Rosa Luxemburg
ile Lenin arasında bazı konularda farklılıklar olduğu bilinen bir gerçektir.
Yıllar boyu, bütün revizyonistler, Troçkistler, karşı devrimciler bu farklılık olan
konuları kucaklayarak, çarpıtarak, abartarak Rosa'yı, anti-Leninist gösterme, Lenin’in de vurguladığı gibi, Troçki’nin Londra
Kongresinde Rosa ile arasındaki farkın siyasi eğilimden daha çok bireysel “tonlama”
olduğu açıklamasına dayanarak, Rosa'nın bir Troçkist olduğunu satma pratiği içinde
oldular.
Lenin "bir yazarın
Notları"nda şunları söylemişti;
“Paul Levi şimdi Rosa Luxemburg'un tam da haksız olduğu eserlerini yeniden yayınlayarak, burjuvaziye -dolayısıyla da İkinci ve İki buçukuncu Enternasyonal'e, burjuvazinin ajanlarına- büyük bir hizmette bulunmak istiyor. Buna iyi bir Rus masalından iki satırla yanıt veriyoruz: "kartallar bazen tavuklardan daha aşağıda uçabilirler, ama tavuklar hiçbir zaman kartalların yüksekliğine ulaşamazlar. Rosa Luxemburg Polonya'nın bağımsızlığı sorununda yanıldı; 1903 'te Menşevizm’i değerlendirirken yanıldı; sermaye birikimi teorisinde yanıldı; Temmuz 1914'te Plehanov, Vandervelde, Kautsky vb. birlikte Bolşeviklerin Menşeviklerle birleşmesini savunurken yanıldı; 1918 cezaevi yazılarında yanıldı (cezaevinden çıkışında 1918 sonu ve 1919 başında hatalarını bizzat büyük ölçüde düzeltti) . Ancak o (Rosa) bütün bu hatalarına rağmen bizim için bir kartaldır ve kartal olacak kalacaktır; ve anısı bütün dünya komünistleri için daima değerli olmakla kalmayacak, aynı zamanda biyografisi ve bütün eserlerinin yayınlanması... tüm dünyada bir sürü komünist kuşağın eğitilmesinde son derece yararlı bir ders olacaktır. Rosa’nın yaptığı "Alman sosyal-demokrasisi 4 Ağustos 1914'ten sonra kokuşmuş bir cesettir" açıklaması Rosa Luxemburg'un adını uluslararası işçi hareketinin tarihinde meşhur edecektir. Ve şüphesiz ki, Paul Levi, Scheidemann, Kautsky gibi tavuklar ve tüm bu cemaat, İşçi hareketinin arka bahçesinde, gübre yığınları arasında, bu büyük komünistin hataları üzerine “gıdak”layacaklardır.”
Lenin’in bu söyleminde vurguladığı “cezaevinden çıkışında 1918 sonu ve 1919
başında hatalarını bizzat büyük ölçüde düzeltti” sözlerinin dayandığı yazılar Klara
Zetkin tarafından 1922 yılında toparlanmış, yayınlanmış ancak diğer dillere
çevrilerek yaygınlaşmamış (sanırım hala sadece Almanca, Rusça ve iki sene önce
İngilizce). Maalesef ki sol akımlardaki burjuva, küçük burjuva mülkiyetçi anlayışın
etken kalıntıları nedeniyle yapılan bir iki çevirilerin “parayı veren düdüğü
çalar”, “parası olan alır okur”, ya da “bölüm yayınlanacaksa sadece bizim
takımın sitesinde yayınlanabilir” vb., pratik-sonuç-anlayışıyla buluşması, çevirilerin
yaygınlaşması ve okunması önünde engel teşkil etmekte. Bu küçük burjuva mülkiyetçi
kalıntı eğilimi en azından Türkçe çevirilerle yıkmak için sözü geçen kitaptan önemine
göre “Rus Devriminin Dünya Proletaryası İçin Önemi” bölümünden başlayarak,
zaman olursa diğer birkaç yazının çevirisini “hiçbir
“mülkiyet” , “kredi” vs., hakkı olmadan blogda sunmaya çalışacağım. Eğer bu önemli yazılardan oluşan kitabın devamında sıraladığım içindekiler kısmından önceden çevrilmiş olanlar varsa bildirilmesinde yarar var.
Kitap ABD de Redstar Yayın tarafından yayınlandı ve çeviri dahil “Kopya
Hakkı “ hem ABD’de hem Hindistan’da.
Kısa bir bir bölümünün yayınlandığı kitap (İngilizce) , bu bağlantıdaki adresten satın alınabilir.
İçindekiler
Önsöz
Rosa Luxemburg'un Yaşam Çalışması
Anlamı ve tutarlılığı
Levi'nin Rosa’nın 'ölümünden sonra yayınlanan
broşürü' nedeniyle reformist muhalifleri tarafından iftiralara uğraması
"Ölümünden sonra yayınlanan broşürün"
tarihi
Rosa Luxemburg'un Eylül 1918 Rus Devrimi Üzerine
Görüşleri
"Rus Devrimi, Dünya Savaşının en kudretli
olayı"
Rus Devrimi, uluslararası proletaryanın bir sorunu
"Sosyalistlerin temel görevi, Rus Devrimi
deneyimlerinin hazinelerini ve derslerini ortaya çıkarmak"
Menşevik ve Kautsky'nin Rus Devrimi'ne bakışının
ütopik ve anti-devrimci özü
Bolşeviklerin tarihsel değeri
Bolşevik tarım politikasının eleştirisi
Bolşevik milliyet politikasının eleştirisi
Kurucu Meclis'e karşı Bolşevik tavrının eleştirisi
Sovyetler ile ilgili olarak seçim imtiyazının
eleştirisi
Sovyetlerin proletarya diktatörlüğünün Bolşevik
politikasının 'terör' ve 'demokrasi' ile ilişkisi bağlamında eleştirisi
Rosa Luxemburg’un Eylül Eleştirisinin Reformist
Kullanımına Karşı
Eylül eleştirisinin ana motifi
Adolf Warski’nin Rosa Luxemburg’un Milliyet Sorunu
üzerine Bolşevik politika görüşüne ve Levi’nin Rosa Luxemburg’un pozisyonunu
değiştirmediği yönündeki iddiasına ilişkin analizi
Rosa Luxemburg’un konumu ile reformist
sosyalistlerin ‘demokrasi’ konusundaki konumu arasındaki temel fark
Kurucu Meclis ile Sovyet sisteminin uyumsuzluğu
Sovyet seçim imtiyazının temel önemi
Devrimci nefsi müdafaa aracı olarak Proleter
diktatörlük ve terör
Karşı devrimci terör efsanelerinin yaratıcıları,
savunucuları ve yararlanıcıları
Bolşevik terörün gerçekliği ve kaçınılmazlığının somut
koşulları
Rus Sovyet devletinde bürokrasi sorunu
Bolşevik parti ile proletarya sınıfı arasındaki
ilişki
Rosa Luxemburg'un Almanya'daki Kasım Devrimi
Sonrası Rus Devrimi'ne Yönelik Tutumu
Rosa Luxemburg’un Rusya’nın sorunlarına ilişkin
"yenilenmiş-değiştirilmiş" görüşü, Tarihsel analizin bir ürünü olan
devrim
Rote Fahne, bunun klasik tanıklığı
Alman Devrimi'nin önde gelen organı olarak Rote
Fahne, Rosa Luxemburg’un çalışmaları ve siyasi vasiyeti
Rote Fahne, Ulusal Meclis'e, Alman Kurucu
Meclisi'ne karşı ve Konseylerin İktidarı lehine
Konseyler Kongresi'nin eleştirisi ve proletarya
diktatörlüğü ve burjuva demokrasisine ilişkin konumu
'Ayrılıkçılığın' üstesinden gelmenin bir aracı
olarak Konsey Anayasası
Sivil özgürlükler ve terör
Berlin'deki Ocak Ayaklanması ve mücadele sırasında
'Bağımsız' liderlere yönelik eleştiriler
Bolşeviklerin teorileri ve yöntemlerinin
tartışılmaması, Rus Devrimi bayrağı altında uygulamaları
1918/19 in Paul Levi’si, 1922 Paul Levi'sine karşı
Rosa Luxemburg ve Karl Liebknecht'in devrim
aylarındaki iş birliği, Rosa’nın Rus Devrimi’ne karşı tutum değişikliğinin bir
kanıtı.
Rosa Luxemburg’un terörü "temelden"
reddettiği iddiası
Rosa Luxemburg’un değiştirmiş olduğu Bakış Açısına
Daha Fazla Kanıtlar
Rosa Luxemburg'un Rote Fahne'deki karakteristik
makalelerinden alıntılar
Komünist Parti Kurucu Kongresi'nde "Program
Üzerine Konuşma" dan alıntılar
Leo Jogiches, Rosa Luxemburg'un ve kendisinin Bolşevik
politikasına yönelik tutumunun değişmesi üzerine
Rus Devrimi'ne karşı değişen tutumunun bir ifadesi
olarak Rosa Luxemburg'un Kasım Ayaklanması'ndan bu yana tüm siyasi
faaliyetleri.
Paul Levi'nin “Önsöz- Giriş” yazısı - Rosa
Luxemburg'un Eylül Eleştirisinin Kötüye Kullanımı
Neden "ölümünden sonra broşür” çıkarıldı?
'Giriş'in Marksist olmayan yöntemi
'Yeni politikanın' kapitalizme dayatılmış bir
taviz politikası ve komünist idealin keskin bir formülasyonu olarak Bolşevikler
tarafından içten bir şekilde tanımlanması
Rus küçük köylüsünün zihniyetini hesaba katmak
için Bolşevik politikaya ihtiyaç
Bolşevik taviz politikasının arka planı olarak Rus
Devrimi'nin trajik tarihsel çelişkisi
Bolşevik Tarım Politikası
Rus Devriminin temel bir ön koşulu olarak Bolşevik
tarım politikası
Rus tarım devriminin gelişmesi
Büyük bir orta köylü sınıfının oluşumu ve
sonuçları
Köylülerin toprak açlığını tatmin etme baskısı
Gelişmiş bir teknolojik üretim sisteminin ve
modern bir kırsal proletaryanın yokluğu ve bunun tarım devrimi için anlamı
Merkezi devrimci otoritenin başlangıçtaki
zayıflığı ve tarım devrimini nasıl etkilediği
"Savaş Komünizmi" ve "meta
kıtlığı", "doğuştan sahiplik psikolojisini" güçlendirir
Kitlesel sanayileşmeye ve komünizme yönelik
ekonomik ve sosyal kalkınma güçleri
Fransız ve Rus köylü kurtuluşu arasındaki tarihsel
fark
Arazinin kamulaştırılması ve küçük çiftliklerin
ülke ekonomisine bütünleştirilmesi için atılan adımlar
Sovyet Rusya'da proletarya ile orta köylülük
arasındaki karşıtlık
İşçiler ve köylüler arasında artan dayanışma
Bolşevik Taviz Politikasının Zorlukları ve
Tehlikeleri
İşçi Devleti içinde Kapitalistler ve proletarya
arasındaki sınıf çatışmasının sürekliliği
Sendikalar ve emek yasaları için rehber olarak
Sovyet liderliği
İşveren olarak Sovyet devleti
Komünizme doğru daha fazla gelişme için
proletaryanın sınıf temelli partisi tarafından siyasi iktidara el konulmasının
önemi
Sovyet İktidarı, Proleter Sınıf Yönetimi ve Parti Diktatörlüğü
Proleter hükümet sistemi proleter sınıf
egemenliğini garanti ediyor mu?
Proleter hükümet sisteminin içeriğinin belirleyici
bir faktörü olarak devrimci proleter sınıf partisi ile en aktif kitleler
arasındaki ilişki
Yukarıdan diktatörlüğün Jakoben-Blanquist
merkezileşmesi ile en aktif kitlelerin devrimci öz-merkezileştirmesi arasındaki
karşıtlık
Sözde Bolşevikler tarafından örgütlenme sisteminin
aşırı merkezileşmesi ve bunun yıkıcı sonuçları nedeniyle parti ve kitlelerin
yaşamlarının 'makineleşmesi'
1921 Kronstadt isyanı - Sovyet hükümetinin
proleter sınıf tabanını kaybettiğine dair hiçbir kanıt yok
Rus sanayi proletaryası ile Bolşevik parti
arasındaki ilişki
Devrimci proletaryanın ve onun önder sınıf
partisinin destansı tarihsel görevi
Bolşevik parti ile sanayi proletaryasının bir
kesimi arasındaki mesafenin nedenleri
Sovyetlerin Artan Gelişimi ve Sanayi Proletaryası
ve Sınıf Temelli Partisiyle Sıkı İttifakı
Tüm Rusya Sovyet Kongrelerine artan seçim
katılımı. İlçe ve İl Konferansları; büyüyen parti üyeliği; seçilmiş
temsilcilerin mesleği, eğitim niteliği ve cinsiyeti
Sovyet Yürütme Komiteleri üyelerinin parti üyeliği
ve meslekleri
Sovyetlerin Bolşevik Parti önderliğinde kitlelerin
iradesinin ve eylemlerinin ifadesi olarak işlevi
Proletaryanın iradesinin, faaliyetinin ve
ilerlemesinin bilinçli bir ifadesi olarak Bolşevik Parti
Rus Devriminin Dünya Proletaryası Açısından Önemi
Menşevikler ve onların Batı Avrupalı kardeşleri, kesin, kaçınılmaz bir
tarihsel yasa olarak gerçekleştirilmekte olan proleter devrimi Rusya için
taktikleri nedeniyle çok erken ve "tarihsel bir yanlış anlama",
"tarihsel bir hata" '' vb., olarak gördüklerinde kendi tarzlarında
tutarlıdırlar. Onlar devrimin burjuva bir devrim olması gerektiğine, ki bunun
ilk olarak "demokratik" araçlarla yaratılması gereken, yavaş ve
dikkatli bir şekilde hazırlanmış "kesinlikle başarılı" bir proleter
devriminin önkoşulları olduğuna inanıyorlar. Tarihin bu üstün ustaları, devrimi
inkâr ettiklerini reddediyorlar. Onlar Zaman uygun olduğunda, ancak nabzından
hissedebilecekleri ve devrim," doğru düşünen "burjuvazinin korkmasına
gerek olmayan" hoş "bir devrim olarak kaldığı sürece"" bir
"devrime" sahip olmaya "hazırlar.
Walter von der Vogelweide'ın İmparatoriçe İrene'ye bakışı kadar kusursuz
bir devrim: "Dikensiz gül, zekasız güvercin!" Böyle bir anlayışla,
proleter devrimini hiçbir zaman topraklara iterler ve onu sınıf mücadeleleri
alanından ahlak alanına kaydırırlar. Böylesi bir anlayışla, proleter devrimini hayali
topraklara iterler ve onu sınıf mücadeleleri alanından ahlak alanına
kaydırırlar.
Paul Levi, yazdığı "Giriş" te bu anlayışı paylaştığını ifade
etmedi – ama onun Bolşevik siyasete bakış açısı, kaçınılmaz olarak buna yönleniyor.
Bu bakış açısı Rosa Luxemburg ile başlıyor ve Hilferding, Stampfer ve Kautsky
ile bitiyor. Ölümünden sonra yayınlanan broşürün gerçek Önsözü, kendisini
"Kommunistischc Arbeitsgcmcinschart" (Komünist Çalışma Kolektifi)
olarak adlandıran bir proleter kitle partisinin karikatürünün kurulmasıydı.
Paul Levi'nin “Son Sözü” bir çağrı ile başladı: "Bağımsız Sosyal
Demokratlara bu şekilde katılmayı haklı çıkaran …devrimci işçilere veya
Almanya'ya: …. Bağımsız Sosyal Demokrat Parti uzun savaş yıllarında ve savaştan
sonra Marksizm’in ilkelerine sadık kaldı. "
Yazarın, Spartaküs Birliği ve KPD'nin (Almanya Komünist Partisi) Rosa Luxemburg
tarafından kuruluşunu, bu arada olağanüstü katılımıyla unutmuş gibi göründüğü
bir cümle. Sonsöz, Bağımsız Sosyal Demokratlara iltica etmesi ile sona erdi.
Paul Levi, belki de komünistlere kendi Marksizm’inin ve sosyalizminin ortadan
kaybolduğunu inkâr edebilirdi. İyi-okumuş bir adam olarak, Victor Hugo'nun
yardımıyla onlara açıklayacaktı: '' Ben, bir dönek! Ne zannediyorsunuz? O zaman tüm doğa, evrimleşmeyi asla
bırakmadığı için bir dönektir. "
Hiç kimse Paul Levi'nin geriye dönük gelişme hakkını engellemek
istemez. Ancak, o parlak ve gerçek devrimci Rosa Luxemburg'u kullanma
hakkına sahip değildir. Rosa’ya bakarak, onun yolundan "bizim
yolumuz" olarak bahsetmemelidir.
Rosa Luxemburg asla bu yolda Paul Levi ile yürümezdi. Onun berrak tarihsel
anlayışı ve devrimci ruhu, onu devrimci dar kafalıların ve devrimci Ferisilerin
- 'sosyalizm' adına her gün dua edenlerin - saflarına katılmaktan alıkoyardı:
"Tanrı'ya şükürler olsun, Bolşevik soyguncular, katiller ve vergi
tahsildarları gibi değiliz; bunun yerine biz iktidarın ele geçirilmesinden ve
toplumsallaşmadan vazgeçerek kendimizi Lloyd George ve Poincare, Morgan ve
Stinnes ile iş birliği için kendimizi değerli ve uygun tuttuk. "
Bu tarihi anda Rosa Luxemburg, dünya devriminin ilk fırtınalı girişiminde
yarattığı tek proleter devletten, gerçekte, dünya proleter devrimci kampının
kendisinden bir kaçış olarak, kendisini Bolşeviklerden eleştirel mesafeden
uzaklaştıran "Marksist" şahinliği ve tükürmeyi öfkeyle reddederdi.
Bolşeviklerin uygun olmayan bir zamanda ve uygun olmayan bir nesneye sosyalizmi
dayatmaya yönelik girişimleri olduğu ve uluslararası sosyalizmin gelecek için yorgun
ve yüklü olduğu ve bu girişimle dayanışma içine girmemesi gerektiği, bu şekilde
kendilerini kandırmaması ve kitlelerin aldatmacası olduğu, tek büyük umut
olarak ayakta durması gerektiği hakkında yağan çok sayıda reformist konuşmaları
yerle bir ederdi.
Sanki sosyalizm devrimsiz zafer kazanabilir ve devrim, şiddet ve zor
kullanma olmadan, kargaşa ve kafa karışıklığı ve proleter kitlelerin ve onların
liderlerinin uzun süre acı çekmeden, deneyimleri olmadan mümkün olabilirmiş gibi, ve sanki devrim
Klasik sosyal tamamlanması başlangıçta gerçekleşmeyen, tarihsel bir oluşum
olarak değil, tutarlı bir şekilde uygulanan bir plan olarak mümkünmüş gibi... İşçi liderleri, gerçekte, kurtuluş arayan
kitlelere Rusya'da ve kapitalizm tarafından komünizm için iyice hazırlanmış şartların
olduğu ülkelerde proleter devrimin kabul edilen ve vazgeçilen koşulları
arasındaki tarihsel farklılıkları gösteremeyecek kadar ruh ve bilgi bakımından
o kadar zayıflar mı?? Bu gerçeğin, bu ülkelerde ekmek için, çocuklarının
yemek ve eğitim hakkı için haykıran milyonlarcasının, İnsan olarak çalışan ama
emeğinin meyvelerini insan olarak da tatmak isteyen milyonların özgürlük
mücadelesi açısından önemini göstermeyi engelleyecekler? Reformist
sosyalistler - reformizmleriyle övünsünler ya da utanarak onu gizlemeye
çalışsınlar - 'tarihsel durumun' kısıtlamaları üzerinde ısrar etsinler;
devrimci mücadelenin yanı sıra proletaryanın devrimci amacına da ihanet etme
hakkını kendileri için iddia etsinler. Yine de zeki reformist sosyalistler için
doğru olan, pervasız Bolşevikler için açıkça kabul edilemez. "Tarihsel
durum" tarafından zorlanan bu “inatçı haydutlar” devrimi
"gerçekleştirilmesi gerektiği" şekilde gerçekleştirmekte ısrar ederler.
Bolşevik siyasetin tarihsel gerekçelendirmesi içinde genel evrensel
yaklaşımıyla aynı zamanda sınırlandırılması da mevcuttur. Rus Devrimi bugüne
kadar ilerledi ve sınıfların sosyalizm ve komünizm için mücadelesinin temel
özelliklerini o kadar açık bir şekilde ortaya koydu ki, iç savaş, proletarya
diktatörlüğü ve Sovyet sistemi proleter devriminin tarihsel, uluslararası
fenomenleri ve proleter devrimin biçimleri olarak değerlendiriliyor. .
Ancak, uygulaması şüphesiz çok çeşitli olacaktır Bu, tek tek ülkelerde eşzamanlı
olarak var olan büyük karmaşık ve iç içe geçmiş koşulların birbiriyle
çatışmasına ve devrimin çekiç darbesi eski toplumsal normları ve bağları
yok ederek en üst düzeyde tarihsel faaliyete ulaşmasına bağlıdır... Son olarak,
sosyalizmin derecesi veya olgunluğu veya kapitalist ekonomi ve çatışan
sınıflar arasındaki güç dengesi tarafından belirlenecektir.
Bu nedenle, dünyanın Bolşevik yöntemlerin mekanik aktarımından korunması
gerektiği yönündeki bu ton ve çığlık anlamsızdır. Bunun amacı açık. Yok etmek
istediği şey, tüm ülkelerin proleterleri arasında hareket eden ve dünya
burjuvazisi ve proleter devriminden nefret eden ya da sömürülen ve ezilen
kitlelerin bu tarihsel olarak aktif hale gelmesinden korkan herkes için korkunç
bir hayalet olan Sovyet Rusya'nın proleter devrim ruhudur… Bu devrimci
ruhla sayısız kuşakların doyurulmamış özlemleri yükseldi, varlıkları yaşamları
boyunca mülkün köleleştirici gücü altındaki güçlü ve görkemli insanlığın soluk,
hüzünlü bir gölgesinden başka bir şeye indirgenmeyen ve böylece atalarının gölgesi
olmayı reddeden nesiller yükseldi. Devrimci ruhla birlikte, mülkiyetin
kudretinin sefaletin en derin girintilerine ittiği sayısız milyonlarca kardeş
insanın ağıtını yükseltir, çünkü mal sahipleri alışılmış kapitalist bedeli sadece
işçilerden değil, aynı zamanda emperyalist savaşın cani yıkım işini
ortadan kaldırmak ve çökmekte olan ulusal ve uluslararası ekonomiyi
canlandırmak için gerekli olan fantastik hazinelerden de çıkarmak isterler…
Bu devrimci ruh, aktif bir şekilde, etkin bir şekilde tarihe
müdahale etmeli, Rusya'da yapıldığı gibi, milyonlarca proleterin ve yoksul
köylünün Bolşeviklerin partisi ve siyasetiyle kendi iradesinde somutlaşan ,
bilinçli, amaçlı tezahürünü-pratiğe dönüşümünü, bir eylem olarak bulan bir
irade ile `` tarih yapmak '' zorundadır. Bu devrimci ruh, eylemleri
Bolşevik siyasetin Rus Devrimi'nin karakteristik özelliklerini, yani hedefe
sadakat, cesur kararlılık ve tam adanmışlık taşıdığında, diğer ülkelerde de
karşı konulamaz ve muzaffer olacaktır. Orada tarihin gösterdiği, Rusya'da
izlediği ve devam ettiği yolu izleyecektir. Rus Devrimi'nin uluslararası
proletaryaya getirdiği tüm tarihsel bilgiler ne kadar değerli olursa olsun, onun
en değerli armağanı, her gün sıkıntı ve sefalet içinde tim çalışmada ve
mücadelede yeniden doğan canlı örneğidir. Bu devrimci ruhun yaygınlığının
ve işleyişinin en büyük örneği, işçi kitlelerini ve onların sınıf partisini
aktif bir varlık olarak birleştirdi ve en güçlü kahramanlık , her türlü
fedakârlık için onu güçlendirdi.
Bolşevik yönetimler, ilham aldığı ve taşıdığı bu ruhla, Rus Sovyet
Devletini yarattı, savunuyor ve sürdürüyor, dünya burjuvazisinin güçlerine karşı,
lekelenen, alay edilen cüceler tarafından kınanan mükemmel başarılarını tamamlıyor.
“Fakat dünya proletaryasının arabası, Bolşeviklerin, gerçek bir 'sosyalist
siyaset'in taleplerini sadece bu başarı uğruna feda ettikten sonra
kapitalizmle bir anlaşma yoluyla bu başarıya ihanet ettikleri suçlamasına da
yankılanmıyor mu? Şüpheler ortaya çıkmıyor mu: Sosyalizmin, nesnel ve öznel
olarak gerçekleştirilme zamanı olgunlaşmamışken neden devrimi hedefledi?
Neden, kapitalizmin ülkede yeniden canlandırılması acımasız bir zorunluluk
getirirken ve bu milyonlarca zahmete onun karı için müsamaha gösterilecekse proletaryayı
kapitalizmin kökünün kazınması mücadelesine götürüp, ona komünizm yoluyla
kurtuluşu inancıyla neden ilham verilsin ki.? Bu yılların korkunç mücadeleleri
ve fedakarlıkları olmaksızın, proletarya ve burjuvazinin dostane iş birliği
sayesinde, "demokrasi" yolunda "devrimin sonucunu, kapitalizmle
uzlaşmayı" başarmak mümkün olmaz mıydı: koalisyon siyasetinin yeniden
başlamasıyla, "demokrasi" ve sosyal reformlar getirecek olan saf bir
burjuva devriminin Menşevik sloganlarının gerçekleştirilmesi yoluyla?””
Bu türden başarılı sosyal demokrat pragmatik politikacılar tarafından, ve
görkemli bir devrim için sihirli sosyalist reçetelerin derin mucitleri
tarafından, demokratik ve ahlaki olarak güzel kokulu tarihin iyi, kusursuz
tavırları için törenlerin ustaları tarafından bu söylenenler kulağa oldukça “ makul
've üstün geliyor. Ancak, tarihsel olarak önemsiz ve yanlıştır.
Bolşevikler, yalnızca burjuva devriminin dar çerçevesini kırarak, tüm
işçilerin ve köleleştirilmiş halkın komünizm yoluyla kurtuluşu için devrimi
geniş tarihsel savaş alanına götürdüler, gelecek için rahatlatıcı bir umut
olarak değil emek ve fedakârlık isteyen günün acil ve pratik görevi olarak en geniş
kitlelere en yüksek hedefleri gösterdiler. Rus Devrimi ancak bu şekilde
milyonlarca zihnin, kalbin, elin üretken olmasına yol verdi, tarihi
büyüklüğe, parlak ışıltıya, ateşli parıltıya, güçlü, derin nefese, kısacası
yeni, aktif, daha yüce bir insan hayatı eğiliminin karakteristik özelliklerine
kavuştu. Ve ancak bu sayede Thames kıyılarından Ganj ve Mississippi kıyılarına,
Barselona, Torino, Kuzey Fransa ve Rhineland fabrikalarından Tokyo'daki
kapitalist sömürü alanlarına ve New York’a kadar ilham verici ve uyarıcı olabilirdi.
Geniş Rus işçi ve köylü kitlelerinin, büyük bir amaç uğruna yaşamanın ve
ölmenin bilincinde mutlu ve gururlu Sovyet sisteminden daha az bir şey uğruna -
demokratik tabakta sosyal pislik için - her
yıl acı çekeceğine ve mücadele edeceğine cidden inanan var mı?
Tarihsel olarak verili koşulların komünizm için
olgunlaşmamış olmasına rağmen, Bolşevikler, aslında, onu devrimin hedefi olarak belirlemeleri
gerekiyordu - ve sadece Rus proletaryasının kitlesi, sosyalizmi mücadele
yoluyla uygulama niyetinde yeterince olgunlaştığı için değil. Hayır, aynı
zamanda, uluslararası sosyalizme inananlar olarak Bolşeviklerin,
Marksistler olarak, proleter devriminin dünya devrimi olarak yaklaşımına ve
gelişimine ikna olmalarından kaynaklanıyordu. Rus topraklarında, en olumsuz
koşullar altında, ilk uçuşunda cesurca meydan okuyarak ve yavaş yavaş yükseldi.
Burada düşman güçlerden en az direnişle karşılaşmıştı, burada insan
cesaretinin keskinliği nesnel koşulların gelişimini aşmış ve özgürlüğün
yaratıcısı ve efendisi olmayı istemişti. Tarihsel olarak kapitalizmin yıkılmasıyla
yükümlü olan sınıf, gelişmiş ve oldukça ileri kapitalist ekonomik
kalkınma ülkelerinde toplumsal yaşamı yeniden canlandırma eylemine hazır
olmamalı mıydı?
Bolşevikler bu soruyu olumlu yanıtladılar ve acı deneyimleriyle öğrenmek
zorunda kaldılar -bana göre zorlu mücadelelerinin en acılı deneyimiyle – ki bu
ileri kapitalist 'kültür' ülkelerinde, iradenin olgunluğu proletaryanın
komünizm için, ekonomik olgunluğun millerce gerisinde yavaşça ve zahmetle
yalpalayabilsin. Tüm ülkelerin proleter sınıflarında devrimci olgunluğun
kesin belirtilerini gördüklerini düşünüyorlardı. Bununla birlikte, onlara
dışarıdan yankılanan, kendi devrimci kalplerinin tutkulu atışı, kendi
kararlı iradelerinin emir veren sesiydi. Dolayısıyla Bolşevikler, dünya
devriminin öncesinde olduğundan çok daha hızlı ilerleyeceği varsayımlarında yanılıyorlardı.
Tek başına bu yanlış hesaplama, proletaryanın henüz muzaffer olamayacağı
ve bu nedenle risk almaması gerektiği yönündeki tüm uyarılardan - ulusal
ve uluslararası - daha verimli ve üretken olmuştur. Bu uyarılar doğru ve
tam olarak işe yarıyor gibi görünüyor. Bununla birlikte, tarihsel olarak
konuşursak, sömürülenler için büyük bir yanlış hesaplamayı temsil ediyorlar,
çünkü sonuç hiç de boş değil, egemen iktidarın veya burjuvazinin
sağlamlaşmasında olduğu gibi sona eriyor. Öte yandan, Rus
proletaryasının devrimci coşkusu ve gücü, Bolşevik 'yanlış hesaplama' ile en
çaresiz anlarda yeniden ateşlendi ve ve içinden doğan inanç ve iradenin
ışıltısı enerjik bir güç veya devrimci bir gelişme olan Rus olmayan milyonlarca
proletaryanın ruhunda şanlı bir şekilde parlıyor.
Özgürlüğe ve iktidara yükselen bir sınıfın tek bir denemede hedefine
ulaşmaması, bu hedefin ardına, geniş kapsamlı bir mücadelenin başlangıç
noktasının arkasına defalarca geri itilmesi tarihsel bir yasadır. Eğer
Menşeviklerin zamanın ihtiyacı olarak gördükleri gibi, burjuva tarzında ve
burjuva sloganlarıyla gerçekleştirilseydi, Rusya'daki devrim, feodal toplumun
iktidar konumunu hızla ve tamamen yerle bir edecek bir konumda bile olamazdı.
Devrimci proleterler ve askerler, Petersburg ve Moskova'da Bolşeviklerin
önderliğinde iktidarı ele geçirip Sovyet yıldızının bayrağını kaldırdığında, saf
demokrasi 'askeri diktatörlüğe boyun eğme, çarlık karşı-devrimi tarafından
yutulma tehdidiyle karşı karşıya kalmışdı. Sadece Bolşevikler devrime derhal
proleter devrimin muazzam büyüklüğünü ve muazzam hedefini verdikleri için,
kitlelerin güçleri serbest bırakılabilir ve tarihsel olarak etkili
olabilirdi. Gülünç derecede kısa bir zaman diliminde, toplumda değişim için
yapıcı ve yıkıcı bir şekilde, burjuva devrimlerinin yüzyıllar boyunca
yapabileceklerinden daha fazlasını başardılar.
Tüm bağların, tüm ayrıcalıklı konumların, feodal toplumun tüm
kalıntılarının sosyal yaşamın her alanında proleter devrimle temizlendiği
Rusya'da olduğu gibi, Batı Avrupa'daki hiçbir ülkede hiçbir burjuva devrimi
bunu başaramadı. Burjuva demokrasisinin tüm ulusları - denizaşırı
cumhuriyetleri engellemeyen - hala feodal toplumdan atalarının
keresteleriyle doldurulmuş durumda. Proleter devrimin demir süpürgesi
Sovyet Rusya'yı silip süpürdü ve insanlar arasındaki yeni ilişkilerin
tohumlarının ve fidanlarının gelişmesi ve büyümesi için hava ve ışık getirdi. Proleter
devrimin taşıyıcısı ve uygulayıcısı olarak Bolşevik siyaset kasıtlı olarak
bundan fazlasını yaptı. Yeni toplumsal varoluşun yaratılışı ve yaratıcısı, sosyal
güçlerin ve sosyal kurumların yaratılışı ve yaratıcısı, herkesle kardeşçe
dayanışma içinde, yoldaşça yüce canlılık ve doyum açılımı ruhuyla titreşen
yaratımların yaratıcıları ve yaratımları olarak kelimenin tam anlamıyla sıfırdan
inşa edilmiştir.
Bolşeviklerin ölümlü düşmanları, kendi tarihsel çalışmalarına tanıklık
etmelidir. "Sağ Sosyal Devrimciler Programı" nda ilan şu edilmişti:
Bolşeviklerin mirası, her bir kökü zemine o kadar derinden nüfuz etmiş ki, onu
çekip çıkarmak, kaosun yayılması ve ekonomik çöküşe eş değer olacak bir
gerçeklik olarak görülmelidir. Gerçekten! Eğer Bolşevik Sovyet iktidarı bugün
çökecek olursa, onun egemenlik yıllarının bıraktığı iz- her günü çalışma ve
mücadelenin türbülansı bir şekilde yaşandığı gün ortadan kaybolmaz. Bu çalışma ve mücadele günleri, tarihte
yalnızca ölümsüz bir şekilde parlamayacaktı. Bunlar Proletarya devriminin güçlü
yumruğuyla özellikleri yeniden tanımlanan sosyal kurum ve varlıklarda ve o
günlerin özgürleştirici nefesinin içinde hareket etmeye devam edeceği
milyonlarca ruhta yıkılmaz bir şekilde canlı kalacaklardı. Bu Bolşevik
iktidar ve siyaset yıllarından sonra, Çarlık sisteminin geriye dönük bir
hayranı idealine biraz benzeyen, aynı zamanda dünya burjuvazisinin özlemlerini
gerçekleştirecek bir Rusya değil, aynı zamanda demokrasinin altın hazinelerini
dört gözle beklediğini iddia ederken , sınırsız, sürekli sömürücü ve hegemonik
gücün yok olan ihtişamına da geriye doğru bakan bir Rusya da asla ortaya
çıkmayacaktı. Sovyet Rusya için, emekçi halkın devleti hala yaşıyor ve
taviz politikalarına rağmen, Bolşevikler, proleter devriminin hedeflerini
ilerletmek için gücünü iyi bir şekilde kullanabilecekler.
Elbette, devrimci mücadeleyi sadece 'doğru zamanda' yürütmek isteyen mutlak
'saf’cılar' ve proleter kurtuluş mücadelesinin “estetikçileri”, Bolşeviklerin
1917'den beri proleter devrimin anıtsal başarısını kendi elleriyle yok ettiğini
söylüyorlar. Bu başarının büyüklüğü ve onu uygulayan herkesin, "ya hep ya
hiç" sloganıyla çalkantılı bir savaşta tarihsel olarak düşman güçlerini
engellemek için sarsılmaz kararlılığı ve bağlılığı ile, zekice yenme yerine düzenli
bir geri çekilme stratejisini kullanmak daha değerli olmaz mıydı? Muhteşem bir
özlem için ne kadar muhteşem bir son! Bolşeviklerin devrimci eylemini onların
başarılarının enkazı altına gömmek güzel ve kolay olurdu. Kapitalizmle bir paktın
sıradan, soğuk, gri rutininde canlandırıcı gerginlik ve mücadelenin devrimci
eylemini, hedefini ve başarısını korumak ve kullanım hakkı sözleşmesi, tavizler
vb.,nin olağanlığı içinde onunla inatçı mücadeleyi sürdürmek daha çok ve sonsuz
derecede daha zordur.
Cenevre Konferansı, dünya üzerinde bu anlaşmanın bırakın barışı bir
yana kapitalizmle ateşkes anlamına gelmediğinin parlayan işaretiydi.
Brest-Litovsk'ta olduğu gibi, burada da tarihsel olarak eski ve yeninin
iki dalgası birbiriyle çarpıştı. Uluslararası burjuvazinin ve ilgili
hükümetlerinin petrol kaynakları, savaş ganimetlerinin paylaşımı konusundaki
kirli pazarlıkları sona erdi; İngiliz ve Fransız emperyalizmi arasındaki kurnaz
entrika, Sovyet Rusya delegasyonunda olduğu gibi, proleter devrimi, özel
mülkiyetin gücüne karşı tarihsel ortak mülkiyet hakkını ilan ederek
işçilerin bastırılması ve yağmalanması için bu uluslararası birleşik cephenin
önüne geçmesiyle, önemini kaybetti. Bu büyük tarihi anın önemi ve Sovyet
Rusya'nın zayıf ama fethedilmemiş ve savaşmaya kararlı konumu,
uluslararası proletaryanın kapitalist açgözlülük karşısında ekmek hakkını bile savunacak
kadar cesur olmayan ve devrimci doğum hakkı olan özgürlüğü konusunda her dilde
sessiz kalan uluslararası ölü sessizlik, keskin bir rahatlamaya dönüştü.
Bolşevikler, yükün ağırlığını ve kapitalizmle yaptıkları anlaşmanın
sorumluluğunu serin bir bakışla değerlendiriyorlar. Dişler sıkıca kenetlenir,
her kas ve sinir sert bir kararlılıkla gerilir, yükü ve sorumluluğu üzerlerine
almaya cüret ederler. Bunu yapmak zorunda kaldılar; tarih onları
Gethsemane'lerine götürdü ve tarih onların bu acı şarap kadehin yanından geçmeden
ilerlemesine izin vermedi. Devrimci bir işçi partisi olarak, Rus
proletaryasının bilinçli iradesi ve bilinçli kudreti olarak komünistler, devrimci
hedefin devrimci aracı olan ve dünya kapitalizmi tarafından engellenen ama ona
yenilmeden Sovyet İktidarını elinde tutabilen ve kullanabilen tek partidir.
Rus işçi sınıfının önünde iktidarı ele geçirip diktatörlüğünü kurduğunda Partisinin
önünde ciddi zorluklar yığıldı. Kurulduğundan
bu yana, proleter iktidarı ve diktatörlüğü savunmak için, o zamandan beri
duyulmamış fedakarlıkların yapılması ve emsali olmayan tehlikelere meydan okuması
gerekiyordu. Azami fedakârlık isteyen Sovyet Rusya'da sosyalizmi kurma
mücadelesinin en zor ve en tehlikeli kısmı, yalnızca "her çekiç
atölyesinde ve her barınakta değil, aynı zamanda “geleneği” kabul eden her
işçinin ruhunda, her gün, her saat bir kâbus gibi tüm ölü nesillerin ağırlığının
olmasıdır ”.
Uluslararası proletarya, Rus Devriminin vahim tarihi saati, artık onu önemsiz
bir grup olarak görmemelidir. Nihayet, Sovyet Rusya'nın yanında kararlı bir
şekilde durmalıdır.
Moral dayanışma içinde- devrimin tarihsel olarak canlandırdığı güçleri en
aktif kendi kendine yardımlarıyla güçlendirmek ve onlara ilham vermek; ekonomik
dayanışma içinde -sosyalizme yönelik Sovyet ekonomisinin kurulmasını ve
genişlemesini teşvik etmek; siyasi dayanışma içinde -uluslararası burjuvazinin
ve hükümetlerinin sömürü ve tahakküm arzularını bertaraf etmek. Kapitalizmin
Sovyet Rusya'dan aldığı her taviz, uluslararası proletaryanın ruhunda kendi
yenilgisi gibi, gerçekte kendi hatası olarak yanmalıdır. Yaralar içinde ve
bitkin olan Rus proletaryası şimdiye kadar devrimci görevini yerine getirdi
ve bunu kahramanca ve kendini-inkâr edercesine yapmaya devam ediyor. Uluslararası proletaryanın görevini yapmasının nihayet tam
zamanı. Uluslararası proletarya gerçekten savaşmak yerine kendini yok etmeyi ve
tarihsel olarak ve türünün milyonlarcasını fiziksel ve ahlaki olarak ölmesini
mi tercih ediyor?
Durumla doğrudan yüzleşen Bolşeviklerin devrimci işçi sınıfı partisi, ideolojik
ve örgütsel birliğinin önüne hiçbir şeyin çıkmasına izin vermemelidir. Parti
İçinde Rus proletaryasının devrimci sınıf yaşamı, tarihsel bir itici güç
olarak pekişti. Bolşeviklerin devrimci işçi sınıfı partisi, siyasetinin
genel çizgisine bağlı kalmalıdır. Tarihe bağlı olmak, onu tarihi hedefe
götürecektir. Bolşevik siyaseti, "Marksist siyaseti" yürütmek,
toplumsal yaşamı ve gelişimini kör, anarşik olarak işleyen güçler olmaktan
çıkarıp, bilimin ve bilinçli iradenin eseri haline getirmek için en
yüksek tarihsel-dünya ölçeğine sahip ilk girişimidir. Büyük ölçekte bu
girişimle, proleter devriminin güçlü sesi, muhaliflerin korosunu,
düşmanların silahlarının gürültüsünü bastırır. Şimdi ve gelecekte mücadele talep ederek o, büyük Floransalı şairin Marks'ın Kapital'in ilk cildinin önüne
koyduğu yüce sözlerini Partiye haykırıyor; " Kendi rotanızı izleyin ve
bırakın insanlar konuşsun! "
Rusça'dan İngilizceye, Namita Khare tarafından çevrilmiştir.
İngilizceden Türkçeye çeviri Erdogan A