskoi golgofe. 1937–1938. Dokumenty. Moscow: Mezhdunarodnyi Fond “Demokratiia”, 2011.

Khaustov, V. N. 2004. Lubianka. Stalin i Glavnoe Upravlenie Gosbezopasnosti NKVD. 1937–1938. Moscow: Materik, 2004.

Khaustov, V. N. 2006. Lubianka. Stalin i NKVD-NKGB-GUKR “Smersh.” 1939 – mart 1946. Moscow: MDF, 2006.

Khaustov, V., and L. Samuel’son. 2009. NKVD, i Repressii 1936–1938 gg. Istoriia Stalinizma series. Moscow: ROSSPEN.

Khrushchev, N. S. 1962. The new leader. The crimes of the Stalin era. Introduction by Anatol Shub, notes by Boris Nikolaevsky. New York: The New Leader.

Koenker, D. P., and R. D. Bachman, eds. 1997. Revelations from the Russian archives. Documents in English translation. Washington, DC: Library of Congress.

Petrov, N., and M. Iansen. 2008. “Stalinskii pitomets”—Nikolai Ezhov. Moscow: ROSSPEN.

Report of court proceedings. The case of the Trotskyite-Zinovievite terrorist center. Moscow: People’s Commissariat of Justice of the U.S.S.R. 1936.

Report of court proceedings in the case of the Anti-Soviet Trotskyite Centre. Heard before the military collegium of the supreme court of the U.S.S.R. Moscow, January 23–30, 1937…. Verbatim report. Moscow: People’s Commissariat of Justice of the U.S.S.R. 1937.

Stalin, J. V. 1936a. The Stalin-Howard interview. NY: International Publishers.

Stalin, J. V. 1936b. On the Draft of the Constitution of the USSR. Collected Works, Vol. 14. http://grachev62.narod.ru/stalin/tl4/tl4_44.htm (in Russian); Problems of Leninism, 795–834. Peking: Foreign Languages Press (in English). http://www.marx2mao.com/Stalin/SC36.html

Stalin, J. V. 1937. Vystuplenie Stalina na Rashirennom Zasedanii Voennogo Soveta pri Narkome Oborony. Istochnik 3 (1994) 72–88. A slightly different version is in Lubianka 1937–1938, 202–209.

Tokaev, G. 1956. Comrade X. London: Harvill Press.

Wheatcroft, S. G. 2004. From team-Stalin to degenerate tyranny. In The nature of Stalin’s dictatorship. The Politburo, 1924–1953, ed. E. A. Rees, 79–107. Basingstoke: Palgrave Macmillan.

Wheatcroft, S. G. 2007. Agency and terror: Evdokimov and mass killing in Stalin’s great terror. Australian Journal of Politics and History 53:20–43.

Zhukov, I. 2002a. “Zhupel Stalina,” Komsomolskaya Pravda, November 5, 6,12,13,14,15,19, 20. http://www.xlibri.ru/elib/smi_958/

Zhukov, I. 2002b. Repressii i Konstitutsiia SSSR 1936 goda. Voprosy Istorii. 1:3–26.

Zhukov, I. 2000. Tainy Kremlia: Stalin, Molotov, Beria, Malenkov. Moscow: Terra-Knizhnyy Klub.

Zhukov, I. 2003. Inoi Stalin. Politicheskie reformy v SSSR v 1933–1937 gg. Moscow: Vagrius.

* Grover Furr, Montclair Devlet Üniversitesi İngilizce Bölümü Orta Çağ Edebiyatı, New Jersey’de profesördür. Sovyet tarihinin Stalin dönemi konusundaki araştırmalarıyla eski ve yeni açılan arşiv belgelerine dayanan kitaplarıyla tanınır. Yakın zamanlarda, “Sergey Kirov Cinayeti – Tarih, Bilim ve anti-Stalin Paradigma” (2013), “Kanlı Yalanlar – Timothy Snyder’in ‘Kanlı Toprakları’nda Joseph Stalin ve Sovyetler Birliği’ne Yönelttiği Bütün Suçlamaların Delilleri Sahtedir” (2014), “Trotksy’nin Amalgamları: Trotsky’nin Yalanları, Kanıt olarak Moskova Duruşmaları; Dewey Komisyonu. Trotsky’nin 1930’lardaki Komploları, Birinci Cilt” (2015), “Yevzhov Stalin’e Karşı: Kitlesel Baskılar konusunda Gerçekler ve SSCB’de ‘Büyük Terör’” (2016) olmak üzere pek çok kitap ve makale kaleme almıştır. Yazarın internet sayfasına şu linkten ulaşılabilir: http://tinyurl.com/grover-furr-research.

* Yunan mitolojisinde Procrustes, kendisine konuk olan yolcuların boylarını yatağa uydurmak için kol ve bacaklarını çekip uzatan, ya da kırıp kısaltan sadist ruhlu dev. Ç.N.

Hiç yorum yok

Blogger tarafından desteklenmektedir.